1|1|Rahmân ve rahîm olan Allah'n adyla.
1|2|Hamd (ِvme ve ِvülme), âlemlerin Rabbi Allah'a mahsustur.
1|3|O, rahmândr ve rahîmdir.
1|4|Ceza gününün mâlikidir.
1|5|(Rabbimiz!) Ancak sana kulluk ederiz ve yalnz senden medet umarz.
1|6|Bize doًru yolu gِster.
1|7|Kendilerine lütuf ve ikramda bulunduًun kimselerin yolunu; gazaba uًramlarn ve sapmlarn yolunu deًil!
2|1|Elif. Lâm. Mîm.
2|2|O kitap (Kur'an); onda asla üphe yoktur. O, müttakîler (saknanlar ve arnmak isteyenler) için bir yol gِstericidir.
2|3|Onlar gayba inanrlar, namaz klarlar, kendilerine verdiًimiz mallardan Allah yolunda harcarlar.
2|4|Yine onlar, sana indirilene ve senden ِnce indirilene iman ederler; ahiret gününe de kesinkes inanrlar.
2|5|فte onlar, Rablerinden gelen bir hidayet üzeredirler ve kurtulua erenler de ancak onlardr.
2|6|Gerçek u ki, kâfir olanlar (azap ile) korkutsan da korkutmasan da onlar için birdir; iman etmezler.
2|7|Allah onlarn kalplerini ve kulaklarn mühürlemitir. Onlarn gِzlerine de bir çeit perde gerilmitir ve onlar için (dünya ve ahirette) büyük bir azap vardr.
2|8|فnsanlardan bazlar da vardr ki, inanmadklar halde "Allah'a ve ahiret gününe inandk" derler.
2|9|Onlar (kendi akllarnca) güya Allah' ve müminleri aldatrlar. Halbuki onlar ancak kendilerini aldatrlar ve bunun farknda deًillerdir.
2|10|Onlarn kalblerinde bir hastalk vardr. Allah da onlarn hastalًn çoًaltmtr. Sِylemekte olduklar yalanlar sebebiyle de onlar için elîm bir azap vardr.
2|11|Onlara: Yeryüzünde fesat çkarmayn, denildiًi zaman, "Biz ancak slah edicileriz" derler.
2|12|قunu bilin ki, onlar bozguncularn ta kendileridir, lâkin anlamazlar.
2|13|Onlara: فnsanlarn iman ettiًi gibi siz de iman edin, denildiًi vakit "Biz hiç, sefihlerin (aklsz ve ahmak kiilerin) iman ettikleri gibi iman eder miyiz!" derler. Biliniz ki, sefihler ancak kendileridir, fakat bunu bilmezler (veya bilmezlikten gelirler).
2|14|(Bu münafklar) müminlerle karlatklar vakit "(Biz de) iman ettik" derler. (Kendilerini saptran) eytanlar ile babaa kaldklarnda ise: Biz sizinle beraberiz, biz onlarla (müminlerle) sadece alay ediyoruz, derler.
2|15|Gerçekte, Allah onlarla istihza (alay) eder de azgnlklarnda onlara frsat verir, bu yüzden onlar bir müddet babo dolarlar.
2|16|فte onlar, hidayete karlk dalâleti satn alanlardr. Ancak onlarn bu ticareti kazançl olmam ve kendileri de doًru yola girememilerdir.
2|17|Onlarn (münafklarn) durumu, (karanlk gecede) bir ate yakan kimse misalidir. O ate yanp da etrafn aydnlattً anda Allah, hemen onlarn aydnlًn giderir ve onlar karanlklar içinde brakr; (artk hiçbir eyi) gِrmezler.
2|18|Onlar saًrlar, dilsizler ve kِrlerdir. Bu sebeple onlar geri dِnemezler.
2|19|Yahut (onlarn durumu), gِkten saًanak halinde boanan, içinde yoًun karanlklar, gürültü ve yldrmlar bulunan yaًmur(a tutulmu kimselerin durumu) gibidir. O münafklar yldrmlardan gelecek ِlüm korkusuyla parmaklarn kulaklarna tkarlar. Halbuki Allah, kâfirleri çepeçevre kuatmtr.
2|20|(O esnada) imek sanki gِzlerini çkaracakm gibi çakar, onlar için etraf aydnlatnca orada birazck yürürler, karanlk üzerlerine çِkünce de olduklar yerde kalrlar. Allah dileseydi elbette onlarn kulaklarn saًr, gِzlerini kِr ederdi. Allah üphesiz her eye kadirdir.
2|21|Ey insanlar! Sizi ve sizden ِncekileri yaratan Rabbinize kulluk ediniz. Umulur ki, bِylece korunmu (Allah'n azabndan kendinizi kurtarm) olursunuz.
2|22|O Rab ki, yeri sizin için bir dِek, gًِü de (kubbemsi) bir tavan yapt. Gِkten su indirerek onunla, size besin olsun diye (yerden) çeitli ürünler çkard. Artk bunu bile bile Allah'a irk komayn.
2|23|Eًer kulumuza indirdiklerimizden herhangi bir üpheye düüyorsanz, haydi onun benzeri bir sûre getirin, eًer iddianzda doًru iseniz Allah'tan gayri ahitlerinizi (yardmclarnz) da çaًrn.
2|24|Bunu yapamazsanz -ki elbette yapamayacaksnz- yakt, insan ve ta olan cehennem ateinden saknn. اünkü o ate kâfirler için hazrlanmtr.
2|25|فman edip iyi davranlarda bulunanlara, içinden rmaklar akan cennetler olduًunu müjdele! O cennetlerdeki bir meyveden kendilerine rzk olarak yedirildikçe: Bundan ِnce dünyada bize verilenlerdendir bu, derler. Bu rzklar onlara (baz yِnlerden dünyadakine) benzer olarak verilmitir. Onlar için cennette tertemiz eler de vardr. Ve onlar orada ebedî kalclardr.
2|26|قüphesiz Allah (hakk açklamak için) sivrisinek ve onun da ِtesinde bir varlً misal getirmekten çekinmez. فman etmilere gelince, onlar bِyle misallerin Rablerinden gelen hak ve gerçek olduًunu bilirler. Kâfir olanlara gelince: Allah bِyle misal vermekle ne murat eder? derler. Allah onunla birçok kimseyi saptrr, birçoklarn da doًru yola yِneltir. Verdiًi misallerle Allah ancak fâsklar saptrr (çünkü bunlar birer imtihandr).
2|27|Onlar ِyle (fâsklar) ki, kesin sِz verdikten sonra sِzlerinden dِnerler. Allah'n ziyaret edilip hal ve hatrnn sorulmasn istediًi kimseleri ziyaretten vazgeçerler ve yeryüzünde fitne ve fesat çkarrlar. فte onlar gerçekten zarara uًrayanlardr.
2|28|Ey kâfirler! Siz ِlü iken sizi dirilten (dünyaya getirip hayat veren) Allah' nasl inkâr ediyorsunuz? Sonra sizi ِldürecek, tekrar sizi diriltecek ve sonunda O'na dِndürüleceksiniz.
2|29|O, yerde ne varsa hepsini sizin için yaratt. Sonra (kendine has bir ekilde) semaya yِneldi, onu yedi kat olarak yaratp düzenledi (tanzim etti). O, her eyi hakkyla bilendir.
2|30|Hatrla ki Rabbin meleklere: Ben yeryüzünde bir halife yaratacaًm, dedi. Onlar: Bizler hamdinle seni tesbih ve seni takdis edip dururken, yeryüzünde fesat çkaracak, orada kan dِkecek insan m halife klyorsun? dediler. Allah da onlara: Sizin bilemiyeceًinizi herhalde ben bilirim, dedi.
2|31|Allah Adem'e bütün isimleri, ًِretti. Sonra onlar ِnce meleklere arzedip: Eًer siz sِzünüzde sadk iseniz, unlarn isimlerini bana bildirin, dedi.
2|32|Melekler: Yâ Rab! Seni noksan sfatlardan tenzih ederiz, senin bize ًِrettiklerinden baka bizim bilgimiz yoktur. قüphesiz alîm ve hakîm olan ancak sensin, dediler.
2|33|(Bunun üzerine: ) Ey آdem ! Eyann isimlerini meleklere anlat, dedi. Adem onlarn isimlerini onlara anlatnca: Ben size, muhakkak semâvat ve arzda gِrülmeyenleri (oralardaki srlar) bilirim. Bundan da ِte, gizli ve açk yapmakta olduklarnz da bilirim, dememi miydim? dedi.
2|34|Hani biz meleklere (ve cinlere): آdem'e secde edin, demitik. فblis hariç hepsi secde ettiler. O yüz çevirdi ve büyüklük taslad, bِylece kâfirlerden oldu.
2|35|Biz: Ey آdem! Sen ve ein (Havva) beraberce cennete yerlein; orada kolaylkla istediًiniz zaman her yerde cennet nimetlerinden yeyin; sadece u aًaca yaklamayn. Eًer bu aًaçtan yerseniz her ikiniz de kendine kِtülük eden zalimlerden olursunuz, dedik.
2|36|قeytan onlarn ayaklarn kaydrp haddi tecavüz ettirdi ve içinde bulunduklar (cennetten) onlar çkard. Bunun üzerine: Bir ksmnz diًerine düman olarak ininiz, sizin için yeryüzünde barnak ve belli bir zamana dek yaamak vardr, dedik.
2|37|Bu durum devam ederken آdem, Rabbinden bir takm ilhamlar ald ve derhal tevbe etti. اünkü Allah tevbeleri kabul eden ve merhameti bol olandr.
2|38|Dedik ki: Hepiniz cennetten inin! Eًer benden size bir hidayet gelir de her kim hidayetime tâbi olursa onlar için herhangi bir korku yoktur ve onlar üzüntü çekmezler.
2|39|فnkâr edip âyetlerimizi yalanlayanlara gelince, onlar cehennemliktir, onlar orada ebedî kalrlar.
2|40|Ey فsrailoًullar! Size verdiًim nimetlerimi hatrlayn, bana verdiًiniz sِzü yerine getirin ki, ben de size vâdettiklerimi vereyim. Yalnzca benden korkun.
2|41|Elinizdekini (Tevrat'n asln) tasdik edici olarak indirdiًime (Kur'an'a) iman edin. Sakn onu inkâr edenlerin ilki olmayn! آyetlerimi az bir karlk ile satmayn, yalnz benden (benim azabmdan) korkun.
2|42|Bilerek hakk bâtl ile kartrmayn, hakk gizlemeyin.
2|43|Namaz tam kln, zekât hakkyla verin, rükû edenlerle beraber rükû edin.
2|44|(Ey bilginler!) Sizler Kitab' (Tevrat') okuduًunuz (gerçekleri bildiًiniz) halde, insanlara iyiliًi emredip kendinizi unutuyor musunuz? Aklnz kullanmyor musunuz?
2|45|Sabr ve namaz ile Allah'tan yardm isteyin. قüphesiz o (sabr ve namaz), Allah'a saygdan kalbi ürperenler dnda herkese zor ve aًr gelen bir gِrevdir.
2|46|Onlar, kesinlikle Rablerine kavuacaklarn ve O'na dِneceklerini düünen ve bunu kabullenen kimselerdir.
2|47|Ey فsrailoًullar! Size verdiًim nimetimi ve sizi (bir zamanlar) cümle âleme üstün kldًm hatrlayn.
2|48|ضyle bir günden korkun ki, o günde hiç kimse bakas için herhangi bir ِdemede bulunamaz; hiç kimseden (Allah izin vermedikçe) efaat kabul olunmaz, fidye alnmaz; onlara asla yardm da yaplmaz.
2|49|Hatrlayn ki, sizi, Firavun taraftarlarndan kurtardk. اünkü onlar size azabn en kِtüsünü reva gِrüyorlar, yeni doًan erkek çocuklarnz kesiyorlar, (fenalk için) kzlarnz hayatta brakyorlard. Aslnda o size reva gِrülenlerde Rabbinizden büyük bir imtihan vard.
2|50|Bir zamanlar biz sizin için denizi yardk, sizi kurtardk, Firavun'un taraftarlarn da, siz bakp dururken denizde boًduk.
2|51|Musa'ya krk gece (vahyetmek üzere) sِz vermitik. Sonra hakszlk ederek buzaًy (tanr) edindiniz.
2|52|O davranlarnzdan sonra (akllanp) ükredersiniz diye sizi affettik.
2|53|Doًru yolu bulasnz diye Musa'ya Kitab' ve hak ile bâtl ayran hükümleri verdik.
2|54|Musa kavmine demiti ki: Ey kavmim! قüphesiz siz, buzaًy (tanr) edinmekle kendinize kِtülük ettiniz. Onun için Yaradannza tevbe edin de nefislerinizi (kِtü duygularnz) ِldürün. ضyle yapmanz Yaratcnzn katnda sizin için daha iyidir. Bِylece Allah tevbenizi kabul etmi olur. اünkü acyp tevbeleri kabul eden ancak O'dur.
2|55|Bir zamanlar: Ey Musa! Biz Allah' açkça gِrmedikçe asla sana inanmayz, demitiniz de bakp durur olduًunuz halde hemen sizi yldrm çarpmt.
2|56|Sonra ِlümünüzün ardndan sizi dirilttik ki ükredesiniz.
2|57|Ve sizi bulutla gِlgeledik, size kudret helvas ve bldrcn gِnderdik ve "Verdiًimiz güzel nimetlerden yeyiniz" (dedik). Hakikatta onlar bize deًil sadece kendilerine kِtülük ediyorlard.
2|58|(فsrailoًullarna:) Bu kasabaya girin, orada bulunanlardan dilediًiniz ekilde bol bol yeyin, kapsndan eًilerek girin, (girerken) "Htta!" (Yâ Rabbi bizi affet) deyin ki, sizin hatalarnz baًlayalm; zira biz, iyi davrananlara (karlًn) fazlasyla vereceًiz, demitik.
2|59|Fakat zalimler, kendilerine sِylenenleri baka sِzlerle deًitirdiler. Bunun üzerine biz, yapmakta olduklar kِtülükler sebebiyle zalimlerin üzerine gِkten ac bir azap indirdik.
2|60|Musa (çِlde) kavmi için su istemiti de biz ona: Deًneًinle taa vur! demitik. Derhal (tatan) oniki kaynak fkrd. Her bِlük, içeceًi kaynaً bildi. (Onlara:) Allah'n rzkndan yeyin, için, sakn yeryüzünde bozgunculuk etmeyin, dedik.
2|61|Hani siz (verilen nimetlere karlk): Ey Musa! Bir tek yemekle yetinemeyiz; bizim için Rabbine dua et de yerin bitirdiًi eylerden; sebzesinden, hyarndan, sarmsaًndan, mercimeًinden, soًanndan bize çkarsn, dediniz. Musa ise: Daha iyiyi daha kِtü ile deًitirmek mi istiyorsunuz? O halde ehre inin. Zira istedikleriniz sizin için orada var, dedi. فte (bu hadiseden sonra) üzerlerine aaًlk ve yoksulluk damgas vuruldu. Allah'n gazabna uًradlar. Bu musibetler (onlarn bana), Allah'n âyetlerini inkâra devam etmeleri, haksz olarak peygamberleri ِldürmeleri sebebiyle geldi. Bunlarn hepsi, sadece isyanlar ve taknlklar sebebiyledir.
2|62|قüphesiz iman edenler; yani yahudilerden, hristiyanlardan ve sâbiîlerden Allah'a ve ahiret gününe hakkyla inanp sâlih amel ileyenler için Rableri katnda mükâfatlar vardr. Onlar için herhangi bir korku yoktur. Onlar üzüntü çekmeyeceklerdir.
2|63|Sizden saًlam bir sِz alm, Tûr daًnn altnda, size verdiًimizi kuvvetle tutun, onda bulunanlar daima hatrlayn, umulur ki, korunursunuz (demitik de);
2|64|Ondan sonra sِzünüzden dِnmütünüz. Eًer sizin üzerinizde Allah'n ihsan ve rahmeti olmasayd, muhakkak zarara uًrayanlardan olurdunuz.
2|65|فçinizden cumartesi günü azgnlk edip de, bu yüzden kendilerine: Aaًlk maymunlar olun! dediklerimizi elbette bilmektesiniz.
2|66|Biz bunu (maymunlam insanlar), hadiseyi bizzat gِrenlere ve sonradan gelenlere bir ibret dersi, müttakîler için de bir ًِüt vesilesi kldk.
2|67|Musa, kavmine: Allah bir sًr kesmenizi emrediyor, demiti de: Bizimle alay m ediyorsun? demilerdi. O da: Cahillerden olmaktan Allah'a sًnrm, demiti.
2|68|"Bizim admza Rabbine dua et, bize onun ne olduًunu açklasn" dediler. Musa: Allah diyor ki: "O, ne yal ne de kِrpe; ikisi arasnda bir inek." Size emredileni hemen yapn, dedi.
2|69|Bu defa: Bizim için Rabbine dua et, bize onun rengini açklasn, dediler. "O diyor ki: Sar renkli, parlak tüylü, bakanlarn içini açan bir inektir" dedi.
2|70|"(Ey Musa!) Bizim için, Rabbine dua et de onun nasl bir sًr olduًunu bize açklasn, nasl bir inek keseceًimizi anlayamadk. Biz, inaallah emredileni yapma yolunu buluruz" dediler. c
2|71|(Musa) dedi ki: Allah ِyle buyuruyor: O, henüz boyunduruk altna alnmayan, yer sürmeyen, ekin sulamayan, serbest dolaan (salma), renginde hiç alacas bulunmayan bir inektir. "فte imdi gerçeًi anlattn" dediler ve bunun üzerine (onu bulup) kestiler, ama az kalsn kesmeyeceklerdi.
2|72|Hani siz bir adam ِldürmütünüz de onun hakknda birbirinizle atmtnz. Halbuki Allah gizlemekte olduًunuzu ortaya çkaracaktr.
2|73|"Haydi, imdi (ِldürülen) adama, (kesilen ineًin) bir parçasyla vurun" dedik. Bِylece Allah ِlüleri diriltir ve düünesiniz diye size âyetlerini (Peygamberine verdiًi mucizelerini) gِsterir.
2|74|(Ne var ki) bunlardan sonra yine kalpleriniz katlat. Artk kalpleriniz ta gibi yahut daha da katdr. اünkü talardan ِylesi var ki, içinden rmaklar kaynar. ضylesi de var ki, çatlar da ondan su fkrr. Talardan bir ksm da Allah korkusuyla yukardan aaً yuvarlanr. Allah yapmakta olduklarnzdan gafil deًildir.
2|75|قimdi (ey müminler!) onlarn size inanacaklarn m umuyorsunuz? Oysa ki onlardan bir zümre, Allah'n kelâmn iitirler de iyice anladktan sonra, bile bile onu tahrif ederlerdi.
2|76|(Münafklar) inananlarla karlatklarnda "فman ettik" derler. Birbirleriyle babaa kaldklar vakit ise: Allah'n size açtklarn (Tevrat'taki bilgileri), Rabbiniz katnda sizin aleyhinize hüccet getirmeleri için mi onlara anlatyorsunuz; bunlar düünemiyor musunuz? derler.
2|77|Onlar bilmezler mi ki, gizlediklerini de açkça yaptklarn da Allah bilmektedir.
2|78|فçlerinde bir takm ümmîler vardr ki, Kitab' (Tevrat') bilmezler. Bütün bildikleri kulaktan dolma eylerdir. Onlar sadece zan ve tahminde bulunuyorlar.
2|79|Elleriyle (bir) Kitap yazp sonra onu az bir bedel karlًnda satmak için "Bu Allah katndandr" diyenlere yazklar olsun! Elleriyle yazdklarndan ِtürü vay haline onlarn! Ve kazandklarndan ِtürü vay haline onlarn!
2|80|فsrailoًullar: Sayl birkaç gün müstesna, bize ate dokunmayacaktr, dediler. De ki (onlara): Siz Allah katndan bir sِz mü aldnz -ki Allah sِzünden caymaz-, yoksa Allah hakknda bilmediًiniz eyleri mi sِylüyorsunuz?
2|81|Hayr! Kim bir kِtülük eder de kِtülüًü kendisini çepeçevre kuatrsa ite o kimseler cehennemliktirler. Onlar orada devaml kalrlar.
2|82|فman edip yararl i yapanlara gelince onlar da cennetliktirler. Onlar orada devaml kalrlar.
2|83|Vaktiyle biz, فsrailoًullarndan: Yalnzca Allah'a kulluk edeceksiniz, ana-babaya, yakn akrabaya, yetimlere, yoksullara iyilik edeceksiniz diye sِz alm ve "فnsanlara güzel sِz sِyleyin, namaz kln, zekât verin" diye de emretmitik. Sonunda aznz müstesna, yüz çevirerek dِnüp gittiniz.
2|84|(Ey فsrailoًullar!) Birbirinizin kann dِkmeyeceًinize, birbirinizi yurtlarnzdan çkarmayacaًnza dair sizden sِz almtk. Her eyi gِrerek sonunda bunlar kabul etmitiniz.
2|85|Bu misak kabul eden sizler, (verdiًiniz sِzün tersine) birbirinizi ِldürüyor, aranzdan bir zümreyi yurtlarndan çkaryor, kِtülük ve dümanlkta onlara kar birleiyorsunuz. Onlar yurtlarndan çkarmak size haram olduًu halde (hem çkaryor hem de) size esirler olarak geldiklerinde fidye verip onlar kurtaryorsunuz. Yoksa siz Kitab'n bir ksmna inanp bir ksmn inkâr m ediyorsunuz? Sizden ِyle davrananlarn cezas dünya hayatnda ancak rüsvaylk; kyamet gününde ise en iddetli azaba itilmektir. Allah sizin yapmakta olduklarnzdan asla gafil deًildir.
2|86|فte onlar, ahirete karlk dünya hayatn satn alan kimselerdir. Bu yüzden ne azaplar hafifletilecek ne de kendilerine yardm edilecektir.
2|87|Andolsun biz Musa'ya Kitab' verdik. Ondan sonra ardarda peygamberler gِnderdik. Meryem oًlu فsa'ya da mucizeler verdik. Ve onu, Rûhu'l-Kudüs (Cebrail) ile destekledik. (Ne var ki) gِnlünüzün arzulamadً eyleri sِyleyen bir elçi geldikçe ona kar büyüklük tasladnz. (Size gelen) peygamberlerden bir ksmn yalanladnz, bir ksmn da ِldürdünüz.
2|88|(Yahudiler peygamberlerle alay ederek) "Kalplerimiz perdelidir" dediler. Hayr; küfür ve isyanlar sebebiyle Allah onlara lânet etmitir. O yüzden çok az inanrlar.
2|89|Daha ِnce kâfirlere kar zafer isterlerken kendilerine Allah katndan ellerindeki (Tevrat') doًrulayan bir kitap gelip de (Tevrat'tan) bilip ًِrendikleri gerçekler karlarna dikilince onu inkâr ettiler. فte Allah'n lâneti bِyle inkârclaradr.
2|90|Allah'n kullarndan dilediًine peygamberlik ihsan etmesini kskandklar için Allah'n indirdiًini (Kur'an') inkâr ederek kendilerini harcamalar ne kِtü bir eydir! Bِylece onlar, gazap üstüne gazaba uًradlar. Ayrca kâfirler için alçaltc bir azap vardr.
2|91|Kendilerine: Allah'n indirdiًine iman edin, denilince: Biz sadece bize indirilene (Tevrat'a) inanrz, derler ve ondan bakasn inkâr ederler. Halbuki o Kur'an kendi ellerinde bulunan Tevrat' doًrulayc olarak gelmi hak kitaptr. (Ey Muhammed!) Onlara: قayet siz gerçekten inanyor idiyseniz daha ِnce Allah'n peygamberlerini neden ِldürüyordunuz? deyiver.
2|92|Andolsun Musa size apaçk mucizeler getirmiti. Sonra onun ardndan, zalimler olarak buzaًy (tanr) edindiniz.
2|93|Hatrlayn ki, Tûr daًnn altnda sizden sِz alm: Size verdiklerimizi kuvvetlice tutun, sِylenenleri anlayn, demitik. Onlar: فittik ve isyan ettik, dediler. فnkârlar sebebiyle kalplerine buzaً sevgisi dolduruldu. De ki: Eًer inanyorsanz, imannz size ne kِtü eyler emrediyor!
2|94|(Ey Muhammed, onlara:) قayet (iddia ettiًiniz gibi) ahiret yurdu Allah katnda diًer insanlara deًil de yalnzca size aitse ve bu iddianzda doًru iseniz haydi ِlümü temenni edin (bakalm), de.
2|95|Onlar, kendi elleriyle ِnceden yaptklar iler (günah ve isyanlar) sebebiyle hiç bir zaman ِlümü temenni etmeyeceklerdir. Allah zalimleri iyi bilir.
2|96|Yemin olsun ki, sen onlar yaamaya kar insanlarn en dükünü olarak bulursun. Putperestlerden her biri de arzular ki, bin sene yaasn. Oysa yaatlmas hiç kimseyi azaptan uzaklatrmaz. Allah onlarn yapmakta olduklarn eksiksiz gِrür.
2|97|De ki: Cebrail'e kim düman ise unu iyi bilsin ki Allah'n izniyle Kur'an' senin kalbine bir hidayet rehberi, ِnce gelen kitaplar doًrulayc ve müminler için de müjdeci olarak o indirmitir.
2|98|Kim, Allah'a, meleklerine, peygamberlerine, Cebrail'e ve Mikâil'e düman olursa bilsin ki Allah da inkârc kâfirlerin dümandr.
2|99|Andolsun ki sana apaçk ayetler indirdik. ( Ey muhammed!) Onlar ancak fasklar inkar eder.
2|100|Ne zaman onlar bir antlama yaptlarsa, yine kendilerinden bir gurup onu bozmad m? Zaten onlarn çoًu iman etmez.
2|101|Allah tarafndan kendilerine, yanlarnda bulunan tasdik edici bir elçi gelince ehl-i kitaptan bir gurup, sanki Allah'n kitabn bilmiyormu gibi onu arkalarna atp terkettiler.
2|102|Süleyman'n hükümranlً hakknda onlar, eytanlarn uydurup sِylediklerine tâbi oldular. Halbuki Süleyman büyü yapp kâfir olmad. Lâkin eytanlar kâfir oldular. اünkü insanlara sihri ve Babil'de Hârut ile Mârut isimli iki meleًe indirileni ًِretiyorlard. Halbuki o iki melek, herkese: Biz ancak imtihan için gِnderildik, sakn yanl inanp da kâfir olmayasnz, demeden hiç kimseye (sihir ilmini) ًِretmezlerdi. Onlar, o iki melekden, kar ile koca arasn açacak eyleri ًِreniyorlard. Oysa büyücüler, Allah'n izni olmadan hiç kimseye zarar veremezler. Onlar, kendilerine fayda vereni deًil de zarar vereni ًِrenirler. Sihri satn alanlarn (ona inanp para verenlerin) ahiretten nasibi olmadًn çok iyi bilmektedirler. Karlًnda kendilerini sattklar ey ne kِtüdür! Keke bunu anlasalard!
2|103|Eًer iman edip kendilerini kِtülükten korusalard, üphesiz, Allah tarafndan verilecek sevap daha hayrl olacakt. Keke bunlar anlasalard!
2|104|Ey iman edenler! "Râinâ" demeyin, "unzurnâ" deyin. (Sِylenenleri) dinleyin. Kâfirler için elem verici bir azap vardr.
2|105|(Ey müminler!) Ehl-i Kitaptan kâfirler ve putperestler de Rabbinizden size bir hayr indirilmesini istemezler. Halbuki Allah rahmetini dilediًine verir. Allah büyük lütuf sahibidir.
2|106|Biz, bir âyetin hükmünü yürürlükten kaldrr veya onu unutturursak (ertelersek) mutlaka daha iyisini veya benzerini getiririz. Bilmez misin ki Allah her eye kadirdir.
2|107|(Yine) bilmez misin, gِklerin ve yerin mülkiyet ve hükümranlً yalnzca Allah'ndr? Sizin için Allah'tan baka ne bir dost ne de bir yardmc vardr.
2|108|Yoksa siz de (ey müslümanlar), daha ِnce Musa'ya sorulduًu gibi peygamberinize sorular sormak m istiyorsunuz? Kim iman küfre deًiirse, üphesiz dosdoًru yoldan sapm olur.
2|109|Ehl-i kitaptan çoًu, hakikat kendilerine apaçk belli olduktan sonra, srf içlerindeki kskançlktan ِtürü, sizi imannzdan vazgeçirip küfre dِndürmek istediler. Yine de siz, Allah onlar hakkndaki emrini getirinceye kadar affedip baًlayn. قüphesiz Allah her eye kadirdir.
2|110|Namaz kln, zekât verin, ِnceden kendiniz için yaptًnz her iyiliًi Allah'n katnda bulacaksnz. قüphesiz Allah, yapmakta olduklarnz noksansz gِrür.
2|111|(Ehl-i kitap:) Yahudiler yahut hristiyanlar hariç hiç kimse cennete giremeyecek, dediler. Bu onlarn kuruntusudur. Sen de onlara: Eًer sahiden doًru sِylüyorsanz delilinizi getirin, de.
2|112|Bilâkis, kim muhsin olarak yüzünü Allah'a dِndürürse (Allah'a hakkyla kulluk ederse) onun ecri Rabbi katndadr. ضyleleri için ne bir korku vardr, ne de üzüntü çekerler.
2|113|Hepsi de kitab (Tevrat ve فncil'i) okumakta olduklar halde Yahudiler: Hristiyanlar doًru yolda deًillerdir, dediler. Hristiyanlar da: Yahudiler doًru yolda deًillerdir, dediler. Kitab bilmeyenler de birbirleri hakknda tpk onlarn sِylediklerini sِylediler. Allah, ihtilâfa dütükleri hususlarda kyamet günü onlar hakknda hükmünü verecektir.
2|114|Allah'n mescidlerinde O'nun adnn anlmasna engel olan ve onlarn harap olmasna çalandan daha zalim kim vardr! Aslnda bunlarn oralara ancak korkarak girmeleri gerekir. (Baka türlü girmeye haklar yoktur.) Bunlar için dünyada rezillik, ahirette de büyük azap vardr.
2|115|Doًu da Allah'ndr bat da. Nereye dِnerseniz Allah'n yüzü (zat) oradadr. قüphesiz Allah'(n rahmeti ve nimeti) genitir, O her eyi bilendir.
2|116|"Allah çocuk edindi" dediler. Hââ! O, bundan münezzehtir. Gِklerde ve yerde olanlarn hepsi O'nundur, hepsi O'na boyun eًmitir.
2|117|(O), gِklerin ve yerin esiz yaratcsdr. Bir eyi dilediًinde ona sadece "Ol!" der, o da hemen oluverir.
2|118|Bilmeyenler dediler ki: Allah bizimle konumal ya da bize bir âyet (mucize) gelmeli deًil miydi? Onlardan ِncekiler de ite tpk onlarn dediklerini demilerdi. Kalpleri (akllar) nasl da birbirine benzedi? Gerçekleri iyice bilmek isteyenlere âyetleri apaçk gِsterdik.
2|119|Doًrusu biz seni Hak (Kur'an) ile müjdeleyici ve uyarc olarak gِnderdik. Sen cehenmemliklerden sorumlu deًilsin.
2|120|Dinlerine uymadkça yahudiler de hristiyanlar da asla senden raz olmayacaklardr. De ki: Doًru yol, ancak Allah'n yoludur. Sana gelen ilimden sonra onlarn arzularna uyacak olursan, andolsun ki, Allah'tan sana ne bir dost ne de bir yardmc vardr.
2|121|Kendilerine kitap verdiًimiz kimseler (den bazs) onu, hakkn gِzeterek okurlar. اünkü onlar, ona iman ederler. Onu inkâr edenlere gelince, ite gerçekten zarara uًrayanlar onlardr.
2|122|Ey فsrailoًullar! Size verdiًim nimetimi ve sizi (bir zamanlar) cümle âleme üstün klm olduًumu hatrlayn.
2|123|Ve bir günden saknn ki, o günde hiç kimse bakas namna bir ey ِdeyemez, kimseden fidye kabul edilmez, hiç kimseye efaat fayda vermez. Onlar hiçbir yardm da gِrmezler.
2|124|Bir zamanlar Rabbi فbrahim'i bir takm kelimelerle snam, onlar tam olarak yerine getirince: Ben seni insanlara ِnder yapacaًm, demiti. "Soyumdan da (ِnderler yap, yâ Rabbi!)" dedi. Allah: Ahdim zalimlere ermez (onlar için sِz vermem) buyurdu.
2|125|Biz, Beyt'i (Kâbe'yi) insanlara toplanma mahalli ve güvenli bir yer kldk. Siz de فbrahim'in makamndan bir namaz yeri edinin (orada namaz kln). فbrahim ve فsmail'e: Tavaf edenler, ibadete kapananlar, rükû ve secde edenler için Evim'i temiz tutun, diye emretmitik.
2|126|فbrahim de demiti ki: Ey Rabbim! Buray emin bir ehir yap, halkndan Allah'a ve ahiret gününe inananlar çeitli meyvelerle besle. Allah buyurdu ki: Kim inkâr ederse onu az bir süre faydalandrr, sonra onu cehennem azabna sürüklerim. Ne kِtü varlacak yerdir oras!
2|127|Bir zamanlar فbrahim, فsmail ile beraber Beytullah'n temellerini yükseltiyor (ِyle diyorlard:) Ey Rabbimiz! Bizden bunu kabul buyur; üphesiz sen iitensin, bilensin.
2|128|Ey Rabbimiz! Bizi sana boyun eًenlerden kl, neslimizden de sana itaat eden bir ümmet çkar, bize ibadet usullerimizi gِster, tevbemizi kabul et; zira, tevbeleri çokça kabul eden, çok merhametli olan ancak sensin.
2|129|Ey Rabbimiz! Onlara, içlerinden senin âyetlerini kendilerine okuyacak, onlara kitap ve hikmeti ًِretecek, onlar temizleyecek bir peygamber gِnder. اünkü üstün gelen, her eyi yerli yerince yapan yalnz sensin.
2|130|فbrahim'in dininden kendini bilmezlerden baka kim yüz çevirir? Andolsun ki, biz onu dünyada (elçi) seçtik, üphesiz o ahirette de iyilerdendir.
2|131|اünkü Rabbi ona: Müslüman ol, demi, o da: Alemlerin Rabbine boyun eًdim, demiti.
2|132|Bunu فbrahim de kendi oًullarna vasiyet etti, Yakub da: Oًullarm! Allah sizin için bu dini (فslâm') seçti. O halde sadece müslümanlar olarak ِlünüz (dedi).
2|133|Yoksa Ya'kub'a ِlüm geldiًi zaman siz orada m idiniz? O zaman (Ya'kub) oًullarna: Benden sonra kime kulluk edeceksiniz? demiti. Onlar: Senin ve atalarn فbrahim, فsmail ve فshak'n ilâh olan tek Allah'a kulluk edeceًiz; biz ancak O'na teslim olmuuzdur, dediler.
2|134|Onlar bir ümmetti, gelip geçti. Onlarn kazandklar kendilerinin, sizin kazandklarnz sizindir. Siz onlarn yaptklarndan sorguya çekilmezsiniz.
2|135|(Yahudiler ve hristiyanlar müslümanlara:) Yahudi ya da hristiyan olun ki, doًru yolu bulasnz, dediler. De ki: Hayr! Biz, hanîf olan فbrahim'in dinine uyarz. O, müriklerden deًildi.
2|136|"Biz, Allah'a ve bize indirilene; فbrahim, فsmail, فshak, Ya'kub ve esbâta indirilene, Musa ve فsa'ya verilenlerle Rableri tarafndan diًer peygamberlere verilenlere, onlardan hiçbiri arasnda fark gِzetmeksizin inandk ve biz sadece Allah'a teslim olduk" deyin.
2|137|Eًer onlar da sizin inandًnz gibi inanrlarsa doًru yolu bulmu olurlar; dِnerlerse mutlaka anlamazlk içine dümü olurlar. Onlara kar Allah sana yeter. O iitendir, bilendir.
2|138|Allah'n (verdiًi) rengiyle boyandk. Allah'tan daha güzel rengi kim verebilir? Biz ancak O'na kulluk ederiz (deyin).
2|139|De ki: Allah bizim de Rabbimiz, sizin de Rabbiniz olduًu halde, O'nun hakknda bizimle tartmaya m giriiyorsunuz? Bizim yaptklarmz bize, sizin yaptklarnz da size aittir. Biz O'na gِnülden baًlananlarz.
2|140|Yoksa siz, فbrahim, فsmail, فshak, Ya'kub ve esbâtn yahudi, yahut hristiyan olduklarn m sِylüyorsunuz? De ki: Siz mi daha iyi bilirsiniz, yoksa Allah m? Allah tarafndan kendisine (bildirilmi) bir ahitliًi gizleyenden daha zalim kim olabilir? Allah yaptklarnzdan gafil deًildir.
2|141|Onlar bir ümmetti; gelip geçti. Onlarn kazandklar kendilerine, sizin kazandklarnz da size aittir. Siz onlarn yaptklarndan sorguya çekilmezsiniz.
2|142|فnsanlardan bir ksm beyinsizler: Yِnelmekte olduklar kblelerinden onlar çeviren nedir? diyecekler. De ki: Doًu da bat da Allah'ndr. O dilediًini doًru yola iletir.
2|143|فte bِylece sizin insanlًa ahitler olmanz, Resûl'ün de size ahit olmas için sizi mutedil bir millet kldk. Senin (arzulayp da u anda) yِnelmediًin kbleyi (Kâbe'yi) biz ancak Peygamber'e uyan, ِkçeleri üzerinde geri dِnenden ayrdetmemiz için kble yaptk. Bu, Allah'n hidayet verdiًi kimselerden bakasna elbette aًr gelir. Allah sizin imannz asla zayi edecek deًildir. Zira Allah insanlara kar efkatli ve merhametlidir.
2|144|(Ey Muhammed!) Biz senin yüzünün gًِe doًru çevrilmekte olduًunu (yücelerden haber beklediًini) gِrüyoruz. فte imdi, seni memnun olacaًn bir kbleye dِndürüyoruz. Artk yüzünü Mescid-i Haram tarafna çevir. (Ey müslümanlar!) Siz de nerede olursanz olun, (namazda) yüzlerinizi o tarafa çevirin. قüphe yok ki, ehl-i kitap, onun Rablerinden gelen gerçek olduًunu çok iyi bilirler. Allah onlarn yapmakta olduklarndan habersiz deًildir.
2|145|Yemin olsun ki (habibim ! ) sen ehl-i kitaba her türlü âyeti (mucizeyi) getirsen yine de onlar senin kblene dِnmezler. Sen de onlarn kblesine dِnecek deًilsin. Onlar da birbirlerinin kblesine dِnmezler. Sana gelen ilimden sonra eًer onlarn arzularna uyacak olursan, ite o zaman sen hakk çiًneyenlerden olursun.
2|146|Kendilerine kitap verdiklerimiz onu (o kitaptaki peygamberi), ِz oًullarn tandklar gibi tanrlar. Buna raًmen onlardan bir gurup bile bile gerçeًi gizler.
2|147|Gerçek olan, Rabbinden gelendir. O halde kukulananlardan olma!
2|148|Herkesin yِneldiًi bir kblesi vardr. (Ey müminler!) Siz hayr ilerinde yarn. Nerede olursanz olun sonunda Allah hepinizi bir araya getirir. قüphesiz Allah her eye kadirdir.
2|149|Nereden yola çkarsan çk (namazda) yüzünü Mescid-i Haram tarafna çevir. Bu emir Rabbinden sana gelen gerçektir. (Biliniz ki) Allah yaptklarnzdan habersiz deًildir.
2|150|(Evet Resûlüm ! ) Nereden yola çkarsan çk (namazda) yüzünü Mescid-i Haram'a doًru çevir. Nerede olursanz olunuz, yüzünüzü o yana çevirin ki, aralarndan hakszlk edenler (kuru inatçlar) müstesna, insanlarn aleyhinizde (kullanabilecekleri) bir delili bulunmasn. Sakn onlardan korkmayn! Yalnz benden korkun. Bِylece size olan nimetimi tamamlayaym da doًru yolu bulasnz.
2|151|Nitekim kendi içinizden size âyetlerimizi okuyan, sizi kِtülüklerden arndran, size Kitab' ve hikmeti talim edip bilmediklerinizi size ًِreten bir Resûl gِnderdik.
2|152|ضyle ise siz beni (ibadetle) ann ki ben de sizi anaym. Bana ükredin; sakn bana nankِrlük etmeyin!
2|153|Ey iman edenler! Sabr ve namaz ile Allah'tan yardm isteyin. اünkü Allah muhakkak sabredenlerle beraberdir.
2|154|Allah yolunda ِldürülenlere "ِlüler" demeyin. Bilakis onlar diridirler, lâkin siz anlayamazsnz.
2|155|Andolsun ki sizi biraz korku ve açlk; mallardan, canlardan ve ürünlerden biraz azaltma (fakirlik) ile deneriz. (Ey Peygamber! ) Sabredenleri müjdele !
2|156|O sabredenler, kendilerine bir belâ geldiًi zaman: Biz Allah'n kullaryz ve biz O'na dِneceًiz, derler.
2|157|فte Rablerinden baًlamalar ve rahmet hep onlaradr. Ve doًru yolu bulanlar da onlardr.
2|158|قüphe yok ki, Safa ile Merve Allah'n koyduًu nianlardandr. Her kim Beytullah' ziyaret eder veya umre yaparsa onlar tavaf etmesinde kendisine bir günah yoktur. Her kim gِnüllü olarak bir iyilik yaparsa üphesiz Allah kabul eder ve (yaplan) hakkyla bilir.
2|159|فndirdiًimiz açk delilleri ve kitapta insanlara apaçk gِsterdiًimiz hidayet yolunu gizleyenlere hem Allah hem de bütün lânet ediciler lânet eder.
2|160|Ancak tevbe edip durumlarn düzeltenler ve gerçeًi açkça ortaya koyanlar bakadr. Zira ben onlarn tevbelerini kabul ederim. Ben tevbeyi çokça kabul eden ve çokça esirgeyenim.
2|161|(Ayetlerimizi) inkâr etmi ve kâfir olarak ِlmülere gelince, ite Allah'n, meleklerin ve tüm insanlarn lâneti onlarn üzerinedir.
2|162|Onlar ebediyen lânet içinde kalrlar. Artk ne azaplar hafifletilir ne de onlarn yüzlerine baklr.
2|163|فlâhnz bir tek Allah'tr. O'ndan baka ilâh yoktur. O, rahmândr, rahîmdir.
2|164|قüphesiz gِklerin ve yerin yaratlmasnda, gece ile gündüzün birbiri peinden gelmesinde, insanlara fayda veren eylerle yüklü olarak denizde yüzüp giden gemilerde, Allah'n gِkten indirip de ِlü haldeki topraً canlandrdً suda, yeryüzünde her çeit canly yaymasnda, rüzgârlar ve yer ile gِk arasnda emre hazr bekleyen bulutlar yِnlendirmesinde düünen bir toplum için (Allah'n varlًn ve birliًini isbatlayan) birçok deliller vardr.
2|165|فnsanlardan bazlar Allah'tan bakasn Allah'a denk tanrlar edinir de onlar Allah' sever gibi severler. فman edenlerin Allah'a olan sevgileri ise (onlarnkinden) çok daha fazladr. Keke zalimler azab gِrdükleri zaman (anlayacaklar gibi) bütün kuvvetin Allah'a ait olduًunu ve Allah'n azabnn çok iddetli olduًunu ِnceden anlayabilselerdi.
2|166|فte o zaman (gِrecekler ki) kendilerine uyulup arkalarndan gidilenler, uyanlardan hzla uzaklarlar ve (o anda her iki taraf da) azab gِrmü, nihayet aralarndaki baًlar kopup parçalanmtr.
2|167|(Kِtülere) uyanlar ِyle derler: Ah, keke bir daha dünyaya geri gitmemiz mümkün olsayd da, imdi onlarn bizden uzaklatklar gibi biz de onlardan uzaklasaydk! Bِylece Allah onlara, ilerini, pimanlk ve üzüntü kaynaً olarak gِsterir ve onlar artk ateten çkamazlar.
2|168|Ey insanlar! Yeryüzünde bulunanlarn helâl ve temiz olanlarndan yeyin, eytann peine dümeyin; zira eytan sizin açk bir dümannzdr.
2|169|O size ancak kِtülüًü, çirkini ve Allah hakknda bilmediًiniz eyleri sِylemenizi emreder.
2|170|Onlara (müriklere): Allah'n indirdiًine uyun, denildiًi zaman onlar, "Hayr! Biz atalarmz üzerinde bulduًumuz yola uyarz" dediler. Ya atalar bir ey anlamam, doًruyu da bulamam idiyseler?
2|171|(Hidayet çaًrsna kulak vermeyen) kâfirlerin durumu, sadece çobann baًrp çaًrmasn iiten hayvanlarn durumuna benzer. اünkü onlar saًrlar, dilsizler ve kِrlerdir. Bu sebeple düünmezler.
2|172|Ey iman edenler! Size verdiًimiz rzklarn temiz olanlarndan yeyin, eًer siz yalnz Allah'a kulluk ediyorsanz O'na ükredin.
2|173|Allah size ancak ِlüyü (lei), kan, domuz etini ve Allah'tan bakas adna kesileni haram kld. Her kim bunlardan yemeye mecbur kalrsa, bakasnn hakkna saldrmadan ve haddi amadan bir miktar yemesinde günah yoktur. قüphe yok ki Allah çokça baًlayan çokça esirgeyendir.
2|174|Allah'n indirdiًi kitaptan bir eyi (âhir zaman Peygamberinin vasflarn) gizleyip onu az bir paha ile deًienler yok mu, ite onlarn yeyip de karnlarna doldurduklar, ateten baka bir ey deًildir. Kyamet günü Allah ne kendileriyle konuur ve ne de onlar temize çkarr. Orada onlar için can yakc bir azap vardr.
2|175|Onlar doًru yol karlًnda sapklً, maًfirete bedel olarak da azab satn alm kimselerdir. Onlar atee kar ne kadar dayankldrlar!
2|176|O azabn sebebi, Allah'n, kitab hak olarak indirmi olmasdr. (Buna raًmen farkl yorum yapp) kitapta ayrlًa düenler, elbette derin bir anlamazlًn içine dümülerdir.
2|177|فyilik, yüzlerinizi doًu ve bat tarafna çevirmeniz deًildir. Asl iyilik, o kimsenin yaptًdr ki, Allah'a, ahiret gününe, meleklere, kitaplara, peygamberlere inanr. (Allah'n rzasn gِzeterek) yaknlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmlara, dilenenlere ve kِlelere sevdiًi maldan harcar, namaz klar, zekât verir. Antlama yaptً zaman sِzlerini yerine getirir. Sknt, hastalk ve sava zamanlarnda sabreder. فte doًru olanlar, bu vasflar tayanlardr. Müttakîler ancak onlardr!
2|178|Ey iman edenler! ضldürülenler hakknda size ksas farz klnd. Hüre hür, kِleye kِle, kadna kadn (ِldürülür). Ancak her kimin cezas, kardei (ِldürülenin velisi) tarafndan bir miktar baًlanrsa artk (taraflar) hakkaniyete uymal ve (ِldüren) ona (gereken diyeti) güzellikle ِdemelidir. Bu sِylenenler, Rabbinizden bir hafifletme ve rahmettir. Her kim bundan sonra haddi aarsa muhakkak onun için elem verici bir azap vardr.
2|179|Ey akl sahipleri! Ksasta sizin için hayat vardr. Umulur ki suç ilemekten saknrsnz.
2|180|Birinize ِlüm geldiًi zaman, eًer bir hayr brakacaksa anaya, babaya, yaknlara uygun bir biçimde vasiyet etmek Allah'tan korkanlar üzerine bir borçtur.
2|181|Her kim bunu iittikten ve kabullendikten sonra vasiyeti deًitirirse, günah onu deًitirenleredir. قüphesiz Allah (her eyi) iitir ve (her eyi) bilir.
2|182|Her kim, vasiyet edenin hakszlًa yahut günaha meyletmesinden endie eder de (alâkallarn) aralarn bulursa kendisine günah yoktur. قüphesiz Allah çok baًlayan hem de esirgeyendir.
2|183|Ey iman edenler! Oruç sizden ِnce gelip geçmi ümmetlere farz klndً gibi size de farz klnd. Umulur ki korunursunuz.
2|184|Sayl günlerde olmak üzere (oruç size farz klnd). Sizden her kim hasta yahut yolcu olursa (tutamadً günler kadar) diًer günlerde kaza eder. (فhtiyarlk veya ifa umudu kalmam hastalk gibi devaml mazereti olup da) oruç tutmaya güçleri yetmeyenlere bir fakir doyumu kadar fidye gerekir. Bununla beraber kim gِnüllü olarak hayr yaparsa, bu kendisi için daha iyidir. Eًer bilirseniz (güçlüًüne raًmen) oruç tutmanz sizin için daha hayrldr.
2|185|Ramazan ay, insanlara yol gِsterici, doًrunun ve doًruyu eًriden ayrmann açk delilleri olarak Kur'an'n indirildiًi aydr. ضyle ise sizden ramazan ayn idrak edenler onda oruç tutsun. Kim o anda hasta veya yolcu olursa (tutamadً günler saysnca) baka günlerde kaza etsin. Allah sizin için kolaylk ister, zorluk istemez. Bütün bunlar, sayy tamamlamanz ve size doًru yolu gِstermesine karlk, Allah' tazim etmeniz, ükretmeniz içindir.
2|186|Kullarm sana, beni sorduًunda (sِyle onlara): Ben çok yaknm. Bana dua ettiًi vakit dua edenin dileًine karlk veririm. O halde (kullarm da) benim davetime uysunlar ve bana inansnlar ki doًru yolu bulalar.
2|187|Oruç gecesinde kadnlarnza yaklamak size helâl klnd. Onlar sizin için birer elbise, siz de onlar için birer elbisesiniz. Allah sizin kendinize kِtülük ettiًinizi bildi ve tevbenizi kabul edip sizi baًlad. Artk (ramazan gecelerinde) onlara yaklan ve Allah'n sizin için takdir ettiklerini isteyin. Sabahn beyaz ipliًi (aydnlً), siyah ipliًinden (karanlًndan) ayrt edilinceye kadar yeyin, için, sonra akama kadar orucu tamamlayn. Mescitlerde ibadete çekilmi olduًunuz zamanlarda kadnlarla birlemeyin. Bunlar Allah'n koyduًu snrlardr. Sakn bu snrlara yaklamayn. فte bِylece Allah âyetlerini insanlara açklar. Umulur ki korunurlar.
2|188|Mallarnz aranzda haksz sebeplerle yemeyin. Kendiniz bilip dururken, insanlarn mallarndan bir ksmn haram yollardan yemeniz için o mallar hakimlere (idarecilere veya mahkeme hakimlerine) vermeyin.
2|189|Sana, hilâl eklinde yeni doًan aylar sorarlar. De ki: Onlar, insanlar ve ِzellikle hac için vakit ِlçüleridir. فyi davran, asla evlere arkalarndan gelip girmeniz deًildir. Lâkin iyi davran, korunan (ve ِlçülü giden) kimsenin davrandr. Evlere kaplarndan girin, Allah'tan korkun, umulur ki kurtulua erersiniz.
2|190|Size kar sava açanlara, siz de Allah yolunda sava açn. Sakn ar gitmeyin, çünkü Allah arlar sevmez.
2|191|Onlar (size kar savaanlar) yakaladًnz yerde ِldürün. Sizi çkardklar yerden siz de onlar çkarn. Fitne, adam ِldürmekten daha kِtüdür. Mescid-i Haram'da onlar sizinle savamadkça, siz de onlarla savamayn. Eًer onlar size kar sava açarlarsa siz de onlar ِldürün. فte kâfirlerin cezas bِyledir.
2|192|Eًer onlar (savatan) vazgeçerlerse, (unu iyi bilin ki) Allah gafûr ve rahîmdir.
2|193|Fitne tamamen yok edilinceye ve din (kulluk) de yalnz Allah için oluncaya kadar onlarla savan. قayet vazgeçerlerse zalimlerden bakasna dümanlk ve saldr yoktur.
2|194|Haram ay haram aya karlktr. Hürmetler (dokunulmazlklar) karlkldr. Kim size saldrrsa siz de ona misilleme olacak kadar saldrn. Allah'tan korkun ve bilin ki Allah müttakîlerle beraberdir.
2|195|Allah yolunda harcayn. Kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayn. Her türlü hareketinizde dürüst davrann. اünkü Allah dürüstleri sever.
2|196|Hacc ve umreyi Allah için tam yapn. Eًer (bunlardan) alkonursanz kolaynza gelen kurban gِnderin. Kurban, yerine varncaya kadar balarnz tra etmeyin. Sizden her kim hasta olursa yahut bandan bir rahatszlً varsa, oruç veya sadaka veya kurban olmak üzere fidye gerekir. (Hac yolculuًu için) emin olduًunuz vakit kim hac günlerine kadar umre ile faydalanmak isterse, kolayna gelen bir kurban kesmek gerekir. Kurban kesmeyen kimse hac günlerinde üç, memleketine dِndüًü zaman yedi olmak üzere oruç tutar ki, hepsi tam on gündür. Bu sِylenenler, ailesi Mescid-i Haram civarnda oturmayanlar içindir. Allah'tan korkun. Biliniz ki Allah'n vereceًi ceza aًrdr.
2|197|Hac, bilinen aylardadr. Kim o aylarda hacca niyet ederse (ihramn giyerse), hac esnasnda kadna yaklamak, günah saylan davranlara yِnelmek, kavga etmek yoktur. Ne hayr ilerseniz Allah onu bilir. (Ey müminler! Ahiret için) azk edinin. Bilin ki azًn en hayrls takvâdr. Ey akl sahipleri! Benden (emirlerime muhalefetten) saknn.
2|198|(Hac mevsiminde ticaret yaparak) Rabbinizden gelecek bir lütfu (kazanc) aramanzda size herhangi bir günah yoktur. Arafat'tan ayrlp akn ettiًinizde Me'ar-i Haram'da Allah' zikredin ve O'nu size gِsterdiًi ekilde ann. قüphesiz siz daha ِnce yanl gidenlerden idiniz.
2|199|Sonra insanlarn (sel gibi) aktً yerden siz de akn. Allah'tan maًfiret isteyin. اünkü Allah affedici ve esirgeyicidir.
2|200|Hac ibadetlerinizi bitirince, babalarnz andًnz gibi, hatta ondan daha kuvvetli bir ekilde Allah' ann. فnsanlardan ِyleleri var ki: Ey Rabbimiz! Bize dünyada ver, derler. Bِyle kimselerin ahiretten hiç nasibi yoktur.
2|201|Onlardan bir ksm da: Ey Rabbimiz! Bize dünyada da iyilik ver, ahirette de iyilik ver. Bizi cehennem azabndan koru! derler.
2|202|فte onlar için, kazandklarndan büyük bir nasip vardr. (قüphesiz) Allah'n hesab çok süratlidir.
2|203|Sayl günlerde (eyyam- terikte telbiye ve tekbir getirerek) Allah' ann. Kim iki gün içinde acele edip (Mina'dan Mekke'ye) dِnmek isterse, ona günah yoktur. Bunlar günahtan saknanlar içindir. Allah'tan korkun ve bilin ki hepiniz O'nun huzurunda toplanacaksnz.
2|204|فnsanlardan ِyleleri vardr ki, dünya hayat hakknda sِyledikleri senin houna gider. Hatta bِylesi kalbinde olana (samimi olduًuna) Allah' ahit tutar. Halbuki o, hasmlarn en yamandr.
2|205|O, dِnüp gitti mi (yahut bir i bana geçti mi) yeryüzünde ortalً fesada vermek, ekinleri tahrip edip nesilleri bozmak için çalr. Allah bozgunculuًu sevmez.
2|206|Bِylesine "Allah'tan kork!" denilince benlik ve gurur kendisini günaha sevkeder. (Ceza ve azap olarak) ona cehennem yeter. O ne kِtü yerdir!
2|207|فnsanlardan ِyleleri de var ki, Allah'n rzasn almak için kendini ve maln feda eder. Allah da kullarna efkatlidir.
2|208|Ey iman edenler! Hep birden bara girin. Sakn eytann peinden gitmeyin. اünkü o, apaçk dümannzdr.
2|209|Size (Kur'an ve Sünnet gibi) apaçk deliller geldikten sonra, eًer bartan saparsanz, unu iyi bilin ki Allah azîzdir, hakîmdir.
2|210|Onlar, ille de buluttan gِlgeler içinde Allah'n ve meleklerinin gelmesini mi beklerler Halbuki i bitirilmitir. (Allah nizam artk deًimez.) Bütün iler yalnzca Allah'a dِndürülür.
2|211|فsrailoًullarna sor ki kendilerine nice apaçk mucizeler verdik. Kim mucizeler kendisine geldikten sonra Allah'n nimetini (âyetlerini) deًitirirse bilsin ki Allah'n azab iddetlidir.
2|212|Kâfir olanlar için dünya hayat câzip klnd. (Bu yüzden) onlar, iman edenler ile alay ederler. Oysa ki, (iman edip) inkârdan saknanlar kyamet gününde onlarn üstündedir. Allah dilediًine hesapsz rzk verir.
2|213|فnsanlar bir tek ümmet idi. Sonra Allah, müjdeleyici ve uyarc olarak peygamberleri gِnderdi. فnsanlar arasnda, anlamazlًa dütükleri hususlarda hüküm vermeleri için, onlarla beraber hak yolu gِsteren kitaplar da gِnderdi. Ancak kendilerine kitap verilenler, apaçk deliller geldikten sonra, aralarndaki kskançlktan ِtürü dinde anlamazlًa dütüler. Bunun üzerine Allah iman edenlere, üzerinde ihtilafa dütükleri gerçeًi izniyle gِsterdi. Allah dilediًini doًru yola iletir.
2|214|(Ey müminler! ) Yoksa siz, sizden ِnce gelip geçenlerin bana gelenler size de gelmeden cennete gireceًinizi mi sandnz? Yoksulluk ve sknt onlara ِylesine dokunmu ve ِyle sarslmlard ki, nihayet Peygamber ve beraberindeki müminler: Allah'n yardm ne zaman! dediler. Bilesiniz ki Allah'n yardm yakndr.
2|215|Sana (Allah yolunda) ne harcayacaklarn soruyorlar. De ki: Maldan harcadًnz ey, ebeveyn, yaknlar, yetimler, fakirler ve yolcular için olmaldr. قüphesiz Allah yapacaًnz her hayr bilir.
2|216|Hounuza gitmediًi halde sava size farz klnd. Sizin için daha hayrl olduًu halde bir eyi sevmemeniz mümkündür. Sizin için daha kِtü olduًu halde bir eyi sevmeniz de mümkündür. Allah bilir, siz bilmezsiniz.
2|217|Sana haram ay, yani onda savamay soruyorlar. De ki: O ayda savamak büyük bir günahtr. (فnsanlar) Allah yolundan çevirmek, Allah' inkâr etmek, Mes-cid-i Haram'n ziyaretine mâni olmak ve halkn oradan çkarmak ise Allah katnda daha büyük günahtr. Fitne de adam ِldürmekten daha büyük bir günahtr. Onlar eًer güçleri yeterse, sizi dininizden dِndürünceye kadar size kar savaa devam ederler. Sizden kim, dininden dِner ve kâfir olarak ِlürse, onlarn yaptklar iler dünyada da ahirette de boa gider. Onlar cehennemliktirler ve orada devaml kalrlar.
2|218|فman edenler ve hicret edip Allah yolunda cihad edenler var ya, ite bunlar, Allah'n rahmetini umabilirler. Allah, gafûr ve rahîmdir.
2|219|Sana, arap ve kumar hakknda soru sorarlar. De ki: Her ikisinde de büyük bir günah ve insanlar için bir takm faydalar vardr. Ancak her ikisinin de günah faydasndan daha büyüktür. Yine sana iyilik yolunda ne harcayacaklarn sorarlar. "فhtiyaç fazlasn" de. Allah size âyetleri bِyle açklar ki düünesiniz.
2|220|Dünya ve ahiret hakknda (lehinize olan davranlar düünün ve ona gِre hareket edin). Sana yetimler hakknda soruyorlar. De ki: Onlar iyi yetitirmek (yüz üstü brakmaktan) daha hayrldr. Eًer onlarla birlikte yaarsanz, (unutmayn ki) onlar sizin kardelerinizdir. Allah, ileri bozanla düzelteni bilir. Eًer Allah dileseydi, sizi de zahmet ve meakkate sokard. اünkü Allah güçlüdür, hakîmdir.
2|221|فman etmedikçe putperest kadnlarla evlenmeyin. Beًenseniz bile, putperest bir kadndan, imanl bir câriye kesinlikle daha iyidir. فman etmedikçe putperest erkekleri de (kzlarnzla) evlendirmeyin. Beًenseniz bile, putperest bir kiiden inanm bir kِle kesinlikle daha iyidir. Onlar (mürikler) cehenneme çaًrr. Allah ise, izni (ve yardm) ile cennete ve maًfirete çaًrr. Allah, düünüp anlasnlar diye âyetlerini insanlara açklar.
2|222|Sana kadnlarn ay halini sorarlar. De ki: O, bir rahatszlktr. Bu sebeple ay halinde olan kadnlardan uzak durun. Temizleninceye kadar onlara yaklamayn. Temizlendikleri vakit, Allah'n size emrettiًi yerden onlara yaklan. قunu iyi bilin ki, Allah tevbe edenleri de sever, temizlenenleri de sever.
2|223|Kadnlarnz sizin için bir tarladr. Tarlanza nasl dilerseniz ِyle varn. Kendiniz için ِnceden (uygun davranlarla) hazrlk yapn. Allah'tan korkun, biliniz ki siz O'na kavuacaksnz. (Yâ Muhammed!) müminleri müjdele!
2|224|Yeminlerinizden dolay Allah' (O'nun adn), iyilik etmenize, O'ndan saknmanza ve insanlarn arasn düzeltmenize engel klmayn. Allah iitir ve bilir.
2|225|Allah sizi kastsz yeminlerinizden sorumlu tutmaz. Lâkin kastl yaptًnz yeminlerinizden dolay sizi sorumlu tutar. Allah gafûrdur, halîmdir.
2|226|Kadnlarna yaklamamaya yemin edenler dِrt ay beklerler. Eًer (bu müddet içinde) kadnlarna dِnerlerse, üphesiz Allah çokça baًlayan ve esirgeyendir.
2|227|Eًer (müddeti içinde dِnmeyip kadnlarn) boamaya karar verirlerse (ayrlrlar). Biliniz ki, Allah iitir ve bilir.
2|228|Boanm kadnlar, kendi balarna (evlenmeden) üç ay hali (hayz veya temizlik müddeti) beklerler. Eًer onlar Allah'a ve ahiret gününe gerçekten inanmlarsa, rahimlerinde Allah'n yarattًn gizlemeleri kendilerine helâl olmaz. Eًer kocalar barmak isterlerse, bu durumda boadklar kadnlar geri almaya daha fazla hak sahibidirler. Erkeklerin kadnlar üzerindeki haklar gibi, kadnlarn da erkekler üzerinde belli haklar vardr. Ancak erkekler, kadnlara gِre bir derece üstünlüًe sahiptirler. Allah azîzdir, hakîmdir.
2|229|Boama iki defadr. Bundan sonras ya iyilikle tutmak ya da güzellikle salvermektir. Kadnlara verdiklerinizden (boanma esnasnda) bir ey almanz size helâl olmaz. Ancak erkek ve kadn Allah'n snrlarnda kalp evlilik haklarn tam tatbik edememekten korkarlarsa bu durum müstesna. (Ey müminler!) Siz de kar ile kocann, Allah'n snrlarn, hakkyla muhafaza etmelerinden kukuya düerseniz, kadnn (erkeًe) fidye vermesinde her iki taraf için de saknca yoktur. Bu sِylenenler Allah'n koyduًu snrlardr. Sakn onlar amayn. Kim Allah'n snrlarn aarsa ite onlar zalimlerdir.
2|230|Eًer erkek kadn (üçüncü defa) boarsa, ondan sonra kadn bir baka erkekle evlenmedikçe onu almas kendisine helâl olmaz. Eًer bu kii de onu boarsa, (her iki taraf da) Allah'n snrlarn muhafaza edeceklerine inandklar takdirde, yeniden evlenmelerinde beis yoktur. Bunlar Allah'n snrlardr. Allah bunlar bilmek, ًِrenmek isteyenler için açklar.
2|231|Kadnlar boadًnz ve onlar da bekleme müddetlerini bitirdikleri vakit ya onlar iyilikle tutun yahut iyilikle brakn. Fakat hakszlk ederek ve zarar vermek için onlar nikâh altnda tutmayn. Kim bunu yaparsa muhakkak kendine kِtülük etmi olur. Allah'n âyetlerini eًlenceye almayn. Allah'n sizin üzerinizdeki nimetini, (size verdiًi hidayeti), size ًِüt vermek üzere indirdiًi Kitab' ve hikmeti hatrlayn. Allah'tan korkun. Bilesiniz ki Allah, her eyi bilir.
2|232|Kadnlar boadًnz ve onlar da bekleme müddetlerini bitirdikleri vakit, aralarnda iyilikle anlatklar takdirde, onlarn (eski) kocalaryla evlenmelerine engel olmayn. فte bununla içinizden Allah'a ve ahiret gününe inanan kimselere ًِüt verilmektedir. Bu ًِüdü tutmanz kendiniz için en iyisi ve en temizidir. Allah bilir, siz bilmezsiniz.
2|233|Emzirmeyi tamamlatmak isteyen (baba) için, anneler çocuklarn iki tam yl emzirirler. Onlarn ِrfe uygun olarak beslenmesi ve giyimi baba tarafna aittir. Bir insan ancak gücü yettiًinden sorumlu tutulur. Hiçbir anne, çocuًu sebebiyle, hiçbir baba da çocuًu yüzünden zarara uًratlmamaldr. Onun benzeri (nafaka temini) vâris üzerine de gerekir. Eًer ana ve baba birbiriyle gِrüerek ve karlkl anlaarak çocuًu memeden kesmek isterlerse, kendilerine günah yoktur. اocuklarnz (süt anne tutup) emzirtmek istediًiniz takdirde, süt anneye vermekte olduًunuzu iyilikle teslim etmeniz artyla, üzerinize günah yoktur. Allah'tan korkun. Bilin ki Allah, yapmakta olduklarnz gِrür.
2|234|Sizden ِlenlerin, geride braktklar eleri, kendi balarna (evlenmeden) dِrt ay on gün beklerler. Bekleme müddetlerini bitirdikleri vakit, kendileri hakknda yaptklar meru ilerde size bir günah yoktur. Allah yapmakta olduklarnz bilir.
2|235|(فddet beklemekte olan) kadnlarla evlenme hususundaki düüncelerinizi üstü kapal biçimde anlatmanzda veya onu içinizde gizli tutmanzda size günah yoktur. Allah bilir ki siz onlar anacaksnz. Lâkin, meru sِzler sِylemeniz müstesna, sakn onlara gizlice buluma sِzü vermeyin. Farz olan bekleme müddeti dolmadan, nikâh kymaya kalkmayn. Bilin ki Allah, gِnlünüzdekileri bilir. Bu sebeple Allah'tan saknn. قunu iyi bilin ki Allah gafûrdur, halîmdir.
2|236|Nikâhtan sonra henüz dokunmadan veya onlar için belli bir mehir tayin etmeden kadnlar boarsanz bunda size mehir zorunluًu yoktur. Bu durumda onlara müt'a (hediye cinsinden bir eyler) verin. Zengin olan durumuna gِre, fakir de durumuna gِre vermelidir. Münasip bir müt'a vermek iyiler için bir borçtur.
2|237|Kendilerine mehir tayin ederek evlendiًiniz kadnlar, temas etmeden boarsanz, tayin ettiًiniz mehrin yars onlarn hakkdr. Ancak kadnlarn vazgeçmesi veya nikâh baً elinde bulunann (velinin) vazgeçmesi hali müstesna, affetmeniz (mehirden vazgeçmeniz), takvâya daha uygundur. Aranzda iyilik ve ihsan unutmayn. قüphesiz Allah yapmakta olduklarnz hakkyla gِrür.
2|238|Namazlara ve orta namaza devam edin. Allah'a sayg ve baًllk içinde namaz kln.
2|239|Eًer (herhangi bir eyden) korkarsanz (namazlarnz) yürüyerek yahut binmi olarak (kln). Güvene kavutuًunuz zaman, siz bilmezken Allah'n size ًِrettiًi ekilde O'nu ann (namaz kln).
2|240|Sizden ِlüp de (dul) eler brakan kimseler, zevcelerinin, evlerinden çkarlmadan, bir yla kadar braktklar maldan faydalanmalar hususunda (saًlklarnda) vasiyet etsinler. Eًer o kadnlar, (kendiliklerinden) çkp giderlerse, kendileri hakknda yaptklar meru eylerden size bir günah yoktur. Allah azîzdir, hakîmdir.
2|241|Boanm kadnlarn, hakkaniyet ِlçülerinde (kocalarndan) menfaat saًlamak haklardr; bu, Allah korkusu tayanlar üzerine bir borçtur.
2|242|Allah size ite bِylece âyetlerini açklar ki düünüp hakikati anlayasnz.
2|243|Binlerce olduklar halde, ِlüm korkusundan dolay yurtlarndan çkp gidenleri gِrmedin mi? Allah onlara "ضlün!" dedi (ِldüler). Sonra onlar diriltti. قüphesiz Allah insanlara kar lütufkârdr. Lâkin insanlarn çoًu ükretmez.
2|244|Allah yolunda savan ve bilin ki Allah, her eyi iitir ve bilir.
2|245|Verdiًinin kat kat fazlasn kendisine ِdemesi için Allah'a güzel bir borç (isteyene faizsiz ِdünç) verecek yok mu? Darlk veren de bolluk veren de Allah'tr. Sadece O'na dِndürüleceksiniz.
2|246|Musa'dan sonra, Benî فsrail'den ileri gelen kimseleri gِrmedin mi? Kendilerine gِnderilmi bir peygambere: "Bize bir hükümdar gِnder ki (onun komutasnda) Allah yolunda savaalm" demilerdi. "Ya size sava yazlr da savamazsanz?" dedi. "Yurtlarmzdan çkarlm, çocuklarmzdan uzaklatrlm olduًumuz halde Allah yolunda neden savamayalm?" dediler. Kendilerine sava yazlnca, içlerinden pek az hariç, geri dِnüp kaçtlar. Allah zalimleri iyi bilir.
2|247|Peygamberleri onlara: Bilin ki Allah, Tâlût'u size hükümdar olarak gِnderdi dedi. Bunun üzerine: Biz, hükümdarlًa daha lâyk olduًumuz halde, kendisine servet ve zenginlik yِnünden geni imkânlar verilmemiken o bize nasl hükümdar olur? dediler. "Allah sizin üzerinize onu seçti, ilimde ve bedende ona üstünlük verdi. Allah mülkünü dilediًine verir. Allah her eyi ihata eden ve her eyi bilendir" dedi.
2|248|Peygamberleri onlara: Onun hükümdarlًnn alâmeti, Tabut'un size gelmesidir. Meleklerin tadً o Tabut'un içinde Rabbinizden size bir ferahlk ve sükûnet, Musa ve Harun hanedanlarnn braktklarndan bir kalnt vardr. Eًer inanm kimseler iseniz sizin için bunda üphesiz bir alâmet vardr, dedi.
2|249|Tâlût askerlerle beraber (cihad için) ayrlnca: Biliniz ki Allah sizi bir rmakla imtihan edecek. Kim ondan içerse benden deًildir. Eliyle bir avuç içen müstesna kim ondan içmezse bendendir, dedi. فçlerinden pek az müstesna hepsi rmaktan içtiler. Tâlût ve iman edenler beraberce rmaً geçince: Bugün bizim Câlût'a ve askerlerine kar koyacak hiç gücümüz yoktur, dediler. Allah'n huzuruna varacaklarna inananlar: Nice az sayda bir birlik Allah'n izniyle çok saydaki birliًi yenmitir. Allah sabredenlerle beraberdir, dediler.
2|250|Câlût ve askerleriyle savaa tututuklarnda: Ey Rabbimiz! ـzerimize sabr yaًdr. Bize cesaret ver ki tutunalm. Kâfir kavme kar bize yardm et, dediler.
2|251|Sonunda Allah'n izniyle onlar yendiler. Davud da Câlût'u ِldürdü. Allah ona (Davud'a) hükümdarlk ve hikmet verdi, dilediًi ilimlerden ona ًِretti. Eًer Allah'n insanlardan bir ksmnn kِtülüًünü diًerleriyle savmas olmasayd elbette yeryüzü altüst olurdu. Lâkin Allah bütün insanlًa kar lütuf ve kerem sahibidir.
2|252|فte bunlar Allah'n âyetleridir. Biz onlar sana doًru olarak anlatyoruz. قüphesiz sen, Allah tarafndan gِnderilmi peygamberlerdensin.
2|253|O peygamberlerin bir ksmn diًerlerinden üstün kldk. Allah onlardan bir ksm ile konumu, bazlarn da derece derece yükseltmitir. Meryem oًlu فsa'ya açk mucizeler verdik ve onu Rûhu'l-Kudüs ile güçlendirdik. Allah dileseydi o peygamberlerden sonra gelen milletler, kendilerine açk deliller geldikten sonra birbirleriyle savamazlard. Fakat onlar ihtilafa dütüler de içlerinden kimi iman etti, kimi de inkâr etti. Allah dileseydi onlar savamazlard; lâkin Allah dilediًini yapar.
2|254|Ey iman edenler! Kendisinde artk al-veri, dostluk ve kayrma bulunmayan gün (kyamet) gelmeden ِnce, size verdiًimiz rzktan hayr yolunda harcayn. Gerçekleri inkâr edenler elbette zalimlerdir.
2|255|Allah, O'ndan baka tanr yoktur; O, hayydir, kayyûmdur. Kendisine ne uyku gelir ne de uyuklama. Gِklerde ve yerdekilerin hepsi O'nundur. فzni olmadan O'nun katnda kim efaat edebilir? O, kullarnn yaptklarn ve yapacaklarn bilir. (O'na hiçbir ey gizli kalmaz.) O'nun bildirdiklerinin dnda insanlar O'nun ilminden hiçbir eyi tam olarak bilemezler. O'nun kürsüsü gِkleri ve yeri içine alr, onlar koruyup gِzetmek kendisine zor gelmez. O, yücedir, büyüktür.
2|256|Dinde zorlama yoktur. Artk doًrulukla eًrilik birbirinden ayrlmtr. O halde kim tâًutu reddedip Allah'a inanrsa, kopmayan saًlam kulpa yapmtr. Allah iitir ve bilir.
2|257|Allah, inananlarn dostudur, onlar karanlklardan aydnlًa çkarr. فnkâr edenlere gelince, onlarn dostlar da tâًuttur, onlar aydnlktan alp karanlًa gِtürür. فte bunlar cehennemliklerdir. Onlar orada devaml kalrlar.
2|258|Allah kendisine mülk (hükümdarlk ve zenginlik) verdiًi için mararak Rabbi hakknda فbrahim ile tartmaya gireni (Nemrut'u) gِrmedin mi! فte o zaman فbrahim: Rabbim hayat veren ve ِldürendir, demiti. O da: Hayat veren ve ِldüren benim, demiti. فbrahim: Allah günei doًudan getirmektedir; haydi sen de onu batdan getir, dedi. Bunun üzerine kâfir app kald. Allah zalim kimseleri hidayete erdirmez.
2|259|Yahut gِrmedin mi o kimseyi ki, evlerinin duvarlar çatlar üzerine çِkmü (alt üst olmu) bir kasabaya uًrad; "ضlümünden sonra Allah bunlar nasl diriltir acaba!" dedi. Bunun üzerine Allah onu ِldürüp yüz sene brakt; sonra tekrar diriltti. Ne kadar kaldn? dedi. "Bir gün yahut daha az" dedi. Allah ona: Hayr, yüz sene kaldn. Yiyeceًine ve içeceًine bak, henüz bozulmamtr. Eeًine de bak. Seni insanlara bir ibret klalm diye (yüz sene ِlü tuttuk, sonra tekrar dirilttik). قimdi sen kemiklere bak, onlar nasl düzenliyor, sonra ona nasl et giydiriyoruz, dedi. Durum kendisince anlalnca: قimdi iyice biliyorum ki, Allah her eye kadirdir, dedi.
2|260|فbrahim Rabbine: Ey Rabbim! ضlüyü nasl dirilttiًini bana gِster, demiti. Rabbi ona: Yoksa inanmadn m? dedi. فbrahim: Hayr! فnandm, fakat kalbimin mutmain olmas için (gِrmek istedim), dedi. Bunun üzerine Allah: ضyleyse dِrt tane ku yakala, onlar yanna al, sonra (kesip parçala), her daًn bana onlardan bir parça koy. Sonra da onlar kendine çaًr; koarak sana gelirler. Bil ki Allah azîzdir, hakîmdir, buyurdu.
2|261|Allah yolunda mallarn harcayanlarn ِrneًi, yedi baak bitiren bir dane gibidir ki, her baakta yüz dane vardr. Allah dilediًine kat kat fazlasn verir. Allah'n lütfu genitir, O hereyi bilir.
2|262|Mallarn Allah yolunda harcayp da arkasndan baa kakmayan, fakirlerin gِnlünü krmayan kimseler var ya, onlarn Allah katnda has mükâfatlar vardr. Onlar için korku yoktur, üzüntü de çekmeyeceklerdir.
2|263|Güzel sِz ve baًlama, arkasndan incitme gelen sadakadan daha iyidir. Allah zengindir, acelesi de yoktur.
2|264|Ey iman edenler! Allah'a ve ahiret gününe inanmadً halde maln gِsteri için harcayan kimse gibi, baa kakmak ve incitmek suretiyle, yaptًnz hayrlarnz boa çkarmayn. Bِylesinin durumu, üzerinde biraz toprak bulunan düz kayaya benzer ki, saًanak bir yaًmur isabet etmi de onu çplak pürüzsüz kaya haline getirivermitir. Bunlar kazandklarndan hiçbir eye sahip olamazlar. Allah, kâfirleri doًru yola iletmez.
2|265|Allah'n rzasn kazanmak ve ruhlarndaki cِmertliًi kuvvetlendirmek için mallarn hayra sarfedenlerin durumu, bir tepede kurulmu güzel bir bahçeye benzer ki, üzerine bol yaًmur yaًm da iki kat ürün vermitir. Bol yaًmur yaًmasa bile bir çisinti düer (de yine ürün verir). Allah, yaptklarnz gِrmektedir.
2|266|Sizden biriniz arzu eder mi ki, hurma ve üzüm aًaçlaryla dolu, arasndan sular akan ve kendisi için orada her çeit meyveden (bir miktar) bulunan bir bahçesi olsun da, bakma muhtaç çoluk çocuًu varken kendisine ihtiyarlk gelip çatsn, bahçeye de içinde ate bulunan bir kasrga isabet ederek yakp kül etsin! (Elbette bunu kimse arzu etmez.) فte düünüp anlayasnz diye Allah size âyetleri açklar.
2|267|Ey iman edenler! Kazandklarnzn iyilerinden ve rzk olarak yerden size çkardklarmzdan hayra harcayn. Size verilse, gِzünüzü yummadan alamayacaًnz kِtü mal, hayr diye vermeye kalkmayn. Biliniz ki Allah zengindir, ِvgüye lâyktr.
2|268|قeytan sizi fakirlikle korkutur ve size cimriliًi telkin eder. Allah ise size katndan bir maًfiret ve bir lütuf vâdeder. Allah hereyi ihata eden ve hereyi bilendir.
2|269|Allah hikmeti dilediًine verir. Kime hikmet verilirse, ona pek çok hayr verilmi demektir. Ancak akl sahipleri düünüp ibret alrlar.
2|270|Yaptًnz her harcamay ve adadًnz her adaً muhakkak Allah bilir. Zalimler için hiç yardmc yoktur.
2|271|Eًer sadakalar (zekât ve benzeri hayrlar) açktan verirseniz ne âlâ! Eًer onu fakirlere gizlice verirseniz, ite bu sizin için daha hayrldr. Allah da bu sebeple sizin günahlarnz ِrter. Allah, yapmakta olduklarnz bilir.
2|272|(Ya Muhammed!) Onlar doًru yola iletmek sana ait deًildir. Lâkin Allah dilediًini doًru yola iletir. Hayr olarak harcadklarnz kendi iyiliًiniz içindir. Yapacaًnz hayrlar ancak Allah'n rzasn kazanmak için yapmalsnz. Hayr olarak verdiًiniz ne varsa; karlً size tam olarak verilir ve asla hakszlًa uًratlmazsnz.
2|273|(Yapacaًnz hayrlar,) kendilerini Allah yoluna adam, bu sebeple yeryüzünde kazanç için dolaamayan fakirler için olsun. Bilmeyen kimseler, iffetlerinden dolay onlar zengin zanneder. Sen onlar simalarndan tanrsn. اünkü onlar yüzsüzlük ederek istemezler. Yaptًnz her hayr muhakkak Allah bilir.
2|274|Mallarn gece ve gündüz, gizli ve açk hayra sarfedenler var ya, onlarn mükâfatlar Allah katndadr. Onlara korku yoktur, üzüntü de çekmezler.
2|275|Faiz yiyenler (kabirlerinden), eytan çarpm kimselerin cinnet nِbetinden kalktً gibi kalkarlar. Bu hal onlarn "Alm-satm tpk faiz gibidir" demeleri yüzündendir. Halbuki Allah, alm-satm helâl, faizi haram klmtr. Bundan sonra kime Rabbinden bir ًِüt gelir de faizden vazgeçerse, geçmite olan kendisinindir ve artk onun ii Allah'a kalmtr. Kim tekrar faize dِnerse, ite onlar cehennemliktir, orada devaml kalrlar.
2|276|Allah faizi tüketir (Faiz karan maln bereketini giderir), sadakalar ise bereketlendirir. Allah küfürde ve günahta srar eden hiç kimseyi sevmez.
2|277|فman edip iyi iler yapan, namaz klan ve zekât verenler var ya, onlarn mükâfatlar Rableri katndadr. Onlara korku yoktur, onlar üzüntü de çekmezler.
2|278|Ey iman edenler! Allah'tan korkun. Eًer gerçekten inanyorsanz mevcut faiz alacaklarnz terkedin.
2|279|قayet (faiz hakknda sِylenenleri) yapmazsanz, Allah ve Resûlü tarafndan (faizcilere kar) açlan savatan haberiniz olsun. Eًer tevbe edip vazgeçerseniz, sermayeniz sizindir; ne hakszlk etmi ne de hakszlًa uًram olursunuz.
2|280|Eًer (borçlu) darlk içinde ise, eli genileyinceye kadar ona mühlet vermek (gerekir). Eًer (gerçekleri) anlarsanz bunu sadakaya (veya zekâta) saymak sizin için daha hayrldr.
2|281|Allah'a dِndürüleceًiniz, sonra da herkese hak ettiًinin eksiksiz verileceًi ve kimsenin hakszlًa uًratlmayacaً bir günden saknn.
2|282|Ey iman edenler! Belirlenmi bir süre için birbirinize borçlandًnz vakit onu yazn. Bir kâtip onu aranzda adaletle yazsn. Hiçbir kâtip Allah'n kendisine ًِrettiًi gibi yazmaktan geri durmasn; (her eyi olduًu gibi) yazsn. ـzerinde hak olan kimse (borçlu) da yazdrsn, Rabbinden korksun ve borcunu asla eksik yazdrmasn. قayet borçlu sefih veya akl zayf veya kendisi sِyleyip yazdramayacak durumda ise, velisi adaletle yazdrsn. Erkeklerinizden iki de ahit bulundurun. Eًer iki erkek bulunamazsa rza gِstereceًiniz ahitlerden bir erkek ile -biri yanlrsa diًerinin ona hatrlatmas için- iki kadn (olsun). اaًrldklar vakit ahitler gelmemezlik etmesin. Büyük veya küçük, vâdesine kadar hiçbir eyi yazmaktan sakn üenmeyin. Bِyle yapmanz Allah nezdinde daha adaletli, ehadet için daha saًlam, üpheye dümemeniz için daha uygundur. Ancak aranzda yapp bitirdiًiniz pein bir ticaret olursa, bu durum farkldr. Bu durumda onu yazmamanzda sizin için bir saknca yoktur. (Genellikle) alveri yaptًnzda ahit tutun. Ne yazan, ne de ahit zarara uًratlsn. Eًer bunu yaparsanz (zarar verirseniz) üphe yok ki bu, sizin yoldan çkmanz demektir. Allah'tan korkun. Allah size gerekli olan ًِretiyor. Allah her eyi bilmektedir.
2|283|Yolculukta olur da, yazacak kimse bulamazsanz (borca karlk) alnm bir rehin de yeterlidir. Birbirinize bir emanet brakrsanz, emanet braklan kimse emaneti sahibine versin ve (bu hususta) Rabbi olan Allah'tan korksun. قahitliًi bildiklerinizi gizlemeyin. Kim onu gizlerse, bilsin ki onun kalbi günahkârdr. Allah yapmakta olduklarnz bilir.
2|284|Gِklerde ve yerdekilerin hepsi Allah'ndr. فçinizdekileri açًa vursanz da gizleseniz de Allah ondan dolay sizi hesaba çekecektir, sonra dilediًini affeder, dilediًine de azap eder. Allah her eye kadirdir.
2|285|Peygamber, Rabbi tarafndan kendisine indirilene iman etti, müminler de (iman ettiler). Her biri Allah'a, meleklerine, kitaplarna, peygamberlerine iman ettiler. "Allah'n peygamberlerinden hiçbiri arasnda ayrm yapmayz. فittik, itaat ettik. Ey Rabbimiz, affna sًndk! Dِnü sanadr" dediler.
2|286|Allah her ahs, ancak gücünün yettiًi ِlçüde mükellef klar. Herkesin kazandً (hayr) kendine, yapacaً (er) de kendinedir. Rabbimiz! Unutursak veya hataya düersek bizi sorumlu tutma. Ey Rabbimiz! Bizden ِncekilere yüklediًin gibi bize de aًr bir yük yükleme. Ey Rabbimiz! Bize gücümüzün yetmediًi iler de yükleme! Bizi affet! Bizi baًla! Bize ac! Sen bizim mevlâmzsn. Kâfirler topluluًuna kar bize yardm et.!
3|1|Elif. Lâm. Mîm.
3|2|Hayy ve kayyûm olan Allah'tan baka ilâh yoktur.
3|3|(Resûlüm!) O, sana Kitab' hak ve ِnceki kitaplar tasdik edici olarak indirdi, Tevrat ile فncil'i ve Furkan' indirmiti.
3|4|Daha ِnce de, insanlara doًru yolu gِstermek üzere Furkan' indirmitir. Bilinmeli ki, Allah'n âyetlerini inkâr edenler için iddetli bir azap vardr. Allah, suçlunun hakkndan gelen mutlak güç sahibidir.
3|5|قüphesiz ki ne yerde ne de gِkte hiçbir ey Allah'a gizli kalmaz.
3|6|Rahimlerde sizi dilediًi gibi ekillendiren O'dur. O'ndan baka ilâh yoktur. O mutlak güç ve hikmet sahibidir.
3|7|Sana Kitab' indiren O'dur. Onun (Kur'an'n) baz âyetleri muhkemdir ki, bunlar Kitab'n esasdr. Diًerleri de müteâbihtir. Kalplerinde eًrilik olanlar, fitne çkarmak ve onu tevil etmek için ondaki müteâbih âyetlerin peine düerler. Halbuki Onun tevilini ancak Allah bilir. فlimde yüksek pâyeye erienler ise: Ona inandk; hepsi Rabbimiz tarafndandr, derler. (Bu inceliًi) ancak aklselim sahipleri düünüp anlar.
3|8|(Onlar ِyle yakarrlar:) Rabbimiz! Bizi doًru yola ilettikten sonra kalplerimizi eًriltme. Bize tarafndan rahmet baًla. Lütfu en bol olan sensin.
3|9|Rabbimiz! Gelmesinde üphe edilmeyen bir günde, insanlar mutlaka toplayacak olan sensin. Allah asla sِzünden dِnmez.
3|10|Bilinmelidir ki inkâr edenlerin ne mallar ne de evlâtlar Allah huzurunda kendilerine bir fayda saًlayacaktr. فte onlar cehennnemin yaktdr.
3|11|(Onlarn yolu) Firavun hanedannn ve onlardan ِncekilerin tuttuًu yola benzer. Onlar bizim âyetlerimizi yalanladlar, Allah da kendilerini günahlar yüzünden yakalayverdi. Allah'n cezas çok iddetlidir.
3|12|(Resûlüm!) فnkâr edenlere de ki: Yaknda maًlup olacaksnz ve cehenneme sürüleceksiniz. Oras kalnacak ne kِtü bir yerdir!
3|13|(Bedir'de) kar karya gelen u iki gurubun halinde sizin için büyük bir ibret vardr. Biri Allah yolunda çarpan bir gurup, diًeri ise bunlar apaçk kendilerinin iki misli gِren kâfir bir gurup. Allah dilediًini yardm ile destekler. Elbette bunda basiret sahipleri için büyük bir ibret vardr.
3|14|Nefsanî arzulara, (ِzellikle) kadnlara, oًullara, yًn yًn biriktirilmi altn ve gümüe, salma atlara, saًmal hayvanlara ve ekinlere kar dükünlük insanlara çekici klnd. Bunlar, dünya hayatnn geçici menfaatleridir. Halbuki varlacak güzel yer, Allah'n katndadr.
3|15|(Resûlüm!) De ki: Size bunlardan daha iyisini bildireyim mi? Takvâ sahipleri için Rableri yannda, içinden rmaklar akan, ebediyyen kalacaklar cennetler, tertemiz eler ve (hepsinin üstünde) Allah'n honutluًu vardr. Allah kullarn çok iyi gِrür.
3|16|(Bu nimetler) "Ey Rabbimiz! فman ettik; bizim günahlarmz baًla, bizi ate azabndan koru!" diyen;
3|17|Sabreden, dürüst olan, huzurda boyun büken, hayra harcayan ve seher vaktinde Allah'tan baً dileyenler (içindir).
3|18|Allah, adaleti ayakta tutarak (delilleriyle) u hususu açklamtr ki, kendisinden baka ilâh yoktur. Melekler ve ilim sahipleri de (bunu ikrar etmilerdir. Evet) mutlak güç ve hikmet sahibi Allah'tan baka ilâh yoktur.
3|19|Allah nezdinde hak din فslâm'dr. Kitap verilenler, kendilerine ilim geldikten sonradr ki, aralarndaki kskançlk yüzünden ayrlًa dütüler. Allah'n âyetlerini inkâr edenler bilmelidirler ki Allah'n hesab çok çabuktur.
3|20|Eًer seninle tartmaya girerlerse de ki: "Bana uyanlarla birlikte ben kendimi Allah'a teslim ettim." Ehl-i kitaba ve ümmîlere de: "Siz de Allah'a teslim oldunuz mu?" de. Eًer teslim oldularsa doًru yolu buldular demektir. Yok eًer yüz çevirdilerse sana düen, yalnzca duyurmaktr. Allah kullarn çok iyi gِrmektedir.
3|21|Allah'n âyetlerini inkâr edenler, haksz yere peygamberlerin canlarna kyanlar ve adaleti emreden insanlar ِldürenler (yok mu), onlara ac bir azab haber ver!
3|22|فte bunlar dünyada da ahirette de çabalar boa giden kimselerdir. Onlarn hiçbir yardmcs da yoktur.
3|23|(Resûlüm!) Kendilerine Kitap'tan bir pay verilenleri (yahudileri) gِrmez misin ki, aralarnda hükmetmesi için Allah'n Kitab'na çaًrlyorlar da, sonra içlerinden bir gurup cayarak geri dِnüyor.
3|24|Onlarn bu tutumlar: Bize ate, sadece sayl günlerde dokunacaktr, demelerinin bir sonucudur. Onlarn vaktiyle uydurduklar eyler de dinleri hakknda kendilerini yanltmtr.
3|25|Fakat, onlar gelmesinde üphe edilmeyen bir gün için topladًmz ve hiçbir hakszlًa uًramakszn herkese kazandً eyler tastamam ِdendiًi zaman halleri nice olur?
3|26|(Resûlüm!) De ki: Mülkün gerçek sahibi olan Allah'm! Sen mülkü dilediًine verirsin ve mülkü dilediًinden geri alrsn. Dilediًini yüceltir, dilediًini de alçaltrsn. Her türlü iyilik senin elindedir. Gerçekten sen her eye kadirsin.
3|27|Geceyi gündüze katar, gündüzü de geceye katarsn. ضlüden diriyi çkarr, diriden de ِlüyü çkarrsn. Dilediًine de saysz rzk verirsin.
3|28|Müminler, müminleri brakp da kâfirleri dost edinmesin. Kim bunu yaparsa, artk onun Allah nezdinde hiçbir deًeri yoktur. Ancak kâfirlerden gelebilecek bir tehlikeden saknmanz bakadr. Allah, kendisine kar (gelmekten) sizi sakndryor. Dِnü yalnz Allah'adr.
3|29|De ki: فçinizdekileri gizleseniz de açًa vursanz da Allah onu bilir. Gِklerde ve yerde olanlar da bilir. Allah her eye kadirdir.
3|30|Herkesin, iyilik olarak yaptklarn da kِtülük olarak yaptklarn da karsnda hazr bulduًu günde (insan) isteyecek ki kِtülükleri ile kendisi arasnda uzun bir mesafe bulunsun. Allah, kendisine kar (gelmekten) sizi sakndryor. Allah kullarna çok efkatlidir.
3|31|(Resûlüm! ) De ki: Eًer Allah' seviyorsanz bana uyunuz ki Allah da sizi sevsin ve günahlarnz baًlasn. Allah son derece baًlayc ve esirgeyicidir.
3|32|De ki: Allah'a ve Resûlü'ne itaat edin. Eًer yüz çevirirlerse bilsinler ki Allah kâfirleri sevmez.
3|33|Allah آdem'i, Nuh'u, فbrahim ailesi ile فmrân ailesini seçip âlemlere üstün kld.
3|34|Bunlar birbirinden gelme bir nesillerdir. Allah iiten ve bilendir.
3|35|فmrân'n kars ِyle demiti: "Rabbim! Karnmdakini azatl bir kul olarak srf sana adadm. Adaًm kabul buyur. قüphesiz (niyazm) hakkyla iiten ve (niyetimi) bilen sensin."
3|36|Onu doًurunca, Allah, ne doًurduًunu bilip dururken: Rabbim! Ben onu kz doًurdum. Oysa erkek, kz gibi deًildir. Ona Meryem adn verdim. Kovulmu eytana kar onu ve soyunu senin koruman diliyorum, dedi.
3|37|Rabbi Meryem'e hüsnü kabul gِsterdi; onu güzel bir bitki gibi yetitirdi. Zekeriyya y da onun bakm ile gِrevlendirdi. Zekeriyya, onun yanna, mâbede her giriinde orada bir rzk bulur ve "Ey Meryem, bu sana nereden geliyor?" der; o da: Bu, Allah tarafndandr. Allah, dilediًine saysz rzk verir, derdi.
3|38|Orada Zekeriyya, Rabbine dua etti: Rabbim! Bana tarafndan hayrl bir nesil baًla. قüphesiz sen duay hakkyla iitensin, dedi.
3|39|Zekeriyya mâbedde durmu namaz klarken melekler ona ِyle nida ettiler: Allah sana, kendisi tarafndan gelen bir Kelime'yi tasdik edici, efendi, iffetli ve sâlihlerden bir peygamber olarak Yahya'y müjdeler.
3|40|Zekeriyya: Rabbim! dedi, bana ihtiyarlk gelip çattًna, üstelik karm da ksr olduًuna gِre benim nasl oًlum olabilir? Allah ِyle buyurdu: فte bِyledir; Allah dilediًini yapar.
3|41|Zekeriyya: Rabbim! (Oًlum olacaًna dair) bana bir alâmet gِster, dedi. Allah buyurdu ki: Senin için alâmet, insanlara, üç gün, iaretten baka sِz sِylememendir. Ayrca Rabbini çok an, sabah akam tesbih et.
3|42|Hani melekler demilerdi: Ey Meryem! Allah seni seçti; seni tertemiz yaratt ve seni bütün dünya kadnlarna tercih etti.
3|43|Ey Meryem! Rabbine ibadet et; secdeye kapan, (O'nun huzurunda) eًilenlerle beraber sen de eًil.
3|44|(Resûlüm!) Bunlar, bizim sana vahiy yoluyla bildirmekte olduًumuz gayb haberlerindendir. فçlerinden hangisi Meryem'i himayesine alacak diye kur'a çekmek üzere kalemlerini atarlarken sen onlarn yannda deًildin; onlar (bu yüzden) çekiirken de yanlarnda deًildin.
3|45|Melekler demilerdi ki: Ey Meryem! Allah sana kendisinden bir Kelime'yi müjdeliyor. Ad Meryem oًlu فsa'dr. Mesîh'tir; dünyada da, ahirette de itibarl ve Allah'n kendisine yakn kldklarndandr.
3|46|O, sâlihlerden olarak beikte iken ve yetikinlik halinde insanlara (peygamber sِzleri ile) konuacak.
3|47|Meryem: Rabbim! dedi, bana bir erkek eli deًmediًi halde nasl çocuًum olur? Allah ِyle buyurdu: فte bِyledir, Allah dilediًini yaratr. Bir ie hükmedince ona sadece "Ol!" der; o da oluverir.
3|48|(Melekler, Meryem'e hitaben فsa hakknda sِzlerine devam ettiler:) Allah ona yazmay, hikmeti, Tevrat', فncil'i ًِretecek.
3|49|O, فsrailoًullarna bir elçi olacak (ve onlara ِyle diyecek:) Size Rabbinizden bir mucize getirdim: Size çamurdan bir ku sureti yapar, ona üflerim ve Allah'n izni ile o ku oluverir. Yine Allah'n izni ile kِrü ve alacaly iyiletirir, ِlüleri diriltirim. Ayrca evlerinizde ne yeyip ne biriktirdiًinizi size haber veririm. Eًer inanan kimseler iseniz, bunda sizin için bir ibret vardr.
3|50|Benden ِnce gelen Tevrat' doًrulayc olarak ve size haram klnan baz eyleri de helâl klmam için gِnderildim. Size Rabbinizden bir mucize getirdim. O halde Allah'tan korkun, bana da itaat edin.
3|51|Allah, benim de Rabbim, sizin de Rabbinizdir. ضyle ise O'na kulluk edin. فte bu doًru yoldur.
3|52|فsa, onlardaki inkârclً sezince: Allah yolunda bana yardmc olacaklar kimlerdir? dedi. Havârîler: Biz, Allah yolunun yardmclaryz; Allah'a inandk, ahit ol ki bizler müslümanlarz, cevabn verdiler.
3|53|(Havârîler:) Rabbimiz! فndirdiًine inandk ve Peygamber'e uyduk. قimdi bizi (birliًini ve peygamberlerini tasdik eden) ahitlerden yaz, dediler.
3|54|(Yahudiler) tuzak kurdular; Allah da onlarn tuzaklarn bozdu. Allah, tuzak kuranlarn hayrlsdr.
3|55|Allah buyurmutu ki: Ey فsa! Seni vefat ettireceًim, seni nezdime yükselteceًim, seni inkâr edenlerden arndracaًm ve sana uyanlar kyamete kadar kâfirlerden üstün klacaًm. Sonra dِnüünüz bana olacak. فte o zaman ayrlًa dütüًünüz eyler hakknda aranzda ben hükmedeceًim.
3|56|فnkâr edenler var ya, onlar dünya ve ahirette iddetli bir azaba çarptracaًm; onlarn hiç yardmclar da olmayacak.
3|57|فman edip iyi davranlarda bulunanlara gelince, Allah onlarn mükâfatlarn eksiksiz verecektir. Allah zalimleri sevmez.
3|58|(Resûlüm!) Bu sِylenenleri biz sana âyetlerden ve hikmet dolu Kur'an'dan okuyoruz.
3|59|Allah nezdinde فsa'nn durumu, Adem'in durumu gibidir. Allah onu topraktan yaratt. Sonra ona "Ol!" dedi ve oluverdi.
3|60|Gerçek, Rabbinden gelendir. ضyle ise üphecilerden olma.
3|61|Sana bu ilim geldikten sonra seninle bu konuda çekienlere de ki: Geliniz, sizler ve bizler de dahil olmak üzere, siz kendi çocuklarnz biz de kendi çocuklarmz, siz kendi kadnlarnz, biz de kendi kadnlarmz çaًralm, sonra da dua edelim de Allah'tan yalanclar üzerine lânet dileyelim.
3|62|قüphesiz bu (فsa hakknda sِylenenler), doًru haberlerdir. Allah'tan baka ilâh yoktur. Muhakkak ki Allah, evet O, mutlak güç ve hikmet sahibidir.
3|63|Eًer yine yüz çevirirlerse, üphesiz Allah, bozguncular hakkyla bilendir.
3|64|(Resûlüm!) de ki: Ey ehl-i kitap! Sizinle bizim aramzda müterek olan bir sِze geliniz: Allah'tan bakasna tapmayalm. O'na hiçbir eyi e tutmayalm ve Allah' brakp da kimimiz kimimizi ilâhlatrmasn. Eًer onlar yine yüz çevirirlerse, ite o zaman: قahit olun ki biz müslümanlarz! deyiniz.
3|65|Ey ehl-i kitap! فbrahim hakknda niçin çekiirsiniz? Halbuki Tevrat ve فncil, kesinlikle ondan sonra indirildi. Siz hiç düünmez misiniz?
3|66|فte siz bِyle kimselersiniz! Hadi hakknda bilgi sahibi olduًunuz konuda tarttnz; fakat bilgi sahibi olmadًnz konuda niçin tartyorsunuz! Oysa ki Allah, her eyi bilir, siz ise bilmezsiniz.
3|67|فbrahim, ne yahudi, ne de hristiyan idi; fakat o, Allah' bir tanyan dosdoًru bir müslüman idi; müriklerden de deًildi.
3|68|فnsanlarn فbrahim'e en yakn olan, ona uyanlar, u Peygamber (Muhammed) ve (ona) iman edenlerdir. Allah müminlerin dostudur.
3|69|Ehl-i kitaptan bir ksm istediler ki, ne yapp edip sizi saptrabilsinler. Oysa onlar sadece kendilerini saptrrlar da farkna bile varmazlar.
3|70|Ey ehl-i kitap! (Gerçeًi) gِrüp bildiًiniz halde niçin Allah'n âyetlerini inkâr edersiniz?
3|71|Ey ehl-i kitap! Neden doًruyu eًriye kartryor ve bile bile gerçeًi gizliyorsunuz?
3|72|Ehl-i kitaptan bir gurup ِyle dedi: "Müminlere indirilmi olana sabahleyin (gِrünüte) inanp akamleyin inkâr edin. Belki onlar (bِylece dinlerinden) dِnerler.
3|73|Sizin dininize uyanlardan baka hiçbir kimseye inanmayn. " (Resûlüm!) De ki: Doًru yol ancak Allah'n yoludur. Yine (onlar, kendi aralarnda ِyle dediler:) "Size verilenin benzerinin baka herhangi bir kimseye verildiًine, yahut Rabbinizin huzurunda onlarn size kar deliller getireceklerine de (inanmayn)." De ki: Lütuf ve ihsan Allah'n elindedir. Onu dilediًine verir. Allah'n rahmeti genitir ve O her eyi hakkyla bilir.
3|74|Rahmetini dilediًine ayrr. Allah üstün lütuf sahibidir.
3|75|Ehl-i kitaptan ِylesi vardr ki, ona yüklerle mal emanet braksan, onu sana noksansz iade eder. Fakat onlardan ِylesi de vardr ki, ona bir dinar emanet braksan, tepesine dikilip durmazsan onu sana iade etmez. Bu da onlarn, "ـmmîlere kar yaptklarmzdan dolay bize vebal yoktur" demelerindendir. Allah adna bile bile yalan sِylüyorlar.
3|76|Hayr! (Gerçek onlarn dediًi deًil.) Her kim sِzünü yerine getirir ve kِtülükten saknrsa, bilsin ki Allah saknanlar sever.
3|77|Allah'a kar verdikleri sِzü ve yeminlerini az bir bedelle deًitirenlere gelince, ite bunlarn ahirette bir pay yoktur. Kyamet günü Allah onlarla konumayacak, onlara bakmayacak ve onlar temize çkarmayacaktr. Onlar için ac bir azap vardr.
3|78|Ehl-i kitaptan bir gurup, okuduklarn kitaptan sanasnz diye kitab okurken dillerini eًip bükerler. Halbuki okuduklar Kitap'tan deًildir. Sِyledikleri Allah katndan olmadً halde: Bu Allah katndandr, derler. Onlar bile bile Allah'a iftira ediyorlar.
3|79|Hiçbir insann, Allah'n kendisine Kitap, hikmet ve peygamberlik vermesinden sonra (kalkp) insanlara: Allah' brakp bana kul olun! demesi mümkün deًildir. Bilakis (ِyle demesi gerekir): Okutmakta ve ًِretmekte olduًunuz Kitap uyarnca Rabbe hâlis kullar olunuz.
3|80|Ve size: Melekleri ve peygamberleri ilâhlar edinin, diye de emretmez. Siz müslüman olduktan sonra hiç size kâfirliًi emreder mi?
3|81|Hani Allah, peygamberlerden: "Ben size Kitap ve hikmet verdikten sonra nezdinizdekileri tasdik eden bir peygamber geldiًinde ona mutlaka inanp yardm edeceksiniz" diye sِz alm, "Kabul ettiniz ve bu ahdimi yüklendiniz mi?" dediًinde, "Kabul ettik" cevabn vermiler, bunun üzerine Allah: O halde ahit olun; ben de sizinle birlikte ahitlik edenlerdenim, buyurmutu.
3|82|Artk bundan sonra her kim dِnerse ite onlar yoldan çkmlarn ta kendileridir.
3|83|Gِklerde ve yerdekiler, ister istemez O'na teslim olduًu halde onlar (ehl-i kitap), Allah'n dininden bakasn m aryorlar? Halbuki O'na dِndürüleceklerdir.
3|84|De ki: Biz, Allah a, bize indirilene, فbrahim, فsmail, فshak, Ya'kub ve Ya'kub oًullarna indirilenlere, Musa, فsa ve (diًer) peygamberlere Rableri tarafndan verilenlere iman ettik. Onlar birbirinden ayrdetmeyiz. Biz ancak O'na teslim oluruz.
3|85|Kim, فslâm'dan baka bir din ararsa, bilsin ki kendisinden (bِyle bir din) asla kabul edilmeyecek ve o, ahirette ziyan edenlerden olacaktr.
3|86|فman etmelerinden, Resûl'ün hak olduًuna ehadet getirmelerinden ve kendilerine apaçk deliller gelmesinden sonra inkârclًa sapan bir kavme Allah nasl hidayet nasip eder? Allah zalimler topluluًunu doًru yola iletmez.
3|87|فte onlarn cezas, Allah'n, meleklerin ve bütün insanlًn lânetine uًramalardr.
3|88|Bu lânete ebedî gِmülüp gidecekler. Onlarn azaplar hafifletilmez; yüzlerine de baklmaz.
3|89|Ancak, bundan sonra tevbe edip yola gelenler baka. اünkü Allah çok baًlayc ve merhametlidir.
3|90|فnandktan sonra kâfirliًe sapp sonra inkârclkta daha da ileri gidenlerin tevbeleri asla kabul edilmeyecektir. Ve ite onlar, sapklarn ta kendisidirler.
3|91|Gerçekten, inkâr edip kâfir olarak ِlenler var ya, onlarn hiçbirinden -fidye olarak dünya dolusu altn verecek olsa dahi- kabul edilmeyecektir. Onlar için ac bir azap vardr; hiç yardmclar da yoktur.
3|92|Sevdiًiniz eylerden (Allah yolunda) harcamadkça "iyi" ye eremezsiniz. Her ne harcarsanz, Allah onu hakkyla bilir.
3|93|Tevrat'n indirilmesinden ِnce, فsrail'in (Ya'kub'un) kendisine haram kldklar dnda, yiyeceًin her türlüsü فsrailoًullarna helâl idi. De ki: Eًer doًru sِzlü iseniz o zaman Tevrat' getirip onu okuyun.
3|94|Artk bundan sonra her kim Allah'a kar yalan uydurursa, ite bunlar, zalimlerin ta kendisidirler.
3|95|De ki: Allah doًruyu sِylemitir. ضyle ise, hakka yِnelmi olarak فbrahim'in dinine uyunuz. O, müriklerden deًildi.
3|96|قüphesiz, âlemlere bereket ve hidayet kaynaً olarak insanlar için kurulan ilk ev (mâbet), Mekke'deki (Kâbe)dir.
3|97|Orada apaçk niâneler, (ayrca) فbrahim'in makam vardr. Oraya giren emniyette olur. Yoluna gücü yetenlerin o evi haccetmesi, Allah'n insanlar üzerinde bir hakkdr. Kim inkâr ederse bilmelidir ki, Allah bütün âlemlerden müstaًnîdir.
3|98|De ki: Ey ehl-i kitap! Allah yaptklarnz gِrüp dururken niçin Allah'n âyetlerini inkâr edersiniz?
3|99|De ki: Ey ehl-i kitap! (Gerçeًi) gِrüp bildiًiniz halde niçin Allah'n yolunu eًri gِstermeye yeltenerek müminleri Allah yolundan çevirmeye kalkyorsunuz? Allah yaptklarnzdan habersiz deًildir.
3|100|Ey iman edenler! Kendilerine kitap verilenlerden bir guruba uyarsanz imannzdan sonra sizi yeniden inkârclًa sevkederler.
3|101|Size Allah'n âyetleri okunurken, üstelik Allah Resûlü de aranzda iken nasl inkâra saparsnz? Her kim Allah'a baًlanrsa kesinlikle doًru yola iletilmitir.
3|102|Ey iman edenler! Allah'tan, O'na yarar ekilde korkun ve ancak müslümanlar olarak can verin.
3|103|Hep birlikte Allah'n ipine (فslâm'a) smsk yapn; parçalanmayn. Allah'n size olan nimetini hatrlayn: Hani siz birbirinize düman kiileridiniz de O, gِnüllerinizi birletirmiti ve O'nun nimeti sayesinde karde kimseler olmutunuz. Yine siz bir ate çukurunun tam kenarnda iken oradan da sizi O kurtarmt. فte Allah size âyetlerini bِyle açklar ki doًru yolu bulasnz.
3|104|Sizden, hayra çaًran, iyiliًi emredip kِtülüًü meneden bir topluluk bulunsun. فte onlar kurtulua erenlerdir.
3|105|Kendilerine apaçk deliller geldikten sonra parçalanp ayrlًa düenler gibi olmayn. فte bunlar için büyük bir azap vardr.
3|106|Nice yüzlerin aًardً, nice yüzlerin de karardً günü (düünün.) فmdi, yüzleri kararanlara: فnanmanzdan sonra kâfir mi oldunuz? ضyle ise inkâr etmi olmanz yüzünden tadn azab! (denilir).
3|107|Yüzleri aًaranlara gelince, onlar Allah'n rahmeti içindedirler; orada ebedî kalacaklardr.
3|108|فte bunlar, Allah'n, sana hak olarak okuduًumuz âyetleridir. Allah hiçbir kimseye hakszlk etmek istemez.
3|109|Gِklerde ve yerde ne varsa Allah'ndr. فler, dِnüp dolap Allah'a varr.
3|110|Siz, insanlarn iyiliًi için ortaya çkarlm en hayrl ümmetsiniz; iyiliًi emreder; kِtülükten meneder ve Allah'a inanrsnz: Ehl-i kitap da inansayd, elbet bu, kendileri için çok iyi olurdu. (Gerçi) içlerinde iman edenler var; (fakat) çoًu yoldan çkmlardr.
3|111|Onlar (ehl-i kitap) size, incitmekten baka bir zarar veremezler. Sizinle savaa girecek olsalar, size arkalarn dِnüp kaçarlar. Sonra kendilerine yardm da edilmez.
3|112|Onlar (yahudiler) nerede bulunurlarsa bulunsunlar, Allah'n ahdine ve insanlarn (müminlerin) himayesine sًnmadkça kendilerine zillet (damgas) vurulmutur; Allah'n hmna uًramlar ve miskinliًe mahkum edilmilerdir. اünkü onlar, Allah'n âyetlerini inkâr ediyorlar ve haksz yere peygamberleri ِldürüyorlard. Bu da, onlarn isyan etmi ve haddi am bulunmalarndandr.
3|113|Hepsi bir deًildir; ehl-i kitap içinde istikamet sahibi bir topluluk vardr ki, gece saatlerinde secdeye kapanarak Allah'n âyetlerini okurlar.
3|114|Onlar, Allah'a ve ahiret gününe inanrlar; iyiliًi emreder, kِtülükten menederler; hayrl ilere kouurlar. فte bunlar iyi insanlardandr.
3|115|Onlarn yaptklar hiçbir hayr karlksz braklmayacaktr. Allah, takvâ sahiplerini çok iyi bilir.
3|116|فnkâr edenler var ya, onlarn mallar da evlâtlar da Allah'a kar kendilerine hiçbir fayda saًlamayacaktr. فte onlar, cehennemliklerdir; onlar orada ebedî kalacaklardr.
3|117|Onlarn, bu dünya hayatnda yapmakta olduklar harcamalarn durumu, kendilerine zulmetmi olan bir kavmin ekinlerini vurup da mahveden kavurucu bir rüzgârn durumu gibidir. Onlara Allah zulmetmedi; fakat onlar kendilerine zulmediyorlar.
3|118|Ey iman edenler! Kendi dnzdakileri srda edinmeyin. اünkü onlar size fenalk etmekten asla geri durmazlar, hep skntya dümenizi isterler. Gerçekten, kin ve dümanlklar aًzlarndan (dِkülen sِzlerinden) belli olmaktadr. Kalplerinde sakladklar (dümanlklar) ise daha büyüktür. Eًer düünüp anlyorsanz, âyetlerimizi size açklam bulunuyoruz.
3|119|فte siz ِyle kimselersiniz ki, onlar sizi sevmedikleri halde siz onlar seversiniz. Siz, bütün kitaplara inanrsnz; onlar ise, sizinle karlatklarnda "فnandk" derler; kendi balarna kaldklarnda da, size olan kinlerinden dolay parmaklarnn uçlarn srrlar. De ki: Kininizden (kahrolup) ِlün! قüphesiz Allah kalplerin içindekini hakkyla bilmektedir.
3|120|Size bir iyilik dokunsa, bu onlar tasalandrr; banza bir musibet gelse, buna da sevinirler. Eًer sabreder ve korunursanz, onlarn hilesi size hiçbir zarar vermez. قüphesiz Allah, onlarn yaptklarn çepeçevre kuatmtr.
3|121|Hani sen, sabah erkenden müminleri sava mevzilerine yerletirmek için ailenden ayrlmtn. . .-Allah, hakkyle iiten ve bilendir.-
3|122|O zaman içinizden iki bِlük bozulmaya yüz tutmutu. Halbuki Allah onlarn yardmcs idi. Müminler, yalnz Allah'a dayanp güvensinler.
3|123|Andolsun, sizler güçsüz olduًunuz halde Allah, Bedir'de de size yardm etmiti. ضyle ise, Allah'tan saknn ki O'na ükretmi olasnz.
3|124|O zaman sen, müminlere ِyle diyordun: فndirilen üç bin melekle Rabbinizin sizi takviye etmesi, sizin için yeterli deًil midir?
3|125|Evet, siz sabr gِsterir ve Allah'tan saknrsanz, onlar (dümanlarnz) hemen u anda üzerinize gelseler, Rabbiniz, nianl be bin melekle sizi takviye eder.
3|126|Allah, bunu size srf bir müjde olsun ve kalpleriniz bu sayede rahatlasn diye yapt. Zafer, yalnzca mutlak güç ve hikmet sahibi Allah katndandr.
3|127|Allah, kâfirlerden bir ksmnn kِkünü kessin veya onlar perian etsin, bِylece bozulmu bir halde dِnüp gitsinler diye, size yardm eder).
3|128|Ki bu ite senin yapacaًn bir ey yoktur yahut (müslüman olsunlar da) tevbelerini kabul etsin, ya da (srar ederlerse) onlara azap etsin diye (Allah Bedir'de size yardm etti). اünkü onlar zalimdirler.
3|129|Gِklerde ve yerde ne varsa Allah'ndr. Dilediًini baًlar, dilediًine azap eder. Allah, çok baًlayc ve çok merhametlidir.
3|130|Ey iman edenler! Kat kat arttrlm olarak faiz yemeyin. Allah'tan saknn ki kurtulua eresiniz.
3|131|Kâfirler için hazrlanm bulunan ateten saknn!
3|132|Allah'a ve Resûl'üne itaat edin ki rahmete kavuturulasnz.
3|133|Rabbinizin baًna ve takvâ sahipleri için hazrlanm olup geniliًi gِkler ve yer kadar olan cennete koun!
3|134|O takvâ sahipleri ki, bollukta da darlkta da Allah için harcarlar; ِfkelerini yutarlar ve insanlar affederler. Allah da güzel davranta bulunanlar sever.
3|135|Yine onlar ki, bir kِtülük yaptklarnda, ya da kendilerine zulmettiklerinde Allah' hatrlayp günahlarndan dolay hemen tevbe-istiًfar ederler. Zaten günahlar Allah'tan baka kim baًlayabilir ki! Bir de onlar, iledikleri kِtülüklerde, bile bile srar etmezler.
3|136|فte onlarn mükâfat, Rableri tarafndan baًlanma ve altlarndan rmaklar akan, içinde ebedî kalacaklar cennetlerdir. Bِyle amel edenlerin mükâfat ne güzeldir!
3|137|Sizden ِnce nice (milletler hakknda) ilâhî kanunlar gelip geçmitir. Onun için, yeryüzünde gezin dolan da (Allah'n âyetlerini) yalan sayanlarn âkbeti ne olmu, gِrün!
3|138|Bu (Kur'an), bütün insanlًa bir açklamadr; takvâ sahipleri için de bir hidayet ve bir ًِüttür.
3|139|Geveklik gِstermeyin, üzüntüye kaplmayn. Eًer inanmsanz, üstün gelecek olan sizsiniz.
3|140|Eًer siz (Uhud'da) bir acya uًradnzsa, (Bedir'de de dümannz olan) o kavim de benzer bir acya uًramtr. O günleri biz insanlar arasnda dِndürür dururuz (zaferi bazen bir topluma bazen ِteki topluma nasip ederiz.) Ta ki Allah, iman edenleri ortaya çkarsn ve aranzdan ahitler edinsin. Allah zalimleri sevmez.
3|141|Bir de (bِylece) Allah, iman edenleri günahlardan temize çkarmak, kâfirleri de helâk etmek ister.
3|142|Yoksa Allah içinizden cihad edenleri belli etmeden, sabredenleri ortaya çkarmadan cennete gireceًinizi mi sandnz?
3|143|Andolsun ki siz, ِlümle yüzyüze gelmezden ِnce onu temenni ederdiniz. فte imdi onu karnzda gِrdünüz.
3|144|Muhammed, ancak bir peygamberdir. Ondan ِnce de peygamberler gelip geçmitir. قimdi o ِlür ya da ِldürülürse, gerisin geriye (eski dininize) mi dِneceksiniz? Kim (bِyle) geri dِnerse, Allah'a hiçbir ekilde zarar vermi olmayacaktr. Allah, ükredenleri mükâfatlandracaktr.
3|145|Hiçbir kimse yok ki, ِlümü Allah'n iznine baًl olmasn. (ضlüm), belli bir süreye gِre yazlmtr. Her kim, dünya nimetini isterse, kendisine ondan veririz; kim de ahiret sevabn isterse, ona da bundan veririz. Biz ükredenleri mükâfatlandracaًz.
3|146|Nice peygamberler vard ki, beraberinde birçok Allah erleri bulunduًu halde savatlar da, bunlar, Allah yolunda balarna gelenlerden dolay geveklik ve zaaf gِstermediler, boyun eًmediler. Allah sabredenleri sever.
3|147|Onlarn sِzleri, sadece ِyle demekten ibaretti: Ey Rabbimiz! Günahlarmz ve iimizdeki taknlًmz baًla; ayaklarmz (yolunda) sabit kl; kâfirler topluluًuna kar bizi muzaffer kl!
3|148|Allah da onlara dünya nimetini ve (daha da ِnemlisi,) ahiret sevabnn güzelliًini verdi. Allah, iyi davrananlar sever.
3|149|Ey iman edenler! Eًer kâfirlere uyarsanz, gerisin geriye (eski dininize) dِndürürler de, hüsrana uًrayanlarn durumuna düersiniz.
3|150|Oysa sizin mevlânz Allah'tr ve O, yardmclarn en hayrlsdr.
3|151|Allah'n, hakknda hiçbir delil indirmediًi eyleri O'na ortak komalar sebebiyle, kâfirlerin kalplerine yaknda korku salacaًz. Gidecekleri yer de cehennemdir. Zalimlerin varacaً yer ne kِtüdür!
3|152|Siz Allah'n izni ile dümanlarnz ِldürürken, Allah, size olan vâdini yerine getirmitir. Nihayet, ِyle bir an geldi ki, Allah arzuladًnz (galibiyeti) size gِsterdikten sonra zaafa dütünüz; (Peygamberin verdiًi) emir konusunda tartmaya kalktnz ve âsi oldunuz. Dünyay isteyeniniz de vard, ahireti isteyeniniz de vard. Sonra Allah, denemek için sizi onlardan (onlar maًlup etmekten) alkoydu. Ve andolsun sizi baًlad. Zaten Allah, müminlere kar çok lütufkârdr.
3|153|O zaman Peygamber arkanzdan sizi çaًrdً halde siz, durmadan (sava alanndan) uzaklayor, hiç kimseye dِnüp bakmyordunuz. (Allah) size keder üstüne keder verdi ki, bundan dolay gerek elinizden gidene, gerekse banza gelenlere üzülmeyesiniz. Allah yaptklarnzdan haberdardr.
3|154|Sonra o kederin arkasndan Allah size bir güven indirdi ki, (bu güvenin yol açtً) uyuklama hali bir ksmnz kaplyordu. Kendi canlarnn kaygsna dümü bir gurup da, Allah'a kar haksz yere cahiliye devrindekine benzer düüncelere kaplyorlar, "Bu iten bize ne!" diyorlard. De ki: ف (zafer, yardm, hereyin karar ve buyruًu) tamamen Allah'a aittir. Onlar, sana açklayamadklarn içlerinde gizliyorlar. "Bu iten bize bir ey olsayd, burada ِldürülmezdik" diyorlar. قِyle de: Evlerinizde kalm olsaydnz bile, ِldürülmesi takdir edilmi olanlar, ِldürülüp düecekleri yerlere kendiliklerinden çkp giderlerdi. Allah, içinizdekileri yoklamak ve kalplerinizdekileri temizlemek için (bِyle yapt). Allah içinizde ne varsa hepsini bilir.
3|155|(Uhud'da) iki ordu karlatً gün, sizi brakp gidenleri, srf iledikleri baz hatalar yüzünden eytan (yerlerinden) kaydrmt. Yine de Allah onlar affetti. اünkü Allah, çok baًlaycdr, halîmdir.
3|156|Ey iman edenler! Sizler, inkâr edenler ve yeryüzünde sefere çkan veya savaan kardeleri hakknda: "Eًer bizim yanmzda kalsalard ِlmezler, ِldürülmezlerdi" diyenler gibi olmayn. Allah bu kanaat onlarn kalplerine (kaybettikleri yaknlar için onulmaz) bir hasret (yaras) olarak koydu. Can veren de alan da Allah'tr. Allah, yaptklarnz hakkyla gِrür.
3|157|Eًer Allah yolunda ِldürülür ya da ِlürseniz, unu bilin ki, Allah'n maًfireti ve rahmeti onlarn topladklar bütün eylerden daha hayrldr.
3|158|Andolsun, ِlseniz de ِldürülseniz de Allah'n huzurunda toplanacaksnz.
3|159|O vakit Allah'tan bir rahmet ile onlara yumuak davrandn! قayet sen kaba, kat yürekli olsaydn, hiç üphesiz, etrafndan daًlp giderlerdi. قu halde onlar affet; baًlanmalar için dua et; i hakknda onlara dan. Kararn verdiًin zaman da artk Allah'a dayanp güven. اünkü Allah, kendisine dayanp güvenenleri sever.
3|160|Allah size yardm ederse, artk size üstün gelecek hiç kimse yoktur. Eًer sizi brakverirse, ondan sonra size kim yardm eder? Müminler ancak Allah'a güvenip dayanmaldrlar.
3|161|Bir peygambere, emanete hyanet yaramaz. Kim emanete (devlet malna) hyanet ederse, kyamet günü, hainlik ettiًi eyin günah boynuna asl olarak gelir. Sonra herkese -asla hakszlًa uًratlmakszn-kazandً tastamam verilir.
3|162|Allah'n honutluًunu gِzetenle Allah'n hmna uًrayan bir olur mu hiç? Berikisinin yeri cehennemdir. Cehennem ise ne kِtü bir var noktasdr.
3|163|Onlar Allah katnda derece derecedirler. Allah onlarn yaptklarn gِrmektedir.
3|164|Andolsun ki içlerinden, kendilerine Allah'n âyetlerini okuyan, (kِtülüklerden ve inkârdan) kendilerini temizleyen, kendilerine Kitap ve hikmeti ًِreten bir Peygamber gِndermekle Allah, müminlere büyük bir lütufta bulunmutur. Halbuki daha ِnce onlar apaçk bir sapklk içinde idiler.
3|165|(Bedir de) iki katn (dümannzn) bana getirdiًiniz bir musibet, (Uhud'da) kendi banza geldiًi için mi "Bu nasl oluyor!" dediniz? De ki: O, kendi kusurunuzdandr. قüphesiz Allah'n her eye gücü yeter.
3|166|فki birliًin karlatً gün sizin banza gelenler, ancak Allah'n dilemesiyle olmutur ki, (O),inananlar bilsin diye(deneyip ortaya çkarsn diye),
3|167|Ve müminleri ayrdetmesi,münafklar ortaya çkarmas için idi. Onlara: "Gelin, Allah yolunda çarpn; ya da savunma yapn" denildiًi zaman, "Harbetmeyi bilseydik, elbette sizin peinizden gelirdik" dediler. Onlar o gün, imandan çok, kâfirliًe yakn idiler. Aًzlaryla, kalplerinde olmayan sِylüyorlard. Halbuki Allah, onlarn içlerinde gizlediklerini daha iyi bilir.
3|168|(Evlerinde) oturup da kardeleri hakknda: "Bize uysalard ِldürülmezlerdi" diyenlere, "Eًer doًru sِzlü insanlar iseniz, canlarnz ِlümden kurtarn bakalm!" de.
3|169|Allah yolunda ِldürülenleri sakn ِlü sanmayn. Bilakis onlar diridirler; Rableri yannda rzklara mazhar olmaktadrlar.
3|170|Allah'n, lütuf ve kereminden kendilerine verdikleri ile sevinçli bir halde arkalarndan gelecek ve henüz kendilerine katlmam olan ehit kardelerine de hiçbir keder ve korku bulunmadً müjdesinin sevincini duymaktadrlar.
3|171|Onlar, Allah'tan gelen nimet ve keremin; Allah'n, müminlerin ecrini zayi etmeyeceًi müjdesinin sevinci içindedirler.
3|172|Yara aldktan sonra yine Allah'n ve Peygamber'in çaًrsna uyanlar (ِzellikle) bunlarn içlerinden iyilik yapanlar ve takvâ sahibi olanlar için pek büyük bir mükâfat vardr.
3|173|Bir ksm insanlar, müminlere: "Dümanlarnz olan insanlar, size kar asker topladlar; aman saknn onlardan!" dediklerinde bu, onlarn imanlarn bir kat daha arttrd ve "Allah bize yeter. O ne güzel vekîldir!" dediler.
3|174|Bunun üzerine, kendilerine hiçbir fenalk dokunmadan, Allah'n nimet ve keremiyle geri geldiler. Bِylece Allah'n rzasna uymu oldular. Allah büyük kerem sahibidir.
3|175|فte o eytan, ancak kendi dostlarn korkutur. قu halde, eًer iman etmi kimseler iseniz onlardan korkmayn, benden korkun.
3|176|(Resûlüm) فnkârda yaranlar sana kayg vermesin. اünkü onlar, Allah'a hiçbir zarar veremezler. Allah onlara, ahiretten yana bir nasip vermemek istiyor. Onlar için çok büyük bir azap vardr.
3|177|قuras muhakkak ki, iman verip inkâr alanlar, Allah'a hiçbir zarar veremezler. Onlar için elîm bir azap vardr.
3|178|فnkâr edenler sanmasnlar ki, kendilerine mühlet vermemiz onlar için daha hayrldr. Onlara ancak günahlarn arttrmalar için frsat veriyoruz. Onlar için alçaltc bir azap vardr.
3|179|Allah, müminleri (u) bulunduًunuz durumda brakacak deًildir; sonunda murdar temizden ayracaktr. Bununla beraber Allah, size gayb da bildirecek deًildir. Fakat Allah, elçilerinden dilediًini ayrdeder. O halde Allah'a ve peygamberlerine iman edin. Eًer iman eder, takvâ sahibi olursanz sizin için de çok büyük bir ecir vardr.
3|180|Allah'n, kereminden kendilerine verdiklerini (infakta) cimrilik gِsterenler, sanmasnlar ki o, kendileri için hayrldr; tersine bu onlar için pek fenadr. Cimrilik ettikleri ey de kyamet gününde boyunlarna dolanacaktr. Gِklerin ve yerin miras Allah'ndr. Allah bütün yaptklarnzdan haberdardr.
3|181|"Gerçekten Allah fakir, biz ise zenginiz" diyenlerin sِzünü andolsun ki Allah iitmitir. Onlarn (bu) dediklerini, haksz yere peygamberleri ِldürmeleri ile birlikte yazacaًz ve diyeceًiz ki: Tadn o yakc azab!
3|182|Bu, dünyada iken kendi ellerinizle yapm olduًunuzun karlًdr. Yoksa Allah kullarna zulmetmez.
3|183|"Doًrusu Allah bize, (gِkten inen) atein yiyeceًi (yakp kor edeceًi) bir kurban getirmedikçe hiçbir peygambere inanmamamz emretti" diyenlere ِyle de: Size, benden ِnce mucizelerle, (ِzellikle) dediًiniz (mucize) ile nice peygamberler geldi. Eًer doًru insanlar iseniz, ya onlar niçin ِldürdünüz?
3|184|(Resûlüm!) Eًer seni yalanclkla itham ettilerse (yadrgama); gerçekten, senden ِnce apaçk mucizeler, sahifeler ve aydnlatc kitap getiren nice peygamberler de yalanclkla itham edildi.
3|185|Her canl ِlümü tadacaktr. Ve ancak kyamet günnü yaptklarnzn karlً size tastamam verilecektir. Kim cehennemden uzaklatrlp cennete konursa o, gerçekten kurtulua ermitir. Bu dünya hayat ise aldatma metândan baka bir ey deًildir.
3|186|Andolsun ki, mallarnz ve canlarnz konusunda imtihana çekileceksiniz; sizden ِnce kendilerine kitap verilenlerden ve müriklerden birçok üzücü sِzler iiteceksiniz. Eًer sabreder ve takvâ gِsterirseniz, muhakkak ki bu, (yaplacak) ilerin en deًerlisidir.
3|187|Allah, kendilerine kitap verilenlerden, "Onu mutlaka insanlara açklayacaksnz, onu gizlemeyeceksiniz" diyerek sِz almt. Onlar ise bunu kulak ard ettiler, onu az bir dünyalًa deًitiler. Yaptklar al-veri ne kadar kِtü!
3|188|Sanma ki ettiklerine sevinen, yapmadklar ile ِvülmek isteyenler, evet, sanma ki onlar azaptan kurtulacaklardr. Onlar için elem verici bir azap vardr.
3|189|Gِklerin ve yerin hükümranlً Allah'ndr. Allah'n her eye gücü yeter.
3|190|Gِklerin ve yerin yaratlnda, gece ile gündüzün birbiri ardnca gelip gidiinde aklselim sahipleri için gerçekten açk ibretler vardr.
3|191|Onlar, ayakta dururken, otururken, yanlar üzerine yatarken (her vakit) Allah' anarlar, gِklerin ve yerin yaratl hakknda derin derin düünürler (ve ِyle derler:) Rabbimiz! Sen bunu bouna yaratmadn. Seni tesbih ederiz. Bizi cehennem azabndan koru !
3|192|Ey Rabbimiz! Doًrusu sen, kimi cehenneme koyarsan, artk onu rüsvay etmisindir. Zalimlerin hiç yardmclar yoktur.
3|193|Ey Rabbimiz! Gerçek u ki biz, "Rabbinize inann!" diye imana çaًran bir davetçiyi (Peygamberi, Kur'an') iittik, hemen iman ettik. Artk bizim günahlarmz baًla, kِtülüklerimizi ِrt, ruhumuzu iyilerle beraber al, ey Rabbimiz!
3|194|Rabbimiz! Bize, peygamberlerin vastasyla vâdettiklerini de ikram et ve kyamet gününde bizi rezil-rüsvay etme; üphesiz sen vâdinden caymazsn!
3|195|Bunun üzerine Rableri, onlarn dualarn kabul etti. (Dedi ki:) Ben, erkek olsun kadn olsun -ki hep birbirinizdensiniz- içinizden, çalan hiçbir kimsenin yaptًn boa çkarmayacaًm. Onlar ki, hicret ettiler, yurtlarndan çkarldlar, benim yolumda eziyete uًradlar, çarptlar ve ِldürüldüler; andolsun, ben de onlarn kِtülüklerini ِrteceًim ve onlar altlarndan rmaklar akan cennetlere koyacaًm. Bu mükâfat, Allah tarafndandr. Allah; karlًn güzeli O'nun katndadr.
3|196|فnkârclarn (refah içinde) diyar diyar dolamas, sakn seni aldatmasn!
3|197|Azck bir menfaattr o. Sonra onlarn varacaklar yer cehennemdir. O ne kِtü var yeridir!
3|198|Fakat Rablerine kar gelmekten saknanlar için, Allah tarafndan bir ikram olarak, altlarndan rmaklar akan, ebedî olarak kalacaklar cennetler vardr. فyi kiiler için Allah katndaki (nimetler) daha hayrldr.
3|199|Ehl-i kitaptan ِyleleri var ki, Allah'a, hem size indirilene, hem de kendilerine indirilene tam bir samimiyetle ve Allah'a boyun eًerek iman ederler. Allah'n âyetlerini az bir paraya satmazlar. فte onlar için Rableri katnda ecirleri vardr. قüphesiz Allah, hesab çabuk olandr.
3|200|Ey iman edenler! Sabredin; (düman karsnda) sebat gِsterin; (cihad için) hazrlkl ve uyank bulunun ve Allah'tan korkun ki baarya eriebilesiniz.
4|1|Ey insanlar! Sizi bir tek nefisten yaratan ve ondan da eini yaratan ve ikisinden birçok erkekler ve kadnlar üretip yayan Rabbinizden saknn. Adn kullanarak birbirinizden dilekte bulunduًunuz Allah'tan ve akrabalk haklarna riayetsizlikten de saknn. قüphesiz Allah sizin üzerinizde gِzetleyicidir.
4|2|Yetimlere mallarn verin, temizi pis olanla deًimeyin, onlarn mallarn kendi mallarnza katarak (kendi malnzm gibi) yemeyin; çünkü bu, büyük bir günahtr.
4|3|Eًer (kendileriyle evlendiًiniz takdir de) yetimlerin haklarna riayet edememekten korkarsanz beًendiًiniz (veya size helâl olan) kadnlardan ikier, üçer, dِrder aln. Hakszlk yapmaktan korkarsanz bir tane aln; yahut da sahip olduًunuz (cariyeler) ile yetinin. Bu, adaletten ayrlmamanz için en uygun olandr.
4|4|Kadnlara mehirlerini gِnül rzas ile (cِmertçe) verin; eًer gِnül holuًu ile o mehrin bir ksmn size baًlarlarsa onu da afiyetle yeyin.
4|5|Allah'n geçiminize dayanak kldً mallarnz akl ermezlere (reit olmayanlara) vermeyin; o mallarla onlar besleyin, giydirin ve onlara güzel sِz sِyleyin.
4|6|Evlilik çaًna gelinceye kadar yetimleri (gِzetip) deneyin, eًer onlarda aklca bir olgunlama gِrürseniz hemen mallarn kendilerine verin. Büyüyecekler (de geri alacaklar) diye o mallar israf ile ve tez elden yemeyin. Zengin olan (veli) iffetli olmaya çalsn, yoksul olan da (ihtiyaç ve emeًine) uygun olarak yesin. Mallarn kendilerine verdiًiniz zaman yanlarnda ahit bulundurun. Hesap sorucu olarak da Allah yeter.
4|7|Ana-babann ve yaknlarn braktklarndan erkeklere bir pay vardr; ana-babann ve yaknlarn braktklarndan kadnlara da bir pay vardr. Gerek azndan, gerek çoًundan belli bir hisse ayrlmtr.
4|8|(Mirastan pay olmayan) yaknlar, yetimler ve yoksullar miras taksiminde hazr bulunursa bundan, onlar da rzklandrn ve onlara güzel sِz sِyleyin.
4|9|Geriye eli ermez, gücü yetmez çocuklar braktklar takdirde (halleri ne olur) diye korkacak olanlar (yetimlere hakszlk etmekten) korkup titresinler; Allah'tan saknsnlar ve doًru sِz sِylesinler.
4|10|Hakszlkla yetimlerin mallarn yiyenler üphesiz karnlarna ancak ate tknm olurlar; zaten onlar alevlenmi atee gireceklerdir.
4|11|Allah size, çocuklarnz hakknda, erkeًe, kadnn paynn iki misli (miras vermenizi) emreder. (اocuklar) ikiden fazla kadn iseler, ِlünün braktًnn üçte ikisi onlarndr. Eًer yalnz bir kadnsa yars onundur. ضlenin çocuًu varsa, ana-babasndan her birinin mirastan altda bir hissesi vardr. Eًer çocuًu yok da ana-babas ona vâris olmu ise, anasna üçte bir (düer). Eًer ِlenin kardeleri varsa, anasna altda bir (düer. Bütün bu paylar ِlenin) yapacaً vasiyetten ve borçtan sonradr. Babalarnz ve oًullarnzdan hangisinin size, fayda bakmndan daha yakn olduًunu bilemezsiniz. Bunlar Allah tarafndan konmu farzlardr (paylardr). قüphesiz Allah ilim ve hikmet sahibidir.
4|12|Yapacaklar vasiyetten ve borçtan sonra elerinizin, eًer çocuklar yoksa, braktklarnn yars sizindir. اocuklar varsa braktklarnn dِrtte biri sizindir. اocuًunuz yoksa, sizin de, yapacaًnz vasiyetten ve borçtan sonra, braktًnzn dِrtte biri onlarndr (zevcelerinizindir). اocuًunuz varsa, braktًnzn sekizde biri onlarndr. Eًer bir erkek veya kadnn, anababas ve çocuklar bulunmadً halde (kelâle eklinde) mal mirasçlara kalrsa ve bir erkek yahut bir kzkardei varsa, her birine altda bir düer. Bundan fazla iseler üçte bire ortaktrlar. (Bu taksim) yaplacak vasiyetten ve borçtan sonra, kimse zarara uًramakszn (yaplacak)tr. Bunlar Allah'tan size vasiyettir. Allah her eyi hakkyle bilendir, halîmdir.
4|13|Bunlar, Allah'n (koyduًu) snrlardr. Kim Allah'a ve Peygamberine itaat ederse Allah onu, zemininden rmaklar akan cennetlere koyacaktr; orada devaml kalcdrlar; ite büyük kurtulu budur.
4|14|Kim Allah'a ve Peygamberine kar isyan eder ve snrlarn aarsa Allah onu, devaml kalacaً bir atee sokar ve onun için alçaltc bir azap vardr.
4|15|Kadnlarnzdan fuhu yapanlara kar aranzdan dِrt ahit getirin. Eًer ahitlik ederlerse, o kadnlar ِlüm alp gِtürünceye yahut Allah onlara bir yol açncaya kadar evlerde hapsedin.
4|16|فçinizden fuhu yapan her iki tarafa ceza verin; eًer tevbe eder, uslanrlarsa artk onlara ceza verip eziyet etmekten vazgeçin; çünkü Allah tِvbeleri çok kabul eden ve çok esirgeyendir.
4|17|Allah'n kabul edeceًi tevbe, ancak bilmeden kِtülük edip de sonra tez elden tevbe edenlerin tevbesidir; ite Allah bunlarn tevbesini kabul eder; Allah her eyi bilendir, hikmet sahibidir.
4|18|Yoksa kِtülükleri yapp yapp da içlerinden birine ِlüm gelip çatnca "Ben imdi tevbe ettim" diyenler ile kâfir olarak ِlenler için (kabul edilecek) tevbe yoktur. Onlar için ac bir azap hazrlamzdr.
4|19|Ey iman edenler! Kadnlara zorla vâris olmanz size helâl deًildir. Apaçk bir edepsizlik yapmadkça, onlara verdiًinizin bir ksmn ele geçirmeniz için de kadnlar sktrmayn. Onlarla iyi geçinin. Eًer onlardan holanmazsanz (biliniz ki) Allah'n hakknzda çok hayrl klacaً bir eyden de holanmam olabilirsiniz.
4|20|Eًer bir ei brakp da yerine baka bir e almak isterseniz, onlardan birine yüklerle mehir vermi olsanz dahi ondan hiçbir eyi geri almayn. Siz iftira ederek ve apaçk günah ileyerek onu geri alr msnz?
4|21|Vaktiyle siz birbirinizle hair-neir olduًunuz ve onlar sizden saًlam bir teminat alm olduًu halde onu nasl geri alrsnz!
4|22|Geçmite olanlar bir yana, babalarnzn evlendiًi kadnlarla evlenmeyin; çünkü bu bir hayaszlktr, iًrenç bir eydir ve kِtü bir yoldur.
4|23|Analarnz, kzlarnz, kzkardeleriniz, halalarnz, teyzeleriniz, karde kzlar, kzkarde kzlar, sizi emziren analarnz, süt baclarnz, elerinizin analar, kendileriyle birletiًiniz elerinizden olup evlerinizde bulunan üvey kzlarnz size haram klnd. Eًer onlarla (nikâhlanp da) henüz birlememiseniz kzlarn almanzda size bir mahzur yoktur. Kendi sulbünüzden olan oًullarnzn eleri ve iki kz kardei birden almak da size haram klnd; ancak geçen geçmitir. Allah çok baًlayc ve esirgeyicidir.
4|24|(Harp esiri olarak) sahip olduًunuz cariyeler müstesna, evli kadnlar da size haram klnd. Allah'n size emri budur. Bunlardan bakasn, namuslu olmak ve zina etmemek üzere mallarnzla (mehirlerini vererek) istemeniz size helâl klnd. Onlardan faydalanmanza karlk kararlatrlm olan mehirlerini verin. Mehir kesiminden sonra (bir miktar indirim için) karlkl anlamanzda size günah yoktur. قüphesiz Allah ilim ve hikmet sahibidir.
4|25|فçinizden, imanl hür kadnlarla evlenmeye gücü yetmeyen kimse, ellerinizin altnda bulunan imanl genç kzlarnz (saylan) cariyelerinizden alsn. Allah sizin imannz daha iyi bilmektedir. Hep ayn kِktensiniz (insanlk bakmndan aranzda fark yoktur). ضyle ise iffetli yaamalar, zina etmemeleri ve gizli dost da tutmamalar art ve sahiplerinin izni ile onlar (cariyeleri) nikâhlayp aln, mehirlerini de normal miktarda verin. Evlendikten sonra bir fuhu yaparlarsa onlara, hür kadnlarn cezasnn yars (uygulanr). Bu (cariye ile evlenme izni), içinizden günaha dümekten korkanlar içindir. Sabretmeniz ise sizin için daha hayrldr. Allah çok baًlayc ve esirgeyicidir.
4|26|Allah size (bilmediklerinizi) açklamak ve sizi, sizden ِnceki (iyi) lerin yollarna iletmek ve sizin günahlarnz baًlamak istiyor. Allah hakkyle bilicidir, yegâne hikmet sahibidir.
4|27|Allah sizin tevbenizi kabul etmek ister; ehvetlerine uyanlar (kِtü arzularn esiri olanlar) ise büsbütün yoldan çkmanz isterler.
4|28|Allah sizden (yükünüzü) hafifletmek ister; çünkü insan zayf yaratlmtr.
4|29|Ey iman edenler! Karlkl rzaya dayanan ticaret olmas hali müstesna, mallarnz, bâtl (haksz ve haram yollar) ile aranzda (alp vererek) yemeyin. Ve kendinizi ِldürmeyin. قüphesiz Allah, sizi esirgeyecektir.
4|30|Kim dümanlk ve hakszlk ile bunu (haram yemeyi veya ِldürmeyi) yaparsa (bilsin ki) onu atee koyacaًz; bu ise Allah'a çok kolaydr.
4|31|Eًer yasaklandًnz büyük günahlardan kaçnrsanz, sizin küçük günahlarnz ِrteriz ve sizi erefli bir yere sokarz.
4|32|Allah'n sizi, birbirinizden üstün kldً eyleri (bakasnda olup da sizde olmayan) hasretle arzu etmeyin. Erkeklerin de kazandklarndan nasipleri var, kadnlarn da kazandklarndan nasipleri var. Allah'tan lütfunu isteyin; üphesiz Allah her eyi bilmektedir.
4|33|(Erkek ve kadndan) her biri için, ana, baba ve akrabann braktًndan (hisselerini alacak olan) vârisler kldk. Yeminlerinizin baًladً kimselere de paylarn verin. اünkü Allah her eyi gِrmektedir.
4|34|Allah'n insanlardan bir ksmn diًerlerine üstün klmas sebebiyle ve mallarndan harcama yaptklar için erkekler kadnlarn yِneticisi ve koruyucusudur. Onun için sâliha kadnlar itaatkârdr. Allah'n kendilerini korumasna karlk gizliyi (kimse gِrmese de namuslarn) koruyucudurlar. Ba kaldrmasndan endie ettiًiniz kadnlara ًِüt verin, onlar yataklarda yalnz brakn ve (bunlarla yola gelmezlerse) dِvün. Eًer size itaat ederlerse artk onlarn aleyhine baka bir yol aramayn; çünkü Allah yücedir, büyüktür.
4|35|Eًer kar-kocann aralarnn açlmasndan korkarsanz, erkeًin ailesinden bir hakem ve kadnn ailesinden bir hakem gِnderin. Bunlar bartrmak isterlerse Allah aralarn bulur; üphesiz Allah her eyi bilen, her eyden haberdar olandr.
4|36|Allah'a ibadet edin ve O'na hiçbir eyi ortak komayn. Ana-babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakn komuya, uzak komuya, yakn arkadaa, yolcuya, ellerinizin altnda bulunanlar (kِle, cariye, hizmetçi ve benzerlerine) iyi davrann; Allah kendini beًenen ve daima bِbürlenip duran kimseyi sevmez.
4|37|Bunlar cimrilik eden ve insanlara da cimriliًi tavsiye eden, Allah'n kendilerine lütfundan verdiًini gizleyen kimselerdir. Biz, kâfirler için alçaltc bir azap hazrladk.
4|38|Allah'a ve ahiret gününe inanmadklar halde mallarn, insanlara gِsteri için sarfedenler de (ahirette azaba dûçâr olurlar). قeytan bir kimseye arkada olursa, ne kِtü bir arkadatr o!
4|39|Allah'a ve ahiret gününe iman edip de Allah'n kendilerine verdiًinden (O'nun yolunda) harcasalard ne olurdu sanki! Allah onlarn durumunu hakkyle bilmektedir.
4|40|قüphe yok ki Allah zerre kadar hakszlk etmez. (Kulun yaptً i, eًer bir kِtülük ise, onun cezasn adaletle verir.) فyilik olursa onu katlar (kat kat arttrr), kendinden de büyük mükâfat verir.
4|41|Her bir ümmetten bir ahit getirdiًimiz ve seni de onlara ahit olarak gِsterdiًimiz zaman halleri nice olacak!
4|42|Küfür yoluna sapp peygamberi dinlemeyenler o gün yerin dibine batrlmay temenni ederler ve Allah'tan hiçbir haberi gizleyemezler.
4|43|Ey iman edenler! Siz sarho iken -ne sِylediًinizi bilinceye kadar- cünüp iken de -yolcu olan müstesna- gusül edinceye kadar namaza yaklamayn. Eًer hasta olur veya bir yolculuk üzerinde bulunursanz, yahut sizden biriniz ayak yolundan gelirse, yahut kadnlara dokunup da (bu durumlarda) su bulamamsanz o zaman temiz bir toprakla teyemmüm edin: Yüzlerinize ve ellerinize sürün. قüphesiz Allah çok affedici ve baًlaycdr.
4|44|Kendilerine Kitap'tan nasip verilenlere baksana! Sapklً satn alyorlar ve sizin de yoldan çkmanz istiyorlar!
4|45|Allah dümanlarnz sizden daha iyi bilir. Gerçek bir dost olarak Allah yeter, bir yardmc olarak da Allah kâfidir.
4|46|Yahudilerden bir ksm kelimeleri yerlerinden deًitirirler, dillerini eًerek, bükerek ve dine saldrarak (Peygambere kar) "فittik ve kar geldik", "dinle, dinlemez olas", "râinâ" derler. Eًer onlar "فittik, itaat ettik, dinle ve bizi gِzet" deselerdi üphesiz kendileri için daha hayrl ve daha doًru olacakt; fakat küfürleri (gerçeًi kabul etmemeleri) sebebiyle Allah onlar lânetlemitir. Artk pek az inanrlar.
4|47|Ey ehl-i kitap! Biz, birtakm yüzleri silip dümdüz ederek arkalarna çevirmeden, yahut onlar, cumartesi adamlar gibi lânetlemeden ِnce (davranarak), size gelenleri doًrulamak üzere indirdiًimize (Kitab'a) iman edin; Allah'n emri mutlaka yerine gelecektir.
4|48|Allah, kendisine ortak koulmasn asla baًlamaz; bundan bakasn, (günahlar) dilediًi kimse için baًlar. Allah'a ortak koan kimse büyük bir günah (ile) iftira etmi olur.
4|49|Kendilerini temize çkaranlara ne dersin! Hayr, Allah dilediًini temize çkarr ve hiç kimse kl pay kadar hakszlk gِrmez.
4|50|Bak, nasl da Allah üzerine yalan uyduruyorlar; apaçk bir günah olarak bu (onlara) yeter!
4|51|Kendilerine Kitap'tan nasip verilenleri gِrmedin mi? Putlara ve bâtla (tanrlara) iman ediyorlar, sonra da kâfirler için: "Bunlar, Allah'a iman edenlerden daha doًru yoldadr" diyorlar!
4|52|Bunlar, Allah'n lânetlediًi kimselerdir; Allah'n rahmetinden uzaklatrdً (lânetli) kimseye gerçek bir yardmc bulamazsn.
4|53|Yoksa onlarn mülkten (hükümranlktan) bir nasipleri mi var? ضyle olsayd insanlara çekirdek filizi (kadar bir ey bile) vermezlerdi.
4|54|Yoksa onlar, Allah'n lütfundan verdiًi eyler için insanlara hased mi ediyorlar? Oysa فbrahim soyuna Kitab' ve hikmeti verdik ve onlara büyük bir hükümranlk bahettik.
4|55|Onlardan bir ksm فbrahim'e inand, kimi de ondan yüz çevirdi; (onlara) kavurucu bir ate olarak cehennem yeter.
4|56|قüphesiz âyetlerimizi inkâr edenleri gün gelecek bir atee sokacaًz; onlarn derileri piip ac duymaz hale geldikçe, derilerini baka derilerle deًitiririz ki acy duysunlar! Allah daima üstün ve hakîmdir.
4|57|فnanp; iyi iler yapanlar da, içinde ebediyen kalmak üzere girecekleri, zemininden rmaklar akan cennetlere sokacaًz. Orada onlar için tertemiz eler vardr ve onlar koyu (tatl) bir gِlgeye koyarz.
4|58|Allah size, mutlaka emanetleri ehli olanlara vermenizi ve insanlar arasnda hükmettiًiniz zaman adaletle hükmetmenizi emreder. Allah size ne kadar güzel ًِütler veriyor! قüphesiz Allah her eyi iitici, her eyi gِrücüdür.
4|59|Ey iman edenler! Allah'a itaat edin. Peygamber'e ve sizden olan ülülemre (idarecilere) de itaat edin. Eًer bir hususta anlamazlًa düerseniz Allah'a ve ahirete gerçekten inanyorsanz onu Allah'a ve Resûl'e gِtürün (onlarn talimatna gِre halledin); bu hem hayrl, hem de netice bakmndan daha güzeldir.
4|60|Sana indirilene ve senden ِnce indirilenlere inandklarn ileri sürenleri gِrmedin mi? Tâًut'a inanmamalar kendilerine emrolunduًu halde, Tâًut'un ِnünde muhakemelemek istiyorlar. Halbuki eytan onlar büsbütün saptrmak istiyor.
4|61|Onlara: Allah'n indirdiًine (Kitab'a) ve Resûl'e gelin (onlara bavuralm), denildiًi zaman, münafklarn senden iyice uzaklatklarn gِrürsün.
4|62|Elleriyle yaptklar yüzünden balarna bir felâket gelince hemen, biz yalnzca iyilik etmek ve aray bulmak istedik, diye yemin ederek sana nasl gelirler!
4|63|Onlar Allah'n, kalplerindekini bildiًi kimselerdir; onlara aldrma, kendilerine ًِüt ver ve onlara, kendileri hakknda tesirli sِz sِyle.
4|64|Biz her peygamberi -Allah'n izniyle- ancak kendisine itaat edilmesi için gِnderdik. Eًer onlar kendilerine zulmettikleri zaman sana gelseler de Allah'tan baًlanmay dileseler, Resûl de onlar için istiًfar etseydi Allah' ziyadesiyle affedici, esirgeyici bulurlard.
4|65|Hayr, Rabbine andolsun ki aralarnda çkan anlamazlk hususunda seni hakem klp sonra da verdiًin hükümden içlerinde hiçbir sknt duymakszn (onu) tam manasyla kabullenmedikçe iman etmi olmazlar.
4|66|Eًer onlara, kendinizi ِldürün yahut yurtlarnzdan çkn, diye emretmi olsaydk, içlerinden pek az müstesna, bunu yapmazlard. Eًer kendilerine verilen ًِüdü yerine getirselerdi, onlar için hem daha hayrl hem de (imanlarn) daha pekitirici olurdu.
4|67|O zaman elbette kendilerine nezdimizden büyük mükâfat verirdik.
4|68|Ve onlar dosdoًru bir yola iletirdik.
4|69|Kim Allah'a ve Resûl'e itaat ederse ite onlar, Allah'n kendilerine lütuflarda bulunduًu peygamberler, sddîkler, ehidler ve salih kiilerle beraberdir. Bunlar ne güzel arkadatr!
4|70|Bu lütuf Allah'tandr. Bilen olarak Allah yeter.
4|71|Ey iman edenler! Tedbirinizi aln; bِlük bِlük savaa çkn, yahut (gerektiًinde) topyekün savan.
4|72|فçinizden bazlar vardr ki (cihad konusunda) pek aًrdan alrlar. Eًer size bir felâket eriirse: "Allah bana lütfetti de onlarla beraber bulunmadm" der.
4|73|Eًer Allah'tan size bir lütuf eriirse -sanki sizinle onun arasnda (zahirî) bir dostluk yokmu gibi- "Keke onlarla beraber olsaydm da ben de büyük bir baar kazansaydm !" der.
4|74|O halde, dünya hayatn ahiret karlًnda satanlar, Allah yolunda savasnlar. Kim Allah yolunda savar da ِldürülür veya galip gelirse biz ona yaknda büyük bir mükâfat vereceًiz.
4|75|Size ne oldu da Allah yolunda ve "Rabbimiz! Bizi, halk zalim olan bu ehirden çkar, bize tarafndan bir sahip gِnder, bize katndan bir yardmc yolla!" diyen zavall erkekler, kadnlar ve çocuklar uًrunda savamyorsunuz!
4|76|فman edenler Allah yolunda savarlar, inanmayanlar ise tâًut (bâtl davalar ve eytan) yolunda savarlar. O halde eytann dostlarna kar savan; üphe yok ki eytann kurduًu düzen zayftr.
4|77|Kendilerine, ellerinizi savatan çekin, namaz kln ve zekât verin, denilen kimseleri gِrmedin mi? Sonra onlara sava farz klnnca, içlerinden bir gurup hemen Allah'tan korkar gibi, hatta daha fazla bir korku ile insanlardan korkmaya baladlar da "Rabbimiz! Sava bize niçin yazdn! Bizi yakn bir süreye kadar ertelesen (daha bir müddet sava farz klmasan) olmaz myd?" dediler. Onlara de ki: "Dünya menfaati ِnemsizdir, Allah'tan korkanlar için ahiret daha hayrldr ve size kl pay kadar hakszlk edilmez."
4|78|Nerede olursanz olun ِlüm size ular; sarp ve saًlam kalelerde olsanz bile! Kendilerine bir iyilik dokunsa "Bu Allah'tan" derler; balarna bir kِtülük gelince de "Bu senden" derler. "Hepsi Allah'tandr"" de. Bu adamlara ne oluyor ki bir türlü laf anlamyorlar!
4|79|Sana gelen iyilik Allah'tandr. Bana gelen kِtülük ise nefsindendir. Seni insanlara elçi gِnderdik; ahit olarak da Allah yeter.
4|80|Kim Resûl'e itaat ederse Allah'a itaat etmi olur. Yüz çevirene gelince, seni onlarn bana bekçi gِndermedik!
4|81|"Baüstüne" derler, ama yanndan ayrlnca onlardan bir ksm, senin dediًinden bakasn gizlice kurar. Allah da onlarn gizlice kurduklarn yazar. Sen onlara aldrma ve Allah'a dayan; sana vekil olarak Allah yeter.
4|82|Hâla Kur'an üzerinde gereًi gibi düünmeyecekler mi? Eًer o, Allah'tan bakas tarafndan gelmi olsayd onda birçok tutarszlk bulurlard.
4|83|Onlara güven veya korkuya dair bir haber gelince hemen onu yayarlar; halbuki onu, Resûl'e veya aralarnda yetki sahibi kimselere gِtürselerdi, onlarn arasndan iin içyüzünü anlayanlar, onun ne olduًunu bilirlerdi. Allah'n size lütuf ve rahmeti olmasayd, pek aznz müstesna, eytana uyup giderdiniz.
4|84|Artk Allah yolunda sava. Sen, kendinden bakas (sebebiyle) sorumlu tutulmazsn. Müminleri de tevik et. Umulur ki Allah kâfirlerin gücünü krar (güçleriyle size zarar vermelerini ِnler). Allah'n gücü daha çetin ve cezas daha iddetlidir.
4|85|Kim iyi bir ie araclk ederse onun da o iten bir nasibi olur. Kim kِtü bir ie araclk ederse onun da ondan bir pay olur. Allah her eyin karlًn vericidir.
4|86|Bir selam ile selamlandًnz zaman siz de ondan daha güzeli ile selamlayn; yahut ayn ile karlk verin. قüphesiz Allah, her eyin hesabn arayandr.
4|87|Allah -ki ondan baka hiçbir tanr yoktur elbette sizi kyamet günü toplayacaktr, bunda asla üphe yoktur. Sِz bakmndan Allah'tan daha doًru kim vardr!
4|88|Size ne oldu da münafklar hakknda iki gruba ayrldnz? Halbuki Allah onlar kendi ettikleri yüzünden ba aaً etmitir (küfürlerine dِndürmütür). Allah'n saptrdًn doًru yola getirmek mi istiyorsunuz? Allah'n saptrdً kimse için asla (doًruya) yol bulamazsn!
4|89|Sizin de kendileri gibi inkâr etmenizi istediler ki onlarla eit olasnz. O halde Allah yolunda gِç edinceye kadar onlardan hiçbirini dost edinmeyin. Eًer yüz çevirirlerse onlar yakalayn, bulduًunuz yerde ِldürün ve hiçbirini dost ve yardmc edinmeyin.
4|90|Ancak kendileriyle aranzda antlama bulunan bir topluma sًnanlar yahut ne sizinle ne de kendi toplumlaryla savamak (istemediklerin) den yürekleri sklarak size gelenler müstesna. Allah dileseydi onlar banza belâ ederdi de sizinle savarlard. Artk onlar sizi brakp bir tarafa çekilir de sizinle savamazlar ve size bar teklif ederlerse bu durumda Allah size, onlarn aleyhinde bir yola girme hakk vermemitir.
4|91|Hem sizden hem de kendi toplumlarndan emin olmak isteyen bakalarn da bulacaksnz. Bunlar her ne zaman fitneye gِtürülseler ona ba aaً dalarlar (daldrlrlar). Eًer sizden uzak durmaz, sulh teklif etmez ve ellerini çekmezlerse onlar yakalayn, rastladًnz yerde ِldürün. فte onlar üzerine sizin için apaçk yetki verdik.
4|92|Yanllkla olmas dnda bir müminin bir mümini ِldürmeye hakk olamaz. Yanllkla bir mümini ِldüren kimsenin, mümin bir kِle azat etmesi ve ِlenin ailesine teslim edilecek bir diyet vermesi gereklidir. Meًer ki ِlünün ailesi o diyeti baًlam ola. (Bu takdirde diyet vermez). Eًer ِldürülen mümin olduًu halde, size düman olan bir toplumdan ise mümin bir kِle azat etmek lâzmdr. Eًer kendileriyle aranzda antlama bulunan bir toplumdan ise ailesine teslim edilecek bir diyet ve bir mümin kِleyi azat etmek gerekir. Bunlar bulamayan kimsenin, Allah tarafndan tevbesinin kabulü için iki ay pepee oruç tutmas lâzmdr. Allah her eyi bilendir, hikmet sahibidir.
4|93|Kim bir mümini kasden ِldürürse cezas, içinde ebediyen kalacaً cehennemdir. Allah ona gazap etmi, onu lânetlemi ve onun için büyük bir azap hazrlamtr.
4|94|Ey iman edenler! Allah yolunda savaa çktًnz zaman iyi anlayp dinleyin. Size selam verene, dünya hayatnn geçici menfaatine gِz dikerek "Sen mümin deًilsin" demeyin. اünkü Allah'n nezdinde saysz ganimetler vardr. ضnceden siz de bِyle iken Allah size lütfetti; o halde iyi anlayp dinleyin. قüphesiz Allah bütün yaptklarnzdan haberdardr.
4|95|Müminlerden -ِzür sahibi olanlar dnda- oturanlarla mallar ve canlaryle Allah yolunda cihad edenler bir olmaz. Allah, mallar ve canlar ile cihad edenleri, derece bakmndan oturanlardan üstün kld. Gerçi Allah hepsine de güzellik (cennet) vadetmitir; ama mücahidleri, oturanlardan çok büyük bir ecirle üstün klmtr.
4|96|Kendinden dereceler, baًlama ve rahmet vermitir. Allah çok baًlayc ve esirgeyicidir.
4|97|Kendilerine yazk eden kimselere melekler, canlarn alrken: "Ne ide idiniz!" dediler. Bunlar: "Biz yeryüzünde çaresizdik" diye cevap verdiler. Melekler de: "Allah'n yeri geni deًil miydi? Hicret etseydiniz ya!" dediler. فte onlarn barnaً cehennemdir; oras ne kِtü bir gidi yeridir.
4|98|Erkekler, kadnlar ve çocuklardan (gerçekten) âciz olup hiçbir çareye gücü yetmeyenler, hiç bir yol bulamayanlar müstesnadr.
4|99|فte bunlar, umulur ki Allah affeder; Allah çok affedicidir, baًlaycdr.
4|100|Allah yolunda hicret eden kimse yeryüzünde gidecek bir çok güzel yer ve bolluk (imkân) bulur. Kim Allah ve Resûlü uًrunda hicret ederek evinden çkar da sonra kendisine ِlüm yetiirse artk onun mükâfat Allah'a düer. Allah da çok baًlayc ve esirgeyicidir.
4|101|Yeryüzünde sefere çktًnz zaman kâfirlerin size kِtülük etmelerinden endie ederseniz, namaz ksaltmanzda size bir günah yoktur. قüphesiz kâfirler, sizin apaçk dümannzdr.
4|102|Sen de içlerinde bulunup onlara namaz kldrdًn zaman, onlardan bir ksm seninle beraber namaza dursunlar, silahlarn (yanlarna) alsnlar, bِylece (namaz klp) secde ettiklerinde (diًerleri) arkanzda olsunlar. Sonra henüz namazn klmam olan (bu) diًer gurup gelip seninle beraber namazlarn klsnlar ve onlar da ihtiyat tedbirlerini ve silahlarn alsnlar. O kâfirler arzu ederler ki siz silahlarnzdan ve eyanzdan gafil olsanz da üstünüze birden baskn yapsalar. Eًer size yaًmurdan bir eziyet olur yahut hasta bulunursanz silahlarnz brakmanzda size günah yoktur. Yine de tedbirinizi aln. قüphesiz Allah, kâfirler için alçaltc bir azap hazrlamtr.
4|103|Namaz bitirince de ayakta, otururken ve yannz üzerinde yatarken (daima) Allah' ann. Huzura kavuunca da namaz dosdoًru kln; çünkü namaz müminler üzerine vakitleri belli bir farzdr.
4|104|O (düman) topluluًu takip etmekte geveklik gِstermeyin. Eًer siz ac çekiyorsanz onlar da, sizin çektiًiniz gibi ac çekmektedirler. ـstelik siz Allah'tan, onlarn ümit etmedikleri eyleri umuyorsunuz. Allah ilim ve hikmet sahibidir.
4|105|Allah'n sana gِsterdiًi ekilde insanlar arasnda hükmedesin diye sana Kitab' hak ile indirdik; hainlerden taraf olma!
4|106|Ve Allah'tan maًfiret iste, çünkü Allah, çok yarlًayc, ziyadesiyle esirgeyicidir.
4|107|Kendilerine hyanet edenleri savunma; çünkü Allah hainliًi meslek edinmi günahkârlar sevmez.
4|108|فnsanlardan gizler de Allah'tan gizlemezler. Halbuki geceleyin, O'nun raz olmadً sِzü düzüp kurarken O, onlarla beraber idi. Allah yaptklarn kuatcdr (O'nun ilminden hiçbir eyi gizleyemezler).
4|109|Haydi siz dünya hayatnda onlara taraf çkp savundunuz, ya kyamet günü Allah'a kar onlar kim savunacak yahut onlara kim vekil olacak?
4|110|Kim bir kِtülük yapar yahut nefsine zulmeder de sonra Allah'tan maًfiret dilerse, Allah' çok yarlًayc ve esirgeyici bulacaktr.
4|111|Kim bir günah kazanrsa onu ancak kendi aleyhine kazanm olur. Allah her eyi bilicidir, büyük hikmet sahibidir.
4|112|Kim kastl veya kastsz bir günah kazanr da sonra onu bir suçsuzun üzerine atarsa, muhakkak ki, büyük bir iftira ve apaçk bir günah yüklenmi olur.
4|113|Allah'n sana lütfu ve esirgemesi olmasayd, onlardan bir güruh seni saptrmaya yeltenmiti. Onlar yalnzca kendilerini saptrrlar, sana hiçbir zarar veremezler. Allah sana Kitab' ve hikmeti indirmi ve sana bilmediًini ًِretmitir. Allah'n lütfu sana gerçekten büyük olmutur.
4|114|Onlarn fsldamalarnn birçoًunda hayr yoktur. Ancak bir sadaka yahut bir iyilik yahut da insanlarn arasn düzeltmeyi isteyen (in fsldamas) müstesna. Kim Allah'n rzasn elde etmek için bunu yaparsa, biz ona yaknda büyük bir mükâfat vereceًiz.
4|115|Kendisi için doًru yol belli olduktan sonra, kim Peygamber'e kar çkar ve müminlerin yolundan baka bir yola giderse, onu o yِnde brakrz ve cehenneme sokarz; o ne kِtü bir yerdir.
4|116|Allah, kendisine ortak koulmasn asla baًlamaz; ondan baka günahlar dilediًi kimse için baًlar. Kim Allah'a ortak koarsa büsbütün saptmtr.
4|117|Onlar (mürikler) O'nu brakp yalnzca bir takm diilerden (dii isimli tanrlardan) istiyorlar, ancak inatç eytandan dilekte bulunuyorlar.
4|118|Allah onu (eytan) lânetlemi; o da: "Yemin ederim ki, kullarndan belli bir pay edineceًim" demitir.
4|119|"Onlar mutlaka saptracaًm, muhakkak onlar bo kuruntulara boًacaًm, kesinlikle onlara emredeceًim de hayvanlarn kulaklarn yaracaklar (putlar için nianlayacaklar), üphesiz onlara emredeceًim de Allah'n yarattًn deًitirecekler" (dedi). Kim Allah' brakr da eytan dost edinirse elbette apaçk bir ziyana dümütür.
4|120|(قeytan) onlara sِz verir ve onlar ümitlendirir; halbuki eytann onlara sِz vermesi aldatmacadan baka bir ey deًildir.
4|121|فte onlarn yeri cehennemdir; ondan kaçp kurtulacak bir yer de bulamayacaklardr.
4|122|فman eden ve iyi iler yapanlar, içinde ebedî kalmak üzere, zemininden rmaklar akan cennetlere koyacaًz. Allah, (bu sِylenenleri) hak bir sِz olarak vâdetti. Sِz verme ve onu tutma bakmndan kim Allah'tan daha doًru olabilir?
4|123|Ne sizin kuruntularnz ne de ehl-i kitabn kuruntular (gerçektir); kim bir kِtülük, yaparsa onun cezasn gِrür ve kendisi için Allah'tan baka dost da, yardmc da bulamaz.
4|124|Erkek olsun, kadn olsun, her kim de mümin olarak iyi iler yaparsa, ite onlar cennete girerler ve zerre kadar hakszlًa uًratlmazlar.
4|125|فlerinde doًru olarak kendini Allah'a veren ve فbrahim'in, Allah' bir tanyan dinine tâbi olan kimseden dince daha güzel kim vardr? Allah فbrahim'i dost edinmitir.
4|126|Gِklerde ve yerde ne varsa hepsi Allah'ndr ve Allah her eyi kuatmtr. (Hiçbir ey O'nun ilim ve kudretinin dnda kalamaz).
4|127|Senden kadnlar hakknda fetva istiyorlar. De ki, onlara ait hükmü size Allah açklyor: Kitap'ta, kendileri için yazlm (miras) vermeyip nikâhlamak istediًiniz yetim kadnlar, çaresiz çocuklar ve yetimlere kar âdil davranmanz hakknda size okunan âyetler (Allah'n hükmünü apaçk ortaya koymaktadr). Hayrdan ne yaparsanz üphesiz Allah onu bilmektedir.
4|128|Eًer bir kadn kocasnn geçimsizliًinden yahut kendisinden yüz çevirmesinden endie ederse, aralarnda bir sulh yapmalarnda onlara günah yoktur. Sulh (daima) hayrldr. Zaten nefisler kskançlًa hazrdr. Eًer iyi geçinir ve Allah'tan korkarsanz üphesiz Allah yaptklarnzdan haberdardr.
4|129|ـzerine düüp uًrasanz da kadnlar arasnda âdil davranmaya güç yetiremezsiniz; bâri birisine tamamen kaplp da diًerini askya alnm gibi brakmayn. Eًer aray düzeltir, günahtan saknrsanz Allah üphesiz çok baًlayc ve esirgeyicidir.
4|130|Eًer (eler) birbirinden ayrlrsa Allah, bol nimetinden her birini zenginletirir (diًerine muhtaç olmaktan kurtarr); Allah'n lütfu geni, hikmeti büyüktür.
4|131|Gِklerde ve yerde ne varsa hepsi Allah'ndr. Sizden ِnce kendilerine Kitap verilenlere ve size "Allah'tan korkun" diye emrettik. Eًer inkâr ederseniz biliniz ki gِklerde ve yerde ne varsa hepsi Allah'ndr. Allah hudutsuz zengindir, ziyadesiyle ِvgüye lâyktr.
4|132|Gِklerde ve yerde olanlar Allah'ndr. Vekil olarak Allah yeter.
4|133|Ey insanlar! Allah dilerse sizi yokluًa gِnderip bakalarn getirir; Allah buna kadirdir.
4|134|Kim dünya mükâfatn isterse (bilsin ki) dünyann da ahiretin de mükâfat Allah katndadr. Allah her eyi iiten ve her eyi gِrendir.
4|135|Ey iman edenler! Adaleti titizlikle ayakta tutan, kendini, ana-babanz ve akrabanz aleyhinde de olsa Allah için ahitlik eden kimseler olun. (Haklarnda ahitlik ettikleriniz) zengin olsunlar, fakir olsunlar Allah onlara (sizden) daha yakndr. Hislerinize uyup adaletten sapmayn, (ahitliًi) eًer, büker (doًru ahitlik etmez), yahut âhidlik etmekten kaçnrsanz (biliniz ki) Allah yaptklarnzdan haberdardr.
4|136|Ey iman edenler! Allah'a, Peygamberine, Peygamberine indirdiًi Kitab'a ve daha ِnce indirdiًi kitaba iman (da sebat) ediniz. Kim Allah', meleklerini, kitaplarn, peygamberlerini ve kyamet gününü inkâr ederse tam manasyle saptmtr.
4|137|فman edip sonra inkâr edenleri, sonra yine iman edip tekrar inkâr edenleri, sonra da inkârlarn arttranlar Allah ne baًlayacak, ne de onlar doًru yola iletecektir.
4|138|Münafklara, kendileri için ac bir azap olduًunu müjdele!
4|139|Müminleri brakp da kâfirleri dost edinenler, onlarn yannda izzet (güç ve eref) mi aryorlar? Bilsinler ki bütün izzet yalnzca Allah'a aittir.
4|140|O (Allah), Kitap'ta size ِyle indirmitir ki: Allah'n âyetlerinin inkâr edildiًini yahut onlarla alay edildiًini iittiًiniz zaman, onlar bundan baka bir sِze dalncaya (konuya geçinceye) kadar kâfirlerle beraber oturmayn; yoksa siz de onlar gibi olursunuz. Elbette Allah, münafklar ve kâfirleri cehennemde bir araya getirecektir.
4|141|Sizi gِzetleyip duranlar, eًer size Allah'tan bir zafer (nasib) olursa, "Sizinle beraber deًil miydik?" derler. Kâfirlerin (zaferden) bir nasipleri olursa (bu sefer de onlara), "Sizi yenip (ِldürebileceًimiz halde ِldürmeyip) müminlerden korumadk m?" derler. Artk Allah kyamet gününde aranzda hükmedecektir ve kâfirler için müminler aleyhine asla bir yol vermeyecektir.
4|142|قüphesiz münafklar Allah'a oyun etmeye kalkyorlar; halbuki Allah onlarn oyunlarn balarna çevirmektedir. Onlar namaza kalktklar zaman üenerek kalkarlar, insanlara gِsteri yaparlar, Allah' da pek az hatra getirirler.
4|143|Bunlarn arasnda bocalayp durmaktalar,ne onlara (baًlanyorlar) ne bunlara. Allah'n arttً kimseye asla bir (çkar) yol bulamazsn.
4|144|Ey iman edenler! Müminleri brakp da kâfirleri dost edinmeyin; (bunu yaparak) Allah'a, aleyhinizde apaçk bir delil mi vermek istiyorsunuz?
4|145|قüphe yok ki münafklar cehennemin en alt katndadrlar. Artk onlara asla bir yardmc bulamazsn.
4|146|Ancak tevbe edip hallerini düzeltenler, Allah'a smsk sarlp dinlerini (ibadetlerini) yalnz onun için yapanlar bakadr. فte bunlar (gerçekte) müminlerle beraberdirler ve Allah müminlere yaknda büyük mükâfat verecektir.
4|147|Eًer siz iman eder ve ükrederseniz, Allah size neden azap etsin! Allah ükre karlk veren ve her eyi bilendir.
4|148|Allah kِtü sِzün açkça sِylenmesini sevmez; ancak hakszlًa uًrayan baka. Allah her eyi iitici ve bilicidir.
4|149|Bir iyiliًi açklar yahut gizlerseniz veya bir kِtülüًü (açklamayp) affederseniz, üphesiz Allah da ziyadesiyle affedici ve kadirdir.
4|150|Allah' ve peygamberlerini inkâr edenler ve (inanma hususunda) Allah ile peygamberlerini birbirinden ayrmak isteyip "Bir ksmna iman ederiz ama bir ksmna inanmayz" diyenler ve bunlar (iman ile küfür) arasnda bir yol tutmak isteyenler yok mu;
4|151|فte gerçekten kâfirler bunlardr. Ve biz kâfirlere alçaltc bir azap hazrlamzdr.
4|152|Allah'a ve peygamberlerine iman eden ve onlardan hiçbirini diًerlerinden ayrmayanlara (gelince) ite Allah onlara bir gün mükâfatlarn verecektir. Allah çok baًlayc ve esirgeyicidir.
4|153|Ehl-i kitap senden, kendilerine gِkten bir kitap indirmeni istiyor. Onlar Musa'dan, bunun daha büyüًünü istemiler de, "Bize Allah' apaçk gِster" demilerdi. Zulümleri sebebiyle hemen onlar yldrm çarpt. Bilâhare kendilerine açk deliller geldikten sonra buzaًy (tanr) edindiler. Biz bunu da affettik. Ve Musa'ya apaçk delil (ve yetki) verdik.
4|154|Sِz vermeleri (ni takviye) için Tûr'u balarna diktik de onlara, "Ba eًerek kapdan girin" dedik, "Cumartesi günü snr amayn" dedik. Kendilerinden saًlam sِz aldk.
4|155|Sِzlerinden dِnmeleri, Allah'n âyetlerini inkâr etmeleri, haksz yere peygamberleri ِldürmeleri ve "Kalplerimiz klflanmtr" demeleri sebebiyle (onlar lânetledik, türlü belâlar verdik. Onlarn kalpleri klfl deًildir;) tam aksine küfürleri sebebiyle Allah o kalpler üzerine mühür vurmutur; pek az müstesna artk iman etmezler.
4|156|Bir de inkâr etmelerinden ve Meryem'in üzerine büyük bir iftira atmalarndan;
4|157|Ve "Allah elçisi Meryem oًlu فsa'y ِldürdük" demeleri yüzünden (onlar lânetledik). Halbuki onu ne ِldürdüler, ne de astlar; fakat (ِldürdükleri) onlara فsa gibi gِsterildi. Onun hakknda ihtilâfa düenler bundan dolay tam bir kararszlk içindedirler; bu hususta zanna uymak dnda hiçbir (saًlam) bilgileri yoktur ve kesin olarak onu ِldürmediler.
4|158|Bilâkis Allah onu (فsa'y) kendi nezdine kaldrmtr. Allah izzet ve hikmet sahibidir.
4|159|Ehl-i kitaptan her biri, ِlümünden ِnce ona muhakkak iman edecektir. Kyamet gününde de o, onlara ahit olacaktr.
4|160|Yahudilerin yaptklar zulümden, bir de çok kimseyi Allah yolundan çevirmelerinden, menetmelerinden dolay kendilerine (daha ِnce) helâl klnm bulunan temiz ve iyi eyleri onlara haram kldk
4|161|Menedildikleri halde faizi almalarndan ve haksz (yollar) ile insanlarn mallarn yemelerinden dolay içlerinden inkâra sapanlara ac bir azap hazrladk.
4|162|Fakat içlerinden ilimde derinlemi olanlar ve müminler, sana indirilene ve senden ِnce indirilene iman edenler, namaz klanlar, zekât verenler; Allah'a ve ahiret gününe inananlar var ya; ite onlara pek yaknda büyük mükâfat vereceًiz.
4|163|Biz Nuh'a ve ondan sonraki peygamberlere vahyettiًimiz gibi sana da vahyettik. Ve (nitekim) فbrahim'e, فsmail'e, فshak'a, Yakub'a, esbâta (torunlara), فsa'ya, Eyyûb'e, Yunus'a, Harun'a ve Süleyman'a vahyettik. Davud'a da Zebûr'u verdik.
4|164|Bir ksm peygamberleri sana daha ِnce anlattk, bir ksmn ise sana anlatmadk. Ve Allah Musa ile gerçekten konutu.
4|165|(Yerine gِre) müjdeleyici ve sakndrc olarak peygamberler gِnderdik ki insanlarn peygamberlerden sonra Allah'a kar bir bahaneleri olmasn! Allah izzet ve hikmet sahibidir.
4|166|Fakat Allah sana indirdiًine ahitlik eder; onu kendi ilmi ile indirdi. Melekler de (buna) ahitlik ederler. Ve ahit olarak Allah kâfîdir.
4|167|فnkâr eden ve (bakalarn da) Allah yolundan alkoyanlar üphesiz doًru yoldan çok uzaklamlardr.
4|168|فnkâr edip zulmedenleri Allah asla baًlayacak deًildir. Onlan (baka) bir yola iletecek de deًildir.
4|169|Ancak orada ebedî kalmak üzere cehennem onlanr yoluna (iletecektir). Bu da Allah'a çok kolaydr.
4|170|Ey insanlar! Resûl size Rabbinizden gerçeًi getirdi (bunda üphe yoktur), u halde kendi iyiliًinize olarak (ona) iman edin. Eًer inkâr ederseniz, gِklerde ve yerde ne varsa üphesiz hepsi Allah'ndr. (O'nun sizin inanmanza ihtiyac yoktur). Allah geni ilim ve hikmet sahibidir.
4|171|Ey ehl-i kitap! Dininizde ar gitmeyin ve Allah hakknda, gerçekten bakasn sِylemeyin. Meryem oًlu فsa Mesîh, ancak Allah'n resûlüdür, (o) Allah'n, Meryem'e ulatrdً "kün: Ol" kelimesi(nin eseri)dir, O'ndan bir ruhtur. (O'nun tarafndan gِnderilmi, yahut teyit edilmi, yahut da Cebrail tarafndan üfürülmü bir ruhtur). قu halde Allah'a ve peygamberlerine iman edin. "(Tanr) üçtür" demeyin, sizin için hayrl olmak üzere bundan vazgeçin. Allah ancak bir tek Allah'tr. O, çocuًu olmaktan münezzehtir. Gِklerde ve yerde ne varsa hepsi O'nundur. Vekil olarak Allah yeter.
4|172|Ne Mesîh ve ne de Allah'a yakn melekler, Allah'n kulu olmaktan geri dururlar. O'na kulluktan geri durup büyüklenen kimselerin hepsini (Allah) yaknda huzuruna toplayacaktr.
4|173|فman edip iyi iler yapanlara (Allah) ecirlerini tam olarak verecek ve onlara lütfundan daha fazlasn da ihsan edecektir. Kulluًundan yüz çeviren ve kibirlenenlere gelince onlara ac bir ekilde azap edecektir. Onlar, kendileri için Allah'tan baka ne bir dost ve ne de bir yardmc bulurlar. (Kendilerini Allah'n azabndan kurtaracak bir kimse bulamazlar.)
4|174|Ey insanlar! قüphesiz size Rabbinizden kesin bir delil geldi ve size apaçk bir nur indirdik.
4|175|Allah'a iman edip O'na smsk sarlanlara gelince, Allah onlar kendinden bir rahmet ve lütuf (deryas) içine daldracak ve onlar kendine doًru (giden) bir yola gِtürecektir.
4|176|Senden fetva isterler. De ki: "Allah, babas ve çocuًu olmayan kimsenin miras hakkndaki hükmü ِyle açklyor: Eًer çocuًu olmayan bir kimse ِlür de onun bir kzkardei bulunursa, braktًnn yars bunundur. Kzkarde ِlüp çocuًu olmazsa erkek karde de ona vâris olur. Kzkardeler iki tane olursa (erkek kardelerinin) braktًnn üçte ikisi onlarndr. Eًer erkekli kadnl daha fazla karde mevcut ise erkeًin hakk, iki kadn pay kadardr. قarmamanz için Allah size açklama yapyor. Allah her eyi bilmektedir.
5|1|Ey iman edenler! Akitleri(n gereًini) yerine getiriniz. فhraml iken avlanmay helal saymamak üzere (aaًda) size okunacaklar dnda kalan hayvanlar, sizin için helâl klnd. Allah dilediًine hükmeder.
5|2|Ey iman edenler! Allah'n (koyduًu, dinî) iaretlerine, haram aya, (Allah'a hediye edilmi) kurbana, (ondaki) gerdanlklara, Rablerinin lütuf ve rzasn arayarak Beyt-i Haram'a yِnelmi kimselere (tecavüz ve) saygszlk etmeyin. فhramdan çknca avlanabilirsiniz. Mescid-i Haram'a girmenizi ِnledikleri için bir topluma kar beslediًiniz kin sizi tecavüze sevketmesin! فyilik ve (Allah'n yasaklarndan) saknma üzerinde yardmlan, günah ve dümanlk üzerine yardmlamayn. Allah'tan korkun; çünkü Allah'n cezas çetindir.
5|3|Le, kan, domuz eti, Allah'tan bakas adna boًazlanan, boًulmu, (ta, aًaç vb. ile) vurulup ِldürülmü, yukardan yuvarlanp ِlmü, boynuzlanp ِlmü (hayvanlar ile) canavarlarn yediًi hayvanlar -ِlmeden yetiip kestikleriniz müstesna- dikili talar (putlar) üzerine boًazlanm hayvanlar ve fal oklaryle ksmet aramanz size haram klnd. Bunlar yoldan çkmaktr. Bugün kâfirler, sizin dininizden (onu yok etmekten) ümit kesmilerdir. Artk onlardan korkmayn, benden korkun. Bugün size dininizi ikmal ettim, üzerinize nimetimi tamamladm ve sizin için din olarak فslâm' beًendim. Kim, gِnülden günaha yِnelmi olmamak üzere açlk halinde dara düerse (haram etlerden yiyebilir). اünkü Allah çok baًlayc ve esirgeyicidir.
5|4|Kendileri için nelerin helâl klndًn sana soruyorlar; de ki: Bütün iyi ve temiz eyler size helâl klnmtr. Allah'n size ًِrettiًinden ًِretip avc hale getirdiًiniz hayvanlarn sizin için yakaladklarndan da yeyin ve üzerine Allah'n adn ann (besmele çekin). Allah'tan korkun. Allah'n hesab pek çabuktur.
5|5|Bugün size temiz ve iyi eyler helâl klnmtr. Kendilerine kitap verilenlerin (yahudi, hristiyan vb. nin) yiyeceًi size helâldir, sizin yiyeceًiniz de onlara helâldir. Mümin kadnlardan iffetli olanlar ile daha ِnce kendilerine kitap verilenlerden iffetli kadnlar da, mehirlerini vermeniz artyla, namuslu olmak, zina etmemek ve gizli dost tutmamak üzere size helâldir. Kim (فslâmî hükümlere) inanmay kabul etmezse onun ameli boa gitmitir. O, ahirette de ziyana uًrayanlardandr.
5|6|Ey iman edenler! Namaz klmaya kalktًnz zaman yüzlerinizi, dirseklerinize kadar ellerinizi, balarnz meshedip, topuklara kadar ayaklarnz ykayn. Eًer cünüp oldunuz ise, boy abdesti aln. Hasta, yahut yolculuk halinde bulunursanz, yahut biriniz tuvaletten gelirse, yahut da kadnlara dokunmusanz (cinsî birleme yapmsanz) ve bu hallerde su bulamamsanz temiz toprakla teyemmüm edin de yüzünüzü ve (dirseklere kadar) ellerinizi onunla meshedin. Allah size herhangi bir güçlük çkarmak istemez; fakat sizi tertemiz klmak ve size (ihsan ettiًi) nimetini tamamlamak ister; umulur ki ükredersiniz.
5|7|Allah'n size olan nimetini, "Duyduk ve kabul ettik" dediًiniz zaman sizi bununla baًladً (O'na verdiًiniz) sِzü hatrlayn ve Allah'tan korkun. قüphesiz Allah, kalblerin içindekini bilmektedir.
5|8|Ey iman edenler! Allah için hakk ayakta tutan, adaletle ahitlik eden kimseler olun. Bir topluluًa duyduًunuz kin, sizi âdil davranmamaya itmesin. Adaletli olun; bu, Allah korkusuna daha çok yakan (bir davran) tr. Allah'a isyandan saknn. Allah yaptklarnz hakkyle bilmektedir.
5|9|Allah, iman eden ve iyi eyler yapanlara sِz vermitir; onlara baًlama ve büyük mükâfat vardr.
5|10|فnkâr eden ve âyetlerimizi yalanlayanlara gelince onlar cehennemliklerdir.
5|11|Ey iman edenler! Allah'n size olan nimetini unutmayn; hani bir topluluk size el uzatmaya yeltenmiti de Allah, onlarn ellerini sizden çekmiti. Allah'tan korkun ve müminler yalnzca Allah'a güvensinler.
5|12|Andolsun ki Allah, فsrailoًullarndan sِz almt. (Kefil olarak) içlerinden on iki de bakan gِndermitik. Allah onlara ِyle demiti: Ben sizinle beraberim. Eًer namaz dosdoًru klar, zekât verir, peygamberlerime inanr, onlar desteklerseniz ve Allah'a güzel borç verirseniz (ihtiyac olanlara Allah rzas için faizsiz borç verirseniz) andolsun ki sizin günahlarnz ِrterim ve sizi, zemininden rmaklar akan cennetlere sokarm. Bundan sonra sizden kim inkâr yolunu tutarsa doًru yoldan sapm olur.
5|13|Sِzlerini bozmalar sebebiyle onlar lânetledik ve kalplerini katlatrdk. Onlar kelimelerin yerlerini deًitirirler (kitaplarn tahrif ederler). Kendilerine ًِretilen ahkâmn (Tevrat'n) ِnemli bir bِlümünü de unuttular. فçlerinden pek az hariç, onlardan daima bir hainlik gِrürsün. Yine de sen onlar affet ve aldr etme. قüphesiz Allah iyilik edenleri sever.
5|14|"Biz hristiyanlarz" diyenlerden de kesin sِzlerini almtk ama onlar da kendilerine zikredilen (verilen ًِütlerin veya Kitab'n) ِnemli bir bِlümünü unuttular. Bu sebeple kyamete kadar aralarna dümanlk ve kin saldk. Yaknda Allah onlara yaptklarn haber verecektir.
5|15|Ey ehl-i kitap ! Resûlümüz size Kitap'tan gizlemekte olduًunuz birçok eyi açklamak üzere geldi; birçok (kusurunuzu) da affediyor. Gerçekten size Allah'tan bir nur, apaçk bir kitap geldi.
5|16|Rzasn arayan Allah onunla kurtulu yollarna gِtürür ve onlar iradesiyle karanlklardan aydnlًa çkarr, dosdoًru bir yola iletir.
5|17|"قüphesiz Allah, Meryem oًlu Mesîh'dir" diyenler andolsun ki kâfir olmulardr. De ki: ضyleyse Allah, Meryem oًlu Mesîh'i, anasn ve yeryüzündekilerin hepsini imha etmek isterse Allah'a kim bir ey yapabilecektir (O'na kim bir eyle engel olabilecektir)! Gِklerde, yerde ve ikisi arasnda ne varsa hepsinin mülkiyeti Allah'a aittir. O dilediًini yaratr ve Allah her eye tam manasyle kadirdir.
5|18|Yahudiler ve hristiyanlar "Biz Allah'n oًullar ve sevgilileriyiz" dediler. De ki: ضyleyse günahlarnzdan dolay size niçin azap ediyor? Doًrusu siz de O'nun yarattً insanlardansnz. O, dilediًini baًlar ve dilediًine azap eder. Gِklerde, yerde ve ikisinin arasnda ne varsa mülkiyeti Allah'a aittir. Sonunda dِnü de ancak O'nadr.
5|19|Ey ehl-i kitap! Peygamberlerin aras kesildiًi bir srada size elçimiz geldi. Gerçekleri size açklyor ki (kyamette): "Bize bir müjdeleyici ve uyarc gelmedi" demiyesiniz. فte size müjdeleyici ve uyarc gelmitir. Allah her eye hakkyle kadirdir.
5|20|Bir zamanlar Musa, kavmine ِyle demiti: Ey kavmim! Allah'n size (lütfettiًi) nimetini hatrlayn; zira O, içinizden peygamberler çkard ve sizi hükümdarlar kld. Alemlerde hiçbir kimseye vermediًini size verdi.
5|21|Ey kavmim ! Allah'n size (vatan olarak) yazdً mukaddes topraًa girin ve arkanza dِnmeyin, yoksa kaybederek dِnmü olursunuz.
5|22|Onlar u cevab verdiler: Yâ Musa! Orada zorba bir toplum var; onlar oradan çkmadkça biz oraya asla girmeyeceًiz. Eًer oradan çkarlarsa biz de hemen gireriz.
5|23|Korkanlarn içinden Allah'n kendilerine lütufda bulunduًu iki kii ِyle dedi: Onlarn üzerine kapdan girin; oraya bir girdiniz mi artk siz zaferi kazanmsnzdr. Eًer müminler iseniz ancak Allah'a güvenin.
5|24|"Ey Musa! Onlar orada bulunduklar müddetçe biz oraya asla girmeyiz; u halde, sen ve Rabbin gidin savan; biz burada oturacaًz" dediler.
5|25|Musa: "Rabbim! Ben kendimden ve kardeimden bakasna hakim olamyorum; bizimle, bu yoldan çkm toplumun arasn ayr" dedi.
5|26|Allah, "ضyleyse oras (arz- mukaddes) onlara krk yl yasaklanmtr; (bu müddet içinde) yeryüzünde akn akn dolaacaklar. Artk sen, yoldan çkm toplum için üzülme" dedi.
5|27|Onlara, Adem'in iki oًlunun haberini gerçek olarak anlat: Hani birer kurban takdim etmilerdi de birisinden kabul edilmi, diًerinden ise kabul edilmemiti. (Kurban kabul edilmeyen karde, kskançlk yüzünden), "Andolsun seni ِldüreceًim" dedi. Diًeri de "Allah ancak takvâ sahiplerinden kabul eder" dedi (ve ekledi:)
5|28|"Andolsun ki sen, ِldürmek için bana elini uzatsan (bile) ben sana, ِldürmek için el uzatacak deًilim. Ben, âlemlerin Rabbi olan Allah'tan korkarm."
5|29|"Ben istiyorum ki, sen, hem benim günahm hem de kendi günahn yüklenip atee atlacaklardan olasn; zalimlerin cezas ite budur."
5|30|Nihayet nefsi onu, kardeini ِldürmeye itti ve onu ِldürdü: bu yüzden de kaybedenlerden oldu.
5|31|Derken Allah, kardeinin cesedini nasl gِmeceًini ona gِstermek için yeri eeleyen bir karga gِnderdi. (Katil karde) "Yazklar olsun bana! قu karga kadar da olamadm m ki, kardeimin cesedini gِmeyim" dedi ve ettiًine yananlardan oldu.
5|32|فte bu yüzdendir ki فsrailoًullar'na ِyle yazmtk: Kim, bir cana veya yeryüzünde bozgunculuk çkarmaya karlk olmakszn (haksz yere) bir cana kyarsa bütün insanlar ِldürmü gibi olur. Her kim bir can kurtarrsa bütün insanlar kurtarm gibi olur. Peygamberlerimiz onlara apaçk deliller getirdiler; ama bundan sonra da onlardan çoًu yine yeryüzünde ar gitmektedirler.
5|33|Allah ve Resûlüne kar savaanlarn ve yeryüzünde (hak) düzeni bozmaya çalanlarn cezas ancak ya (acmadan) ِldürülmeleri, ya aslmalar, yahut el ve ayaklarnn çaprazlama kesilmesi, yahut da bulunduklar yerden sürülmeleridir. Bu onlarn dünyadaki rüsvaylًdr. Onlar için ahirette de büyük azap vardr.
5|34|Ancak, siz kendilerini yenip ele geçirmeden ِnce tevbe edenler müstesna; biliniz ki Allah çok baًlayc ve esirgeyicidir.
5|35|Ey iman edenler! Allah'tan korkun. O'na yaklamaya yol arayn ve yolunda cihad edin ki kurtulua eresiniz.
5|36|قüphe yok ki kâfir olanlar, yer yüzündeki her ey ve bunun yannda da bir o kadar kendilerinin olsa da kyamet gününün azabndan kurtulmak için onu fidye verseler onlardan asla kabul edilmez; onlar için ac bir azap vardr.
5|37|Ateten çkmak isterler, fakat onlar oradan çkacak deًillerdir. Onlar için devaml bir azap vardr.
5|38|Hrszlk eden erkek ve kadnn, yaptklarna karlk bir ceza ve Allah'tan bir ibret olmak üzere ellerini kesin. Allah izzet ve hikmet sahibidir.
5|39|Kim (bu) haksz davranndan sonra tevbe eder ve durumunu düzeltirse üphesiz Allah onun tevbesini kabul eder. Allah çok baًlayc ve esirgeyicidir.
5|40|Bilmez misin ki, gِklerde ve yerde ne varsa hepsinin mülkiyeti Allah'a aittir; dilediًine azap eder ve dilediًini baًlar. Allah her eye hakkyle kadirdir.
5|41|Ey Resûl! Kalpleri iman etmediًi halde aًzlaryle "inandk" diyen kimselerden ve yahudilerden küfür içinde kouanlar(n hali) seni üzmesin. Onlar durmadan yalana kulak verirler, ve sana gelmeyen (baz) kimselere kulak verirler; kelimeleri yerlerinden kaydrp deًitirirler. "Eًer size u verilirse hemen aln, o verilmezse saknn!" derler. Allah bir kimseyi aknlًa (fitneye) düürmek isterse, sen Allah'a kar, onun lehine hiçbir ey yapamazsn. Onlar, Allah'n kalplerini temizlemek istemediًi kimselerdir. Onlar için dünyada rezillik vardr ve ahirette onlara mahsus büyük bir azap vardr.
5|42|Hep yalana kulak verir, durmadan haram yerler. Sana gelirlerse, ister aralarnda hüküm ver, ister onlardan yüz çevir. Eًer onlardan yüz çevirirsen sana hiçbir zarar veremezler. Ve eًer hüküm verirsen, aralarnda adaletle hükmet. Allah âdil olanlar sever.
5|43|فçinde Allah'n hükmü bulunan Tevrat yanlarnda olduًu halde nasl seni hakem klyorlar da sonra, bunun arkasndan yüz çevirip gidiyorlar? Onlar inanm kimseler deًildir.
5|44|Biz, içinde doًruya rehberlik ve nur olduًu halde Tevrat' indirdik. Kendilerini (Allah'a) vermi peygamberler onunla yahudilere hükmederlerdi. Allah'n Kitab'n korumalar kendilerinden istendiًi için Rablerine teslim olmu zâhidler ve bilginler de (onunla hükmederlerdi). Hepsi ona (hak olduًuna) ahitlerdi. قu halde (Ey yahudiler ve hakimler!) فnsanlardan korkmayn, benden korkun. Ayetlerimi az bir bedel karlًnda satmayn. Kim Allah'n indirdiًi (hükümler) ile hükmetmezse ite onlar kâfirlerin ta kendileridir.
5|45|Tevrat'ta onlara ِyle yazdk: Cana can, gِze gِz, buruna burun, kulaًa kulak, die di (karlk ve cezadr). Yaralar da ksastr (Her yaralama misli ile cezalandrlr). Kim bunu (ksas) baًlarsa kendisi için o keffâret olur. Kim Allah'n indirdiًi ile hükmetmezse ite onlar zalimlerdir.
5|46|Kendinden ِnce gelen Tevrat' doًrulayc olarak peygamberlerin izleri üzerine, Meryem oًlu فsa'y arkalarndan gِnderdik. Ve ona, içinde doًruya rehberlik ve nûr bulunmak, ِnündeki Tevrat' tasdik etmek, saknanlara bir hidayet ve ًِüt olmak üzere فncil'i verdik.
5|47|فncil'e inananlar, Allah'n onda indirdiًi (hükümler) ile hükmetsinler. Kim Allah'n indirdiًi ile hükmetmezse ite onlar fâsklardr.
5|48|Sana da, daha ِnceki kitab doًrulamak ve onu korumak üzere hak olarak Kitab' (Kur'an') gِnderdik. Artk aralarnda Allah'n indirdiًi ile hükmet; sana gelen gerçeًi brakp da onlarn arzularna uyma. (Ey ümmetler!) Her birinize bir erîat ve bir yol verdik. Allah dileseydi sizleri bir tek ümmet yapard; fakat size verdiًinde (yol ve erîatlerde) sizi denemek için (bِyle yapt). ضyleyse iyi ilerde birbirinizle yarn. Hepinizin dِnüü Allah'adr. Artk size, üzerinde ayrlًa dütüًünüz eyleri(n gerçek tarafn) O haber verecektir.
5|49|(Sana u talîmat verdik): Aralarnda Allah'n indirdiًi ile hükmet ve onlarn arzularna uyma. Allah'n sana indirdiًi hükümlerin bir ksmndan seni saptrmamalarna dikkat et. Eًer (hükümden) yüz çevirirlerse bil ki (bununla) Allah ancak, günahlarnn bir ksmn onlarn bana belâ etmek ister. فnsanlarn birçoًu da zaten yoldan çkmlardr.
5|50|Yoksa onlar (فslâm ِncesi) cahiliye idaresini mi aryorlar? فyi anlayan bir topluma gِre, hükümranlً Allah'tan daha güzel kim vardr?
5|51|Ey iman edenler! Yahudileri ve hristiyanlar dost edinmeyin. Zira onlar birbirinin dostudurlar (birbirinin tarafn tutarlar). فçinizden onlar dost tutanlar, onlardandr. قüphesiz Allah, zalimler topluluًuna yol gِstermez.
5|52|Kalblerinde hastalk bulunanlarn: "Bamza bir felâketin gelmesinden korkuyoruz" diyerek onlarn arasna koutuklarn gِrürsün. Umulur ki Allah bir fetih, yahut katndan bir emir getirecek de onlar, içlerinde gizledikleri eyden dolay piman olacaklardr.
5|53|(O zaman) iman edenler: "Bunlar mdr sizinle beraber olduklarna bütün güçleriyle yemin edenler?" diyeceklerdir. Onlarn bütün yaptklar boa gitmitir de kaybedenlerden olmulardr.
5|54|Ey iman edenler! Sizden kim dininden dِnerse (bilsin ki) Allah, sevdiًi ve kendisini seven müminlere kar alçak gِnüllü (efkatli), kâfirlere kar onurlu ve zorlu bir toplum getirecektir. (Bunlar) Allah yolunda cihad ederler ve hiçbir knayann knamasndan korkmazlar (hiçbir kimsenin knamasna aldrmazlar). Bu, Allah'n, dilediًine verdiًi lütfudur. Allah'n lütfu ve ilmi genitir.
5|55|Sizin dostunuz (veliniz) ancak Allah'tr, Resulüdür, iman edenlerdir; onlar ki Allah'n emirlerine boyun eًerek namaz klar, zekât verirler.
5|56|Kim Allah', Resûlünü ve iman edenleri dost edinirse (bilsin ki) üstün gelecek olanlar üphesiz Allah'n tarafn tutanlardr.
5|57|Ey iman edenler! Sizden ِnce kendilerine Kitap verilenlerden dininizi alay ve oyun konusu edinenleri ve kâfirleri dost edinmeyin. Allah'tan korkun; eًer müminler iseniz.
5|58|Namaza çaًrdًnz zaman onu alay ve eًlence konusu yaparlar. Bu davran, onlarn düünemeyen bir toplum olmalarndandr.
5|59|(Onlara) ِyle de: Ey kitap ehli! Yalnzca Allah'a, bize indirilene ve daha ِnce indirilene inandًmz için mi bizden holanmyorsunuz? Oysa çoًunuz yoldan çkm kimselersiniz.
5|60|De ki: Allah katnda yeri bundan daha kِtü olan size haber vereyim mi? Allah'n lânetlediًi ve gazap ettiًi, aralarndan maymunlar, domuzlar ve tâًuta tapanlar çkardً kimseler. فte bunlar, yeri (durumu) daha kِtü olan ve doًru yoldan daha ziyade sapm bulunanlardr.
5|61|Yannza inkârla girip yine inkârla çktklar halde size geldiklerinde "inandk" derler. Allah gizlediklerini daha iyi bilmektedir.
5|62|Onlardan birçoًunun günah, dümanlk ve haram yemede yartklarn gِrürsün. Yaptklar ne kadar kِtüdür!
5|63|Din adamlar ve âlimleri onlar, günah olan sِzleri sِylemekten ve haram yemekten menetselerdi ya! فledikleri (fiiller) ne kِtüdür!
5|64|Yahudiler, Allah'n eli baًldr (skdr), dediler. Hay dedikleri yüzünden elleri baًlanas ve lânet olaslar! Bilâkis, Allah'n elleri açktr, dilediًi gibi verir. Andolsun ki sana Rabbinden indirilen, onlardan çoًunun azgnlًn ve küfrünü arttrr. Aralarna, kyamete kadar (sürecek) dümanlk ve kin soktuk. Ne zaman sava için bir ate yakmlarsa (fitneyi uyandrmlarsa) Allah onu sِndürmütür. Onlar yeryüzünde bozgunculuًa koarlar; Allah ise bozguncular sevmez.
5|65|Eًer ehl-i kitap iman edip (kِtülüklerden) saknsalard, herhalde (geçmi) kِtülüklerini ِrter ve onlar nimeti bol cennetlere sokardk.
5|66|Eًer onlar Tevrat', فncil'i ve Rablerinden onlara indirileni (Kur'an') doًru dürüst uygulasalard, üphesiz hem üstlerinden, hem de ayaklarnn altndan yerlerdi (yeralt ve yerüstü servetlerinden istifade ederek refah içinde yaarlard). - Onlardan arlًa kaçmayan (iktisatl, mutedil) bir zümre vardr; fakat çoًunun yaptklar ne kِtüdür!
5|67|Ey Resûl! Rabbinden sana indirileni tebliً et. Eًer bunu yapmazsan O'nun elçiliًini yapmam olursun. Allah seni insanlardan koruyacaktr. Doًrusu Allah, kâfirler topluluًuna rehberlik etmez.
5|68|"Ey Kitap ehli! Siz, Tevrat', فncil'i ve Rabbinizden size indirileni hakkyle uygulamadkça, (doًru) bir ey (yol) üzerinde deًilsinizdir" de. Rabbinden sana indirilen, onlardan çoًunun küfür ve azgnlًn elbette artracaktr. Kâfirler topluluًuna üzülme.
5|69|فman edenler ile yahudiler, sâbiîler ve hristiyanlardan Allah'a ve ahiret gününe (gerçekten) inanp iyi amel ileyenler üzerine asla korku yoktur; onlar üzülecek de deًillerdir.
5|70|Andolsun ki فsrailoًullarnn saًlam sِzünü aldk ve onlara peygamberler gِnderdik. Ne zaman bir peygamber onlara nefislerinin arzu etmediًini (ilâhî hükümleri) getirdi ise bir ksmn yalanladlar, bir ksmn da ِldürdüler.
5|71|Bir belâ olmayacak zannettiler de kِr ve saًr kesildiler. Sonra Allah tevbelerini kabul etti. Sonra içlerinden çoًu yine kِr ve saًr oldu. Allah onlarn yaptklarn gِrmektedir.
5|72|Andolsun ki "Allah, kesinlikle Meryem oًlu Mesîh'tir" diyenler kâfir olmulardr. Halbuki Mesîh "Ey فsrailoًullar! Rabbim ve Rabbiniz olan Allah'a kulluk ediniz. Biliniz ki kim Allah'a ortak koarsa muhakkak Allah ona cenneti haram klar; artk onun yeri atetir ve zalimler için yardmclar yoktur" demiti.
5|73|Andolsun "Allah, üçün üçüncüsüdür" diyenler de kâfir olmulardr. Halbuki bir tek Allah'dan baka hiçbir tanr yoktur. Eًer diye geldiklerinden vazgeçmezlerse, içlerinden kâfir olanlara ac bir azap isabet edecektir.
5|74|Hâla Allah'a tevbe edip O'ndan baًlanmay dilemiyecekler mi? Allah çok yarlًayc, çok esirgeyicidir.
5|75|Meryem oًlu Mesîh ancak bir resûldür. Ondan ِnce de (birçok) resûller gelip geçmitir. Anas da çok doًru bir kadndr. Her ikisi de yemek yerlerdi. Bak, onlara delilleri nasl açklyoruz, sonra bak nasl (haktan) yüz çeviriyorlar.
5|76|De ki: Allah' brakp da sizin için fayda ve zarara gücü yetmeyen eylere mi tapyorsunuz? Hakkyla iiten ve bilen yalnz Allah'tr.
5|77|De ki: Ey Kitap ehli! Dininizde haksz yere haddi amayn. Daha ِnceden sapan, birçoklarn saptran ve yolun doًrusundan uzaklaan bir topluma uymayn.
5|78|فsrailoًullarndan kâfir olanlar, Davud ve Meryem oًlu فsa diliyle lânetlenmilerdir. Bunun sebebi, sِz dinlememeleri ve snr amalardr.
5|79|Onlar, iledikleri kِtülükten, birbirini vazgeçirmeye çalmazlard. Andolsun yaptklar ne kِtüdür!
5|80|Onlardan çoًunun, inkâr edenlerle dostluk ettiklerini gِrürsün. Nefislerinin onlar için (ahiret hayatlar için) ِnceden hazrladً ey ne kِtüdür: Allah onlara gazabetmitir ve onlar azap içinde devaml kalcdrlar!
5|81|Eًer onlar Allah'a, Peygamber'e ve ona indirilene iman etmi olsalard onlar (mürikleri) dost edinmezlerdi; fakat onlarn çoًu yoldan çkmlardr.
5|82|فnsanlar içerisinde iman edenlere dümanlk bakmndan en iddetli olarak yahudiler ile, irk koanlar bulacaksn. Onlar içinde iman edenlere sevgi bakmndan en yakn olarak da "Biz hristiyanlarz" diyenleri bulacaksn. اünkü onlarn içinde keiler ve râhipler vardr ve onlar büyüklük taslamazlar.
5|83|Resûle indirileni duyduklar zaman, tan çktklar gerçekten dolay gِzlerinden yalar boandًn gِrürsün. Derler ki: "Rabbimiz! فman ettik, bizi (hakka) ahit olanlarla beraber yaz."
5|84|"Rabbimizin bizi iyiler arasna katmasn umup dururken niçin Allah'a ve bize gelen gerçeًe iman etmeyelim?"
5|85|Sِyledikleri (bu) sِzden dolay Allah onlara, içinde devaml kalmak üzere, zemininden rmaklar akan cennetleri mükâfat olarak verdi. فyi hareket edenlerin mükâfat ite budur.
5|86|فnkâr eden ve âyetlerimizi yalanlayanlara gelince ite onlar cehennemliklerdir.
5|87|Ey iman edenler! Allah'n size helâl kldً iyi ve temiz eyleri (siz kendinize) haram klmayn ve snr amayn. Allah snr aanlar sevmez.
5|88|Allah'n size helâl ve temiz olarak verdiًi rzklardan yeyin ve kendisine iman etmi olduًunuz Allah'tan korkun.
5|89|Allah, kastsz olarak aًznzdan çkveren yeminlerinizden dolay sizi sorumlu tutmaz, fakat bilerek yaptًnz yeminlerden dolay sizi sorumlu tutar. Bunun da keffâreti, ailenize yedirdiًiniz yemeًin orta hallisinden on fakire yedirmek, yahut onlar giydirmek, yahut da bir kِle azat etmektir. Bunlar bulamyan üç gün oruç tutmaldr. Yemin ettiًiniz takdirde yeminlerinizin keffâreti ite budur. Yeminlerinizi koruyun (onlara riayet edin). Allah size âyetlerini açklyor; umulur ki ükredersiniz!
5|90|Ey iman edenler! قarap, kumar, dikili talar (putlar), fal ve ans oklar birer eytan ii pisliktir; bunlardan uzak durun ki kurtulua eresiniz.
5|91|قeytan içki ve kumar yoluyla ancak aranza dümanlk ve kin sokmak; sizi, Allah' anmaktan ve namazdan alkoymak ister. Artk (bunlardan) vazgeçtiniz deًil mi?
5|92|Allah'a itaat edin, Resûle de itaat edin ve (kِtülüklerden) saknn. Eًer (itaatten) yüz çevirirseniz bilin ki Resûlümüzün vazifesi apaçk duyurmak ve bildirmektir.
5|93|فman eden ve iyi iler yapanlara, hakkyle saknp iman ettikleri ve iyi iler yaptklar, sonra yine hakkyle saknp iman ettikleri, sonra da hakkyle saknp yaptklarn, ellerinden geldiًince güzel yaptklar takdirde (haram klnmadan ِnce) tattklarndan dolay günah yoktur. (ضnemli olan inandktan sonra iman ve iyi amelde sebattr). Allah iyi ve güzel yapanlar sever.
5|94|Ey iman edenler! Allah sizi ellerinizin ve mzraklarnzn erieceًi bir avlanma ile (onu yasak ederek) dener ki gizlide (kimsenin gِrmediًi yerde, gerçekten) kendisinden kimin korktuًu ortaya çksn. Kim bundan sonra snr aarsa onun için ac bir azap vardr.
5|95|Ey iman edenler! فhraml iken av ِldürmeyin. فçinizden kim onu kasten ِldürürse ِldürdüًü hayvann dengi (ona) cezadr. (Buna) Kâbe'ye varacak bir kurban olmak üzere içinizden adalet sahibi iki kii hükmeder (ِldürülen avn dengini takdir eder). Yahut (avlanmann cezas), fakirleri doyurmaktan ibaret bir keffârettir, yahut onun dengi oruç tutmaktr. Ta ki (yasak av yapan) iinin cezasn tatm olsun. Allah geçmii affetmitir. Kim bu suçu tekrar ilerse Allah da ondan karlًn alr. Allah daima galiptir, ِç alandr.
5|96|Hem size hem de yolculara fayda olmak üzere (faydalanmanz için) deniz av yapmak ve onu yemek size helâl klnd. فhraml olduًunuz müddetçe kara av size haram klnd. Huzuruna toplanacaًnz Allah'tan korkun.
5|97|Allah, Kâbe'yi, o saygya lâyk evi, haram ay, hac kurbann ve (kurbann boynuna aslan) gerdanlklar (maddi ve manevi yِnlerden) insanlarn belini doًrultmaya sebep kld. Bu da Allah'n, gِklerde ve yerde ne varsa hepsini bildiًini ve Allah'n her eyi bilici olduًunu (sizin de anlayp) bilmeniz içindir.
5|98|Biliniz ki Allah'n cezalandrmas çetindir ve yine Allah'n baًlamas ve esirgemesi snrszdr.
5|99|Resûle düen (vazife), ancak duyurmadr. Allah açkladًnz da gizlediًinizi de bilir.
5|100|De ki: Pis ve kِtü ile temiz ve iyi bir deًildir; pis ve kِtünün çokluًu tuhafna gitse (yahut houna gitse) de (bu bِyledir). ضyleyse ey akl sahipleri! Allah'tan korkunuz ki kurtulua eresiniz.
5|101|Ey iman edenler! Açklanrsa hounuza gitmeyecek olan eyleri sormayn. Eًer Kur'an indirilirken onlar sorarsanz size açklanr. (Açklanmadًna gِre) Allah onlar affetmitir. (Siz sorup da banza i çkarmayn). Allah çok baًlaycdr, aceleci deًildir.
5|102|Sizden ِnce de bir toplum onlar sormu, sonra da bunlar inkâr eder olmutu.
5|103|Allah bahîra, sâibe, vasîle ve hâm diye bir ey (meru) klmamtr. Fakat kâfirler, yalan yere Allah'a iftira etmektedirler ve onlarn çoًunun da kafalar çalmaz.
5|104|Onlara, "Allah'n indirdiًine ve Resûl'e gelin" denildiًi vakit, "Babalarmz üzerinde bulduًumuz (yol) bize yeter" derler. Atalar hiçbir ey bilmiyor ve doًru yol üzerinde bulunmuyor iseler de mi?
5|105|Ey iman edenler! Siz kendinize bakn. Siz doًru yolda olunca sapan kimse size zarar veremez. Hepinizin dِnüü Allah'adr. Artk O, size yaptklarnz bildirecektir.
5|106|Ey iman edenler! Birinize ِlüm gelip çatnca vasiyet esnasnda içinizden iki adalet sahibi kii aranzda ahitlik etsin. Yahut seferde iken banza ِlüm musibeti gelmise sizden olmayan, baka iki kii (ahit olsun). Eًer üpheye düerseniz o iki ahidi namazdan sonra alkor, "Bu vasiyet karlًnda hiçbir eyi satn almayacaًz, akraba (menfaatine) de olsa; Allah (için yaptًmz) ahitliًi gizlemiyeceًiz, (aksini yaparsak) bu takdirde biz elbette günahkârlardan oluruz" diye Allah üzerine yemin ettirirsiniz.
5|107|Bu ahitlerin (sonradan yalan sِyleyerek) bir günah kazandklar anlalrsa, (ahitlerin) haklarna tecavüz ettiًi ِlüye daha yakn olan (mirasçlardan) iki kii onlarn yerini alr ve "Andolsun ki bizim ahitliًimiz onlarn ahitliًinden daha gerçektir ve biz (kimsenin hakkna) tecavüz etmedik, aksi takdirde biz, elbette zalimlerden oluruz" diye Allah'a yemin ederler.
5|108|Bu (usul), ahitliًi gerektiًi ekilde yapmaya, yahut yeminlerinden sonra, yeminlerin (mirasçlar tarafndan) reddedilmesinden korkmalarna (çekinmelerine çare olarak) daha uygundur. Allah'tan korkun ve (O'nu) dinleyin. Allah, yoldan çkmlar topluluًuna rehberlik etmez.
5|109|Allah'n peygamberleri toplayp da "Size ne cevap verildi" dediًi gün, "Bizim hiçbir bilgimiz yok, üphesiz gizlilikleri hakkyle bilen ancak sensin" diyeceklerdir.
5|110|Allah o zaman ِyle diyecek: "Ey Meryem oًlu فsa! Sana ve annene (verdiًim) nimetimi hatrla! Hani seni mukaddes ruh (Cebrail) ile desteklemitim; (bu sayede) sen beikte iken de yetikin çaًnda da insanlarla konuuyordun. Sana kitab (okuyup yazmay), hikmeti, Tevrat ve فncil'i ًِretmitim. Benim iznimle çamurdan, ku eklinde bir ey yapyordun da ona üflüyordun, hemen benim iznimle o bir ku oluyordu. Yine benim iznimle anadan doًma kِrü ve alacaly iyiletiriyordun. ضlüleri benim iznimle (hayata) çkaryordun. Hani فsrailoًullarn (seni ِldürmekten) engellemitim; kendilerine apaçk deliller (mucizeler) getirdiًin zaman içlerinden inkâr edenler, "Bu, apaçk bir sihirden baka bir ey deًildir" demilerdi.
5|111|Hani havârîlere, "Bana ve peygamberime iman edin" diye ilham etmitim. Onlar (da), "فman ettik, bizim Allah'a teslim olmu kimseler (müslümanlar) olduًumuza sen de ahit ol" demilerdi.
5|112|Hani havârîler "Ey Meryem oًlu فsa, Rabbin bize gِkten, donatlm bir sofra indirebilir mi?" demilerdi. O, "فman etmi kimseler iseniz Allah'tan korkun" cevabn verniti.
5|113|Onlar "Ondan yiyelim, kalplerimiz mutmain olsun, bize doًru sِylediًini (kesin olarak) bilelim ve ona gِzleriyle gِrmü ahitler olalm istiyoruz" demilerdi.
5|114|Meryem oًlu فsa ِyle dedi: Ey Rabbimiz! Bize gِkten bir sofra indir ki, bizim için, geçmi ve geleceklerimiz için bayram ve senden bir âyet (mucize) olsun. Bizi rzklandr; zaten sen, rzk verenlerin en hayrlssn.
5|115|Allah da ِyle buyurdu: Ben onu size üphesiz indireceًim; ama bundan sonra içinizden kim inkâr ederse, kâinatta hiç bir kimseye etmediًim azab ona edeceًim!
5|116|Allah: Ey Meryem oًlu فsa! فnsanlara, "Beni ve anam, Allah'tan baka iki tanr bilin" diye sen mi dedin, buyurduًu zaman o, "Hââ! Seni tenzih ederim; hakkm olmayan eyi sِylemek bana yakmaz. Hem ben sِyleseydim sen onu üphesiz bilirdin. Sen benim içimdekini bilirsin, halbuki ben senin zâtnda olan bilmem. Gizlilikleri eksiksiz bilen yalnzca sensin.
5|117|Ben onlara, ancak bana emrettiًini sِyledim: Benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah'a kulluk edin, dedim. فçlerinde bulunduًum müddetçe onlar üzerine kontrolcü idim. Beni vefat ettirince artk onlar üzerine gِzetleyici yalnz sen oldun. Sen her eyi hakkyle gِrensin.
5|118|Eًer kendilerine azap edersen üphesiz onlar senin kullarndr (dilediًini yaparsn). Eًer onlar baًlarsan üphesiz sen izzet ve hikmet sahibisin" dedi.
5|119|(Bu konumadan sonra) Allah ِyle buyuracaktr: Bu, doًrulara, doًruluklarnn fayda vereceًi gündür. Onlara, içinde ebedî kalacaklar, zemininden rmaklar akan cennetler vardr. Allah onlardan raz olmutur, onlar da O'ndan raz olmulardr. فte büyük kurtulu ve kazanç budur.
5|120|Gِklerin, yerin ve içlerindeki her eyin mülkiyeti Allah'ndr, O, her eye hakkyle kadirdir.
6|1|Hamd, gِkleri ve yeri yaratan, karanlklar ve aydnlً var eden Allah'a mahsustur. (Bunca âyet ve delillerden) sonra kâfir olanlar (hâla putlar) Rab'leri ile denk tutuyorlar.
6|2|Sizi bir çamurdan yaratan, sonra ِlüm zamann takdir eden ancak O'dur. Bir de O'nun katnda muayyen bir ecel (kyamet günü) vardr. Siz hâla üphe ediyorsunuz.
6|3|O, gِklerde ve yerde tek Allah'tr. Gizlinizi, açًnz bilir. (Hayr ve erden) ne kazanacaًnz da bilir.
6|4|Rablerinin âyetlerinden onlara (kâfirlere) bir âyet gelmeyedursun, o âyetlerden ille de yüz çevirirler.
6|5|Gerçekten onlar, kendilerine Hak geldiًinde onu yalanlamlard. Fakat yaknda onlara alay ettikleri eyin haberleri gelecektir.
6|6|Gِrmediler mi ki, onlardan ِnce yeryüzünde size vermediًimiz bütün imkânlar kendilerine verdiًimiz, gِkten üzerlerine bol bol yaًmurlar indirip evlerinin altndan rmaklar akttًmz nice nesilleri helâk ettik. Biz onlar, günahlar sebebiyle helâk ettik ve onlarn ardndan baka nesiller yarattk.
6|7|Eًer sana kâًt üzerine yazlm bir kitap indirseydik de onlar elleriyle onu tutmu olsalard, yine de inkâr ediciler: Bu, apaçk büyüden baka bir ey deًildir, derlerdi.
6|8|Muhammed'e (gِrebileceًimiz) bir melek indirilseydi ya! dediler. Eًer biz ِyle bir melek indirseydik elbette i bitirilmi olur, artk kendilerine gِz bile açtrlmazd.
6|9|Eًer peygamberi bir melek klsaydk muhakkak ki onu insan sûretine sokar onlar yine dümekte olduklar kukuya düürürdük.
6|10|Senden ِnceki peygamberlerle de alay edilmi, bu yüzden onlarla alay edenleri alay ettikleri ey (azap) kuatvermiti.
6|11|De ki: Yeryüzünde dolan, sonra (peygamberleri) yalanlayanlarn sonunun nasl olduًuna bakn!
6|12|(Onlara) Gِklerde ve yerde olanlar kimindir? diye sor. "Allah'ndr" de. O, merhamet etmeyi kendi zatna farz kld. Sizi, varlًnda üphe olmayan kyamet gününde elbette toplayacaktr. Kendilerini ziyana sokanlar var ya ite onlar inanmazlar.
6|13|Gecede ve gündüzde barnan her ey O'nundur. O her eyi iitendir, bilendir.
6|14|De ki: Gِkleri ve yeri yoktan var eden, yedirdiًi halde yedirilmeyen Allah'tan bakasn m dost edineceًim! De ki: Bana müslüman olanlarn ilki olmam emredildi ve sakn müriklerden olma! (denildi).
6|15|De ki: Ben, Rabbim'e isyan edersem gerçekten büyük bir günün (kyametin) azabndan korkarm.
6|16|O gün kim azaptan kurtarlrsa, gerçekten Allah onu esirgemitir. فte apaçk kurtulu budur.
6|17|Eًer Allah seni bir zarara uًratrsa, onu kendisinden baka giderecek yoktur. Ve eًer sana bir hayr verirse, (bunu da geri alacak yoktur). قüphesiz O hereye kadirdir.
6|18|O, kullarnn üstünde her türlü tasarrufa sahiptir. O, hüküm ve hikmet sahibidir, hereyden haberdardr.
6|19|De ki: Hangi ey ahadetçe en büyüktür? De ki: (Hak peygamber olduًuma dair) benimle sizin aranzda Allah ahittir. Bu Kur'an bana, kendisiyle sizi ve ulatً herkesi uyarmam için vahyolundu. Yoksa siz, Allah ile beraber baka tanrlar olduًuna ahitlik mi ediyorsunuz? De ki: "Ben buna ahitlik etmem." "O ancak bir tek Allah'tr, ben sizin ortak kotuًunuz eylerden kesinlikle uzaًm" de.
6|20|Kendilerine kitap verdiklerimiz onu (Resûlullah') kendi oًullarn tandklar gibi tanrlar. Kendilerini ziyan edenler var ya, ite onlar inanmazlar.
6|21|Yalan sِzlerle Allah'a iftira edenden veya O'nun âyetlerini yalanlayandan daha zalim kimdir! قüphe yok ki, zalimler kurtulua ermezler!
6|22|Unutma o günü ki- onlar hep birden toplayacaًz; sonra da, Allah'a ortak koanlara: Nerede bo yere davasn güttüًünüz ortaklarnz? diyeceًiz.
6|23|Sonra onlarn mazeretleri, "Rabbimiz Allah hakk için biz ortak koanlar olmadk!" demekten baka bir ey olmad.
6|24|Gِr ki, kendi aleyhlerine nasl yalan sِylediler ve (tanr diye) uydurduklar eyler kendilerinden nasl kaybolup gitti!
6|25|Onlardan seni (okuduًun Kur'an') dinleyenler de vardr. Fakat onu anlamalarna engel olmak için kalplerinin üstüne perdeler, kulaklarna da aًrlk verdik. Onlar her türlü mucizeyi gِrseler bile yine de ona inanmazlar. Hatta o kâfirler sana geldiklerinde: "Bu Kur'an eskilerin masallarndan baka bir ey deًildir" diyerek seninle tartrlar.
6|26|Onlar, hem insanlar Peygamber'e yaklamaktan vazgeçirmeye çalrlar, hem de kendileri ondan uzaklarlar. Oysa onlar farknda olmadan ancak kendilerini helak ederler.
6|27|Onlarn atein karsnda durdurulup "Ah, keke dünyaya geri gِnderilsek de bir daha Rabbimizin âyetlerini yalanlamasak ve inananlardan olsak!" dediklerini bir gِrsen !..
6|28|Hayr! Daha ِnce gizlemekte olduklar eyler (günahlar) kendilerine gِründü. Eًer (dünyaya) geri gِnderilseler yine kendilerine yasak edilen eylere dِneceklerdir. Zira onlar gerçekten yalancdrlar.
6|29|Onlar, hayat ancak bu dünyadaki hayatmzdan ibarettir; biz, bir daha da diriltilecek deًiliz, demilerdi.
6|30|Rablerinin huzuruna getirildikleri zaman sen onlar bir gِrsen! Allah: Bu (yeniden dirilme olay), hak deًil miymi? diyecek. Onlar da "Rabbimize andolsun ki evet!" diyecekler. Allah da, ضyle ise inkâr ettiًinizden dolay azab tadn! diyecek.
6|31|Allah'n huzuruna çkmay yalanlayanlar gerçekten ziyana uًramtr. Nihayet onlara Kyamet vakti anszn gelip çatnca, onlar, günahlarn srtlarna yüklenerek diyecekler ki: "Dünyada iyi amelleri terketmemizden dolay vah bize!" Dikkat edin, yüklendikleri ey ne kِtüdür!
6|32|Dünya hayat bir oyun ve eًlenceden baka bir ey deًildir. Müttakî olanlar için ahiret yurdu muhakkak ki daha hayrldr. Hâla akl erdiremiyor musunuz?
6|33|Onlarn sِylediklerinin hakikaten seni üzmekte olduًunu biliyoruz. Aslnda onlar seni yalanlamyorlar, fakat o zalimler açkça Allah'n âyetlerini inkâr ediyorlar.
6|34|Andolsun ki senden ِnceki peygamberler de yalanlanmt. Onlar, yalanlanmalarna ve eziyet edilmelerine raًmen sabrettiler, sonunda yardmmz onlara yetiti. Allah'n kelimelerini (kanunlarn) deًitirebilecek hiçbir kimse yoktur. Muhakkak ki peygamberlerin haberlerinden bazs sana da geldi.
6|35|Eًer onlarn yüz çevirmesi sana aًr geldi ise, yapabilirsen yerin içine inebileceًin bir tünel ya da gًِe çkabileceًin bir merdiven ara ki onlara bir mucize getiresin! Allah dileseydi, elbette onlar hidayet üzerinde toplayp birletirirdi, o halde sakn cahillerden olma!
6|36|Ancak (samimiyetle) dinleyenler daveti kabul eder. ضlülere gelince, Allah onlar diriltecek, sonra da O'na dِndürülecekler.
6|37|O'na Rabbinden bir mucize indirilseydi ya! dediler. De ki: قüphesiz Allah mucize indirmeye kadirdir. Fakat onlarn çoًu bilmezler.
6|38|Yeryüzünde yürüyen hayvanlar ve (gِkyüzünde) iki kanadyla uçan kulardan ne varsa hepsi ancak sizin gibi topluluklardr. Biz o kitapta hiçbir eyi eksik brakmadk. Nihayet (hepsi) toplanp Rablerinin huzuruna getirilecekler.
6|39|Ayetlerimizi yalanlayanlar karanlklar içinde kalm saًr ve dilsizlerdir. Allah kimi dilerse onu artr, dilediًi kimseyi de doًru yola iletir.
6|40|De ki: Ne dersiniz; size Allah'n azab gelse veya o kyamet gelip çatverse size, Allah'tan bakasna m yalvarrsnz? Doًru sِzlü iseniz (sِyleyin bakalm)!
6|41|Bilâkis yalnz Allah'a yalvarrsnz. O da (kaldrlmas için) kendisine yalvardًnz belây dilerse kaldrr; ve siz ortak kotuًunuz eyleri unutursunuz.
6|42|Andolsun ki, senden ِnceki ümmetlere de elçiler gِnderdik. Ardndan boyun eًsinler diye onlar darlk ve hastalklara uًrattk.
6|43|Hiç olmazsa, onlara bu ekilde azabmz geldiًi zaman boyun eًselerdi! Fakat kalpleri iyice katlat ve eytan da onlara yaptklarn câzip gِsterdi.
6|44|Kendilerine yaplan uyarlar unuttuklarnda, (indirmi olduًumuz sknt ve musibetleri kaldrp) üzerlerine her eyin kaplarn açtk. Nihayet kendilerine verilenler yüzünden mardklar zaman onlar anszn yakaladk, birdenbire onlar bütün ümitlerini yitirdiler.
6|45|Bِylece zulmeden toplumun kِkü kesildi. Hamd, âlemlerin Rabbi Allah'a mahsustur. (Allah'n verdiًi nimete ükredecekleri yerde nankِrlük ettiler, bِylece kendilerine zulmettiler. Yüce Allah da yeryüzünü onlarn zulüm ve küfürlerinden temizlemek için onlar helâk etti.)
6|46|De ki: Ne dersiniz; eًer Allah kulaklarnz saًr, gِzlerinizi kِr eder, kalplerinizi de mühürlerse bunlar size Allah'tan baka hangi tanr geri verebilir! Bak, delilleri nasl açklyoruz. Onlar hâla yüz çeviriyorlar!
6|47|De ki: Sِyler misiniz; size Allah'n azab anszn veya açkça gelirse, zalim toplumdan bakas m helâk olur?
6|48|Biz, peygamberleri ancak müjdeleyiciler ve uyarclar olarak gِndeririz. Kim iman eder ve kendini düzeltirse onlara korku yoktur. Onlar üzüntü de çekmeyecekler.
6|49|آyetlerimizi yalanlayanlara gelince, yoldan çkmalarndan dolay onlar azap çekeceklerdir.
6|50|De ki: Ben size, Allah'n hazineleri benim yanmdadr, demiyorum. Ben gayb da bilmem. Size, ben bir meleًim de demiyorum. Ben, sadece bana vahyolunana uyarm. De ki: Kِr ile gِren hiç bir olur mu? Hiç düünmez misiniz?
6|51|Rablerinin huzurunda toplanacaklarndan korkanlar onunla (Kur'an ile) uyar. Onlar için Rablerinden baka ne bir dost, ne de bir arac vardr; belki saknrlar.
6|52|Rablerinin rzasn isteyerek sabah akam O'na yalvaranlar kovma! Onlarn hesabndan sana bir sorumluluk; senin hesabndan da onlara herhangi bir sorumluluk yoktur ki onlar kovup ta zalimlerden olasn!
6|53|"Aramzdan Allah'n kendilerine lütuf ve ihsanda bulunduًu kimseler de bunlar m!" demeleri için onlarn bir ksmn diًerleri ile ite bِyle imtihan ettik. Allah ükredenleri daha iyi bilmez mi?
6|54|Ayetlerimize inananlar sana geldiًinde onlara de ki: Selâm size! Rabbiniz merhamet etmeyi kendisine yazd. Gerçek u ki: Sizden kim, bilmeyerek bir kِtülük yapar, sonra ardndan tevbe edip de kendini slah ederse, bilsin ki Allah çok baًlayan, çok esirgeyendir.
6|55|Bِylece suçlularn yolu belli olsun diye âyetleri iyice açklyoruz.
6|56|De ki: Allah'n dnda taptًnz eylere tapmak bana yasak edildi. De ki: Ben sizin arzularnza uymam, aksi halde saptrm da hidayete erenlerden olmam.
6|57|De ki: قüphesiz ben Rabbimden gelen apaçk bir delile dayanyorum. Siz ise onu yalanladnz. اabucak gelmesini istediًiniz (azap) benim yanmda deًildir. Hüküm ancak Allah'ndr. O hakk anlatr ve O, doًru hüküm verenlerin en hayrlsdr.
6|58|De ki : Acele istediًiniz ey benim elimde olsayd, elbette benimle sizin aranzda i bitirilmiti. Allah zalimleri daha iyi bilir.
6|59|Gaybn anahtarlar Allah'n yanndadr; onlar O'ndan bakas bilmez. O, karada ve denizde ne varsa bilir; O'nun ilmi dnda bir yaprak bile dümez. O yerin karanlklar içindeki tek bir taneyi dahi bilir. Ya ve kuru ne varsa hepsi apaçk bir kitaptadr.
6|60|Geceleyin sizi ِldüren (ِldürür gibi uyutan), gündüzün de ne ilediًinizi bilen; sonra belirlenmi ecel tamamlansn diye gündüzün sizi dirilten (uyandran) O'dur. Sonra dِnüünüz yine O'nadr. Sonunda O, yaptklarnz size haber verecektir.
6|61|O, kullarnn üstünde yegâne kudret ve tasarruf sahibidir. Size koruyucular gِnderir. Nihayet birinize ِlüm geldi mi elçilerimiz (gِrevli melekler) onun cann alrlar. Onlar vazifede kusur etmezler.
6|62|Sonra insanlar gerçek sahipleri olan Allah'a dِndürülürler. Bilesiniz ki hüküm yalnz O'nundur ve O hesap gِrenlerin en çabuًudur.
6|63|De ki: Karann ve denizin karanlklarndan (tehlikelerinden) sizi kim kurtarr ki? (O zaman) O'na gizli gizli yalvararak "Eًer bizi bundan kurtarrsan andolsun ükredenlerden olacaًz" diye dua edersiniz.
6|64|De ki: Ondan ve bütün skntlardan sizi Allah kurtarr. Sonra siz yine O'na ortak koarsnz.
6|65|De ki: "Allah'n size üstünüzden (gِkten) veya ayaklarnzn altndan (yerden) bir azap gِndermeًe ya da birbirinize düürüp kiminize kiminizin hncn tattrmaya gücü yeter." Bak, anlasnlar diye âyetlerimizi nasl açklyoruz!
6|66|Kur'an hak olduًu halde kavmin onu yalanlad. De ki: Ben size vekil (kefil) deًilim.
6|67|Her haberin gerçekleeceًi bir zaman vardr. Yaknda siz de gerçeًi bileceksiniz.
6|68|Ayetlerimiz hakknda ileri geri konumaya dalanlar gِrdüًünde, onlar baka bir sِze geçinceye kadar onlardan uzak dur. Eًer eytan sana unutturursa, hatrladktan sonra artk o zalimler topluluًu ile oturma.
6|69|Takvâ sahiplerine, inanmayanlarn hesabndan herhangi bir sorumluluk yoktur. Fakat belki korunurlar diye hatrlatmak gerekir.
6|70|Dinlerini bir oyuncak ve bir eًlence edinen ve dünya hayatnn aldattً kimseleri (bir tarafa) brak! Kazandklar sebebiyle hiçbir nefsin felâkete dûçar olmamas için Kur'an ile nasihat et. O nefis için Allah'tan baka ne dost vardr, ne de efaatç. O, bütün varn fidye olarak verse, yine de ondan kabul edilmez. Onlar kazandklar (günahlar) yüzünden helâke sürüklenmi kimselerdir. فnkâr ettiklerinden dolay onlar için kaynar sudan ibaret bir içecek ve elem verici bir azap vardr.
6|71|De ki: Allah' brakp da bize fayda veya zarar veremeyecek olan eylere mi tapalm? Allah bizi doًru yola ilettikten sonra eytanlarn saptrp akn olarak çِle düürmek istedikleri, arkadalarnn ise: "Bize gel! " diye doًru yola çaًrdklar akn kimse gibi gerisin geri (inkârclًa) m dِndürüleceًiz? De ki: Allah'n hidayeti doًru yolun ta kendisidir. Bize âlemlerin Rabbine teslim olmamz emredilmitir.
6|72|"Namaz dosdoًru kln ve Allah'tan korkun" (diye de emredildik). O, huzuruna varp toplanacaًnz Allah'tr.
6|73|O, gِkleri ve yeri hak (ve hikmet) ile yaratandr. "Ol!" dediًi gün herey oluverir. O'nun sِzü gerçektir. Sûr'a üflendiًi gün de hükümranlk O'nundur. Gizliyi ve açً bilendir ve O, hikmet sahibidir, her eyden haberdardr.
6|74|فbrahim, babas آzer'e: Birtakm putlar tanrlar m ediniyorsun? Doًrusu ben seni de kavmini de apaçk bir sapklk içinde gِrüyorum, demiti.
6|75|Bِylece biz, kesin iman edenlerden olmas için فbrahim'e gِklerin ve yerin melekûtunu gِsteriyorduk.
6|76|Gecenin karanlً onu kaplaynca bir yldz gِrdü, Rabbim budur, dedi. Yldz batnca, batanlar sevmem, dedi.
6|77|Ay' doًarken gِrünce, Rabbim budur, dedi. O da batnca, Rabbim bana doًru yolu gِstermezse elbette yoldan sapan topluluklardan olurum, dedi.
6|78|Günei doًarken gِrünce de, Rabbim budur, zira bu daha büyük, dedi. O da batnca, dedi ki: Ey kavmim! Ben sizin (Allah'a) ortak kotuًunuz eylerden uzaًm.
6|79|Ben hanîf olarak, yüzümü gِkleri ve yeri yoktan yaratan Allah'a çevirdim ve ben müriklerden deًilim.
6|80|Kavmi onunla tartmaya giriti. Onlara dedi ki: Beni doًru yola iletmiken, Allah hakknda benimle tartyor musunuz? Ben sizin O'na ortak kotuًunuz eylerden korkmam. Ancak, Rabbim'in bir ey dilemesi hariç. Rabbimin ilmi hereyi kuatmtr. Hâla ibret almyor musunuz?
6|81|Siz, Allah'n size haklarnda hiçbir hüküm indirmediًi eyleri O'na ortak komaktan korkmazken, ben sizin ortak kotuًunuz eylerden nasl korkarm! قimdi biliyorsanz (sِyleyin), iki guruptan hangisi güvende olmaya daha lâyktr?"
6|82|فnanp da imanlarna herhangi bir hakszlk bulatrmayanlar var ya, ite güven onlarndr ve onlar doًru yolu bulanlardr.
6|83|فte bu, kavmine kar فbrahim'e verdiًimiz delillerimizdir. Biz dilediًimiz kimselerin derecelerini yükseltiriz. قüphesiz ki senin Rabbin hikmet sahibidir, hakkyle bilendir.
6|84|Biz O'na فshak ve (فshak'n oًlu) Yakub'u da armaًan ettik; hepsini de doًru yola ilettik. Daha ِnce de Nuh'u ve O'nun soyundan Davud'u, Süleyman', Eyyub'u, Yusuf'u, Musa'y ve Harun'u doًru yola iletmitik; Biz iyi davrananlar ite bِyle mükâfatlandrrz.
6|85|Zekeriyya, Yahya, فsa ve فlyas' da (doًru yola iletmitik). Hepsi de iyilerden idi.
6|86|فsmail, Elyesa', Yunus ve Lût'u da (hidayete erdirdik). Hepsini âlemlere üstün kldk.
6|87|Onlarn babalarndan, çocuklarndan ve kardelerinden bazlarna da (üstün meziyetler verdik). Onlar seçkin kldk ve doًru yola ilettik.
6|88|فte bu, Allah'n hidayetidir, kullarndan dilediًini ona iletir. Eًer onlar da Allah'a ortak kosalard yapmakta olduklar amelleri elbette boa giderdi.
6|89|فte onlar, kendilerine kitap, hikmet ve peygamberlik verdiًimiz kimselerdir. Eًer onlar (kâfirler) bunlar inkâr ederse üphesiz yerlerine bunlar inkâr etmeyecek bir toplum getiririz.
6|90|فte o peygamberler Allah'n hidayet ettiًi kimselerdir. Sen de onlarn yoluna uy. De ki: Ben buna (peygamberlik gِrevime) karlk sizden bir ücret istemiyorum. Bu (Kur'an) âlemler için ancak bir ًِüttür.
6|91|(Yahudiler) Allah' gereًi gibi tanmadlar. اünkü "Allah hiçbir beere bir ey indirmedi" dediler. De ki: ضyle ise Musa'nn insanlara bir nûr ve hidayet olarak getirdiًi Kitab' kim indirdi? Siz onu kâًtlara yazp (istediًinizi) açklyor, çoًunu da gizliyorsunuz. Sizin de atalarnzn da bilemediًi eyler (Kur'an'da) size ًِretilmitir. (Resûlüm) sen "Allah" de, sonra onlan brak, daldklar bataklkta oynayadursunlar!
6|92|Bu (Kur'an), ـmmü'l-kurâ (Mekke) ve çevresindekileri uyarman için sana indirdiًimiz ve kendinden ِncekileri doًrulayc mübarek bir kitaptr. آhirete inananlar buna da inanrlar ve onlar namazlarn hakkyla klmaya devam ederler.
6|93|Allah'a kar yalan uydurandan yahut kendisine hiçbir ey vahyedilmemiken "Bana da vahyolundu" diyenden ve "Ben de Allah'n indirdiًi âyetlerin benzerini indireceًim" diyenden daha zalim kim vardr! O zalimler, ِlümün (boًucu) dalgalar içinde, melekler de pençelerini uzatm, onlara: "Haydi canlarnz kurtarn! Allah'a kar gerçek olmayan sِylemenizden ve O'nun âyetlerine kar kibirlilik taslam olmanzdan ِtürü, bugün alçaklk azab ile cezalandrlacaksnz!" derken onlarn halini bir gِrsen!
6|94|Andolsun ki, sizi ilk defa yarattًmz gibi teker teker bize geleceksiniz ve (dünyada) size verdiًimiz eyleri arkanzda brakacaksnz. Yaratlnzda ortaklarmz sandًnz efaatçlarnz da yannzda gِremeyeceًiz. Andolsun, aranz açlm ve (tanr) sandًnz eyler sizden kaybolup gitmitir.
6|95|قüphesiz Allah, tohumu ve çekirdeًi çatlatandr, ِlüden diriyi çkaran, diriden de ِlüyü çkarandr. فte Allah budur. O halde (haktan) nasl dِnersiniz!
6|96|O, sabah aydnlatandr. O, geceyi dinlenme zaman, güne ve ay (vakitlerin tayini için) birer hesap ِlçüsü klmtr. فte bu, azîz olan (ve her eyi) pek iyi bilen Allah'n takdiridir.
6|97|O, kara ve denizin karanlklarnda kendileri ile yol bulasnz diye sizin için yldzlar yaratandr. Gerçekten biz, bilen bir toplum için âyetleri geni geni açkladk.
6|98|O, sizi bir tek nefisten (آdem'den) yaratandr. (Sizin için) bir kalma yeri, bir de emanet olarak konulacaًnz yer vardr. Anlayan bir toplum için âyetleri ayrntl bir ekilde açkladk.
6|99|O, gِkten su indirendir. فte biz her çeit bitkiyi onunla bitirdik. O bitkiden de kendisinde üstüste binmi taneler bitireceًimiz bir yeillik; hurmann tomurcuًundan sarkan salkmlar; üzüm baًlar; bir ksm birbirine benzeyen, bir ksm da benzemeyen zeytin ve nar bahçeleri meydana getirdik. Meyve verirken ve olgunlatً zaman her birinin meyvesine bakn! Kukusuz bütün bunlarda inanan bir toplum için ibretler vardr.
6|100|Cinleri Allah'a ortak kotular. Oysa ki onlar da Allah yaratmt. Bilgisizce O'na oًullar ve kzlar yaktrdlar. Hââ! O, onlarn ileri sürdüًü vasflardan uzak ve yücedir.
6|101|O, gِklerin ve yerin esiz yaratcsdr. O'nun ei olmadً halde nasl çocuًu olabilir! Her eyi O yaratmtr ve her eyi hakkyla bilen O'dur.
6|102|فte Rabbiniz Allah O'dur. O'ndan baka tanr yoktur. O, her eyin yaratcsdr. ضyle ise O'na kulluk edin, O her eye vekildir (güvenilip dayanlacak tek varlk O'dur).
6|103|Gِzler O'nu gِremez; halbuki O, gِzleri gِrür. O, eyay pek iyi bilen, her eyden haberdar olandr.
6|104|(Doًrusu) size Rabbiniz tarafndan basiretler (idrak kabiliyeti) verilmitir. Artk kim hakk gِrürse faydas kendisine, kim de kِr olursa zarar kendinedir. Ben üzerinize bekçi deًilim.
6|105|Bِylece biz âyetleri geni geni açklyoruz ki, "Sen ders almsn" desinler de biz de anlayan toplum için Kur'an' iyice açklayalm.
6|106|Rabbinden sana vahyolunana uy. O'ndan baka tanr yoktur. Müriklerden yüz çevir.
6|107|Allah dileseydi, onlar ortak komazlard. Biz seni onlarn üzerine bir bekçi klmadk. Sen onlarn vekili de deًilsin.
6|108|Allah'tan bakasna tapanlara (ve putlarna) sِvmeyin; sonra onlar da bilmeyerek Allah'a sِverler. Bِylece biz her ümmete kendi ilerini câzip gِsterdik. Sonunda dِnüleri Rablerinedir. Artk O ne yaptklarn kendilerine bildirecektir.
6|109|Kendilerine bir mucize gelirse ona mutlaka inanacaklarna dair kuvvetli bir ekilde Allah'a andiçtiler. De ki: Mucizeler ancak Allah katndandr. Ama mucize geldiًinde de inanmayacaklarnn farknda msnz?
6|110|Yine O'na iman etmedikleri ilk durumdaki gibi onlarn gِnüllerini ve gِzlerini ters çeviririz. Ve onlar akn olarak azgnlklar içerisinde brakrz.
6|111|Eًer biz onlara melekleri indirseydik, ِlüler de onlarla konusayd ve her eyi toplayp karlarna getirseydik, Allah dilemedikçe yine de inanacak deًillerdi; fakat çoklar bunu bilmezler.
6|112|Bِylece biz, her peygambere insan ve cin eytanlarn düman kldk. (Bunlar), aldatmak için birbirlerine yaldzl sِzler fsldarlar. Rabbin dileseydi onu da yapamazlard. Artk onlar uydurduklar eylerle babaa brak.
6|113|Ahirete inanmayanlarn kalpleri ona (yaldzl sِze) kansn, ondan holansnlar ve iledikleri suçu ilemeye devam etsinler diye (bِyle yaparlar).
6|114|(De ki): Allah'dan baka bir hakem mi arayacaًm? Halbuki size Kitab' açk olarak indiren O'dur. Kendilerine kitap verdiًimiz kimseler, Kur'an'n gerçekten Rabbin tarafndan indirilmi olduًunu bilirler. Sakn üpheye düenlerden olma!
6|115|Rabbinin sِzü, doًruluk ve adalet bakmndan tamamlanmtr. O'nun sِzlerini deًitirecek kimse yoktur. O iitendir, bilendir.
6|116|Yeryüzünde bulunanlarn çoًuna uyacak olursan, seni Allah'n yolundan saptrrlar. Onlar zandan baka bir eye tâbi olmaz, yalandan baka sِz de sِylemezler.
6|117|Muhakkak ki senin Rabbin, evet O, kendi yolundan sapan en iyi bilendir. O, doًru yolda gidenleri de iyi bilendir.
6|118|Allah'n âyetlerine inanyorsanz, üzerine O'nun ad anlarak kesilenlerden yeyin.
6|119|ـzerine Allah'n ad anlp kesilenden yememenize sebep ne? Oysa Allah, çaresiz yemek zorunda kaldًnz dnda, haram kldً eyleri size açklamtr. Doًrusu bir çoklar bilgisizce kendi kِtü arzularna uyarak saptryorlar. Muhakkak ki Rabbin haddi aanlar çok iyi bilir.
6|120|Günahn açًn da gizlisini de brakn! اünkü günah ileyenler, yaptklarnn cezasn mutlaka çekeceklerdir.
6|121|ـzerine Allah'n ad anlmadan kesilen hayvanlardan yemeyin. Kukusuz bu büyük günahtr. Gerçekten eytanlar dostlarna, sizinle mücadele etmeleri için telkinde bulunurlar. Eًer onlara uyarsanz üphesiz siz de Allah'a ortak koanlar olursunuz.
6|122|ضlü iken dirilttiًimiz ve kendisine insanlar arasnda yürüyebileceًi bir k verdiًimiz kimse, karanlklar içinde kalp ondan hiç çkamayacak durumdaki kimse gibi olur mu! فte kâfirlere yaptklar bِyle süslü gِsterilmitir.
6|123|Bِylece biz, her kasabada, oralarda bozgunculuk yapmalar için, günahkârlarn liderler yaptk. Onlar yalnz kendilerini aldatrlar, ama farknda olmazlar.
6|124|Onlara bir âyet geldiًinde, Allah'n elçilerine verilenin benzeri bize de verilmedikçe kesinlikle inanmayz, dediler. Allah, peygamberliًini kime vereceًini daha iyi bilir. Suç ileyenlere, yapmakta olduklar hilelere karlk Allah tarafndan aaًlk ve çetin bir azap eriecektir.
6|125|Allah kimi doًru yola iletmek isterse onun kalbini فslâm'a açar; kimi de saptrmak isterse gًِe çkyormu gibi kalbini iyice daraltr. Allah inanmayanlarn üstüne ite bِyle murdarlk verir.
6|126|Bu (din), Rabbinin dosdoًru yoludur. Biz, ًِüt alacak bir kavim için âyetleri ayrntl olarak açkladk.
6|127|Rableri katnda onlara esenlik yurdu (cennet) vardr.Ve yapmakta olduklar (güzel) iler sebebiyle Allah onlarn dostudur.
6|128|Allah, onlarn hepsini bir araya topladً gün, "Ey cinler (eytanlar) topluluًu! Siz insanlarla çok uًratnz" der. Onlarn, insanlardan olan dostlar ise: "Ey Rabbimiz! (Biz) birbirimizden yararlandk ve bize verdiًin sürenin sonuna ulatk" derler. Allah da buyurur ki: Allah'n dilediًi hariç, içinde ebedî kalacaًnz yer atetir. قüphesiz Rabbin hikmet sahibidir, bilendir.
6|129|فte bِylece iledikleri günahlardan ِtürü zalimlerin bir ksmn diًer bir ksmnn peine takarz.
6|130|Ey cin ve insan topluluًu! فçinizden size âyetlerimi anlatan ve bu günle karlaacaًnza dair sizi uyaran peygamberler gelmedi mi! Derler ki: "Kendi aleyhimize ahitlik ederiz." Dünya hayat onlar aldatt ve kâfir olduklarna dair kendi aleyhlerine ahitlik ettiler.
6|131|Gerçek u ki: Halk habersizken, Rabbin hakszlk ile ülkeleri helâk edici deًildir.
6|132|Herkesin yaptklar ilere gِre dereceleri vardr. Rabbin onlarn yaptklarndan habersiz deًildir.
6|133|Rabbin zengindir, rahmet sahibidir. Dilerse sizi yok eder ve sizi baka bir kavmin zürriyetinden yarattً gibi sizden sonra yerinize dilediًi bir kavmi yaratr.
6|134|Size vadedilen mutlaka gelecektir; siz bunu ِnleyemezsiniz.
6|135|De ki: Ey kavmim! Elinizden geleni yapn! Ben de yapacaًm! Yurdun (dünyann) sonunun kimin lehine olduًunu yaknda bileceksiniz. Gerçek u ki, zalimler iflah olmazlar.
6|136|Allah'n yarattً ekinlerle hayvanlardan Allah'a pay ayrp zanlarnca, bu Allah'a, bu da ortaklarmza (putlarmza) dediler. Ortaklar için ayrlan Allah'a ulamyor, fakat Allah için ayrlan ortaklarna ulayor! Ne kِtü hüküm veriyorlar?
6|137|Bunun gibi ortaklar, müriklerden çoًuna çocuklarn (kzlarn) ِldürmeyi ho gِsterdi ki, hem kendilerini mahvetsinler hem de dinlerini kartrp bozsunlar! Allah dileseydi bunu yapamazlard. ضyle ise onlar uydurduklar ile babaa brak!
6|138|Onlar saçma düüncelerine gِre dediler ki: "Bu (tanrlar için ayrlan) hayvanlarla ekinler haramdr. Bunlar bizim dilediًimizden bakas yiyemez. Bunlar da binilmesi yasaklanm hayvanlardr." Birtakm hayvanlar da vardr ki, (Allah bِyle emrediyor diye) O'na iftira ederek üzerlerine Allah'n adn anmazlar. Yapmakta olduklar iftiralar yüzünden Allah onlar cezalandracaktr.
6|139|Dediler ki: "قu hayvanlarn karnlarnda olanlar yalnz erkeklerimize aittir, kadnlarmza ise haram klnmtr. قayet (yavru) ِlü doًarsa, o zaman (kadn erkek) hepsi onda ortaktr." Allah bu deًerlendirmelerinin cezasn verecektir. قüphesiz ki O hikmet sahibidir, hakkyla bilendir.
6|140|Bilgisizlikleri yüzünden beyinsizce çocuklarn ِldürenler ve Allah'n kendilerine verdiًi rzk, Allah'a iftira ederek (kadnlara) haram klanlar, muhakkak ki ziyana uًramlardr. Onlar gerçekten sapmlardr ve doًru yolu bulacak da deًillerdir.
6|141|اardakl ve çardaksz (üzüm) bahçeleri, ürünleri çeit çeit hurmalar, ekinleri, birbirine benzer ve benzemez biçimde zeytin ve narlar yaratan O'dur. Herbiri meyve verdiًi zaman meyvesinden yeyin. Devirilip toplandً gün de hakkn (zekât ve sadakasn) verin, fakat israf etmeyin; çünkü Allah israf edenleri sevmez.
6|142|Hayvanlardan yük tayan ve tüyünden dِek yaplanlar yaratan O'dur. Allah'n size verdiًi rzktan yeyin, eytann ardna dümeyin; üphesiz o sizin için apaçk bir dümandr.
6|143|(Dii ve erkek olarak) sekiz e yaratt: Koyundan iki, keçiden iki... De ki: O, bunlarn erkeklerini mi, diilerini mi, yoksa bu iki diinin rahimlerinde bulunan yavrular m haram etti? Eًer doًru iseniz bana ilimle sِyleyin.
6|144|Deveden de iki, sًrdan da iki (yaratt.) De ki: O bunlarn erkeklerini mi, diilerini mi, yoksa bu iki diinin rahimlerinde bulunan yavrular m haram kld? Yoksa Allah'n size bِyle vasiyet ettiًine ahit mi oldunuz? Bilgisizce insanlar saptrmak için Allah'a kar yalan uydurandan kim daha zalimdir! قüphesiz Allah o zalimler topluluًunu doًru yola iletmez.
6|145|De ki: Bana vahyolunanda, le veya aktlm kan yahut domuz eti -ki pisliًin kendisidir- ya da günah ilenerek Allah'tan bakas adna kesilmi bir hayvandan baka, yiyecek kimseye haram klnm birey bulamyorum. Bakasna zarar vermemek ve snr amamak üzere kim (bunlardan) yemek zorunda kalrsa bilsin ki Rabbin baًlayan ve esirgeyendir.
6|146|Yahudilere bütün trnakl hayvanlar haram kldk. Srtlarnda yahut baًrsaklarnda tadklar ya da kemiًe karan yaًlar hariç olmak üzere sًr ve koyunun iç yaًlarn da onlara haram kldk. Bu, zulümleri yüzünden onlara verdiًimiz cezâdr. Biz elbette doًru sِyleyeniz.
6|147|Eًer seni yalanlarlarsa de ki: Rabbiniz geni bir rahmet sahibidir. Bununla beraber O'nun azab, suçlular topluluًundan uzaklatrlamaz.
6|148|Putperestler diyecekler ki: "Allah dileseydi ne biz ortak koardk ne de atalarmz. Hiçbir eyi de haram klmazdk." Onlardan ِncekiler de ayn ekilde (peygamberleri) yalanladlar ve sonunda azabmz tattlar. De ki: Yannzda bize açklayacaًnz bir bilgi var m? Siz zandan baka bir eye uymuyorsunuz ve siz sadece yalan sِylüyorsunuz.
6|149|De ki: Kesin delil, ancak Allah'ndr. Allah dileseydi elbette hepinizi doًru yola iletirdi.
6|150|De ki: Allah unu yasak etti, diye ehadet edecek ahitlerinizi getirin! Eًer onlar ahitlik ederlerse, sen onlarla beraber ahitlik etme; âyetlerimizi yalanlayanlarn ve ahiret gününe inanmayanlarn arzularna uyma. Onlar, Rablerine e tutuyorlar.
6|151|De ki: Gelin Rabbinizin size neleri haram kldًn okuyaym: O'na hiçbir eyi ortak komayn, ana-babaya iyilik edin, fakirlik korkusuyla çocuklarnz ِldürmeyin -sizin de onlarn da rzkn biz veririz-; kِtülüklerin açًna da gizlisine de yaklamayn ve Allah'n yasakladً cana haksz yere kymayn! فte bunlar Allah'n size emrettikleridir. Umulur ki düünüp anlarsnz.
6|152|Rüd çaًna eriinceye kadar, yetimin malna, sadece en iyi tutumla yaklan; ِlçü ve tarty adaletle yapn. Biz herkese ancak gücünün yettiًi kadarn yükleriz. Sِz sِylediًiniz zaman, yaknlarnz dahi olsa adaletli olun, Allah'a verdiًiniz sِzü tutun. فte Allah size, iyice düünesiniz diye bunlar emretti.
6|153|قüphesiz bu, benim dosdoًru yolumdur. Buna uyun. (Baka) yollara uymayn. Zira o yollar sizi Allah'n yolundan ayrr. فte saknmanz için Allah size bunlar emretti.
6|154|Sonra iyilik edenlere nimetimizi tamamlamak, her eyi açklamak, hidayete erdirmek ve rahmet etmek maksadyla Musa'ya da Kitab' (Tevrat') verdik. Umulur ki, Rablerinin huzuruna varacaklarna iman ederler.
6|155|فte bu (Kur'an), bizim indirdiًimiz mübarek bir kitaptr. Buna uyun ve Allah'tan korkun ki size merhamet edilsin.
6|156|"Kitap, yalnz bizden ِnceki iki topluluًa (hristiyanlara ve yahudilere) indirildi, biz ise onlarn okumasndan gerçekten habersizdik" demeyesiniz diye;
6|157|Yahut "Bize de kitap indirilseydi, biz onlardan daha çok doًru yolda olurduk" demeyesiniz diye (Kur'an' indirdik). فte size de Rabbinizden açk bir delil, hidayet ve rahmet geldi. Kim, Allah'n âyetlerini yalanlayp onlardan yüz çevirenden daha zalimdir! آyetlerimizden yüz çevirenleri, yüz çevirmelerinden ِtürü azabn en kِtüsüyle cezalandracaًz.
6|158|Onlar ancak kendilerine meleklerin gelmesini veya Rabbinin gelmesini yahut Rabbinin baz alâmetlerinin gelmesini bekliyorlar. Rabbinin baz alâmetleri geldiًi gün, ِnceden inanmam ya da imannda bir hayr kazanmam olan kimseye artk iman bir fayda saًlamaz. De ki: Bekleyin, üphesiz biz de beklemekteyiz!
6|159|Dinlerini parça parça edip guruplara ayrlanlar var ya, senin onlarla hiçbir ilikin yoktur. Onlarn ii ancak Allah'a kalmtr. Sonra Allah onlara yaptklarn bildirecektir.
6|160|Kim (Allah huzuruna) iyilikle gelirse ona getirdiًinin on kat vardr. Kim de kِtülükle gelirse o sadece getirdiًinin dengiyle cezalandrlr. Onlar hakszlًa uًratlmazlar.
6|161|De ki: قüphesiz Rabbim beni doًru yola, dosdoًru dine, Allah' birleyen فbrahim'in dinine iletti. O, ortak koanlardan deًildi.
6|162|De ki: قüphesiz benim namazm, kurbanm, hayatm ve ِlümüm hepsi âlemlerin Rabbi Allah içindir.
6|163|O'nun ortaً yoktur. Bana sadece bu emrolundu ve ben müslümanlarn ilkiyim.
6|164|De ki: Allah her eyin Rabbi iken ben ondan baka Rab m arayacaًm? Herkesin kazanacaً yalnz kendisine aittir. Hiçbir suçlu bakasnn suçunu yüklenmez. Sonunda dِnüünüz Rabbinizedir. Ve O, uyumazlًa dütüًünüz gerçeًi size haber verecektir.
6|165|Sizi yeryüzünün halifeleri kilan, size verdigi (nimetler) hususunda sizi denemek için kiminizi kiminizden derecelerle üstün kilan O'dur. Süphesiz Rabbin, cezasi çabuk olandir ve gerçekten O, bagislayan merhamet edendir.
7|1|Elif. Lâm. Mîm. Sâd.
7|2|(Bu), kendisiyle insanlar uyarman, inananlara ًِüt vermen için sana indirilen bir kitaptr. Artk bu hususta kalbinde bir üphe olmasn.
7|3|Rabbinizden size indirilene (Kur'an'a) uyun. O'nu brakp da baka dostlarn pelerinden gitmeyin. Ne kadar da az ًِüt alyorsunuz!
7|4|Nice memleketler var ki biz onlar helâk ettik. Azabmz onlara geceleyin yahut gündüz istirahat ederlerken geldi.
7|5|Azabmz onlara geldiًinde çaًrlar, "Biz gerçekten zalim kiilermiiz" demelerinden baka bir ey olmad.
7|6|Elbette kendilerine peygamber gِnderilen kimseleri de, gِnderilen peygamberleri de mutlaka sorguya çekeceًiz!
7|7|Ve onlara (olup bitenleri) tam bir bilgi ile mutlaka anlatacaًz. Biz, onlardan uzak deًiliz.
7|8|O gün tart haktr. Kimin (sevap) tartlar aًr gelirse, ite onlar kurtulua erenlerdir.
7|9|Kimin de tartlar hafif gelirse, ite onlar, âyetlerimize kar hakszlk ettiklerinden dolay kendilerini ziyana sokanlardr.
7|10|Doًrusu biz sizi yeryüzüne yerletirdik ve orada size geçim vastalar verdik. Ne kadar da az ükrediyorsunuz!
7|11|Andolsun sizi yarattk, sonra size ekil verdik, sonra da meleklere, آdem'e secde edin! diye emrettik. فblis'in dndakiler secde ettiler. O secde edenlerden olmad.
7|12|Allah buyurdu: Ben sana emretmiken seni secde etmekten alkoyan nedir? (فblis): Ben ondan daha üstünüm. اünkü beni ateten yarattn, onu çamurdan yarattn, dedi.
7|13|Allah: ضyle ise, "فn oradan!" Orada büyüklük taslamak senin haddin deًildir. اk! çünkü sen aaًlklardansn! buyurdu.
7|14|فblis: Bana, (insanlarn) tekrar dirilecekleri güne kadar mühlet ver, dedi.
7|15|Allah: Haydi, sen mühlet verilenlerdensin, buyurdu.
7|16|فblis dedi ki: ضyle ise beni azdrmana karlk, and içerim ki, ben de onlar saptrmak için senin doًru yolunun üstüne oturacaًm.
7|17|"Sonra elbette onlara ِnlerinden, arkalarndan, saًlarndan, sollarndan sokulacaًm ve sen, onlarn çoklarn ükredenlerden bulmayacaksn!" dedi.
7|18|Allah buyurdu: Haydi, yerilmi ve kovulmu olarak oradan çk! Andolsun ki, onlardan kim sana uyarsa, sizin hepinizi cehenneme dolduracaًm!
7|19|(Allah buyurdu ki) : Ey Adem! Sen ve ein cennette yerleip dilediًiniz yerden yeyin. Ancak u aًaca yaklamayn! Sonra zalimlerden olursunuz.
7|20|Derken eytan, birbirine kapal ayp yerlerini kendilerine gِstermek için onlara vesvese verdi ve: Rabbiniz size bu aًac srf melek olursunuz veya ebedî kalanlardan olursunuz diye yasaklad, dedi.
7|21|Ve onlara: Ben gerçekten size ًِüt verenlerdenim, diye yemin etti.
7|22|Bِylece onlar hile ile aldatt. Aًacn meyvesini tattklarnda ayp yerleri kendilerine gِründü. Ve cennet yapraklarndan üzerlerini ِrtmeye baladlar. Rableri onlara: Ben size o aًac yasaklamadm m ve eytan size apaçk bir dümandr, demedim mi? diye nidâ etti.
7|23|(Adem ile ei) dediler ki: Ey Rabbimiz! Biz kendimize zulmettik. Eًer bizi baًlamaz ve bize acmazsan mutlaka ziyan edenlerden oluruz.
7|24|Allah: Birbirinize düman olarak inin! Sizin için yeryüzünde bir süreye kadar yerleme ve faydalanma vardr, buyurdu.
7|25|"Orada yaayacaksnz, orada ِleceksiniz ve orada (diriltilip) çkarlacaksnz" dedi.
7|26|Ey Adem oًullar! Size ayp yerlerinizi ِrtecek giysi, süslenecek elbise yarattk. Takvâ elbisesi... فte o daha hayrldr. Bunlar Allah'n âyetlerindendir. Belki düünüp ًِüt alrlar (diye onlar indirdi).
7|27|Ey آdem oًullar! قeytan, ana-babanz, ayp yerlerini kendilerine gِstermek için elbiselerini soyarak cennetten çkardً gibi sizi de aldatmasn. اünkü o ve yandalar, sizin onlar gِremeyeceًiniz yerden sizi gِrürler. قüphesiz biz eytanlar, inanmayanlarn dostlar kldk.
7|28|Onlar bir kِtülük yaptklar zaman: "Babalarmz bu yolda bulduk. Allah da bize bunu emretti" derler. De ki: Allah kِtülüًü emretmez. Allah'a kar bilmediًiniz eyleri mi sِylüyorsunuz?
7|29|De ki: Rabbim adaleti emretti. Her secde ettiًinizde yüzlerinizi O'na çevirin ve dini yalnz Allah'a has klarak O'na yalvarn. فlkin sizi yarattً gibi (yine O'na) dِneceksiniz.
7|30|O, bir gurubu doًru yola iletti, bir guruba da sapklk müstehak oldu. اünkü onlar Allah' brakp eytanlar kendilerine dost edindiler. Bِyle iken kendilerinin doًru yolda olduklarn sanyorlar.
7|31|Ey Adem oًullar! Her secde ediinizde güzel elbiselerinizi giyin; yeyin, için, fakat israf etmeyin; çünkü Allah israf edenleri sevmez.
7|32|De ki: Allah'n kullar için yarattً süsü ve temiz rzklar kim haram kld? De ki: Onlar, dünya hayatnda, ِzellikle kyamet gününde müminlerindir. فte bilen bir topluluk için âyetleri bِyle açklyoruz.
7|33|De ki: Rabbim ancak açk ve gizli kِtülükleri, günah ve haksz yere snr amay, hakknda hiçbir delil indirmediًi bir eyi, Allah'a ortak komanz ve Allah hakknda bilmediًiniz eyleri sِylemenizi haram klmtr.
7|34|Her ümmetin bir eceli vardr. Ecelleri gelince ne bir an geri kalrlar ne de bir an ileri gidebilirler.
7|35|Ey Adem oًullar! Size kendi içinizden âyetlerimi anlatacak peygamberler gelir de kim (onlara kar gelmekten) saknr ve kendini slah ederse, onlara korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir.
7|36|Ayetlerimizi yalanlayanlar ve büyüklenip onlardan yüz çevirenler var ya, ite onlar ate ehlidir. Onlar orada ebedî kalacaklardr.
7|37|Allah'a iftira eden ya da O'nun âyetlerini yalanlayandan daha zalim kimdir! Onlarn kitaptaki nasipleri kendilerine eriecektir. Sonunda elçilerimiz (melekler) gelip canlarn alrken "Allah' brakp da tapmakta olduًunuz tanrlar nerede?" derler. (Onlar da) "Bizden svp gittiler" derler. Ve kâfir olduklarna dair kendi aleyhlerine ahitlik ederler.
7|38|Allah buyuracak ki: "Sizden ِnce geçmi cin ve insan topluluklar arasnda siz de atee girin!" Her ümmet girdikçe yoldalarna lânet edecekler. Hepsi birbiri ardndan orada (cehennemde) toplannca, sonrakiler ِncekiler için, "Ey Rabbimiz! Bizi ite bunlar saptrdlar! Onun için onlara ateten bir kat daha fazla azap ver!" diyecekler. Allah da: Zaten herkes için bir kat daha fazla azap vardr, fakat siz bilmezsiniz, diyecektir.
7|39|ضncekiler de sonrakilere derler ki: Sizin bize bir üstünlüًünüz yok. O halde siz de yaptklarnza karlk azab tadn!
7|40|Bizim âyetlerimizi yalanlayp da onlara kar kibirlenmek isteyenler var ya, ite onlara gِk kaplar açlmayacak ve onlar, deve iًne deliًine girinceye kadar cennete giremiyeceklerdir! Suçlular ite bِyle cezalandrrz!
7|41|Onlar için cehennem ateinden dِekler, üstlerine de ِrtüler vardr. فte zalimleri bِyle cezalandrrz!
7|42|فnanp da iyi iler yapanlara gelince -ki hiç kimseye gücünün üstünde bir vazife yüklemeyiz- ite onlar, cennet ehlidir. Orada onlar ebedî kalacaklar.
7|43|(Cennette) onlarn altlarndan rmaklar akarken, kalplerinde kinden ne varsa hepsini çkarp atarz. Ve onlar derler ki: "Hidayetiyle bizi (bu nimete) kavuturan Allah'a hamdolsun! Allah bizi doًru yola iletmeseydi kendiliًimizden doًru yolu bulacak deًildik. Hakikaten Rabbimizin elçileri gerçeًi getirmiler." Onlara: فte size cennet; yapm olduًunuz iyi amellere karlk ona vâris klndnz diye seslenilir.
7|44|Cennet ehli cehennem ehline: Biz Rabbimizin bize vadettiًini gerçek bulduk, siz de Rabbinizin size vadettiًini gerçek buldunuz mu? diye seslenir. "Evet!" derler. Ve aralarndan bir çaًrc, Allah'n lâneti zalimlerin üzerine olsun! diye baًrr.
7|45|Onlar, Allah yolundan alkoyan ve onu eًip bükmek isteyen zalimlerdir. Onlar ahireti de inkâr edenlerdir.
7|46|فki taraf (cennetlikler ve cehennemlikler) arasnda bir perde ve A'râf üzerinde de herkesi simalarndan tanyan adamlar vardr ki, bunlar henüz cennete giremedikleri halde (girmeyi) umarak cennet ehline: "Selâm size!" diye seslenirler.
7|47|Gِzleri cehennem ehli tarafna dِndürülünce de: Ey Rabbimiz! Bizi zalimler topluluًu ile beraber bulundurma! derler.
7|48|(Yine) A'râf ehli simalarndan tandklar birtakm adamlara seslenerek derler ki: "Ne çokluًunuz ne de taslamakta olduًunuz büyüklük size hiçbir yarar saًlamad.
7|49|Allah'n, kendilerini hiçbir rahmete erdirmeyeceًine dair yemin ettiًiniz kimseler bunlar m?" (ve cennet ehline dِnerek): "Girin cennete; artk size korku yoktur ve siz üzülecek de deًilsiniz" (derler).
7|50|Cehennem ehli, cennet ehline: Suyunuzdan veya Allah'n size verdiًi rzktan biraz da bize verin! diye seslenirler. Onlar da: Allah bunlar kâfirlere haram klmtr, derler.
7|51|O kâfirler ki, dinlerini bir eًlence ve oyun edindiler de dünya hayat onlar aldatt. Onlar, bu günleri ile karlaacaklarn unuttuklar ve âyetlerimizi bile bile inkâr ettikleri gibi biz de bugün onlar unuturuz.
7|52|Gerçekten onlara, inanan bir toplum için yol gِsterici ve rahmet olarak, ilim üzere açkladًmz bir kitap getirdik.
7|53|(Fakat onlar), Onun tevilinden baka bir ey beklemiyorlar. Tevili geldiًi (haber verdiًi eyler ortaya çktً) gün, ِnceden onu unutmu olanlar derler ki: Doًrusu Rabbimizin elçileri gerçeًi getirmiler. قimdi bizim efaatçlarmz var m ki bize efaat etsinler veya (dünyaya) geri dِndürülmemiz mümkün mü ki, yapm olduًumuz amellerden bakasn yapalm? Onlar cidden kendilerine yazk ettiler ve uydurduklar eyler (putlar) da kendilerinden kaybolup gitti.
7|54|قüphesiz ki Rabbiniz, gِkleri ve yeri alt günde yaratan, sonra Ar'a istivâ eden, geceyi, durmadan kendisini kovalayan gündüze bürüyüp ِrten; günei, ay ve yldzlar emrine boyun eًmi durumda yaratan Allah'tr. Bilesiniz ki, yaratmak da emretmek de O'na mahsustur. Alemlerin Rabbi Allah ne yücedir!
7|55|Rabbinize yalvara yakara ve gizlice dua edin. Bilesiniz ki O, haddi aanlar sevmez.
7|56|Islah edilmesinden sonra yeryüzünde bozgunculuk yapmayn. Allah'a korkarak ve (rahmetini) umarak dua edin. Muhakkak ki iyilik edenlere Allah'n rahmeti çok yakndr.
7|57|Rüzgârlar rahmetinin ِnünde müjde olarak gِnderen O'dur. Sonunda onlar (o rüzgârlar), aًr bulutlar yüklenince onu ِlü bir memlekete sevkederiz. Orada suyu indirir ve onunla türlü türlü meyveler çkarrz. فte ِlüleri de bِyle çkaracaًz. Her halde bundan ibret alrsnz.
7|58|Rabbinin izniyle güzel memleketin bitkisi (güzel) çkar; kِtü olandan ise faydasz bitkiden baka birey çkmaz. فte biz, ükreden bir kavim için âyetleri bِyle açklyoruz.
7|59|Andolsun ki Nuh'u elçi olarak kavmine gِnderdik. Dedi ki: Ey kavmim! Allah'a kulluk edin, sizin ondan baka tanrnz yoktur. Doًrusu ben, üstünüze gelecek büyük bir günün azabndan korkuyorum.
7|60|Kavminden ileri gelenler dediler ki: Biz seni gerçekten apaçk bir sapklk içinde gِrüyoruz!
7|61|Dedi ki: "Ey kavmim! Bende herhangi bir sapklk yoktur; fakat ben, âlemlerin Rabbi tarafndan gِnderilmi bir elçiyim.
7|62|Size Rabbimin vahyettiklerini duyuruyorum, size ًِüt veriyorum ve ben sizin bilmediklerinizi Allah'tan (gelen vahiy ile) biliyorum.
7|63|(Allah'n azabndan) saknp da rahmete nâil olmanz ümidiyle, içinizden sizi uyaracak bir adam vastasyla size bir zikir (kitap) gelmesine atnz m?"
7|64|Onu yalanladlar, biz de onu ve onunla beraber gemide bulunanlar kurtardk, âyetlerimizi yalanlayanlar da suda boًduk! اünkü onlar kِr bir kavim idiler.
7|65|Ad kavmine de kardeleri Hûd'u (gِnderdik). O dedi ki: "Ey kavmim! Allah'a kulluk edin; sizin O'ndan baka tanrnz yoktur. Hâla saknmayacak msnz?"
7|66|Kavminden ileri gelen kâfirler dediler ki: Biz seni kesinlikle bir beyinsizlik içinde gِrüyoruz ve gerçekten seni yalanclardan sanyoruz.
7|67|"Ey kavmim! dedi, ben beyinsiz deًilim; fakat ben âlemlerin Rabbinin gِnderdiًi bir elçiyim.
7|68|Size Rabbimin vahyettiklerini duyuruyorum ve ben sizin için güvenilir bir ًِütçüyüm.
7|69|Sizi uyarmak için içinizden bir adam vastasyla Rabbinizden size bir zikir (kitap) gelmesine atnz m? Düünün ki O sizi, Nuh kavminden sonra onlarn yerine getirdi ve yaratlta sizi onlardan üstün kld. O halde Allah'n nimetlerini hatrlayn ki kurtulua eresiniz."
7|70|Dediler ki: Sen bize tek Allah'a kulluk etmemiz ve atalarmzn tapmakta olduklarn brakmamz için mi geldin? Eًer doًrulardan isen, bizi tehdit ettiًini (azab) bize getir.
7|71|(Hûd) dedi ki: "ـzerinize Rabbinizden bir azap ve bir hm inmitir. Haklarnda Allah'n hiçbir delil indirmediًi, sadece sizin ve atalarnzn taktً kuru isimler hususunda benimle tartyor musunuz? Bekleyin ِyleyse, üphesiz ben de sizinle beraber bekleyenlerdenim!"
7|72|Onu ve onunla beraber olanlar rahmetimizle kurtardk ve âyetlerimizi yalanlayp da iman etmeyenlerin kِkünü kestik.
7|73|Semûd kavmine de kardeleri Salih'i (gِnderdik). Dedi ki: Ey kavmim! Allah'a kulluk edin; sizin O'ndan baka tanrnz yoktur. Size Rabbinizden açk bir delil gelmitir. O da, size bir mucize olarak Allah'n u devesidir. Onu brakn, Allah'n arznda yesin, (içsin); ona kِtülük etmeyin; sonra sizi elem verici bir azap yakalar.
7|74|Düünün ki, (Allah) آd kavminden sonra yerlerine sizi getirdi. Ve yeryüzünde sizi yerletirdi: Onun düzlüklerinde saraylar yapyorsunuz, daًlarnda evler yontuyorsunuz. Artk Allah'n nimetlerini hatrlayn da yeryüzünde fesatçlar olarak karklk çkarmayn.
7|75|Kavminin ileri gelenlerinden büyüklük taslayanlar, içlerinden zayf gِrülen inananlara dediler ki: Siz Salih'in, Rabbi tarafndan gِnderildiًini biliyor musunuz? Onlar da قüphesiz biz onunla ne gِnderilmise ona inananlarz, dediler.
7|76|Büyüklük taslayanlar dediler ki: "Biz de sizin inandًnz inkâr edenleriz."
7|77|Derken o dii deveyi ayaklarn keserek ِldürdüler ve Rablerinin emrinden dar çktlar da: Ey Salih! Eًer sen gerçekten peygamberlerdensen bizi tehdit ettiًin azab bize getir, dediler.
7|78|Bunun üzerine onlarr o (gürültülü) sarsnt yakalad da yurtlarnda diz üstü dona kaldlar.
7|79|Salih o zaman onlardan yüz çevirdi ve ِyle dedi: Ey kavmim! Andolsun ki ben size Rabbimin vahyettiklerini tebliً ettim ve size ًِüt verdim; fakat siz ًِüt verenleri sevmiyorsunuz.
7|80|Lût'u da (peygamber gِnderdik). Kavmine dedi ki: "Sizden ِnceki milletlerden hiçbirinin yapmadً fuhuu mu yapyorsunuz?
7|81|اünkü siz, ehveti tatmin için kadnlar brakp da ehvetle erkeklere yanayorsunuz. Doًrusu siz takn bir milletsiniz."
7|82|Kavminin cevab: Onlar (Lût'u ve taraftarlarn) memleketinizden çkarn; çünkü onlar fazla temizlenen insanlarm! demelerinden baka bir ey olmad.
7|83|Biz de onu ve karsndan baka aile efradn kurtardk; çünkü kars geride kalanlardan (kâfirlerden) idi.
7|84|Ve üzerlerine (ta) yaًmuru yaًdrdk. Bak ki günahkârlarn sonu nasl oldu!
7|85|Medyen'e de kardeleri قuayb' (gِnderdik). Dedi ki: Ey kavmim! Allah'a kulluk edin, sizin ondan baka tanrnz yoktur. Size Rabbinizden açk bir delil gelmitir; artk ِlçüyü, tarty tam yapn, insanlarn eyalarn eksik vermeyin. Düzeltilmesinden sonra yeryüzünde bozgunculuk yapmayn. Eًer inananlar iseniz bunlar sizin için daha hayrldr.
7|86|Tehdit ederek, inananlar Allah yolundan alkoyarak ve o yolu eًip bükmek isteyerek ِyle her yolun banda oturmayn. Düünün ki siz az idiniz de O sizi çoًaltt. Bakn ki, bozguncularn sonu nasl olmutur!
7|87|Eًer içinizden bir gurup benimle gِnderilene inanr, bir gurup da inanmazsa, Allah aranzda hükmedinceye kadar bekleyin. O hakimlerin en iyisidir.
7|88|Kavminden ileri gelen kibirliler dediler ki: "Ey قuayb! Seni ve seninle beraber inananlar memleketimizden kesinlikle çkaracaًz veya dinimize dِneceksiniz" (قuayb): فstemesek de mi? dedi.
7|89|Doًrusu Allah bizi ondan kurtardktan sonra tekrar sizin dininize dِnersek Allah'a kar yalan uydurmu oluruz. Rabbimiz Allah dilemi baka, yoksa ona geri dِnmemiz bizim için olacak ey deًildir. Rabbimizin ilmi her eyi kuatmtr. Biz sadece Allah'a dayanrz. Rabbimiz! Bizimle kavmimiz arasnda adaletle hükmet! Sen hükmedenlerin en hayrlssn.
7|90|Kavminden ileri gelen kâfirler dediler ki: Eًer قuayb'e uyarsanz o takdirde siz mutlaka ziyana uًrarsnz.
7|91|Derken o iddetli deprem onlar yakalayverdi de yurtlarnda diz üstü donakaldlar.
7|92|قuayb' yalanlayanlar sanki yurtlarnda hiç oturmam gibiydiler. Asl ziyana uًrayanlar قuayb' yalanlayanlarn kendileridir.
7|93|(قuayb), onlardan yüz çevirdi ve (içinden) dedi ki: "Ey kavmim! Ben size Rabbimin gِnderdiًi gerçekleri duyurdum ve size ًِüt verdim. Artk kâfir bir kavme nasl acrm!"
7|94|Biz hangi ülkeye bir peygamber gِnderdiysek, ora halkn, (peygambere ba kaldrdklarndan ِtürü bize) yalvarp yakarsnlar diye mutlaka yoksulluk ve darlkla skmzdr.
7|95|Sonra kِtülüًü (darlً) deًitirip yerine iyilik (bolluk) getirdik. Nihayet çoًaldlar ve: "Atalarmz da bِyle sknt ve sevinç yaamlard" dediler. Biz de onlar, kendileri farkna varmadan anszn yakaladk.
7|96|O (peygamberlerin gِnderildiًi) ülkelerin halk inansalar ve (günahtan) saknsalard, elbette onlarn üstüne gِkten ve yerden nice bereket kaplar açardk, fakat yalanladlar, biz de ettikleri yüzünden onlar yakalayverdik.
7|97|Yoksa o ülkelerin halk geceleyin uyurlarken kendilerine azabmzn gelmeyeceًinden emin mi oldular?
7|98|Ya da o ülkelerin halk kuluk vakti eًlenirlerken kendilerine azabmzn gelmeyeceًinden emin mi oldular?
7|99|Allah'n azabndan emin mi oldular? Fakat ziyana uًrayan topluluktan bakas, Allah'n (bِyle) mühlet vermesinden emin olamaz.
7|100|ضnceki sahiplerinden sonra yeryüzüne vâris olanlara hâla u gerçek belli olmad m ki: Eًer biz dileseydik onlar da günahlarndan dolay musibetlere uًratrdk! Biz onlarn kalplerini mühürleriz de onlar (gerçekleri) iitmezler.
7|101|فte o ülkeler... Onlarn haberlerinden bir ksmn sana anlatyoruz. Andolsun ki, peygamberleri onlara apaçk deliller getirmilerdi. Fakat ِnceden yalanladklar gerçeklere iman edecek deًillerdi. فte kâfirlerin kalplerini Allah bِyle mühürler.
7|102|Onlarn çoًunda, sِzünde durma diye bir ey bulamadk. Gerçek u ki, onlarn çoًunu yoldan çkm bulduk.
7|103|Sonra onlarn ardndan Musa'y mucizelerimizle Firavun ve kavmine gِnderdik de o mucizeleri inkâr ettiler; ama, bak ki, fesatçlarn sonu ne oldu!
7|104|Musa dedi ki : "Ey Firavun! Ben âlemlerin Rabbi tarafndan gِnderilmi bir peygamberim.
7|105|Allah hakknda gerçekten bakasn sِylememek benim üzerime borçtur. Size Rabbinizden açk bir delil getirdim; artk فsrailoًullarn benimle brak!"
7|106|(Firavun) dedi ki: Eًer bir mucize getirdiysen ve gerçekten doًru sِylüyorsan onu gِster bakalm.
7|107|Bunun üzerine Musa asasn yere att. O hemen apaçk bir ejderha oluverdi!
7|108|Ve elini (cebinden) çkard. Birdenbire o da seyredenlere bembeyaz gِrünüverdi.
7|109|Firavun'un kavminden ileri gelenler dediler ki: Bu çok bilgili bir sihirbazdr.
7|110|O,sizi yurdunuzdan çkarmak istiyor. Ne buyurursunuz?
7|111|Dediler ki: Onu da kardeini de beklet; ehirlere toplayclar (memurlar) yolla.
7|112|Bütün bilgili sihirbazlar sana getirsinler.
7|113|Sihirbazlar Firavun'a geldi ve: Eًer üstün gelen biz olursak, bize kesin bir mükâfat var m? dediler.
7|114|(Firavun): Evet hem de siz mutlaka yaknlarmdan olacaksnz, dedi.
7|115|(Sihirbazlar), Ey Musa sen mi (ِnce) atacaksn, yoksa atanlar biz mi olalm? dediler.
7|116|"Siz atn" dedi. Onlar atnca, insanlarn gِzlerini büyülediler, onlar korkuttular ve büyük bir sihir gِsterdiler.
7|117|Biz de Musa'ya, "Asan at!" diye vahyettik. Bir de baktlar ki bu, onlarn uydurduklarn yakalayp yutuyor.
7|118|Bِylece gerçek ortaya çkt ve onlarn yapmakta olduklar yok olup gitti.
7|119|فte Firavun ve kavmi, orada yenildi ve küçük düerek geri dِndüler.
7|120|Sihirbazlar ise secdeye kapandlar.
7|121|"آlemlerin Rabbine iman ettik" dediler.
7|122|"Musa'nn ve Harun'un Rabb'ine " dediler.
7|123|Firavun dedi ki: "Ben size izin vermeden ona iman m ettiniz? Bu, hiç üphesiz ehirde, halkn oradan çkarmak için kurduًunuz bir tuzaktr. Ama yaknda (banza gelecekleri) gِreceksiniz!
7|124|Mutlaka ellerinizi ve ayaklarnz çaprazlama keseceًim, sonra da hepinizi asacaًm!"
7|125|Onlar da : ''Biz zaten Rabbimize dِneceًiz".dediler.
7|126|Sen sadece Rabbimizin âyetleri bize geldiًinde onlara inandًmz için bizden intikam alyorsun. Ey Rabbimiz! Bize bol bol sabr ver, müslüman olarak canmz al, dediler.
7|127|Firavun'un kavminden ileri gelenler dediler ki: Musa'y ve kavmini, seni ve tanrlarn brakp yeryüzünde bozgunculuk çkarsnlar diye mi brakacaksnz? (Firavun): "Biz onlarn oًullarn ِldürüp, kadnlarn saً brakacaًz. Elbette biz onlar ezecek üstünlükteyiz" dedi.
7|128|Musa kavmine dedi ki: "Allah'tan yardm isteyin ve sabredin. قüphesiz ki yeryüzü Allah'ndr. Kullarndan dilediًini ona vâris klar. Sonuç (Allah'tan korkup günahtan) saknanlarndr."
7|129|Onlar da, sen bize (peygamber olarak) gelmeden ِnce de geldikten sonra da bize ikence edildi, dediler. (Musa), "Umulur ki Rabbiniz dümannz helâk eder ve onlarn yerine sizi yer yüzüne hakim klar da nasl hareket edeceًinize bakar" dedi.
7|130|Andolsun ki, biz de Firavun'a uyanlar ders alsnlar diye yllarca kuraklk ve mahsül ktlً ile cezalandrdk.
7|131|Onlara bir iyilik (bolluk) gelince, "Bu bizim hakkmzdr" derler; eًer kendilerine bir fenalk gelirse Musa ve onunla beraber olanlar uًursuz sayarlard. Bilesiniz ki, onlara gelen uًursuzluk Allah katndandr, fakat onlarn çoًu bunu bilmezler.
7|132|Ve dediler ki: "Bizi sihirlemek için ne mucize getirirsen getir, biz sana inanacak deًiliz."
7|133|Biz de ayr ayr mucizeler olarak onlarn üzerine tufan, çekirge, haere, kurbaًalar ve kan gِnderdik; yine de büyüklük tasladlar ve günahkâr bir kavim oldular.
7|134|Azap üzerlerine çِkünce, "Ey Musa! sana verdiًi sِz hürmetine, bizim için Rabbine dua et; eًer bizden azab kaldrrsan, mutlaka sana inanacaًz ve muhakkak فsrailoًullarn seninle gِndereceًiz" dediler.
7|135|Biz, ulaacaklar bir müddete kadar onlardan azab kaldrnca hemen sِzlerinden dِnüverdiler.
7|136|Biz de âyetlerimizi yalanlamalar ve onlardan gafil kalmalar sebebiyle kendilerinden intikam aldk ve onlar denizde boًduk.
7|137|Hor gِrülüp ezilmekte olan o kavmi (yahudileri) de, içini bereketle doldurduًumuz yerin doًu taraflarna ve bat taraflarna mirasç kldk. Sabrlarna karlk Rabbinin فsrailoًullarna verdiًi güzel sِz yerine geldi. Firavun ve kavminin yapmakta olduklarn ve yetitirdikleri bahçeleri helâk ettik.
7|138|فsrailoًullarn denizden geçirdik, orada kendilerine mahsus birtakm putlara tapan bir kavme rastladlar. Bunun üzerine: Ey Musa! Onlarn tanrlar olduًu gibi, sen de bizim için bir tanr yap! dediler. Musa: Gerçekten siz cahil bir toplumsunuz, dedi.
7|139|قüphesiz bunlarn içinde bulunduklar (din) yklmtr, yapmakta olduklar da bâtldr.
7|140|Musa dedi ki: Allah sizi âlemlere üstün klmken ben size Allah'tan baka bir tanr m arayaym?
7|141|Hatrlayn ki, size ikencenin en kِtüsünü yapan Firavun'un adamlarndan sizi kurtardk. Onlar oًullarnz ِldürüyorlar, kadnlarnz saً brakyorlard. فte bunda size Rabbiniz tarafndan büyük bir imtihan vardr.
7|142|(Bana ibadet etmesi için) Musa'ya otuz gece vade verdik ve ona on gece daha ilâve ettik; bِylece Rabbinin tayin ettiًi vakit krk geceyi buldu. Musa, kardei Harun'a dedi ki: Kavmimin içinde benim yerime geç, onlar slah et, bozguncularn yoluna uyma.
7|143|Musa tayin ettiًimiz vakitte (Tûr'a) gelip de Rabbi onunla konuunca "Rabbim! Bana (kendini) gِster; seni gِreyim!" dedi. (Rabbi): "Sen beni asla gِremezsin. Fakat u daًa bak, eًer o yerinde durabilirse sen de beni gِreceksin!" buyurdu. Rabbi o daًa tecelli edince onu paramparça etti, Musa da baygn dütü. Aylnca dedi ki: Seni noksan sfatlardan tenzih ederim, sana tevbe ettim. Ben inananlarn ilkiyim.
7|144|(Allah) Ey Musa! dedi, ben risaletlerimle (sana verdiًim gِrevlerle) ve sِzlerimle seni insanlarn bana seçtim. Sana verdiًimi al ve ükredenlerden ol.
7|145|Nasihat ve her eyin açklamasna dair ne varsa hepsini Musa için levhalarda yazdk. (Ve dedik ki): Bunlar kuvvetle tut, kavmine de onun en güzelini almalarn emret. Yaknda size, yoldan çkmlarn yurdunu gِstereceًim.
7|146|Yeryüzünde haksz yere bِbürlenenleri âyetlerimden uzaklatracaًm. Onlar bütün mucizeleri gِrseler de iman etmezler. Doًru yolu gِrseler onu yol edinmezler. Fakat azgnlk yolunu gِrürlerse, hemen ona saparlar. Bu durum, onlarn âyetlerimizi yalanlamalarndan ve onlardan gafil olmalarndan ileri gelmektedir.
7|147|Halbuki âyetlerimizi ve ahirete kavumay yalanlayanlarn amelleri boa çkmtr. Onlar, yapmakta olduklar amellerden baka bir ey için mi cezalandrlrlar!
7|148|(Tûr'a giden) Musa'nn arkasndan kavmi, zinet takmlarndan, bًِürebilen bir buzaً heykelini (tanr) edindiler. Gِrmediler mi ki o, onlarla ne konuuyor ne de onlara yol gِsteriyor? Onu (tanr olarak) benimsediler ve zalimler oldular.
7|149|Piman olup da kendilerinin gerçekten sapm olduklarn gِrünce dediler ki: Eًer Rabbimiz bize acmaz ve bizi baًlamazsa mutlaka ziyana uًrayanlardan olacaًz!
7|150|Musa, kzgn ve üzgün bir halde kavmine dِnünce: "Benden sonra arkamdan ne kِtü iler yapmsnz! Rabbinizin emrini (beklemeyip) acele mi ettiniz?" dedi. Tevrat levhalarn yere att ve kardeinin (Harun'un) ban tutup kendine doًru çekmeye balad. (Kardei): "Anam oًlu! Bu kavim beni cidden zayf gِrdüler ve nerede ise beni ِldüreceklerdi. Sen de dümanlar bana güldürme ve beni bu zalim kavimle beraber tutma!" dedi.
7|151|(Musa da) Ey Rabbim, beni ve kardeimi baًla, bizi rahmetine kabul et. Zira sen merhametlilerin en merhametlisisin! dedi.
7|152|Buzaًy (tanr) edinenler var ya, ite onlara mutlaka Rablerinden bir gazap ve dünya hayatnda bir alçaklk eriecektir. Biz iftiraclar bِyle cezalandrrz.
7|153|Kِtülükler yaptktan sonra ardndan tevbe edip de iman edenlere gelince, üphesiz ki o tevbe ve imandan sonra, Rabbin elbette baًlayan ve esirgeyendir.
7|154|Musa'nn ِfkesi dinince levhalar ald. Onlardaki yazda Rablerinden korkanlar için hidayet ve rahmet (haberi) vard.
7|155|Musa tayin ettiًimiz vakitte kavminden yetmi adam seçti. Onlar o müthi deprem yakalaynca Musa dedi ki: "Ey Rabbim! Dileseydin onlar da beni de daha ِnce helâk ederdin. فçimizden birtakm beyinsizlerin ilediًi (günah) yüzünden hepimizi helâk edecek misin? Bu i, senin imtihanndan baka bir ey deًildir. Onunla dilediًini saptrrsn, dilediًini de doًru yola iletirsin. Sen bizim sahibimizsin, bizi baًla ve bize ac! Sen baًlayanlarn en iyisisin! (Hz. Musa'nn, kavmini temsilen seçip Al lah'n huzuruna getirdiًi kimseler, Allah ile kendi arasndaki konumay iitince, onunla yetinmediler ve: ""Ey Musa, Allah' açkca gِrmedikçe sana asla inanmayacaًz"" dediler. Bunun üzerine orada iddetli bir deprem oldu ve baylp dütüler. Hz. Musa, Allah'a yalvard da bu afet kaldrld.)
7|156|Bize, bu dünyada da iyilik yaz ahirette de. قüphesiz biz sana dِndük." Allah buyurdu ki: Kimi dilersem onu azabma uًratrm; rahmetim ise her eyi kuatr. Onu, saknanlara, zekât verenlere ve âyetlerimize inananlara yazacaًm.
7|157|Yanlarndaki Tevrat ve فncil'de yazl bulduklar o elçiye, o ümmî Peygamber'e uyanlar (var ya), ite o Peygamber onlara iyiliًi emreder, onlar kِtülükten meneder, onlara temiz eyleri helâl, pis eyleri haram klar. Aًrlklarn ve üzerlerindeki zincirleri indirir. O Peygamber'e inanp ona sayg gِsteren, ona yardm eden ve onunla birlikte gِnderilen nûr'a (Kur'an'a) uyanlar var ya, ite kurtulua erenler onlardr.
7|158|De ki: Ey insanlar! Gerçekten ben sizin hepinize, gِklerin ve yerin sahibi olan Allah'n elçisiyim. Ondan baka tanr yoktur, O diriltir ve ِldürür. ضyle ise Allah`a ve ümmî Peygamber olan Resûlüne -ki o, Allah'a ve onun sِzlerine inanr iman edin ve O'na uyun ki doًru yolu bulasnz.
7|159|Musa'nn kavminden hak ile doًru yolu bulan ve onun sayesinde âdil davranan bir topluluk vardr.
7|160|Biz فsrailoًullarn oymaklar halinde oniki kabileye ayrdk. Kavmi kendisinden su isteyince, Musa'ya, "Asan taa vur!" diye vahyettik. Derhal ondan oniki pnar fkrd. Her kabile içeceًi yeri belledi. Sonra üzerlerine bulutla gِlge yaptk, onlara kudret helvas ve bldrcn eti indirdik. (Onlara dedik ki) "Size verdiًimiz rzklarn temizlerinden yeyin. "Ama onlar (emirlerimizi dinlememekle) bize deًil kendilerine zulmediyorlard.
7|161|Onlara denildi ki : قu ehirde (Kudüs'te) yerlein, ondan (nimetlerinden) dilediًiniz gibi yeyin, "baًlanmak istiyoruz" deyin ve kapdan eًilerek girin ki hatalarnz baًlayalm. فyilik yapanlara ileride ihsanmz daha da artracaًz.
7|162|Fakat onlardan zalim olanlar, sِzü, kendilerine sِylenenden bakasyla deًitirdiler. Biz de zulmetmelerinden ِtürü üzerlerine gِkten bir azap gِnderdik.
7|163|Onlara, deniz kysnda bulunan ehir halknn durumunu sor. Hani onlar cumartesi gününe saygszlk gِsterip haddi ayorlard. اünkü cumartesi tatili yaptklar gün, balklar meydana çkarak akn akn onlara gelirdi, cumartesi tatili yapmadklar gün de gelmezlerdi. فte bِylece biz, yoldan çkmalarndan dolay onlar imtihan ediyorduk.
7|164|فçlerinden bir topluluk: "Allah'n helâk edeceًi yahut iddetli bir ekilde azap edeceًi bir kavme ne diye ًِüt veriyorsunuz?" dedi. (ضًüt verenler) dediler ki: Rabbinize mazeret beyan edelim diye bir de saknrlar ümidiyle (ًِüt veriyoruz).
7|165|Onlar kendilerine yaplan uyarlar unutunca, biz de kِtülükten men edenleri kurtardk, zulmedenleri de yapmakta olduklar kِtülüklerden ِtürü iddetli bir azap ile yakaladk.
7|166|Kibirlenip de kendilerine yasak edilen eylerden vazgeçmeyince onlara: Aaًlk maymunlar olun! dedik.
7|167|Rabbin, elbette kyamet gününe kadar onlara en kِtü eziyeti yapacak kimseler gِndereceًini ilân etti. قüphesiz Rabbin cezay çabuk verendir. Ve O çok baًlayan, pek esirgeyendir.
7|168|Onlar (yahudileri) gurup gurup yeryüzüne daًttk. Onlardan iyi kimseler vardr, yine onlardan bundan aaًda olanlar da vardr. (Kِtülüklerinden) belki dِnerler diye onlar iyilik ve kِtülüklerle imtihan ettik.
7|169|Onlarn ardndan da (âyetleri tahrif karlًnda) u deًersiz dünya maln alp, nasl olsa baًlanacaًz, diyerek Kitab'a vâris olan birtakm kِtü kimseler geldi. Onlara, ona benzer bir menfaat daha gelse onu da alrlar. Peki, Kitap'ta Allah hakknda gerçekten baka bir ey sِylemeyeceklerine dair onlardan sِz alnmam myd ve onlar Kitap'takini okumamlar myd? آhiret yurdu saknanlar için daha hayrldr. Hâla aklnz ermiyor mu?
7|170|Kitab'a smsk sarlp namaz dosdoًru klanlar var ya, ite biz bِyle iyiliًe çalanlarn ecrini zayi etmeyiz.
7|171|Bir zamanlar daً فsrailoًullarnn üzerine gِlge gibi kaldrdk da üstlerine düecek sandlar. "Size verdiًimi (Kitab') kuvvetle tutun ve içinde olan hatrlayn ki korunasnz" dedik.
7|172|Kyamet gününde, biz bundan habersizdik demeyesiniz diye Rabbin Adem oًullarndan, onlarn bellerinden zürriyetlerini çkard, onlar kendilerine ahit tuttu ve dedi ki: Ben sizin Rabbiniz deًil miyim? (Onlar da), Evet (buna) âhit olduk, dediler.
7|173|Yahut "Daha ِnce babalarmz Allah'a ortak kotu, biz de onlardan sonra gelen bir nesildik (onlarn izinden gittik). Bâtl ileyenlerin yüzünden bizi helâk edecek misin?" dememeniz için (bِyle yaptk).
7|174|Belki inkârdan dِnerler diye âyetleri bِyle ayrntl bir ekilde açklyoruz.
7|175|Onlara (yahudilere), kendisine âyetlerimizden verdiًimiz ve fakat onlardan syrlp çkan, o yüzden de eytann takibine uًrayan ve sonunda azgnlardan olan kimsenin haberini oku.
7|176|Dileseydik elbette onu bu âyetler sayesinde yükseltirdik. Fakat o, dünyaya sapland ve hevesinin peine dütü. Onun durumu tpk kِpeًin durumuna benzer: ـstüne varsan da dilini çkarp solur, braksan da dilini sarktp solur. فte âyetlerimizi yalanlayan kavmin durumu bِyledir. Kssay anlat; belki düünürler.
7|177|آyetlerimizi yalanlayan ve kendilerine zulmetmi olan kavmin durumu ne kِtüdür!
7|178|Allah kimi hidayete erdirirse, doًru yolu bulan odur. Kimi de artrsa, ite asl ziyana uًrayanlar onlardr.
7|179|Andolsun, biz cinler ve insanlardan birçoًunu cehennem için yaratmzdr. Onlarn kalpleri vardr, onlarla kavramazlar; gِzleri vardr, onlarla gِrmezler; kulaklar vardr, onlarla iitmezler. فte onlar hayvanlar gibidir; hatta daha da akndrlar. فte asl gafiller onlardr.
7|180|En güzel isimler (el-esmâü'l-hüsnâ) Allah'ndr. O halde O'na o güzel isimlerle dua edin. Onun isimleri hakknda eًri yola gidenleri brakn. Onlar yapmakta olduklarnn cezasna çarptrlacaklardr.
7|181|Yarattklarmzdan, daima hakka ileten ve adaleti hak ile yerine getiren bir millet bulunur.
7|182|آyetlerimizi yalanlayanlar, hiç bilmeyecekleri yerden yava yava helâke gِtüreceًiz.
7|183|Onlara mühlet veririm; (ama) benim cezam çetindir.
7|184|Düünmediler mi ki, arkadalarnda (Muhammed'de) delilik yoktur? O, ancak apaçk bir uyarcdr.
7|185|Gِklerin ve yerin hükümranlًna, Allah'n yarattً her eye ve ecellerinin yaklam olabileceًine bakmadlar m? O halde Kur'an'dan sonra hangi sِze inanacaklar?
7|186|Allah kimi artrsa, artk onun için yol gِsteren yoktur. Ve onlar azgnlklar içinde akn olarak brakr.
7|187|Sana kyameti, ne zaman gelip çatacaًn soruyorlar. De ki: Onun ilmi ancak Rabbimin katndadr. Onun vaktini O'ndan bakas açklayamaz. O gِklere de yere de aًr gelmitir. O size anszn gelecektir. Sanki sen onu biliyormusun gibi sana soruyorlar. De ki: Onun bilgisi ancak Allah'n katndadr; ama insanlarn çoًu bilmezler.
7|188|De ki: "Ben, Allah'n dilediًinden baka kendime herhangi bir fayda veya zarar verecek güce sahip deًilim. Eًer ben gayb bilseydim elbette daha çok hayr yapmak isterdim ve bana hiçbir fenalk dokunmazd. Ben sadece inanan bir kavim için bir uyarc ve müjdeleyiciyim."
7|189|Sizi bir tek candan (آdem'den) yaratan, ondan da yannda huzur bulsun diye eini (Havva'y) yaratan O'dur. Ei ile (birleince) ei hafif bir yük yüklendi (hamile kald). Onu bir müddet tad. Hamileliًi aًrlanca, Rableri Allah'a: Andolsun bize kusursuz bir çocuk verirsen muhakkak ükredenlerden olacaًz, diye dua ettiler.
7|190|Fakat (Allah) onlara kusursuz bir çocuk verince, kendilerine verdiًi bu çocuk hakknda (sonradan insanlar) Allah'a ortak kotular. Allah ise onlarn ortak kotuًu eyden yücedir.
7|191|Kendileri yaratldً halde hiçbir eyi yaratamayan varlklar (Allah'a) ortak m kouyorlar?
7|192|Halbuki (putlar) ne onlara bir yardm edebilirler ne de kendilerine bir yardmlar olur.
7|193|Onlar doًru yola çaًrrsanz size uymazlar; onlar çaًrsanz da, sukût etseniz de sizin için birdir.
7|194|(Ey kâfirler!) Allah' brakp da taptklarnz sizler gibi kullardr. (Onlarn tanrlً hakknda iddianzda) doًru iseniz, onlar çaًrn da size cevap versinler!
7|195|Onlarn yürüyecekleri ayaklar m var, yoksa tutacaklar elleri mi var veya gِrecekleri gِzleri mi var yahut iitecekleri kulaklar m var (neleri var)? De ki: "Ortaklarnz çaًrn, sonra bana (istediًiniz) tuzaً kurun ve bana gِz bile açtrmayn!"
7|196|قüphesiz ki, benim koruyanm Kitab' indiren Allah'tr. Ve O bütün salih kullarn gِrüp gِzetir.
7|197|Allah'n dnda taptklarnzn ne size yardma güçleri yeter ne de kendilerine yardm edebilirler.
7|198|Onlar doًru yola çaًrm olsanz iitmezler. Ve onlar sana bakar gِrürsün, oysa onlar gِrmezler.
7|199|(Resûlüm!) Sen afyolunu tut, iyiliًi emret ve cahillerden yüz çevir.
7|200|Eًer eytann fitlemesi seni dürterse hemen Allah'a sًn. اünkü O, iitendir, bilendir.
7|201|Takvâya erenler var ya, onlara eytan tarafndan bir vesvese dokunduًunda (Allah'n emir ve yasaklarn) hatrlayp hemen gerçeًi gِrürler.
7|202|(قeytanlarn) dostlarna gelince, eytanlar onlar azgnlًa sürüklerler. Sonra da yakalarn brakmazlar.
7|203|Onlara bir mucize getirmediًin zaman, (ِtekiler gibi) onu da derleyip getirseydin ya! derler. De ki: Ben ancak Rabbimden bana vahyolunana uyarm. Bu (Kur'an), Rabbinizden gelen basîretlerdir (kalp gِzlerini açan beyanlardr); inanan bir kavim için hidayet ve rahmettir.
7|204|Kur'an okunduًu zaman onu dinleyin ve susun ki size merhamet edilsin.
7|205|Kendi kendine, yalvararak ve ürpererek, yüksek olmayan bir sesle sabah akam Rabbini an. Gafillerden olma.
7|206|Kukusuz Rabbin katndakiler O'na kulluk etmekten kibirlenmezler, O'nu tesbih eder ve yalnz O'na secde ederler.
8|1|Sana sava ganimetlerini soruyorlar. De ki: Ganimetler Allah ve Peygamber'e aittir. O halde siz (gerçek) müminler iseniz Allah'tan korkun, aranz düzeltin, Allah ve Resûlüne itaat edin.
8|2|Müminler ancak, Allah anldً zaman yürekleri titreyen, kendilerine Allah'n âyetleri okunduًunda imanlarn artran ve yalnz Rablerine dayanp güvenen kimselerdir.
8|3|Onlar namazlarn dosdoًru klan ve kendilerine rzk olarak verdiًimizden (Allah yolunda) harcayan kimselerdir.
8|4|فte onlar gerçek müminlerdir. Onlar için Rableri katnda nice dereceler, baًlanma ve tükenmez bir rzk vardr.
8|5|(Onlarn bu hali,) müminlerden bir gurup kesinlikle istemediًi halde, Rabbinin seni evinden hak uًruna çkardً (zamanki halleri) gibidir.
8|6|Hak ortaya çktktan sonra sanki gِzleri gِre gِre ِlüme sürükleniyorlarm gibi (cihad hususunda) seninle tartyorlard.
8|7|Hatrlayn ki, Allah size, iki taifeden (kervan veya Kurey ordusundan) birinin sizin olduًunu vadediyordu; siz de kuvvetsiz olann (kervann) sizin olmasn istiyordunuz. Oysa Allah, sِzleriyle hakk gerçekletirmek ve (Kurey ordusunu yok ederek) kâfirlerin ardn kesmek istiyordu.
8|8|(Bunlar,) günahkârlar istemese de hakk gerçekletirmek ve bâtl ortadan kaldrmak içindi.
8|9|Hatrlayn ki, siz Rabbinizden yardm istiyordunuz. O da, ben pepee gelen bin melek ile size yardm edeceًim, diyerek duanz kabul buyurdu.
8|10|Allah bunu (meleklerle yardm) sadece müjde olsun ve onunla kalbiniz yatsn diye yapmt. Zaten yardm yalnz Allah tarafndandr. اünkü Allah mutlak galiptir, yegâne hüküm ve hikmet sahibidir.
8|11|O zaman katndan bir güven olmak üzere sizi hafif bir uykuya daldryordu; sizi temizlemek, eytann pisliًini (verdiًi vesveseyi) sizden gidermek, kalplerinizi birbirine baًlamak ve savata sebat ettirmek için üzerinize gِkten bir su (yaًmur) indiriyordu.
8|12|Hani Rabbin meleklere: "Muhakkak ben sizinle beraberim; haydi iman edenlere destek olun; Ben kâfirlerin yüreًine korku salacaًm; vurun boyunlarna! Vurun onlarn bütün parmaklarna! diye vahyediyordu.
8|13|Bu sِylenenler, onlarn Allah'a ve Resûlüne kar gelmelerinden ِtürüdür. Kim Allah ve Resûlüne kar gelirse, bilsin ki Allah, azab iddetli olandr.
8|14|فte bu yenilgi size Allah'n azab! قimdilik onu tadn! Kâfirlere bir de cehennem ateinin azab vardr.
8|15|Ey müminler! Toplu halde kâfirlerle karlatًnz zaman onlara arkanz dِnmeyin. (Korkup kaçmayn).
8|16|Tekrar savamak için bir tarafa çekilme veya diًer bِlüًe ulap mevzi tutma durumu dnda, kim ِyle bir günde onlara arka çevirirse muhakkak ki o, Allah'n gazabn hak etmi olarak dِner. Onun yeri de cehennemdir. Oras, varlacak ne kِtü yerdir!
8|17|(Savata) onlar siz ِldürmediniz, fakat Allah ِldürdü onlar; attًn zaman da sen atmadn, fakat Allah att (onu). Ve bunu, müminleri güzel bir imtihanla denemek için (yapt). قüphesiz Allah iitendir, bilendir.
8|18|Bu bِyledir. قüphesiz Allah, kâfirlerin tuzaًn bozar.
8|19|(Ey kâfirler!) Eًer siz fetih istiyorsanz, ite size fetih geldi! (Yenelim derken yenildiniz.) Ve eًer (inkardan) vazgeçerseniz bu sizin için daha iyidir. Yine (Peygamber'e dümanlًa) dِnerseniz, biz de (ona) yardma dِneriz. Topluluًunuz çok bile olsa, sizden hiçbir eyi savamaz. اünkü Allah müminlerle beraberdir.
8|20|Ey iman edenler! Allah'a ve Resûlüne itaat edin, iittiًiniz halde O'ndan yüz çevirmeyin.
8|21|فitmedikleri halde iittik diyenler gibi olmayn.
8|22|قüphesiz Allah katnda hayvanlarn en kِtüsü, düünmeyen saًrlar ve dilsizlerdir.
8|23|Allah onlarda bir hayr gِrseydi elbette onlara iittirirdi. Fakat iittirseydi bile yine onlar yüz çevirerek dِnerlerdi.
8|24|Ey inananlar! Hayat verecek eylere sizi çaًrdً zaman, Allah ve Resûlüne uyun. Ve bilin ki, Allah kii ile onun kalbi arasna girer ve siz mutlaka onun huzurunda toplanacaksnz.
8|25|Bir de ِyle bir fitneden saknn ki o, içinizden sadece zulmedenlere erimekle kalmaz (umuma sirayet ve hepsini perian eder). Biliniz ki, Allah'n azab iddetlidir.
8|26|Hatrlayn ki, bir zaman siz yeryüzünde âciz tannan az (bir toplum) idiniz; insanlarn sizi kapp gِtürmesinden korkuyordunuz da ükredesiniz diye Allah size yer yurt verdi; yardmyla sizi destekledi ve size temizinden rzklar verdi.
8|27|Ey iman edenler! Allah'a ve Peygamber e hainlik etmeyin; (sonra) bile bile kendi emanetlerinize hainlik etmi olursunuz.
8|28|Biliniz ki, mallarnz ve çocuklarnz birer imtihan sebebidir ve büyük mükâfat Allah'n katndadr.
8|29|Ey iman edenler! Eًer Allah'tan korkarsanz O, size iyi ile kِtüyü ayrdedecek bir anlay verir, suçlarnz ِrter ve sizi baًlar. اünkü Allah büyük lütuf sahibidir.
8|30|Hatrla ki, kâfirler seni tutup baًlamalar veya ِldürmeleri yahut seni (yurdundan) çkarmalar için sana tuzak kuruyorlard. Onlar (sana) tuzak kurarlarken Allah da (onlara) tuzak kuruyordu. اünkü Allah tuzak kuranlarn en iyisidir.
8|31|Onlara âyetlerimiz okunduًu zaman dediler ki: "(Evet) iittik, istesek biz de bunun benzerini elbette sِyleyebiliriz. Bu ِncekilerin masallarndan baka bir ey deًildir."
8|32|Hani (o kâfirler) bir zaman da: Ey Allah'm! Eًer bu Kitap senin katndan gelmi bir gerçekse üzerimize gِkten ta yaًdr, yahut bize elem verici bir azap getir! demilerdi.
8|33|Halbuki sen onlarn içinde iken Allah, onlara azap edecek deًildir. Ve onlar maًfiret dilerlerken de Allah onlara azap edici deًildir.
8|34|Onlar Mescid-i Haram'n mütevellîleri olmadklar halde (müminleri) oradan geri çevirirlerken Allah onlara ne diye azap etmeyecek? Orann mütevellîleri takvâ sahiplerinden bakalar deًildir. Fakat onlarn çoًu bunu bilmez.
8|35|Onlarn Beytullah yanndaki dualar da slk çalmak ve el çrpmaktan baka bir ey deًildir. (Ey kâfirler!) فnkâr etmekte olduًunuz eylerden ِtürü imdi azab tadn!
8|36|قüphesiz ki inkâr edenler mallarn, (insanlar) Allah yolundan alkoymak için harcyorlar. Daha da harcayacaklar. Ama sonunda bu, onlara yürek acs olacak ve en sonunda maًlûp olacaklardr. Kâfirlikte srar edenler ise cehenneme toplanacaklardr.
8|37|(Bu toplama) Allah'n murdar temizden ayklamas (mümini kâfirden ayrmas) ve bütün murdarlarn bir ksmn diًer bir ksmnn üstüne koyup hepsini yًarak cehenneme atmas içindir. فte onlar ziyana uًrayanlarn kendileridir.
8|38|فnkâr edenlere, (sana dümanlktan) vazgeçerlerse, geçmi günahlarnn baًlanacaًn sِyle. Yok geri dِnerlerse kendilerinden ِncekilerin hali gِzlerinin ِnündedir!
8|39|Fitne ortadan kalkncaya ve din tamamen Allah'n oluncaya kadar onlarla savan! (فnkâra) son verirlerse üphesiz ki Allah onlarn yaptklarn çok iyi gِrür.
8|40|Eًer (imandan) yüz çevirirlerse, bilin ki Allah sizin sahibinizdir. O ne güzel sahip ve ne güzel yardmcdr!.
8|41|Eًer Allah'a ve hak ile bâtln ayrldً gün, iki ordunun birbiri ile karlatً gün (Bedir savanda) kulumuza indirdiًimize inanmsanz, bilin ki, ganimet olarak aldًnz herhangi bir eyin bete biri Allah'a, Resulüne, onun akrabalarna yetimlere, yoksullara ve yolcuya aittir. Allah her eye hakkyla kadirdir.
8|42|Hatrlayn ki, (Bedir savanda) siz vâdinin yakn kenarnda (Medine tarafnda) idiniz, onlar da uzak kenarnda (Mekke tarafnda) idiler. Kervan da sizden daha aaًda (deniz sahilinde) idi. Eًer (sava için) sِzlemi olsaydnz, sِzletiًiniz vakit hususunda ihtilâfa düerdiniz. Fakat Allah, gerekli olan emri yerine getirmesi, helâk olann açk bir delille (gِzüyle gِrdükten sonra) helâk olmas, yaayann da açk bir delille yaamas için (bِyle yapt). اünkü Allah hakkyla iitendir, bilendir.
8|43|Hatrla ki, Allah, uykunda sana onlar az gِsterdi. Eًer onlar sana çok gِsterseydi, elbette çekinecek ve bu i hakknda münakaaya giriecektiniz. Fakat Allah (sizi bundan) kurtard. قüphesiz O, kalplerin ِzünü bilir.
8|44|Allah, olacak bir ii yerine getirmek için (sava alannda) karlatًnz zaman onlar sizin gِzlerinizde az gِsteriyor, sizi de onlarn gِzlerinde azaltyordu. Bütün iler Allah'a dِner.
8|45|Ey iman edenler! Herhangi bir topluluk ile karlatًnz zaman sebat edin ve Allah' çok ann ki baarya eriesiniz.
8|46|Allah ve Resûlüne itaat edin, birbirinizle çekimeyin; sonra korkuya kaplrsnz da kuvvetiniz gider. Bir de sabredin. اünkü Allah sabredenlerle beraberdir.
8|47|اalm satmak, insanlara gِsteri yapmak ve (insanlar) Allah yolundan alkoymak için yurtlarndan çkanlar (kâfirler) gibi olmayn. Allah onlarn yaptklarn çepeçevre kuatmtr.
8|48|Hani eytan onlara yaptklarn güzel gِsterdi de: Bugün insanlardan size galip gelecek kimse yoktur, üphesiz ben de sizin yardmcnzm, dedi. Fakat iki ordu birbirini gِrünce ardna dِndü ve: Ben sizden uzaًm, ben sizin gِremediklerinizi (melekleri) gِrüyorum, ben Allah'tan korkuyorum; Allah'n azab iddetlidir, dedi.
8|49|O zaman münafklarla kalplerinde hastalk bulunanlar, (sizin için), "Bunlar, dinleri aldatm" diyorlard. Halbuki kim Allah'a dayanrsa, bilsin ki Allah mutlak galiptir, hikmet sahibidir. (Kendisine güveneni üstün ve galip klacak O'dur. Yoksa ordularn say ve techizat üstünlüًü deًildir).
8|50|Melekler yüzlerine ve arkalarna vurarak ve "Tadn yakc cehennem azabn" (diyerek) o kâfirlerin canlarn alrken onlar bir gِrseydin!
8|51|فte bu, ellerinizle yaptًnz yüzündendir, yoksa Allah kullara zulmedici deًildir.
8|52|(Bunlarn gidiat) tpk Firavun ailesi ve onlardan ِncekilerin gidiat gibidir. (Onlar da) Allah'n âyetlerini inkâr etmilerdi de Allah onlar günahlar sebebiyle yakalamt. Allah güçlüdür. O'nun cezas iddetlidir.
8|53|Bu da, bir millet kendilerinde bulunan (güzel ahlâk ve meziyetleri) deًitirinceye kadar Allah'n onlara verdiًi nimeti deًitirmeyeceًinden dolaydr. Gerçekten Allah iitendir, bilendir.
8|54|(Evet bunlarn durumu), Firavun ailesi ve onlardan ِncekilerin durumuna benzer. Onlar Rablerinin âyetlerini yalanlamlard; biz de onlar günahlarndan ِtürü helâk etmitik ve Firavun ailesini (denizde) boًmutuk. Hepsi de zalimler idiler.
8|55|Allah katnda, yürüyen canllarn en kِtüsü kâfir olanlardr. اünkü onlar iman etmezler.
8|56|Onlar, kendileriyle antlama yaptًn, sonra her defasnda hiç çekinmeden ahidlerini bozan kimselerdir.
8|57|Eًer savata onlar yakalarsan, ibret almalar için onlar ile (onlara vereceًin ceza ile) arkalarnda bulunan kimseleri de daًt.
8|58|(Antlama yaptًn) bir kavmin hainlik yapmasndan korkarsan, sen de (onlarla yaptًn ahdi) ayn ekilde bozduًunu kendilerine bildir. اünkü Allah, hainleri sevmez.
8|59|فnkâr edenler yakay kurtardklarn sanmasnlar. اünkü onlar (bizi) âciz brakamazlar.
8|60|Onlara (dümanlara) kar gücünüz yettiًi kadar kuvvet ve cihad için baًlanp beslenen atlar hazrlayn, onunla Allah'n dümann, sizin dümannz ve onlardan baka sizin bilmediًiniz, Allah'n bildiًi (düman) kimseleri korkutursunuz. Allah yolunda ne harcarsanz size eksiksiz ِdenir, siz asla hakszlًa uًratlmazsnz.
8|61|Eًer onlar bara yanarlarsa sen de ona yana ve Allah'a tevekkül et, çünkü O iitendir, bilendir.
8|62|Eًer sana hile yapmak isterlerse, unu bil ki, Allah sana kâfidir. O, seni yardmyla ve müminlerle destekleyendir.
8|63|Ve (Allah), onlarn kalplerini birletirmitir. Sen yeryüzünde bulunan her eyi verseydin, yine onlarn gِnüllerini birletiremezdin, fakat Allah onlarn aralarn bulup kaynatrd. اünkü O, mutlak galiptir, hikmet sahibidir.
8|64|Ey Peygamber! Sana ve sana uyan müminlere Allah yeter.
8|65|Ey Peygamber! Müminleri savaa tevik et. Eًer sizden sabrl yirmi kii bulunursa, iki yüze (kâfire) galip gelirler. Eًer sizden yüz kii olursa, kâfir olanlardan bin kiiye galip gelirler. اünkü onlar anlamayan bir topluluktur.
8|66|قimdi Allah, yükünüzü hafifletti; sizde zayflk olduًunu bildi. O halde sizden sabrl yüz kii bulunursa, (onlardan) ikiyüz kiiye galip gelir. Ve eًer sizden bin kii olursa, Allah'n izniyle (onlardan) ikibin kiiye galip gelirler. Allah sabredenlerle beraberdir.
8|67|Yeryüzünde aًr basncaya (küfrün belini krncaya) kadar, hiçbir peygambere esirleri bulunmas yaramaz. Siz geçici dünya maln istiyorsunuz, halbuki Allah (sizin için) ahireti istiyor. Allah güçlüdür, hikmet sahibidir.
8|68|Allah tarafndan ِnceden verilmi bir hüküm olmasayd, aldًnz fidyeden ِtürü size mutlaka büyük bir azap dokunurdu.
8|69|Artk elde ettiًiniz ganimetten helâl ve temiz olarak yeyin. Ve Allah'tan korkun. قüphesiz ki Allah baًlayan, merhamet edendir.
8|70|Ey Peygamber! Elinizdeki esirlere de ki: Eًer Allah kalplerinizde hayr olduًunu bilirse, sizden alnandan (fidyeden) daha hayrlsn size verir ve sizi baًlar. اünkü Allah baًlayandr, esirgeyendir.
8|71|Eًer sana hainlik etmek isterlerse (üzülme, çünkü) daha ِnce Allah'a da hainlik etmilerdi de Allah onlara kar sana imkân ve kudret vermiti. Allah bilendir, hikmet sahibidir.
8|72|فman edip de hicret edenler, Allah yolunda mallaryla, canlaryla cihad edenler ve (muhacirleri) barndrp yardm edenler var ya, ite onlarn bir ksm diًer bir ksmnn dostlardr. فman edip de hicret etmeyenlere gelince, onlar hicret edinceye kadar size onlarn mirasndan hiçbir pay yoktur. Eًer onlar din hususunda sizden yardm isterlerse, sizinle aralarnda sِzleme bulunan bir kavim aleyhine olmakszn (o müslümanlara) yardm etmek üzerinize borçtur. Allah yapacaklarnz hakkyla gِrmektedir.
8|73|Kâfir olanlar da birbirlerinin yardmclardr. Eًer siz onu (Allah'n emirlerini) yerine getirmezseniz yeryüzünde bir fitne ve büyük bir fesat olur.
8|74|فman edip de Allah yolunda hicret ve cihad edenler, (muhacirleri) barndran ve yardm edenler var ya, ite gerçek müminler onlardr. Onlar için maًfiret ve bol rzk vardr.
8|75|Sonradan iman eden ve hicret edip de sizinle beraber cihad edenler de sizdendir. Allah'n kitabna gِre yakn akrabalar birbirlerine (vâris olmaًa) daha uygundur. قüphesiz ki Allah her eyi bilendir.
9|1|Allah ve Resûlünden kendileriyle antlama yapm olduًunuz müriklere bir ihtar!
9|2|(Ey mürikler!) Yeryüzünde dِrt ay daha dolan. فyi bilin ki siz Allah' âciz brakacak deًilsiniz; Allah ise kâfirleri rezil (ve perian) edecektir.
9|3|Hacc- ekber (en büyük hac) gününde Allah ve Resûlünden insanlara bir bildiridir: Allah ve Resûlü müriklerden uzaktr. Eًer tevbe ederseniz, bu sizin için daha hayrldr. Ve eًer yüz çevirirseniz bilin ki, siz Allah' âciz brakacak deًilsiniz. (Ey Muhammed)! o kâfirlere elem verici bir azab müjdele!
9|4|Ancak kendileriyle antlama yaptًnz müriklerden (antlama artlarna uyan) hiçbir eyi size eksik brakmayan ve sizin aleyhinize herhangi bir kimseye arka çkmayanlar (bu hükmün) dndadr. Onlarn antlamalarn, süreleri bitinceye kadar tamamlaynz. Allah (hakszlktan) saknanlar sever.
9|5|Haram aylar çknca mürikleri bulduًunuz yerde ِldürün; onlar yakalayn, onlar hapsedin ve onlar her gِzetleme yerinde oturup bekleyin. Eًer tevbe eder, namaz dosdoًru klar, zekât da verirlerse artk yollarn serbest brakn. Allah yarlًayan, esirgeyendir.
9|6|Ve eًer müriklerden biri senden aman dilerse, Allah'n kelâmn iitip dinleyinceye kadar ona aman ver, sonra (müslüman olmazsa) onu güven içinde bulunacaً bir yere ulatr. فte bu (müsamaha), onlarn, bilmeyen bir kavim olmalarndan dolaydr.
9|7|Mescid-i Haram'n yannda kendileriyle antlama yaptklarnzn dnda müriklerin Allah ve Resûlü yannda nasl (muteber) bir ahdi olabilir? Onlar size kar dürüst davrandklar müddetçe siz de onlara dürüst davrann. اünkü Allah (ahdi bozmaktan) saknanlar sever.
9|8|Nasl olabilir ki! Onlar size galip gelselerdi, sizin hakknzda ne ahit, ne de antlama gِzetirlerdi. Onlar aًzlaryla sizi raz ediyorlar, halbuki kalpleri (buna) kar çkyor. اünkü onlarn çoًu yoldan çkmlardr.
9|9|Allah'n âyetlerine karlk az bir deًeri (dünya maln ve nefsânî istekleri) satn aldlar da (insanlar) O'nun yolundan alkoydular. Gerçekten onlarn yapmakta olduklar eyler ne kِtüdür!
9|10|Bir mümin hakknda ne ahit tanrlar ne de antlama. اünkü onlar saldrganlarn kendileridir.
9|11|Fakat tevbe eder, namaz klar ve zekât verirlerse, artk onlar dinde kardelerinizdir. Biz, bilen bir kavme âyetlerimizi bِyle açklyoruz.
9|12|Eًer antlamalarndan sonra yeminlerini bozarlar, ve dininize saldrrlarsa, küfrün ِnderlerine kar savan. اünkü onlar yeminleri olmayan adamlardr. (Onlara kar savarsanz) umulur ki küfre son verirler.
9|13|(Ey müminler!) verdikleri sِzü bozan, Peygamber'i (yurdundan) çkarmaya kalkan ve ilk ِnce size kar savaa balam olan bir kavme kar savamayacak msnz; yoksa onlardan korkuyor musunuz? Eًer (gerçek) müminler iseniz, bilin ki, Allah, kendisinden korkmanza daha lâyktr.
9|14|Onlarla savan ki, Allah sizin ellerinizle onlar cezalandrsn; onlar rezil etsin; sizi onlara galip klsn ve mümin toplumun kalplerini ferahlatsn.
9|15|Ve onlarn (müminlerin) kalplerinden ِfkeyi gidersin. Allah dilediًinin tevbesini kabul eder. Allah bilendir, hikmet sahibidir.
9|16|Yoksa, Allah, sizden, cihad edip Allah, peygamber ve müminlerden bakasn kendilerine srda edinmeyenleri ortaya çkarmadan braklacaًnz m sandnz? Allah yaptklarnzdan haberdardr.
9|17|Allah'a ortak koanlar, kendilerinin kâfirliًine bizzat kendileri ahitlik ederlerken, Allah'n mescitlerini imar etme selâhiyetleri yoktur. Onlarn bütün ileri boa gitmitir. Ve onlar atete ebedî kalacaklardr.
9|18|Allah'n mescitlerini ancak Allah'a ve ahiret gününe iman eden, namaz dosdoًru klan, zekât veren ve Allah'tan bakasndan korkmayan kimseler imar eder. فte doًru yola ermilerden olmalar umulanlar bunlardr.
9|19|(Ey mürikler!) Siz haclara su vermeyi ve Mescid-i Haram' onarmay, Allah'a ve ahiret gününe iman edip de Allah yolunda cihad edenlerin iman ile bir mi tutuyorsunuz? Halbuki onlar Allah katnda eit deًillerdir. Allah zalimler topluluًunu hidayete erdirmez.
9|20|فman edip de hicret edenler ve Allah yolunda mallaryla, canlaryla cihad edenler, rütbe bakmndan Allah katnda daha üstündürler. Kurtulua erenler de ite onlardr.
9|21|Rableri onlara, tarafndan bir rahmet ve honutluk ile, kendileri için, içinde tükenmez nimetler bulunan cennetler müjdeler.
9|22|Onlar orada ebedî kalacaklardr. قüphesiz ki Allah katnda büyük mükâfat vardr.
9|23|Ey iman edenler! Eًer küfrü imana tercih ediyorlarsa, babalarnz ve kardelerinizi (bile) veli edinmeyin. Sizden kim onlar dost edinirse, ite onlar zalimlerin kendileridir.
9|24|De ki: Eًer babalarnz, oًullarnz, kardeleriniz, eleriniz, hsm akrabanz kazandًnz mallar, kesada uًramasndan korktuًunuz ticaret, holandًnz meskenler size Allah'tan, Resûlünden ve Allah yolunda cihad etmekten daha sevgili ise, artk Allah emrini getirinceye kadar bekleyin. Allah fâsklar topluluًunu hidayete erdirmez.
9|25|Andolsun ki Allah, birçok yerde (sava alanlarnda) ve Huneyn savanda size yardm etmiti. Hani çokluًunuz size kendinizi beًendirmi, fakat sizi hezimete uًramaktan kurtaramamt. Yeryüzü bütün geniliًine raًmen size dar gelmiti, sonunda (bozularak) gerisin geri dِnmütünüz.
9|26|Sonra Allah, Resûl'ü ile müminler üzerine sekînetini (sükûnet ve huzur duygusu) indirdi, sizin gِrmediًiniz ordular (melekler) indirdi de kâfirlere azap etti. فte bu, o kâfirlerin cezasdr.
9|27|Sonra Allah, bunun ardndan yine dilediًinin tevbesini kabul eder. Zira Allah baًlayan, esirgeyendir.
9|28|Ey iman edenler! Mürikler ancak bir pisliktir. Onun için bu yllarndan sonra Mescid-i Haram'a yaklamasnlar. Eًer yoksulluktan korkarsanz, (biliniz ki) Allah dilerse sizi kendi lütfundan zengin edecektir. قüphesiz Allah iyi bilendir, hikmet sahibidir.
9|29|Kendilerine Kitap verilenlerden Allah'a ve ahiret gününe inanmayan, Allah ve Resûlünün haram kldًn haram saymayan ve hak dini kendine din edinmeyen kimselerle, küçülerek elleriyle cizye verinceye kadar savan.
9|30|Yahudiler, Uzeyr Allah'n oًludur, dediler. Hristiyanlar da, Mesîh (فsa) Allah'n oًludur dediler. Bu onlarn aًzlaryla geveledikleri sِzlerdir. (Sِzlerini) daha ِnce kâfir olmu kimselerin sِzlerine benzetiyorlar. Allah onlar kahretsin! Nasl da (haktan bâtla) dِndürülüyorlar!
9|31|(Yahudiler) Allah' brakp bilginlerini (hahamlarn); (hristiyanlar) da rahiplerini ve Meryem oًlu Mesîh'i (فsa'y) rabler edindiler. Halbuki onlara ancak tek ilâha kulluk etmeleri emrolundu. O'ndan baka tanr yoktur. O, bunlarn ortak kotuklar eylerden uzaktr.
9|32|Allah'n nûrunu aًzlaryla (üfleyip) sِndürmek istiyorlar. Halbuki kâfirler holanmasalar da Allah nûrunu tamamlamaktan asla vazgeçmez.
9|33|O (Allah), mürikler holanmasalar da (kendi) dinini bütün dinlere üstün klmak için Resûlünü hidayet ve Hak Din ile gِnderendir.
9|34|Ey iman edenler! (Biliniz ki), hahamlardan ve râhiplerden birçoًu insanlarn mallarn haksz yollardan yerler ve (insanlar) Allah yolundan engellerler. Altn ve gümüü yًp da onlar Allah yolunda harcamayanlar yok mu, ite onlara elem verici bir azab müjdele!
9|35|(Bu paralar) cehennem ateinde kzdrlp bunlarla onlarn alnlar, yanlar ve srtlar daًlanacaً gün (onlara denilir ki): "فte bu kendiniz için biriktirdiًiniz servettir. Artk yًmakta olduًunuz eylerin (azabn) tadn!"
9|36|Gِkleri ve yeri yarattً günde Allah'n yazsna gِre Allah katnda aylarn says on iki olup, bunlardan dِrdü haram aylardr. فte bu doًru hesaptr. O aylar içinde (Allah'n koyduًu yasaً çiًneyerek) kendinize zulmetmeyin ve mürikler nasl sizinle topyekün savayorlarsa siz de onlara kar topyekün savan ve bilin ki Allah (kِtülükten) saknanlarla beraberdir.
9|37|(Haram aylar) ertelemek, sadece kâfirlikte ileri gitmektir. اünkü onunla, kâfir olanlar saptrlr. Allah'n haram kldًnn saysn bozmak ve O'nun haram kldًn helâl klmak için (haram ayn) bir yl helâl sayarlar, biryl da haram sayarlar. (Bِylece) onlarn kِtü ileri kendilerine güzel gِsterilmitir. Allah kâfirler topluluًunu hidayete erdirmez.
9|38|Ey iman edenler! Size ne oldu ki, "Allah yolunda savaa çkn!" denildiًi zaman yere çaklp kalyorsunuz? Dünya hayatn ahirete tercih mi ediyorsunuz? Fakat dünya hayatnn faydas ahiretin yannda pek azdr.
9|39|Eًer (gerektiًinde savaa) çkmazsanz, (Allah) sizi pek elem verici bir azap ile cezalandrr ve yerinize sizden baka bir kavim getirir; siz (savaa çkmamakla) O'na hiçbir zarar veremezsiniz. Allah her eye kadirdir.
9|40|Eًer siz ona (Resûlullah'a) yardm etmezseniz (bu ِnemli deًil); ona Allah yardm etmitir: Hani, kâfirler onu, iki kiiden biri olarak (Ebu Bekir ile birlikte Mekke'den) çkarmlard; hani onlar maًaradayd; o, arkadana. ـzülme, çünkü Allah bizimle beraberdir, diyordu. Bunun üzerine Allah ona (sükûnet saًlayan) emniyetini indirdi, onu sizin gِrmediًiniz bir ordu ile destekledi ve kâfir olanlarn sِzünü alçaltt. Allah'n sِzü ise zaten yücedir. اünkü Allah üstündür, hikmet sahibidir.
9|41|(Ey müminler!) Gerek hafif, gerek aًr olarak savaa çkn, mallarnzla ve canlarnzla Allah yolunda cihad edin. Eًer bilirseniz, bu sizin için daha hayrldr.
9|42|Eًer yakn bir dünya mal ve kolay bir yolculuk olsayd (o münafklar) mutlaka sana uyup peinden gelirlerdi. Fakat meakkatli yol onlara uzak geldi. Gerçi onlar, "Gücümüz yetseydi mutlaka sizinle beraber çkardk" diye kendilerini helâk edercesine Allah'a yemin edecekler. Halbuki Allah onlarn mutlaka yalanc olduklarn biliyor.
9|43|Allah seni affetti. Fakat doًru sِyleyenler sana iyice belli olup, sen yalanclar bilinceye kadar onlara niçin izin verdin?
9|44|Allah'a ve ahiret gününe iman edenler, mallaryla canlaryla savamaktan (geri kalmak için) senden izin istemezler. Allah takvâ sahiplerini pek iyi bilir.
9|45|Ancak Allah'a ve ahiret gününe inanmayan, kalpleri üpheye düüp, kukular içinde bocalayanlar senden izin isterler.
9|46|Eًer onlar (savaa) çkmak isteselerdi elbette bunun için bir hazrlk yaparlard. Fakat Allah onlarn davranlarn çirkin gِrdü ve onlar geri koydu; onlara "Oturanlarla (kadn ve çocuklarla) beraber oturun!" denildi.
9|47|Eًer içinizde (onlar da savaa) çksalard, size bozgunculuktan baka bir katklar olmazd ve mutlaka fitne çkarmak isteyerek aranzda koarlard. فçinizde, onlara iyice kulak verecekler de vardr. Allah zalimleri gayet iyi bilir.
9|48|Andolsun onlar ِnceden de fitne çkarmak istemiler ve sana nice iler çevirmilerdi. Nihayet hak geldi ve onlar istemedikleri halde Allah'n emri yerini buldu.
9|49|Onlardan ِylesi de var ki: "Bana izin ver, beni fitneye düürme" der. Bilesiniz ki onlar zaten fitneye dümülerdir. Cehennem, kâfirleri mutlaka kuatacaktr.
9|50|Eًer sana bir iyilik eriirse, bu onlar üzer. Ve eًer bana bir musibet gelirse, "فyi ki biz daha ِnce tedbirimizi almz" derler ve bِbürlenerek dِnüp giderler.
9|51|De ki: Allah'n bizim için yazdًndan bakas bize asla erimez. O bizim mevlâmzdr. Onun için müminler yalnz Allah'a dayanp güvensinler.
9|52|De ki: Siz bizim için ancak iki iyilikten birini beklemektesiniz. Biz de, Allah'n, ya kendi katndan veya bizim elimizle size bir azap vermesini bekliyoruz. Haydi bekleyin; üphesiz biz de sizinle beraber beklemekteyiz.
9|53|De ki: فster gِnüllü verin ister gِnülsüz, sizden (sadaka) asla kabul olunmayacaktr. اünkü siz yoldan çkan bir topluluk oldunuz.
9|54|Onlarn harcamalarnn kabul edilmesini engelleyen, onlarn Allah ve Resûlünü inkâr etmeleri, namaza ancak üenerek gelmeleri ve istemeyerek harcamalarndan baka bir ey deًildir.
9|55|(Ey Muhammed!) Onlarn mallar ve çocuklar seni imrendirmesin. اünkü Allah bunlarla, ancak dünya hayatnda onlarn azaplarn çoًaltmay ve onlarn kâfir olarak canlarnn çkmasn istiyor.
9|56|(0 münafklar) mutlaka sizden olduklarna dair Allah'a yemin ederler. Halbuki onlar sizden deًillerdir, fakat onlar (klçlarnzdan) korkan bir toplumdur.
9|57|Eًer sًnacak bir yer yahut (barnabilecek) maًaralar veya (sokulabilecek) bir delik bulsalard, koarak o tarafa yِnelip giderlerdi.
9|58|Onlardan sadakalarn (taksimi) hususunda seni ayplayanlar da vardr. Sadakalardan onlara da (bir pay) verilirse raz olurlar, ayet onlara sadakalardan verilmezse hemen kzarlar.
9|59|Eًer onlar Allah ve Resûlünün kendilerine verdiًine raz olup, "Allah bize yeter, yaknda bize Allah da lütfundan verecek, Resûlü de. Biz yalnz Allah'a raًbet edenleriz" deselerdi (daha iyi olurdu).
9|60|Sadakalar (zekâtlar) Allah'tan bir farz olarak ancak, yoksullara, dükünlere, (zekât toplayan) memurlara, gِnülleri (فslâm'a) sndrlacak olanlara, (hürriyetlerini satn almaya çalan) kِlelere, borçlulara, Allah yolunda çalp cihad edenlere, yolcuya mahsustur. Allah pek iyi bilendir, hikmet sahibidir.
9|61|(Yine o münafklardan:) O (Peygamber, her sِyleneni dinleyen) bir kulaktr, diyerek peygamberi incitenler de vardr. De ki: O, sizin için bir hayr kulaًdr. اünkü o Allah'a inanr, müminlere güvenir ve o, sizden iman edenler için de bir rahmettir. Allah'n Resûlüne eziyet edenler için mutlaka elem verici bir azap vardr.
9|62|Rzanz almak için size (gelip) Allah'a and içerler. Eًer mümin iseler Allah ve Resûlünü raz etmeleri daha doًrudur.
9|63|(Hâla) bilmediler mi ki, kim Allah ve Resûlüne kar koyarsa elbette onun için, içinde ebedî kalacaً cehennem atei vardr. فte bu büyük rüsvaylktr.
9|64|Münafklar, kalplerinde olan kendilerine haber verecek bir sûrenin müminlere indirilmesinden çekinirler. De ki: Siz alay edin! Allah o çekindiًiniz eyi ortaya çkaracaktr.
9|65|Eًer onlara, (niçin alay ettiklerini) sorarsan, elbette, biz sadece lafa dalm akalayorduk, derler. De ki: Allah ile, O'nun âyetleriyle ve O'nun peygamberi ile mi alay ediyordunuz?
9|66|(Bouna) ِzür dilemeyin; çünkü siz iman ettikten sonra tekrar kâfir oldunuz. Sizden (tevbe eden) bir gurubu baًlasak bile, bir guruba da suçlu olduklarndan dolay azap edeceًiz.
9|67|Münafk erkekler ve münafk kadnlar (sizden deًil), birbirlerindendir. Onlar kِtülüًü emreder, iyilikten alkor ve cimrilik ederler. Onlar Allah' unuttular. Allah da onlar unuttu! اünkü münafklar fâsklarn kendileridir.
9|68|Allah erkek münafklara da kadn münafklara da kâfirlere de içinde ebedî kalacaklar cehennem ateini vâdetti. O, onlara yeter. Allah onlara lânet etmitir! Onlar için devaml bir azap vardr.
9|69|(Ey münafklar! Siz de) sizden ِncekiler gibi (yaptnz). Onlar sizden kuvvetçe daha üstün, mal ve evlâtça daha çok idiler. Onlar (dünya malndan) paylarna düenden faydalandlar. فte sizden ِncekiler nasl paylarna düenden faydalandysalar, siz de paynza düenden faydalandnz ve (bâtla) dalanlar gibi siz de daldnz. فte onlarn amelleri dünyada da ahirette de boa gitmitir. Ve onlar ziyana uًrayanlarn kendileridir.
9|70|Onlara kendilerinden evvelkilerin, Nuh, آd ve Semûd kavimlerinin, فbrahim kavminin, Medyen halknn ve altüst olan ehirlerin haberi ulamad m? Peygamberi onlara apaçk mucizeler getirmiti. Demek ki, Allah onlara zulmedecek deًildi, fakat onlar kendi kendilerine zulmetmekte idiler.
9|71|Mümin erkeklerle mümin kadnlar da birbirlerinin velileridir. Onlar iyiliًi emreder, kِtülükten alkorlar, namaz dosdoًru klarlar, zekât verirler, Allah ve Resûlüne itaat ederler. فte onlara Allah rahmet edecektir. قüphesiz Allah azîzdir, hikmet sahibidir.
9|72|Allah, mümin erkeklere ve mümin kadnlara, içinde ebedî kalmak üzere altndan rmaklar akan cennetler ve Adn cennetlerinde güzel meskenler vâdetti. Allah'n rzas ise hepsinden büyüktür. فte büyük kurtulu da budur.
9|73|Ey Peygamber! Kâfirlere ve münafklara kar cihad et, onlara kar sert davran. Onlarn varacaklar yer cehennemdir. O ne kِtü bir var yeridir!
9|74|(Ey Muhammed! O sِzleri) sِylemediklerine dair Allah'a yemin ediyorlar. Halbuki o küfür sِzünü elbette sِylediler ve müslüman olduktan sonra kâfir oldular. Baaramadklar bir eye (Peygambere suikast yapmaya) de yeltendiler. Ve srf Allah ve Resûlü kendi lütuflarndan onlar zenginletirdiًi için ِç almaya kalktlar. Eًer tevbe ederlerse onlar için daha hayrl olur. Yüz çevirirlerse Allah onlar dünyada da, ahirette de elem verici bir azaba çarptracaktr. Yeryüzünde onlarn ne dostu ne de yardmcs vardr.
9|75|Onlardan kimi de, Eًer Allah lütuf ve kereminden bize verirse, mutlaka sadaka vereceًiz ve elbette biz sâlihlerden olacaًz! diye Allah'a and içti.
9|76|Fakat Allah lütfundan onlara (zenginlik) verince, onda cimrilik edip (Allah'n emrinden) yüz çevirerek sِzlerinden dِndüler.
9|77|Nihayet, Allah'a verdikleri sِzden dِndüklerinden ve yalan sِylediklerinden dolay Allah, kendisiyle karlaacaklar güne kadar onlarn kalbine nifak (iki yüzlülük) soktu.
9|78|(Münafklar), Allah'n, onlarn srrn da fsltlarn da bildiًini ve gayblar (gizli eyleri) çok iyi bilen olduًunu hâla anlamadlar m?
9|79|Sadakalar hususunda, müminlerden gِnüllü verenleri ve güçlerinin yettiًinden bakasn bulamayanlar çekitirip onlarla alay edenler var ya, Allah ite onlar maskaraya çevirmitir. Ve onlar için elem verici azap vardr.
9|80|(Ey Muhammed!) Onlar için ister af dile, ister dileme; onlar için yetmi kez af dilesen de Allah onlar asla affetmeyecek. Bu, onlarn Allah ve Resûlünü inkâr etmelerinden ِtürüdür. Allah fâsklar topluluًunu hidayete erdirmez.
9|81|Allah'n Resûlüne muhalefet etmek için geri kalanlar (sefere çkmayp) oturmalar ile sevindiler; mallaryla, canlaryla Allah yolunda cihad etmeyi çirkin gِrdüler; "bu scakta sefere çkmayn" dediler. De ki: "Cehennem atei daha scaktr!" Keke anlasalard!
9|82|Artk kazanmakta olduklarnn cezas olarak az gülsünler, çok aًlasnlar!
9|83|Eًer Allah seni onlardan bir gurubun yanna dِndürür de (Tebük seferinden Medine'ye dِner de baka bir savaa seninle beraber) çkmak için senden izin isterlerse, de ki: Benimle beraber asla çkmayacaksnz ve dümana kar benimle beraber asla savamayacaksnz! اünkü siz birinci defa (Tebük seferinde) yerinizde kalmaya raz oldunuz. قimdi de geri kalanlarla (kadn ve çocuklarla) beraber oturun!
9|84|Onlardan ِlmü olan hiçbirine asla namaz klma; onun kabri banda da durma! اünkü onlar, Allah ve Resûlünü inkâr ettiler ve fâsk olarak ِldüler.
9|85|Onlarn mallar ve çocuklar seni imrendirmesin. اünkü Allah, bunlarla ancak dünyada onlarn azaplarn çoًaltmay ve onlarn kâfir olarak canlarnn güçlükle çkmasn istiyor.
9|86|"Allah'a inann, Resûlü ile beraber cihad edin" diye bir sûre indirildiًi zaman, onlardan servet sahibi olanlar, senden izin istediler ve: Bizi brak (evlerinde) oturanlarla beraber olalm, dediler.
9|87|Geride kalan kadnlarla beraber olmaya raz oldular, onlarn kalplerine mühür vuruldu. Bu yüzden onlar anlamazlar.
9|88|Fakat Peygamber ve onunla beraber inananlar, mallaryla, canlaryla cihad ettiler. فte bütün hayrlar onlarndr ve onlar kurtulua erenlerin kendileridir.
9|89|Allah, onlara içinde ebedî kalacaklar ve zemininden rmaklar akan cennetler hazrlamtr. فte büyük kazanç budur.
9|90|Bedevîlerden, (mazeretleri olduًunu) iddia edenler, kendilerine izin verilsin diye geldiler. Allah ve Resûlüne yalan sِyleyenler de oturup kaldlar. Onlardan kâfir olanlara elem verici bir azap eriecektir.
9|91|Allah ve Resûlü için (insanlara) ًِüt verdikleri takdirde, zayflara, hastalara ve (savata) harcayacak bir ey bulamayanlara günah yoktur. Zira iyilik edenlerin aleyhine bir yol (sorumluluk) yoktur. Allah çok baًlayan ve çok esirgeyendir.
9|92|Kendilerine binek saًlaman için sana geldiklerinde: Sizi bindirecek bir binek bulamyorum, deyince, harcayacak bir ey bulamadklarndan dolay üzüntüden gِzleri ya dِkerek dِnen kimselere de (sorumluluk yoktur).
9|93|Sorumluluk ancak, zengin olduklar halde senden izin isteyenleredir. اünkü onlar geri kalan kadnlarla beraber olmaya râz oldular. Allah da onlarn kalplerini mühürledi, artk onlar (neyin doًru olduًunu) bilmezler.
9|94|(Seferden) onlara dِndüًünüz zaman size ِzür beyan edecekler. De ki: (Bouna) ِzür dilemeyin! Size asla inanmayz; çünkü Allah, haberlerinizi bize bildirmitir. (Bundan sonraki) amelinizi Allah da gِrecektir, Resûlü de. Sonra gِrüleni ve gِrülmeyeni bilene dِndürüleceksiniz de yapmakta olduklarnz size haber verecektir.
9|95|Onlarn yanna dِndüًünüz zaman size, kendilerinden (onlar cezalandrmaktan) vazgeçmeniz için Allah adna and içecekler. Artk onlardan yüz çevirin. اünkü onlar murdardr. Kazanmakta olduklarna (kِtü ilerine) karlk ceza olarak varacaklar yer cehennemdir.
9|96|Onlardan raz olasnz diye size yemin edecekler. Fakat siz onlardan raz olsanz bile Allah fâsklar topluluًundan asla raz olmaz.
9|97|Bedevîler, kâfirlik ve münafklk bakmndan hem daha beter, hem de Allah'n Resûlüne indirdiًi kanunlar tanmamaya daha yatkndr. Allah çok iyi bilendir, hikmet sahibidir.
9|98|Bedevîlerden ِylesi vardr ki (Allah yolunda) harcayacaًn angarya sayar ve sizin banza belâlar gelmesini bekler. (Bekledikleri) o kِtü belâ kendi balarna gelmitir. Allah pek iyi iiten, çok iyi bilendir.
9|99|Bedevîlerden ِylesi de vardr ki, Allah'a ve ahiret gününe inanr, (hayr için) harcayacaًn Allah katnda yaknlًa ve Peygamber'in dualarn almaya vesile edinir. Bilesiniz ki o (harcadklar mal, Allah katnda) onlar için bir yaknlktr. Allah onlar rahmetine (cennetine) koyacaktr. قüphesiz Allah baًlayan, esirgeyendir.
9|100|(فslâm dinine girme hususunda) ِne geçen ilk muhacirler ve ensar ile onlara güzellikle tabi olanlar var ya, ite Allah onlardan raz olmutur, onlar da Allah'tan raz olmulardr. Allah onlara, içinde ebedî kalacaklar, zemininden rmaklar akan cennetler hazrlamtr. فte bu büyük kurtulutur.
9|101|اevrenizdeki bedevî Araplardan ve Medine halkndan birtakm münafklar vardr ki, münafklkta maharet kazanmlardr. Sen onlar bilmezsin, biz biliriz onlar. Onlara iki kez azap edeceًiz, sonra da onlar büyük bir azaba itileceklerdir.
9|102|Diًerleri ise günahlarn itiraf ettiler, iyi bir ameli diًer kِtü bir amelle kartrdlar. (Tevbe ederlerse) umulur ki Allah onlarn tevbesini kabul eder. اünkü Allah çok baًlayan, pek esirgeyendir.
9|103|Onlarn mallarndan sadaka al; bununla onlar (günahlardan) temizlersin, onlar artp yüceltirsin. Ve onlar için dua et. اünkü senin duan onlar için sükûnettir (onlar yattrr). Allah iitendir, bilendir.
9|104|Allah'n, kullarnn tevbesini kabul edeceًini, sadakalar geri çevirmeyeceًini ve Allah'n tevbeyi çok kabul eden ve pek esirgeyen olduًunu hâla bilmezler mi?
9|105|De ki: (Yapacaًnz) yapn! Amelinizi Allah da Resûlü de müminler de gِrecektir. Sonra gِrüleni ve gِrülmeyeni bilen Allah'a dِndürüleceksiniz de O size yapmakta olduklarnz haber verecektir.
9|106|(Sefere katlmayanlardan) diًer bir gurup da Allah'n emrine braklmlardr. O, bunlara ya azap eder veya tevbelerini kabul eder. Allah çok bilendir, hikmet sahibidir.
9|107|(Münafklar arasnda) bir de (müminlere) zarar vermek, (hakk) inkâr etmek, müminlerin arasna ayrlk sokmak ve daha ِnce Allah ve Resûlüne kar savam olan adam beklemek için bir mescid kuranlar ve: (Bununla) iyilikten baka birey istemedik, diye mutlaka yemin edecek olanlar da vardr. Halbuki Allah onlarn kesinlikle yalanc olduklarna ahitlik eder.
9|108|Onun içinde asla namaz klma! فlk günden takvâ üzerine kurulan mescit (Kuba Mescidi) içinde namaz klman elbette daha doًrudur. Onda temizlenmeyi seven adamlar vardr. Allah da çok temizlenenleri sever.
9|109|Binasn Allah korkusu ve rzas üzerine kuran kimse mi daha hayrldr, yoksa yapsn yklacak bir yarn kenarna kurup, onunla beraber kendisi de çِküp cehennem ateine giden kimse mi? Allah zalimler topluluًunu doًru yola iletmez.
9|110|Yaptklar bina, (ِlüp de) kalpleri parçalanncaya kadar yüreklerine devaml olarak bir kuku (sebebi) olacaktr. Allah çok iyi bilendir, hikmet sahibidir.
9|111|Allah müminlerden, mallarn ve canlarn, kendilerine (verilecek) cennet karlًnda satn almtr. اünkü onlar Allah yolunda savarlar, ِldürürler, ِlürler. (Bu), Tevrat'ta, فncil'de ve Kur'an'da Allah üzerine hak bir vaaddir. Allah'tan daha çok sِzünü yerine getiren kim vardr! O halde O'nunla yapm olduًunuz bu al veriinizden dolay sevinin. فte bu, (gerçekten) büyük kazançtr.
9|112|(Bu al verii yapanlar), tevbe edenler, ibadet edenler, hamdedenler, oruç tutanlar, rükû edenler, secde edenler, iyiliًi emredip kِtülükten alkoyanlar ve Allah'n snrlarn koruyanlardr. O müminleri müjdele!
9|113|(Kâfir olarak ِlüp) cehennem ehli olduklar onlara açkça belli olduktan sonra, akraba dahi olsalar, (Allah'a) ortak koanlar için af dilemek ne peygambere yarar ne de inananlara.
9|114|فbrahim'in babas için af dilemesi, sadece ona verdiًi sِzden dolay idi. Ne var ki, onun Allah'n düman olduًu kendisine belli olunca, ondan uzaklat. قüphesiz ki فbrahim çok yumuak huylu ve pek sabrl idi.
9|115|Allah bir topluluًu doًru yola ilettikten sonra, saknacaklar eyleri kendilerine açklayncaya kadar onlar saptracak deًildir. Allah her eyi çok iyi bilendir.
9|116|Gِklerin ve yerin mülkü yalnz Allah'ndr. O diriltir ve ِldürür. Sizin için Allah'tan baka ne bir dost ne de bir yardmc vardr.
9|117|Andolsun ki Allah, müslümanlardan bir gurubun kalpleri eًrilmeye yüz tuttuktan sonra, Peygamberi ve güçlük zamannda ona uyan muhacirlerle ensar affetti. Sonra da onlarn tevbelerini kabul etti. اünkü O, onlara kar çok efkatli, pek merhametlidir.
9|118|Ve (seferden) geri braklan üç kiinin de (tevbelerini kabul etti). Yeryüzü, geniliًine raًmen onlara dar gelmi, vicdanlar kendilerini sktkça skmt. Nihayet Allah'tan (O'nun azabndan) yine Allah'a sًnmaktan baka çare olmadًn anlamlard. Sonra (eski hallerine) dِnmeleri için Allah onlarn tevbesini kabul etti. اünkü Allah tevbeyi çok kabul eden, pek esirgeyendir.
9|119|Ey iman edenler! Allah'tan korkun ve doًrularla beraber olun.
9|120|Medine halkna ve onlarn çevresinde bulunan bedevî Araplara Allah'n Resûlünden geri kalmalar ve onun canndan ِnce kendi canlarn düünmeleri yakmaz. فte onlarn Allah yolunda bir susuzluًa, bir yorgunluًa ve bir açlًa dûçar olmalar, kâfirleri ِfkelendirecek bir yere (ayak) basmalar ve dümana kar bir baar kazanmalar, ancak bunlarn karlًnda kendilerine salih bir amel yazlmas içindir. اünkü Allah iyilik yapanlarn mükâfatn zayi etmez.
9|121|Allah onlar, yapmakta olduklarnn en güzeli ile mükâfatlandrmak için küçük büyük yaptklar her masraf, geçtikleri her vâdi mutlaka onlarn lehine yazlr.
9|122|Müminlerin hepsinin toptan sefere çkmalar doًru deًildir. Onlarn her kesiminde bir gurup dinde (dinî ilimlerde) geni bilgi elde etmek ve kavimleri (savatan) dِndüklerinde onlar ikaz etmek için geride kalmaldr. Umulur ki saknrlar.
9|123|Ey iman edenler! Kâfirlerden yaknnzda olanlara kar savan ve onlar (sava annda) sizde bir sertlik bulsunlar. Bilin ki, Allah saknanlarla beraberdir.
9|124|Herhangi bir sûre indirildiًi zaman onlardan bir ksm der ki: "Bu sizin hanginizin imann artrd?" فman edenlere gelince (bu sûre) onlarn imanlarn artrr ve onlar sevinirler.
9|125|Kalplerinde hastalk (kâfirlik ve münafklk) olanlara gelince, onlarn da inkârlarn büsbütün artrr ve onlar artk kâfir olarak ِlürler.
9|126|Onlar, her yl bir veya iki kez (çeitli belâlarla) imtihan edildiklerni gِrmüyorlar m? Sonra da ne tevbe ediyorlar ne de ibret alyorlar.
9|127|Bir sûre indirildiًi zaman, (gِz krpp alay ederek) birbirlerine bakar (ve): (اevreden) sizi birisi gِrüyor mu? diye sorarlar, sonra da (svp) giderler. Anlamayan bir kavim olduklar için Allah onlarn kalplerini (imandan) çevirmitir.
9|128|Andolsun size kendinizden ِyle bir Peygamber gelmitir ki, sizin skntya uًramanz ona çok aًr gelir. O, size çok dükün, müminlere kar çok efkatlidir, merhametlidir.
9|129|(Ey Muhammed!) Yüz çevirirlerse de ki: Allah bana yeter. O'ndan baka ilâh yoktur. Ben sadece O'na güvenip dayanrm. O yüce Ar'n sahibidir.
10|1|Elif. Lâm. Râ. فte bunlar hikmet dolu Kitâb'n âyetleridir.
10|2|فçlerinden bir adama: فnsanlar uyar ve iman edenlere, Rableri katnda onlar için yüksek bir doًruluk makam olduًunu müjdele, diye vahyetmemiz, insanlar için alacak bir ey mi oldu ki, o kâfirler: Bu elbette apaçk bir sihirbazdr, dediler?
10|3|قüphesiz ki Rabbiniz, gِkleri ve yeri alt günde yaratan, sonra da ileri yerli yerince idare ederek ara istiva eden Allah'dr. Onun izni olmadan hiç kimse efaatç olamaz. فte O Rabbiniz Allah'tr. O halde O'na kulluk edin. Hâla düünmüyor musunuz!
10|4|Allah'n gerçek bir vâdi olarak hepinizin dِnüü ancak O'nadr. اünkü O, mahlûkat ِnce (yoktan) yaratr, sonra da iman edip iyi iler yapanlara adaletle mükâfat vermek için (onlar huzuruna) geri çevirir. Kâfir olanlara gelince, inkâr etmekte olduklar eylerden ِtürü onlar için kaynar sudan bir içki ve elem verici bir azap vardr.
10|5|Günei kl, ay da parlak klan, yllarn saysn ve hesab bilmeniz için ona (aya) birtakm menziller takdir eden O'dur. Allah bunlar, ancak bir gerçeًe (ve hikmete) binaen yaratmtr. O, bilen bir kavme âyetlerini açklamaktadr.
10|6|Gece ve gündüzün deًimesinde (uzayp ksalmasnda) Allah'n gِklerde ve yerde yarattً eylerde, (Onu inkâr etmekten) saknan bir kavim için elbette nice deliller vardr!
10|7|Huzurumuza çkacaklarn beklemeyenler, dünya hayatna raz olup onunla rahat bulanlar ve âyetlerimizden gafil olanlar da vardr muhakkak.
10|8|فte onlarn, kazanmakta olduklar (günahlar) yüzünden varacaklar yer, atetir!
10|9|فman edip güzel iler yapanlara gelince, imanlar sebebiyle Rableri onlar nimet dolu cennetlerde, alt tarafndan rmaklar akan (saraylara) erdirir.
10|10|Onlarn oradaki duas: "Allah'm! Seni noksan sfatlardan tenzih ederiz!" (sِzleridir). Orada birbirleriyle karlatkça sِyledikleri ise "selâm" dr. Onlarn dualarnn sonu da udur: Hamd, âlemlerin Rabbi Allah'a mahsustur.
10|11|Eًer Allah insanlara, hayr çarçabuk istedikleri gibi erri de acele verseydi, elbette onlarn ecelleri bitirilmi olurdu. Fakat bize kavumay beklemeyenleri biz, azgnlklar içinde bocalar bir halde (kendi balarna) brakrz.
10|12|فnsana bir zarar geldiًi zaman, yan yatarak, oturarak veya ayakta durarak (o zararn giderilmesi için) bize dua eder; fakat biz ondan skntsn kaldrnca, sanki kendisine dokunan bir skntdan ِtürü bize dua etmemi gibi geçip gider. فte bِylece haddi aanlara yapmakta olduklar eyler güzel gِsterildi.
10|13|Andolsun ki sizden ِnce, peygamberleri kendilerine mûcizeler getirdiًi halde (yalanlayp) zulmettiklerinden dolay nice milletleri helâk ettik; zaten onlar iman edecek deًillerdi. فte biz suçlu kavimleri bِyle cezalandrrz.
10|14|Sonra da, nasl davranacaًnz gِrmemiz için onlarn ardndan sizi yeryüzünde halifeler kldk (Onlarn yerine sizi getirdik).
10|15|Onlara âyetlerimiz açk açk okunduًu zaman (ِldükten sonra) bize kavumay beklemeyenler: Ya bundan baka bir Kur'an getir veya bunu deًitir! dediler. De ki: Onu kendiliًimden deًitirmem benim için olacak ey deًildir. Ben, bana vahyolunandan bakasna uymam. اünkü Rabbime isyan edersem elbette büyük günün azabndan korkarm.
10|16|De ki: Eًer Allah dileseydi onu size okumazdm, Allah da onu size bildirmezdi. Ben bundan ِnce bir ِmür boyu içinizde durmutum. Hâla akl erdiremiyor musunuz?
10|17|ضyleyse kim Allah'a kar yalan uydurandan veya onun âyetlerini yalanlayandan daha zalimdir! Bilesiniz ki suçlular asla onmazlar!
10|18|Onlar Allah' brakp kendilerine ne zarar ne de fayda verebilecek eylere tapyorlar ve: Bunlar, Allah katnda bizim efaatçlarmzdr, diyorlar. De ki: "Siz Allah'a gِklerde ve yerde bilemeyeceًi bir eyi mi haber veriyorsunuz? Hââ! O, onlarn ortak kotuklarndan uzak ve yücedir."
10|19|فnsanlar sadece bir tek ümmetti, sonradan ayrlًa dütüler. Eًer (azabn ertelenmesi ile ilgili) Rabbinden bir sِz (ezelî bir takdir) geçmemi olsayd, ayrlًa dütükleri konuda hemen aralarnda hüküm verilirdi (Derhal azap iner ve ileri bitirilirdi).
10|20|Ona (Muhammed'e) Rabbinden bir mucize indirilse ya! diyorlar. De ki: Gayb ancak Allah'ndr. Bekleyin (bakalm) ben de sizinle beraber bekleyenlerdenim.
10|21|Kendilerine dokunan (ktlk ve hastalk gibi) bir skntdan sonra insanlara bir rahmet (esenlik) tattrdًmz zaman, bir de bakarsn ki âyetlerimiz hakknda onlarn bir tuzaً vardr. De ki: Allah'n tuzaً daha süratlidir. قüphesiz elçilerimiz kurduًunuz tuzaklar yazyorlar.
10|22|Sizi karada ve denizde gezdiren O'dur. Hatta siz gemilerde bulunduًunuz, o gemiler de içindekileri tatl bir rüzgârla alp gِtürdükleri ve (yolcular) bu yüzden neelendikleri zaman, o gemiye iddetli bir frtna gelip çatar, her yerden onlara dalgalar hücum eder ve onlar çepeçevre kuatldklarn anlarlar da dini yalnz Allah'a halis klarak: "Andolsun eًer bizi bundan kurtarrsan mutlaka ükredenlerden olacaًz" diye Allah'a yalvarrlar.
10|23|Fakat Allah onlar kurtarnca bir de bakarsn ki onlar, yine haksz yere taknlk ediyorlar. Ey insanlar! Sizin taknlًnz ancak kendi aleyhinizedir; (bununla) sadece fâni dünya hayatnn menfaatini elde edersiniz; sonunda dِnüünüz yine bizedir. O zaman yapmakta olduklarnz size haber vereceًiz.
10|24|Dünya hayatnn durumu, gِkten indirdiًimiz bir su gibidir ki, insanlarn ve hayvanlarn yiyeceklerinden olan yeryüzü bitkileri o su sayesinde gürleip birbirine girer. Nihayet yeryüzü zinetini taknp, (rengârenk) süslendiًi ve sahipleri de onun üzerinde kudret sahibi olduklarn sandklar bir srada, bir gece veya gündüz ona emrimiz (âfetimiz) gelir de onu sanki dün yerinde yokmu gibi kِkünden koparlarak biçilmi bir hale getiririz. فte iyi düünecek kavimler için âyetlerimizi bِyle açklyoruz.
10|25|Allah kullarn esenlik yurduna çaًryor ve O, dilediًini doًru yola iletir.
10|26|Güzel davrananlara daha güzel karlk, bir de fazlas vardr. Onlarn yüzlerine ne bir toz (kara leke) bular ne de bir horluk (gelir). فte onlar cennet ehlidirler. Ve onlar orada ebedî kalacaklardr.
10|27|Kِtülük yapanlara gelince, kِtülüًün cezas misli iledir. Onlar zillet kaplayacaktr. Onlar Allah'a kar koruyacak hiç kimse yoktur. Onlarn yüzleri sanki karanlk geceden bir parçaya bürünmütür. فte onlar da cehennem ehlidir. Onlar orada ebedî kalacaklardr.
10|28|Onlarn hepsini biraraya toplayacaًmz, sonra da Allah'a ortak koanlara: "Siz ve kotuًunuz ortaklar yerinizde bekleyin" diyeceًimiz gün artk onlarn (putlaryla) aralarn tamamen ayrmzdr. Ve onlarn ortaklar, (putlar) derler ki: "Siz, bize ibadet etmiyordunuz.
10|29|Bu yüzden bizimle sizin aranzda ahit olarak Allah yeter. قüphesiz ki biz sizin (bize) tapmanzdan tamamen habersizdik."
10|30|Orada herkes geçmite yaptklarn karsnda bulur. Artk onlar gerçek sahipleri olan Allah'a dِndürülmülerdir. Uydurmakta olduklar eyler (bâtl tanrlar) da onlar terkedip kaybolmutur.
10|31|(Resûlüm!) De ki: Size gِkten ve yerden kim rzk veriyor? Ya da kulaklara ve gِzlere kim mâlik (ve hakim) bulunuyor? ضlüden diriyi kim çkaryor, diriden ِlüyü kim çkaryor? (Her türlü) ii kim idare ediyor? "Allah" diyecekler. De ki: ضyle ise (Ona âsi olmaktan) saknmyor musunuz?
10|32|فte O, sizin gerçek Rabbiniz olan Allah'tr. Artk haktan (ayrldktan) sonra sapklktan baka ne kalr? O halde nasl (sapklًa) dِndürülüyorsunuz?
10|33|فte bِylece Rabbinin yoldan çkanlar hakkndaki "Onlar inanmazlar" sِzü gerçeklemi oldu.
10|34|(Resûlüm!) De ki: (Allah'a) ortak kotuklarnz arasnda, (birini yokken) ilk defa yaratacak, arkasndan onu (ِlümünden sonra hayata) yeniden dِndürecek biri var m? De ki: Allah ilk defa yaratp (ِlümden sonra) onu yeniden (hayata) dِndürür. O halde nasl saptrlrsnz!
10|35|De ki: Ortak kotuklarnzdan hakka iletecek olan var m? De ki: "Hakka Allah iletir." ضyle ise hakka ileten mi uyulmaya daha lâyktr; yoksa hidayet verilmedikçe kendi kendine doًru yolu bulamayan m? Size ne oluyor? Nasl (bِyle yanl) hükmediyorsunuz?
10|36|Onlarn çoًu zandan baka bir eye uymaz. قüphesiz zan, haktan (ilimden) hiçbir eyin yerini tutmaz. Allah onlarn yapmakta olduklarn pek iyi bilendir.
10|37|Bu Kur'an Allah'tan bakas tarafndan uydurulmu bir ey deًildir. Ancak kendinden ِncekini doًrulayan ve o Kitab' açklayandr. Onda üphe yoktur, o âlemlerin Rabbindendir.
10|38|Yoksa, Onu (Muhammed) uydurdu mu diyorlar? De ki: Eًer sizler doًru iseniz Allah'tan baka, gücünüzün yettiklerini çaًrn da (hep beraber) onun benzeri bir sûre getirin.
10|39|Bilakis, onlar ilmini kavrayamadklar ve yorumu kendilerine asla gelmemi olan (Kur'an') yalanladlar. Onlardan ِncekiler de bِyle yalanlamlard. قimdi bak, zalimlerin sonu nasl oldu!
10|40|فçlerinden ِylesi var ki ona (Kur'an'a) inanr, yine onlardan ِylesi de var ki ona inanmaz. Rabbin bozguncular en iyi bilendir.
10|41|(Resûlüm! ) onlar seni yalanlarlarsa de ki: Benim iim bana, sizin iiniz de size aittir. Siz benim yaptًmdan uzaksnz, ben de sizin yaptًnzdan uzaًm.
10|42|Onlardan seni dinleyenler vardr. Fakat saًrlara -üstelik akllar da ermiyorsa- sen mi duyuracaksn?
10|43|Onlardan sana bakan da vardr. Fakat -hele (gerçeًi) gِremiyorlarsa- kِrleri sen mi doًru yola ileteceksin?
10|44|قüphesiz ki Allah insanlara hiçbir ekilde zulmetmez, fakat insanlar kendilerine zulmederler.
10|45|Allah'n onlar, sanki günün ancak bir saati kadar kaldklarn zanneder vaziyette yeniden diriltip toplayacaً gün aralarnda birbirleriyle tanrlar. Allah'n huzuruna varmay yalanlayanlar elbette zarara uًramlardr. Zira onlar doًru yola gitmemilerdi.
10|46|Eًer onlar tehdit ettiًimiz (azabn) bir ksmn sana (dünyada iken) gِsterirsek (ne âlâ); yok eًer (gِstermeden) seni vefat ettirirsek nihayet onlarn dِnüü de bizedir. (O zaman onlara ne olacaًn gِreceksin). Sonra, Allah onlarn yapmakta olduklarna da ahittir.
10|47|Her ümmetin bir peygamberi vardr. Peygamberleri geldiًi zaman, aralarnda adaletle hükmedilir ve onlara asla zulmedilmez.
10|48|Doًru iseniz bu vaad (azap) ne zamandr? diyorlar.
10|49|De ki: "Ben kendime bile Allah'n dilediًinden baka ne bir zarar ne de bir menfaat verme gücüne sahibim." Her ümmetin bir eceli vardr. Ecelleri geldiًi zaman artk ne bir saat geri kalrlar ne de ileri giderler.
10|50|De ki: (Ey mürikler!) Ne dersiniz? Allah'n azab size geceleyin veya gündüzün gelirse (ne yaparsnz?). Suçlular ondan hangisini istemekte acele ediyorlar!
10|51|Banza belâ geldikten sonra m O'na iman edeceksiniz, imdi mi? (اok geç). Halbuki onu (azabn gelmesini) istemekte acele ediyordunuz?
10|52|Sonra o (kendilerine) zulmedenlere, "Ebedî azab tadn!" denilecek. Kazanmakta olduًunuzdan bakasnn karlًn m bulacaksnz?
10|53|"O (azap) bir gerçek midir?" diye senden haber istiyorlar. De ki: Evet, Rabbime andolsun ki o üphesiz gerçektir ve siz âciz brakacak deًilsiniz.
10|54|(O zaman) zulmeden herkes yeryüzündeki bütün servete sahip olsa (azaptan kurtulmak için) elbette onu feda eder. Ve azab gِrdükleri zaman için için yanarlar. Aralarnda adaletle hükmolunur ve onlara zulmedilmez.
10|55|Bilesiniz ki, gِklerde ve yerde olan her ey Allah'ndr. Yine bilesiniz ki, Allah'n vâdi haktr, fakat onlarn çoًu bilmez.
10|56|O hem diriltir hem de ِldürür ve yalnz O'na dِndürüleceksiniz.
10|57|Ey insanlar! Size Rabbinizden bir ًِüt, gِnüllerdekine bir ifa, müminler için bir hidayet ve rahmet gelmitir.
10|58|De ki: Ancak Allah'n lütfu ve rahmetiyle, ite bunlarla sevinsinler. Bu, onlarn (dünya mal olarak) topladklarndan daha hayrldr.
10|59|De ki: Allah'n size indirdiًi rzktan bir ksmn helâl, bir ksmn da haram bulmanza ne dersiniz? De ki: Allah m size izin verdi, yoksa Allah'a iftira m ediyorsunuz?
10|60|Allah'a kar yalan uyduranlarn kyamet günü (âkbetleri) hakkndaki kanaatleri nedir? قüphesiz Allah insanlara kar lütuf sahibidir. Fakat onlarn çoًu ükretmezler.
10|61|Ne zaman sen bir ite bulunsan, ne zaman Kur'an'dan bir ey okusan ve siz ne zaman bir i yaparsanz, o ie daldًnz zaman biz mutlaka üstünüzde ahidizdir. Ne yerde ne gِkte zerre aًrlًnca bir ey Rabbinden uzak (ve gizli) kalmaz. Bundan daha küçüًü ve daha büyüًü yoktur ki apaçk kitapta (levh-i mahfuzda) bulunmasn.
10|62|Bilesiniz ki, Allah'n dostlarna korku yoktur; onlar üzülmeyecekler de.
10|63|Onlar, iman edip de takvâya ermi olanlardr.
10|64|Dünya hayatnda da ahirette de onlara müjde vardr. Allah'n sِzlerinde asla deًime yoktur. فte bu, büyük kurtuluun kendisidir.
10|65|(Resûlüm) Onlarn (inkârclarn) sِzleri seni üzmesin. اünkü bütün izzet (ve üstünlük) Allah'ndr. O, iitendir, bilendir.
10|66|فyi bilin ki, gِklerde ve yerde ne varsa yalnz Allah'ndr. (O halde) Allah'tan baka ortaklara tapanlar neyin ardna düüyorlar! Doًrusu onlar, zandan baka bir eyin ardna dümüyorlar ve onlar sadece yalan sِylüyorlar.
10|67|O (Allah), geceyi içinde dinlenesiniz diye sizin için yaratan, (çalp kazanmanz için de) gündüzü aydnlk klandr. قüphesiz bunda dinleyen bir toplum için ibretler vardr.
10|68|(Mürikler:) "Allah çocuk edindi" dediler. Hââ! O bundan münezzehtir. O'nun (çocuًa) ihtiyac yoktur. Gِklerde ve yerde ne varsa O'nundur. Bu hususta yannzda herhangi bir delil yoktur. Allah hakknda bilmediًiniz bir eyi mi sِylüyorsunuz?
10|69|De ki: Allah hakknda yalan uyduranlar asla kurtulua eremezler.
10|70|Dünyada bir miktar geçim (saًlarlar), sonra dِnüleri bizedir; sonra da inkâr etmekte olduklar eylerden ِtürü onlara iddetli azab tattrrz.
10|71|Onlara Nuh'un haberini oku: Hani o kavmine demiti ki: "Ey kavmim! Eًer benim (aranzda) durmam ve Allah'n âyetlerini hatrlatmam size aًr geldi ise, ben yalnz Allah'a dayanp güvenirim. Siz de ortaklarnzla beraber toplanp yapacaًnz kararlatrn. Sonra iiniz banza dert olmasn. Bundan sonra (vereceًiniz) hükmü, bana uygulayn ve bana mühlet de vermeyin."
10|72|"Eًer yüz çeviriyorsanz, zaten ben sizden bir ücret istemedim. Benim ecrim Allah'tan bakasna ait deًildir ve bana müslümanlardan olmam emrolundu."
10|73|Yine de onu yalanladlar, biz de hem onu hem de onunla beraber gemide bulunanlar kurtardk ve onlar (yeryüzünde) halifeler kldk; âyetlerimizi yalanlayanlar da (denizde) boًduk. Bak ki uyarlanlarn (fakat inanmayanlarn) sonu nasl oldu!
10|74|Sonra onun arkasndan birçok peygamberi kendi toplumlarna gِnderdik. Onlara mucizeler getirdiler. Fakat onlar daha ِnce yalanladklar eye inanacak deًillerdi. فte haddi aanlarn kalplerini biz bِyle mühürleriz.
10|75|Sonra onlarn ardndan da Firavun ve toplumuna Musa ile Harun'u mucizelerimizle gِnderdik, fakat onlar kibirlendiler ve günahkâr bir toplum oldular.
10|76|Katmzdan onlara hak (mucize) gelince: "Bu elbette apaçk bir sihirdir" dediler.
10|77|Musa: "Size hak geldiًinde onun için (hep bِyle) mi dersiniz? Bu bir sihir midir? Halbuki sihirbazlar iflâh olmazlar" dedi.
10|78|Onlar dediler ki: Babalarmz üzerinde bulduًumuz (dinden) bizi dِndüresin ve yeryüzünde ululuk sizin ikinizin olsun diye mi bize geldin? Halbuki biz size inanacak deًiliz.
10|79|Firavun dedi ki: Bilgili bütün sihirbazlar bana getirin!
10|80|Sihirbazlar gelince Musa onlara: Atacaًnz atn, dedi.
10|81|Onlar (iplerini) atnca, Musa dedi ki: "Sizin getirdiًiniz sihirdir. Allah onu boa çkaracaktr. اünkü Allah bozguncularn iini düzeltmez."
10|82|"Suçlularn houna gitmese de Allah, sِzleriyle gerçeًi açًa çkaracaktr."
10|83|Firavun ve kavminin kendilerine ikence etmesinden korkuya dütükleri için kavminden bir gurup gençten baka kimse Musa'ya iman etmedi. اünkü Firavun yeryüzünde ululuk taslayan (bir diktatِr) ve haddi aanlardan idi.
10|84|Musa dedi ki: Ey kavmim! Eًer Allah'a inandysanz ve O'na teslim olduysanz sadece O'na güvenip dayann.
10|85|Onlar da dediler ki: "Allah'a dayandk. Ey Rabbimiz! Bizi o zalimler topluluًu için deneme konusu klma!
10|86|Ve bizi rahmetinle o kâfirler topluluًundan kurtar!"
10|87|Biz de Musa ve kardeine: Kavminiz için Msr'da evler hazrlayn ve evlerinizi namaz klnacak yerler yapn, namazlarnz da dosdoًru kln. (Ey Musa!) Müminleri müjdele! diye vahyettik.
10|88|Musa dedi ki: Ey Rabbimiz! Gerçekten sen Firavun ve kavmine dünya hayatnda zinet ve nice mallar verdin. Ey Rabbimiz! (Onlara bu nimetleri), insanlar senin yolundan saptrsnlar ve elem verici cezay gِrünceye kadar iman etmesinler, diye mi (verdin)? Ey Rabbimiz! Onlarn mallarn yok et, kalplerine sknt ver (ki iman etsinler).
10|89|(Allah): فkinizin de duas kabul olunmutur. O halde siz doًruluًa devam edin ve sakn o bilmezlerin yoluna gitmeyin! dedi.
10|90|Biz, فsrailoًullarn denizden geçirdik. Ama Firavun ve askerleri zulmetmek ve saldrmak üzere onlar takip etti. Nihayet (denizde) boًulma haline gelince, (Firavun:) "Gerçekten, فsrailoًullarnn inandً Tanr'dan baka tanr olmadًna ben de iman ettim. Ben de müslümanlardanm!" dedi.
10|91|قimdi mi (iman ettin)! Halbuki daha ِnce isyan etmi ve bozgunculardan olmutun.
10|92|(Ey Firavun!) Senden sonra geleceklere ibret olmas için, bugün senin bedenini (cansz olarak) kurtaracaًz. فte insanlardan bir çoًu, hakikaten âyetlerimizden gafildirler.
10|93|Andolsun biz فsrailoًullarn güzel bir yurda yerletirdik ve onlara temiz nimetlerden rzk verdik. Kendilerine ilim gelinceye kadar ayrlًa dümediler. قüphesiz ki Rabbin, kyamet günü onlarn, aralarnda ihtilaf etmekte olduklar eyler hakknda hükmedecektir.
10|94|(Resülüm!) Eًer sana indirdiًimizden (bu anlattًmz olaylardan) kukuda isen, senden ِnce Kitab' (Tevrat') okuyanlara sor. Andolsun ki, Rabbinden sana hak gelmitir. Sakn üphecilerden olma!
10|95|Allah'n âyetlerini yalanlayanlardan da olma, sonra ziyana uًrayanlardan olursun.
10|96|Gerçekten haklarnda Rabbinin sِzü (hükmü) sabit olanlar,inanmazlar.
10|97|Kendilerine (istedikleri) bütün mucizeler gelmi olsa bile, elem verici azab gِrünceye kadar inanmayacaklardr.
10|98|Yunus'un kavmi müstesna, (halkn yok ettiًimiz ülkelerden) herhangi bir ülke halk, keke (kendilerine azap gelmeden) iman etse de bu imanlar kendilerine fayda verseydi! Yunus'un kavmi iman edince, kendilerinden dünya hayatndaki rüsvaylk azabn kaldrdk ve onlar bir süre (dünya nimetlerinden) faydalandrdk.
10|99|(Resûlüm!) Eًer Rabbin dileseydi, yeryüzündekilerin hepsi elbette iman ederlerdi. O halde sen, inanmalar için insanlar zorlayacak msn?
10|100|Allah'n izni olmadan hiç kimse inanamaz. O, akllarn kullanmayanlar murdar (inkârc) klar.
10|101|De ki: "Gِklerde ve yerde neler var, bakn (da ibret aln!)" Fakat inanmayan bir topluma deliller ve uyarlar fayda saًlamaz.
10|102|Onlar, kendilerinden ِnce gelip geçmi toplumlarn (ackl) günlerinin benzerlerinden bakasn m bekliyorlar? De ki: Haydi bekleyin! قüphesiz ben de sizinle beraber bekleyenlerdenim.
10|103|Biz, sonra peygamberlerimizi ve ayn ekilde iman edenleri kurtarrz. فnananlar üzerimize bir borç olarak kurtaracaًz.
10|104|De ki: "Ey insanlar! Benim dinimden üphede iseniz, (bilin ki) ben Allah' brakp da sizin taptklarnza tapmam, fakat ancak sizi ِldürecek olan Allah'a kulluk ederim. Bana müminlerden olmam emrolundu."
10|105|"Ve (bana) hanîf (Allah'n birliًini tanyc) olarak yüzünü dine çevir; sakn müriklerden olma, diye (emredildi)."
10|106|Allah' brakp da sana fayda veya zarar vermeyecek eylere tapma. Eًer bunu yaparsan, o takdirde sen mutlaka zalimlerden olursun.
10|107|Eًer Allah sana bir zarar dokundurursa, onu yine O'ndan baka giderecek yoktur. Eًer sana bir hayr dilerse, O'nun keremini geri çevirecek de yoktur. O, hayrn kullarndan dilediًine eritirir. Ve O baًlayandr, esirgeyendir.
10|108|De ki: Ey insanlar! Size Rabbinizden Hak (Kur'an) gelmitir. Artk kim doًru yola gelirse, ancak kendisi için gelecektir. Kim de saparsa, o da ancak kendi aleyhine sapacaktr. Ben sizin üzerinize vekil deًilim. (Sadece tebliً etmekle memurum).
10|109|(Resûlüm!) Sen, sana vahyolunana uy ve Allah hükmedinceye kadar sabret. O hakimlerin en hayrlsdr.
11|1|Elif. Lâm. Râ. (Bu sana indirilen), hikmet sahibi (ve) her eyden haberdar olan (Allah) tarafndan âyetleri saًlamlatrlm, sonra da açklanm bir kitaptr.
11|2|(De ki: Bu Kitap) "Allah'tan bakasna ibadet etmemeniz için (indirildi). قüphesiz ki ben, onun tarafndan size (gِnderilmi) bir uyarc ve müjdeleyiciyim.
11|3|Ve Rabbinizden maًfiret dilemeniz, sonra da ona tevbe etmeniz için (indirildi. Eًer bu emrolunanlar yaparsanz), Allah sizi, tayin edilmi bir süreye kadar güzel bir ekilde yaatr, fazlasn yapan herkese de iyiliًinin karlًn verir. Eًer yüz çevirirseniz, ben sizin banza gelecek büyük bir günün azabndan korkarm."
11|4|Dِnüünüz yalnz Allah'adr. O, her eye kadirdir.
11|5|Bilesiniz ki, onlar Peygamber'den, (dümanlklarn) gizlemeleri için gًِüslerini çevirirler (gِnüllerinden geçeni gizlerler). فyi bilin ki, onlar elbiselerine büründükleri zaman dahi, Allah onlarn gizlediklerini de, açًa çkardklarn da bilir. اünkü O, kalplerin ِzünü bilendir.
11|6|Yeryüzünde yürüyen her canlnn rzk, yalnzca Allah'n üzerinedir. Allah o canlnn durduًu yeri ve sonunda braklacaً mekan bilir. (Bunlarn) hepsi açk bir kitapta (levh-i mahfuz'da) dr.
11|7|O, hanginizin amelinin daha güzel olacaً hususunda sizi imtihan etmek için, Ar' su üzerinde iken, gِkleri ve yeri alt günde yaratandr. Yemin ederim ki, (Resûlüm!): "ضlümden sonra muhakkak diriltileceksiniz" desen, kâfir olanlar derhal "Bu, açk bir büyüden baka bir ey deًildir" derler.
11|8|Andolsun, eًer biz onlardan azab sayl bir süreye kadar ertelesek, mutlaka "Onun gelmesini engelleyen nedir?" derler. Bilesiniz ki, kendilerine azap geldiًi gün, bir daha onlardan uzaklatrlacak deًildir. Ve alay etmekte olduklar ey, onlar çepeçevre kuatacaktr.
11|9|Eًer insana tarafmzdan bir rahmet (nimet) tattrr da sonra bunu ondan çekip alrsak, tamamen ümitsiz ve nankِr olur.
11|10|Eًer kendisine dokunan bir zarardan sonra ona bir nimet tattrrsak, elbette "Kِtülükler benden gitti" der. اünkü o (bunu derken) marktr, kibirlidir.
11|11|Ancak (musibetlere) sabredip güzel i yapanlar bِyle deًildir. فte onlar için bir baً ve bir büyük mükâfat vardr.
11|12|Belki de sen (müriklerin:) "Ona (gِkten) bir hazine indirilseydi veya onunla beraber bir melek gelseydi!" demelerinden ِtürü sana vahyolunan âyetlerin bir ksmn (duyurmay) terk edeceksin ve bu yüzden ruhun daralacaktr. (فyi bil ki) sen ancak bir uyarcsn. Allah ise her eye vekîldir.
11|13|Yoksa, "Onu (Kur'an') kendisi uydurdu" mu diyorlar? De ki: Eًer doًru iseniz Allah'tan baka çaًrabildiklerinizi (yardma) çaًrn da siz de onun gibi uydurulmu on sûre getirin.
11|14|Eًer (onlar) size cevap veremiyorlarsa, bilin ki, o ancak Allah'n ilmiyle indirilmitir ve O'ndan baka tanr yoktur. Artk siz müslüman oluyor musunuz?
11|15|Kim, (yalnz) dünya hayatn ve zinetini istemekte ise, ilerinin karlًn orada onlara tam olarak veririz ve orada onlar hiçbir zarara uًratlmazlar.
11|16|فte onlar, ahirette kendileri için ateten baka hiçbir eyleri olmayan kimselerdir; (dünyada) yaptklar da boa gitmitir; yapmakta olduklar eyler (zaten) bâtldr.
11|17|Rabbin tarafndan (gelmi) açk bir delile dayanan ve kendisini Rabbinden bir ahidin izlediًi, ayrca kendisinden ِnce, bir ِnder ve bir rahmet olarak Musa'nn Kitab' (elinde) bulunan kimse (inkârclar gibi) midir? اünkü bunlar ona (Kur'an'a) inanrlar. Zümrelerden hangisi onu inkâr ederse ite cehennem atei onun varacaً yerdir, bundan üphen olmasn; zira bu, senin Rabbin tarafndan bildirilmi gerçektir; fakat insanlarn çoًu inanmazlar.
11|18|Kim Allah'a kar yalan uydurandan daha zalim olabilir? Onlar (kyamet gününde) Rablerine arz edilecekler, ahitler de: فte bunlar Rablerine kar yalan sِyleyenlerdir, diyecekler. Bilin ki, Allah'n lâneti zalimlerin üzerinedir!
11|19|Onlar, (insanlar) Allah'n yolundan alkoyan ve onu eًri gِstermek isteyenlerdir. Ahireti inkâr edenler de onlardr.
11|20|Onlar yeryüzünde (Allah') âciz brakacak deًillerdir; onlarn Allah'tan baka (yardm isteyecekleri) dostlar da yoktur. Onlarn azab kat kat olacaktr. اünkü onlar (gerçekleri) ne gِrebiliyorlar ne de kulak veriyorlard.
11|21|فte onlar kendilerini ziyana uًrattlar. Uydurmakta olduklar eyler de kendilerinden kaybolup gitti.
11|22|قüphesiz onlar, ahirette en çok ziyana uًrayanlardr.
11|23|فnanp da güzel iler yapan ve Rablerine gِnülden boyun eًenlere gelince, ite onlar cennet ehlidir. Onlar orada ebedî kalrlar.
11|24|Bu iki zümrenin (müminlerle kâfirlerin) durumu, kِr ve saًr ile gِren ve iiten kimseler gibidir. Bunlarn hali hiç eit olur mu? Hâla ibret almyor musunuz?
11|25|Andolsun, biz Nuh'u kavmine elçi gِnderdik. Onlara: "Ben (dedi), sizin için apaçk bir uyarcym.
11|26|Allah'tan bakasna tapmayn! Ben, size (gelecek) elem verici bir günün azabndan korkuyorum."
11|27|Kavminden ileri gelen kâfirler dediler ki: "Biz seni sadece bizim gibi bir insan olarak gِrüyoruz. Bizden, basit gِrüle hareket eden alt tabakamzdan bakasnn sana uyduًunu gِrmüyoruz. Ve sizin bize kar bir üstünlüًünüzü de gِrmüyoruz. Bilakis sizin yalanclar olduًunuzu düünüyoruz."
11|28|(Nuh) dedi ki: Ey kavmim! Eًer ben Rabbim tarafndan (bildirilen) açk bir delil üzerinde isem ve O bana kendi katndan bir rahmet vermi de bu size gizli tutulmusa, buna ne dersiniz? Siz onu istemediًiniz halde biz sizi ona zorlayacak myz?
11|29|Ey kavmim! Allah'n emirlerini bildirmeye karlk sizden herhangi bir mal istemiyorum. Benim mükâfatm ancak Allah'a aittir. Ben iman edenleri kovacak deًilim; çünkü onlar Rablerine kavuacaklardr. Fakat ben sizi, bilgisizce davranan bir topluluk olarak gِrüyorum.
11|30|Ey kavmim! Ben onlar kovarsam, beni Allah'tan (onun azabndan) kim korur? Düünmüyor musunuz?
11|31|Ben size: "Allah'n hazineleri benim yanmdadr" demiyorum, gayb da bilmem. "Ben bir meleًim" de demiyorum, sizin gِzlerinizin hor gِrdüًü kimseler için, "Allah onlara asla bir hayr vermeyecektir" diyemem. Onlarn kalplerinde olan, Allah daha iyi bilir. Onlar kovduًum takdirde ben gerçekten zalimlerden olurum."
11|32|Dediler ki: Ey Nuh! Bizimle mücadele ettin ve bize kar mücadelede çok ileri gittin. Eًer doًrulardan isen, kendisiyle bizi tehdit ettiًini (azab) bize getir!
11|33|(Nuh) dedi ki: "Onu size ancak dilerse Allah getirir. Ve siz (Allah') âciz brakacak deًilsiniz.
11|34|Eًer Allah sizi azdrmak istiyorsa, ben size ًِüt vermek istesem de, ًِüdüm size fayda vermez. (اünkü) O sizin Rabbinizdir. Ve (nihayet) O'na dِndürüleceksiniz."
11|35|(Resûlüm!) Yoksa, "Bunu uydurdu" mu diyorlar? De ki: "Eًer onu uydurduysam günahm bana aittir. Fakat ben sizin ilediًiniz günahtan uzaًm."
11|36|Nuh'a vahyolundu ki: Kavminden iman etmi olanlardan bakas artk (sana) asla inanmayacak. ضyle ise onlarn ilemekte olduklarndan (günahlardan) dolay üzülme.
11|37|Gِzlerimizin ِnünde ve vahyimiz (emrimiz) uyarnca gemiyi yap ve zulmedenler hakknda bana (bir ey) sِyleme! Onlar mutlaka boًulacaklardr!
11|38|Nuh gemiyi yapyor, kavminden ileri gelenler ise, yanna her uًradkça onunla alay ediyorlard. Dedi ki: "Eًer bizimle alay ediyorsanz, iyi bilin ki siz nasl alay ediyorsanz biz de sizinle alay edeceًiz!
11|39|Kendisini rezil edecek azabn kime geleceًini ve sürekli bir azabn kimin bana ineceًini yaknda bileceksiniz."
11|40|Nihayet emrimiz gelip de sular coup yükselmeye balaynca Nuh'a dedik ki: "(Canl çeitlerinin) her birinden iki e ile -(boًulacaًna dair) aleyhinde sِz geçmi olanlar dnda- aileni ve iman edenleri gemiye yükle!" Zaten onunla beraber pek az iman etmiti.
11|41|(Nuh) dedi ki: "Gemiye binin! Onun yüzüp gitmesi de, durmas da Allah'n adyladr. قüphesiz ki Rabbim çok baًlayan, pek esirgeyendir."
11|42|Gemi, daًlar gibi dalgalar arasnda onlar gِtürüyordu. Nuh, gemiden uzakta bulunan oًluna: Yavrucuًum! (Sen de) bizimle beraber bin, kâfirlerle beraber olma! diye seslendi.
11|43|Oًlu: Beni sudan koruyacak bir daًa sًnacaًm, dedi. (Nuh): "Bugün Allah'n emrinden (azabndan), merhamet sahibi Allah'tan baka koruyacak kimse yoktur" dedi. Aralarna dalga girdi, bِylece o da boًulanlardan oldu.
11|44|(Nihayet) "Ey yer suyunu yut! Ve ey gِk (suyunu) tut!" denildi. Su çekildi; i bitirildi; (gemi de) Cûdî (daًnn) üzerine yerleti. Ve: "O zalimler topluluًunun can cehenneme!" denildi.
11|45|Nuh Rabbine dua edip dedi ki: "Ey Rabbim! قüphesiz oًlum da ailemdendir. Senin vâdin ise elbette haktr. Sen hakimler hakimisin."
11|46|Allah buyurdu ki: Ey Nuh! O asla senin ailenden deًildir. اünkü onun yaptً kِtü bir itir. O halde hakknda bilgin olmayan bir eyi benden isteme! Ben sana cahillerden olmaman tavsiye ederim.
11|47|Nuh dedi ki: Ey Rabbim! Ben senden hakknda bilgim olmayan eyi istemekten sana sًnrm. Eًer beni baًlamaz ve esirgemezsen, ben ziyana uًrayanlardan olurum!
11|48|Denildi ki: Ey Nuh! Sana ve seninle beraber olan ümmetlere bizden selam ve bereketlerle (gemiden) in! Kendilerini (dünyada) faydalandracaًmz, sonra da bizden kendilerine elem verici bir azabn dokunacaً ümmetler de olacaktr.
11|49|(Resûlüm!) فte bunlar sana vahyettiًimiz gayb haberlerindendir. Bundan ِnce onlar ne sen biliyordun ne de kavmin. O halde sabret. اünkü iyi sonuç (sabredip) saknanlarndr.
11|50|آd kavmine de kardeleri Hûd'u (gِnderdik). Dedi ki: Ey kavmim! Allah'a kulluk edin. Sizin O'ndan baka tanrnz yoktur. Siz yalan uyduranlardan bakas deًilsiniz.
11|51|Ey kavmim! Ben, ona (peygamberliًe) karlk sizden bir ücret istemiyorum. Benim ücretim, beni yaratandan bakasna ait deًildir. Hâla aklnz kullanmyor musunuz?
11|52|Ey kavmim! Rabbinizden baً dileyin; sonra da O'na tevbe edin ki, üzerinize gًِü (yaًmuru) bol bol gِndersin ve kuvvetinize kuvvet katsn. Günah ileyerek (Allah'tan) yüz çevirmeyin.
11|53|Dediler ki: Ey Hûd! Sen bize açk bir mucize getirmedin, biz de senin sِzünle tanrlarmz brakacak deًiliz ve biz sana iman edecek de deًiliz.
11|54|Biz "Tanrlarmzdan biri seni fena çarpm!" demekten baka bir sِz sِylemeyiz! (Hûd) dedi ki: "Ben Allah' ahit tutuyorum; siz de ahit olun ki ben sizin ortak kotuklarnzdan uzaًm."
11|55|"O'ndan baka (taptklarnzn hepsinden uzaًm). Haydi hepiniz bana tuzak kurun; sonra da bana mühlet vermeyin!"
11|56|"Ben, benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah'a dayandm. اünkü yürüyen hiçbir varlk yoktur ki, O, onun perçeminden tutmu olmasn. قüphesiz Rabbim dosdoًru yoldadr."
11|57|"Eًer yüz çevirirseniz üphesiz ki benimle size gِnderileni size bildirdim. Rabbim (dilerse) sizden baka bir kavmi yerinize getirir de O'na hiçbir zarar veremezsiniz. اünkü benim Rabbim her eyi gِzetendir."
11|58|Emrimiz gelince, Hûd'u ve onunla beraber iman edenleri tarafmzdan bir rahmetle kurtardk, onlar aًr bir azaptan kurtulua erdirdik.
11|59|فte آd (kavmi). Rablerinin âyetlerini inkâr ettiler; O'nun peygamberlerine âsi oldular ve inatç her zorbann emrine uydular.
11|60|Onlar hem bu dünyada hem de kyamet gününde lânete tâbi tutuldular. Biliniz ki, Ad (kavmi) Rablerini inkâr ettiler. (قunu da) bilin ki Hûd'un kavmi آd, Allah'n rahmetinden uzak klnd.
11|61|Semûd kavmine de kardeleri Sâlih'i (gِnderdik). Dedi ki: Ey kavmim! Allah'a kulluk edin. Sizin O'ndan baka tanrnz yoktur. O sizi yerden (topraktan) yaratt. Ve sizi orada yaatt. O halde O'ndan maًfiret isteyin; sonra da O'na tevbe edin. اünkü Rabbim (kullarna) çok yakndr, (dualarn) kabul edendir.
11|62|Dediler ki: Ey Sâlih! Sen bundan ِnce içimizde ümit beslenen birisiydin. (قimdi) babalarmzn taptklarna tapmaktan bizi engelliyor musun? Doًrusu biz, bizi kendisine (kulluًa) çaًrdًn eyden ciddi bir üphe içindeyiz.
11|63|(Sâlih) dedi ki: Ey kavmim! Eًer ben Rabbimden (verilen) apaçk bir delil üzerinde isem ve O bana kendinden bir rahmet (peygamberlik) vermise, buna ne dersiniz? Bu durum karsnda O'na âsi olursam beni Allah'tan (O'nun azabndan) kim korur? O zaman siz de bana ziyan vermekten fazla bir ey yapamazsnz.
11|64|Ey kavmim! فte size mucize olarak Allah'n devesi. Onu brakn, Allah'n arznda yesin (içsin). Ona kِtülük dokundurmayn; sonra sizi yakn bir azap yakalar.
11|65|Fakat Semûd kavmi o deveyi, ayaklarn keserek ِldürdüler. Sâlih dedi ki: "Yurdunuzda üç gün daha yaayn (sonra helâk olacaksnz)!" Bu sِz, yalanlanamayan bir tehdit idi.
11|66|Emrimiz gelince, Sâlih'i ve onunla beraber iman edenleri, bizden bir rahmet olarak (azaptan) ve o günün zilletinden kurtardk. قüphesiz Rabbin kuvvetlidir, (her eye) galip gelendir.
11|67|Zulmedenleri de o korkunç ses yakalad ve yurtlarnda diz üstü çِkekaldlar.
11|68|Sanki orada hiç oturmamlard. Biliniz ki, Semûd kavmi gerçekten Rablerini inkâr ettiler. Yine bilesiniz ki, Semûd kavmi (Allah'n rahmetinden) uzak klnd.
11|69|Andolsun ki elçilerimiz (melekler) فbrahim'e müjde getirdiler ve: "Selam (sana)" dediler. O da: "(Size de) selam" dedi ve hemen kzartlm bir buzaً getirdi.
11|70|Ellerini yemeًe uzatmadklarn gِrünce, onlar yadrgad ve onlardan dolay içine bir korku dütü. Dediler ki: Korkma! (biz melekleriz). Lût kavmine gِnderildik.
11|71|O esnada hanm ayakta idi ve (bu sِzleri duyunca) güldü. Ona da فshak', فshak'n ardndan da Ya'kub'u müjdeledik.
11|72|(فbrahim'in kars:) Olacak ey deًil! Ben bir kocakar, bu kocam da bir ihtiyar iken çocuk mu doًuracaًm? Bu gerçekten alacak bir ey! dedi.
11|73|(Melekler) dediler ki: Allah'n emrine ayor musun? Ey ev halk! Allah'n rahmeti ve bereketleri sizin üzerinizdedir. قüphesiz ki O, ِvülmeye lâyktr, iyiliًi boldur.
11|74|فbrahim'den korku gidip kendisine müjde gelince, Lût kavmi hakknda (adeta) bizimle mücadeleye balad.
11|75|فbrahim cidden yumuak huylu, baًr yank, kendisini Allah'a vermi biri idi.
11|76|(Melekler dediler ki): Ey فbrahim! Bundan vazgeç. اünkü Rabbinin (azap) emri gelmitir. Ve onlara, geri çevrilmez bir azap mutlaka gelecektir!
11|77|Elçilerimiz Lût'a gelince, (Lût) onlarn yüzünden üzüldü ve onlardan dolay içi darald da "Bu, çetin bir gündür" dedi.
11|78|Lût'un kavmi, koarak onun yanna geldiler. Daha ِnce de o kِtü ileri yapmaktaydlar. (Lût): "Ey kavmim! فte unlar kzlarmdr (onlarla evlenin); sizin için onlar daha temizdir. Allah'tan korkun ve misafirlerimin ِnünde beni rezil etmeyin! فçinizde akl banda bir adam yok mu!" dedi.
11|79|Dediler ki: Senin kzlarnda bizim bir hakkmz olmadًn biliyorsun. Ve sen bizim ne istediًimizi elbette bilirsin.
11|80|(Lût:) Keke benim size kar (koyacak) bir gücüm olsayd veya güçlü bir kaleye sًnabilseydim! dedi.
11|81|(Melekler) dediler ki: Ey Lût! Biz Rabbinin elçileriyiz. Onlar sana asla dokunamazlar. Sen gecenin bir ksmnda ailenle (yola çkp) yürü. Karndan baka sizden hiçbiri geride kalmasn. اünkü onlara gelecek olan (azap) üphesiz ona da isabet edecektir. Onlara vâdolunan (helâk) zaman, sabah vaktidir. Sabah yakn deًil mi?
11|82|Emrimiz gelince, orann altn üstüne getirdik ve üzerlerine (balçktan) piirilip istif edilmi talar yaًdrdk.
11|83|(O talar:) Rabbin katnda iaretlenerek (yaًdrlmtr). Onlar zalimlerden uzak deًildir.
11|84|Medyen'e de kardeleri قuayb' (gِnderdik). Dedi ki: Ey kavmim! Allah'a kulluk edin! Sizin için ondan baka tanr yoktur. ضlçüyü ve tarty eksik yapmayn. Zira ben sizi hayr (ve bolluk) içinde gِrüyorum. Ve ben, gerçekten sizin için kuatc bir günün azabndan korkuyorum.
11|85|Ve ey kavmim! ضlçüyü ve tarty adaletle yapn; insanlara eyalarn eksik vermeyin; yeryüzünde bozguncular olarak dolamayn.
11|86|Eًer mümin iseniz Allah'n (helâlinden) braktً (kâr) sizin için daha hayrldr. Ben üzerinize bir bekçi deًilim.
11|87|Dediler ki: Ey قuayb! Babalarmzn taptklarn (putlar), yahut mallarmz hususunda dilediًimizi yapmay terketmemizi sana namazn m emrediyor? Oysa sen yumuak huylu ve çok akllsn!
11|88|Dedi ki: Ey kavmim! Eًer benim, Rabbim tarafndan (verilmi) apaçk bir delilim varsa ve O bana tarafndan güzel bir rzk vermise buna ne dersiniz? Size yasak ettiًim eylerin aksini yaparak size aykr davranmak istemiyorum. Ben sadece gücümün yettiًi kadar slah etmek istiyorum. Fakat baarmam ancak Allah'n yardm iledir. Yalnz O'na dayandm ve yalnz O'na dِneceًim.
11|89|Ey kavmim! Sakn bana kar dümanlًnz, Nuh kavminin veya Hûd kavminin, yahut Sâlih kavminin balarna gelenler gibi size de bir musibet getirmesin! Lût kavmi de sizden uzak deًildir.
11|90|Rabbinizden baًlanma dileyin; sonra O'na tevbe edin. Muhakkak ki Rabbim çok merhametlidir, (müminleri) çok sever.
11|91|Dediler ki: Ey قuayb! Sِylediklerinin çoًunu anlamyoruz ve içimizde seni cidden zayf (âciz) gِrüyoruz! Eًer kabilen olmasa, seni mutlaka talayarak ِldürürüz. Sen bizden üstün deًilsin.
11|92|(قuayb:) "Ey kavmim dedi, size gِre benim kabilem Allah'tan daha m güçlü ve deًerli ki, onu (Allah'n emirlerini) arkanza atp unuttunuz. قüphesiz ki Rabbim yapmakta olduklarnz çepeçevre kuatcdr.
11|93|Ey kavmim! Elinizden geleni yapn! Ben de yapacaًm! Kendisini rezil edecek azabn geleceًi ahsn ve yalancnn kim olduًunu yaknda ًِreneceksiniz! Bekleyin! Ben de sizinle beraber beklemekteyim."
11|94|Emrimiz gelince, قuayb' ve onunla beraber iman edenleri tarafmzdan bir rahmetle kurtardk; zulmedenleri ise korkunç bir gürültü yakalad da yurtlarnda diz üstü çِkekaldlar.
11|95|Sanki orada hiç barnmamlard. Biliniz ki, Semûd kavmi (Allah'n rahmetinden) uzak olduًu gibi Medyen kavmi de uzak oldu.
11|96|Andolsun ki Musa'y da mucizelerimizle ve apaçk bir delille gِnderdik.
11|97|Firavun'a ve onun ileri gelenlerine Fakat onlar Firavun'un emrine uydular. Oysa Firavun'un emri doًru deًildi.
11|98|Firavun, kyamet gününde kavminin ِnüne düecek ve onlar (çekip) atee gِtürecektir. Varacaklar yer ne kِtü yerdir!
11|99|Onlar burada da, kyamet gününde de lânete uًratldlar. (Onlara) verilen bu armaًan ne kِtü armaًandr!
11|100|(Ey Muhammed!) فte bu, (halk helâk olmu) memleketlerin haberlerindendir. Biz onu sana anlatyoruz; onlardan (bugüne kadar izleri) kalan da vardr, biçilmi ekin (gibi yok olan) da vardr.
11|101|Onlara biz zulmetmedik; fakat, onlar kendilerine zulmettiler. Rabbinin (azap) emri geldiًinde, Allah' brakp da taptklar tanrlar, onlara hiçbir ey saًlamad, ziyanlarn artrmaktan baka bir eye yaramad.
11|102|Rabbin, hakszlk eden memleketleri (onlarn halkn) yakaladًnda, onun yakalay ite bِyle (iddetlidir). قüphesiz onun yakalamas pek elem vericidir, pek çetindir!
11|103|فte bunda, ahiret azabndan korkanlar için elbette bir ibret vardr. O gün bütün insanlarn bir araya toplandً bir gündür ve o gün (bütün mahlûkatn) hazr bulunduًu bir gündür.
11|104|Biz onu (kyamet gününü) sadece sayl bir müddete kadar bekletiriz.
11|105|O geldiًi gün Allah'n izni olmadan hiç kimse konuamaz. Onlardan kimi bedbahttr, kimi mutlu.
11|106|Bedbaht olanlar atetedirler, orada onlarn (ِyle feci) nefes alp vermeleri vardr ki.
11|107|Rabbinin dilediًi hariç, (onlar) gِkler ve yer durdukça o atete ebedî kalacaklardr. اünkü Rabbin, istediًini hakkyla yapandr.
11|108|Mutlu olanlara gelince, onlar da cennettedirler. Rabbinin dilediًi hariç, gِkler ve yer durdukça onlar da orada ebedî kalacaklardr. Bu (nimetler) bitmez, tükenmez bir lütuftur.
11|109|O halde onlarn tapmakta olduklar eylerden (bu eylerin onlar azaba gِtürdüًünden) üphen olmasn. اünkü onlar ancak daha ِnce babalarnn taptً gibi tapyorlar. Biz onlarn (azaptan) nasiplerini mutlaka eksiksiz olarak vereceًiz.
11|110|Andolsun biz Musa'ya Kitab' verdik; fakat onda ihtilaf edildi. Eًer Rabbinden bir sِz geçmemi olsayd, elbette onlarn arasnda hüküm verilmiti (ve ileri de bitirilmiti). قüphesiz ki onlar (Mekkeliler) de Kur'an hakknda derin bir üphe içindedirler.
11|111|قüphesiz Rabbin, onlarn her birinin amellerinin karlًn onlara tam olarak verecektir. اünkü Rabbin, onlarn yapmakta olduklarndan haberdardr.
11|112|O halde seninle beraber tevbe edenlerle birlikte emrolunduًun gibi dosdoًru ol! Ar da gitmeyin. اünkü O, sizin yaptklarnz çok iyi gِrendir.
11|113|Zulmedenlere meyletmeyin; sonra size ate dokunur (cehennemde yanarsnz). Sizin Allah'tan baka dostlarnz yoktur. Sonra (O'ndan da) yardm gِremezsiniz!
11|114|Gündüzün iki ucunda, gecenin de ilk saatlerinde namaz kl. اünkü iyilikler kِtülükleri (günahlar) giderir. Bu, ًِüt almak isteyenlere bir hatrlatmadr.
11|115|(Ey Muhammed!) Sabrl ol, çünkü Allah güzel i yapanlarn mükâfatn zayi etmez.
11|116|Sizden ِnceki asrlarda yeryüzünde (insanlar) bozgunculuktan alkoyacak faziletli kimseler bulunsayd ya! Fakat onlardan, kurtulua erdirdiًimiz az bir ksm müstesnadr (bunlar gِrevlerini yaptlar). Zulmedenler ise, kendilerine verilen refahn peine dütüler. Zaten günahkâr idiler.
11|117|Halk iyi olduًu halde Rabbin, hakszlkla memleketleri helâk etmez.
11|118|Rabbin dileseydi bütün insanlar bir tek millet yapard. (Fakat) onlar ihtilafa dümeye devam edecekler.
11|119|Ancak Rabbinin merhamet ettikleri müstesnadr. Zaten Rabbin onlar bunun için yaratt. Rabbinin, "Andolsun ki cehennemi tümüyle insanlar ve cinlerle dolduracaًm" sِzü yerini buldu.
11|120|Peygamberlerin haberlerinden senin kalbini (tatmin ve) teskin edeceًimiz her haberi sana anlatyoruz. Bunda sana gerçeًin bilgisi, müminlere de bir ًِüt ve bir uyar gelmitir.
11|121|فman etmeyenlere de ki: Elinizden geleni yapn! Biz de (gerekeni) yapmaktayz!
11|122|Bekleyin! قüphesiz biz de beklemekteyiz!
11|123|Gِklerin ve yerin gayb (srr) yalnz Allah'a aittir. Her i O'na dِndürülür. ضyle ise O'na kulluk et ve O'na dayan! Rabbin yaptklarnzdan gafil deًildir.
12|1|Elif. Lâm. Râ. Bunlar, apaçk Kitab'n âyetleridir.
12|2|Anlayasnz diye biz onu Arapça bir Kur'an olarak indirdik.
12|3|(Ey Muhammed!) Biz, sana bu Kur'an' vahyetmekle geçmi milletlerin haberlerini sana en güzel bir ekilde anlatyoruz. Gerçek u ki, sen bundan ِnce (bu haberleri) elbette bilmeyenlerden idin.
12|4|Bir zamanlar Yusuf, babasna (Ya'kub'a) demiti ki: Babacًm! Ben (rüyamda) on bir yldzla günei ve ay gِrdüm; onlar bana secde ederlerken gِrdüm.
12|5|(Babas:) Yavrucuًum! dedi, rüyan sakn kardelerine anlatma; sonra sana bir tuzak kurarlar! اünkü eytan insana apaçk bir dümandr.
12|6|فte bِylece Rabbin seni seçecek, sana (rüyada gِrülen) olaylarn yorumunu ًِretecek ve daha ِnce iki atan فbrahim ve فshak'a nimetini tamamladً gibi sana ve Ya'kub soyuna da nimetini tamamlayacaktr. اünkü Rabbin çok iyi bilendir, hikmet sahibidir.
12|7|Andolsun ki Yusuf ve kardelerinde, (almak) isteyenler için ibretler vardr.
12|8|(Kardeleri) dediler ki: Yusufla kardei (Bünyamin) babamza bizden daha sevgilidir. Halbuki biz kalabalk bir cemaatiz. قüphesiz ki babamz apaçk bir yanllk içindedir.
12|9|(Aralarnda dediler ki:) Yusufu ِldürün veya onu (uzak) bir yere atn ki babanzn teveccühü yalnz size kalsn! Ondan sonra da (tevbe ederek) sâlih kimseler olursunuz!
12|10|Onlardan biri: Yusufu ِldürmeyin, eًer mutlaka yapacaksanz onu kuyunun dibine atn da geçen kervanlardan biri onu alsn (gِtürsün), dedi.
12|11|Dediler ki: "Ey babamz! Sana ne oluyor da Yusuf hakknda bize güvenmiyorsun! Oysa ki biz onun iyiliًini istemekteyiz.
12|12|Yarn onu bizimle beraber (kra) gِnder de bol bol yesin (içsin), oynasn. Biz onu mutlaka koruruz."
12|13|(Babalar) dedi ki: Onu gِtürmeniz beni mutlaka üzer. Siz ondan habersizken onu bir kurdun yemesinden korkarm.
12|14|Dediler ki: Hakikaten biz (kuvvetli) bir topluluk olduًumuz halde, eًer onu kurt yerse, o zaman biz gerçekten âciz kimseler saylrz.
12|15|Onu gِtürüp de kuyunun dibine atmaya ittifakla karar verdikleri zaman, biz Yusufa: Andolsun ki sen onlarn bu ilerini onlar (iin) farkna varmadan, kendilerine haber vereceksin, diye vahyettik.
12|16|Akamleyin aًlayarak babalarna geldiler.
12|17|Ey babamz! dediler, biz yarmak üzere uzaklatk; Yusufu eyamzn yannda brakmtk. (Ne yazk ki) onu kurt yemi! Fakat biz doًru sِyleyenler olsak da sen bize inanmazsn.
12|18|Gِmleًinin üstünde sahte bir kan ile geldiler. (Yakub) dedi ki: Bilakis nefisleriniz size (kِtü) bir ii güzel gِsterdi. Artk (bana düen) hakkyla sabretmektir. Anlattًnz karsnda (bana) yardm edecek olan, ancak Allah'tr.
12|19|Bir kervan geldi ve sucularn (kuyuya) gِnderdiler, o da (gidip) kovasn sald, (Yusufu gِrünce) "Müjde! فte bir oًlan!" dedi. Onu bir ticaret mal olarak sakladlar. Allah onlarn yaptklarn çok iyi bilir.
12|20|(Kafile Msr'a vardًnda) onu deًersiz bir pahaya, sayl birkaç dirheme sattlar. Onlar zaten ona deًer vermemilerdi.
12|21|Msr'da onu satn alan adam, karsna dedi ki: "Ona deًer ver ve güzel bak! Umulur ki bize faydas olur. Veya onu evlât ediniriz." فte bِylece (Msr da adaletle hükmetmesi) ve kendisine (rüyadaki) olaylarn yorumunu ًِretmemiz için Yusufu o yere yerletirdik. Allah, emrini yerine getirmeye kadirdir. Fakat insanlarn çoًu (bunu) bilmezler.
12|22|(Yusuf) erginlik çaًna eriince, ona (isabetle) hükmetme (yeteneًi) ve ilim verdik. فte güzel davrananlar biz bِyle mükâfatlandrrz.
12|23|Evinde bulunduًu kadn, onun nefsinden murat almak istedi, kaplar iyice kapatt ve "Haydi gel!" dedi. O da" (Hââ), Allah'a sًnrm! Zira kocanz benim velinimetimdir, bana güzel davrand. Gerçek u ki, zalimler iflah olmaz!" dedi.
12|24|Andolsun ki, kadn ona meyletti. Eًer Rabbinin iaret ve ikazn gِrmeseydi o da kadna meyletmiti. فte bِylece biz, kِtülük ve fuhu ondan uzaklatrmak için (delilimizi gِsterdik). قüphesiz o ihlâsl kullarmzdand.
12|25|فkisi de kapya doًru kotular. Kadn onun gِmleًini arkadan yrtt. Kapnn yannda onun kocasna rastladlar. Kadn dedi ki: Senin ailene kِtülük etmek isteyenin cezas, zindana atlmaktan veya elem verici bir ikenceden baka ne olabilir!
12|26|Yusuf: "Asl kendisi benim nefsimden murat almak istedi" dedi. Kadnn akrabasndan biri ِyle ahitlik etti: "Eًer gِmleًi ِnden yrtlmsa, kadn doًru sِylemitir, bu ise yalanclardandr."
12|27|"Eًer gِmleًi arkadan yrtlmsa, kadn yalan sِylemitir. Bu ise doًru sِyleyenlerdendir."
12|28|(Kocas, Yusuf'un gِmleًinin) arkadan yrtlm olduًunu gِrünce, (kadna): "قüphesiz, dedi; bu, sizin tuzaًnzdr. Sizin tuzaًnz gerçekten büyüktür."
12|29|"Ey Yusuf! Sen bundan (olanlar sِylemekten) vazgeç! (Ey kadn!) Sen de günahnn affn dile! اünkü sen günahkârlardan oldun"
12|30|قehirdeki baz kadnlar dediler ki: Azizin kars, delikanlsnn nefsinden murat almak istiyormu; Yusufun sevdas onun kalbine ilemi! Biz onu gerçekten açk bir sapklk içinde gِrüyoruz.
12|31|Kadn, onlarn dedikodusunu duyunca, onlara dâvetçi gِnderdi; onlar için dayanacak yastklar hazrlad. Herbirine bir bçak verdi. (Kadnlar meyveleri soyarken Yusufa): "اk karlarna!" dedi. Kadnlar onu gِrünce, onun büyüklüًünü anladlar. (قaknlklarndan) ellerini kestiler ve dediler ki: Hââ Rabbimiz! Bu bir beer deًil... Bu ancak üstün bir melektir!
12|32|Kadn dedi ki: فte hakknda beni knadًnz ahs budur. Ben onun nefsinden murat almak istedim. Fakat o, (bundan) iddetle saknd. Andolsun, eًer o kendisine emredeceًimi yapmazsa mutlaka zindana atlacak ve elbette sürünenlerden olacaktr!
12|33|(Yusuf:) Rabbim! Bana zindan, bunlarn benden istediklerinden daha iyidir! Eًer onlarn hilelerini benden çevirmezsen, onlara meyleder ve cahillerden olurum! dedi.
12|34|Rabbi onun duasn kabul etti ve onlarn hilesini uzaklatrd. اünkü O çok iyi iiten, pek iyi bilendir.
12|35|Sonunda (aziz ve arkadalar) kesin delilleri gِrmelerine raًmen (halkn dedikodusunu kesmek için yine de) onu bir zamana kadar mutlaka zindana atmalar kendilerine uygun gِründü.
12|36|Onunla birlikte zindana iki delikanl daha girdi. Onlardan biri dedi ki: Ben (rüyada) arap sktًm gِrdüm. Diًeri de: Ben de bamn üstünde kularn yemekte olduًu bir ekmek tadًm gِrdüm. Bunun yorumunu bize haber ver. اünkü biz seni güzel davrananlardan gِrüyoruz, dedi.
12|37|(Yusuf) dedi ki: Size yedirilecek yemek gelmeden ِnce onun yorumunu mutlaka size haber vereceًim. Bu, Rabbimin bana ًِrettiklerindendir. قüphesiz ben Allah'a inanmayan bir kavmin dininden uzaklatm. Onlar ahireti inkâr edenlerin kendileridir.
12|38|Atalarm فbrahim, فshak ve Ya'kub'un dinine uydum. Allah'a herhangi bir eyi ortak komamz bize yaramaz. Bu, Allah'n bize ve insanlara olan lütfundandr. Fakat insanlarn çoًu ükretmezler.
12|39|Ey zindan arkadalarm! اeitli tanrlar m daha iyi, yoksa gücüne kar durulamaz olan bir tek Allah m?
12|40|Allah' brakp da taptklarnz, sizin ve atalarnzn taktً birtakm isimlerden baka bir ey deًildir. Allah onlar hakknda herhangi bir delil indirmemitir. Hüküm sadece Allah'a aittir. O size kendisinden bakasna ibadet etmemenizi emretmitir. فte dosdoًru din budur. Fakat insanlarn çoًu bilmezler.
12|41|Ey zindan arkadalarm ! (Rüyalarnza gelince), biriniz (daha ِnce olduًu gibi) efendisine arap içirecek; diًeri ise aslacak ve kular onun bandan (beynini) yiyecekler. Yorumunu sorduًunuz i (bu ekilde) kesinlemitir.
12|42|Onlardan, kurtulacaًn bildiًi kimseye dedi ki: Beni efendinin yannda an, (umulur ki beni çkarr). Fakat eytan ona, efendisine anmay unutturdu. Dolaysyla (Yusuf), birkaç sene daha zindanda kald.
12|43|Kral dedi ki: Ben (rüyada) yedi ark ineًin yediًi yedi semiz inek gِrdüm. Ayrca, yedi yeil baak ve diًerlerini de kuru gِrdüm. Ey ileri gelenler! Eًer rüya yorumluyorsanz, benim rüyam da bana yorumlaynz.
12|44|(Yorumcular) dediler ki: Bunlar karmakark dülerdir. Biz bِyle dülerin yorumunu bilenlerden deًiliz.
12|45|(Zindandaki) iki kiiden kurtulmu olan, uzun bir zaman sonra (Yusufu) hatrlayarak dedi ki: Ben size onun yorumunu haber veririm, beni hemen (zindana) gِnderin.
12|46|(Yusufun yanna gelerek dedi ki:) Ey Yusuf, ey doًru sِzlü kii! (Rüyada gِrülen) yedi ark ineًin yediًi yedi semiz inek ile yedi yeil baak ve diًerleri de kuru olan (baaklar) hakknda bize yorum yap. ـmit ederim ki, insanlara (isabetli yorumunla) dِnerim de belki onlar da doًruyu ًِrenirler.
12|47|Yusuf dedi ki: Yedi sene âdetiniz üzere ekin ekersiniz. Sonra da yiyeceklerinizden az bir miktar hariç, biçtiklerinizi baaًnda (stok edip) braknz.
12|48|Sonra bunun ardndan, saklayacaklarnzdan az bir miktar (tohumluk) hariç, o yllar için biriktirdiklerinizi yeyip bitirecek yedi ktlk yl gelecektir.
12|49|Sonra bunun ardndan da bir yl gelecek ki, o ylda insanlara (Allah tarafndan) yardm olunacak ve o ylda (meyvesuyu ve yaً) skacaklar.
12|50|(Adam bu yorumu getirince) kral dedi ki: "Onu bana getirin!" Elçi, Yusufa geldiًi zaman, (Yusuf) dedi ki: "Efendine dِn de ona: Ellerini kesen o kadnlarn zoru neydi? diye sor. قüphesiz benim Rabbim onlarn hilesini çok iyi bilir."
12|51|(Kral kadnlara) dedi ki: Yusufun nefsinden murat almak istediًiniz zaman durumunuz neydi? Kadnlar, Hââ! Allah için, biz ondan hiçbir kِtülük gِrmedik, dediler. Azizin kars da dedi ki: "قimdi gerçek ortaya çkt. Ben onun nefsinden murat almak istemitim. قüphesiz ki o doًru sِyleyenlerdendir."
12|52|(Yusuf dedi ki): Bu, azizin yokluًunda ona hainlik etmediًimi ve Allah'n hainlerin hilesini baarya ulatrmayacaًn (herkesin) bilmesi içindir.
12|53|(Bununla beraber) nefsimi temize çkarmyorum. اünkü nefis ar ekilde kِtülüًü emreder; Rabbim acyp korumu baka. قüphesiz Rabbim çok baًlayan, pek esirgeyendir.
12|54|Kral dedi ki: Onu bana getirin, onu kendime ِzel danman edineyim. Onunla konuunca: Bugün sen yanmzda yüksek makam sahibi ve güvenilir birisin, dedi.
12|55|"Beni ülkenin hazinelerine tayin et! اünkü ben (onlar) çok iyi korurum ve bu ii bilirim" dedi.
12|56|Ve bِylece Yusuf'a orada dilediًi gibi hareket etmek üzere ülke içinde yetki verdik. Biz dilediًimiz kimseye rahmetimizi eritiririz. Ve güzel davrananlarn mükâfatn zayi etmeyiz.
12|57|فman edip de (kِtülüklerden) saknanlar için ahiret mükâfat daha hayrldr.
12|58|Yusufun kardeleri gelip onun huzuruna girdiler, (Yusuf) onlar tand, onlar onu tanmyorlard.
12|59|(Yusuf) onlarn yüklerini hazrlaynca dedi ki: "Sizin bababir kardeinizi de bana getirin. Gِrmüyor musunuz, ben ِlçeًi tam dolduruyorum ve ben misafirperverlerin en iyisiyim.
12|60|Eًer onu bana getirmezseniz, artk benim yanmda size verilecek bir ِlçek (erzak) yoktur, bana hiç yaklamayn!"
12|61|Dediler ki: Onu babasndan istemeye çalacaًz, kukusuz bunu yapacaًz.
12|62|(Yusuf) emrindeki gençlere dedi ki: Sermayelerini yüklerinin içine koyun. Olur ki ailelerine dِndüklerinde bunun farkna varrlar da belki geri gelirler.
12|63|Babalarna dِndüklerinde dediler ki: Ey babamz! Erzak bize yasakland. Kardeimizi (Bünyamin'i) bizimle beraber gِnder de (onun sayesinde) ِlçüp alalm. Biz onu mutlaka koruyacaًz.
12|64|Ya'kub dedi ki: Daha ِnce kardei (Yusuf) hakknda size ne kadar güvendiysem, bunun hakknda da size ancak o kadar güvenirim! (Ben onu sadece Allah'a emanet ediyorum); Allah en hayrl koruyucudur. O, acyanlarn en merhametlisidir.
12|65|Eyalarn açtklarnda sermayelerinin kendilerine geri verildiًini gِrdüler. Dediler ki: Ey babamz! Daha ne istiyoruz. فte sermâyemiz de bize geri verilmi. (Onunla yine) ailemize yiyecek getiririz, kardeimizi koruruz ve bir deve yükü de fazla alrz. اünkü bu (seferki aldًmz) az bir miktardr.
12|66|(Ya'kub) dedi ki: Kuatlmanz (ve çaresiz kalma durumunuz) hariç, onu bana mutlaka getireceًinize dair Allah adna bana saًlam bir sِz vermediًiniz takdirde onu sizinle beraber gِndermem!" Ona (istediًi ekilde) teminatlarn verdiklerinde dedi ki: Sِylediklerimize Allah ahittir.
12|67|Sonra ِyle dedi: Oًullarm! (قehre) hepiniz bir kapdan girmeyin, ayr ayr kaplardan girin. Ama Allah'tan (gelecek) hiçbir eyi sizden savamam. Hüküm Allah'tan bakasnn deًildir. (Onun için) ben yalnz O'na dayandm. Tevekkül edenler yalnz O'na dayansnlar.
12|68|Babalarnn kendilerine emrettiًi yerden (çeitli kaplardan) girdiklerinde (onun emrini yerine getirdiler. Fakat bu tedbir) Allah'tan gelecek hiçbir eyi onlardan savamazd; ancak Ya'kub içindeki bir dileًi açًa vurmu oldu. قüphesiz o, ilim sahibiydi, çünkü ona biz ًِretmitik. Fakat insanlarn çoًu bilmezler.
12|69|Yusuf'un yanna girdiklerinde ِz kardeini yanna ald ve "Bilesin ki ben senin kardeinim, onlarn yaptklarna üzülme" dedi.
12|70|(Yusuf) onlarn yükünü hazrladً zaman marabay kardeinin yükü içine koydu! (Kafile hareket ettikten) sonra bir tellal: Ey kafile! Siz hrszsnz! diye seslendi.
12|71|(Yusuf'un kardeleri) onlara dِnerek: Ne aryorsunuz? dediler.
12|72|Kraln su kabn aryoruz; onu getirene bir deve yükü (bahi) var dediler. (فçlerinden biri:) Ben buna kefilim, dedi.
12|73|Allah'a andolsun ki, bizim yeryüzünde fesat çkarmak için gelmediًimizi siz de biliyorsunuz. Biz hrsz da deًiliz, dediler.
12|74|(Yusuf'un adamlar) dediler ki: Peki, siz yalancysanz bunun cezas nedir?
12|75|"Onun cezas, kayp eya, kimin yükünde bulunursa ite o (ahsa el koymak) onun cezasdr. Biz zalimleri bِyle cezalandrrz" dediler.
12|76|Bunun üzerine Yusuf, kardeinin yükünden ِnce onlarn yüklerini (aramaya) balad. Sonra da onu, kardeinin yükünden çkartt. فte biz Yusufa bِyle bir tedbir ًِrettik, yoksa kraln kanununa gِre kardeini tutamayacakt. Ancak Allah'n dilemesi hariç. Biz kimi dilersek onu derecelerle yükseltiriz. Zira her ilim sahibinin üstünde daha iyi bilen birisi vardr.
12|77|(Kardeleri) dediler ki: "Eًer o çaldysa, daha ِnce onun bir kardei de çalmt." Yusuf bunu içinde saklad, onlara açmad. (Kendi kendine) dedi ki: Siz daha kِtü durumdasnz! Allah, sizin anlattًnz çok iyi bilir.
12|78|Dediler ki: Ey aziz! Gerçekten onun çok yal bir babas var. Onun yerine bizim birimizi alkoy. Zira biz seni, iyilik edenlerden gِrüyoruz.
12|79|Dedi ki: Eyamz yannda bulduًumuz kimseden bakasn yakalamaktan Allah'a sًnrz, o takdirde biz gerçekten zalimler oluruz!
12|80|Ondan ümitlerini kesince, (meseleyi) gizli gِrümek üzere ayrlp (bir kenara) çekildiler. Büyükleri dedi ki: "Babanzn sizden Allah adna sِz aldًn, daha ِnce de Yusuf hakknda ilediًiniz kusuru bilmiyor musunuz? Babam bana izin verinceye veya benim için Allah hükmedinceye kadar bu yerden asla ayrlmayacaًm. O hükmedenlerin en hayrlsdr.
12|81|Babanza dِnün ve deyin ki: "Ey babamz! قüphesiz oًlun hrszlk etti. Biz, bildiًimizden bakasna ahitlik etmedik. Biz gaybn bekçileri deًiliz.
12|82|(فstersen) içinde bulunduًumuz ehire (Msr halkna) ve aralarnda geldiًimiz kafileye de sor. Biz gerçekten doًru sِylüyoruz."
12|83|(Babalar) dedi ki: "Hayr, nefisleriniz sizi (bِyle) bir ie sürükledi. (Bana düen) artk, güzel bir sabrdr. Umulur ki, Allah onlarn hepsini bana getirir. اünkü O çok iyi bilendir, hikmet sahibidir."
12|84|Onlardan yüz çevirdi, "Ah Yusuf'um ah!" diye szland ve kederini içine gِmmesi yüzünden gِzlerine boz geldi.
12|85|(Oًullar:) "Allah'a andolsun ki sen hâla Yusuf'u anyorsun. Sonunda ya hasta olacaksn ya da büsbütün helâk olacaksn!" dediler.
12|86|(Ya'kub:) Ben sadece gam ve kederimi Allah'a arzediyorum. Ve ben sizin bilemiyeceًiniz eyleri Allah tarafndan (vahiy ile) biliyorum, dedi.
12|87|Ey oًullarm! Gidin de Yusuf'u ve kardeini iyice aratrn, Allah'n rahmetinden ümit kesmeyin. اünkü kâfirler topluluًundan bakas Allah'n rahmetinden ümit kesmez.
12|88|Yusuf'un yanna girdiklerinde dediler ki: Ey aziz! Bizi ve ailemizi ktlk bast ve biz deًersiz bir sermaye ile geldik. Hakkmz tam ِlçerek ver. Ayrca bize baًta da bulun. قüphesiz Allah sadaka verenleri mükâfatlandrr.
12|89|Yusuf dedi ki: Siz, cahilliًiniz yüzünden Yusuf ve kardeine yaptklarnz biliyor musunuz?
12|90|Yoksa sen, gerçekten Yusuf musun? dediler. O da: (Evet) ben Yusufum, bu da kardeim. (Birbirimize kavumay) Allah bize lütfetti. اünkü kim (Allah'tan) korkar ve sabrederse, üphesiz Allah güzel davrananlarn mükâfatn zayi etmez, dedi.
12|91|(Kardeleri) dediler ki: Allah'a andolsun, hakikaten Allah seni bize üstün klm. Gerçekten biz hataya dümüüz.
12|92|(Yusuf) dedi ki: "Bugün sizi knamak yok, Allah sizi affetsin! O, merhametlilerin en merhametlisidir."
12|93|"قu benim gِmleًimi gِtürün de onu babamn yüzüne koyun, (gِzleri) gِrecek duruma gelir. Ve bütün ailenizi bana getirin."
12|94|Kafile (Msr'dan) ayrlnca, babalar (yanndakilere): Eًer bana bunam demezseniz inann ben Yusuf'un kokusunu alyorum! dedi.
12|95|(Onlar da:) Vallahi sen hâla eski aknlًndasn, dediler.
12|96|Müjdeci gelince, gِmleًi onun yüzüne koyar koymaz (Ya'kub) gِrür oldu. Ben size: "Allah tarafndan (vahiy ile) sizin bilemeyeceًiniz eyleri bilirim" demedim mi! dedi.
12|97|(Oًullar) dediler ki: Ey babamz! (Allah'tan) bizim günahlarmzn affn dile! اünkü biz gerçekten günahkârlar idik.
12|98|(Ya'kub:) Sizin için Rabbimden af dileyeceًim. اünkü O çok baًlayan, pek esirgeyendir, dedi.
12|99|(Hep beraber Msr'a gidip) Yusufun yanna girdikleri zaman, ana-babasn kucaklad, "Güven içinde Allah'n iradesiyle Msr'a girin!" dedi.
12|100|Ana ve babasn tahtnn üstüne çkartp oturttu ve hepsi onun için (ona kavutuklar için) secdeye kapandlar. (Yusuf) dedi ki: "Ey babacًm! فte bu, daha ِnce (gِrdüًüm) rüyann yorumudur. Rabbim onu gerçekletirdi. Doًrusu Rabbim bana (çok ey) lütfetti. اünkü beni zindandan çkard ve eytan benimle kardelerimin arasn bozduktan sonra sizi çِlden getirdi. قüphesiz ki Rabbim dilediًine lütfedicidir. Kukusuz O çok iyi bilendir, hikmet sahibidir."
12|101|"Ey Rabbim! Mülkten bana (nasibimi) verdin ve bana (rüyada gِrülen) olaylarn yorumunu da ًِrettin. Ey gِkleri ve yeri yaratan! Sen dünyada da ahirette de benim sahibimsin. Beni müslüman olarak ِldür ve beni sâlihler arasna kat!"
12|102|فte bu (Yusuf kssas) gayb haberlerindendir. Onu sana vahyediyoruz. Onlar hile yaparak ilerine karar verdikleri zaman sen onlarn yannda deًildin (ki bunlar bilesin).
12|103|Sen ne kadar üstüne düsen de insanlarn çoًu iman edecek deًillerdir.
12|104|Halbuki sen bunun için (peygamberlik gِrevini îfa için) onlardan bir ücret istemiyorsun. Kur'an, âlemler için ancak bir ًِüttür.
12|105|Gِklerde ve yerde nice deliller vardr ki, onlar bu delillerden yüzlerini çevirip geçerler.
12|106|Onlarn çoًu, ancak ortak koarak Allah'a iman ederler.
12|107|Allah tarafndan kuatc bir felâket gelmesi veya farknda olmadan kyametin anszn kopmas karsnda kendilerini emîn mi gِrdüler?
12|108|(Resûlüm!) De ki: "فte bu, benim yolumdur. Ben Allah'a çaًryorum, ben ve bana uyanlar aydnlk bir yol üzerindeyiz. Allah' (ortaklardan) tenzih ederim! Ve ben ortak koanlardan deًilim."
12|109|Senden ِnce de, ehirler halkndan kendilerine vahyettiًimiz erkeklerden bakasn peygamber gِndermedik. (Kâfirler) yeryüzünde hiç gezmediler mi ki, kendilerinden ِncekilerin sonunun nasl olduًunu gِrsünler! Saknanlar için ahiret yurdu elbette daha iyidir. Hâla aklnz kullanmyor musunuz?
12|110|Nihayet peygamberler ümitlerini yitirip de kendilerinin yalana çkarldklarn sandklar srada onlara yardmmz gelir ve dilediًimiz kimse kurtulua erdirilir. (Fakat) suçlular topluluًundan azabmz asla geri çevrilmez.
12|111|Andolsun onlarn (geçmi peygamberler ve ümmetlerinin) kssalarnda akl sahipleri için pek çok ibretler vardr. (Bu Kur'an) uydurulabilecek bir sِz deًildir. Fakat o, kendinden ِncekileri tasdik eden, her eyi açklayan (bir kitaptr); iman eden toplum için bir rahmet ve bir hidayettir.
13|1|Elif. Lâm. Mîm. Râ. Bunlar, Kitab'n âyetleridir. Sana Rabbinden indirilen haktr, fakat insanlarn çoًu inanmazlar.
13|2|Gِrmekte olduًunuz gِkleri direksiz olarak yükselten, sonra Ar'a istivâ eden, günei ve ay emrine boyun eًdiren Allah'tr. (Bunlarn) her biri muayyen bir vakte kadar akp gitmektedir. O, Rabbinize kavuacaًnza kesin olarak inanmanz için her ii düzenleyip âyetleri açklamaktadr.
13|3|Yeri dِeyen, onda oturakl daًlar ve rmaklar yaratan ve orada bütün meyvelerden çifter çifter yaratan O'dur. Geceyi de gündüzün üzerine O ِrtüyor. قüphesiz bütün bunlarda düünen bir toplum için ibretler vardr.
13|4|Yeryüzünde birbirine komu ktalar, üzüm baًlar, ekinler, bir kِkten ve çeitli kِklerden dallanm hurma aًaçlar vardr. Bunlarn hepsi bir su ile sulanr. (Bِyle iken) yemilerinde onlarn bir ksmn bir ksmna üstün klarz. فte bunlarda akllarn kullanan bir toplum için ibretler vardr.
13|5|(Resûlüm! Kâfirlerin seni yalanlamalarna) ayorsan, asl alacak ey onlarn: "Biz toprak olduًumuz zaman yeniden mi yaratlacaًz?" demeleridir. فte onlar, Rablerini inkâr edenlerdir; ite onlar (kyamet gününde) boyunlarnda tasmalar bulunanlardr. Ve onlar ate ehlidir. Onlar, orada ebedî kalacaklardr!
13|6|(Mürikler) senden iyilikten ِnce kِtülüًü çabucak istiyorlar. Halbuki onlardan ِnce ibret alnacak nice azap ِrnekleri gelip geçmitir. Doًrusu insanlar kِtülük ettikleri halde Rabbin onlar için maًfiret sahibidir. (Bununla beraber) Rabbinin azab da çok iddetlidir.
13|7|Kâfirler diyorlar ki: Ona Rabbinden bir mucize indirilseydi ya! (Halbuki) sen ancak bir uyarcsn ve her toplumun bir rehberi vardr.
13|8|Her diinin neye gebe kalacaًn, rahimlerin neyi eksik, neyi ziyade edeceًini Allah bilir. Onun katnda her ey ِlçü iledir.
13|9|O, gِrüleni de gِrülmeyeni de bilir; çok büyüktür, yücedir.
13|10|Sizden, sِzü gizleyenle onu açًa vuran, geceleyin gizlenenle gündüzün yürüyen (onun ilminde) eittir.
13|11|Onun ِnünde ve arkasnda Allah'n emriyle onu koruyan takipçiler (melekler) vardr. Bir toplum kendilerindeki ِzellikleri deًitirinceye kadar Allah, onlarda bulunan deًitirmez. Allah bir topluma kِtülük diledi mi, artk onun için geri çevrilme diye bir ey yoktur. Onlarn Allah'tan baka yardmclar da yoktur.
13|12|O, size korku ve ümit içinde imeًi gِsteren ve (yaًmur dolu) aًr bulutlar meydana getirendir.
13|13|Gِk gürültüsü Allah' hamd ile tesbih eder. Melekler de O'nun heybetinden dolay tesbih ederler. Onlar, Allah hakknda mücâdele edip dururken O, yldrmlar gِnderip onlarla dilediًini çarpar. Ve O, azab pek iddetli olandr.
13|14|El açp yalvarmaya lâyk olan ancak O'dur. O'nun dnda el açp dua ettikleri onlarn isteklerini hiçbir eyle karlamazlar. Onlar ancak aًzna gelsin diye suya doًru iki avucunu açan kimse gibidir. Halbuki (suyu aًzna gِtürmedikçe) su onun aًzna girecek deًildir. Kâfirlerin duas kukusuz hedefini armtr.
13|15|Gِklerde ve yerde bulunanlar da onlarn gِlgeleri de sabah akam ister istemez sadece Allah'a secde ederler.
13|16|(Resûlüm!) De ki: "Gِklerin ve yerin Rabbi kimdir?" De ki: "Allah'tr." O halde de ki: "O'nu brakp da kendilerine fayda ya da zarar verme gücüne sahip olmayan dostlar m edindiniz?" De ki: "Kِrle gِren bir olur mu hiç? Ya da karanlklarla aydnlk eit olur mu?" Yoksa O'nun yarattً gibi yaratan ortaklar buldular da bu yaratma onlarca birbirine benzer mi gِründü? De ki: Allah her eyi yaratandr. Ve O, birdir, kar durulamaz güç sahibidir.
13|17|O, gِkten su indirdi de vâdiler kendi hacimlerince sel olup akt. Bu sel, üste çkan bir kِpüًü yüklenip gِtürdü. Süs veya (diًer) eya yapmak isteyerek atete erittikleri eylerden de buna benzer kِpük olur. فte Allah hak ile bâtla bِyle misal verir. Kِpük atlp gider. فnsanlara fayda veren eye gelince, o yeryüzünde kalr. فte Allah bِyle misaller getirir.
13|18|فte Rablerinin emrine uyanlar için en güzel (mükâfat) vardr. Ona uymayanlara gelince, eًer yeryüzünde olanlarn tümü ile bunun yannda bir misli daha kendilerinin olsa, (kurtulmak için) onu mutlaka feda ederler. فte onlar var ya, hesabn en kِtüsü onlaradr. Varacaklar yer de cehennemdir. O ne kِtü yataktr!
13|19|Rabbinden sana indirilenin hak olduًunu bilen kimse, (inkâr eden) kِr kimse gibi olur mu? (Fakat bunu) ancak akl sahipleri anlar.
13|20|Onlar, Allah'n ahdini yerine getirenler ve verdikleri sِzü bozmayanlardr.
13|21|Onlar Allah'n gِzetilmesini emrettiًi eyleri gِzeten, Rablerinden saknan ve kِtü hesaptan korkan kimselerdir.
13|22|Yine onlar, Rablerinin rzasn isteyerek sabreden, namaz dosdoًru klan, kendilerine verdiًimiz rzklardan gizli ve açk olarak (Allah yolunda) harcayan ve kِtülüًü iyilikle savan kimselerdir. فte onlar var ya, dünya yurdunun (güzel) sonu sadece onlarndr.
13|23|(O yurt) Adn cennetleridir; oraya babalarndan, elerinden ve çocuklarndan sâlih olanlarla beraber girecekler, melekler de her kapdan onlarn yanna varacaklardr.
13|24|(Melekler:) Sabrettiًinize karlk size selam olsun! Dünya yurdunun sonu (cennet) ne güzeldir! (derler).
13|25|Allah'a verdikleri sِzü kuvvetle pekitirdikten sonra bozanlar, Allah'n riayet edilmesini emrettiًi eyleri (akrabalk baًlarn) terk edenler ve yeryüzünde fesat çkaranlar; ite lânet onlar içindir. Ve kِtü yurt (cehennem) onlarndr.
13|26|Allah dilediًine rzkn bollatrr da daraltr da. Onlar dünya hayatyla mardlar. Oysa ahiretin yannda dünya hayat, geçici bir faydadan baka bir ey deًildir.
13|27|Kâfir olanlar diyorlar ki: Ona Rabbinden bir mucize indirilmeli deًil miydi? De ki: Kukusuz Allah dilediًini saptrr, kendisine yِneleni de hidayete erdirir.
13|28|Bunlar, iman edenler ve gِnülleri Allah'n zikriyle sükûnete erenlerdir. Bilesiniz ki, kalpler ancak Allah' anmakla huzur bulur.
13|29|فman edip iyi iler yapanlara ne mutlu! Varlacak güzel yurt da onlar içindir.
13|30|(Ey Muhammed!) Bِylece seni, kendilerinden ِnce nice ümmetlerin gelip geçtiًi bir ümmete gِnderdik ki, sana vahyettiًimizi onlara okuyasn. Onlar Rahman' inkâr ediyorlar. De ki: O benim Rabbimdir. O'ndan baka tanr yoktur. Sadece O'na tevekkül ettim ve dِnü sadece O'nadr.
13|31|Eًer okunan bir Kitapla daًlar yürütülseydi veya onunla yer parçalansayd, yahut onunla ِlüler konuturulsayd (o Kitap yine bu Kur'an olacakt). Fakat bütün iler Allah'a aittir. فman edenler hâla bilmediler mi ki, Allah dileseydi bütün insanlar hidayete erdirirdi? Allah'n vâdi gelinceye kadar inkâr edenlere, yaptklarndan dolay ya anszn büyük bir belâ gelmeye devam edecek veya o belâ evlerinin yaknna inecek. Allah, vâdinden asla dِnmez.
13|32|Andolsun, senden ِnceki peygamberlerle de alay edildi de ben inkâr edenlere mühlet verdim, sonra da onlar yakaladm. (Gِrseydin ki) azabm naslm!
13|33|Herkesin kazandًn gِzetleyip muhafaza eden, (hiç bِyle yapamayan gibi olur mu?). Onlar Allah'a ortaklar kotular. De ki: "Onlara ad verin (onlar necidir?). Yoksa siz Allah'a yeryüzünde bilemeyeceًi bir eyi mi haber veriyorsunuz? Yahut bo laf m ediyorsunuz?" Doًrusu inkâr edenlere hileleri süslü gِsterildi ve onlar doًru yoldan alkonuldular. Allah kimi saptrrsa artk onu doًru yola iletecek yoktur.
13|34|Dünya hayatnda onlara sadece bir azap vardr. Ahiret azab ise daha iddetlidir. Onlar Allah'tan (onun azabndan) koruyacak kimse de yoktur.
13|35|Takvâ sahiplerine vâdolunan cennetin ِzelliًi (udur): Onun zemininden rmaklar akar. Yemileri ve gِlgesi süreklidir. فte bu, (kِtülüklerden) saknanlarn (mutlu) sonudur. Kâfirlerin sonu ise atetir.
13|36|Kendilerine kitap verdiًimiz kimseler, sana indirilene (Kur'an'a) sevinirler. Fakat (senin aleyhinde birleen) guruplardan onun bir ksmn inkâr eden de vardr. De ki: "Bana, sadece Allah'a kulluk etmem ve O'na ortak komamam emrolundu. Ben yalnz O'na çaًryorum ve dِnü de yalnz O'nadr.
13|37|Ve bِylece biz onu Arapça bir hüküm (hikmetli bir sِz) olarak indirdik. Eًer sana gelen bu ilimden sonra, onlarn arzularna uyarsan, (ite o zaman) Allah tarafndan senin ne bir dostun ne de koruyucun vardr.
13|38|Andolsun senden ِnce de peygamberler gِnderdik ve onlara da eler ve çocuklar verdik. Allah'n izni olmadan hiçbir peygamber için mucize getirme imkân yoktur. Her müddetin (yazldً) bir kitap vardr.
13|39|Allah dilediًini siler, (dilediًini de) sabit brakr. Bütün kitaplarn asl onun yanndadr.
13|40|Biz, onlara vâdettiًimizin (azabn) bir ksmn sana gِstersek de veya (ondan ِnce) seni ِldürürsek de sana ancak (Allah'n emirlerini) tebliً etmek düer. Hesap yalnz bize aittir.
13|41|Bizim, yeryüzüne gelip, onu uçlarndan eksilttiًimizi gِrmediler mi? Allah (dilediًi gibi) hükmeder, O'nun hükmünü bozacak kimse yoktur. Ve O hesab çabuk gِrendir.
13|42|Onlardan ِncekiler de (peygamberlerine) tuzak kurmulard; halbuki bütün tuzaklar Allah'a aittir. اünkü O, herkesin ne kazanacaًn bilir. Bu yurdun (dünyann) sonunun kimin olduًunu yaknda kâfirler bileceklerdir!
13|43|Kâfir olanlar: Sen resûl olarak gِnderilmi bir kimse deًilsin, derler. De ki: Benimle sizin aranzda ahit olarak Allah ve yannda Kitab'n bilgisi olan (Peygamber) yeter.
14|1|Elif. Lâm. Râ. (Bu Kur'an), Rablerinin izniyle insanlar karanlklardan aydnlًa, yani her eye galip (ve) ِvgüye lâyk olan Allah'n yoluna çkarman için sana indirdiًimiz bir kitaptr.
14|2|O Allah ki, gِklerde ve yerde ne varsa hepsi O'nundur. قiddetli azaptan dolay kâfirlerin vay haline!
14|3|Dünya hayatn ahirete tercih edenler, Allah yolundan alkoyanlar ve onun eًriliًini isteyenler var ya, ite onlar (haktan) uzak bir sapklk içindedirler.
14|4|(Allah'n emirlerini) onlara iyice açklasn diye her peygamberi yalnz kendi kavminin diliyle gِnderdik. Artk Allah dilediًini saptrr, dilediًini de doًru yola iletir. اünkü O, güç ve hikmet sahibidir.
14|5|Andolsun ki Musa'y da: Kavmini karanlklardan aydnlًa çkar ve onlara Allah'n (geçmi kavimlerin bana getirdiًi felâket) günlerini hatrlat, diye mucizelerimizle gِnderdik. قüphesiz ki bunda çok sabrl, çok ükreden herkes için ibretler vardr.
14|6|Hani Musa kavmine demiti ki: "Allah'n üzerinizdeki nimetini hatrlayn. اünkü O, sizi ikencenin en kِtüsüne sürmekte ve oًullarnz kesip, kadnlarnz (kzlarnz) brakmakta olan Firavun ailesinden kurtard. فte bu size anlatlanlarda, Rabbinizden büyük bir imtihan vardr."
14|7|"Hatrlayn ki Rabbiniz size: Eًer ükrederseniz, elbette size (nimetimi) artracaًm ve eًer nankِrlük ederseniz hiç üphesiz azabm çok iddetlidir! diye bildirmiti."
14|8|Musa dedi ki: "Eًer siz ve yeryüzünde olanlarn hepsi nankِrlük etseniz, bilin ki Allah gerçekten zengindir, hamdedilmeye lâyktr."
14|9|Sizden ِncekilerin, Nuh, آd ve Semûd kavimlerinin ve onlardan sonrakilerin haberleri size gelmedi mi? Onlar Allah'tan bakas bilmez. Peygamberleri kendilerine mucizeler getirdi de onlar, ellerini peygamberlerinin aًzlarna bastlar ve dediler ki: Biz, size gِnderileni inkâr ettik ve bizi kendisine çaًrdًnz eye kar derin bir kuku içindeyiz.
14|10|Peygamberleri dedi ki: Gِkleri ve yeri yaratan Allah hakknda üphe mi var? Halbuki O, sizin günahlarnzdan bir ksmn baًlamak ve sizi muayyen bir vakte kadar yaatmak için sizi (hak dine) çaًryor. Onlar dediler ki: Siz de bizim gibi bir insandan baka bir ey deًilsiniz. Siz bizi atalarmzn tapm olduًu eylerden dِndürmek istiyorsunuz. ضyleyse bize, apaçk bir delil getirin!
14|11|Peygamberleri onlara dediler ki: "(Evet) biz sizin gibi bir insandan bakas deًiliz. Fakat Allah nimetini kullarndan dilediًine lütfeder. Allah'n izni olmadan bizim size bir delil getirmemize imkân yoktur. Müminler ancak Allah'a dayansnlar."
14|12|"Hem, bize yollarmz gِstermi olduًu halde ne diye biz, Allah'a dayanp güvenmeyelim? Sizin bize verdiًiniz eziyete elbette katlanacaًz. Tevekkül edenler yalnz Allah'a tevekkülde sebat etsinler."
14|13|Kâfir olanlar peygamberlerine dediler ki: "Elbette sizi ya yurdumuzdan çkaracaًz, ya da mutlaka dinimize dِneceksiniz!" Rableri de onlara: "Zalimleri mutlaka helâk edeceًiz!" diye vahyetti.
14|14|Ve (ey inananlar!) Onlardan sonra sizi mutlaka o yerde yerletireceًiz. فte bu, makammdan korkan ve tehdidimden saknan kimselere mahsustur.
14|15|(Peygamberler) fetih istediler (Allah da verdi). Her inatç zorba da hüsrana uًrad.
14|16|Ardndan da (o inatç zorbaya) cehennem vardr; kendisine irinli su içirilecektir!
14|17|Onu yudumlamaya çalacak, fakat boًazndan geçiremeyecek ve ona her yandan ِlüm gelecek, oysa o ِlecek deًildir (ki azaptan kurtulsun). Bundan ِtede iddetli bir azap da vardr.
14|18|Rablerini inkâr edenlerin durumu (udur): Onlarn amelleri frtnal bir günde rüzgârn, iddetle savurduًu küle benzer. Kazandklarndan hiçbir eyi elde edemezler. فyiden iyiye saptma ite budur.
14|19|Allah'n gِkleri ve yeri hak ile yarattًn gِrmedin mi? O dilerse sizi ortadan kaldrp yepyeni bir halk getirir.
14|20|Bu, Allah'a güç deًildir.
14|21|(Kyamet gününde) hepsi Allah'n huzuruna çkacak ve zayflar o büyüklük taslayanlara diyecekler ki: "Biz sizin tâbilerinizdik. قimdi siz, Allah'n azabndan herhangi bir eyi bizden savabilir misiniz?" Onlar da diyecekler ki: "(Ne yapalm) Allah bizi hidayete erdirseydi biz de sizi doًru yola iletirdik. قimdi szlansak da sabretsek de birdir. اünkü bizim için sًnacak bir yer yoktur."
14|22|(Hesaplar gِrülüp) i bitirilince, eytan diyecek ki: "قüphesiz Allah size gerçek olan vâdetti, ben de size vâdettim ama, size yalanc çktm. Zaten benim size kar bir gücüm yoktu. Ben, sadece sizi (inkâra) çaًrdm, siz de benim davetime hemen kotunuz. O halde beni yermeyin, kendinizi yerin. Ne ben sizi kurtarabilirim, ne de siz beni kurtarabilirsiniz! Kukusuz daha ِnce ben, beni (Allah'a) ortak komanz reddettim." قüphesiz zalimler için elem verici bir azap vardr.
14|23|فman edip de iyi iler yapanlar, Rablerinin izniyle içinde ebedî kalacaklar ve zemininden rmaklar akan cennetlere sokulacaklardr. Orada (birbirleriyle) karlatkça sِyledikleri "selam" dr.
14|24|Gِrmedin mi Allah nasl bir misal getirdi: Güzel bir sِzü, kِkü (yerde) sabit, dallar gِkte olan güzel bir aًaca (benzetti).
14|25|(O aًaç), Rabbinin izniyle her zaman yemiini verir. ضًüt alsnlar diye Allah insanlara misaller getirir.
14|26|Kِtü bir sِzün misali, gِvdesi yerden koparlm, o yüzden ayakta durma imkân olmayan (kِtü) bir aًaca benzer.
14|27|Allah Teâlâ saًlam sِzle iman edenleri hem dünya hayatnda hem de ahirette sapasaًlam tutar. Zalimleri ise Allah saptrr. Allah dilediًini yapar.
14|28|Allah'n nimetine nankِrlükle karlk veren ve sonunda kavimlerini helâk yurduna sürükleyenleri gِrmedin mi?
14|29|Onlar cehenneme girecekler. O ne kِtü karargâhtr!
14|30|(فnsanlar) Allah yolundan saptrmak için O'na ortaklar kotular. De ki: (فstediًiniz gibi) yaayn! اünkü dِnüünüz ateedir.
14|31|فman eden kullarma sِyle: Namazlarn dosdoًru klsnlar, kendisinde ne alveri, ne de dostluk bulunan bir gün gelmeden ِnce, kendilerine verdiًimiz rzklardan (Allah için) gizli-açk harcasnlar.
14|32|(O ِyle lütufkâr) Allah'tr ki, gِkleri ve yeri yaratt, gِkten suyu indirip onunla rzk olarak size türlü meyveler çkard; izni ile denizde yüzüp gitmeleri için gemileri emrinize verdi; nehirleri de sizin (yararlanmanz) için aktt.
14|33|Düzenli seyreden günei ve ay size faydal kld; geceyi ve gündüzü de istifadenize verdi.
14|34|O size istediًiniz her eyden verdi. Allah'n nimetini sayacak olsanz sayamazsnz. Doًrusu insan çok zalim, çok nankِrdür!
14|35|Hatrla ki فbrahim ِyle demiti: "Rabbim! Bu ehri (Mekke'yi) emniyetli kl, beni ve oًullarm putlara tapmaktan uzak tut!"
14|36|"اünkü, onlar (putlar), insanlardan birçoًunun sapmasna sebep oldular, Rabbim. قimdi kim bana uyarsa o bendendir. Kim de bana kar gelirse, artk sen gerçekten çok baًlayan, pek esirgeyensin."
14|37|"Ey Rabbimiz! Ey sahibimiz! Namaz dosdoًru klmalar için ben, neslimden bir ksmn senin Beyt-i Harem'inin (Kâbe'nin) yannda, ziraat yaplmayan bir vâdiye yerletirdim. Artk sen de insanlardan bir ksmnn gِnüllerini onlara meyledici kl ve meyvelerden bunlara rzk ver! Umulur ki bu nimetlere ükrederler."
14|38|"Ey Rabbimiz! قüphesiz ki sen bizim gizleyeceًimizi de açklayacaًmz da bilirsin. اünkü ne yerde ne de gِkte hiçbir ey Allah'a gizli kalmaz."
14|39|"فhtiyar halimde bana فsmail'i ve فshak' lütfeden Allah'a hamdolsun! قüphesiz Rabbim duay iitendir."
14|40|"Ey Rabbim! Beni ve soyumdan gelecekleri namaz devaml klanlardan eyle; ey Rabbimiz! Duam kabul et!"
14|41|"Ey Rabbimiz! (Amellerin) hesap olunacaً gün beni, ana-babam ve müminleri baًla!"
14|42|(Resûlüm!) Sakn, Allah' zalimlerin yaptklarndan habersiz sanma! Ancak, Allah onlar (cezalandrmay), korkudan gِzlerin dar frlayacaً bir güne erteliyor.
14|43|Zihinleri bombo olarak kendilerine bile dِnüp bakamaz durumda, gِzleri gًِe dikilmi bir vaziyette koarlar.
14|44|Kendilerine azabn geleceًi, bu yüzden zalimlerin: "Ey Rabbimiz! Yakn bir müddete kadar bize süre ver de senin davetine uyalm ve peygamberlere tâbi olalm" diyecekleri gün hakknda insanlar uyar. (Onlara denilir ki:) "Daha ِnce, sizin için bir zevâl olmadًna, yemin etmemi miydiniz? "
14|45|"(Sizden ِnce) kendilerine zulmedenlerin yurtlarnda oturdunuz. Onlara nasl muamele ettiًimiz size apaçk belli oldu. Ve size misaller de verdik."
14|46|Hilelerinin cezas Allah katnda (malum) iken, onlar, tuzaklarn kurmulard. Halbuki onlarn hileleriyle daًlar yerinden gidecek deًildi!
14|47|O halde, sakn Allah'n peygamberlerine verdiًi sِzden cayacaًn sanma! اünkü Allah mutlak üstündür, kimsenin yaptًn yanna brakmaz.
14|48|Yer baka bir yer, gِkler de (baka gِkler) haline getirildiًi, (insanlar) bir ve gücüne kar durulamaz olan Allah'n huzuruna çktklar gün (Allah bütün zalimlerin cezasn verecektir).
14|49|O gün, günahkârlarn zincire vurulmu olduًunu gِrürsün.
14|50|Onlarn gِmlekleri katrandandr, yüzlerini de ate bürümektedir.
14|51|Allah herkese kazandًnn karlًn vermek için (onlar diriltecektir.) Kukusuz Allah, hesab çabuk gِrendir.
14|52|فte bu (Kur'an), kendisiyle uyarlsnlar, Allah'n ancak bir tek Tanr olduًunu bilsinler ve akl sahipleri iyice düünüp ًِüt alsnlar diye insanlara (gِnderilmi) bir bildiridir.
15|1|Elif. Lâm. Râ. Bunlar Kitab'n ve apaçk bir Kur'an'n âyetleridir.
15|2|فnkâr edenler zaman zaman, keke biz de müslüman olsaydk, diye arzu ederler.
15|3|Onlar brak; yesinler, eًlensinler ve bo ümit onlar oyalayadursun. (Kِtü sonucu) yaknda bilecekler!
15|4|Helâk ettiًimiz hiçbir ülke yoktur ki hakknda (bizce) bilinen bir yazg olmasn.
15|5|Hiçbir millet, ecelinin ِnüne geçemez, ve onu geciktiremez.
15|6|Dediler ki: "Ey kendisine Kur'an indirilen (Muhammed)! Sen mutlaka bir mecnunsun!"
15|7|"Eًer doًru sِyleyenlerden idiysen, bize melekleri getirmeliydin."
15|8|Biz melekleri ancak hak ile indiririz. O zaman onlara mühlet verilmez.
15|9|Kur an' kesinlikle biz indirdik; elbette onu yine biz koruyacaًz.
15|10|Andolsun, senden ِnceki milletler arasnda da elçiler gِnderdik.
15|11|Onlara bir peygamber gelmeyedursun, hemen onunla alay ederlerdi.
15|12|فte bِylece biz onu, (inkârclً) suçlularn kalplerine sokarz.
15|13|ضncekilerin bana gelenlerden ders almalar gerekirken onlar hala buna (Kur'an'a) inanmyorlar.
15|14|Onlara gِkten bir kap açsak da oradan yukar çksalar,
15|15|"Gِzlerimiz boyand, daha doًrusu bize büyü yaplmtr" derler.
15|16|Andolsun, biz gِkte birtakm burçlar yarattk ve seyr edenler için onu süsledik.
15|17|Onlar, talanm (kovulmu) her eytandan koruduk.
15|18|Ancak kulak hrszlً eden müstesna. Onun da peine açk bir alev sütunu dümütür.
15|19|Yeri uzatp yaydk, orada sabit daًlar yerletirdik, yine orada miktar ve ِlçüsü belirli olan eyler bitirdik.
15|20|Orada hem sizin için hem de rzklar size ait olmayanlar için (gerekli) geçim vastalar yarattk.
15|21|Her eyin hazineleri yalnz bizim yanmzdadr. Biz onu ancak belli bir ِlçüyle indiririz.
15|22|Biz, rüzgârlar alayc olarak gِnderdik ve gِkten bir su indirdik de onunla su ihtiyacnz karladk. (Biz bunlar yapmasaydk) siz onu (yeterli) suyu depolayamazdnz.
15|23|قüphesiz biz diriltir ve biz ِldürürüz! Ve her eye biz vâris oluruz.
15|24|Andolsun biz, sizden ِnce gelip geçenleri de biliriz, geri kalanlar da biliriz.
15|25|قüphesiz Rabbin onlar (kyamette) toplayacaktr. اünkü O, hakîmdir, alîmdir.
15|26|Andolsun biz insan, (pimi) kuru bir çamurdan, ekillenmi kara balçktan yarattk.
15|27|Cinleri de daha ِnce zehirli ateten yaratmtk.
15|28|Hani Rabbin meleklere demiti ki: "Ben kupkuru bir çamurdan, ekillenmi kara balçktan bir insan yaratacaًm."
15|29|"Ona ekil verdiًim ve ona ruhumdan ütlediًim zaman, siz hemen onun için secdeye kapann!"
15|30|Meleklerin hepsi de hemen secde ettiler.
15|31|Fakat فblis hariç! O, secde edenlerle beraber olmaktan kaçnd.
15|32|(Allah:) Ey فblis! Secde edenlerle beraber olmaynn sebebi nedir? dedi.
15|33|(فblis:) Ben kuru bir çamurdan, ekillenmi kara balçktan yarattًn bir insana secde edecek deًilim, dedi.
15|34|Allah ِyle buyurdu: ضyle ise oradan çk! Artk kovuldun!
15|35|Muhakkak ki kyamet gününe kadar lânet senin üzerine olacaktr!
15|36|(فblis:) Rabbim! ضyle ise, (varlklarn) tekrar dirileceًi güne kadar bana mühlet ver, dedi.
15|37|Allah buyurdu ki: "Sen mühlet verilenlerdensin"
15|38|"Allah katnda bilinen vaktin gününe kadar..."
15|39|(فblis) dedi ki: Rabbim! Beni azdrmana karlk ben de yeryüzünde onlara (günahlar) süsleyeceًim ve onlarn hepsini mutlaka azdracaًm!
15|40|Ancak onlardan ihlâsl kullarn müstesna.
15|41|(Allah) ِyle buyurdu: "فte bana varan dosdoًru yol budur."
15|42|"قüphesiz kullarm üzerinde senin bir hakimiyetin yoktur. Ancak azgnlardan sana uyanlar müstesna."
15|43|Muhakkak cehennem, onlarn hepsine vâdolunan yerdir.
15|44|Cehennemin yedi kaps vardr. Onlardan her kap için birer gurup ayrlmtr.
15|45|(Allah'n azabndan korkup rahmetine sًnan) takvâ sahipleri, mutlaka cennetlerde ve pnar balarnda olacaklar.
15|46|"Oraya emniyet ve selâmetle girin" (denilir, onlara).
15|47|Biz, onlarn gِnüllerindeki kini sِküp attk; onlar artk kِkler üzerinde kar karya oturan kardeler olacaklar.
15|48|Onlara orada hiçbir yorgunluk gelmeyecek ve onlar, oradan çkarlmayacaklardr.
15|49|(Resûlüm!) Kullarma, benim, çok baًlayc ve pek esirgeyici olduًumu haber ver.
15|50|Benim azabmn elem verici bir azap olduًunu da bildir.
15|51|Onlara فbrahim'in misafirlerinden (meleklerden) de haber ver.
15|52|Onun yanna girdikleri zaman, "selam" dediler. (فbrahim:) Biz sizden çekiniyoruz, dedi.
15|53|Dediler ki: Korkma; biz sana bilgin bir oًul müjdeliyoruz.
15|54|(فbrahim:) Bana ihtiyarlk çِkmesine raًmen beni müjdeliyor musunuz? Beni ne ile müjdeliyorsunuz? dedi.
15|55|Sana gerçeًi müjdeledik, sakn ümitsizliًe düenlerden olma! dediler.
15|56|(فbrahim:) dedi ki: Rabbinin rahmetinden, sapklardan baka kim ümit keser?
15|57|"Ey elçiler! (Baka) ne iiniz var?" dedi.
15|58|Dediler ki: "Biz, suçlu bir topluma (onlar helâk etmeye) gِnderildik."
15|59|"Ancak Lût ailesi hariç. Onlarn hepsini kurtaracaًz."
15|60|"(Fakat Lût'un) kars müstesna; biz onun geri kalanlardan olmasn takdir ettik."
15|61|Melek olan elçiler Lût âilesine gelince,
15|62|Lût onlara: "Hakikaten siz tannmayan kimselersiniz" dedi.
15|63|Dediler ki: "Bilakis, biz sana, onlarn üphe etmekte olduklar eyi (azab ve helâk) getirdik.
15|64|Sana gerçeًi getirdik; biz, hakikaten doًru sِyleyenleriz.
15|65|Gecenin bir bِlümünde aile fertlerini yola çkar, sen de arkalarndan yürü. Sizden hiç kimse, sakn dِnüp de ardna bakmasn, istenen yere gidin."
15|66|Ona (Lût'a) u hükmümüzü vahyettik: "Sabaha çkarlarken mutlaka onlarn ard kesilmi olacaktr."
15|67|قehir halk, birbirlerini kutlayarak, (meleklerin yanna) geldiIer.
15|68|(Lût) onlara "Bunlar benim misafirimdir. Sakn beni utandrmayn;
15|69|Allah'tan korkun, beni rezil etmeyin!" dedi.
15|70|"Biz seni, elâlemin iine karmaktan men etmemi miydik?" dediler.
15|71|(Lût:) فte kzlarm! (Düündüًünüzü) yapacaksanz (onlarla evlenin), dedi.
15|72|(Resûlüm!) Hayatn hakk için onlar, sarholuklar içinde bocalyorlard.
15|73|Güne doًarken onlar o korkunç ses yakalad.
15|74|Bِylece ülkelerinin üstünü altna getirdik. ـzerlerine de balçktan piirilmi talar yaًdrdk.
15|75|فte bunda ibret alanlar için iaretler vardr.
15|76|Onlar hâla gِzler ِnünde duran bir yol üzerindedirler.
15|77|Hakikaten bunda iman edenler için bir ibret vardr.
15|78|Eyke halk da gerçekten zalim idiler.
15|79|Biz onlardan da intikam aldk. فkisi de (Eyke ve Medyen) açk bir yol üzerindedir.
15|80|Andolsun, Hicr halk da peygamberleri yalanlamt.
15|81|Biz onlara mucizelerimizi vermitik; fakat onlardan yüz çevirmilerdi.
15|82|Onlar, daًlardan emniyet içinde kalacaklar evler oyarlard.
15|83|Onlar da sabaha çkarlarken o korkunç ses yakalad.
15|84|Kazanmakta olduklar eyler onlardan hiçbir zarar savmad.
15|85|Biz gِkleri, yeri ve ikisinin arasndakileri ancak hak ile yarattk. O saat (kyamet), mutlaka gelecektir. قimdilik onlara güzel muamele et.
15|86|قüphesiz Rabbin hakkyla yaratan pek iyi bilendir.
15|87|Andolsun ki, biz sana tekrarlanan yedi âyeti ve yüce Kur'an' verdik.
15|88|Sakn onlardan baz snflara verdiًimiz dünya malna gِz dikme, onlardan dolay üzülme ve müminlere alçak gِnüllü ol.
15|89|De ki: قüphesiz ben apaçk bir uyarcym.
15|90|Nitekim biz, (Kur'an') ksmlara ayranlara azab indirmiizdir.
15|91|Onlar, Kur'an' bِlüp ayranlardr.
15|92|Rabbin hakk için, mutlaka onlarn hepsini sorguya çekeceًiz.
15|93|Yaptklarndan dolay.
15|94|Sana emrolunan açkça sِyle ve ortak koanlardan yüz çevir!
15|95|(Seninle) alay edenlere kar biz sana yeteriz.
15|96|Onlar Allah ile beraber baka bir tanr edinenlerdir. (Kimin doًru olduًunu) yaknda bilecekler!
15|97|Onlarn sِyledikleri eyler yüzünden senin cannn skldًn andolsun biliyoruz.
15|98|Sen imdi Rabbini hamd ile tesbih et ve secde edenlerden ol!
15|99|Ve sana yakîn (ِlüm) gelinceye kadar Rabbine ibadet et!
16|1|Allah'n emri gelmitir. Artk onu istemekte acele etmeyin. Allah, onlarn kotuklar ortaklardan uzak ve yücedir.
16|2|Allah kendi emriyle melekleri, kullarndan dilediًi kimseye vahiy ile, "Benden baka tanr olmadًna dair (kullarm) uyarn ve benden korkun" diye gِnderir.
16|3|(Allah) gِkleri ve yeri hak ile yaratt. O, kotuklar ortaklardan münezzehtir.
16|4|O, insan bir damla sudan yaratt. Fakat bakarsn ki (insan) Rabbine apaçk bir hasm oluvermitir.
16|5|Hayvanlar da O yaratt. Onlarda sizin için stc (eyler) ve birçok faydalar vardr. Onlardan bir ksmn da yersiniz.
16|6|Sizin için onlardan ayrca akamleyin getirirken, sabahleyin salverirken bir güzellik (bir zevk) vardr.
16|7|Bu hayvanlar sizin aًrlklarnz, ancak güçlüklere katlanarak varabileceًiniz bir memlekete tarlar. قüphesiz Rabbiniz çok efkatli, pek merhametlidir.
16|8|Atlar, katrlar ve eekleri binmeniz ve (gِzlere) zinet olsun diye (yaratt). Allah u anda bilemeyeceًiniz daha nice (nakil vastalar) yaratr.
16|9|Yolun doًrusu Allah'ndr. Yolun eًrisi de vardr. Allah dileseydi hepinizi doًru yola iletirdi.
16|10|Gِkten suyu indiren O'dur. Ondan hem size içecek vardr, hem de hayvanlarnz otlatacaًnz bitkiler.
16|11|(Allah) su sayesinde sizin için ekinler, zeytinler, hurmalar, üzümler ve diًer meyvelerin hepsinden bitirir. فte bunlarda düünen bir toplum için büyük bir ibret vardr.
16|12|O, geceyi, gündüzü, günei ve ay sizin hizmetinize verdi. Yldzlar da Allah'n emri ile hareket ederler. قüphesiz ki bunlarda akln kullananlar için pek çok deliller vardr.
16|13|Yeryüzünde sizin için rengârenk yarattklarnda da ًِüt alan bir toplum için gerçek bir ibret vardr.
16|14|فçinden taze et (balk) yemeniz ve takacaًnz bir süs (eyas) çkarmanz için denizi emrinize veren O'dur. Gemilerin denizde (sular) yara yara gittiklerini de gِrüyorsun. (Bütün bunlar) onun lütfunu aramanz ve nimetine ükretmeniz içindir.
16|15|Sizi sarsmamas için yeryüzünde saًlam daًlar, yolunuzu bulmanz için de rmaklar ve yollar yaratt.
16|16|Daha nice alâmetler (yaratt). Onlar, yldzlarla da yollarn doًrulturlar.
16|17|O halde, yaratan (Allah), yaratmayan (putlar) gibi olur mu? Hâla düünmüyor musunuz?
16|18|Allah'n nimetini saymaya kalksanz, onu sayamazsnz. Hakikaten Allah çok baًlayan, pek esirgeyendir.
16|19|Allah, gizlediًinizi de açkladًnz da bilir.
16|20|Allah' brakp da taptklar (putlar), hiçbir ey yaratamazlar. اünkü onlar kendileri yaratlmlardr.
16|21|Onlar diriler deًil, ِlülerdir. Ne zaman diriltileceklerini de bilmezler.
16|22|فlâhnz bir tek Tanrdr. Fakat ahirete inanmayanlar var ya, onlarn kalpleri inkârc, kendileri de bِbürlenen kimselerdir.
16|23|Hiç üphesiz Allah, onlarn gizleyeceklerini de açklayacaklarn da bilir. O, büyüklük taslayanlar asla sevmez.
16|24|Onlara: Rabbiniz ne indirdi? denildiًi zaman, "ضncekilerin masallarn" derler.
16|25|Kyamet gününde kendi günahlarn tam olarak tamalar ve bilgisizce saptrmakta olduklar kimselerin günahlarndan da bir ksmn yüklenmeleri için (ِyle derler). Bak ki yüklenecekleri ey ne kِtüdür!
16|26|Onlardan ِncekiler de (peygamberlere) hile yapmlard. Sonunda Allah da onlarn binalarn temellerinden sِktü üstlerindeki tavan da tepelerine çِktü. Bu azap onlara, farkedemedikleri bir yerden gelmiti.
16|27|Sonra kyamet gününde (Allah), onlar rezil eder ve der ki: "Kendileri hakknda (müminlere) düman kesildiًiniz ortaklarm nerede?" Kendilerine ilim verilmi olanlar derler ki: "قüphesiz bugün rezillik ve kِtülük kâfirleredir."
16|28|Kendilerine hakszlk ederlerken meleklerin canlarn aldklar kimseler: Biz hiçbir kِtülük yapmyorduk, diyerek teslim olurlar. (Melekler onlara ِyle der:) "Hayr, Allah, sizin yaptklarnz elbette çok iyi bilendir."
16|29|"O halde, içinde ebedî kalacaًnz cehennemin kaplarndan girin! Kibirlenenlerin yeri ne kِtüdür!"
16|30|(Kِtülüklerden) saknanlara: Rabbiniz ne indirdi? denildiًinde, "Hayr (indirdi)" derler. Bu dünyada güzel davrananlara, güzel mükâfat vardr. Ahiret yurdu ise daha hayrldr. Takvâ sahiplerinin yurdu gerçekten güzeldir!
16|31|(O yurt,) girecekleri, zemininden rmaklar akan Adn cennetleridir. Onlar için orada kendilerine diledikleri her ey vardr. فte Allah, takvâ sahiplerini bِyle mükâfatlandrr.
16|32|(Onlar,) meleklerin, "Size selâm olsun. Yapm olduًunuz (iyi) ilere karlk cennete girin" diyerek tertemiz olarak canlarn aldklar kimselerdir.
16|33|(Kâfirler) kendilerine meleklerin gelmesinden veya Rablerinin emrinin gelmesinden baka bir ey mi bekliyorlar? Onlardan ِncekiler de bِyle yapmlard. Allah onlara zulmetmedi, fakat onlar kendilerine zulmediyorlard.
16|34|Sonunda yaptklarnn cezas onlara ulat ve alay etmekte olduklar ey onlar çepeçevre kuatverdi.
16|35|Ortak koanlar dediler ki: "Allah dileseydi ne biz ne de babalarmz ondan bakasna tapardk. Onun emri olmadan hiçbir eyi de haram klmazdk." Onlardan ِncekiler de bِyle yapmlard. Peygamberlerin üzerine açk seçik tebliًden baka bir ey düer mi!
16|36|Andolsun ki biz, "Allah'a kulluk edin ve Tâًut'tan saknn" diye (emretmeleri için) her ümmete bir peygamber gِnderdik. Allah, onlardan bir ksmn doًru yola iletti. Onlardan bir ksm da sapklً hak ettiler. Yeryüzünde gezin de gِrün, inkâr edenlerin sonu nasl olmutur!
16|37|(Resûlüm!) Sen, onlarn hidayete ermelerine çok dükünlük gِstersen de bil ki Allah, saptrdً kimseyi (dilemezse) hidayete erdirmez. Onlarn yardmclar da yoktur.
16|38|Onlar: "Allah ِlen bir kimseyi diriltmez" diye olanca güçleriyle Allah'a and içtiler. Aksine, bu O'nun bizzat kendisine kar gerçek bir vâdidir. Fakat insanlarn çoًu bilmez.
16|39|Hakknda ihtilaf ettikleri eyi onlara açklamas ve kâfir olanlarn da kendilerinin yalanclar olduklarn bilmeleri için (Allah onlar diriltecek).
16|40|Biz, bir eyin olmasn istediًimiz zaman, ona (sِyleyecek) sِzümüz sadece "Ol" dememizdir. Hemen oluverir.
16|41|Zulme uًradktan sonra Allah yolunda hicret edenlere gelince, onlar dünyada güzel bir ekilde yerletireceًiz. Eًer bilirlerse ahiretin mükâfat elbette daha büyüktür.
16|42|(Onlar) sadece Rablerine tevekkül ederek sabredenlerdir.
16|43|Senden ِnce de, kendilerine vahyettiًimiz kiilerden bakasn peygamber olarak gِndermedik. Eًer bilmiyorsanz, bilenlere sorun.
16|44|Apaçk mucizeler ve kitaplarla (gِnderildiler). فnsanlara, kendilerine indirileni açklaman için ve düünüp anlasnlar diye sana da bu Kur'an' indirdik.
16|45|Kِtülük tuzaklar kuranlar, Allah'n, kendilerini yere geçirmeyeceًinden veya kendilerine bilemeyecekleri bir yerden azabn gelmeyeceًinden emin mi oldular?
16|46|Yahut onlar dِnüp dolarlarken Allah'n kendilerini yakalamayacaًndan emin mi oldular? Onlar (Allah') âciz brakacak deًillerdir.
16|47|Yoksa Allah'n kendilerini yava yava tüketerek cezalandrmayacaًndan (emin mi oldular)? Kukusuz Rabbin çok efkatli, pek merhametlidir.
16|48|Allah'n yarattً herhangi bir eyi gِrmediler mi? Onun gِlgeleri, küçülerek ve Allah'a secde ederek saًa sola dِner.
16|49|Gِklerde bulunanlar, yerdeki canllar ve bütün melekler, büyüklük taslamadan Allah'a secde ederler.
16|50|Onlar, üstlerindeki Rablerinden korkarlar ve kendilerine ne emrolunursa onu yaparlar.
16|51|Allah buyurdu ki: فki tanr edinmeyin! O ancak bir Tanr'dr. O halde yalnz benden korkun!
16|52|Gِklerde ve yerde ne varsa, O'nundur, din de yalnz O'nundur. O halde Allah'tan bakasndan m korkuyorsunuz?
16|53|Nimet olarak size ulaan ne varsa, Allah'tandr. Sonra size bir zarar dokunduًu zaman da yalnz O'na yalvarrsnz.
16|54|Sonra da sizden o zarar giderdiًinde, içinizden bir zümre, hemen Rablerine ortak koarlar!
16|55|Kendilerine verdiklerimize karlk nankِrlük etmeleri için (ِyle yaparlar). O halde bir süre daha faydalann; fakat yaknda hakikati bileceksiniz!
16|56|Bir de kendilerine rzk olarak verdiklerimizden, mahiyetini bilmedikleri eylere (putlara) pay ayryorlar. Allah'a andolsun ki, iftira etmekte olduًunuz eylerden mutlaka sorguya çekileceksiniz!
16|57|Onlar, kzlarn Allah'a ait olduًunu iddia ediyorlar. Hââ! Allah bundan münezzehtir. Beًendikleri de (erkek çocuklar) kendilerinin oluyor.
16|58|Onlardan birine kz müjdelendiًi zaman ِfkelenmi olarak yüzü kapkara kesilir.
16|59|Kendisine verilen müjdenin kِtülüًünden dolay kavminden gizlenir. Onu, aaًlk duygusu içinde yannda m tutsun, yoksa topraًa m gِmsün! Bakn ki, verdikleri hüküm ne kadar kِtüdür!
16|60|Kِtü sfat, ahirete inanmayanlar içindir. En yüce sfatlar ise Allah'a aittir. اünkü O, her eyden üstün ve hikmet sahibidir.
16|61|Eًer Allah, insanlar zulümleri yüzünden cezalandracak olsayd, yeryüzünde hiçbir canl brakmazd. Fakat onlar takdir edilen bir müddete kadar erteliyor. Ecelleri geldiًi zaman onlar ne bir saat geri kalabilirler ne de ِne geçebilirler.
16|62|Kendilerinin holarna gitmeyen eyleri Allah'a isnat ediyorlar. En güzel sonucun kendilerinin olduًunu anlatan dilleri de yalann ِrneًini veriyor. Hiç üphesiz onlar için sadece ate vardr ve onlar, (atee) terkolunacaklar.
16|63|Allah'a andolsun, senden ِnceki ümmetlere de (peygamberler) gِndermiizdir. Fakat eytan onlara ilerini süslü gِsterdi de (iman etmediler). ite o, bugün onlarn velisidir. Ve onlar için elem verici bir azap vardr.
16|64|Biz bu Kitab' sana srf hakknda ihtilafa dütükleri eyi insanlara açklayasn ve iman eden bir topluma da hidayet ve rahmet olsun diye indirdik.
16|65|Allah gِkten bir su indirdi ve onunla yeryüzünü ِlümünden sonra diriltti. قüphesiz ki bunda dinleyen toplum için bir ibret vardr.
16|66|Kukusuz sizin için hayvanlarda da büyük bir ibret vardr. Zira size, onlarn karnlarndaki fk ile kan arasndan (gelen), içenlerin boًazndan kolayca geçen hâlis bir süt içiriyoruz.
16|67|Hurma ve üzüm gibi meyvelerden hem içki hem de güzel gdalar edinirsiniz. فte bunlarda da akln kullanan kimseler için büyük bir ibret vardr.
16|68|Rabbin bal arsna: Daًlardan, aًaçlardan ve insanlarn yaptklar çardaklardan kendine evler (kovanlar) edin.
16|69|Sonra meyvelerin her birinden ye ve Rabbinin sana kolaylatrdً yaylm yollarna gir, diye ilham etti. Onlarn karnlarndan renkleri çeitli bir erbet (bal) çkar ki, onda insanlar için ifa vardr. Elbette bunda düünen bir kavim için büyük bir ibret vardr.
16|70|Sizi Allah yaratt; sonra sizi vefat ettirecek. Daha ِnce bilgili iken hiçbir eyi bilmez hale gelsin diye sizden baz kimseler ِmrün en kِtü çaًna kadar yaatlacak üphesiz ki Allah bilgilidir, kudretlidir.
16|71|Allah kiminize kiminizden daha bol rzk verdi. Bol rzk verilenler, rzklarn ellerinin altndakilere verip de bu hususta kendilerini onlara eit klmazlar. Durum bِyle iken Allah'n nimetini inkâr m ediyorlar?
16|72|Allah size kendi nefislerinizden eler yaratt, elerinizden de sizin için oًullar ve torunlar yaratt ve sizi temiz gdalarla rzklandrd. Onlar hâla bâtla inanp Allah'n nimetine nankِrlük mü ediyorlar?
16|73|(Mürikler) Allah' brakp da kendilerine gِklerde ve yerde olan rzktan hiçbir ey veremeyen ve buna asla güçleri yetmeyen eylere (putlara) tapyorlar.
16|74|Allah'a birtakm benzerler icat etmeyin. اünkü Allah (her eyi) bilir, siz ise bilemezsiniz.
16|75|Allah, hiçbir eye gücü yetmeyen, bakasnn mal olmu bir kِle ile katmzdan kendisine verdiًimiz güzel rzktan gizli ve açk olarak harcayan (hür) bir kimseyi misal verir. Bunlar hiç eit olurlar m? Doًrusu hamd Allah'a mahsustur. Fakat onlarn çoًu (bunu) bilmezler.
16|76|Allah, u iki kiiyi de misal verir: Onlardan biri dilsizdir, hiçbir ey beceremez ve efendisinin üstüne bir yüktür. Onu nereye gِnderse bir hayr getiremez. قimdi, bu adamla, doًru yolda yürüyerek adaleti emreden kimse eit olur mu?
16|77|Gِklerin ve yerin gayb Allah'a aittir. Kyametin kopmas ise, gِz açp kapama gibi veya daha az bir zamandan ibarettir. قüphesiz Allah, her eye kadirdir.
16|78|Siz, hiçbir ey bilmezken Allah, sizi analarnzn karnndan çkard; ükredesiniz diye size kulaklar, gِzler ve kalpler verdi.
16|79|Gًِün boluًunda emre boyun eًdirilmi olarak uçuan kular gِrmediler mi? Onlar orada Allah'tan bakas tutamaz. Kukusuz bunda inanan bir toplum için ibretler vardr.
16|80|Allah, evlerinizi sizin için bir huzur ve sükûn yeri yapt ve sizin için davar derilerinden gerek gِç gününüzde, gerekse konaklama gününüzde, kolayca tayacaًnz evler; yünlerinden, yapaًlarndan ve kllarndan bir süreye kadar (faydalanacaًnz) bir ev eyas ve bir ticaret mal meydana getirdi.
16|81|Allah, yarattklarndan sizin için gِlgeler yapt. Daًlarda da sizin için barnaklar yaratt. Sizi scaktan koruyacak elbiseler ve savata sizi koruyacak zrhlar yaratt. فte bِylece Allah, müslüman olmanz için üzerinize nimetini tamamlyor.
16|82|(Ey Resûlüm!) Yine de yüz çevirirlerse, artk sana düen ancak açk bir tebliًden ibarettir.
16|83|Onlar Allah'n nimetini bilirler (itiraf ederler). Sonra da onu inkâr ederler. Onlarn çoًu kâfirdir.
16|84|Her ümmetten bir ahit gِndereceًimiz gün, artk ne kâfir olanlara (ِzür dilemelerine) izin verilir ne de onlarn ِzür dilemeleri istenir.
16|85|O zulmedenler azab gِrdüklerinde, artk onlardan azap hafifletilmez, onlara mühlet de verilmez.
16|86|(Allah'a) ortak koanlar, ortak kotuklar eyleri gِrdükleri zaman derler ki: "Rabbimiz! فte bunlar, seni brakp da tapm olduًumuz ortaklarmzdr." Onlar da bunlara: "Siz mutlaka yalanclarsnz" diye sِz atarlar.
16|87|O gün Allah'a teslim (bayraًn) çekerler ve uydurmakta olduklar eyler onlardan kaybolup gider.
16|88|فnkâr edip de (insanlar) Allah yolundan alkoyanlar var ya, ite onlara, yapmakta olduklar bozgunculuklar sebebiyle, azaplarn kat kat artracaًz.
16|89|O gün her ümmetin içinden kendilerine birer ahit gِndereceًiz. Seni de hepsinin üzerine ahit olarak getireceًiz. Ayrca bu Kitab' da sana, her ey için bir açklama, bir hidayet ve rahmet kaynaً ve müslümanlar için bir müjde olarak indirdik.
16|90|Muhakkak ki Allah, adaleti, iyiliًi, akrabaya yardm etmeyi emreder, çirkin ileri, fenalk ve azgnlً da yasaklar. O, düünüp tutasnz diye size ًِüt veriyor.
16|91|Antlama yaptًnz zaman, Allah'n ahdini yerine getirin ve Allah' üzerinize ahit tutarak, pekitirdikten sonra yeminleri bozmayn. قüphesiz Allah, yapacaًnz eyleri pek iyi bilir.
16|92|Bir toplum diًer bir toplumdan (sayca ve malca) daha çok olduًu için yeminlerinizi, aranzda bir fesat arac edinerek ipliًini saًlamca büktükten sonra, çِzüp bozan (kadn) gibi olmayn. Allah, bununla sizi imtihan etmektedir. Hakknda ihtilafa dümekte olduًunuz eyi kyamet gününde mutlaka size açklayacaktr.
16|93|Allah dileseydi hepinizi bir tek ümmet klard; fakat O, dilediًini saptrr, dilediًini de doًru yola iletir. Yaptklarnzdan mutlaka sorumlu tutulacaksnz.
16|94|Yeminlerinizi aranzda fesada araç edinmeyin, aksi halde (فslâm'da) sebat etmiken ayaًnz kayar da (insanlar) Allah yolundan alkoymanz sebebiyle (dünyada) kِtülüًü tadarsnz. Sizin için (ahirette de) büyük bir azap vardr.
16|95|Allah'n ahdini az bir karlًa deًimeyin! قayet anlayan kimseler iseniz, üphesiz Allah katnda olan (sevap) sizin için daha hayrldr.
16|96|Sizin yannzdaki (dünya mal) tükenir, Allah katndakiler ise bâkidir. Elbette sabrl davrananlara yapmakta olduklarnn en güzeliyle mükâfatlarn vereceًiz.
16|97|Erkek veya kadn, mümin olarak kim iyi amel ilerse, onu mutlaka güzel bir hayat ile yaatrz. Ve mükâfatlarn, elbette yapmakta olduklarnn en güzeli ile veririz.
16|98|Kur'an okuduًun zaman o kovulmu eytandan Allah'a sًn!
16|99|Gerçek u ki: فman edip de yalnz Rablerine tevekkül edenler üzerinde onun (eytann) bir hakimiyeti yoktur.
16|100|Onun hakimiyeti, ancak onu dost edinenlere ve onu Allah'a ortak koanlaradr.
16|101|Biz bir âyetin yerine baka bir âyeti getirdiًimiz zaman -ki Allah, neyi indireceًini çok iyi bilir- "Sen ancak bir iftiracsn" dediler. Hayr; onlarn çoًu bilmezler.
16|102|De ki: Onu, Mukaddes Rûh (Cebrail), iman edenlere sebat vermek, müslümanlar doًru yola iletmek ve onlara müjde vermek için, Rabbin katndan hak olarak indirdi.
16|103|قüphesiz biz onlarn: "Kur'an' ona ancak bir insan ًِretiyor" dediklerini biliyoruz. Kendisine nisbet ettikleri ahsn dili yabancdr. Halbuki bu (Kur'an) apaçk bir Arapçadr.
16|104|Allah'n âyetlerine inanmayanlar yok mu, kukusuz Allah onlar doًru yola iletmez ve onlar için elem verici bir azap vardr.
16|105|Allah'n âyetlerine inanmayanlar, ancak yalan uydurur. فte onlar, yalanclarn kendileridir.
16|106|Kim iman ettikten sonra Allah' inkâr ederse -kalbi iman ile dolu olduًu halde (inkâra) zorlanan baka- fakat kim kalbini kâfirliًe açarsa, ite Allah'n gazab bunlaradr; onlar için büyük bir azap vardr.
16|107|Bu (azap), onlarn dünya hayatn ahirete tercih etmelerinden ve Allah'n kâfirler topluluًunu hidayete erdirmemesinden ِtürüdür.
16|108|فte onlar Allah'n, kalplerini, kulaklarn ve gِzlerini mühürlediًi kimselerdir. Ve onlar gafillerin kendileridir.
16|109|Hiç üphesiz onlar ahirette ziyana uًrayanlarn ta kendileridir.
16|110|Sonra üphesiz Rabbin, eziyet edildikten sonra hicret edip, ardndan da sabrederek cihad edenlerin yardmcsdr. Bütün bunlardan sonra Rabbin elbette çok baًlayan, pek esirgeyendir.
16|111|O gün, herkes gelip kendi cann kurtarmak için uًrar ve herkese yaptًnn karlً eksiksiz ِdenir, onlara asla zulmedilmez.
16|112|Allah, (ibret için) bir ülkeyi ِrnek verdi: Bu ülke güvenli, huzurlu idi; ona rzk her yerden bol bol gelirdi. Sonra onlar Allah'n nimetlerine kar nankِrlük ettiler. Allah da onlara, yaptklarndan ِtürü açlk ve korku skntsn tattrd.
16|113|Andolsun ki, onlara kendilerinden peygamber geldi de onu yalanladlar. Onlar zulmederlerken azap onlar yakalayverdi.
16|114|Artk, Allah'n size verdiًi rzktan helâl ve temiz olarak yeyin, eًer (gerçekten) yalnz Allah'a ibadet ediyorsanz, onun nimetine ükredin.
16|115|(Allah) size, sadece ِlü hayvan kan, domuz etini ve Allah'tan bakas adna kesilen hayvan haram kld. Ancak kim mecbur kalrsa (bakalarnn haklarna) saldrmakszn, snr da amadan (bunlardan yiyebilir). اünkü Allah çok baًlayan, pek esirgeyendir.
16|116|Dillerinizin uydurduًu yalana dayanarak "Bu helâldir, u da haramdr" demeyin, çünkü Allah'a kar yalan uydurmu oluyorsunuz. Kukusuz Allah'a kar yalan uyduranlar kurtulua eremezler.
16|117|(Kazandklar) pek az bir menfaattir. Halbuki onlar için elem verici bir azap vardr.
16|118|Sana anlattklarmz, daha ِnce, yahudi olanlara da haram klmtk. Biz onlara zulmetmedik, fakat, onlar kendilerine hakszlk ediyorlard.
16|119|Sonra üphesiz Rabbin, cahillik sebebiyle kِtülük yapan, sonra da bunun ardndan tevbe edip durumunu düzeltenleri (baًlayacaktr). اünkü onlar tevbe ettikten sonra Rabbin elbet çok baًlayan, pek esirgeyendir.
16|120|فbrahim, gerçekten Hakk'a yِnelen, Allah'a itaat eden bir ِnder idi; Allah'a ortak koanlardan deًildi.
16|121|Allah'n nimetlerine ükrediciydi. اünkü Allah, onu seçmi ve doًru yola iletmiti.
16|122|Ona dünyada güzellik verdik. Muhakkak ki o, ahirette de sâlihlerdendir.
16|123|Sonra da sana: "Doًru yola yِnelerek فbrahim'in dinine uy! O müriklerden deًildi" diye vahyettik.
16|124|Cumartesi tatili, ancak onda ihtilaf edenlere (farz) klnmt. Kyamet günü Rabbin, muhakkak onlarn ihtilafa dütükleri ey hakknda aralarnda hüküm verecektir.
16|125|(Resûlüm!) Sen, Rabbinin yoluna hikmet ve güzel ًِütle çaًr ve onlarla en güzel ekilde mücadele et! Rabbin, kendi yolundan sapanlar en iyi bilendir ve O, hidayete erenleri de çok iyi bilir.
16|126|Eًer ceza verecekseniz, size yaplan ikencenin misliyle ceza verin. Ama sabrederseniz, elbette o, sabredenler için daha hayrldr.
16|127|Sabret! Senin sabrn da ancak Allah'n yardm iledir. Onlardan dolay kederlenme; kurmakta olduklar tuzaktan kayg duyma!
16|128|اünkü Allah, (kِtülükten) saknanlar ve güzel amel edenlerle beraberdir.
17|1|Bir gece, kendisine âyetlerimizden bir ksmn gِsterelim diye (Muhammed) kulunu Mescid-i Harâm'dan, çevresini mübarek kldًmz Mescid-i Aksâ'ya gِtüren Allah noksan sfatlardan münezzehtir; O, gerçekten iitendir, gِrendir.
17|2|Biz, Musa'ya Kitab' verdik ve فsrailoًullarna: "Benden bakasn dayanlp güvenilen bir rab edinmeyin" diyerek bu Kitab' bir hidayet rehberi kldk.
17|3|(Ey) Nuh ile birlikte (gemide) tadًmz kimselerin nesli! قunu bilin ki Nuh, çok ükreden bir kul idi.
17|4|Biz, Kitap'ta فsrailoًullarna: Sizler, yeryüzünde iki defa fesat çkaracaksnz ve azgnlk derecesinde bir kibre kaplacaksnz, diye bildirdik.
17|5|Bunlardan ilkinin zaman gelince, üzerinize güçlü kuvvetli kullarmz gِnderdik. Bunlar, evlerin arasnda dolaarak (sizi) aradlar. Bu, yerine getirilmi bir vaad idi.
17|6|Sonra onlara kar size tekrar (galibiyet ve zafer) verdik; servet ve oًullarla gücünüzü arttrdk; saynz daha da çoًalttk.
17|7|Eًer iyilik ederseniz kendinize etmi, kِtülük ederseniz yine kendinize etmi olursunuz. Artk diًer cezalandrma zaman gelince, yüzünüzü kara etsinler, daha ِnce girdikleri gibi yine Mescid'e (Süleyman Mâbedi'ne) girsinler ve ellerine geçirdikleri her eyi büsbütün tahrip etsinler (diye, banza yine dümanlarnz musallat kldk).
17|8|Belki Rabbiniz size merhamet eder; fakat siz eًer yine (fesatçlًa) dِnerseniz, biz de sizi yine cezalandrrz. Biz cehennemi kâfirler için bir hapishane yaptk.
17|9|قüphesiz ki bu Kur'an en doًru yola iletir; iyi davranlarda bulunan müminlere, kendileri için büyük bir mükâfat olduًunu müjdeler.
17|10|Ahirete inanmayanlara gelince, onlar için de elemli bir azap hazrlamzdr.
17|11|فnsan hayr istediًi kadar erri de ister. فnsan pek acelecidir!
17|12|Biz, geceyi ve gündüzü birer âyet (delil) olarak yarattk. Nitekim, Rabbinizin nimetlerini aratrmanz, ayrca, yllarn say ve hesabn bilmeniz için gecenin karanlًn silip (yerine, eyay) aydnlatan gündüzün aydnlًn getirdik. فte biz, her eyi açk açk anlattk.
17|13|Her insann amelini (veya kaderini) boynuna baًladk. فnsan için kyamet gününde, açlm olarak ِnüne konacak bir kitap çkarrz.
17|14|Kitabn oku! Bugün sana hesap sorucu olarak kendi nefsin yeter.
17|15|Kim hidayet yolunu seçerse, bunu ancak kendi iyiliًi için seçmi olur; kim de doًruluktan saparsa, kendi zararna sapm olur. Hiçbir günahkâr, bakasnn günah yükünü üslenmez. Biz, bir peygamber gِndermedikçe (kimseye) azap edecek deًiliz.
17|16|Bir ülkeyi helâk etmek istediًimizde, o ülkenin zenginlik sebebiyle marm elebalarna (iyilikleri) emrederiz; buna raًmen onlar orada kِtülük ilerler. Bِylece o ülke, helâke müstahak olur; biz de oray darmadaًn ederiz.
17|17|Nuh'tan sonraki nesillerden nicelerini helâk ettik. Kullarnn günahlarn bilen ve gِren olarak Rabbin yeterlidir.
17|18|Her kim bu çarçabuk geçen dünyay dilerse ona, yani dilediًimiz kimseye dilediًimiz kadarn dünyada hemen verir, sonra da onu, knanm ve kovulmu olarak gireceًi cehenneme sokarz.
17|19|Kim de ahireti diler ve bir mümin olarak ona yarar bir çaba ile çalrsa, ite bunlarn çalmalar makbuldür.
17|20|Hepsine, onlara da bunlara da (dünyay isteyenlere de ahireti isteyenlere de) Rabbinin ihsanndan (istediklerini) veririz. Rabbinin ihsan kstlanm deًildir.
17|21|Baksana, biz insanlarn kimini kiminden nasl üstün klmzdr! Elbette ki ahiret, derece ve üstünlük farklar bakmndan daha büyüktür.
17|22|Allah ile birlikte bir ilâh daha tanma! Sonra knanm ve kendi bana terkedilmi olarak kalrsn.
17|23|Rabbin, sadece kendisine kulluk etmenizi, ana-babanza da iyi davranmanz kesin bir ekilde emretti. Onlardan biri veya her ikisi senin yannda yalanrsa, kendilerine "of!" bile deme; onlar azarlama; ikisine de güzel sِz sِyle.
17|24|Onlar esirgeyerek alçakgِnüllülükle üzerlerine kanat ger ve: "Rabbim! Küçüklüًümde onlar beni nasl yetitirmilerse, imdi de sen onlara (ِyle) rahmet et!" diyerek dua et.
17|25|Rabbiniz sizin kalplerinizdekini çok iyi bilir. Eًer siz iyi olursanz, unu bilin ki Allah, kِtülükten yüz çevirerek tevbeye yِnelenleri son derece baًlaycdr.
17|26|Bir de akrabaya, yoksula, yolcuya hakkn ver. Gereksiz yere de saçp savurma.
17|27|Zira bِylesine saçp savuranlar eytanlarn dostlardrlar. قeytan ise Rabbine kar çok nankِrdür.
17|28|Eًer Rabbinden umduًun (beklemek durumunda olduًun) bir rahmet için onlarn yüzlerine bakamyorsan, hiç olmazsa kendilerine gِnül alc bir sِz sِyle.
17|29|Eli sk olma; büsbütün eli açk da olma. Sonra knanr, (kaybettiklerinin) hasretini çeker durursun.
17|30|Rabbin rzk dilediًine bol verir, dilediًine daraltr. قüphesiz ki O, kullarndan haberdardr, (onlar) çok iyi gِrür.
17|31|Geçim endiesi ile çocuklarnzn canna kymayn. Biz, onlarn da sizin de rzknz veririz. Onlar ِldürmek gerçekten büyük bir suçtur.
17|32|Zinaya yaklamayn. Zira o, bir hayâszlktr ve çok kِtü bir yoldur.
17|33|Hakl bir sebep olmadkça Allah'n muhterem kldً cana kymayn. Bir kimse zulmen ِldürülürse, onun velîsine (hakkn almas için) yetki verdik. Ancak bu velî de ksasta ileri gitmesin. Zaten (kendisine bu yetki verilmekle) o, alacaًn almtr.
17|34|Yetimin malna, rüdüne erinceye kadar, ancak en güzel bir niyetle yaklan. Verdiًiniz sِzü de yerine getirin. اünkü verilen sِz, sorumluluًu gerektirir.
17|35|ضlçtüًünüz zaman tastamam ِlçün ve doًru terazi ile tartn. Bu, hem daha iyidir hem de neticesi bakmndan daha güzeldir.
17|36|Hakknda bilgin bulunmayan eyin ardna düme. اünkü kulak, gِz ve gِnül, bunlarn hepsi ondan sorumludur.
17|37|Yeryüzünde bِbürlenerek dolama. اünkü sen (aًrlk ve azametinle) ne yeri yarabilir ne de daًlarla ululuk yarna girebilirsin.
17|38|Bütün bu saylanlarn kِtü olanlar, Rabbinin nezdinde sevimsizdir.
17|39|فte bunlar, Rabbinin sana vahyettiًi hikmetlerdir. Allah ile birlikte baka ilâh edinme; sonra knanm ve (Allah'n rahmetinden) uzaklatrlm olarak cehenneme atlrsn.
17|40|(Ey mürikler!) Rabbiniz, erkek çocuklar sizin için ayrd da, kendisi meleklerden kz çocuklar m edindi! Gerçekten siz, (vebali) çok büyük bir sِz sِylüyorsunuz.
17|41|Biz, onlarn akllarn balarna toplamalar için bu Kur'an'da (çeitli ikaz ve ihtarlar) türlü ekillerde tekrar ettik. Fakat bu, onlara, daha da kaçp uzaklamaktan baka bir ey saًlamyor.
17|42|De ki: Eًer sِyledikleri gibi Allah ile birlikte baka ilâhlar da bulunsayd, o takdirde bu ilâhlar, Ar'n sahibi olan Allah'a ulamak için çareler arayacaklard.
17|43|Allah, onlarn sِyledikleri eylerden münezzehtir; son derece yücedir ve uludur.
17|44|Yedi gِk, yer ve bunlarda bulunan herkes O'nu tesbih eder. O'nu ِvgü ile tesbih etmeyen hiçbir ey yoktur. Ne var ki siz, onlarn tesbihini anlamazsnz. O, halîmdir, baًlaycdr.
17|45|Biz, Kur'an okuduًun zaman, seninle ahirete inanmayanlarn arasna gizleyici bir ِrtü çekeriz.
17|46|Ayrca, onu anlamamalar için kalplerine bir kapallk ve kulaklarna bir aًrlk veririz. Sen, Kur'an'da Rabbinin birliًini yâdettiًinde onlar, canlar sklm bir vaziyette, gerisin geri dِnüp giderler.
17|47|Biz, onlarn seni dinlerken ne maksatla dinlediklerini, kendi aralarnda fsldarlarken de o zalimlerin: "Siz, büyülenmi bir adamdan bakasna uymuyorsunuz!" dediklerini çok iyi biliriz.
17|48|Baksana; senin için ne türlü benzetmeler yaptlar! Bu yüzden, (ِyle bir) saptlar ki, artk (doًru) yolu bulamayacaklardr.
17|49|Bir de onlar dediler ki: Sahi biz, bir kemik yًn ve kokumu bir toprak olmu iken, yepyeni bir hilkatte diriltileceًiz, ِyle mi!
17|50|De ki: "فster ta olun, ister demir",
17|51|فsterse aklnza (yeniden dirilmesi) imkânsz gibi gِrünen herhangi bir yaratk! (Bunlar, Allah'n sizi yeniden diriltmesini güçletirmez.) Diyecekler ki: "Bizi tekrar (hayata) kim dِndürecek?" De ki: Sizi ilk kez yaratan. Bunun üzerine onlar sana alayl bir tarzda balarn sallayacak ve "Ne zamanm o?" diyecekler. De ki: Yakn olsa gerek!
17|52|Allah sizi çaًracaً gün, kendisine hamdederek çaًrsna uyarsnz ve (dirilmeden ِnceki halinizde) çok az kaldًnz sanrsnz.
17|53|Kullarma sِyle, sِzün en güzelini sِylesinler. Sonra eytan aralarn bozar. اünkü eytan, insann apaçk dümandr.
17|54|Rabbiniz, sizi en iyi bilendir. Dilerse size merhamet eder; dilerse sizi cezalandrr. Biz, seni onlarn üstüne bir vekil olarak gِndermedik.
17|55|Rabbin, gِklerde ve yerde olan herkesi en iyi bilendir. Gerçekten biz, peygamberlerin kimini kiminden üstün kldk; Davud'a da Zebur'u verdik.
17|56|(Resûlüm!) De ki: "Allah' brakp da (ilâh olduًunu) ileri sürdüklerinize yalvarn. Ne var ki onlar, sizin skntnz ne uzaklatrabilir, ne de deًitirebilirler."
17|57|Onlarn yalvardklar bu varlklar Rablerine -hangisi daha yakn olacak diye- vesile ararlar; O'nun rahmetini umarlar ve azabndan korkarlar. اünkü Rabbinin azab, saknlacak bir azaptr.
17|58|Ne kadar ülke varsa hepsini kyamet gününden ِnce ya helâk edecek veya en çetin bir ekilde azaplandracaًz. Bu, Kitap'ta (levh-i mahfuz'da) yazldr.
17|59|Bizi, âyetler (mucizeler) gِndermekten alkoyan tek ey, ِncekilerin bu âyetleri yalanlam olmasdr. Nitekim Semûd kavmine, açk bir mucize olmak üzere bir dii deve vermitik. Onlar ise, (bu deveyi boًazladlar ve) bu yüzden zalim oldular. Oysa biz âyetleri ancak korkutmak için gِndeririz.
17|60|Hani sana: Rabbin, insanlar çepeçevre kuatmtr, demitik. Sana gِsterdiًimiz o gِrüntüleri ve Kur'an'da lânetlenen aًac, ancak insanlar snamak için meydana getirdik. Biz onlar korkuturuz da, bu onlara, büyük bir azgnlktan baka bir ey saًlamaz.
17|61|Meleklere: آdem'e secde edin! demitik. فblis'in dnda hepsi secde ettiler. فblis: "Ben, dedi, çamurdan yarattًn bir kimseye secde mi ederim!"
17|62|Dedi ki: "قu benden üstün kldًna da bir bak! Yemin ederim ki, eًer beni kyamete kadar yaatrsan, pek az dnda, onun neslini kendime baًlayacaًm!"
17|63|Allah buyurdu: Git! Onlardan kim sana uyarsa, iyi bilin ki hepinizin cezas cehennemdir. Tam bir ceza!
17|64|Onlardan gücünün yettiًi kimseleri dâvetinle art; süvarilerinle, yayalarnla onlar yaygaraya boً; mallarna, evlâtlarna ortak ol, kendilerine vaadlerde bulun. قeytan, insanlara, aldatmadan baka bir ey vâdetmez.
17|65|قuras muhakkak ki, benim (ihlâsl) kullarm üzerinde senin hiçbir aًrlًn olmayacaktr. (Onlar) koruyucu olarak Rabbin yeter.
17|66|(Kullarm!) Rabbiniz, lütfuna nâil olmanz için denizde gemileri sizin için yüzdürendir. Doًrusu O, sizin için çok merhametlidir.
17|67|Denizde banza bir musibet geldiًinde, O'ndan baka bütün yalvardklarnz kaybolup gider. O sizi kurtarp karaya çkardًnda, (yine eski halinize) dِnersiniz. فnsanoًlu çok nankِrdür.
17|68|O'nun, sizi kara tarafnda yerin dibine geçirmeyeceًinden, yahut banza ta yaًdrmayacaًndan emin misiniz? Sonra kendinize bir koruyucu da bulamazsnz.
17|69|Yahut O'nun, sizi bir kez daha oraya (denize) gِnderip üzerinize bir kasrga yollayarak, inkâr etmi olmanz sebebiyle sizi boًmayacaًndan emin misiniz? Sonra, bundan dolay kendinize (intikamnz almak için) bizi arayp soracak bir destekçi de bulamazsnz.
17|70|Biz, hakikaten insanoًlunu an ve eref sahibi kldk. Onlar, (çeitli nakil vastalar ile) karada ve denizde tadk; kendilerine güzel güzel rzklar verdik; yine onlar, yarattklarmzn birçoًundan cidden üstün kldk.
17|71|Her insan topluluًunu ِnderleri ile birlikte çaًracaًmz o günde kimlerin amel defteri saًndan verilirse, onlar, en küçük bir hakszlًa uًramam olarak amel defterlerini okuyacaklar.
17|72|Bu dünyada kِr olan kimse ahirette de kِrdür; üstelik iyice yolunu armtr.
17|73|Mürikler, sana vahyettiًimizden baka bir eyi yalan yere bize isnat etmen için seni, nerdeyse, sana vahyettiًimizden saptracaklar ve ancak o takdirde seni candan dost kabul edeceklerdi.
17|74|Eًer seni sebatkâr klmasaydk, gerçekten, nerdeyse onlara birazck meyledecektin.
17|75|O zaman, hiç üphesiz sana hayatn ve ِlümün skntlarn kat kat tattrrdk; sonra bize kar kendin için bir yardmc da bulamazdn.
17|76|Yine onlar, seni yurdundan çkarmak için nerdeyse dünyay bana dar getirecekler. O takdirde, senin ardndan kendileri de fazla kalamazlar.
17|77|Senden ِnce gِnderdiًimiz peygamberler hakkndaki kanun (da budur). Bizim kanunumuzda hiçbir deًiiklik bulamazsn.
17|78|Gündüzün güne dِnüp gecenin karanlً bastrncaya kadar (belli vakitlerde) namaz kl; bir de sabah namazn. اünkü sabah namaz ahitlidir.
17|79|Gecenin bir ksmnda uyanarak, sana mahsus bir nafile olmak üzere namaz kl. (Bِylece) Rabbinin, seni, ِvgüye deًer bir makama gِndereceًini umabilirsin.
17|80|Ve ِyle niyaz et: Rabbim! Gireceًim yere dürüstlükle girmemi saًla; çkacaًm yerden de dürüstlükle çkmam saًla. Bana tarafndan, hakkyla yardm edici bir kuvvet ver.
17|81|Yine de ki: Hak geldi; bâtl yklp gitti. Zaten bâtl yklmaya mahkumdur.
17|82|Biz, Kur'an'dan ِyle bir ey indiriyoruz ki o, müminler için ifa ve rahmettir; zalimlerin ise yalnzca ziyann artrr.
17|83|فnsana nimet verdiًimiz zaman (bizden) yüz çevirip yan çizer; ona bir de zarar ziyan dokunacak olsa iyice karamsarlًa düer.
17|84|De ki: Herkes, kendi mizaç ve merebine gِre i yapar. Bu durumda kimin doًru bir yol tuttuًunu Rabbiniz en iyi bilendir.
17|85|Sana ruh hakknda soru sorarlar. De ki: Ruh, Rabbimin emrindendir. Size ancak az bir bilgi verilmitir.
17|86|Hakikaten, biz dilersek sana vahyettiًimizi ortadan kaldrrz; sonra bu durumda sen de bize kar hiçbir koruyucu bulamazsn.
17|87|Ancak Rabbinin rahmeti (sayesinde Kur'an bâki kalmtr). اünkü O'nun sana lütufkârlً çok büyüktür.
17|88|De ki: Andolsun, bu Kur'an'n bir benzerini ortaya koymak üzere insü cin bir araya gelseler, birbirlerine destek de olsalar, onun benzerini ortaya getiremezler.
17|89|Muhakkak ki biz, bu Kur'an'da insanlara her türlü misali çeitli ekillerde anlattk. Yine de insanlarn çoًu inkârclktan bakasn kabullenmediler.
17|90|Onlar: "Sen, dediler, bizim için yerden bir kaynak fkrtmadkça sana asla inanmayacaًz."
17|91|"Veya senin bir hurma bahçen ve üzüm baًn olmal; ِyle ki, içlerinden gürül gürül rmaklar aktmalsn."
17|92|"Yahut, iddia ettiًin gibi, üzerimize gِkten parçalar yaًdrmalsn veya Allah' ve melekleri gِzümüzün ِnüne getirmelisin."
17|93|"Yahut da altndan bir evin olmal, ya da gًِe çkmalsn. Bize, okuyacaًmz bir kitap indirmediًin sürece (gًِe) çktًna da asla inanmayz." De ki: Rabbimi tenzih ederim. Ben, sadece beer bir elçiyim.
17|94|Zaten, kendilerine hidayet rehberi geldiًinde, insanlarn (buna) inanmalarn srf, "Allah, peygamber olarak bir beeri mi gِnderdi?" demeleri engellemitir.
17|95|قunu sِyle: Eًer yeryüzünde yerlemi gezip dolaan melekler olsayd, elbette onlara gِkten, peygamber olarak bir melek gِnderirdik.
17|96|De ki: Benimle sizin aranzda gerçek ahit olarak Allah kâfidir. Zira O, kullarn hakikaten bilip gِrmektedir.
17|97|Allah kime hidayet verirse, ite doًru yolu bulan odur; kimi de hidayetten uzak tutarsa, artk onlara, Allah'tan baka dostlar bulamazsn. Kyamet gününde onlar kِr, dilsiz ve saًr bir halde yüzükoyun harederiz. Onlarn varacaً ve kalacaً yer cehennemdir ki, atei yavaladkça onun alevini artrrz.
17|98|Cezalar ite budur! اünkü onlar, âyetlerimizi inkâr etmiler ve: "Sahi bizler, bir kemik yًn ve kokumu toprak olduktan sonra yeni bir yaratlla diriltilmi mi olacaًz?" demilerdir.
17|99|Düünmediler mi ki, gِkleri ve yeri yaratm olan Allah, kendilerinin benzerini yaratmaya da kadirdir! Allah, onlar için bir vâde takdir etti. Bunda üphe yoktur. Ama zalimler, inkârclktan bakasn kabullenmediler.
17|100|De ki: Rabbimin rahmet hazinesine eًer siz sahip olsaydnz, harcanr korkusuyla kstkça ksardnz. فnsanoًlu da pek eli skdr!
17|101|Andolsun biz, Musa'ya açk açk dokuz âyet verdik. Haydi فsrailoًullarna sor. Musa onlara geldiًinde Firavun ona, "Ey Musa! dedi, senin büyülenmi olduًunu sanyorum!"
17|102|(Musa Firavun'a:) "Pek âlâ biliyorsun ki, dedi, bunlar, birer ibret olmak üzere, ancak, gِklerin ve yerin Rabbi indirdi. Ey Firavun! Ben de senin hakikaten mahvolduًunu sanyorum!"
17|103|Derken, Firavun onlar ülkeden çkarmak istedi. Bu yüzden biz onu ve maiyyetindekilerin hepsini (denizde) boًduk.
17|104|Arkasndan da فsrailoًullarna: "O topraklarda oturun! Ahiret vâdi tahakkuk edince, hepinizi toplayp bir araya getireceًiz" dedik.
17|105|Biz Kur'an' hak olarak indirdik; o da hakk getirdi. Seni de ancak müjdeleyici ve uyarc olarak gِnderdik.
17|106|Biz onu, Kur'an olarak, insanlara dura dura okuyasn diye (âyet âyet, sûre sûre) ayrdk; ve onu peyderpey indirdik.
17|107|De ki: Siz ona ister inann, ister inanmayn; u bir gerçek ki, bundan ِnce kendilerine ilim verilen kimselere o (Kur'an) okununca, derhal yüz üstü secdeye kapanrlar.
17|108|Ve derlerdi ki: Rabbimizi tesbih ederiz. Rabbimizin vâdi mutlaka yerine getirilir.
17|109|Aًlayarak yüz üstü yere kapanrlar. (Kur'an okumak) onlarn saygsn artrr.
17|110|De ki: "فster Allah deyin, ister Rahman deyin. Hangisini deseniz olur. اünkü en güzel isimler O'na hastr." Namaznda yüksek sesle okuma; onda sesini fazla da ksma; ikisinin aras bir yol tut.
17|111|"اocuk edinmeyen, hakimiyette ortaً bulunmayan, âcizlikten ِtürü bir dosta da ihtiyac olmayan Allah'a hamdederim" de ve tekbir getirerek O'nun ann yücelt!
18|1|Hamd olsun Allah'a ki kulu (Muhammed'e), Kitab ' indirdi ve ona hiçbir eًrilik koymad.
18|2|Onu dosdoًru (bir Kitab)olarak indirdi ki katndan gelecek iddetli azaba kar (insanlar)uyarmak ve yararl iler yapan müminlere kendileri için güzel mükafat bulunduًunu müjdelemek için.
18|3|Onlar orada ebedî kalacaklarlardr.
18|4|Ve "Allah evlât edindi" diyenleri de uyarmak için.
18|5|Ne onlarn (Allah evlât edindi, diyenlerin), ne de atalarnn bu konuda hiçbir bilgisi yoktur. Aًzlarndan çkan bu sِz ne büyük oldu! Yalandan baka bir ey sِylemiyorlar.
18|6|Bu yeni Kitab'a inanmazlarsa (ve bu yüzden helâk olurlarsa) arkalarndan üzüntüyle neredeyse kendini harap edeceksin.
18|7|Biz, insanlarn hangisinin daha güzel amel edeceًini deneyelim diye yeryüzündeki her eyi dünyann kendine mahsus bir zinet yaptk.
18|8|(Bununla beraber) biz mutlaka oradaki her eyi kupkuru bir toprak yapacaًz.
18|9|(Resûlüm)! Yoksa sen, bizim âyetlerimizden (sadece) Kehf ve Rakîm sahiplerinin ibrete âyan olduklarn m sandn?
18|10|O (yiًit) gençler maًaraya sًnmlar ve: Rabbimiz! Bize tarafndan rahmet ver ve bize, (u) durumumuzdan bir kurtulu yolu hazrla! demilerdi.
18|11|Bunun üzerine biz de o maًarada onlarn kulaklarna nice yllar perde koyduk (uykuya daldrdk.)
18|12|Sonra da iki guruptan (Ashâb- Kehf ile hasmlarndan) hangisinin kaldklar müddeti daha iyi hesap edeceًini gِrelim diye onlar uyandrdk.
18|13|Biz sana onlarn bandan geçenleri gerçek olarak anlatyoruz. Hakikaten onlar, Rablerine inanm gençlerdi. Biz de onlarn hidayetini arttrdk.
18|14|Onlarn kalplerini metîn kldk. O yiًitler (o yerin hükümdar karsnda) ayaًa kalkarak dediler ki: "Bizim Rabbimiz, gِklerin ve yerin Rabbidir. Biz, O'ndan bakasna tanr demeyiz. Yoksa saçma sapan konumu oluruz.
18|15|قu bizim kavmimiz Allah'tan baka tanrlar edindiler. Bari bu tanrlar konusunda açk bir delil getirseler. (Ne mümkün!) ضyle ise Allah hakknda yalan uydurandan daha zalimi var m?
18|16|(فçlerinden biri ِyle demiti:) "Madem ki siz onlardan ve onlarn Allah'n dnda tapmakta olduklar varlklardan uzaklatnz, o halde maًaraya sًnn ki, Rabbiniz size rahmetini yaysn ve iinizde sizin için fayda ve kolaylk saًlasn."
18|17|(Resûlüm! Orada bulunsaydn) günei gِrürdün: Doًduًu zaman maًaralarnn saًna meyleder; batarken de sol taraftan onlara isabet etmeden geçerdi. (Bِylece) onlar (güne ًndan rahatsz olmakszn) maًarann bir kِesinde (uyurlard). فte bu, Allah'n âyetlerindendir. Allah kime hidayet ederse, ite o, hakka ulamtr, kimi de hidayetten mahrum ederse artk onu doًruya yِneltecek bir dost bulamazsn.
18|18|Kendileri uykuda olduklar halde sen onlar uyank sanrdn. Onlar saًa sola çevirirdik. Kِpekleri de maًarann giriinde ِn ayaklarn uzatm yatmakta idi. Eًer onlarn durumlarna muttali olsa idin dِnüp onlardan kaçardn ve gِrdüklerin yüzünden için korku ile dolard.
18|19|Bِylece biz, aralarnda birbirlerine sormalar için onlar uyandrdk: فçlerinden biri: "Ne kadar kaldnz?" dedi. (Kimi) "Bir gün ya da günün bir parças kadar kaldk" dediler; (kimi de) ِyle dediler: "Rabbiniz, kaldًnz müddeti daha iyi bilir. قimdi siz, içinizden birini u gümü paranzla ehre gِnderin de, baksn, (ehrin) hangi yiyeceًi daha temiz ise size ondan erzak getirsin; ayrca, nâzik davransn (gizli hareket etsin) ve sakn sizi kimseye sezdirmesin."
18|20|"اünkü onlar eًer size muttali olurlarsa, ya sizi talayarak ِldürürler veya kendi dinlerine çevirirler ki, o zaman ebediyyen iflah olmazsnz."
18|21|Bِylece (insanlar) onlardan haberdar ettik ki, Allah'n vâdinin hak olduًunu, kyametin üphe gِtürmez olduًunu bilsinler. Hani onlar aralarnda Ashâb- Kehfin durumunu tartyorlard. Dediler ki: "ـzerlerine bir bina yapn. Rableri onlar daha iyi bilir." Onlarn durumuna vâkf olanlar ise: "Bizler, kesinlikle onlarn yanbalarna bir mescit yapacaًz" dediler.
18|22|(فnsanlarn kimi:) "Onlar üç kiidir; dِrdüncüleri de kِpekleridir" diyecekler; yine: "Be kiidir; altnclar kِpekleridir" diyecekler. (Bunlar) bilinmeyen hakknda tahmin yürütmektir. (Kimileri de:) "Onlar yedi kiidir; sekizincisi kِpekleridir" derler. De ki: Onlarn saylarn Rabbim daha iyi bilir. Onlar hakknda bilgisi olan çok azdr. ضyle ise Ashâb- Kehf hakknda, delillerin açk olmas haricinde bir münakaaya girime ve onlar hakknda (ileri geri konuan) kimselerin hiçbirinden malumat isteme.
18|23|Hiçbir ey için "Bunu yarn yapacaًm" deme.
18|24|Ancak Allah dilerse (yapacaًm de). Unuttuًun zaman Allah' an ve "Umarm Rabbim beni,doًruya daha yakn olana eritirir."de.
18|25|Onlar,maًaralarnda üçyüz yl kadar kaldlar ve dokuz yl da buna ilave etmilerdir
18|26|De ki: Ne kadar kaldklarn Allah daha iyi bilir. Gِklerin ve yerin gizli bilgisi O'na aittir. O'nun gِrmesi de, iitmesi de âyan hayrettir. Onlarn (gِklerde ve yerde olanlarn), O'ndan baka bir yِneticisi yoktur. O, kendi hükümranlًna kimseyi ortak etmez.
18|27|Rabbinin Kitab'ndan sana vahyedileni oku. Onun kelimelerini deًitirebilecek yoktur. O'ndan baka bir sًnak da bulamazsn.
18|28|Sabah akam Rablerine, O'nun rzasn dileyerek dua edenlerle birlikte candan sebat et. Dünya hayatnn süsünü isteyerek gِzlerini onlardan çevirme. Kalbini bizi anmaktan gafil kldًmz, kِtü arzularna uymu ve ii gücü arlk olan kimseye boyun eًme.
18|29|Ve de ki: Hak, Rabbinizdendir. ضyle ise dileyen iman etsin, dileyen inkâr etsin. Biz, zalimlere ِyle bir cehennem hazrladk ki, onun duvarlar kendilerini çepe çevre kuatmtr. (Susuzluktan) imdat dileyecek olsalar imdatlarna, erimi maden gibi yüzleri halayan bir su ile cevap verilir. Ne fena bir içecek ve ne kِtü bir kalma yeri!
18|30|فman edip de güzel davranlarda bulunanlar (bilmelidirler ki) biz, güzel iler yapanlarn ecrini zâyi etmeyiz.
18|31|فte onlara, alt taraflarndan rmaklar akan Adn cennetleri vardr. Onlar Adn cennetlerinde tahtlar üzerine kurularak orada altn bileziklerle bezenecekler; ince ve kaln dîbâdan yeil elbiseler giyecekler. Ne güzel karlk ve ne güzel kalma yeri!
18|32|Onlara, u iki adam misal olarak anlat: Bunlardan birine iki üzüm baً vermi, her ikisinin de etrafn hurmalarla donatm, aralarnda da ekinler bitirmitik.
18|33|فki baًn ikisi de yemilerini vermi, hiçbirini eksik brakmamt. فkisinin arasndan bir de rmak fkrtmtk.
18|34|Bu adamn baka geliri de vard. Bu yüzden arkadayla konuurken ona ِyle dedi: "Ben, servetçe senden daha zenginim; insan says bakmndan da senden daha güçlüyüm."
18|35|(Bِyle gurur ve kibirle) kendisine zulmederek baًna girdi. قِyle dedi: "Bunun, hiçbir zaman yok olacaًn sanmam."
18|36|"Kyametin kopacaًn da sanmyorum. قayet Rabbimin huzuruna gِtürülürsem, hiç üphem yok ki, (orada) bundan daha hayrl bir akbet bulurum."
18|37|Karlkl konuan arkada ona hitaben: "Sen, dedi, seni topraktan, sonra nutfeden (spermadan) yaratan, daha sonra seni bir adam biçimine sokan Allah' inkâr m ettin?"
18|38|"Fakat O Allah benim Rabbimdir ve ben Rabbime hiçbir eyi ortak komam."
18|39|"Baًna girdiًinde: Mââallah! Kuvvet yalnz Allah'ndr, deseydin ya! Eًer malca ve evlâtça beni kendinden güçsüz gِrüyorsan (unu bil ki):"
18|40|"Belki Rabbim bana, senin baًndan daha iyisini verir; senin baًna ise gِkten yldrmlar gِnderir de baً kupkuru bir toprak haline gelir."
18|41|"Yahut, baًnn suyu dibe çekilir de bir daha onu arayp bulamazsn."
18|42|Derken onun serveti kuatlp yok edildi. Bِylece, baً uًruna yaptً masraflardan ِtürü ellerini oًuturup kald. Baًn çardaklar yere çِkmütü. "Ah, diyordu, keke ben Rabbime hiçbir ortak komam olsaydm!"
18|43|Kendisine Allah'tan baka yardm edecek destekçileri olmadً gibi kendi kendini de kurtaracak güçte deًildi.
18|44|فte burada yardm ve dostluk, Hak olan Allah'a mahsustur. Mükâfat en iyi olan O, en güzel âkbeti veren yine O'dur.
18|45|Onlara unu da misal gِster: Dünya hayat, gِkten indirdiًimiz bir su gibidir ki, bu su sayesinde yeryüzünün bitkisi (ِnce geliip) birbirine karm; arkasndan rüzgârn savurduًu çerçِp haline gelmitir. Allah, her ey üzerinde iktidar sahibidir.
18|46|Servet ve oًullar, dünya hayatnn süsüdür; ِlümsüz olan iyi iler ise Rabbinin nezdinde hem sevapça daha hayrl, hem de ümit baًlamaya daha lâyktr.
18|47|(Düün) o günü ki, daًlar yerinden gِtürürüz ve yeryüzünün çrlçplak olduًunu gِrürsün. Hiçbirini brakmakszn onlar (tüm ِlüleri) maherde toplam olacaًz.
18|48|Ve hepsi sra sra Rabbinin huzuruna çkarlmlardr: Andolsun ki sizi ilk defasnda yarattًmz ekilde bize geldiniz. Oysa size vâdedilenlerin tahakkuk edeceًi bir zaman tayin etmediًimizi sanmtnz, deًil mi?
18|49|Kitap ortaya konmutur: Suçlularn, onda yazl olanlardan korkmu olduklarn gِrürsün. "Vay halimize! derler, bu nasl kitapm! Küçük büyük hiçbir ey brakmakszn (yaptklarmzn) hepsini sayp dِkmü!" BِyIece yaptklarn karlarnda bulmulardr. Senin Rabbin hiç kimseye zulmetmez.
18|50|Hani biz meleklere: آdem'e secde edin, demitik; فblis hariç olmak üzere, onlar hemen secde ettiler. فblis cinlerdendi; Rabbinin emrinden dar çkt. قimdi siz, beni brakp da onu ve onun soyunu mu dost ediniyorsunuz? Oysa onlar sizin dümannzdr. Zalimler için bu ne fena bir deًimedir!
18|51|Ben onlar (فblis ve soyunu) ne gِklerin ve yerin yaratlna, ne de bizzat kendilerinin yaratlna ahit tuttum. Ben yoldan çkaranlar yardmc edinecek deًilim.
18|52|Yine o günü (düünün ki, Allah, kâfirlere): Benim ortaklarm olduklarn ileri sürdüًünüz eyleri çaًrn! buyurur. اaًrmlardr onlar; fakat kendilerine cevap vermemilerdir. Biz onlarn arasna tehlikeli bir uçurum koyduk.
18|53|Suçlular atei gِrür gِrmez, oray boylayacaklarn iyice anladlar; ondan kurtulu yolu da bulamadlar.
18|54|Hakikaten biz bu Kur'an'da insanlar için her türlü misali sayp dِkmüüzdür. Fakat tartmaya en çok dükün varlk insandr.
18|55|Kendilerine hidayet geldiًinde insanlar iman etmekten ve Rablerinden maًfiret talep etmekten alkoyan ey, sadece, ِncekilerinin bana gelenlerin kendi balarna da gelmesini, yahut azabn gِz gِre gِre kendilerine gelmesini beklemeleridir!
18|56|Biz resulleri, sadece müjdeleyiciler ve uyarclar olarak gِndeririz. Kâfir olanlar ise, hakk bâtla dayanarak ortadan kaldrmak için bâtl yolla mücadele verirler. Onlar âyetlerimizi ve uyarldklar eyleri alaya almlardr.
18|57|Kendisine Rabbinin âyetleri hatrlatlp da ona srt çevirenden, kendi elleriyle yaptًn unutandan daha zalim kim vardr! Biz onlarn kalplerine, bunu anlamalarna engel olan bir aًrlk, kulaklarna da saًrlk verdik. Sen onlar hidayete çaًrsan da artk ebediyen hidayete eremeyeceklerdir.
18|58|Senin, baً bol olan Rabbin merhamet sahibidir; ayet yaptklar yüzünden onlar (hemen) muaheze edecek olsayd, onlara azab çarçabuk verirdi. Fakat kendilerine tannm belli bir süre vardr ki, artk bundan kaçp kurtulacaklar bir sًnak bulamayacaklardr.
18|59|فte u ülkeler; zulmettikleri zaman onlar helâk ettik. Onlar helâk etmek için de belli bir zaman tayin etmitik.
18|60|Bir vakit Musa genç adamna demiti ki: "Durup dinlenmeyeceًim; tâ iki denizin birletiًi yere kadar varacaًm, yahut senelerce yürüyeceًim."
18|61|Her ikisi, iki denizin birletiًi yere varnca balklarn unuttular. Balk, denizde bir yol tutup gitmiti.
18|62|(Buluma yerlerini) geçip gittiklerinde Musa genç adamna: Kuluk yemeًimizi getir bize. Hakikaten u yolculuًumuz yüzünden bamza (epeyce) sknt geldi, dedi.
18|63|(Genç adam:) Gِrdün mü! dedi, kayaya sًndًmz srada balً unuttum. Onu hatrlamam bana eytandan bakas unutturmad. O, alacak bir ekilde denizde yolunu tutup gitmiti.
18|64|Musa: فte aradًmz o idi, dedi. Hemen izlerinin üzerine geri dِndüler.
18|65|Derken, kullarmzdan bir kul buldular ki, ona katmzdan bir rahmet (vahiy ve peygamberlik) vermi, yine ona tarafmzdan bir ilim ًِretmitik.
18|66|Musa ona: Sana ًِretilenden, bana, doًruyu bulmama yardm edecek bir bilgi ًِretmen için sana tâbi olaym m? dedi.
18|67|Dedi ki: Doًrusu sen benimle beraberliًe sabredemezsin.
18|68|(فç yüzünü) kavrayamadًn bir bilgiye nasl sabredersin?
18|69|Musa: فnaallah, dedi, sen beni sabreder bulacaksn. Senin emrine de kar gelmem.
18|70|(O kul:) Eًer bana tâbi olursan, sana o konuda bilgi verinceye kadar hiçbir ey hakknda bana soru sorma! dedi.
18|71|Bunun üzerine yürüdüler. Nihayet gemiye bindikleri zaman o (Hzr) gemiyi deldi. Musa: Halkn boًmak için mi onu deldin? Gerçekten sen (ziyan) büyük bir i yaptn! dedi.
18|72|(Hzr:) Ben sana, benimle beraberliًe sabredemezsin, demedim mi? dedi.
18|73|Musa: Unuttuًum eyden dolay beni muaheze etme; iimde bana güçlük çkarma, dedi.
18|74|Yine yürüdüler. Nihayet bir erkek çocuًa rastladklarnda (Hzr) hemen onu ِldürdü. Musa dedi ki: Tertemiz bir can, bir can karlً olmakszn (kimseyi ِldürmediًi halde) katlettin ha! Gerçekten sen fena bir ey yaptn!
18|75|(Hzr:) Ben sana, benimle beraber (olacaklara) sabredemezsin, demedim mi? dedi.
18|76|Musa: Eًer, dedi, bundan sonra sana bir ey sorarsam artk bana arkadalk etme. Hakikaten benim tarafmdan (ileri sürebilecek) mazeretin sonuna ulatn.
18|77|Yine yürüdüler. Nihayet bir kِy halkna varp onlardan yiyecek istediler. Ancak kِy halk onlar misafir etmekten kaçndlar. Derken orada yklmak üzere bulunan bir duvarla karlatlar. (Hzr) hemen onu doًrulttu. Musa: Dileseydin, elbet buna kar bir ücret alrdn, dedi.
18|78|(Hzr) ِyle dedi: "فte bu, benimle senin aramzn ayrlmasdr. قimdi sana, sabredemediًin eylerin içyüzünü haber vereceًim."
18|79|"Gemi var ya, o, denizde çalan yoksul kimselerindi. Onu kusurlu klmak istedim. (اünkü) onlarn arkasnda, her (saًlam) gemiyi gasbetmekte olan bir kral vard."
18|80|"Erkek çocuًa gelince, onun ana-babas, mümin kimselerdi. Bunun için (çocuًun) onlar azgnlk ve nankِrlüًe boًmasndan korktuk."
18|81|(Devam etti:) "Bِylece istedik ki, Rableri onun yerine kendilerine, ondan daha temiz ve daha merhametlisini versin."
18|82|"Duvara gelince, ehirde iki yetim çocuًun idi; altnda da onlara ait bir hazine vard; babalar ise iyi bir kimse idi. Rabbin istedi ki, o iki çocuk güçlü çaًlarna erisinler ve Rabbinden bir rahmet olarak hazinelerini çkarsnlar. Ben bunu da kendiliًimden yapmadm. فte, hakknda sabredemediًin eylerin iç yüzü budur."
18|83|(Resûlüm!) Sana Zülkarneyn hakknda soru sorarlar. De ki: Size ondan bir hatra okuyacaًm.
18|84|Gerçekten biz onu yeryüzünde iktidar ve kudret sahibi kldk, ona (muhtaç olduًu) her ey için bir sebep (bir vasta ve yol) verdik.
18|85|O da bir yol tutup gitti.
18|86|Nihayet günein battً yere varnca, onu kara bir balçkta batar buldu. Onun yannda (orada) bir kavme rastlad. Bunun üzerine biz: Ey Zülkarneyn! Onlara ya azap edecek veya haklarnda iyilik etme yolunu seçeceksin, dedik.
18|87|O, ِyle dedi: "Hakszlk edeni cezalandracaًz; sonra o, Rabbine gِnderilecek; sonra Allah da ona korkunç bir azap uygulayacak."
18|88|"فman edip de iyi davranan kimseye gelince, onun için de en güzel bir karlk vardr. Ve buyruًumuzdan, ona kolay olann sِyleyeceًiz."
18|89|Sonra yine bir yol tuttu.
18|90|Nihayet günein doًduًu yere ulanca, onu ِyle bir kavim üzerine doًar buldu ki, onlar için günee kar bir ِrtü yapmamtk.
18|91|فte bِylece onunla ilgili her eyden haberdardk.
18|92|Sonra yine bir yol tuttu.
18|93|Nihayet iki daً arasna ulatًnda onlarn ِnünde, hemen hiçbir sِzü anlamayan bir kavim buldu.
18|94|Dediler ki: Ey Zülkarneyn! Bu memlekette Ye'cûc ve Me'cûc bozgunculuk yapmaktadrlar. Bizimle onlar arasnda bir sed yapman için sana bir vergi verelim mi?
18|95|Dedi ki: "Rabbimin beni içinde bulundurduًu nimet ve kudret daha hayrldr. Siz bana kuvvetinizle destek olun da, sizinle onlar arasna almaz bir engel yapaym."
18|96|"Bana, demir kütleleri getirin." Nihayet daًn iki yan arasn ayn seviyeye getirince (vadiyi doldurunca): "ـfleyin (kِrükleyin)!" dedi. Artk onu kor haline sokunca: "Getirin bana, üzerine bir miktar erimi bakr dِkeyim" dedi.
18|97|Bu sebeple onu ne amaya muktedir oldular ne de onu delebildiler.
18|98|Zülkarneyn: Bu, Rabbimden bir rahmettir. Fakat Rabbimin vâdi gelince, O, bunu yerle bir eder. Rabbimin vâdi haktr, dedi.
18|99|O gün (kyamet gününde bakarsn ki) biz onlar, birbirine çarparak çalkalanr bir halde brakmzdr; Sûr'a da üfürülmü, bِylece onlar bütünüyle bir araya getirmiizdir.
18|100|Ve, gِzleri beni gِrmeye kapal bulunan, kulak vermeye de tahammül edemez olan kâfirleri o gün cehennemle yüz yüze getirmiizdir.
18|101|Ve, gِzleri beni gِrmeye kapal bulunan, kulak vermeye de tahammül edemez olan kâfirleri o gün cehennemle yüz yüze getirmiizdir.
18|102|Kâfirler, beni brakp da kullarm dostlar edineceklerini mi sandlar? Biz cehennemi kâfirlere bir konak olarak hazrladk.
18|103|De ki: Size, (yaptklar) iler bakmndan en çok ziyana uًrayanlar bildirelim mi?
18|104|(Bunlar;) iyi iler yaptklarn sandklar halde, dünya hayatnda çabalar boa giden kimselerdir.
18|105|فte onlar, Rablerinin âyetlerini ve O'na kavumay inkâr eden, bu yüzden amelleri boa giden kimselerdir ki, biz onlar için kyamet gününde hiçbir ِlçü tutmayacaًz.
18|106|فte, inkâr ettikleri, âyetlerimi ve resûllerimi alaya aldklar için onlarn cezas cehennemdir.
18|107|فman edip iyi davranlarda bulunanlara gelince, onlar için makam olarak Firdevs cennetleri vardr.
18|108|Orada ebedî kalacaklardr. Oradan hiç ayrlmak istemezler.
18|109|De ki: Rabbimin sِzleri için derya mürekkep olsa ve bir o kadar da ilâve getirsek dahi, Rabbimin sِzleri bitmeden ِnce deniz tükenecektir.
18|110|De ki: Ben, yalnzca sizin gibi bir beerim. (قu var ki) bana, فlâh'nzn, sadece bir فlâh olduًu vahyolunuyor. Artk her kim Rabbine kavumay umuyorsa, iyi i yapsn ve Rabbine ibadette hiçbir eyi ortak komasn..
19|1|Kâf. Hâ. Yâ. Ayn. Sâd.
19|2|(Bu,) Rabbinin, Zekeriyya kuluna rahmetinin anlmasdr.
19|3|Hani o, gizli bir sesle Rabbine niyaz etmiti:
19|4|Rabbim! dedi, benden (vücudumdan), kemiklerim zayflad, saçm bam aًard. Ve ben, Rabbim, sana (ettiًim) dua sayesinde hiç bedbaht olmadm.
19|5|Doًrusu ben, arkamdan i bana geçecek olan yaknlarmdan endie ediyorum. Karm da ksrdr. Tarafndan bana bir veli (oًul) ver.
19|6|Ki o bana vâris olsun; Ya'kub hanedanna da vâris olsun. Rabbim, onu rzana lâyk kl!
19|7|(Allah ِyle buyurdu:) Ey Zekeriyya! Biz sana bir oًul müjdeleriz ki, onun ad Yahya'dr. Daha ِnce ona kimseyi ada yapmadk.
19|8|Zekeriyya: Rabbim! dedi, karm ksr olduًu, ben de ihtiyarlًn son snrna vardًm halde, benim nasl oًlum olabilir?
19|9|Allah: ضyledir, dedi; Rabbin: O bana kolaydr. Daha ِnce, sen hiçbir ey deًilken seni de yaratmtm, buyurdu.
19|10|O: Rabbim! dedi, (çocuًum olacaًna dair) bana bir iaret ver. Allah: Sana iaret, sapasaًlam olduًun halde üç gün insanlarla konuamamandr, buyurdu.
19|11|Bunun üzerine Zekeriyya, mâbetten kavminin karsna çkarak onlara: "Sabah akam tesbihte bulunun" diye iaret verdi.
19|12|"Ey Yahya! Kitab'a (Tevrat'a) vargücünle sarl!" (dedik) ve henüz sabi iken ona (ilim ve) hikmet verdik.
19|13|Tarafmzdan ona kalp yumuaklً ve temizlik de (verdik). O, çok saknan bir kimse idi.
19|14|Ana-babasna çok iyi davranrd; o, isyankâr bir zorba deًildi.
19|15|Doًduًu gün, ِleceًi gün ve diri olarak kabirden kaldrlacaً gün ona selam olsun!
19|16|(Resûlüm! ) Kitap'ta Meryem'i de an. Hani o, ailesinden ayrlarak doًu tarafnda bir yere çekilmiti.
19|17|Meryem, onlarla kendi arasna bir perde çekmiti. Derken, biz ona ruhumuzu gِnderdik de o, kendisine tastamam bir insan eklinde gِründü.
19|18|Meryem dedi ki: Senden, çok esirgeyici olan Allah'a sًnrm! Eًer Allah'tan saknan bir kimse isen (bana dokunma).
19|19|Melek: Ben, yalnzca, sana tertemiz bir erkek çocuk baًlamam için Rabbinin bir elçisiyim, dedi.
19|20|Meryem: Bana bir insan eli deًmediًi, iffetsiz de olmadًm halde benim nasl çocuًum olabilir? dedi.
19|21|Melek: ضyledir, dedi; (zira) Rabbin buyurdu ki: Bu bana kolaydr. اünkü biz, onu insanlara bir delil ve kendimizden bir rahmet klacaًz. Bu, hüküm ve karara baًlanm (ezelde olup bitmi) bir i idi.
19|22|Meryem ona hamile kald. Bunun üzerine onunla (karnndaki çocukla) uzak bir yere çekildi.
19|23|Doًum sancs onu bir hurma aًacna (dayanmaya) sevketti. "Keke, dedi, bundan ِnce ِlseydim de unutulup gitseydim!"
19|24|Aaًsndan (فsa yahut melek) ona ِyle seslendi: "Tasalanma! Rabbin senin alt yannda bir su ark vücuda getirmitir."
19|25|"Hurma daln kendine doًru silkele ki, üzerine taze, olgun hurma dِkülsün."
19|26|"Ye, iç. Gِzün aydn olsun! Eًer insanlardan birini gِrürsen de ki: Ben, çok merhametli olan Allah'a oruç adadm; artk bugün hiçbir insanla konumayacaًm."
19|27|Nihayet onu (kucaًnda) tayarak kavmine getirdi. Dediler ki: Ey Meryem! Hakikaten sen iًrenç bir ey yaptn!
19|28|Ey Harun'un kz kardei! Senin baban kِtü bir insan deًildi; annen de iffetsiz deًildi.
19|29|Bunun üzerine Meryem çocuًu gِsterdi. "Biz, dediler, beikteki bir sabî ile nasl konuuruz?"
19|30|اocuk ِyle dedi: "Ben, Allah'n kuluyum. O, bana Kitab' verdi ve beni peygamber yapt."
19|31|"Nerede olursam olaym, O beni mübarek kld; yaadًm sürece bana namaz ve zekât emretti."
19|32|"Beni anneme saygl kld; beni bedbaht bir zorba yapmad."
19|33|"Doًduًum gün, ِleceًim gün ve diri olarak kabirden kaldrlacaًm gün esenlik banadr."
19|34|فte, hakknda üphe ettikleri Meryem oًlu فsa -hak sِz olarak- budur.
19|35|Allah'n bir evlât edinmesi, olur ey deًildir. O, bundan münezzehtir. Bir ie hükmettiًi zaman, ona sadece "Ol!" der ve hemen olur.
19|36|(فsa unu da sِyledi:) Muhakkak ki Allah, benim de Rabbim, sizin de Rabbinizdir. ضyle ise O'na kulluk ediniz. فte doًru yol budur.
19|37|Sonra guruplar kendi aralarnda ayrlًa dütüler. Büyük güne ahit olunduًu zamanda vay o kâfirlerin haline!
19|38|Onlar, bizim huzurumuza çkacaklar gün (balarna gelecek olanlar) ne iyi duyarlar ve ne iyi gِrürler (bir gِrsen)! Fakat o zalimler bugün açk bir sapklk içindedirler.
19|39|(Resûlüm!) Sen onlar pimanlk ve üzüntü günü hakknda uyar. اünkü onlar bir gafletin içine dalm olduklar halde ve henüz iman etmemiken (bakarsn) i olup bitmitir.
19|40|Yeryüzüne ve onun üzerindekilere ancak biz vâris oluruz (her ey gider, biz kalrz) ve onlar ancak bize dِndürülürler.
19|41|Kitap'ta فbrahim'i an. Zira o, sdk bütün bir peygamberdi.
19|42|Bir zaman o babasna dedi ki: Babacًm! Duymayan, gِrmeyen ve sana hiçbir fayda saًlamayan bir eye niçin taparsn?
19|43|Babacًm! Hakikaten sana gelmeyen bir ilim bana geldi. ضyle ise bana uy ki, seni düz yola çkaraym.
19|44|Babacًm! قeytana kulluk etme! اünkü eytan, çok merhametli olan Allah'a âsi oldu.
19|45|Babacًm! Allah tarafndan sana azap dokunup da eytann yakn olmandan korkuyorum.
19|46|(Babas:) Ey فbrahim! dedi, sen benim tanrlarmdan yüz mü çeviriyorsun? Eًer vazgeçmezsen, andolsun seni talarm! Uzun bir zaman benden uzak dur!
19|47|فbrahim: Selâm sana (esen kal) dedi, Rabbimden senin için maًfiret dileyeceًim. اünkü O bana kar çok lütufkârdr.
19|48|Sizden de, Allah'n dnda taptًnz eylerden de uzaklayor ve Rabbime yalvaryorum. Umulur ki (senin için) Rabbime dua etmemle bedbaht (emeًi boa gitmi) olmam.
19|49|Nihayet فbrahim onlardan ve Allah'tan baka taptklar eylerden uzaklap bir tarafa çekildiًi zaman biz ona فshak ve Yâ'kub'u baًladk ve her birini peygamber yaptk.
19|50|Onlara rahmetimizden baًta bulunduk; kendilerine hakl ve yüksek bir ِhret nasip ettik.
19|51|(Resûlüm!) Kitap'ta Musa'y da an. Gerçekten o ihlâs sahibi idi ve hem resûl, hem de nebî idi.
19|52|Ona Tûr'un saً tarafndan seslendik ve onu, fsldaan kimse kadar (kendimize) yaklatrdk.
19|53|Rahmetimizin bir sonucu olarak ona kardei Harun'u bir peygamber olarak armaًan ettik.
19|54|(Resûlüm!) Kitap'ta فsmail'i de an. Gerçekten o, sِzüne sâdkt, resûl ve nebî idi.
19|55|Halkna namaz ve zekât emrederdi; Rabbi nezdinde de honutluk kazanm bir kimse idi.
19|56|Kitapta فdris'i de an. Hakikaten o, pek doًru bir insan, bir peygamberdi.
19|57|Onu üstün bir makama yücelttik.
19|58|فte bunlar, Allah'n kendilerine nimetler verdiًi peygamberlerden, آdem'in soyundan, Nuh ile birlikte (gemide) tadklarmzdan, فbrahim ve فsrail (Ya'kub) 'in soyundan, doًruya ulatrdًmz ve seçkin kldًmz kimselerdendir. Onlara, çok merhametli olan Allah'n âyetleri okunduًunda aًlayarak secdeye kapanrlard.
19|59|Nihayet onlarn peinden ِyle bir nesil geldi ki, bunlar namaz braktlar; nefislerinin arzularna uydular. Bu yüzden ileride sapklklarnn cezasn çekecekler.
19|60|Ancak tevbe edip, iman eden ve iyi davranta bulunan kimseler hariçtir. Bunlar, cennete, girecekler. Ve hiç bir haksًlaًa uًratlmayacaklardr.
19|61|O cennet, çok merhametli olan Allah'n, kullarna gyaben vâdettiًi Adn cennetleridir. قüphesiz O'nun vâdi yerini bulacaktr.
19|62|Orada bo sِz deًil, ho sِz duyarlar. Ve orada, sabah-akam kendilerine ait rzklar vardr.
19|63|Kullarmzdan, takvâ sahibi kimselere verdiًimiz cennet ite budur.
19|64|Biz ancak Rabbinin emri ile ineriz. ضnümüzde, arkamzda ve bunlar arasnda olan her ey O'na aittir. Senin Rabbin unutkan deًildir.
19|65|(O) gِklerin, yerin ve ikisi arasndaki eylerin Rabbidir. قu halde O'na kulluk et; O'na kulluk etmek için sabrl ve metânetli ol. O'nun bir ada (benzeri) olduًunu biliyor musun? (Asla benzeri yoktur).
19|66|فnsan der ki: "ضldüًüm zaman sahi diri olarak (kabrimden) çkarlacak mym?"
19|67|فnsan düünmez mi ki, daha ِnce o hiçbir ey olmadً halde biz kendisini yaratmzdr?
19|68|ضyle ise, Rabbine andolsun ki, muhakkak surette onlar eytanlarla birlikte maherde toplayacaًz; sonra onlar diz üstü çِkmü vaziyette cehennemin çevresinde hazr bulunduracaًz.
19|69|Sonra her milletten, rahman olan Allah'a en çok âsi olanlar hangileri ise çekip ayracaًz.
19|70|Sonra, oray boylamaya daha çok müstahak olanlar elbette biz daha iyi biliriz.
19|71|فçinizden, oraya uًramayacak hiçbir kimse yoktur. Bu, Rabbin için kesinlemi bir hükümdür.
19|72|Sonra biz, Allah'tan saknanlar kurtarrz; zalimleri de diz üstü çِkmü olarak orada brakrz.
19|73|Kendilerine âyetlerimiz ayan beyan okunduًu zaman inkâr edenler, iman edenlere: فki topluluktan hangisinin (hangimizin) mevki ve makam daha iyi, meclis ve topluluًu daha güzeldir? dediler.
19|74|Onlardan ِnce de, eya ve gِrünü bakmndan daha güzel olan nice nesiller helâk ettik.
19|75|De ki: Kim sapklkta ise, çok merhametli olan Allah ona mühlet versin! Nihayet kendilerine vâdolunan eyi -ya azab (müminler karsnda yenilgiyi), veya kyameti- gِrdükleri zaman, mevki ve makam daha kِtü ve askeri daha zayf olann kim olduًunu ًِreneceklerdir.
19|76|Allah, doًru yola gidenlerin hidayetini artrr. Sürekli kalan iyi iler, Rabbinin nezdinde hem mükâfat bakmndan daha hayrl, hem de âkbetçe daha iyidir.
19|77|(Resûlüm!) آyetlerimizi inkâr eden ve "Muhakkak surette bana mal ve evlât verilecek" diyen adam gِrdün mü?
19|78|O, gayb m bildi, yoksa Allah'n katndan bir sِz mü ald?
19|79|Kesinlikle hayr! Biz onun sِylediًini yazacaًz ve azabn uzattkça uzatacaًz.
19|80|Onun dediًine biz vâris oluruz, (mal ve evlâd bize kalr); kendisi de bize yapayalnz gelir.
19|81|Onlar, kendilerine bir itibar ve kuvvet (vesilesi) olsun diye Allah'tan baka tanrlar edindiler.
19|82|Hayr, hayr! (Taptklar), onlarn ibadetlerini tanmayacaklar ve onlara hasm olacaklar.
19|83|(Resûlüm!) Gِrmedin mi? Biz, kâfirlerin üzerine, kendilerini iyice (isyankârlًa) sevkeden eytanlar gِnderdik.
19|84|ضyle ise onlar hakknda acele etme. Biz onlar için (günlerini) teker teker sayyoruz.
19|85|Takvâ sahiplerini heyet halinde çok merhametli olan Allah'n huzurunda toplayacaًmz gün.
19|86|Günahkârlar da susuz olarak cehenneme süreceyiz.
19|87|O gün Rahmân (olan Allah)'n nezdinde sِz ve izin alandan bakalarnn efâata güçleri yetmeyecektir.
19|88|"Rahmân çocuk edindi" dediler.
19|89|Hakikaten siz, pek çirkin bir ey ortaya attnz.
19|90|Bundan dolay, neredeyse gِkler çatlayacak, yer yarlacak, daًlar yklp düecektir!
19|91|Rahmân'a çocuk isnadnda bulunmalar yüzünden.
19|92|Halbuki çocuk edinmek Rahmân'n anna yakmaz.
19|93|Gِklerde ve yerde olan herkes istisnasz, kul olarak Rahmân'a gelecektir.
19|94|O, bunlarn hepsini kuatm ve saylarn tesbit etmitir.
19|95|Bunlarn hepsi de kyamet gününde O'nun huzuruna tek bana (yapayalnz) gelecektir.
19|96|فman edip de iyi davranlarda bulunanlara gelince, onlar için çok merhametli olan Allah, (gِnüllerde) bir sevgi yaratacaktr.
19|97|(Resûlüm!) Biz Kur'an', sadece, onunla Allah'tan saknanlar müjdeleyesin ve iddetle kar çkan bir topluluًu uyarasn diye senin dilinle (indirilip okutarak) kolaylatrdk.
19|98|Biz, onlardan ِnce nice nesilleri helâk ettik. Sen, onlardan herhangi birinden (bir varlk emâresi) hissediyor veya onlara ait clz bir ses iitiyor musun?
20|1|Tâ. Hâ.
20|2|Biz, Kur'an' sana, güçlük çekesin diye deًil, ancak Allah'tan korkanlara bir ًِüt olsun diye indirdik.
20|3|Biz, Kur'an' sana, güçlük çekesin diye deًil, ancak Allah'tan korkanlara bir ًِüt olsun diye indirdik.
20|4|(Kur'an) yeri ve yüce gِkleri yaratan Allah tarafndan peyderpey indirilmitir.
20|5|Rahmân, Ar'a istivâ etmitir.
20|6|Gِklerde, yerde ve ikisi arasnda bulunan eyler ile topraًn altnda olanlar hep O'nundur.
20|7|Eًer sen, sِzü açktan sِylersen, bilesin ki O, gizliyi de, gizlinin gizlisini de bilir.
20|8|Allah, kendisinden baka ilâh olmayandr. En güzel isimler O'na mahsustur.
20|9|(Resûlüm!) Musa (olaynn) haberi sana ulat m?
20|10|Hani o, bir ate gِrmü ve ailesine: Bekleyin! Eminim ki bir ate gِrdüm. Belki ondan size bir me'ale getiririm veya atein yannda bir rehber bulurum, demiti.
20|11|Oraya vardًnda kendisine (tarafmzdan): Ey Musa! diye seslenildi:
20|12|Muhakkak ki ben, evet ben senin Rabbinim! Hemen pabuçlarn çkar! اünkü sen kutsal vâdi Tuvâ'dasn!
20|13|Ben seni seçtim. قimdi vahyedilene kulak ver.
20|14|Muhakkak ki ben, yalnzca ben Allah'm. Benden baka ilâh yoktur. Bana kulluk et; beni anmak için namaz kl.
20|15|Kyamet günü mutlaka gelecektir. Herkes peine kotuًu eyin karlًn bulsun diye neredeyse onu (kendimden) gizleyeceًim.
20|16|Ona inanmayan ve nefsinin arzularna uyan kimseler sakn seni ondan (kyamete inanmaktan) alkoymasn; sonra mahvolursun!
20|17|قu saً elindeki nedir, ey Musa?
20|18|O, benim asamdr, dedi, ona dayanrm, onunla davarlarma yaprak silkelerim; benim ona bakaca ihtiyaçlarm da vardr.
20|19|Allah: Yere at onu, ey Musa! dedi.
20|20|Onu hemen yere att. Bir de ne gِrsün, hzla sürünen bir ylan deًil mi!
20|21|Allah buyurdu: Al onu! Korkma! Biz onu imdi ilk haline sokacaًz.
20|22|Bir de elini koltuًunun altna sok ki, bir baka mucize olmak üzere o, kusursuz ve lekesiz beyazlkta çksn.
20|23|Ta ki, sana, (bِylece) en büyük âyetlerimizden bazlarn gِsterelim.
20|24|Firavun'a git. اünkü o iyice azd.
20|25|Musa: Rabbim! dedi, yüreًime genilik ver.
20|26|فimi bana kolaylatr.
20|27|Dilimden (u) baً çِz.
20|28|Ki sِzümü anlasnlar.
20|29|Bana ailemden bir de vezir (yardmc) ver,
20|30|Kardeim Harun'u.
20|31|Onun sayesinde arkam kuvvetlendir.
20|32|Ve onu iime ortak kl.
20|33|Bِylece seni bol bol tesbih edelim.
20|34|Ve çok çok analm seni.
20|35|قüphesiz sen bizi gِrmektesin.
20|36|Allah: Ey Musa! dedi, istediًin sana verildi.
20|37|Andolsun biz sana bir defa daha lütufta bulunmutuk.
20|38|Bir zaman, vahyedilecek eyi annene (ِyle) vahyetmitik:
20|39|Musa'y sandًa koy; sonra onu denize (Nil'e) brak; deniz onu kyya atsn da, benim dümanm ve onun düman olan biri onu alsn. (Ey Musa! Sevilmen) ve benim nezaretimde yetitirilmen için sana kendimden sevgi verdim.
20|40|Hani, kz kardein gidip "Ona bakacak birini size bulaym m?" diyordu. Bِylece seni, gِzü gِnlü mutluluk dolsun ve üzülmesin diye annene geri verdik. Ve sen, birini ِldürdün de seni endieden kurtardk. Seni iyiden iyiye denemeden geçirdik. Bunun için yllarca Medyen halk arasnda kaldn. Sonra takdire gِre (bu makama) geldin ey Musa!
20|41|Seni, kendim için elçi seçtim.
20|42|Sen ve kardein birlikte âyetlerimi gِtürün. Beni anmay ihmal etmeyin.
20|43|Firavun'a gidin. اünkü o, iyiden iyiye azd.
20|44|Ona yumuak sِz sِyleyin. Belki o, akln bana alr veya korkar.
20|45|Dediler ki: Rabbimiz! Doًrusu biz, onun bize ar derecede kِtü davranmasndan yahut iyice azmasndan endie ediyoruz.
20|46|Buyurdu ki: Korkmayn, çünkü ben sizinle beraberim; iitir ve gِrürüm.
20|47|Haydi, ona gidin de deyin ki: Biz, senin Rabbinin elçileriyiz. فsrailoًullarn hemen bizimle birlikte gِnder; onlara eziyet etme! Biz, senin Rabbinden bir âyet getirdik. Kurtulu, hidayete uyanlarndr.
20|48|Hakikaten bize vahyolundu ki: (Peygamberleri) yalanlayan ve yüz çevirenlere azap edilecektir.
20|49|Firavun: Rabbiniz de kimmi, ey Musa? dedi.
20|50|O da: Bizim Rabbimiz, her eye hlkatini (varlk ve ِzelliًini) veren, sonra da doًru yolu gِsterendir, dedi.
20|51|Firavun: ضyle ise, ِnceki milletlerin hali ne olacak? dedi.
20|52|Musa: Onlar hakkndaki bilgi, Rabbimin yannda bir kitapta bulunur. Rabbim, ne yanlr ne de unutur, dedi.
20|53|O, yeri size beik yapan ve onda size yollar açan, gِkten de su indirendir. Onunla biz çeitli bitkilerden çiftler çkardk.
20|54|Yeyiniz; hayvanlarnz otlatnz. قüphesiz bunda akl sahipleri için (Allah'n kudretine) iaretler vardr.
20|55|Sizi ondan (topraktan) yarattk; yine sizi oraya dِndüreceًiz ve bir kez daha sizi ondan çkaracaًz.
20|56|Andolsun biz ona (Firavun'a) bütün (bu) delillerimizi gِsterdik; yine de yalanlad ve diretti.
20|57|Dedi ki: Bizi, yaptًn büyü ile yurdumuzdan çkarasn diye mi geldin, ey Musa?
20|58|ضyle ise, muhakkak surette biz de sana, aynen onun gibi bir büyü getireceًiz. قimdi sen, seninle bizim aramzda, ne senin, ne de bizim muhalefet etmeyeceًimiz uygun bir yerde buluma zaman ayarla.
20|59|Musa: Buluma zamannz, bayram günü, kuluk vaktinde insanlarn toplanma zaman olsun, dedi.
20|60|Bunun üzerine Firavun dِnüp gitti. Hilesini (sihirbazlarn) toplad; sonra geri geldi.
20|61|Musa onlara: Yazk size! dedi, Allah hakknda yalan uydurmayn! Sonra O, bir azap ile kِkünüzü keser! فftira eden, muhakkak perian olur.
20|62|Bunun üzerine onlar, durumlarn aralarnda tarttlar; gizli gizli fsldatlar.
20|63|قِyle dediler: "Bu ikisi, muhakkak ki, sihirleriyle sizi yurdunuzdan çkarmak ve sizin ِrnek yolunuzu ortadan kaldrmak isteyen iki sihirbazdrlar sadece."
20|64|"ضyle ise hilenizi kurun; sonra sra halinde gelin! Muhakkak ki bugün, üstün gelen kazanmtr."
20|65|Dediler ki: Ey Musa! Ya sen at veya ِnce atan biz olalm.
20|66|Hayr, siz atn, dedi. Bir de bakt ki, büyüleri sayesinde ipleri ve sopalar, kendisine gerçekten kouyor gibi gِrünüyor.
20|67|Musa, birden içinde bir korku duydu.
20|68|"Korkma! dedik, üstün gelecek olan kesinlikle sensin."
20|69|"Saً elindekini at da, onlarn yaptklarn yutsun. Yaptklar, sadece bir büyücü hilesidir. Büyücü ise, nereye varsa (ne yapsa) iflah olmaz."
20|70|Bunun üzerine sihirbazlar secdeye kapandlar; "Harun'un ve Musa'nn Rabbine iman ettik" dediler.
20|71|(Firavun) قِyle dedi : Ben size izin vermeden ِnce ona inandnz ِyle mi! Hakikat u ki o, size büyü ًِreten ulunuzdur. قimdi elleriniz ile ayaklarnz tereddüt etmeden çaprazlama keseceًim ve sizi hurma dallarna asacaًm! Bِylece, hangimizin azabnn daha iddetli ve sürekli olduًunu iyice anlayacaksnz.
20|72|Dediler ki: "Seni, bize gelen açk açk mucizelere ve bizi yaratana tercih edemeyiz. ضyle ise yapacaًn yap! Sen, ancak bu dünya hayatnda hükmünü geçirebilirsin."
20|73|"Bize, hatalarmz ve senin bize zorla yaptrdًn büyüyü baًlamas için Rabbimize iman ettik. Allah, (mükâfat) en hayrl ve (cezas) en sürekli olandr."
20|74|قuras muhakkak ki, kim Rabbine günahkâr olarak varrsa, cehennem srf onun içindir. O ise orada ne ِlür ne de yaar!
20|75|Kim de iyi davranlarda bulunmu bir mümin olarak O'na varrsa, üstün dereceler ite srf bunlar içindir.
20|76|فçinde ebedî kalacaklar, zemininden rmaklar akan Adn cennetleri! فte arnanlarn mükâfat budur.
20|77|Andolsun ki biz Musa'ya: Kullarmla birlikte geceleyin yola çk da (size) yetiilmesinden korkmakszn ve (boًulmaktan) endie etmeksizin onlara denizde kuru bir yol aç, diye vahyetmitik.
20|78|Bunun üzerine o, askerleri ile birlikte onlarn peine dütü. Deniz onlar gِmüp boًuverdi.
20|79|Firavun, kavmini saptrd, doًru yola sevketmedi.
20|80|Ey فsrailoًullar! Sizi dümannzdan kurtardk; Tûr'un saً tarafna (gelmeniz için) size vâde tandk ve size kudret helvas ile bldrcn eti lütfettik.
20|81|Size rzk olarak verdiklerimizin temiz olanlarndan yeyiniz, bu hususta taknlk ve nankِrlük de etmeyiniz; sonra sizi gazabm çarpar. Her kim ki kendisini gazabm çarparsa, hakikaten o, yklp gitmitir.
20|82|قu da muhakkak ki ben, tevbe eden, inanan ve yararl i yapan, sonra (bِylece) doًru yolda giden kimseyi baًlarm.
20|83|Seni acele ile kavminden ayrlmaya sevkeden nedir, ey Musa!
20|84|Musa: فte, dedi, onlar da benim peimdeler. Ben, memnun olasn diye sana acele ile geldim Rabbim.
20|85|Allah buyurdu: Senden sonra biz, kavmini (Harun ile kalan فsrailoًullarn) imtihan ettik ve Sâmirî onlar yoldan çkard.
20|86|Bunun üzerine Musa, ِfkeli ve üzüntülü olarak kavmine dِndü. Ey kavmim! dedi, Rabbiniz size güzel bir vaadde bulunmam myd? قu halde size zaman m çok uzun geldi, yoksa üstünüze Rabbinizin gazabnn inmesini mi istediniz ki, bana olan vâdinizden dِndünüz?
20|87|Dediler ki: Biz sana olan vâdimizden, kendi kudret ve irademizle dِnmedik. Fakat biz, o kavmin (Msr'llarn) zinet eyasndan bir takm aًrlklar yüklenmi, sonra da onlar atmtk; ayn ekilde Sâmirî de atmt.
20|88|Bu adam, onlar için, bًِürebilen bir buzaً heykeli icat etti. Bunun üzerine: فte, dediler, bu, sizin de, Musa'nn da tanrsdr. Fakat onu unuttu.
20|89|O eyin, kendilerine hiçbir sِzle mukabele edemeyeceًini, kendilerine ne bir zarar ne de bir fayda vermek gücünde olmadًn gِrmezler mi?
20|90|Hakikaten Harun, onlara daha ِnce: Ey kavmim! demiti, siz bunun yüzünden sadece fitneye uًradnz. Sizin Rabbiniz üphesiz çok merhametli olan Allah'tr. قu halde bana uyunuz ve emrime itaat ediniz.
20|91|Onlar: Biz, dediler, Musa aramza dِnünceye kadar buna tapmaktan asla vazgeçmeyeceًiz!
20|92|(Musa, dِndüًünde)Dedi: Ey Harun! bunlarn dalâlete dütüklerini gِrdüًün vakit seni engelleًen ne oldu.
20|93|(Neden) benim yolumu takip etmedin? Emrime âsi mi oldun?
20|94|(Harun:) Ey annemin oًlu! dedi, saçm sakalm, yolma! Ben, senin: "فsrailoًullarnn arasna ayrlk düürdün; sِzümü tutmadn!" demenden korktum.
20|95|Musa: Ya senin zorun nedir, ey Sâmirî? dedi.
20|96|O da: Ben, onlarn gِrmediklerini gِrdüm. Zira, o elçinin izinden bir avuç (toprak) alp onu (erimi mücevheratn içine) attm. Bunu bِyle nefsim bana ho gِsterdi, dedi.
20|97|Musa: Defol! dedi, artk hayatn boyunca sen: "Bana dokunmayn!" diyeceksin. Ayrca senin için, kurtulamayacaًn bir ceza günü var. Tapmakta olduًun tanrna da bak! Yemin ederim, biz onu yakacaًz; sonra da onu parça parça edip denize savuracaًz!
20|98|Sizin ilâhnz, yalnzca, kendisinden baka ilâh olmayan Allah'tr. O'nun ilmi her eyi kuatmtr.
20|99|(Resûlüm!) فte bِylece geçmitekilerin haberlerinden bir ksmn sana anlatyoruz. قüphesiz ki, tarafmzdan sana bir zikir verdik.
20|100|Kim ondan yüz çevirirse, üphesiz ki kyamet gününde o, aًr bir günah yükünü yüklenecektir.
20|101|Bu kimseler, onda (o günah yükünün altnda) ebedî kalrlar. Onlar için kyamet gününde bu ne kِtü bir yüktür!
20|102|O günde Sûr'a üflenir ve biz o zaman günahkârlar, gِzleri (korkudan) gِmgِk bir halde maherde toplarz.
20|103|Aralarnda birbirlerine gizli gizli ِyle derler: "Dünyada sadece on gün kaldnz."
20|104|Aralarnda konutuklar konuyu biz daha iyi biliriz. Onlarn en olgun ve akll olan o zaman: "Bir günden fazla kalmadnz" der.
20|105|(Resûlüm!) Sana daًlar hakknda sorarlar. De ki: Rabbim onlar ufalayp savuracak.
20|106|Bِylece yerlerini dümdüz, bombo brakacaktr.
20|107|Orada ne bir ini, ne de bir yoku gِrebileceksin.
20|108|O gün insanlar, dâvetçiye (فsrafil'e) uyacaklar. Ona kar yan çizmek yoktur. Artk, çok esirgeyici Allah hürmetine sesler kslmtr. Bu yüzden, fsltdan baka bir ses iitemezsin.
20|109|O gün, Rahmân'n izin verdiًi ve sِzünden holandًndan bakasnn efaati fayda vermez.
20|110|O, insanlarn geleceklerini de geçmilerini de bilir. Onlarn ilmi ise bunu kapsayamaz:
20|111|Bütün yüzler (insanlar), diri ve her eye hakim olan Allah için eًilip boyun bükmütür. Zulüm yüklenen ise, gerçekten perian olmutur.
20|112|Her kim, mümin olarak iyi olan ilerden yaparsa, artk o, ne zulümden ne de hakknn çiًnenmesinden korkar.
20|113|(Resûlüm!) Biz onu bِylece Arapça bir Kur'an olarak indirdik ve onda ikazlar tekrar tekrar açkladk. Umulur ki onlar (bu sayede günahtan) korunurlar; yahut da o (Kur'an) kendileri için bir ibret ortaya koyar.
20|114|Gerçek hükümdar olan Allah, yücedir. Sana O'nun vahyi tamamlanmazdan ِnce Kur'an' (okumakta) acele etme ve "Rabbim, benim ilmimi artr" de.
20|115|Andolsun biz, daha ِnce de آdem'e ahit (emir ve vahiy) vermitik. Ne var ki o, (ahdi) unuttu. Onda azim de bulmadk.
20|116|Bir zaman biz meleklere: آdem'e secde edin! demitik. Onlar hemen secde ettiler; yalnz فblis hariç. O, diretti.
20|117|Bunun üzerine: Ey آdem! dedik, bu, hem senin için hem de ein için büyük bir dümandr. Sakn sizi cennetten çkarmasn; sonra yorulur, sknt çekersin!
20|118|قimdi burada senin için ne ackmak vardr, ne de çplak kalmak.
20|119|Yine burada sen, susuzluk çekmeyecek, scaktan da bunalmayacaksn.
20|120|Derken eytan onun akln kartrp "Ey Adem! dedi, sana ebedîlik aًacn ve sonu gelmez bir saltanat gِstereyim mi?"
20|121|Nihayet ondan yediler. Bunun üzerine kendilerine ayp yerleri gِründü. ـstlerini cennet yapraً ile ِrtmeye çaltlar. (Bu suretle) آdem Rabbine âsi olup yolunu ard.
20|122|Sonra Rabbi onu seçkin kld; tevbesini kabul etti ve doًru yola yِneltti.
20|123|Dedi ki: Birbirinize düman olarak hepiniz oradan (cennetten) inin! Artk benden size hidayet geldiًinde, kim benim hidayetime uyarsa o sapmaz ve bedbaht olmaz.
20|124|Kim de beni anmaktan yüz çevirirse üphesiz onun skntl bir hayat olacak ve biz onu, kyamet günü kِr olarak haredeceًiz.
20|125|O: Rabbim! Beni niçin kِr olarak harettin? Oysa ben, hakikaten gِrür idim!, der.
20|126|(Allah) buyurur ki: فte bِyle. اünkü sana âyetlerimiz geldi; ama sen onlar unuttun. Bugün de ayn ekilde sen unutuluyorsun!
20|127|Doًru yoldan sapan ve Rabbinin âyetlerine inanmayan ite bِyle cezalandrrz. Ahiret azab, elbette daha iddetli ve daha süreklidir.
20|128|Bizim, onlardan ِnce nice nesilleri helâk etmi olmamz kendilerini yola getirmedi mi? Halbuki onlarn yurtlarnda gezip dolarlar. Bunda, elbette ki akl sahipleri için nice ibretler vardr.
20|129|Eًer Rabbinden, daha ِnce sâdr olmu bir sِz ve tayin edilmi bir vâde olmasayd, (ceza onlar için de dünyada) kaçnlmaz olurdu.
20|130|(Resûlüm!) Sen, onlarn sِylediklerine sabret. Günein doًmasndan ِnce de batmasndan ِnce de Rabbini ِvgü ile tesbih et; gecenin bir ksm saatleri ile gündüzün etrafnda (iki ucunda) da tesbih et ki, sen, Allah'tan honut olasn, (Allah da senden!).
20|131|Sakn, kendilerini denemek için onlardan bir kesimi faydalandrdًmz dünya hayatnn çekiciliًine gِzlerini dikme! Rabbinin nimeti hem daha hayrl, hem de daha süreklidir.
20|132|Ailene namaz emret; kendin de ona sabrla devam et. Senden rzk istemiyoruz; (aksine) biz seni rzklandryoruz. Güzel sonuç, takvâ iledir.
20|133|Onlar: (Muhammed) bize Rabbinden bir mucize getirmeli deًil miydi? dediler. ضnce gelen kitaplardakinin apaçk delili (Kur'an) onlara gelmedi mi?
20|134|Eًer biz, bundan (Kur'an'dan) ِnce onlar bir azapla helâk etseydik, muhakkak ki ِyle diyeceklerdi: Ya Rabbi! Bize bir elçi gِnderseydin de, u aaًlًa ve rüsvaylًa dümeden ِnce âyetlerine uysaydk!
20|135|De ki: Herkes beklemektedir: ضyle ise siz de bekleyin. Yaknda anlayacaksnz; doًru düzgün yolun yolcular kimmi ve hidayette olan kimmi!
21|1|فnsanlarn hesaba çekilecekleri (gün) yaklat. Hal bِyle iken onlar, gaflet içinde yüz çevirdiler.
21|2|Rablerinden kendilerine ne zaman yeni bir ihtar gelse, onlar bunu, hep alaya alarak dinlerler.
21|3|Kalpleri hep eًlencede(gaflette), hem o zalimler u gizli fslty yaptlar: Bu (Muhammed), sizin gibi bir beer olmaktan baka nedir ki! Siz imdi gِzünüz gِre gِre büyüye mi kaplyorsunuz?
21|4|(Peygamber) dedi ki: Rabbim, yerde ve gِkte (sِylenmi) her sِzü bilir. O, hakkyla iiten ve bilendir.
21|5|"Hayr, dediler, (bunlar) saçma sapan rüyalardr; bilakis onu kendisi uydurmutur; belki de o, airdir. (Eًer ِyle deًilse) bize hemen, ِncekilere gِnderilenin benzeri bir âyet getirsin."
21|6|Bunlardan ِnce helâk ettiًimiz hiçbir belde iman etmemiti; imdi bunlar m iman edecekler?
21|7|Biz, senden ِnce de, kendilerine vahiy verdiًimiz kiilerden bakasn peygamber olarak gِndermedik. Eًer bilmiyorsanz bilenlerden sorunuz.
21|8|Biz onlar (peygamberleri), yemek yemez birer (cansz) ceset olarak yaratmadk. Onlar (bu dünyada) ebedî de deًillerdir.
21|9|Sonra onlara (verdiًimiz) sِzü yerine getirdik; bِylece, hem onlar hem de dilediًimiz (baka) kimseleri kurtulua erdirdik; müsrifleri de helâk ettik.
21|10|Andolsun, size içinde sizin için ًِüt bulunan bir kitap indirdik. Hâla akllanmaz msnz?
21|11|Zalim olan nice beldeyi krp geçirdik; arkasndan da nice baka topluluklar vücuda getirdik.
21|12|Azabmz hissettiklerinde bir de bakarsn ki oralardan (azap bِlgesinden) kaçyorlar!
21|13|"Kaçmayn! فçinde bulunduًunuz refaha ve yurtlarnza dِnün! اünkü size sorular sorulacak!"
21|14|"Vay bamza gelenlere! dediler; gerçekten biz zalim insanlarmz."
21|15|Biz kendilerini, kuruyup biçilmi ekine, sِnmü atee çevirinceye kadar bu feryatlar sürüp gider.
21|16|Biz, gًِü, yeri ve bunlar arasndakileri, oyuncular (ii, eًlencesi) olarak yaratmadk.
21|17|Eًer bir eًlence edinmek isteseydik, onu kendi tarafmzdan edinirdik. (Bu irademizin eseri olurdu. Ama) biz (bunu) yapanlardan deًiliz.
21|18|Bilakis biz, hakk bâtln tepesine bindiririz de o, bâtln iini bitirir. Bir de bakarsnz ki, bâtl yok olup gitmitir. (Allah'a) yaktrdًnz sfatlardan dolay yazklar olsun size!
21|19|Gِklerde ve yerde kimler varsa O'na aittir. O'nun huzurunda bulunanlar, O'na ibadet hususunda kibirlenmezler ve yorulmazlar.
21|20|Onlar, bkp usanmakszn gece gündüz (Allah') tesbih ederler.
21|21|Yoksa (o mürikler), yerden birtakm tanrlar edindiler de, (ِlüleri) onlar m diriltecekler?
21|22|Eًer yerde ve gِkte Allah'tan baka tanrlar bulunsayd, yer ve gِk, (bunlarn nizam) kesinlikle bozulup gitmiti. Demek ki Ar'n Rabbi olan Allah, onlarn yaktrdklar sfatlardan münezzehtir.
21|23|Allah, yaptًndan sorumlu tutulamaz; onlar ise sorguya çekileceklerdir.
21|24|Yoksa O'ndan baka birtakm tanrlar m edindiler? De ki: Haydi delillerinizi getirin! فte benimle beraber olanlarn Kitab' ve benden ِncekilerin Kitab'. Hayr, onlarn çoًu hakk bilmezler; bu yüzden de yüz çevirirler.
21|25|Senden ِnce hiçbir resûl gِndermedik ki ona: "Benden baka فlâh yoktur; u halde bana kulluk edin" diye vahyetmi olmayalm.
21|26|Rahmân (olan Allah, melekleri) evlât edindi, dediler. Hââ! O, bundan münezzehtir. Bilakis (melekler), lütuf ve ihsana mazhar olmu kullardr.
21|27|O'ndan (emir almazdan) ِnce konumazlar; onlar, sadece O'nun emri ile hareket ederler.
21|28|Allah, onlarn ِnlerindekini de, arkalarndakini de (yaptklarn da, yapacaklarn da) bilir. Allah rzasna ulam olanlardan bakasna efaat etmezler. Onlar, Allah korkusundan titrerler!
21|29|Onlardan her kim: "Tanr O deًil, benim!" derse, biz onu cehennemle cezalandrrz. فte biz, zalimlere bِyle ceza veririz!
21|30|فnkâr edenler, gِklerle yer bitiik bir halde iken bizim, onlar birbirinden kopardًmz ve her canl eyi sudan yarattًmz gِrüp düünmediler mi? Yine de inanmazlar m?
21|31|Onlar sarsmasn diye yeryüzünde bir takm daًlar diktik. Orada geni geni yollar açtk; ta ki maksatlarna ulasnlar.
21|32|Biz, gِkyüzünü korunmu bir tavan gibi yaptk. Onlar ise, gِkyüzünün âyetlerinden yüz çevirirler.
21|33|O, geceyi, gündüzü, günei, ay... yaratandr. Her biri bir yِrüngede yüzmektedirler.
21|34|Biz, senden ِnce de hiçbir beere ebedîlik vermedik. قimdi sen ِlürsen, sanki onlar ebedî mi kalacaklar?
21|35|Her canl, ِlümü tadar. Bir deneme olarak sizi hayrla da, erle de imtihan ederiz. Ve siz, ancak bize dِndürüleceksiniz.
21|36|(Resûlüm!) Kâfirler seni gِrdükleri zaman: "Sizin ilâhlarnz diline dolayan bu mu?" diyerek seni hep alaya alrlar. Halbuki onlar, çok esirgeyici Allah'n Kitabn inkâr edenlerin ta kendileridir.
21|37|فnsan, aceleci (bir tabiatta) yaratlmtr. Size âyetlerimi gِstereceًim; benden acele istemeyin.
21|38|"Eًer, diyorlar, doًru iseniz, ne zaman (gerçekleecek) bu tehdit?"
21|39|فnkâr edenler, yüzlerinden ve srtlarndan (saran) atei savamayacaklar, kendilerine yardm dahi edilmeyeceًi zaman bir bilselerdi!
21|40|Bilâkis kendilerine o (kyamet) ِyle âni gelir ki, onlar artr. Artk, ne reddedebilirler onu, ne de kendilerine mühlet verilir.
21|41|Andolsun, senden ِnceki peygamberlerle de alay edildi; ama onlar alaya alanlar, o alay konusu ettikleri ey kuatverdi.
21|42|De ki: Allah'a kar sizi gece gündüz kim koruyacak? Buna raًmen onlar Rablerini anmaktan yüz çevirirler.
21|43|Yoksa kendilerini bize kar savunacak birtakm ilâhlar m var? (O ilâh dedikleri eyler) kendilerine bile yardm edecek güçte deًildirler. Onlar bizden de alâka ve destek gِrmezler.
21|44|Evet, onlar da, atalarn da barndrdk. Nihayet ِmür kendilerine (hiç bitmeyecek gibi) uzun geldi. Oysa onlar, bizim gelip (kâfirlere ait) araziyi çevresinden eksilteceًimizi gِrmezler mi? قu halde, üstün gelen onlar m?
21|45|De ki: Ben, sadece, vahiy ile sizi ikaz ediyorum. Fakat, saًr olanlar, ikaz edildikleri zaman bu çaًry duymazlar.
21|46|Andolsun, onlara Rabbinin azabndan ufak bir esinti dokunsa, hiç üphesiz, "Vah bize! Hakikaten biz zalim kimselermiiz!" derler.
21|47|Biz, kyamet günü için adalet terazileri kurarz. Artk kimseye, hiçbir ekilde hakszlk edilmez. (Yaplan i,) bir hardal tanesi kadar dahi olsa, onu (adalet terazisine) getiririz. Hesap gِren olarak biz (herkese) yeteriz.
21|48|Andolsun biz, Musa ve Harun'a, takvâ sahipleri için bir k, bir ًِüt ve Furkan' verdik.
21|49|(O takvâ sahipleri ki) onlar, gِrmedikleri halde Rablerine candan sayg gِsterirler. Yine onlar, kyametten korkan kimselerdir.
21|50|فte bu (Kur'an) da, bizim indirdiًimiz hayrl ve faydal bir ًِüttür. قimdi onu inkâr m ediyorsunuz?
21|51|Andolsun biz فbrahim'e daha ِnce rüdünü vermitik. Biz onu iyi tanrdk.
21|52|O, babasna ve kavmine: قu karsna geçip tapmakta olduًunuz heykeller de ne oluyor? demiti.
21|53|Dediler ki: Biz, babalarmz bunlara tapar kimseler bulduk.
21|54|Doًrusu, siz de, babalarnz da açk bir sapklk içindesiniz, dedi.
21|55|Dediler ki: Bize gerçeًi mi getirdin, yoksa sen oyunbazlardan biri misin?
21|56|Hayr, dedi, sizin Rabbiniz, yarattً gِklerin ve yerin de Rabbidir ve ben buna ahitlik edenlerdenim.
21|57|Allah'a yemin ederim ki, siz ayrlp gittikten sonra putlarnza bir oyun oynayacaًm!
21|58|Sonunda فbrahim onlar paramparça etti. Yalnz onlarn büyüًünü brakt; belki ona müracaat ederler diye.
21|59|Bunu tanrlarmza kim yapt? Muhakkak o, zalimlerden biridir, dediler.
21|60|(Bir ksm:) Bunlar diline dolayan bir genç duyduk; kendisine فbrahim denilirmi, dediler.
21|61|O halde, dediler, onu hemen insanlarn gِzü ِnüne getirin. Belki ahitlik ederler.
21|62|Bunu ilâhlarmza sen mi yaptn ey فbrahim? dediler.
21|63|Belki de bu ii u büyükleri yapmtr. Hadi onlara sorun; eًer konuuyorlarsa! dedi.
21|64|Bunun üzerine, kendi vicdanlarna dِnüp (kendi kendilerine) "Zalimler sizlersiniz, sizler!" dediler.
21|65|Sonra tekrar eski inanç ve tartmalarna dِndüler: Sen bunlarn konumadًn pek âlâ biliyorsun, dediler.
21|66|فbrahim: ضyleyse, dedi, Allah' brakp da, size hiçbir fayda ve zarar vermeyen bir eye hâla tapacak msnz?
21|67|Size de, Allah' brakp tapmakta olduًunuz eylere de yuh olsun! Siz akllanmaz msnz?
21|68|(Bir ksm:) Eًer i yapacaksanz, yakn onu da tanrlarnza yardm edin! dediler.
21|69|"Ey ate! فbrahim için serinlik ve esenlik ol!" dedik.
21|70|Bِylece ona bir tuzak kurmak istediler; fakat biz onlar, daha çok hüsrana uًrayanlar durumuna soktuk.
21|71|Biz, onu ve Lût'u kurtararak, içinde cümle âleme bereketler verdiًimiz ülkeye ulatrdk.
21|72|Ona (فbrahim'e), فshak' ve fazladan bir baً olmak üzere Ya'kub'u lütfettik; herbirini sâlih insanlar yaptk.
21|73|Onlar, emrimiz uyarnca doًru yolu gِsteren ِnderler yaptk ve kendilerine hayrl iler yapmay, namaz klmay, zekât vermeyi vahyettik. Onlar, daima bize ibadet eden kimselerdi.
21|74|Lût'a gelince, ona da hüküm (hakimlik, peygamberlik, hükümdarlk) ve ilim verdik; onu, çirkin iler yapmakta olan memleketten kurtardk. Zira onlar (o memleketin halk), gerçekten fena iler yapan kِtü bir kavimdi.
21|75|Onu (Lût'u) rahmetimize kabul ettik; çünkü o, sâlihlerden idi.
21|76|Daha ِnce Nuh da dua etmi, biz onun duasn kabul etmitik. Bِylece, kendisini ve (iman eden) yaknlarn büyük skntdan kurtarmtk.
21|77|Onu, âyetlerimizi inkâr eden kavimden koruduk. Gerçekten onlar, fena bir kavim idi; bu yüzden topunu birden (suya) gِmdük.
21|78|Davud ve Süleyman' da (an). Bir zaman, bir ekin konusunda hüküm veriyorlard: bir gurup insann koyun sürüsü, geceleyin babo bir vaziyette bu ekinin içine daًlp ziyan vermiti. Biz onlarn hükmünü gِrüp bilmekte idik.
21|79|Bِylece bunu (bu fetvay) Süleyman'a biz anlatmtk. Biz, onlarn her birine hüküm (hükümdarlk, peygamberlik) ve ilim verdik. Kular ve tesbih eden daًlar da Davud'a boyun eًdirdik. (Bunlar) biz yapmaktayz.
21|80|Ona, sava skntlarnzdan sizi korumas için zrh yapmay ًِrettik. Artk ükredecek misiniz?
21|81|Süleyman'n emrine de kasrga (gibi esen) rüzgâr verdik; onun emriyle içinde bereketler yarattًmz yere doًru eserdi. Biz hereyi biliriz.
21|82|قeytanlar arasndan da, onun için dalgçlk eden (ve inciler çkaran) ve bundan baka iler gِrenler vard. Biz onlar gِzetim altnda tutuyorduk.
21|83|Eyyub'u da (an). Hani Rabbine: "Bama bu dert geldi. Sen, merhametlilerin en merhametlisisin" diye niyaz etmiti.
21|84|Bunun üzerine biz, tarafmzdan bir rahmet ve kulluk edenler için bir hatra olmak üzere onun duasn kabul ettik; kendisinde dert ve sknt olarak ne varsa giderdik ve ona aile efradn, ayrca bunlarla birlikte bir mislini daha verdik.
21|85|فsmail'i, فdris'i ve Zülkifi de (yâdet). Hepsi de sabreden kimselerdendi.
21|86|Onlar rahmetimize kabul ettik. Onlar hakikaten iyi kimselerdendi.
21|87|Zünnûn'u da (Yunus'u da zikret). O ِfkeli bir halde geçip gitmiti; bizim kendisini asla sktrmayacaًmz zannetmiti. Nihayet karanlklar içinde: "Senden baka hiçbir tanr yoktur. Seni tenzih ederim. Gerçekten ben zalimlerden oldum!" diye niyaz etti.
21|88|Bunun üzerine onun duasn kabul ettik ve onu kederden kurtardk. فte biz müminleri bِyle kurtarrz.
21|89|Zekeriyya'y da (an). Hani o, Rabbine ِyle niyaz etmiti: Rabbim! Beni yalnz brakma! Sen, vârislerin en hayrlssn, (her ey sonunda senindir).
21|90|Biz onun da duasn kabul ettik ve ona Yahya'y verdik; eini de kendisi için (çocuk doًurmaya) elverili kldk. Onlar (bütün bu peygamberler), hayr ilerinde kouurlar, umarak ve korkarak bize yalvarrlard; onlar, bize kar derin sayg içindeydiler.
21|91|Irzn iffetle korumu olan (Meryem'i de an.) Biz ona ruhumuzdan üfledik; onu ve oًlunu cümle âlem için bir ibret kldk.
21|92|Hakikaten bu (bütün peygamberler ve onlara iman edenler) bir tek ümmet olarak sizin ümmetinizdir. Ben de sizin Rabbinizim. ضyle ise bana kulluk edin.
21|93|(فnsanlar) kendi aralarnda (din ve devlet) ilerinin birliًini bozdular. Halbuki hepsi bize dِneceklerdir.
21|94|Bu durumda her kim mümin olarak iyi davranlar yaparsa onun çabasn gِrmezlikten gelmek olmaz. Zira biz onu yazmaktayz.
21|95|Helâk ettiًimiz bir belde için artk (yeniden mâmur olmak) imkânszdr; çünkü onlar geri dِnemeyeceklerdir.
21|96|Nihayet Ye'cûc ve Me'cûc (sedleri) açldً ve onlar her tepeden akn ettiًi zaman;
21|97|Ve gerçek vaad (ِlüm, kyamet) yaklanca, birden, inkâr edenlerin gِzleri donakalr! "Yazklar olsun bize! (derler), gerçekten biz, bu durumdan habersizmiiz; hatta biz zalim kimselermiiz."
21|98|Siz ve Allah'n dnda taptًnz eyler cehennem yaktsnz. Siz oraya gireceksiniz.
21|99|Eًer onlar birer tanr olsalard oraya (cehenneme) girmezlerdi. Halbuki hepsi (tapanlar da taplanlar da) orada ebedî kalacaklardr.
21|100|Orada onlara inim inim inlemek düer. Yine onlar orada (hiçbir iyi haber) duymazlar.
21|101|Tarafmzdan kendilerine güzel âkbet takdir edilmi olanlara gelince, ite bunlar cehennemden uzak tutulurlar.
21|102|Bunlar onun uًultusunu duymazlar; gِnüllerinin dilediًi nimetler içinde ebedî kalrlar.
21|103|En büyük dehet dahi onlar tasalandrmaz. Melekler kendilerini ِyle karlar: فte bu size vâdedilmi olan (mutlu) gününüzdür.
21|104|(Düün o) günü ki, yazl kâًtlarn tomarn dürer gibi gًِü toplayp düreriz. Tpk ilk yaratmaya baladًmz gibi onu tekrar o hale getiririz. (Bu,) üzerimize aldًmz bir vaad oldu. Biz, (vâdettiًimizi) yaparz.
21|105|Andolsun Zikir'den sonra Zebur'da da: "Yeryüzüne iyi kullarm vâris olacaktr" diye yazmtk.
21|106|فte bunda, (bize) kulluk eden bir kavim için bir mesaj vardr.
21|107|(Resûlüm!) Biz seni ancak âlemlere rahmet olarak gِnderdik.
21|108|De ki: Bana sadece, sizin ilâhnzn ancak bir tek Allah olduًu vahyedildi. Hâla müslüman olmayacak msnz?
21|109|Eًer yüz çevirirlerse de ki: (Bana emrolunan) hepinize açkladm. Artk size vâdolunan ey (maherde toplanma zamannz) yakn m uzak m, bilmiyorum.
21|110|قüphesiz Allah sِzün açًn da bilir, gizli tuttuklarnz da bilir.
21|111|Bilmiyorum, belki de o (azabn ertelenmesi), sizi denemek ve bir zamana kadar sizi (imkânlardan) faydalandrmak içindir.
21|112|(Muhammed:) Rabbim! (Onlar hakknda) adaletinle hükmünü ver. Bizim Rabbimiz Rahmân'dr. Sizin anlattklarnza kar yardm umulandr, dedi.
22|1|Ey insanlar! Rabbinizden korkun! اünkü kyamet vaktinin depremi müthi bir eydir!
22|2|Onu gِrdüًünüz gün, her emzikli kadn emzirdiًi çocuًu unutur, her gebe kadn çocuًunu düürür. فnsanlar da sarho bir halde gِrürsün. Oysa onlar sarho deًillerdir; fakat Allah'n azab çok dehetlidir!
22|3|فnsanlardan, bilgisi olmakszn Allah hakknda tartmaya giren ve her inatç eytana uyan birtakm kimseler vardr.
22|4|Onun (eytan) hakknda ِyle yazlmtr: Kim onu yolda edinirse bilsin ki (eytan) kendisini saptracak ve alevli atein azabna sürükleyecektir.
22|5|Ey insanlar! Eًer yeniden dirilmekten üphede iseniz, unu bilin ki, biz sizi topraktan, sonra nutfeden, sonra alakadan (alanm yumurtadan), sonra uzuvlar (ِnce) belirsiz, (sonra) belirlenmi canl et parçasndan (uzuvlar zamanla oluan ceninden) yarattk ki size (kudretimizi) gِsterelim. Ve dilediًimizi, belirlenmi bir süreye kadar rahimlerde bekletiriz; sonra sizi bir bebek olarak dar çkarrz. Sonra güçlü çaًnza ulamanz için (sizi büyütürüz). فçinizden kimi vefat eder; yine içinizden kimi de ِmrün en verimsiz çaًna kadar gِtürülür; ta ki bilen bir kimse olduktan sonra bir ey bilmez hale gelsin. Sen, yeryüzünü de kupkuru ve ِlü bir halde gِrürsün; fakat biz, üzerine yaًmur indirdiًimizde o, kprdanr, kabarr ve her çeitten (veya çiftten) iç açc bitkiler verir.
22|6|اünkü Allah hakkn ta kendisidir; O, ِlüleri diriltir; yine O, her eye hakkyla kadirdir.
22|7|Kyamet vakti de gelecektir; bunda üphe yoktur. Ve Allah kabirlerdeki kimseleri diriltip kaldracaktr.
22|8|فnsanlardan bazs, bir bilgisi, bir rehberi ve (vahye dayanan) aydnlatc bir kitaba dayanmakszn, Allah hakknda tartr.
22|9|Allah yolundan saptrmak için yann eًip bükerek (kibir ve azamet içinde) Allah hakknda tartmaya kalkar. Onun için dünyada bir rezillik vardr; kyamet gününde ise ona yakc azab tattracaًz.
22|10|فte bu, ِnceden yapp ettiklerin yüzündendir (denilir). Elbette Allah kullarna hakszlk edici deًildir.
22|11|فnsanlardan kimi Allah'a yalnz bir yِnden kulluk eder. قِyle ki: Kendisine bir iyilik dokunursa buna pek memnun olur, bir de musibete uًrarsa çehresi deًiir (dinden yüz çevirir). O, dünyasn da, ahiretini de kaybetmitir. فte bu, apaçk ziyann ta kendisidir.
22|12|O, Allah' brakp, kendisine ne faydas, ne de zarar dokunacak olan eylere yalvarr. Bu, (haktan) büsbütün uzak olan sapklًn ta kendisidir.
22|13|O, zarar faydasndan daha (akla) yakn olan bir varlًa yalvarr. O (yalvardً), ne kِtü bir yardmc, ne kِtü bir dosttur!
22|14|Muhakkak ki Allah, iman edip iyi davranlarda bulunan kimseleri, zemininden rmaklar akan cennetlere kabul eder. قüphesiz Allah dilediًi eyi yapar.
22|15|Her kim, Allah'n, dünya ve ahirette ona (Resûlüne) asla yardm etmeyeceًini zannetmekte ise, (Allah ona yardm ettiًine gِre) artk o kimse tavana bir ip atsn; (boًazna geçirsin); sonra da (ayaًn yerden) kessin! قimdi bu kimse baksn! Acaba, hilesi (bu yaptً), ِfke duyduًu eyi (Allah'n Peygamber'e yardmn) gerçekten engelleyecek mi?
22|16|فte bِylece biz o Kur'an' açk seçik âyetler halinde indirdik. Gerçek u ki Allah dilediًi kimseyi doًru yola sevkeder.
22|17|Mümin olanlar, yahudi olanlar, sâbiîler, hristiyanlar, mecûsîler ve mürik olanlara gelince, muhakkak ki Allah, bunlar arasnda kyamet gününde (ayr ayr) hükmünü verir. اünkü Allah her eyi hakkyla bilendir.
22|18|Gِrmez misin ki, gِklerde olanlar ve yerde olanlar, güne, ay, yldzlar, daًlar, aًaçlar, hayvanlar ve insanlarn birçoًu Allah'a secde ediyor; birçoًunun üzerine de azap hak olmutur. Allah kimi hor ve hakir klarsa, artk onu deًerli klacak bir kimse yoktur. قüphesiz Allah dilediًini yapar.
22|19|قu iki gurup, Rableri hakknda çekien iki hasmdr: فmdi, inkâr edenler için ateten bir elbise biçilmitir. Onlarn balarnn üstünden kaynar su dِkülecektir!
22|20|Bununla, karnlarnn içindeki (organlar) ve derileri eritilecektir!
22|21|Bir de onlar için demir kamçlar vardr!
22|22|Izdraptan dolay oradan her çkmak istediklerinde, oraya geri dِndürülürler ve: "Tadn bu yakc azab!" (denilir).
22|23|Muhakkak ki Allah, iman edip iyi davranlarda bulunanlar, zemininden rmaklar akan cennetlere kabul eder. Bunlar orada altn bileziklerle ve incilerle bezenirler. Orada giyecekleri ise ipektir.
22|24|Ve onlar, sِzün en güzeline yِneltilmiler, ِvgüye lâyk olan Allah'n yoluna iletilmilerdir.
22|25|فnkâr edenler, Allah'n yolundan ve -yerli, taral- bütün insanlara eit (kble veya mâbed) kldًmz Mescid-i Harâm'dan (insanlar) alkoymaya kalkanlar (unu bilmeliler ki) kim orada (bِyle) zulüm ile haktan sapmak isterse ona ac azaptan tattrrz.
22|26|Bir zamanlar فbrahim'e Beytullah'n yerini hazrlam ve (ona ِyle demitik): Bana hiçbir eyi e tutma; tavaf edenler, ayakta ibadet edenler, rükû ve secdeye varanlar için evimi temiz tut.
22|27|فnsanlar arasnda hacc ilân et ki,gerek yaya olarak, gerekse nice uzak yoldan gelen argn develer üzerinde sana gelsinler.
22|28|Ta ki kendilerine ait bir takm yararlar yakînen gِrmeleri, Allah'n kendilerine rzk olarak verdiًi kurbanlk hayvanlar üzerine belli günler de Allah'n ismini ansanlar . Artk ondan hem kendiniz yeyin,hem de yoksula, fakire yedirin.
22|29|Sonra kirlerini gidersinler; adaklarn yerine getirsinler ve o Eski Ev'i (Kâbe'yi) tavaf etsinler.
22|30|Durum bِyle. Her kim, Allah'n emir ve yasaklarna sayg gِsterirse, bu, Rabbinin katnda kendisi için daha hayrldr. (Haram olduًu) size okunanlarn dnda kalan hayvanlar size helâl klnd. O halde, pislikten, putlardan saknn; yalan sِzden saknn.
22|31|Kendisine ortak komakszn Allah'n hanifleri (O'nun birliًini tanyan müminler olun). Kim Allah'a ortak koarsa sanki o, gِkten düüp parçalanm da kendisini kular kapm, yahut rüzgâr onu uzak bir yere sürüklemi (bir nesne) gibidir.
22|32|Durum ِyledir. Her kim Allah'n hükümlerine sayg gِsterirse, üphesiz bu, kalplerin takvâsndandr.
22|33|Onlarda (kurbanlk hayvanlarda veya hac fiillerinde) sizin için belli bir süreye kadar birtakm yararlar vardr. Sonra bunlarn varacaklar (biteceًi) yer, Eski Ev'e (Kâbe'ye) kadardr.
22|34|Biz, her ümmete -(Kurban kesmeye uygun) hayvan cinsinden kendilerine rzk olarak verdiklerimiz üzerine Allah'n adn ansnlar diye- kurban kesmeyi gerekli kldk. فmdi, فlâhnz, bir tek فlah'tr. ضyle ise, O'na teslim olun. (Ey Muhammed!) O ihlâsl ve mütevazi insanlar müjdele!
22|35|Onlar ِyle kimseler ki, Allah anldً zaman kalpleri titrer; balarna gelene sabrederler, namaz klarlar ve kendilerine rzk olarak verdiًimiz eylerden (Allah için) harcarlar.
22|36|Biz, büyük ba hayvanlar da sizin için Allah'n (dininin) iaretlerinden (kurban) kldk. Onlarda sizin için hayr vardr. قu halde onlar, ayaklar üzerine dururken üzerlerine Allah'n ismini annz (ve kurban ediniz). Yan üstü yere dütüklerinde ise, artk (can çktًnda) onlardan hem kendiniz yeyin, hem de ihtiyacn gizleyen-gizlemeyen fakirlere yedirin. فte bu hayvanlar biz, ükredesiniz diye sizin istifadenize verdik.
22|37|Onlarn ne etleri ne de kanlar Allah'a ular; fakat O'na sadece sizin takvânz ular. Sizi hidayete erdirdiًinden dolay Allah' büyük tanyasnz diye O, bu hayvanlar bِylece sizin istifadenize verdi. (Ey Muhammed!) Güzel davrananlar müjdele!
22|38|Allah, iman edenleri korur. قu da muhakkak ki Allah, hain ve nankِr olan herkesi sevgisinden mahrum eder.
22|39|Kendileriyle savalanlara (müminlere), zulme uًram olmalar sebebiyle, (sava konusunda) izin verildi. قüphe yok ki Allah, onlara yardma mutlak surette kadirdir.
22|40|Onlar, baka deًil, srf "Rabbimiz Allah'tr" dedikleri için haksz yere yurtlarndan çkarlm kimselerdir. Eًer Allah, bir ksm insanlar (kِtülüklerini) diًer bir ksm ile defedip ِnlemeseydi, mutlak surette, içlerinde Allah'n ismi bol bol anlan manastrlar, kiliseler, havralar ve mescidler yklr giderdi. Allah, kendisine (kendi dinine) yardm edenlere muhakkak surette yardm eder. Hiç üphesiz Allah, güçlüdür, galiptir.
22|41|Onlar (o müminler) ki, eًer kendilerine yeryüzünde iktidar verirsek namaz klar, zekât verirler, iyiliًi emreder ve kِtülükten nehyederler. فlerin sonu Allah'a varr.
22|42|(Resûlüm!) Eًer onlar (inkârclar) seni yalanlyorlarsa, (unu bil ki) onlardan ِnce Nuh'un kavmi, Ad, Semûd(kavimleri de kendi peygamberlerini) yalanladlar
22|43|فbrahim'in kavmi de, Lût'un kavmi de (peygamberlerini) yalanladlar.
22|44|(قuayb'n kavmi olan) Medyen halk da(قûayb') yalanladlar. Musa da yalanlanmt. فte ben o kâfirlere süre tandm, sonra onlar yakaladm. Nasl oldu benim onlar reddim (cezalandrmam)!
22|45|Nitekim, birçok memleket vard ki, o memleket (halk) zulmetmekte iken, biz onlar helâk ettik. قimdi o ülkelerde duvarlar, (çِkmü) tavanlarn üzerine yklmtr. Nice kullanlmaz hale gelmi kuyular ve (ssz kalm) ulu saraylar vardr.
22|46|(Sana kar çkanlar) hiç yeryüzünde dolamadlar m? Zira dolasalard elbette düünecek kalpleri ve iitecek kulaklar olurdu. Ama gerçek u ki, gِzler kِr olmaz; lâkin gًِüsler içindeki kalpler kِr olur.
22|47|(Resûlüm!) Onlar senden azabn çabuk gelmesini istiyorlar. Allah vâdinden asla dِnmez. Muhakkak ki, Rabbinin nezdinde bir gün sizin saymakta olduklarnzdan bin yl gibidir.
22|48|Nice ülkeler var ki, zulmedip dururlarken onlara mühlet verdim. Sonunda onlar yakaladm. Dِnü yalnz banadr.
22|49|De ki: Ey insanlar! Ben ancak sizin için apaçk bir uyarcym.
22|50|فman edip sâlih ameller ileyen kimseler için maًfiret ve bol rzk vardr.
22|51|Ayetlerimiz hakknda (onlar tesirsiz klmak için) birbirlerini geri brakrcasna yaranlara gelince, ite bunlar, cehennemliklerdir.
22|52|(Ey Muhammed!) Biz, senden ِnce hiçbir resûl ve nebî gِndermedik ki, o, bir temennide bulunduًunda, eytan onun dileًine ille de (beerî arzular) katmaya kalkmasn. Ne var ki Allah, eytann katacaً eyi iptal eder. Sonra Allah, kendi âyetlerini (lafz ve mana bakmndan) saًlam olarak yerletirir. Allah, hakkyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.
22|53|(Allah, eytann bِyle yapmasna müsaade eder ki) kalplerinde hastalk olanlar ve kalpleri katlaanlar için, eytann kattً eyi bir deneme (vesilesi) yapsn. Zalimler, gerçekten (haktan) oldukça uzak bir ayrlk içindedirler.
22|54|Bir de, kendilerine ilim verilenler., onun (Kur'an'n) hakikaten Rabbin tarafndan gelmi bir gerçek olduًunu bilsinler de ona inansnlar, bu sayede kalpleri huzur ve tatmine kavusun. قüphesiz ki Allah, iman edenleri, kesinlikle dosdoًru bir yola yِneltir.
22|55|فnkâr edenler, kendilerine o saat anszn gelinceye, yahut da (kendileri için hayr yِnünden) ksr bir günün azab gelinceye kadar onun (Kur'an) hakknda hep üphe içindedirler.
22|56|O gün, mülk Allah'ndr. فnsanlar arasnda hüküm verir. (Bu hüküm gereًi) iman edip iyi davranlarda bulunanlar Naîm cennetlerinin içindedirler.
22|57|فnkâr edip âyetlerimizi yalanlayanlara gelince, ite onlar için alçaltc bir azap vardr.
22|58|Allah yolunda hicret edip sonra ِldürülen yahut ِlenleri hiç üphesiz Allah güzel bir rzkla rzklandracaktr. قüphesiz Allah, evet O, rzk verenlerin en hayrlsdr.
22|59|Allah onlar, herhalde memnun kalacaklar bir girilecek yere sokacaktr. Allah, kesinlikle tam bir bilgi sahibidir, halîmdir.
22|60|فte bِyle. Her kim, kendisine verilen eziyetin dengi ile karlk verir de, bundan sonra kendisine yine bir tecavüz ve zulüm vaki olursa, emin olmaldr ki, Allah ona mutlaka yardm edecektir. Hakikaten Allah çok baًlayc ve maًfiret edicidir.
22|61|Bِylece (Allah, hakszlًa uًrayana yardm edecektir ve buna kadirdir). اünkü Allah, geceyi gündüze katar, gündüzü geceye katar. قu da muhakkak ki Allah, hakkyla iiten ve gِrendir.
22|62|Bِyledir. اünkü Allah, hakkn ta kendisidir. O'nun dndaki taptklar ise bâtln ta kendisidir. Gerçek u ki Allah, evet O, uludur, büyüktür.
22|63|Gِrmedin mi, Allah, gِkten yaًnmur indirdi de bu sayede yeryüzü yeeriyor. Gerçekten Allah çok lütufkârdr. (her eyden) haberdardr.
22|64|Gِklerde ve yerde ne varsa O'nundur. Hakikaten Allah, yalnz O zengindir, ِvgüye deًerdir.
22|65|Gِrmedin mi, Allah, yerdeki eyay ve emri uyarnca denizde yüzen gemileri sizin hizmetinize verdi. Gًِü de, kendi izni olmadkça yer üzerine dümekten korur. اünkü Allah, insanlara çok efkatli ve çok merhametlidir.
22|66|O, (ِnce) size hayat veren, sonra sizi ِldürecek, sonra yine diriltecek olandr. Gerçekten insan, çok nankِrdür.
22|67|Biz, her ümmete, uygulamakta olduklar bir ibadet tarz gِsterdik. ضyle ise onlar (ehl-i kitap) bu ite seninle çekimesinler. Sen, Rabbine davet et. Zira sen, hakikaten dosdoًru bir yoldasn.
22|68|Eًer seninle münakaa ve mücâdeleye giriirlerse: "Allah yaptًnz çok iyi bilmektedir" de.
22|69|Allah kyamet gününde, ihtilâf etmekte olduًunuz konulara dair aranzda hüküm verecektir.
22|70|Bilmez misin ki, Allah, yerde ve gِkte ne varsa bilir? Bu, bir kitapta (levh-i mahfuzda) mevcuttur. Bu (eya ve olaylarn bilgisine sahip olmak), Allah için çok kolaydr.
22|71|Onlar, Allah' brakp, Allah'n kendisine hiçbir delil indirmediًi, kendilerinin dahi hakknda bilgi sahibi olmadklar eylere tapyorlar. Zalimlerin hiç yardmcs yoktur.
22|72|آyetlerimiz açk açk kendilerine okunduًunda, kâfirlerin suratlarnda honutsuzluk sezersin. Onlar, kendilerine âyetlerimizi okuyanlarn neredeyse üzerlerine saldrrlar. De ki: Size bundan (bu ِfke ve huzursuzluًunuzdan) daha kِtüsünü bildireyim mi? Cehennem! Allah, onu kâfirlere (ceza olarak) bildirdi. O, ne kِtü sondur!
22|73|Ey insanlar! (Size) bir misal verildi; imdi onu dinleyin: Allah' brakp da yalvardklarnz (taptklarnz) bunun için bir araya gelseler bile bir sineًi dahi yaratamazlar. Sinek onlardan bir ey kapsa, bunu ondan geri de alamazlar. فsteyen de âciz, kendinden istenen de!
22|74|Onlar, (Bu âciz putlar Allah'a ortak komak suretiyle) Allah'n kadrini hakkyla bilemediler. Hiç üphesiz Allah, çok kuvvetlidir, çok üstündür.
22|75|Allah meleklerden de elçiler seçer, insanlardan da. قüphesiz Allah iitendir, gِrendir.
22|76|Onlarn ِnlerindekini de, arkalarndakini de (yaptklarn da, yapacaklarn da) bilir. Bütün iler Allah'a dِndürülür.
22|77|Ey iman edenler! Rükû edin; secdeye kapann; Rabbinize ibadet edin; hayr ileyin ki kurtulua eresiniz.
22|78|Allah uًrunda, hakkn vererek cihad edin. O, sizi seçti; din hususunda üzerinize hiçbir zorluk yüklemedi; babanz فbrahim'in dininde (de bِyleydi). Peygamberin size ahit olmas, sizin de insanlara ahit olmanz için, O, gerek daha ِnce (gelmi kitaplarda), gerekse bunda (Kur'an'da) size "müslümanlar" adn verdi. ضyle ise namaz kln; zekât verin ve Allah'a smsk sarln. O, sizin mevlânzdr. Ne güzel mevlâdr, ne güzel yardmcdr!
23|1|Gerçekten müminler kurtulua ermitir;
23|2|Onlar ki, namazlarnda huû içindedirler;
23|3|Onlar ki, bo ve yararsz eylerden yüz çevirirler;
23|4|Onlar ki, zekât verirler;
23|5|Ve onlar ki, iffetlerini korurlar;
23|6|Ancak eleri ve ellerinin sahip olduًu (câriyeleri) hariç. (Bunlarla ilikilerden dolay) knanm deًillerdir.
23|7|قu halde, kim bunun ِtesine gitmek isterse, ite bunlar, haddi aan kimselerdir.
23|8|Yine onlar (o müminler) ki, emanetlerine ve ahidlerine riayet ederler;
23|9|Ve onlar ki, namazlarna devam ederler.
23|10|فte, asl bunlar vâris olacaklardr;
23|11|(Evet) Firdevs'e vâris olan bu kimseler, orada ebedî kalcdrlar.
23|12|Andolsun biz insan, çamurdan (süzülüp çkarlm) bir ِzden yarattk.
23|13|Sonra onu saًlam bir karargâhta nutfe haline getirdik.
23|14|Sonra nutfeyi alaka (alanm yumurta) yaptk. Peinden, alakay, bir parçack et haline soktuk; bu bir parçack eti kemiklere (iskelete) çevirdik; bu kemikleri etle kapladk. Sonra onu baka bir yaratla insan haline getirdik. Yappyaratanlarn en güzeli olan Allah pek yücedir.
23|15|Sonra, muhakkak ki siz, bunun ardndan elbet ِleceksiniz.
23|16|Sonra da üphesiz, sizler kyamet gününde tekrar diriltileceksiniz.
23|17|Andolsun biz, sizin üstünüzde yedi yol yarattk. Biz yaratmaktan habersiz deًiliz.
23|18|Gِkten uygun bir ِlçüde yaًmur indirip onu arzda durdurduk. Bizim onu gidermeye de elbet gücümüz yeter.
23|19|Bِylece onun (yaًmurun) sayesinde sizin yararnza hurma bahçeleri ve üzüm baًlar meydana getirdik. Bunlarda sizin için birçok meyveler vardr ve siz onlardan yersiniz.
23|20|Tûr-i Sînâ'da da yetien bir aًaç daha meydana getirdik ki, bu aًaç hem yaً hem de yiyenlerin ekmeًine katk edecekleri (zeytin) verir.
23|21|Hayvanlarda sizin için elbette ibretler vardr. Onlarn karnlarndakinden (sütlerinden) size içiririz. Onlarda sizin için birçok faydalar daha vardr; etlerinden de yersiniz.
23|22|Onlarn üzerinde ve gemilerde tanrsnz.
23|23|Andolsun ki, Nuh'u kavmine gِnderdik ve o: Ey kavmim! Allah'a kulluk edin. Sizin için O'ndan baka bir tanr yoktur. Hâla saknmaz msnz? dedi.
23|24|Bunun üzerine, kavminin inkarc ileri gelenleri ِyle dediler: "Bu, tpk sizin gibi bir beer olmaktan baka bir ey deًildir. Size üstün ve hâkim olmak istiyor. Eًer Allah (peygamber gِndermek) isteseydi, muhakkak ki melekler gِnderirdi. Biz geçmiteki atalarmzdan bِyle bir ey duymadk."
23|25|"Bu, yalnzca kendisinde delilik bulunan bir kimsedir. ضyle ise, bir süreye kadar ona katlanp bekleyin bakalm."
23|26|(Nuh), Rabbim! dedi, beni yalanlamalarna kar bana yardm et!
23|27|Bunun üzerine ona ِyle vahyettik: Gِzlerimizin ِnünde (muhafazamz altnda) ve bildirdiًimiz ekilde gemiyi yap. Bizim emrimiz gelip de sular coup yükselmeye balaynca her cinsten eler halinde iki tane ve bir de, içlerinden, daha ِnce kendisi aleyhinde hüküm verilmi olanlarn dndaki aileni gemiye al. Zulmetmi olanlar konusunda bana hiç yalvarma! Zira onlar kesinlikle boًulacaklardr.
23|28|Sen, yanndakilerle birlikte gemiye yerletiًinde: "Bizi zalimler topluluًundan kurtaran Allah'a hamdolsun" de.
23|29|Ve de ki: Rabbim! Beni bereketli bir yere indir. Sen, iskân edenlerin en hayrlssn.
23|30|قüphesiz bunda (Nuh ve kavminin bandan geçenlerde) birtakm ibretler vardr. Hakikaten biz (kullarmz bِyle) deneriz.
23|31|Sonra onlarn ardndan bir baka nesil meydana getirdik.
23|32|Onlar arasndan kendilerine: "Allah'a kulluk edin. Sizin O'ndan baka bir tanrnz yoktur. Hâla Allah'tan korkmaz msnz?" (mesajn ileten) bir peygamber gِnderdik.
23|33|Onun kavminden, kâfir olup ahirete ulamay inkâr eden ve dünya hayatnda kendilerine refah verdiًimiz varlkl kiiler: "Bu, dediler, sadece sizin gibi bir insandr; sizin yediًinizden yer, sizin içtiًinizden içer."
23|34|"Gerçekten, sizin gibi bir beere itaat ederseniz, herhalde ziyan edersiniz."
23|35|"Size, ِldüًünüz, toprak ve kemik yًn haline geldiًinizde, mutlak surette sizin (kabirden) çkarlacaًnz m vâdediyor?"
23|36|"Bu size vâdedilen (ِldükten sonra yeniden dirilmek, gerçek olmaktan) çok uzak!"
23|37|"Hayat, u dünya hayatmzdan ibarettir. (Kimimiz) ِlürüz, (kimimiz) yaarz; bir daha diriltilecek de deًiliz."
23|38|"Bu adam, sadece Allah hakknda yalan uyduran bir kimsedir; biz ona inanmyoruz."
23|39|O peygamber: Rabbim! dedi, beni yalanlamalarna karlk bana yardmc ol!
23|40|Allah ِyle buyurdu: Pek yaknda onlar mutlaka piman olacaklar!
23|41|Nitekim, vukuu kaçnlmaz olan korkunç bir ses yakalayverdi onlar! Kendilerini hemen sel süprüntüsüne çevirdik. Zalimler topluluًunun can cehenneme!
23|42|Sonra onlarn ardndan baka nesiller getirdik.
23|43|Hiçbir ümmet, ecelini ne ِne alabilir, ne de erteleyebilir.
23|44|Sonra biz peyderpey peygamberlerimizi gِnderdik. Herhangi bir ümmete peygamberlerinin geldiًi her defasnda, onlar bu peygamberi yalanladlar; biz de onlar birbiri ardndan yok ettik ve onlar ibret hikâyelerine dِnütürdük. Artk iman etmeyen kavmin can cehenneme!
23|45|Sonra âyetlerimizle ve apaçk bir fermanla Musa ve kardei Harun'u gِnderdik.
23|46|Firavun'a ve ileri gelenlerine de(gِnderdik). Onlar ise kibire kapldlar ve ululuk taslayan bir kavim oldular.
23|47|Bu yüzden dediler ki: Kavimleri bize kِlelik ederken, bizim gibi olan bu iki adama inanr myz?
23|48|Bِylece onlar yalanladlar ve bu sebeple helâk edilenlerden oldular.
23|49|Andolsun biz Musa'ya, belki onlar yola gelirler diye, Kitab' verdik.
23|50|Meryem oًlunu ve annesini de (kudretimize) bir alâmet kldk; onlar, yerlemeye elverili, suyu bulunan bir tepeye yerletirdik.
23|51|"Ey Peygamber! Temiz olan eylerden yeyin; güzel iler yapn. Ben sizin yaptklarnz hakkyle bilmekteyim."
23|52|"قüphesiz bu (insanlar) bir tek ümmet olarak sizin ümmetinizdir; ben de sizin Rabbinizim. ضyle ise benden saknn" (denildi).
23|53|Ne var ki insanlar kendi aralarndaki ilerini parça parça bِldüler. Her gurup kendilerinde bulunan (fikir ve davran) ile sevinip bِbürlenmektedirler.
23|54|قimdi sen onlar bir zamana kadar gaflet ve sapklklar ile babaa brak!
23|55|Sanyorlar m ki, onlara verdiًimiz servet ve oًullar ile.
23|56|Kendilerine faydalar saًlamak için can atyoruz? Hayr, onlar iin farkna varamyorlar.
23|57|Rablerine olan saygdan dolay kِtülükten saknanlar;
23|58|Rablerinin âyetlerine inananlar;
23|59|Rablerine ortak tanmayanlar;
23|60|Ve Rablerine dِnecekleri için yapmakta olduklar ileri kalpleri çarparak yapanlar;
23|61|فte onlar, iyiliklere kouurlar ve iyilik için yarrlar.
23|62|Biz hiç kimseyi gücünün yettiًinden bakas ile yükümlü klmayz. Nezdimizde hakk sِyleyen bir kitap vardr ve onlar hakszlًa uًratlmazlar.
23|63|Hayr, onlarn (o inkârclarn) kalpleri bu hususta cehâlet içindedir. Ayrca onlarn bundan (bu irk ve inkârclklarndan) ِte birtakm (kِtü) ileri vardr ki, onlar bu ileri yapar dururlar.
23|64|En nihayet, refah ve bolluk içinde olanlarn skntya (veya azaba) uًrattًmzda, bakarsn ki onlar feryad basarlar.
23|65|Bouna szlanmayn bugün! Zira bizden yardm gِremeyeceksiniz!
23|66|اünkü âyetlerim size okunurdu da, siz, buna kar kibirlenerek arkanz dِner, geceleyin (Kâbe'nin etrafnda toplanarak) hezeyanlar savururdunuz.
23|67|اünkü âyetlerim size okunurdu da, siz, buna kar kibirlenerek arkanz dِner, geceleyin (Kâbe'nin etrafnda toplanarak) hezeyanlar savururdunuz.
23|68|Onlar bu sِzü (Kur'an') hiç düünmediler mi? Yoksa kendilerine, daha ِnce geçmiteki atalarna gelmeyen bir ey mi geldi?
23|69|Yoksa Peygamberlerini henüz tanmadlar da bu yüzden mi onu inkâr ediyorlar?
23|70|Yoksa onda bir cinnet olduًunu mu sِylüyorlar? Hayr; o, kendilerine hakk getirmitir. Onlarn çoًu ise haktan holanmamaktadrlar.
23|71|Eًer hak, onlarn kِtü arzu ve isteklerine uysayd, mutlaka gِkler ve yer ile bunlarda bulunanlar bozulur giderdi. Hayr, biz onlara an ve ereflerini getirdik; fakat onlar kendi ereflerine srt çevirdiIer.
23|72|(Resûlüm!) Yoksa sen onlardan bir karlk m istiyorsun? Rabbinin vereceًi daha hayrldr. O, rzk verenlerin en hayrlsdr.
23|73|Gerçek u ki sen onlar doًru bir yola çaًryorsun.
23|74|Ahirete inanmayanlar ise, srarla yoldan çkmaktadrlar.
23|75|Eًer onlara acyp da içinde bulunduklar sknty giderseydik, iyice kِrleerek azgnlklarnda direnirlerdi.
23|76|Andolsun, biz onlar skntya düürdük de yine Rablerine boyun eًmediler, tazarru ve niyazda da bulunmuyorlar.
23|77|En nihayet üzerlerine, azab çok iddetli bir kap açtًmz zaman, bir de bakarsn ki onlar orada akn ve ümitsiz kalmlardr!
23|78|O, sizin için kulaklar, gِzleri ve gِnülleri yaratandr. Ne de az ükrediyorsunuz!
23|79|Ve O, sizi yeryüzünde yaratp türetendir. Srf O'nun huzurunda toplanacaksnz.
23|80|Ve O, yaatan ve ِldürendir; gecenin ve gündüzün deًimesi O'nun eseridir. Hâla aklnz kullanmaz msnz!
23|81|Buna raًmen onlar, ِncekilerin dedikleri gibi dediler.
23|82|Dediler ki: Sahi biz, ِlüp de bir toprak ve kemik yًn haline gelmiken, mutlaka yeniden diriltileceًiz ِyle mi?
23|83|Hakikaten, gerek bize, gerekse daha ِnce atalarmza bِyle bir vaadde bulunuldu; (fakat) bu geçmitekilerin masallarndan baka bir ey deًildir!
23|84|(Resûlüm!) de ki: Eًer biliyorsanz (sِyleyin bakalm), bu dünya ve onda bulunanlar kime aittir?
23|85|"Allah'a aittir" diyecekler. ضyle ise siz hiç düünüp tanmaz msnz! de.
23|86|Yedi kat gِklerin Rabbi, azametli Ar'n Rabbi kimdir? diye sor.
23|87|"(Bunlar da) Allah'ndr" diyecekler. قu halde siz Allah'tan korkmaz msnz! de.
23|88|Eًer biliyorsanz (sِyleyin), her eyin melekûtu (mülkiyeti ve yِnetimi) kendisinin elinde olan, kendisi her eyi koruyup kollayan, fakat kendisi korunmayan (buna muhtaç olmayan) kimdir? diye sor.
23|89|"(Bunlarn hepsi) Allah'ndr" diyecekler. ضyle ise nasl olup da büyüye kaplyorsunuz? de.
23|90|Doًrusu biz onlara gerçeًi getirdik; onlar ise hakikaten yalanclardr.
23|91|Allah evlât edinmemitir; O'nunla beraber hiçbir tanr da yoktur. Aksi takdirde her tanr kendi yarattًn sevk ve idare eder ve mutlaka onlardan biri diًerine galebe çalard. Allah, onlarn (müriklerin) yaktrdklar eylerden münezzehtir.
23|92|Allah, gayb da ehâdeti de bilendir. O, müriklerin ortak kotuklar eylerden çok yüce ve münezzehtir.
23|93|(Resûlüm!) De ki: "Rabbim! Eًer onlara yِneltilen tehdidi (dünyevî sknty ve uhrevî azab) mutlaka bana gِstereceksen.
23|94|Bu durumda beni zalimler topluluًunun içinde bulundurma, Rabbim!"
23|95|Biz, onlara yِnelttiًimiz tehdidi sana gِstermeye elbette ki kadiriz.
23|96|Sen, kِtülüًü en güzel bir tutumla sav. Biz onlarn yaktrmakta olduklar eyi çok iyi bilmekteyiz.
23|97|Ve de ki: Rabbim! قeytanlarn kkrtmalarndan sana sًnrm!
23|98|Onlarn yanmda bulunmalarndan da sana sًnrm, Rabbim!
23|99|Nihayet onlardan (müriklerden) birine ِlüm gelip çattًnda: "Rabbim! der, beni geri gِnder;"
23|100|"Ta ki boa geçirdiًim dünyada iyi i (ve hareketler) yapaym." Hayr! Onun sِylediًi bu sِz (bo) laftan ibarettir. Onlarn gerisinde ise, yeniden dirilecekleri güne kadar (süren) bir berzah vardr.
23|101|Sûra üflendiًi zaman artk aralarnda akrabalk baًlar kalmamtr; birbirlerini de arayp sormazlar.
23|102|Artk kimlerin (sevap) tartlan aًr basarsa, ite asl bunlar kurtulua erenlerdir.
23|103|Kimlerin de tartlar hafif gelirse, artk bunlar da kendilerine yazk etmilerdir; (çünkü onlar) ebedî cehennemdedirler.
23|104|Ate yüzlerini yakar; orada suratlar çirkin ve gülünç bir halde bulunurlar.
23|105|Size âyetlerim okunurdu da, siz onlar yalanlardnz deًil mi?
23|106|Derler ki: Rabbimiz! Azgnlًmz bizi altetti; biz, bir sapklar topluluًu idik.
23|107|Rabbimiz! Bizi buradan çkar. Eًer bir daha (ettiklerimize) dِnersek, artk belli ki biz zalim insanlarz.
23|108|Buyurur ki: Alçaldkça alçaln orada! Bana kar konumayn artk!
23|109|Zira kullarmdan bir zümre: Rabbimiz! Biz iman ettik; ِyle ise bizi affet; bize ac! Sen, merhametlilerin en iyisisin, demilerdi.
23|110|فte siz onlar alaya aldnz; sonunda onlar (ile alay etmeniz) size beni yâdetmeyi unutturdu, siz onlara gülüyordunuz.
23|111|Bugün ben onlara, sabrettiklerinin karlًn verdim; onlar, hakikaten muratlarna erenlerdir.
23|112|(Allah inkârclara) "Yeryüzünde kaç yl kaldnz?" diye sorar.
23|113|"Bir gün veya günün bir ksm kadar kaldk. فte sayanlara sor" derler.
23|114|Buyurur: Sadece az bir süre kaldnz; keke siz (bunu) bilmi olsaydnz!
23|115|Sizi sadece bo yere yarattًmz ve sizin hakikaten huzurumuza geri getirilmeyeceًinizi mi sandnz?
23|116|Mutlak hakim ve hak olan Allah, çok yücedir. O'ndan baka tanr yoktur, O, yüce Ar'n sahibidir.
23|117|Her kim Allah ile birlikte diًer bir tanrya taparsa, -ki bu hususla ilgili hiçbir delili yoktur- o kimsenin hesab ancak Rabbinin nezdindedir. قuras muhakkak ki kâfirler iflah olmaz.
23|118|(Resûlüm!) De ki: Baًla ve merhamet et Rabbim! Sen merhametlilerin en iyisisin.
24|1|(Bu) Bizim inzâl ettiًimiz ve (hükümlerini üzerinize) farz kldًmz bir sûredir. Belki düünüp ًِüt alrsnz diye onda açk seçik âyetler indirdik.
24|2|Zina eden kadn ve zina eden erkekten her birine yüz sopa vurun; Allah'a ve ahiret gününe inanyorsanz, Allah'n dininde (hükümlerini uygularken) onlara acyacaًnz tutmasn. Müminlerden bir gurup da onlara uygulanan cezaya ahit olsun.
24|3|Zina eden erkek, zina eden veya mürik olan bir kadndan bakas ile evlenmez; zina eden kadnla da ancak zina eden veya mürik olan erkek evlenir. Bu, müminlere haram klnmtr.
24|4|Namuslu kadnlara zina isnadnda bulunup, sonra (bunu isbat için) dِrt ahit getiremeyenlere seksener sopa vurun ve artk onlarn ahitliًini hiçbir zaman kabul etmeyin. Onlar tamamen günahkârdrlar.
24|5|Ancak bundan sonra tevbe edip slah olanlar müstesnadr. Allah çok baًlayc ve merhametlidir.
24|6|Elerine zina isnadnda bulunup da kendilerinden baka ahitleri olmayanlara gelince, onlarn her birinin ahitliًi, kendisinin doًru sِyleyenlerden olduًuna dair dِrt defa Allah adna yemin ederek ahitlik etmesidir.
24|7|Beinci defa da: eًer yalan sِyleyenlerden ise Allah'n lânetinin kendi üzerine olmasn dilemesidir.
24|8|Kadnn, kocasnn yalan sِyleyenlerden olduًuna dair dِrt defa Allah adna yemin ve ahitlik etmesi,kendisinden cezay kaldrr.
24|9|Beinci defa da, eًer (kocas) doًru sِyleyenlerden ise Allah'n gazabnn kendi üzerine olmasn diler.
24|10|Ya Allah'n size bol lütfu ve merhameti bulunmasayd ve Allah, tevbeleri kabul eden hüküm ve hikmet sahibi olmasayd (haliniz nice olurdu)!
24|11|(Peygamber'in eine) bu aًr iftiray uyduranlar üphesiz sizin içinizden bir guruptur. Bunu kendiniz için bir kِtülük sanmayn, aksine o, sizin için bir iyiliktir. Onlardan her bir kiiye, günah olarak ne ilemise (onun karlً ceza) vardr. Onlardan (elebalk yapp) bu günahn büyüklüًünü yüklenen kimse için de çok büyük bir azap vardr.
24|12|Bu iftiray iittiًinizde erkek ve kadn müminlerin, kendi vicdanlar ile hüsnüzanda bulunup da: "Bu, apaçk bir iftiradr" demeleri gerekmez miydi?
24|13|Onlarn (iftiraclarn) da bu konuda dِrt ahit getirmeleri gerekmez miydi? Mademki ahitler getiremediler, ِyle ise onlar Allah nezdinde yalanclarn ta kendisidirler.
24|14|Eًer dünyada ve ahirette Allah'n lütuf ve merhameti üstünüzde olmasayd, içine daldًnz bu iftiradan dolay size mutlaka büyük bir azap isabet ederdi.
24|15|اünkü siz bu iftiray, dilden dile birbirinize aktaryor, hakknda bilgi sahibi olmadًnz eyi aًzlarnzda geveleyip duruyorsunuz. Bunun ِnemsiz olduًunu sanyorsunuz. Halbuki bu, Allah katnda çok büyük (bir suç) tur.
24|16|Onu duyduًunuzda: "Bunu konuup yaymamz bize yakmaz. Hââ! Bu, çok büyük bir iftiradr" demeli deًil miydiniz?
24|17|Eًer inanm insanlarsanz, Allah, bir daha buna benzer tutumu tekrarlamaktan sizi sakndrp uyarr.
24|18|Ve Allah âyetleri size açklyor. Allah, (iin iç yüzünü) çok iyi bilir, hüküm ve hikmet sahibidir.
24|19|فnananlar arasnda çirkin eylerin yaylmasn arzulayan kimseler için dünyada da ahirette de çetin bir ceza vardr. Allah bilir, siz bilmezsiniz.
24|20|Ya sizin üstünüze Allah'n lütuf ve merhameti olmasayd, Allah çok efkatli ve merhametli olmasayd (haliniz nice olurdu)!
24|21|Ey iman edenler! قeytann admlarn takip etmeyin. Kim eytann admlarn takip ederse, muhakkak ki o, edepsizliًi (yüzkzartc suçlar) ve kِtülüًü emreder. Eًer üstünüzde Allah'n lütuf ve merhameti olmasayd, içinizden hiçbir kimse asla temize çkamazd. Fakat Allah dilediًini arndrr. Allah iitir ve bilir.
24|22|فçinizden faziletli ve servet sahibi kimseler akrabaya, yoksullara, Allah yolunda gِç edenlere (mallarndan) vermeyeceklerine yemin etmesinler; baًlasnlar; feragat gِstersinler. Allah'n sizi baًlamasn arzulamaz msnz? Allah çok baًlayandr, çok merhametlidir.
24|23|Namuslu, kِtülüklerden habersiz mümin kadnlara zina isnadnda bulunanlar, dünya ve ahirette lânetlenmilerdir. Onlar için çok büyük bir azap vardr.
24|24|O gün dilleri, elleri ve ayaklar, yapm olduklarndan dolay aleyhlerinde ahitlik edecektir.
24|25|O gün Allah onlara gerçek cezalarn tastamam verecek ve onlar Allah'n apaçk gerçek olduًunu anlayacaklardr.
24|26|Kِtü kadnlar kِtü erkeklere, kِtü erkekler ise kِtü kadnlara; temiz kadnlar temiz erkeklere, temiz erkekler de temiz kadnlara yarar. Bu sonuncular, (iftiraclarn) sِylediklerinden çok uzaktrlar. Kendileri için baًlanma ve güzel bir rzk vardr.
24|27|Ey iman edenler! Kendi evinizden baka evlere, geldiًinizi farkettirip (izin alp) ev halkna selâm vermedikçe girmeyin. Bu sizin için daha iyidir; herhalde (bunu) düünüp anlarsnz.
24|28|Orada hiçbir kimse bulamadnzsa, size izin verilinceye kadar oraya girmeyin. Eًer size, "Geri dِnün!" denilirse, hemen dِnün. اünkü bu, sizin için daha nezih bir davrantr. Allah, yaptًnz bilir.
24|29|فçinde kendinize ait eyann bulunduًu oturulmayan evlere girmenizde herhangi bir saknca yoktur. Allah, sizin açًa vurduklarnz da, gizlediklerinizi de bilir.
24|30|(Resûlüm!) Mümin erkeklere, gِzlerini (harama) dikmemelerini, rzlarn da korumalarn sِyle. اünkü bu, kendileri için daha temiz bir davrantr. قüphesiz Allah, onlarn yapmakta olduklarndan haberdardr.
24|31|Mümin kadnlara da sِyle: Gِzlerini (harama bakmaktan) korusunlar; namus ve iffetlerini esirgesinler. Gِrünen ksmlar müstesna olmak üzere, zinetlerini tehir etmesinler. Ba ِrtülerini, yakalarnn üzerine (kadar) ِrtsünler. Kocalar, babalar, kocalarnn babalar, kendi oًullar, kocalarnn oًullar, erkek kardeleri, erkek kardelerinin oًullar, kz kardelerinin oًullar, kendi kadnlar (mümin kadnlar), ellerinin altnda bulunanlar (kِleleri), erkeklerden, ailenin kadnna ehvet duymayan hizmetçi vb. tâbi kimseler, yahut henüz kadnlarn gizli kadnlk hususiyetlerinin farknda olmayan çocuklardan bakasna zinetlerini gِstermesinler. Gizlemekte olduklar zinetleri anlalsn diye ayaklarn yere vurmasnlar (Dikkatleri üzerine çekecek tarzda yürümesinler). Ey müminler! Hep birden Allah'a tevbe ediniz ki kurtulua eresiniz.
24|32|Aranzdaki bekârlar, kِlelerinizden ve cariyelerinizden elverili olanlar evlendirin. Eًer bunlar fakir iseler, Allah kendi lütfu ile onlar zenginletirir. Allah, (lütfu) geni olan ve (her eyi) bilendir.
24|33|Evlenme imkânn bulamayanlar ise; Allah, lütfu ile kendilerini varlkl klncaya kadar iffetlerini korusunlar. Ellerinizin altnda bulunanlardan (kِleler ve câriyelerden) mükâtebe yapmak isteyenlerle, eًer kendilerinde bir hayr (kabiliyet ve güvenilirlik). gِrüyorsanz, hemen mükâtebe yapn. Allah'n size vermi olduًu malndan siz de onlara verin. Dünya hayatnn geçici menfaatlerini elde edeceksiniz diye, namuslu kalmak isteyen câriyelerinizi fuha zorlamayn. Kim onlar zor altnda brakrsa, bilinmelidir ki zorlanmalarndan sonra Allah (onlar için) çok baًlayc ve merhametlidir.
24|34|Andolsun ki biz size (gerekeni) açk açk bildiren âyetler, sizden ِnce yaayp gitmi olanlardan ِrnekler ve takvâya ulam kimseler için ًِütler indirdik.
24|35|Allah, gِklerin ve yerin nûrudur. O'nun nûrunun temsili, içinde lamba bulunan bir kandillik gibidir. O lamba kristal bir fanus içindedir; o fanus da sanki inciye benzer bir yldz gibidir ki, doًuya da, batya da nisbet edilemeyen mübarek bir aًaçtan, yani zeytinden (çkan yaًdan) tututurulur. Onun yaً, neredeyse, kendisine ate deًmese dahi k verir. (Bu,) nûr üstüne nûrdur. Allah dilediًi kimseyi nûruna eritirir. Allah insanlara (ite bِyle) temsiller getirir. Allah her eyi bilir.
24|36|(Bu kandil) birtakm evlerdedir ki, Allah (o evlerin) yücelmesine ve içlerinde isminin anlmasna izin vermitir. Orada sabah akam O'nu (ِyle kimseler) tesbih eder ki;
24|37|Onlar, ne ticaret ne de al-veriin kendilerini Allah' anmaktan, namaz klmaktan ve zekât vermekten alkoyamadً insanlardr. Onlar, kalplerin ve gِzlerin allak bullak olduًu bir günden korkarlar.
24|38|اünkü (o günde) Allah, onlar yaptklarnn en güzeli ile mükâfatlandracak ve lütfundan onlara fazlasyla verecektir. Allah, dilediًini hesapsz rzklandrr.
24|39|فnkâr edenlere gelince, onlarn amelleri, ssz çِllerdeki serap gibidir ki susayan onu su zanneder; nihayet ona vardًnda orada herhangi bir ey bulamam, üstelik yanbanda da (inanmadً, kendisinden saknmadً) Allah' bulmutur; Allah ise, onun hesabn tastamam gِrmütür. Allah hesab çok çabuk gِrür.
24|40|Yahut (o kâfirlerin duygu, düünce ve davranlar) engin bir denizdeki yoًun karanlklar gibidir; (ِyle bir deniz) ki, onu dalga üstüne dalga kaplyor; üstünde de bulut... Birbiri üstüne karanlklar... فnsan, elini çkarp uzatsa, neredeyse onu dahi gِremez. Bir kimseye Allah nûr vermemise, artk o kimsenin aydnlktan nasibi yoktur.
24|41|Gِklerde ve yerde bulunanlarla dizi dizi kularn Allah' tesbih ettiklerini gِrmez misin? Her biri kendi duasn ve tesbihini (ًِrenmi) bilmitir. Allah, onlarn yapmakta olduklarn hakkyle bilir.
24|42|Gِklerin ve yerin mülkü Allah'ndr; dِnü de ancak O'nadr.
24|43|Gِrmez misin ki Allah bir takm bulutlar (çkarp) sürüyor; sonra onlar bir araya getirip üstüste yًyor. فte gِrüyorsun ki bunlar arasndan yaًmur çkyor. O, gِkten, oradaki daًlardan (daًlar büyüklüًünde bulutlardan) dolu indirir. Artk onu dilediًine isabet ettirir; dilediًinden de onu uzak tutar; (bu bulutlarn) imeًinin parlts neredeyse gِzleri alr!
24|44|Allah, gece ile gündüzü birbirine çeviriyor. قüphesiz bunda basiret sahipleri için mutlak bir ibret vardr.
24|45|Allah, her canly sudan yaratt. فte bunlardan kimi karn üstünde sürünür, kimi iki ayaً üstünde yürür, kimi dِrt ayaً üstünde yürür... Allah dilediًini yaratr; üphesiz Allah her eye kadirdir.
24|46|Andolsun biz (bilmediklerinizi size) açk seçik bildiren âyetler indirdik. Allah, dilediًini doًru yola iletir.
24|47|(Baz insanlar:) "Allah'a ve Peygamber'e inandk ve itaat ettik" diyorlar; ondan sonra da içlerinden bir gurup yüz çeviriyor. Bunlar inanm deًillerdir.
24|48|Onlar, aralarnda hüküm vermesi için Allah'a ve Peygamber'e çaًrldklarnda, bakarsn ki içlerinden bir ksm yüz çevirip dِnerler.
24|49|Ama, eًer (Allah ve Resûlünün hükmettiًi) hak kendi lehlerine ise, ona boyun eًip gelirler.
24|50|Kalplerinde bir hastalk m var; yoksa üphe içinde midirler, yahut Allah ve Resûlünün kendilerine zulüm ve hakszlk edeceًinden mi korkuyorlar? Hayr, asl zalimler kendileridir!
24|51|Aralarnda hüküm vermesi için Allah'a ve Resûlüne davet edildiklerinde, müminlerin sِzü ancak "فittik ve itaat ettik" demeleridir. فte asl bunlar kurtulua erenlerdir.
24|52|Her kim Allah'a ve Resûlüne itaat eder, Allah'a sayg duyar ve O'ndan saknrsa, ite asl bunlar mutluluًa erenlerdir.
24|53|(Münafklar), sen hakikaten kendilerine emrettiًin takdirde mutlaka (savaa) çkacaklarna dair, en aًr yeminleri ile Allah'a yemin ettiler. De ki: Yemin etmeyin. فtaatiniz malûmdur! Bilin ki Allah, yaptklarnzdan haberdardr.
24|54|De ki: Allah'a itaat edin; Peygamber'e de itaat edin. Eًer yüz çevirirseniz unu bilin ki, Peygamber'in sorumluluًu kendisine yüklenen (tebliً gِrevini yapmak), sizin sorumluluًunuz da size yüklenen (gِrevleri yerine getirmeniz)dir. Eًer ona itaat ederseniz, doًru yolu bulmu olursunuz. Peygamber'e düen, sadece açk-seçik duyurmaktr.
24|55|Allah, sizlerden iman edip iyi davranlarda bulunanlara, kendilerinden ِncekileri sahip ve hakim kldً gibi onlar da yeryüzüne sahip ve hakim klacaًn, onlar için beًenip seçtiًi dini (فslâm') onlarn iyiliًine yerletirip koruyacaًn ve (geçirdikleri) korku dِneminden sonra, bunun yerine onlara güven saًlayacaًn vâdetti. اünkü onlar bana kulluk ederler; hiçbir eyi bana e tutmazlar. Artk bundan sonra kim inkâr ederse, ite bunlar asl büyük günahkârlardr.
24|56|Namaz kln; zekât verin; Peygamber'e itaat edin ki merhamet gِresiniz.
24|57|فnkâr edenlerin, yeryüzünde (Allah') âciz brakacaklarn sanmayasn! Onlarn varacaً yer cehennemdir. Ne kِtü var yeri!
24|58|Ey müminler! Ellerinizin altnda bulunan (kِle ve cariyeleriniz) ve içinizden henüz ergenlik çaًna girmemi olanlar, sabah namazndan ِnce, ًِleyin soyunduًunuz vakit ve yats namazndan sonra (yannza gireceklerinde) sizden üç defa izin istesinler. Bunlar, mahrem (kapanmam) halde bulunabileceًiniz üç vakittir. Bu vakitlerin dnda ne sizin için ne de onlar için bir mahzur yoktur. Birbirinizin yanna girip çkabilirsiniz. فte Allah âyetleri size bِyle açklar. Allah, (her eyi) bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.
24|59|اocuklarnz ergenlik çaًna girdiklerinde, kendilerinden ِncekiler (büyükleri) izin istedikleri gibi onlar da izin istesinler. فte Allah, âyetlerini size bِyle açklar. Allah alîmdir, hakîmdir.
24|60|Bir nikâh ümidi beslemeyen, çocuktan kesilmi yal kadnlarn, zinetleri (yabanc erkeklere) tehir etmeksizin (baz) elbiselerini çkarmalarnda kendilerine bir vebal yoktur. فffetli davranmalar kendileri için daha hayrldr. Allah iitendir, bilendir.
24|61|آmâya güçlük yoktur; topala güçlük yoktur; hastaya da güçlük yoktur. (Bunlara yapamayacaklar gِrev yüklenmez; yapamadklarndan dolay günahkâr olmazlar.) Sizin için de, gerek kendi evlerinizden, gerekse babalarnzn evlerinden, annelerinizin evlerinden, erkek kardelerinizin evlerinden, kz kardelerinizin evlerinden, amcalarnzn evlerinden, halalarnzn evlerinden, daylarnzn evlerinden, teyzelerinizin evlerinden, veya anahtarlarn uhdenizde bulundurduًunuz yerlerden, yahut dostlarnzn evlerinden yemenizde bir saknca yoktur. Toplu halde veya ayr ayr yemenizde de bir saknca yoktur. Evlere girdiًiniz zaman, Allah tarafndan mübarek ve pek güzel bir yaama dileًi olarak kendinize (birbirinize) selâm verin. فte Allah, düünüp anlayasnz diye size âyetleri bِyle açklar.
24|62|Müminler, ancak Allah'a ve Resûlüne gِnülden inanm kimselerdir. Onlar, o Peygamber ile ortak bir i üzerindeyken ondan izin istemedikçe brakp gitmezler. (Resûlüm!) قu senden izin isteyenler, hakikaten Allah'a ve Resûlüne iman etmi kimselerdir. ضyle ise, baz ileri için senden izin istediklerinde, sen de onlardan dilediًine izin ver; onlar için Allah'tan baً dile; Allah maًfiret edicidir, merhametlidir.
24|63|(Ey müminler!) Peygamber'i, kendi aranzda birbirinizi çaًrr gibi çaًrmayn. فçinizden, birini siper edinerek svp gidenleri muhakkak ki Allah bilmektedir. Bu sebeple, onun emrine aykr davrananlar, balarna bir belâ gelmesinden veya kendilerine çok elemli bir azap isabet etmesinden saknsnlar.
24|64|Bilmi olun ki, gِklerde ve yerde ne varsa Allah'ndr. O, sizin ne yolda olduًunuzu iyi bilir. فnsanlar O'nun huzuruna dِndürüldükleri gün yapm olduklarn onlara hemen bildirir. Allah, her eyi hakkyla bilendir.
25|1|آlemlere uyarc olsun diye kulu Muhammed'e Furkan' indiren, Allah, yüceler yücesidir.
25|2|Gِklerin ve yerin mülkü O'nundur.O bir çocuk edinmemitir,mülkünde ortaً yoktur .Her eyi yaratm, ona ِlçü , biçim ve düzen vermitir.
25|3|(Kâfirler) O'nu (Allah') brakp, hiçbir ey yaratamayan, bilakis kendileri yaratlm olan, kendilerine bile ne zarar ne de fayda verebilen, ِldürmeye, hayat vermeye ve ِlüleri yeniden diriltip kabirden çkarmaya güçleri yetmeyen tanrlar edindiler.
25|4|فnkâr edenler: Bu (Kur'an), olsa olsa onun (Muhammed'in) uydurduًu biryalandr. Baka bir zümre de bu hususta kendisine yardm etmitir, dediler. Bِylece onlar hiç üphesiz hakszlًa ve iftiraya bavurmulardr.
25|5|Yine onlar dediler ki: (Bu âyetler), onun, bakasna yazdrp da kendisine sabah-akam okunmakta olan, ِncekilere ait masallardr.
25|6|(Resûlüm!) De ki: Onu gِklerde ve yerdeki gizlilikleri bilen Allah indirdi. قüphesiz O, çok baًlaycdr, engin merhamet sahibidir.
25|7|Onlar (bir de) ِyle dediler: Bu ne biçim peygamber; (bizler gibi) yemek yiyor, çarlarda dolayor! Ona bir melek indirilmeli, kendisiyle birlikte o da uyarc olmalyd!
25|8|Yahut kendisine bir hazine verilmeli veya içinden yeyip (meakkatsizce geçimini saًlayacaً) bir bahçesi olmalyd. (Ayrca) o zalimler (müminlere): Siz, ancak büyüye tutulmu bir adama uymaktasnz! dediler.
25|9|(Resûlüm!) Senin hakknda bak ne biçim temsiller getirdiler! Artk onlar sapmlardr ve (hidayete) hiçbir yol da bulamazlar.
25|10|Dilerse sana bunlardan daha iyisini, altlarndan rmaklar akan cennetleri verecek ve sana saraylar ihsan edecek olan Allah'n an yücedir.
25|11|Onlar üstelik kyameti de yalan saydlar. Biz ise, kyameti inkâr edenler için alevli bir ate hazrladk.
25|12|Cehennem atei uzak bir mesafeden kendilerini gِrünce, onun ِfkeleniini (müthi kaynamasn) ve uًultusunu iitirler.
25|13|Elleri boyunlarna baًl olarak onun (cehennemin) dar bir yerine atldklar zaman, orackta yokoluvermeyi isterler.
25|14|(Onlara ِyle denir:) Bugün (yalnz) bir defa yok olmay istemeyin; aksine birçok defalar yok olmay isteyin!
25|15|De ki: Bu mu daha iyi, yoksa takvâ sahiplerine vâdedilen ebedilik cenneti mi? Oras, onlar için bir mükâfat ve (huzura kavuacaklar) bir var yeridir.
25|16|Onlar için orada ebedî kalmak üzere diledikleri her ey vardr. فte bu, Rabbinin üzerine (aldً ve yerine getirilmesi) istenen bir vaaddir.
25|17|O gün Rabbin onlar ve Allah'tan baka taptklar eyleri toplar da, der ki: قu kullarm siz mi saptrdnz, yoksa kendileri mi yoldan çktlar?
25|18|Onlar: Seni tenzih ederiz. Seni brakp da baka dostlar edinmek bize yaramaz; fakat sen onlara ve atalarna o kadar bol nimet verdin ki, sonunda (seni) anmay unuttular ve helâki hak eden bir kavim oldular, derler.
25|19|(Bunun üzerine ِtekilere hitaben ِyle denir:) فte (taptklarnz), sِylediklerinizde sizi yalanc çkardlar. Artk ne (azabnz) geri çevirebilir, ne de bir yardm temin edebilirsiniz. فçinizden zulmedenlere büyük bir azap tattracaًz!
25|20|(Resûlüm!) Senden ِnce gِnderdiًimiz bütün peygamberler de hiç üphesiz yemek yerler, çarlarda dolarlard. (Ey insanlar!) Sizin bir ksmnz diًer bir ksmnza imtihan (vesilesi) kldk; (bakalm) sabredecek misiniz? Rabbin her eyi hakkyla gِrmektedir.
25|21|Bizimle karlamay (bir gün huzurumuza geleceklerini) ummayanlar: Bize ya melekler indirilmeliydi ya da Rabbimizi gِrmeliydik, dediler. Andolsun ki onlar kendileri hakknda kibire kaplmlar ve azgnlkta pek ileri gitmilerdir.
25|22|(Fakat) melekleri gِrecekleri gün, günahkârlara o gün hiçbir sevinç haberi yoktur ve: (Size, sevinmek) yasaktr, yasak! diyeceklerdir.
25|23|Onlarn yaptklar her bir (iyi) ii ele alrz, onu saçlm zerreler haline getiririz (deًersiz klarz).
25|24|O gün cennetliklerin kalacaklar yer çok huzurlu ve dinlenecekleri yer pek güzeldir.
25|25|O gün gِkyüzü beyaz bulutlar ile yarlacak ve melekler bِlük bِlük indirileceklerdir.
25|26|فte o gün, gerçek mülk (hükümranlk) çok merhametli olan Allah'ndr. Kâfirler için de pek çetin bir gündür o.
25|27|O gün, zalim kimse (pimanlktan) ellerini srp ِyle der: Keke o peygamberle birlikte bir yol tutsaydm!
25|28|Yazk bana! Keke falancay (bâtl yolcusunu) dost edinmeseydim!
25|29|اünkü zikir (Kur'an) bana gelmiken o, hakikaten beni ondan saptrd. قeytan insan (uçuruma sürükleyip sonra) yüzüstü brakp rezil rüsvay eder.
25|30|Peygamber der ki: Ey Rabbim! Kavmim bu Kur'an' büsbütün terkettiler.
25|31|(Resûlüm!) فte biz bِylece her peygamber için suçlulardan dümanlar peydâ ettik. Hidayet verici ve yardmc olarak Rabbin yeter.
25|32|فnkâr edenler: Kur'an ona bir defada topluca indirilmeli deًil miydi? dediler. Biz onu senin kalbine iyice yerletirmek için bِyle yaptk (parça parça indirdik) ve onu tane tane (ayrarak) okuduk.
25|33|Onlarn sana getirdikleri hiçbir temsil yoktur ki, (onun karlًnda) sana doًrusunu ve daha açًn getirmeyelim.
25|34|Yüzükoyun cehenneme (sürülüp) toplanacak olanlar; ite onlar, yerleri en kِtü, yollar en sapk olanlardr.
25|35|Andolsun biz Musa'ya Kitab' verdik, kardei Harun'u da ona yardmc yaptk.
25|36|"Ayetlerimizi yalan sayan kavme gidin" dedik. Sonunda, (yola gelmediklerinden) onlar yerle bir ediverdik.
25|37|Nuh kavmine gelince, peygamberleri yalanclkla itham ettiklerinde onlar, suda boًduk ve kendilerini insanlar için bir ibret yaptk. Zalimler için ackl bir azap hazrladk.
25|38|Ad', Semûd'u, Ress halkn ve bunlar arasnda daha birçok nesilleri de (inkârclklarndan ِtürü helâk ettik).
25|39|Onlarn her birine (uymalar için) misaller getirdik; (ama ًِüt almadklar için) hepsini krdk geçirdik.
25|40|(Resûlüm!) Andolsun (bu Mekkeli putperestler), belâ ve felâket yaًmuruna tutulmu olan o beldeye uًramlardr. Peki onu gِrmmüyorlar myd? Hayr, onlar ِldükten sonra dirilmeyi ummamaktadrlar.
25|41|Seni gِrdükleri zaman: "Bu mu Allah'n peygamber olarak gِnderdiًi!" diyerek hep seni alaya alyorlar.
25|42|"قayet tanrlarmza inanmakta sebat gِstermeseydik, gerçekten bizi neredeyse tanrlarmzdan saptracakt" diyorlar. Azab gِrdükleri zaman, asl kimin yolunun sapk olduًunu bilecekler!
25|43|Kِtü duygularn kendisine tanr edinen kimseyi gِrdün mü? Sen (Resûlüm!) ona koruyucu olabilir misin?
25|44|Yoksa sen, onlarn çoًunun gerçekten (sِz) dinleyeceًini yahut düüneceًini mi sanyorsun? Hayr, onlar hayvanlar gibidir, hatta onlar yolca daha da sapktrlar.
25|45|Rabbinin gِlgeyi nasl uzattًn gِrmedin mi? Eًer dileseydi, onu elbet hareketsiz klard. Sonra biz günei, ona delil kldk.
25|46|Sonra onu (uzayan gِlgeyi) yava yava kendimize çektik (ksalttk).
25|47|Sizin için geceyi ِrtü, uykuyu istirahat klan, gündüzü de daًlp çalma (zaman) yapan, O'dur.
25|48|Rüzgârlar rahmetinin ِnünde müjdeci olarak gِnderen O'dur. Biz, ِlü topraًa can vermek, yarattًmz nice hayvanlara ve nice insanlara su vermek için gِkten tertemiz su indirdik.
25|49|Rüzgârlar rahmetinin ِnünde müjdeci olarak gِnderen O'dur. Biz, ِlü topraًa can vermek, yarattًmz nice hayvanlara ve nice insanlara su vermek için gِkten tertemiz su indirdik.
25|50|Andolsun bunu, insanlarn ًِüt almalar için, aralarnda çeitli ekillerde anlatmzdr; ama insanlarn çoًu ille nankِrlük edip diretmitir.
25|51|(Resûlüm!) قayet dileseydik, elbet her ülkeye bir uyarc (peygamber) gِnderirdik.
25|52|(Fakat evrensel uyarclk gِrevini sana verdik..) O halde, kâfirlere boyun eًme ve bununla (Kur'an ile) onlara kar olanca gücünle büyük bir sava ver!
25|53|Birinin suyu tatl ve susuzluًu giderici, diًerininki tuzlu ve ac iki denizi salveren ve aralarna bir engel, almaz bir snr koyan O'dur.
25|54|Sudan (meniden) bir insan yaratp onu nesep ve shriyet (kan ve evlilik baًndan doًan) yaknlًa dِnütüren O'dur. Rabbinin her eye gücü yeter.
25|55|(Bِyle iken inkârclar) Allah' brakp kendilerine ne fayda ne de zarar verebilen eylere kulluk ediyorlar. فnkârc da Rabbine kar uًrap durmaktadr.
25|56|(Resûlüm!) Biz seni ancak müjdeleyici ve uyarc olarak gِnderdik.
25|57|De ki: Buna karlk, sizden, Rabbine doًru bir yol tutmay dileyen kimseler (olmanz) dnda herhangi bir ücret istemiyorum.
25|58|ضlümsüz ve daima diri olan Allah'a güvenip dayan. O'nu hamd ile tesbih et. Kullarnn günahlarn O'nun bilmesi yeter.
25|59|Gِkleri, yeri ve ikisinin arasndakileri alt günde yaratan, sonra Ar'a istivâ eden (ona hükmeden) Rahmân'dr. Bunu bir bilene sor.
25|60|Onlara: Rahmân'a secde edin! denildiًi zaman: "Rahmân da neymi! Bize emrettiًin eye secde eder miyiz hiç!" derler ve bu emir onlarn nefretini arttrr.
25|61|Gِkte burçlar var eden, onlarn içinde bir çeraً (güne) ve nurlu bir ay barndran Allah, yüceler yücesidir.
25|62|فbret almak veya ükretmek dileyen kimseler için gece ile gündüzü birbiri ardnca getiren de O'dur.
25|63|Rahmân'n(has) kullar onlardr ki, yeryüzünde tevazu ile yürürler ve kendini bilmez kimseler onlara laf attًnda (incitmeksizin) "Selam!" derler (geçerler);
25|64|Gecelerini Rablerine secde ederek ve kyam durarak geçirirler.
25|65|Ve ِyle derler: Rabbimiz! Cehennem azabn üzerimizden sav. Doًrusu onun azab gelip geçici deًil, devamldr.
25|66|Oras cidden ne kِtü bir yerleme ve ikamet yeridir!
25|67|(O kullar), harcadklarnda ne israf ne de cimrilik ederler; ikisi arasnda orta bir yol tutarlar.
25|68|Yine onlar ki, Allah ile beraber (tuttuklar) baka bir tanrya yalvarmazlar, Allah'n haram kldً cana haksz yere kymazlar ve zina etmezler. Bunlar yapan, günah (nn cezasn) bulur;
25|69|Kyamet günü azab kat kat arttrlr ve onda (azapta) alçaltlm olarak devaml kalr.
25|70|Ancak tevbe ve iman edip iyi davranta bulunanlar bakadr; Allah onlarn kِtülüklerini iyiliklere çevirir. Allah çok baًlaycdr, engin merhamet sahibidir.
25|71|Kim tevbe edip iyi davran gِsterirse, üphesiz o, tevbesi kabul edilmi olarak Allah'a dِner.
25|72|(O kullar), yalan yere ahitlik etmezler, bo sِzlerle karlatklarnda vakar ile (oradan) geçip giderler.
25|73|Kendilerine Rablerinin âyetleri hatrlatldًnda ise, onlara kar saًr ve kِr davranmazlar;
25|74|(Ve o kullar): Rabbimiz! Bize gِzümüzü aydnlatacak eler ve zürriyetler baًla ve bizi takvâ sahiplerine ِnder kl! derler.
25|75|فte onlara, sabretmelerine karlk cennetin en yüksek makam verilecek, orada hürmet ve selamla karlanacaklardr.
25|76|Orada ebedî kalacaklardr. Oras ne güzel bir yerleme ve ikamet yeridir.
25|77|(Resûlüm!) De ki: (Kulluk ve) yalvarmanz olmasa, Rabbim size ne diye deًer versin? (Ey inkârclar! Size Resûl'ün bildirdiklerini) kesinkes yalan saydnz; onun için azap yakanz brakmayacaktr!
26|1|Tâ. Sîn. Mîm.
26|2|Bunlar, apaçk Kitab'n âyetleridir.
26|3|(Resûlüm!) Onlar iman etmiyorlar diye neredeyse kendine kyacaksn!
26|4|Biz dilesek, onlarn üzerine gِkten bir mucize indiririz de, ona boyunlar eًilip kalr.
26|5|Kendilerine, o çok esirgeyici Allah'tan hiçbir yeni ًِüt gelmez ki, ondan yüz çevirmesinler.
26|6|ـstelik (ona) "yalandr" derler; fakat alay edip durduklar eylerin haberleri yaknda onlara gelecektir.
26|7|Yeryüzüne bir bakmazlar m! Orada her güzel çiftten nice bitkiler yetitirdik.
26|8|قüphesiz bunlarda (Allah'n kudretine) bir niâne vardr; ama çoًu iman etmezler.
26|9|قüphe yok ki Rabbin, mutlak galip ve engin merhamet sahibidir.
26|10|Hani Rabbin Musa'ya: O zalimler güruhuna, Firavun'un kavmine git. Hâla (balarna gelecekten) saknmayacaklar m onlar? diye seslenmiti.
26|11|Hani Rabbin Musa'ya: O zalimler güruhuna, Firavun'un kavmine git. Hâla (balarna gelecekten) saknmayacaklar m onlar? diye seslenmiti.
26|12|Musa ِyle dedi: Rabbim! Doًrusu, beni yalanclkla suçlamalarndan korkuyorum.
26|13|(Bu durumda) içim daralr, dilim dِnmez; onun için Harun'a da elçilik ver.
26|14|Onlarn bana isnad ettikleri bir suç da var. Bundan ِtürü beni ِldürmelerinden korkuyorum.
26|15|Allah buyurdu: Hayr (seni asla ِldüremezler)! فkiniz mucizelerimizle gidin. قüphesiz ki, biz sizinle beraberiz, (her eyi) iitmekteyiz.
26|16|Haydi Firavun'a gidip deyin ki: Gerçekten biz, âlemlerin Rabbi'nin elçisiyiz;
26|17|فsrailoًullarn bizimle beraber gِnder.
26|18|(Kendisine Allah'n emri tebliً edilince Firavun) dedi ki: Biz seni çocukken himayemize alp büyütmedik mi? Hayatnn birçok yllarn aramzda geçirmedin mi?
26|19|Sonunda o yaptًn (kِtü) ii de yaptn. Sen nankِrün birisin!
26|20|Musa: Ben, dedi, o ii o anda sonunun ne olacaًn bilmeyerek yaptm.
26|21|Sizden korkunca da hemen aranzdan kaçtm. Sonra Rabbim bana hikmet bahetti ve beni peygamberlerden kld.
26|22|O nimet diye bama kaktًn ise, (aslnda) فsrailoًullarn kendine kul kِle etmendir.
26|23|Firavun ِyle dedi: آlemlerin Rabbi dediًin de nedir?
26|24|Musa cevap verdi: Eًer iin gerçeًini düünüp anlayan kiiler olsanz, (itiraf edersiniz ki) O, gِklerin, yerin ve ikisi arasnda bulunan her eyin Rabbidir.
26|25|(Firavun) etrafnda bulunanlara: فitiyor musunuz? dedi.
26|26|Musa dedi ki: O, sizin de Rabbiniz, daha ِnceki atalarnzn da Rabbidir.
26|27|Firavun: Size gِnderilen bu elçiniz mutlaka delidir, dedi.
26|28|Musa devamla unu sِyledi: قayet aklnz kullansanz (anlarsnz ki), O, doًunun, batnn ve ikisinin arasnda bulunanlarn Rabbidir.
26|29|Firavun: Benden bakasn tanr edinirsen, andolsun ki seni zindanlklardan ederim! dedi.
26|30|Musa: Sana apaçk bir ey getirmi olsam da m? dedi.
26|31|Firavun: Doًru sِyleyenlerden isen, haydi getir onu! diye karlk verdi.
26|32|Bunun üzerine Musa asâsn atverdi; bir de ne gِrsünler, asâ apaçk koca bir ylan (oluvermi)!
26|33|Elini de (koynundan) çkard; o da seyredenlere bembeyaz gِrünen (nur saçan bir ey oluvermi)!
26|34|Firavun, çevresindeki ileri gelenlere: Bu, dedi, doًrusu çok bilgili bir sihirbaz!
26|35|Sizi sihiriyle yurdunuzdan çkarmak istiyor. قimdi ne buyurursunuz?
26|36|Dediler ki: Onu ve kardeini eًle ve ehirlere toplayc gِrevliler gِnder;
26|37|Ne kadar bilgisi derin sihirbaz varsa sana getirsinler.
26|38|Bِylece sihirbazlar belli bir günün tayin edilen vaktinde biraraya getirildi.
26|39|Halka: Siz de toplanyor musunuz (haydi hemen toplann), denildi.
26|40|(Firavun'un adamlar:) Eًer üstün gelirlerse, herhalde sihirbazlara uyarz, dediler.
26|41|Sihirbazlar geldiklerinde Firavun'a: قayet biz üstün gelirsek, muhakkak bize bir ücret vardr deًil mi? dediler.
26|42|Firavun cevap verdi: Evet, o takdirde hiç üphe etmeyin, gِzde kimselerden de olacaksnz.
26|43|Musa onlara: Ne atacaksanz atn! dedi.
26|44|Bunun üzerine iplerini ve deًneklerini attlar ve: Firavun'un kudreti hakk için elbette bizler galip geleceًiz, dediler.
26|45|Sonra Musa asâsn att; bir de ne gِrsünler, onlarn uydurduklarn yutuveriyor!
26|46|(Bunu gِrünce) sihirbazlar derhal secdeye kapandlar.
26|47|"Alemlerin Rabbine, iman ettik" dediler.
26|48|"Musa ve Harun'un Rabbine iman ettik" .
26|49|Firavun, (kzgnlk içinde) dedi ki: Ben size izin vermeden ona iman ettiniz ha! Demek ki size sihiri ًِreten büyüًünüzmü o! Ama imdi (size yapacaًm gِrecek ve) bileceksiniz: Andolsun, ellerinizi ve ayaklarnz çaprazlama kestireceًim, hepinizi astracaًm!
26|50|"Zarar yok, dediler, (nasl olsa) biz üphesiz Rabbimize dِneceًiz."
26|51|"Biz, ilk iman edenler olduًumuz için Rabbimizin hatalarmz baًlayacaًn umarz."
26|52|Musa'ya: Kullarm geceleyin yola çkar; çünkü takip edileceksiniz, diye vahyettik.
26|53|Firavun da ehirlere (asker) toplayclar gِnderdi:
26|54|"Esasen bunlar, saylar az, bِlük pِrçük bir cemaattr."
26|55|"(Bِyle iken) kesinkes bizi ِfkelendirmilerdir."
26|56|"Biz ise, elbette uyank (ve yekvücut) bir cemaatz." (diyor ve dedirtiyordu).
26|57|Ama (sonunda) biz onlar (Firavun ve kavmini), bahçelerden, pnarlardan, çkardk.
26|58|Hazinelerden ve deًerli bir yerlerden.
26|59|Bِylece, bunlara فsrailoًullarn mirasç yaptk.
26|60|Derken (Firavun ve adamlar) gün doًumunda onlarn ardna dütüler.
26|61|فki topluluk birbirini gِrünce, Musa'nn adamlar: فte yakalandk! dediler.
26|62|Musa: Asla! dedi, Rabbim üphesiz benimledir, bana yol gِsterecektir.
26|63|Bunun üzerine Musa'ya: Asân ile denize vur! diye vahyettik. (Vurunca deniz) derhal yarld (on iki yol açld), her bِlük koca bir daً gibi oldu.
26|64|ضtekilerini de oraya yaklatrdk.
26|65|Musa ve beraberinde bulunanlarn hepsini kurtardk.
26|66|Sonra ِtekilerini suda boًduk.
26|67|قüphesiz bunda bir ibret vardr; ama çoklar iman etmi deًillerdir.
26|68|قüphesiz Rabbin, ite O, mutlak galip ve engin merhamet sahibidir.
26|69|(Resûlüm!) Onlara فbrahim'in haberini de naklet.
26|70|Hani o, babasna ve kavmine: Neye tapyorsunuz? demiti.
26|71|"Putlara tapyoruz ve onlara tapmaya devam edeceًiz" diye cevap verdiler.
26|72|فbrahim: Peki, dedi, yalvardًnzda onlar sizi iitiyorlar m?
26|73|Yahut size fayda ya da zarar verebiliyorlar m?
26|74|قِyle cevap verdiler: Hayr, ama biz babalarmz bِyle yapar bulduk.
26|75|فbrahim dedi ki: فyi ama, neye taptًnz (biraz olsun) düündünüz mü?
26|76|''فster siz , ister eski atalarnz''
26|77|فyi bilin ki onlar benim dümanmdr; ancak âlemlerin Rabbi (benim dostumdur);
26|78|Beni yaratan ve bana doًru yolu gِsteren O'dur.
26|79|Beni yediren, içiren O'dur.
26|80|Hastalandًm zaman bana ifa veren O'dur.
26|81|Benim canm alacak, sonra beni diriltecek O'dur.
26|82|Ve hesap günü hatalarm baًlayacaًn umduًum O'dur.
26|83|Rabbim! Bana hikmet ver ve beni iyiler arasna kat.
26|84|Bana, sonra gelecekler içinde, iyilikle anlmak nasip eyle!
26|85|Beni, Naîm cennetinin vârislerinden kl.
26|86|Babam da baًla (ona tevbe ve iman nasip et). اünkü o sapklardandr.
26|87|(فnsanlarn) dirilecekleri gün, beni mahcup etme.
26|88|O gün, ne mal fayda verir ne de evlât.
26|89|Ancak Allah'a kalb-i selîm (temiz bir kalp) ile gelenler (o günde fayda bulur).
26|90|(O gün) cennet, takvâ sahiplerine yaklatrlr.
26|91|Cehennem de azgnlara apaçk gِsterilir.
26|92|Onlara: Allah'tan gayr taptklarnz hani nerede? denilir.
26|93|Size yardm edebiliyorlar m veya kendilerine (olsun) yardmlar dokunuyor mu? .
26|94|Onlar ve azgnlar oraya tepetaklak (cehenneme) atlrlar.
26|95|فblis bütün ordular da.
26|96|Orada birbirleriyle çekierek ِyle derler:
26|97|Vallahi, biz gerçekten apaçk bir sapklk içindeymiiz.
26|98|اünkü biz sizi âlemlerin Rabbi ile eit tutuyorduk.
26|99|Bizi ancak o günahkârlar saptrd.
26|100|''قimdi artk bizim ne efaatçilerimiz var''.
26|101|''Ne de yakn bir dostumuz''.
26|102|Ah keke bizim için (dünyaya) bir dِnü daha olsa da, müminlerden olsak!
26|103|Bunda elbet (alnacak) büyük bir ders vardr; ama çoklar iman etmezler.
26|104|قüphesiz Rabbin, ite O, mutlak galip ve engin merhamet sahibidir.
26|105|Nuh kavmi de peygamberleri yalanclkla suçladlar.
26|106|Kardeleri Nuh onlara ِyle demiti: (Allah'a kar gelmekten) saknmaz msnz?
26|107|Bilin ki ben, size gِnderilmi güvenilir bir elçiyim.
26|108|Artk Allah'a kar gelmekten saknn ve bana itaat edin.
26|109|Buna kar sizden hiçbir ücret istemiyorum. Benim ecrimi verecek olan, ancak âlemlerin Rabbidir.
26|110|Onun için, Allah'tan korkun ve bana itaat edin.
26|111|Onlar ِyle cevap verdiler: Sana düük seviyeli kimseler tâbi olup dururken, biz sana iman eder miyiz hiç!
26|112|Nuh dedi ki: Onlarn yaptklar hakknda bilgim yoktur.
26|113|Onlarn hesab ancak Rabbime aittir. Bir düünseniz!
26|114|Ben iman eden kimseleri kovacak deًilim.
26|115|Ben ancak apaçk bir uyarcym.
26|116|Dediler ki: Ey Nuh! (Bu davadan) vazgeçmezsen, iyi bil ki, talanmlardan olacaksn!
26|117|Nuh: Rabbim! dedi, kavmim beni yalanclkla suçlad.
26|118|Artk benimle onlarn arasnda sen hükmünü ver. Beni ve beraberimdeki müminleri kurtar.
26|119|Bunun üzerine biz onu ve beraberindekileri, o dolu geminin içinde (tayarak) kurtardk.
26|120|Sonra da geri kalanlar suda boًduk.
26|121|Doًrusu bunda büyük bir ders vardr; ama çoklar iman etmezler.
26|122|قüphesiz Rabbin, ite O, mutlak galip ve engin merhamet sahibidir.
26|123|آd (kavmi) de peygamberleri yalanclkla suçlad.
26|124|Kardeleri Hûd onlara ِyle demiti: (Allah'a kar gelmekten) saknmaz msnz?
26|125|Bilin ki, ben size gِnderilmi güvenilir bir elçiyim.
26|126|Artk Allah'a kar gelmekten saknn ve bana itaat edin.
26|127|Buna kar sizden hiçbir ücret istemiyorum. Benim ecrimi verecek olan, ancak âlemlerin Rabbidir.
26|128|Siz her yüksek yere bir alâmet dikerek eًleniyor musunuz?
26|129|Temelli kalacaًnz umarak saًlam yaplar m ediniyorsunuz?
26|130|Yakaladًnz zaman, zorbalar gibi mi yakalyorsunuz?
26|131|Artk Allah'tan korkun ve bana itaat edin.
26|132|Bildiًiniz eyleri size bol bol veren, Allah'dan korkun.
26|133|''O size verdi : davarlar, oًullar".
26|134|"Bahçeler çemeler." (Allah'a kar gelmek) den saknn.
26|135|Doًrusu sizin hakknzda muazzam bir günün azabndan endie ediyorum.
26|136|(Onlar) ِyle dediler: Sen ًِüt versen de, vermesen de bizce birdir.
26|137|Bu, ِncekilerin geleneًinden baka bir ey deًildir.
26|138|Biz azaba uًratlacak da deًiliz.
26|139|Bِylece onu yalanclkla suçladlar; biz de kendilerini helâk ettik. Doًrusu bunda büyük bir ibret vardr; ama çoklar iman etmezler.
26|140|قüphesiz Rabbin, ite O, mutlak galip ve engin merhamet sahibidir.
26|141|Semûd (kavmi) de peygamberleri yalanclkla suçlad.
26|142|Kardeleri Sâlih onlara ِyle demiti: (Allah'a kar gelmekten) saknmaz msnz?
26|143|Bilin ki, ben size gِnderilmi güvenilir bir elçiyim.
26|144|Artk Allah'a kar gelmekten saknn ve bana itaat edin.
26|145|Buna kar sizden hiçbir ücret istemiyorum. Benim ecrimi verecek olan, ancak âlemlerin Rabbidir.
26|146|Siz burada, güven içinde braklacak msnz (sanrsnz)?
26|147|"Bِyle bahçelerde, çeme balarnda ?"
26|148|"Ekinlerin, salkmlar sarkm hurmalklarn arasnda?"
26|149|(Bِyle sanp) daًlardan ustaca evler yontuyorsunuz (oyup yapyorsunuz).
26|150|Artk Allah'tan korkun ve bana itaat edin.
26|151|"O arlarn emrine uymayn."
26|152|"Yeryüzünde bozgunculuk yapp dirlik düzenlik vermeyenler(in sِzüyle hareket etmeyin).
26|153|Dediler ki: Sen, olsa olsa iyice büyülenmi birisin!
26|154|Sen de ancak bizim gibi bir insansn. Eًer doًru sِyleyenlerden isen, haydi bize bir mucize getir.
26|155|Salih: فte (mucize) bu dii devedir; onun bir su içme hakk vardr, belli bir günün içme hakk da sizindir, dedi.
26|156|Ona bir kِtülükle ilimeyin, yoksa sizi muazzam bir günün azab yakalayverir.
26|157|Buna raًmen onlar deveyi kestiler; ama piman da oldular.
26|158|Bunun üzerine onlar azap yakalad. Doًrusu bunda, büyük bir ders vardr; ama çoklar iman etmezler.
26|159|قüphesiz Rabbin, ite O, mutlak galip ve engin merhamet sahibidir.
26|160|Lût kavmi de peygamberleri yalanclkla suçlad.
26|161|Kardeleri Lût onlara ِyle demiti: (Allah'a kar gelmekten) saknmaz msnz?
26|162|Bilin ki, ben size gِnderilmi güvenilir bir elçiyim.
26|163|Artk Allah'a kar gelmekten saknn ve bana itaat edin.
26|164|Buna kar sizden hiçbir ücret istemiyorum. Benim ecrimi verecek olan, ancak âlemlerin Rabbidir.
26|165|Rabbinizin sizler için yarattً elerinizi brakp da, insanlar içinden erkeklere mi yaklayorsunuz? Doًrusu siz snr am (sapk) bir kavimsiniz!
26|166|Rabbinizin sizler için yarattً elerinizi brakp da, insanlar içinden erkeklere mi yaklayorsunuz? Doًrusu siz snr am (sapk) bir kavimsiniz!
26|167|Onlar ِyle dediler: Ey Lût! (Bu davadan) vazgeçmezsen, iyi bil ki, sürgün edilmilerden olacaksn!
26|168|Lût: Doًrusu, dedi, ben sizin bu iinizden tiksinmekteyim!
26|169|Rabbim! Beni ve ailemi, onlarn yapageldiklerinden (vebalinden) kurtar.
26|170|Bunun üzerine onu ve bütün ailesini kurtardk.
26|171|Ancak bir kocakar müstesna. O, geride kalanlardan (oldu).
26|172|Sonra diًerlerini helâk ettik.
26|173|ـzerlerine ِyle bir yaًmur yaًdrdk ki... Uyarlanlarn (fakat yola gelmeyenlerin) yaًmuru ne de kِtü!
26|174|Elbet bunda büyük bir ibret vardr; fakat çoklar iman etmezler.
26|175|قüphesiz Rabbin, ite O, mutlak galip ve engin merhamet sahibidir.
26|176|Eyke halk da peygamberleri yalanclkla suçlad.
26|177|قuayb onlara ِyle demiti: (Allah'a kar gelmekten) saknmaz msnz?
26|178|Bilin ki, ben size gِnderilmi güvenilir bir elçiyim.
26|179|Artk Allah'a kar gelmekten saknn ve bana itaat edin.
26|180|Buna kar sizden hiçbir ücret istemiyorum. Benim ücretimi verecek olan, ancak âlemlerin Rabbidir.
26|181|ضlçüyü tastamam yapn, (insanlarn hakkn) eksik verenlerden olmayn.
26|182|Doًru terazi ile tartn.
26|183|فnsanlarn hakk olan eyleri ksmayn. Yeryüzünde bozgunculuk yaparak karklk çkarmayn.
26|184|Sizi ve ِnceki nesilleri yaratan (Allah) dan korkun.
26|185|Onlar ِyle dediler: Sen, olsa olsa iyice büyülenmi birisin!
26|186|Sen de, ancak bizim gibi bir beersin. Bilki, biz seni ancak yalanclardan biri sayyoruz.
26|187|قayet doًru sِzlülerden isen, üstümüze gِkten azap yaًdr.
26|188|قuayb: Rabbim yaptklarnz en iyi bilendir, dedi.
26|189|Velhasl onu yalanc saydlar da, kendilerini o gِlge gününün azab yakalayverdi. Gerçekten o, muazzam bir günün azab idi!
26|190|Doًrusu bunda büyük bir ders vardr; ama çoklar iman etmezler.
26|191|قüphesiz Rabbin, ite O, mutlak galip ve engin merhamet sahibidir.
26|192|Muhakkak ki o (Kur'an) âlemlerin Rabbinin indirmesidir.
26|193|(Resûlüm!) Onu Rûhu'l-emîn (Cebrail) indirdi.
26|194|Senin kalbine; uyarclardan olman için,
26|195|Apaçk Arapça bir dille.
26|196|O, üphesiz daha ِncekilerin kitaplarnda da vardr.
26|197|Benî فsrail bilginlerinin onu bilmesi, onlar için bir delil deًil midir?
26|198|Biz onu Arapça bilmeyenlerden birine indirseydik de,
26|199|Bunu onlara o okusayd, yine ona iman etmezlerdi.
26|200|Onu günahkârlarn kalplerine bِyle soktuk.
26|201|Onun için, ackl azab gِrünceye kadar ona iman etmezler.
26|202|فte bu (azap) onlara, kendileri farknda olmadan, anszn geliverecektir.
26|203|O zaman: Bize (iman etmemiz için) mühlet verilir mi acaba? diyeceklerdir.
26|204|(Durmadan mucize talebiyle) onlar bizim azabmz m çarçabuk istiyorlard?
26|205|Ne dersin! Eًer biz onlar yllarca yaatsak.
26|206|Sonra tehdit edilmekte olduklar (azap) balarna gelse!
26|207|Faydalandrldklar nimetler onlara hiç yarar saًlamayacaktr.
26|208|Bununla birlikte hangi memleketi, helak ettikse muhakkak onu uyarc (peygamberleri) olmutur.
26|209|(Onlar)ihtar edilmitir ve biz zülmetmi deًilizdir.
26|210|O'nu (Kur'an') eytanlar indirmedi.
26|211|Bu onlara dümez; zaten güçleri de yetmez.
26|212|قüphesiz onlar, vahyi iitmekten uzak tutulmulardr.
26|213|O halde sakn Allah ile beraber baka tanrya kulluk edip yalvarma, sonra azap edilenlerden olursun!
26|214|(ضnce) en yakn akraban uyar.
26|215|Sana uyan müminlere (merhamet) kanadn indir.
26|216|قayet sana kar gelirlerse de ki: Ben sizin yaptklarnzdan muhakkak ki uzaًm.
26|217|Sen O mutlak galip ve engin merhamet sahibine güvenip dayan.
26|218|O ki, (gece namaza) kalktًn zaman seni gِrüyor.
26|219|Secde edenler arasnda dolaman da (gِrüyor).
26|220|اünkü her eyi iiten, her eyi bilen O'dur.
26|221|قeytanlarn ise kime ineceًini size haber vereyim mi?
26|222|Onlar, günaha, iftiraya dükün olan herkesin üstüne inerler.
26|223|Bunlar, (eytanlara) kulak verirler ve onlarn çoًu yalancdrlar.
26|224|قairler(e gelince), onlara da sapklar uyarlar.
26|225|Baksana onlar her vâdide akn akn dolarlar.
26|226|Ve onlar yapamayacaklar eyleri sِylerler.
26|227|Ancak iman edip iyi iler yapanlar, Allah' çok çok ananlar ve hakszlًa uًratldklarnda kendilerini savunanlar bakadr. Hakszlk edenler, hangi dِnüe (hangi akbete) dِndürüleceklerini yaknda bileceklerdir.
27|1|Tâ. Sîn. Bunlar Kur'an'n, (gerçekleri) açklayan Kitab'n âyetleridir.
27|2|فman eden müminler için bir hidayet rehberi ve bir müjdedir.
27|3|Onlar ki, namaz klarlar, zekât verirler ve ahirete de kesin olarak inanrlar.
27|4|قüphesiz biz, ahirete inanmayanlarn ilerini kendilerine süslü gِsterdik; o yüzden bocalar dururlar.
27|5|فte bunlar, azab en aًr olanlardr; ahirette en çok ziyana uًrayacaklar da onlardr.
27|6|(Resûlüm!) قüphesiz ki bu Kur'an, hikmet sahibi ve her eyi bilen Allah tarafndan sana verilmektedir.
27|7|Hani Musa, ailesine ِyle demiti: Gerçekten ben bir ate gِrdüm. (Gidip) size oradan bir haber getireceًim, yahut bir ate parças getireceًim, umarm ki snrsnz!
27|8|Oraya geldiًinde ِyle seslenildi: Atein bulunduًu yerdeki ve çevresindekiler mübarek klnmtr! آlemlerin Rabbi olan Allah, eksikliklerden münezzehtir!
27|9|Ey Musa! فyi bil ki, ben, mutlak galip ve hikmet sahibi olan Allah'm!
27|10|Asân at! Musa (asây atp) onu ylan gibi deprenir gِrünce dِnüp arkasna bakmadan kaçt. (Kendisine dedik ki): Ey Musa! Korkma; çünkü benim huzurumda peygamberler korkmaz.
27|11|Ancak, kim hakszlk eder, sonra, ilediًi kِtülük yerine iyilik yaparsa, bilsin ki ben (ona kar da) çok baًlaycym, çok merhamet sahibiyim.
27|12|Elini koynuna sok da kusursuz bembeyaz çksn. Dokuz mucize ile Firavun ve kavmine (git). اünkü onlar artk yoldan çkm bir kavim olmulardr.
27|13|Mucizelerimiz onlarn gِzleri ِnüne serilince: "Bu, apaçk bir büyüdür" dediler.
27|14|Kendileri de bunlara yakînen inandklar halde, zulüm ve kibirlerinden ِtürü onlar inkâr ettiler. Bozguncularn sonunun nice olduًuna bir bak!
27|15|Andolsun ki biz, Davud'a ve Süleyman'a ilim verdik. Onlar: Bizi, mümin kullarnn birçoًundan üstün klan Allah'a hamd olsun, dediler.
27|16|Süleyman Davud'a vâris oldu ve dedi ki: Ey insanlar! Bize ku dili ًِretildi ve bize her eyden (nasip) verildi. Doًrusu bu apaçk bir lütuftur.
27|17|Süleyman'n, cinlerden, insanlardan ve kulardan müteekkil ordular topland; hepsi birarada (onun tarafndan) düzenli olarak sevkediliyordu.
27|18|Nihayet Karnca vâdisine geldikleri zaman, bir karnca: Ey karncalar! Yuvalarnza girin; Süleyman ve ordusu farkna varmadan sizi ezmesin! dedi.
27|19|(Süleyman) onun sِzünden dolay gülümsedi ve dedi ki: Ey Rabbim! Beni, gerek bana gerekse ana-babama verdiًin nimete ükretmeye ve honut olacaًn iyi iler yapmaya muvaffak kl. Rahmetinle, beni iyi kullarn arasna kat.
27|20|(Süleyman) kular gِzden geçirdi ve ِyle dedi: Hüdhüd'ü niçin gِremiyorum? Yoksa kayplara m kart?
27|21|Ya bana (mazeretini gِsteren) apaçk bir delil getirecek ya da onun cann iyice yakacaًm yahut onu boًazlayacaًm!
27|22|اok geçmeden (Hüdhüd) gelip: Ben, dedi, senin bilmediًin bir eyi ًِrendim. Sebe'den sana çok doًru (ve ِnemli) bir haber getirdim.
27|23|Gerçekten, onlara (Sebe'lilere) hükümdarlk eden, kendisine her ey verilmi ve büyük bir taht olan bir kadnla karlatm.
27|24|Onun ve kavminin, Allah' brakp günee secde ettiklerini gِrdüm. قeytan, kendilerine yaptklarn süslü gِstermi de onlar doًru yoldan alkoymu. Bunun için doًru yolu bulamyorlar.
27|25|(قeytan bِyle yapm ki) gِklerde ve yerde gizleneni açًa çkaran, gizlediًinizi ve açkladًnz bilen Allah'a secde etmesinler.
27|26|(Halbuki) büyük Ar'n sahibi olan Allah'tan baka tanr yoktur.
27|27|(Süleyman Hüdhüd'e) dedi ki: Doًru mu sِyledin, yoksa yalanclardan msn, bakacaًz.
27|28|قu mektubumu gِtür, onu kendilerine ver, sonra onlardan biraz çekil de, ne sonuca varacaklarna bak.
27|29|(Süleyman'n mektubunu alan Sebe'melikesi,) "Beyler, ulular! Bana çok ِnemli bir mektup brakld" dedi.
27|30|"Mektup Süleyman'dandr, rahmân ve rahîm olan Allah'n adyla (balamakta) dr."
27|31|"Bana ba kaldrmayn, teslimiyet gِsterip bana gelin, diye (yazmaktadr)".
27|32|(Sonra Melike) dedi ki: Beyler, ulular! Bu iimde bana bir fikir verin. (Bilirsiniz) siz yanmda olmadan (size danmadan) hiçbir ii kestirip atmam.
27|33|Onlar, u cevab verdiler: Biz güçlü kuvvetli kimseleriz, zorlu sava erbabyz; buyruk ise senindir; artk ne buyuracaًn sen düün.
27|34|Melike: Hükümdarlar bir memlekete girdiler mi, oray perian ederler ve halknn ulularn alçaltrlar. (Herhalde) onlar da bِyle yapacaklardr, dedi.
27|35|Ben (imdi) onlara bir hediye gِndereyim de, bakaym elçiler ne (gibi bir sonuç) ile dِnecekler.
27|36|(Elçiler, hediyelerle) Süleyman'a gelince ِyle dedi: Siz bana mal ile yardm m ediyorsunuz? Allah'n bana verdiًi, size verdiًinden daha iyidir. Hediyenizle (ben deًil) siz sevinirsiniz.
27|37|(Ey elçi!) Onlara dِn; iyi bilsinler ki, kendilerine asla kar koyamyacaklar ordularla gelir, onlar muhakkak surette hor ve hakir halde oradan çkarrz!
27|38|(Sonra Süleyman müavirlerine) dedi ki: Ey ulular! Onlar teslimiyet gِsterip bana gelmeden ِnce, hanginiz o melikenin tahtn bana getirebilir?
27|39|Cinlerden bir ifrit: Sen makamndan kalkmadan ben onu sana getiririm. Gerçekten bu ie gücüm yeter ve bana güvenebilirsiniz, dedi.
27|40|Kitaptan (Allah tarafndan verilmi) bir ilmi olan kimse ise: Gِzünü açp kapamadan ben onu sana getiririm, dedi. (Süleyman) onu (melikenin tahtn) yanbana yerlemi olarak gِrünce: Bu, dedi, ükür mü edeceًim, yoksa nankِrlük mü edeceًim diye beni snamak üzere Rabbimin (gِsterdiًi) lütfundandr. قükreden ancak kendisi için ükretmi olur, nankِrlük edene gelince, o bilsin ki, Rabbimin hiçbir eye ihtiyac yoktur, çok kerem sahibidir.
27|41|(Süleyman devamla) dedi ki: Onun tahtn bilemeyeceًi bir hale getirin; bakalm tanyacak m, yoksa tanyamayanlar arasnda m olacak.
27|42|Melike gelince: Senin tahtn da bِyle mi? dendi. O ِyle cevap verdi: Tpk o! (Süleyman ِyle dedi): Bize daha ِnce (Allah'tan) bilgi verilmi ve biz müslüman olmutuk.
27|43|Onu, Allah'tan baka taptً eyler (o zamana kadar tevhid dinine girmekten) alkoymutu. اünkü kendisi inkârc bir kavimdendi.
27|44|Ona: Kِke gir! dendi. Melike onu gِrünce derin bir su sand ve eteًini yukar çekti. Süleyman: Bu, billûrdan yaplm, effaf bir zemindir, dedi. Melike de di ki: Rabbim! Ben gerçekten kendime yazk etmiim. Süleymanla beraber âlemlerin Rabbi olan Allah'a teslim oldum.
27|45|Andolsun ki, "Allah'a kulluk edin!" (demesi için) Semûd kavmine kardeleri Sâlih'i gِnderdik. Hemen birbiriyle çekien iki zümre oluverdiler.
27|46|Sâlih dedi ki: Ey kavmim! فyilik dururken niçin kِtülüًe kouyorsunuz? Allah'tan maًfiret dileseniz olmaz m? Belki size merhamet edilir.
27|47|قِyle dediler: Senin ve beraberindekilerin yüzünden uًursuzluًa uًradk. Sâlih: Size çِken uًursuzluk (sebebi), Allah katnda (yazl) dr. Hayr, siz imtihana çekilen bir kavimsiniz, dedi.
27|48|O ehirde dokuz kii (eleba) vard ki, bunlar yeryüzünde bozgunculuk yapyorlar, iyilik tarafna hiç yanamyorlard.
27|49|Allah'a and içerek birbirlerine ِyle dediler: Gece ona ve ailesine baskn yapalm (hepsini ِldürelim); sonra da velisine: "Biz (Sâlih) ailesinin yok edilii srasnda orada deًildik, inann ki doًru sِylüyoruz" diyelim.
27|50|Onlar bِyle bir tuzak kurdular. Biz de kendileri farknda olmadan, onlarn planlarn altüst ettik.
27|51|Bak ite, tuzaklarnn âkbeti nice oldu: Onlar da; (kendilerine uyan) kavimlerini de (nasl) toptan helâk ettik!
27|52|فte hakszlklar yüzünden çِkmü evleri! Anlayan bir kavim için elbette bunda bir ibret vardr.
27|53|فman edip Allah'a kar gelmekten saknanlar ise kurtardk.
27|54|Lût'u da (peygamber olarak kavmine gِnderdik.) Kavmine ِyle demiti: Gِz gِre gِre hâla o hayâszlً yapacak msnz?
27|55|(Bu ilâhî ikazdan sonra hâla) siz, ille de kadnlar brakp ehvetle erkeklere yaklaacak msnz? Doًrusu siz, beyinsizlikte devam edegelen bir kavimsiniz!
27|56|Kavminin cevab sadece: "Lût ailesini memleketinizden çkarn; çünkü onlar (bizim yaptklarmzdan) uzak kalmak isteyen insanlarm!" demelerinden ibaret oldu.
27|57|Bunun üzerine onu ve ailesini kurtardk. Yalnz kars müstesna; onun geride (azaba uًrayanlarn içinde) kalmasn takdir ettik.
27|58|Onlarn üzerlerine müthi bir yaًmur indirdik. Bu sebeple, uyarlan (fakat aldrmayan) larn yaًmuru ne kِtü olmutur!
27|59|(Resûlüm!) De ki: Hamd olsun Allah'a, selam olsun seçkin kldً kullarna. Allah m daha hayrl, yoksa O'na kotuklar ortaklar m?
27|60|(Onlar m hayrl) yoksa gِkleri ve yeri yaratan, gِkten size su indiren mi? O suyla, bir aًacn bile bitirmeye gücünüzün yetmediًi güzel güzel bahçeler bitirdik. Allah'tan baka bir tanr m var! Doًrusu onlar sapklkta devam eden bir güruhtur.
27|61|(Onlar m hayrl) yoksa yeryüzünü oturmaya elverili klan, aralarndan (yer altndan ve üstünden) nehirler aktan, arz için sabit daًlar yaratan, iki deniz arasna engel koyan m? Allah'tan baka bir tanr m var! Doًrusu onlarn çoًu (hakikatleri) bilmiyorlar.
27|62|(Onlar m hayrl) yoksa darda kalana kendine yalvardً zaman karlk veren ve (bandaki) sknty gideren, sizi yeryüzünün hakimleri klan m? Allah'tan baka bir tanr m var! Ne kadar da kt düünüyorsunuz!
27|63|(Onlar m hayrl) yoksa karann ve denizin karanlklar içinde size yolu bulduran, rahmetinin (yaًmurun) ِnünde rüzgârlar müjdeci olarak gِnderen mi? Allah'tan baka bir tanr m var! Allah, onlarn kotuklar ortaklardan çok yücedir, münezzehtir.
27|64|(Onlar m hayrl) yoksa ilk batan yaratan, sonra yaratmay tekrar eden ve sizi hem gِkten hem yerden rzklandran m? Allah'tan baka bir tanr m var! De ki: Eًer doًru sِylüyorsanz siz kesin delilinizi getirin!
27|65|De ki: Gِklerde ve yerde, Allah'tan baka kimse gayb bilmez. Ve onlar ne zaman diriltileceklerini de bilmezler.
27|66|Hayr; onlarn ahiret hakkndaki bilgileri yetersiz kalmtr. Dahas, bu hususta üphe içindedirler. Bunun da ِtesinde, onlar ahiretten yana kِrdürler.
27|67|فnkârclar dediler ki: Sahi, biz ve atalarmz, toprak olduktan sonra, gerçekten (diriltilip) çkarlacak myz?
27|68|Andolsun ki, bu tehdit bize yapldً gibi, daha ِnce atalarmza da yaplmtr. Bu, ِncekilerin masallarndan baka bir ey deًildir.
27|69|De ki: Yeryüzünde gezin de, günahkârlarn âkbeti nice oldu, gِrün!
27|70|(Resûlüm!) Onlarn yüzünden tasalanma, kurmakta olduklar tuzaklardan ِtürü sknt duyma.
27|71|Onlar: Eًer doًru sِzlü iseniz (sِyleyin bakalm) bu tehdit ne zaman gerçekleecek? derler.
27|72|De ki: اabucak gelmesini istediًiniz eyin (azabn) bir ksm herhalde yaknda banza gelecektir.
27|73|قüphesiz Rabbin, insanlara kar lütuf sahibidir; fakat insanlarn çoًu ükretmezler.
27|74|Rabbin elbette onlarn kalplerinin gizlediklerini de, açًa vurduklarn da bilir.
27|75|Gِkte ve yerde gِze gِrünmeyen hiçbir ey yoktur ki, apaçk bir kitapta (levhi mahfuzda) bulunmasn.
27|76|Doًrusu bu Kur'an, فsrailoًullarna, hakknda ihtilâf edegeldikleri eylerin pek çoًunu anlatmaktadr.
27|77|Ve o, müminler için gerçekten bir hidayet rehberi ve rahmettir.
27|78|Rabbin üphesiz, onlar arasnda hükmünü verecektir. O, mutlak galiptir, her eyi bilendir.
27|79|O halde sen Allah'a güvenip dayan. اünkü sen apaçk hakikat üzeresin.
27|80|Bil ki sen ِlülere iittiremezsin, arkalarn dِnüp giderlerken saًrlara da dâveti duyuramazsn.
27|81|Sen kِrleri sapklklarndan çevirip doًru yola getiremezsin. Ancak âyetlerimize inanp da teslim olanlara duyurabilirsin.
27|82|O sِz balarna geldiًi (kyamet yaklatً) zaman, onlara yerden bir dâbbe (mahlûk) çkarrz da, bu onlara insanlarn âyetlerimize kesin bir iman getirmemi olduklarn sِyler.
27|83|O gün, her ümmet içinden âyetlerimizi yalan sayanlardan bir cemaat toplarz da onlar toplu olarak (hesap yerine) sevkedilirler.
27|84|Nihayet, (hesap yerine) geldikleri zaman Allah buyurur: Siz benim âyetlerimi, ne olduًunu kavramadan yalan saydnz ِyle mi? Deًilse yaptًnz neydi?
27|85|Yaptklar hakszlktan ِtürü, (azaba uًrayacaklarn bildiren) o sِz gerçeklemitir; artk onlar konuamazlar.
27|86|Dinlensinler diye geceyi (karanlk) ve (çalsnlar diye) gündüzü aydnlk kldًmz gِrmediler mi? فman eden bir kavim için elbette bunda birçok ibretler vardr.
27|87|Sûr'a üfürüldüًü gün, -Allah'n diledikleri müstesna-, gِklerde ve yerde bulunanlar hep dehete kaplr. Hepsi boyunlar bükük olarak O'na gelirler.
27|88|Sen daًlar gِrürsün de, onlar yerinde durur sanrsn. Oysa onlar bulutlarn yürümesi gibi yürümektedirler. (Bu,) her eyi sapasaًlam yapan Allah'n sanatdr. قüphesiz ki O, yaptklarnzdan tamamyla haberdardr.
27|89|Kim iyilikle (ilâhî huzura) gelirse, ona daha iyisi verilir. Ve onlar o gün korkudan emin kalrlar.
27|90|(Rablerinin huzuruna) kِtülükle gelen kimseler ise yüzükoyun cehenneme atlrlar. (Onlara) "Ancak yaptklarnzn karlًn gِrmektesiniz!" (denir).
27|91|(De ki:) Ben ancak, bu ehrin (Mekke'nin) Rabbine -ki O buray dokunulmaz klmtr- kulluk etmekle emrolundum. Her ey de zaten O'na aittir. Bana müslümanlardan olmam " emredildi.
27|92|"Ve Kur'an' okumam (emredildi). Artk kim doًru yola gelirse, yalnz kendisi için gelmi olur; kim de saparsa ona de ki: Ben sadece uyarclardanm.
27|93|Ve ِyle de: Hamd Allah'a mahsustur. O, âyetlerini size gِsterecek, siz de onlar gِrüp tanyacaksnz (ama artk faydas olmayacaktr). Rabbin, yaptklarnzdan habersiz deًildir.
28|1|Tâ. Sîn. Mîm.
28|2|Bunlar, apaçk Kitab'n âyetleridir.
28|3|فman eden bir kavim için (faydal olmak üzere) Musa ile Firavun'un haberlerinden bir ksmn sana gerçek ekliyle nakledeceًiz.
28|4|Firavun, (Msr) topraًnda gerçekten azm, halkn çeitli zümrelere bِlmütü. Onlardan bir zümreyi güçsüz buluyor, bunlarn oًullarn boًazlyor, kzlarn ise saً brakyordu. اünkü o bozgunculardand.
28|5|Biz ise, o yerde güçsüz düürülenlere lütufta bulunmak, onlar ِnderler yapmak ve onlar (mukaddes topraklara) vâris klmak istiyorduk.
28|6|Ve o yerde onlar hakim klmak; Firavun ile Hâmân'a ve ordularna, onlardan (فsrailoًullarndan gelecek diye) korktuklar eyi gِstermek (istiyorduk).
28|7|Musa'nn anasna: Onu emzir, kendisine zarar geleceًinden endielendiًinde onu denize (Nil nehrine) brakver, hiç korkup kayglanma, çünkü biz onu sana geri vereceًiz ve onu peygamberlerden biri yapacaًz, diye bildirdik.
28|8|Nihayet Firavun ailesi onu yitik çocuk olarak (nehirden) ald. O, sonunda kendileri için bir düman ve bir tasa olacakt. قüphesiz Firavun ile Hâmân ve askerleri yanl yolda idiler.
28|9|Firavun'un kars (sepetin içinden erkek çocuk çknca kocasna:) Benim ve senin için gِz aydnlًdr! Onu ِldürmeyin, belki bize faydas dokunur, ya da onu evlât ediniriz, dedi. Halbuki onlar (iin sonunu) sezemiyorlard.
28|10|Musa'nn anasnn yüreًinde yalnzca çocuًunun tasas kald. Eًer biz, (vâdimize) inananlardan olmas için onun kalbini pekitirmemi olsaydk, neredeyse ii meydana çkaracakt.
28|11|Annesi Musa'nn ablasna: Onun izini takip et, dedi. O da, onlar farkna varmadan uzaktan kardeini gِzetledi.
28|12|Biz daha ِnceden (annesine geri verilinceye kadar) onun süt analarn kabulüne (emmesine) müsaade etmedik. Bunun üzerine ablas: Size, onun bakmn namnza üstlenecek, hem de ona iyi davranacak bir aile gِstereyim mi? dedi.
28|13|Bِylelikle biz onu, anasna, gِzü aydn olsun, gam çekmesin ve Allah'n vâdinin gerçek olduًunu bilsin diye geri verdik. Fakat yine de pek çoًu (bunu) bilmezler.
28|14|Musa yiًitlik çaًna erip olgunlanca, biz ona hikmet ve ilim verdik. فte güzel davrananlar biz bِylece mükâfatlandrrz.
28|15|Musa, ahalisinin habersiz olduًu bir srada ehre girdi. Orada, biri kendi tarafndan, diًeri düman tarafndan olan iki adam birbiriyle dًِüür buldu. Kendi tarafndan olan, dümana kar ondan yardm diledi. Musa da ِtekine bir yumruk vurup ِlümüne sebep oldu. (Bunun üzerine:) Bu eytan iidir. O, gerçekten saptrc, apaçk bir düman, dedi.
28|16|Musa: Rabbim! Doًrusu kendime zulmettim (bama i açtm). Beni baًla dedi, Allah da onu baًlad. اünkü, çok baًlayc, çok esirgeyici olan ancak O'dur.
28|17|Musa: Rabbim! Bana lütfettiًin nimetlere andolsun ki, artk suçlulara (ve suça itenlere) asla arka çkmayacaًm, dedi.
28|18|قehirde korku içinde, (etraf) gِzetleyerek sabahlad. Bir de ne gِrsün, dün kendisinden yardm isteyen kimse, feryat ederek yine ondan imdat istiyor. Musa ona (yardm isteyene) dedi ki: Doًrusu sen, besbelli bir azgnsn!
28|19|Musa, ikisinin de düman olan adam yakalamak isteyince, o adam dedi ki: Ey Musa! Dün bir cana kydًn gibi, bana da m kymak istiyorsun? Demek, düzelticilerden olmak istemiyor da, bu yerde ille yaman bir zorba olmay arzuluyorsun sen!
28|20|قehrin ِbür ucundan bir adam koarak geldi: Ey Musa! فleri gelenler seni ِldürmek için hakknda müzakere ediyorlar. Derhal (buradan) çk! فnan ki ben senin iyiliًini isteyenlerdenim, dedi.
28|21|Musa korka korka, (etraf) gِzetleyerek oradan çkt. "Rabbim! Beni zalimler güruhundan kurtar" dedi.
28|22|Medyen'e doًru yِneldiًinde: Umarm, Rabbim beni doًru yola iletir, dedi.
28|23|Musa, Medyen suyuna varnca, orada (hayvanlarn) sulayan bir çok insan buldu. Onlarn gerisinde de, (hayvanlarn) engelleyen iki kadn gِrdü. Onlara: Derdiniz nedir? dedi. قِyle cevap verdiler: اobanlar sulayp çekilmeden biz (onlarn içine sokulup hayvanlarmz) sulamayz; babamz da çok yaldr.
28|24|Bunun üzerine Musa, onlarn yerine (davarlarn) sulayverdi. Sonra gِlgeye çekildi ve: Rabbim! Doًrusu bana indireceًin her hayra (lütfuna) muhtacm, dedi.
28|25|Derken, o iki kadndan biri utana utana yürüyerek ona geldi: Babam, dedi, bizim yerimize (hayvanlar) sulamann karlًn ِdemek için seni çaًryor. Musa, ona (Hz. قuayb'a) gelip bandan geçeni anlatnca o: Korkma, o zalim kavimden kurtuldun, dedi.
28|26|(قuayb'n) iki kzndan biri: Babacًm! Onu ücretle (çoban) tut. اünkü ücretle istihdam edeceًin en iyi kimse, güçlü ve güvenilir olandr, dedi.
28|27|(قuayb) dedi ki: Bana sekiz yl çalmana karlk u iki kzmdan birini sana nikâhlamak istiyorum. Eًer on yla tamamlarsan artk o kendinden; yoksa sana aًrlk vermek istemem. فnallah beni iyi kimselerden (iverenlerden) bulacaksn.
28|28|Musa ِyle cevap verdi: Bu seninle benim aramdadr. Bu iki süreden hangisini doldurursam dolduraym, demek ki bana kar husumet yok. Sِylediklerimize Allah vekîldir.
28|29|Sonunda Musa süreyi doldurup ailesiyle yola çknca, Tûr tarafndan bir ate gِrdü. Ailesine: Siz (burada) bekleyin; ben bir ate gِrdüm, belki oradan size bir haber yahut snmanz için bir ate parças getiririm, dedi.
28|30|Oraya gelince, o mübarek yerdeki vâdinin saً kysndan, (oradaki) aًaç tarafndan kendisine ِyle seslenildi: Ey Musa! Bil ki ben, bütün âlemlerin Rabbi olan Allah'm.
28|31|Ve "Asân at!" (denildi). Musa (attً) asây ylan gibi deprenir gِrünce, dِnüp arkasna bakmadan kaçt. "Ey Musa! Beri gel, korkma. اünkü sen emniyette olanlardansn" (buyuruldu).
28|32|"Elini koynuna sok; kusursuz, bembeyaz çkacaktr. Korkudan (açlan) kollarn kendine çek. فte bu ikisi Firavun ve onun adamlarna kar Rabbin tarafndan iki kesin delildir. اünkü onlar, yoldan çkan bir kavim olmulardr" (diye seslenildi).
28|33|Musa dedi ki: Rabbim! Ben onlardan birini ِldürmütüm, beni ِldürmelerinden korkuyorum.
28|34|Kardeim Harun'un dili benimkinden daha düzgündür. Onu da beni doًrulayan bir yardmc olarak benimle birlikte gِnder. Zira bana yalanclk ithamnda bulunmalarndan endie ediyorum.
28|35|Allah buyurdu: Seni kardeinle destekleyeceًiz ve size ِyle bir kudret vereceًiz ki, âyetlerimiz (mucize yardmlarmz) sayesinde onlar size eriemiyecekler. Siz ve size tâbi olanlar üstün geleceksiniz.
28|36|Musa onlara apaçk âyetlerimizi getirince: Bu, olsa olsa uydurulmu bir sihirdir. Biz ِnceki atalarmzdan bِylesini iitmemitik, dediler.
28|37|Musa ِyle dedi: Rabbim, kendi katndan kimin hidayet (hakka rehberlik) getirdiًini ve hayrl âkbetin kime nasip olacaًn en iyi bilendir. Muhakkak ki, zalimler iflâh olmazlar.
28|38|Firavun: Ey ileri gelenler! Sizin için benden baka bir ilâh tanmyorum. Ey Hâmân! Haydi benim için çamur üzerine ate yak (ve tuًla imal et), bana bir kule yap ki Musa'nn tanrsna çkaym; ama sanyorum, o mutlaka yalan sِyleyenlerdendir, dedi.
28|39|O ve askerleri, yeryüzünde haksz yere büyüklük tasladlar ve gerçekten bize dِndürülmeyeceklerini sandlar.
28|40|Biz de onu ve askerlerini yakalayp denize atverdik. Bak ite, zalimlerin sonu nice oldu!
28|41|Onlar, (insanlar) atee çaًran ِncüler kldk. Kyamet günü onlar yardm gِrmeyeceklerdir.
28|42|Bu dünyada arkalarna lânet taktk. Onlar, kyamet gününde de kِtülenmiler arasndadr.
28|43|Andolsun biz, ilk nesilleri yok ettikten sonra Musa'ya, -düünüp ًِüt alsnlar diye- insanlar için apaçk deliller, hidayet rehberi ve rahmet olarak o Kitab' (Tevrat') vermiizdir.
28|44|(Resûlüm!) Musa'ya emrimizi vahyettiًimiz srada, sen bat yِnünde bulunmuyordun ve (o hadiseyi) gِrenlerden de deًildin.
28|45|Bilakis biz nice nesiller var ettik de, onlarn üzerinden uzun zamanlar geçti. Sen, âyetlerimizi kendilerinden okuyarak ًِrenmek üzere Medyen halk arasnda oturmu da deًilsin; aksine (onlar sana) gِnderen biziz.
28|46|(Musa'ya) seslendiًimiz zaman da, sen Tûr'un yannda deًildin. Bilakis, senden ِnce kendilerne uyarc (peygamber) gelmeyen bir kavmi uyarman için Rabbinden bir rahmet olarak (orada geçenleri sana bildirdik); ola ki düünüp ًِüt alrlar.
28|47|Bizzat kendi yaptklarndan dolay balarna bir musibet geldiًinde: Rabbimiz! Ne olurdu bize bir peygamber gِnderseydin de, âyetlerine uysak ve müminlerden olsaydk! diyecek olmasalard (seni gِndermezdik).
28|48|Fakat onlara tarafmzdan o hak (Peygamber) gelince: "Musa'ya verilen (mucizeler) gibi ona da verilmeli deًil miydi?" dediler. Peki, daha ِnce Musa'ya verileni de inkâr etmemiler miydi? "Birbirini destekleyen iki sihir!" demiler ve unu sِylemilerdi: Doًrusu biz hiçbirine inanmyoruz.
28|49|(Resûlüm!) De ki: Eًer doًru sِzlüler iseniz, Allah katndan bu ikisinden (bana ve Musa'ya inen kitaplardan) daha doًru bir kitap getirin de ben ona uyaym!
28|50|Eًer sana cevap veremezlerse, bil ki onlar, srf heveslerine uymaktadrlar. Allah'tan bir yol gِsterici olmakszn kendi hevesine uyandan daha sapk kim olabilir! Elbette Allah zalim kavmi doًru yola iletmez.
28|51|Andolsun ki biz, düünüp ًِüt alsnlar diye, sِzü (vahyi) birbiri ardnca yetitirmiizdir (aralksz vahiylerimizi gِndermiizdir).
28|52|Ondan (Kur an'dan) ِnce kendilerine kitap verdiklerimiz, ona da iman ederler.
28|53|Onlara (Kur'an) okunduًu zaman: Ona iman ettik. اünkü o Rabbimizden gelmi hakikattir. Esasen biz daha ِnce de müslüman idik, derler.
28|54|فte onlara, sabretmelerinden ِtürü, mükâfatlar iki defa verilecektir. Bunlar kِtülüًü iyilikle savarlar, kendilerine verdiًimiz rzktan da Allah rzas için harcarlar.
28|55|Onlar, bo sِz iittikleri zaman ondan yüz çevirirler ve: Bizim ilerimiz bize, sizin ileriniz size. Size selam olsun. Biz kendini bilmezleri (arkada edinmek) istemeyiz, derler.
28|56|(Resûlüm!) Sen sevdiًini hidayete erdiremezsin; bilakis, Allah dilediًine hidayet verir ve hidayete girecek olanlar en iyi O bilir.
28|57|"Biz seninle beraber doًru yola uyarsak, yurdumuzdan atlrz" dediler. Biz onlar, kendi katmzdan bir rzk olarak her eyin ürünlerinin toplanp getirildiًi, güvenli, dokunulmaz bir yere (Mekke-i Mükerreme'ye) yerletirmedik mi? Fakat onlarn çoًu bilmezler.
28|58|Biz, refahndan marm nice memleketi helâk etmiizdir. فte yerleri! Kendilerinden sonra oralarda pek az oturulabilmitir. Onlara biz vâris olmuuzdur.
28|59|Rabbin, kendilerine âyetlerimizi okuyan bir peygamberi memleketlerin ana merkezine gِndermedikçe, o memleketleri helâk edici deًildir. Zaten biz ancak halk zalim olan memleketleri helâk etmiizdir.
28|60|Size verilen eyler, dünya hayatnn geçim vastas ve süsüdür. Allah katnda olanlar ise, daha hayrl ve daha kalcdr. Hâla buna aklnz ermeyecek mi?
28|61|قu halde, kendisine güzel bir vaadde bulunduًumuz ve ardndan ona kavuan kimse, (srf) dünya hayatnn geçici menfaat ve zevkini yaattًmz, sonra kyamet gününde (azap için) huzurumuza getirilenler arasnda bulunan kimse gibi midir?
28|62|O gün Allah onlar çaًrarak: Benim ortaklarm olduklarn iddia ettikleriniz hani nerede? diyecektir.
28|63|(O gün) aleyhlerine sِz (hüküm) gerçeklemi olanlar: Rabbimiz! قunlar azdrdًmz kimselerdir. Biz nasl azmsak onlar da ِylece azdrdk (yoksa onlar zorlayan bir gücümüz yoktu. Onlarn suçlarndan) berî olduًumuzu sana arzederiz. Zaten onlar aslnda bize tapmyorlard (kendi arzularna tapyorlard), derler.
28|64|"(Allah'a kotuًunuz) ortaklarnz çaًrn!" denir, onlar da çaًrrlar; fakat kendilerine cevap vermezler ve (karlarnda) azab gِrürler. Ne olurdu (dünyada iken) doًru yola girselerdi!
28|65|O gün Allah onlar çaًrarak: Peygamberlere ne cevap verdiniz? diyecektir.
28|66|فte o gün onlara bütün haberler kِrlemitir (delilleri tükenmi, sِyleyecek sِzleri kalmamtr); onlar birbirlerine de soramayacaklardr.
28|67|Fakat tevbe eden, iman edip iyi iler yapan kimseye gelince, onun kurtulua erenler arasnda olmas umulur.
28|68|Rabbin, dilediًini yaratr ve seçer. Onlarn seçim hakk yoktur. Allah, onlarn ortak kotuklarndan münezzehtir ve ân yücedir.
28|69|Rabbin, onlarn, sînelerinde gizlediklerini de, açًa vurduklarn da bilir.
28|70|فte O, Allah'tr. O'ndan baka tanr yoktur. ضnünde de, sonunda da hamd O'nundur, hüküm O'nundur. Ve ancak O'na dِndürüleceksiniz.
28|71|(Resûlüm!) De ki: Düündünüz mü hiç, eًer Allah üzerinizde geceyi ta kyamet gününe kadar aralksz devam ettirse, Allah'tan baka size bir k getirecek tanr kimdir? Hâla iitmeyecek misiniz?
28|72|De ki: Sِyleyin bakalm, eًer Allah üzerinizde gündüzü ta kyamet gününe kadar aralksz devam ettirse, Allah'tan baka, istirahat edeceًiniz geceyi size getirecek tanr kimdir? Hâla gِrmeyecek misiniz?
28|73|Rahmetinden ِtürü Allah, geceyi ve gündüzü yaratt ki geceleyin dinlenesiniz, (gündüzün) O'nun fazlu kereminden (rzknz) arayasnz ve ükredesiniz.
28|74|O gün Allah onlar çaًrarak: Benim ortaklarm olduklarn iddia ettikleriniz hani nerede? diyecektir.
28|75|(O gün) her ümmetten bir ahit çkarr, (kâfirlere): Kesin delilinizi getirin! deriz. O zaman bilirler ki hakikat Allah'a aittir ve uydurageldikleri eyler (putlar) da kendilerinden ayrlp kaybolmulardr.
28|76|Karun, Musa'nn kavminden idi de, onlara kar azgnlk etmiti. Biz ona ِyle hazineler vermitik ki, anahtarlarn güçlükuvvetli bir topluluk zor tard. Kavmi ona ِyle demiti: قmarma! Bil ki Allah marklar sevmez.
28|77|Allah'n sana verdiًinden (O'nun yolunda harcayarak) ahiret yurdunu iste; ama dünyadan da nasibini unutma. Allah sana ihsan ettiًi gibi, sen de (insanlara) iyilik et. Yeryüzünde bozgunculuًu arzulama. قüphesiz ki Allah, bozguncular sevmez.
28|78|Karun ise: O (servet) bana ancak kendimdeki bilgi sayesinde verildi, demiti. Bilmiyor muydu ki Allah, kendinden ِnceki nesillerden, ondan daha güçlü, ondan daha çok taraftar olan kimseleri helâk etmiti. Günahkârlardan günahlar sorulmaz (Allah onlarn hepsini bilir). 79. Derken, Karun, ihtiam içinde kavminin karsna çkt. Dünya hayatn arzulayanlar: Keke Karun'a verilenin benzeri bizim de olsayd; doًrusu o çok ansl! dediler.
28|79|Derken, Karun, ihtiam içinde kavminin karsna çkt. Dünya hayatn arzulayanlar: Keke Karun'a verilenin benzeri bizim de olsayd; doًrusu o çok ansl! dediler.
28|80|Kendilerine ilim verilmi olanlar ise ِyle dediler: Yazklar olsun size! فman edip iyi iler yapanlara gِre Allah'n mükâfat daha üstündür. Ona da ancak sabredenler kavuabilir.
28|81|Nihayet biz, onu da, sarayn da yerin dibine geçirdik. Artk Allah'a kar kendisine yardm edecek avanesi olmadً gibi, o, kendini savunup kurtarabilecek kimselerden de deًildi.
28|82|Daha dün onun yerinde olmay isteyenler: Demek ki, Allah rzk, kullarndan dilediًine bol veriyor, dilediًine de az. قayet Allah bize lütufta bulunmu olmasayd, bizi de yerin dibine geçirirdi. Vay! Demek ki inkârclar iflâh olmazm! demeye baladlar.
28|83|فte ahiret yurdu! Biz onu yeryüzünde bِbürlenmeyi ve bozgunculuًu arzulamayan kimselere veririz. (En güzel) âkbet, takvâ sahiplerinindir.
28|84|Kim bir iyilik getirirse ona bundan daha hayrl karlk vardr. Kim bir kِtülük getirirse, o kِtülükleri ileyenler, ancak yaptklar kadar ceza gِrürler.
28|85|(Resûlüm!) Kur'an' (okumay, tebliً etmeyi ve ona uymay) sana farz klan Allah, elbette seni (yine) dِnülecek yere dِndürecektir. De ki: Rabbim, kimin hidayeti getirdiًini ve kimin apaçk bir sapklk içinde olduًunu en iyi bilendir.
28|86|Sen, bu Kitab'n sana vahyolunacaًn ummuyordun. (Bu) ancak Rabbinden bir rahmet (olarak gelmi) tir. O halde sakn kâfirlere arka çkma!
28|87|Allah'n âyetleri sana indirildikten sonra, artk sakn onlar seni bu âyetlerden alkoymasnlar. Rabbine davet et. Asla müriklerden olma!
28|88|Allah ile birlikte baka bir tanrya tapp yalvarma! O'ndan baka tanr yoktur. O'nun zâtndan baka her ey yok olacaktr. Hüküm O'nundur ve siz ancak O'na dِndürüleceksiniz.
29|1|Elif. Lâm. Mîm.
29|2|فnsanlar, imtihandan geçirilmeden, sadece "فman ettik" demeleriyle braklvereceklerini mi sandlar?
29|3|Andolsun ki, biz onlardan ِncekileri de imtihandan geçirmiizdir. Elbette Allah, doًrular ortaya çkaracak, yalanclar da mutlaka ortaya koyacaktr.
29|4|Yoksa kِtülükleri yapanlar bizden kaçabileceklerini mi sandlar? Ne kadar kِtü (ne yanl) hüküm veriyorlar!
29|5|Kim Allah'a kavumay umuyorsa, bilsin ki Allah'n tayin ettiًi o vakit elbet gelecektir. O, her eyi iiten ve bilendir.
29|6|Cihad eden, ancak kendisi için cihad etmi olur. قüphesiz Allah, âlemlerden müstaًnîdir. (O'nun hiçbir eye ihtiyac yoktur).
29|7|فman edip iyi iler yapanlarn (geçmi) kِtülüklerini elbette ِrteriz ve onlara, yaptklarnn daha güzeli ile karlk veririz.
29|8|Biz, insana, ana-babasna iyi davranmasn tavsiye etmiizdir. Eًer onlar, seni, hakknda bilgin olmayan bir eyi (kِrü kِrüne) bana ortak koman için zorlarlarsa, onlara itaat etme. Dِnüünüz ancak banadr. O zaman size yapm olduklarnz haber vereceًim.
29|9|فman edip iyi iler yapanlar, muhakkak sâlihler (zümresi) içine katarz.
29|10|فnsanlardan kimi vardr ki: "Allah'a inandk" der; fakat Allah uًrunda eziyete uًratldً zaman, insanlarn ikencesini Allah'n azab gibi tutar. Halbuki Rabbinden bir nusret gelecek olsa, mutlaka, "Doًrusu biz de sizinle beraberdik" derler. فyi de, Allah, herkesin kalbindekileri en iyi bilen deًil midir?
29|11|Allah, elbette (O'na gِnülden) iman edenleri de bilir, iki yüzlüleri de bilir (ortaya çkaracaktr).
29|12|Kâfirler, iman edenlere: Bizim yolumuza uyun, sizin günahlannz biz yüklenelim, derler. Halbuki onlarn hiçbir günahn yüklenecek deًillerdir. Gerçekte onlar, kesinlikle yalan sِylemektedirler.
29|13|(Fakat gerçek u ki) elbette kendi yüklerini (veballerini), kendi yükleriyle birlikte nice yükleri tayacaklar ve uydurup durduklar eylerden kyamet günü mutlaka sorguya çekileceklerdir.
29|14|Andolsun ki biz Nuh'u kendi kavmine gِnderdik de o bin yldan elli yl eksik bir süre onlarn arasnda kald. Sonunda onlar zulümlerini sürdürürken tufan kendilerini yakalayverdi.
29|15|Fakat biz onu ve gemidekileri kurtardk ve bunu âlemlere bir ibret yaptk.
29|16|فbrahim'i de gِnderdik. O kavmine ِyle demiti: Allah'a kulluk edin. O'na kar gelmekten saknn. Eًer bilmi olsanz bu sizin için daha hayrldr.
29|17|Siz Allah' brakp birtakm putlara tapyor, aslsz sِzler uyduruyorsunuz. Bilmelisiniz ki, Allah' brakp da taptklarnz, size rzk veremezler. O halde rzk Allah katnda arayn. O'na kulluk edin ve O'na ükredin. Ancak O'na dِndürüleceksiniz.
29|18|Eًer (size tebliً edileni) yalan sayarsanz, bilin ki sizden ِnceki birçok milletler de (kendilerine tebliً edileni) yalan saymlardr. Peygamber'e düen, yalnz açk bir tebliًdir.
29|19|Allah'n, yaratlan ilk batan nasl yarattًn, (ِlümden) sonra bunu(nasl) tekrarladًn gِrmediler mi? قüphesiz bu, Allah'a gِre kolaydr.
29|20|De ki: Yeryüzünde gezip dolan da, Allah ilk batan nasl yaratm bir bakn. فte Allah bundan sonra (ayn ekilde) ahiret hayatn da yaratacaktr. Gerçekten Allah her eye kadirdir.
29|21|O, dilediًine azabeder, dilediًini esirger. Ancak O'na dِndürüleceksiniz.
29|22|Siz ne yeryüzünde ne de gِkte (Allah') âciz brakamazsnz. Allah'tan baka bir dost ve yardmc da bulamazsnz.
29|23|Allah'n âyetlerini ve O'na kavumay inkâr edenler -ite onlar- benim rahmetimden ümitlerini kesmilerdir ve onlar için ackl bir azap vardr.
29|24|Kavminin (فbrahim'e) cevab ise: "Onu ِldürün yahut yakn!" demelerinden ibaret oldu. Ama Allah onu ateten kurtard. Doًrusu bunda, iman eden bir kavim için ibretler vardr.
29|25|(فbrahim onlara) dedi ki: Siz, srf aranzdaki dünya hayatna has muhabbet uًruna Allah' brakp birtakm putlar edindiniz. Sonra kyamet günü (gelip çattًnda ise) birbirinizi tanmazlktan gelecek ve birbirinize lânet okuyacaksnz. Varacaًnz yer cehennemdir ve hiç yardmcnz da yoktur.
29|26|Bunun üzerine Lût ona iman etti ve (فbrahim): Doًrusu ben Rabbim'e(emrettiًi yere) hicret ediyorum. قüphesiz O, mutlak güç ve hikmet sahibidir, dedi.
29|27|Ona فshak ve Ya'kub'u baًladk. Peygamberliًi ve kitaplar, onun soyundan gelenlere verdik. Ona dünyada mükâfatn verdik. قüphesiz o, ahirette de sâlihler (zümresin) dendir.
29|28|Lût'u da (gِnderdik). O, kavmine demiti ki: Gerçekten siz, daha ِnce hiçbir milletin yapmadً bir hayâszlً yapyorsunuz!
29|29|(Bu ilâhî ikazdan sonra hâla) siz, ille de erkeklere yaklaacak, yol kesecek ve toplantlarnzda edepsizlikler yapacak msnz! Kavminin cevab ise, ِyle demelerinden ibaret oldu: (Yaptklarmzn kِtülüًü ve azaba uًrayacaًmz konusunda) doًru sِyleyenlerden isen, Allah'n azabn getir bize!
29|30|(Lût:) قu fesatçlar güruhuna kar bana yardm eyle Rabbim! dedi.
29|31|Elçilerimiz فbrahim'e (iki oًul ihsan edeceًimize dair) müjdeyi getirdiklerinde ِyle dediler: Biz bu memleket halkn helâk edeceًiz. اünkü orann halk zalim kimselerdir.
29|32|(فbrahim) dedi ki: Ama orada Lût var! قِyle cevap verdiler: Biz orada kimlerin bulunduًunu çok iyi biliyoruz. Onu ve ailesini elbette kurtaracaًz. Yalnz kars müstesna; o, (azapta) kalacaklar arasndadr.
29|33|Elçilerimiz Lût'a gelince, Lût onlar hakknda tasaland ve (onlar korumak için) ne yapacaًn bilemedi. Ona: Korkma, tasalanma! اünkü biz seni de aileni de kurtaracaًz. Yalnz, (azapta) kalacaklar arasnda bulunan karn müstesna, dediler.
29|34|"Biz, üphesiz, bu memleket halknn üzerine, yoldan çkmalarna karlk gِkten (feci) bir azap indireceًiz."
29|35|Andolsun ki, biz, akln kullanacak bir kavim için oradan apaçk bir ibret niânesi brakmzdr.
29|36|Medyen'e de kardeleri قuayb' gِnderdik ve قuayb: Ey kavmim! Allah'a kulluk edin, ahiret gününe umut baًlayn, yeryüzünde bozgunculuk yaparak karklk çkarmayn! dedi.
29|37|Fakat onu yalanclkla itham ettiler. Derken, kendilerini bir sarsnt yakalayverdi ve yurtlarnda diz üstü çِke kaldlar.
29|38|آd ve Semûd'u da (helâk ettik). Sizin için, (onlarn bana nelerin geldiًi) oturduklar yerlerden apaçk anlalmaktadr. قeytan onlara yaptklar ileri güzel gِsterip onlar doًru yoldan çkard. Oysa bakp gِrebilecek durumdaydlar.
29|39|Karun'u, Firavun'u ve Hâmân' da (helâk ettik). Andolsun ki, Musa onlara apaçk deliller getirmiti de onlar yeryüzünde büyüklük taslamlard. Halbuki (azabmz ap) geçebilecek deًillerdi.
29|40|Nitekim, onlardan her birini günah sebebiyle cezalandrdk. Kiminin üzerine talar savuran rüzgârlar gِnderdik, kimini korkunç bir ses yakalad, kimini yerin dibine geçirdik, kimini de suda boًduk. Allah onlara zulmetmiyor, asl onlar kendilerine zulmediyorlard.
29|41|Allah'tan baka dostlar edinenlerin durumu, ِrümceًin durumu gibidir. ضrümcek bir yuva edinir; halbuki yuvalarn en çürüًü üphesiz ِrümcek yuvasdr. Keke bilselerdi!
29|42|Allah, onlar'n kendisini brakp da hangi eye yalvardklarn üphesiz bilir. O, mutlak güç ve hikmet sahibidir.
29|43|فte biz, bu temsilleri insanlar için getiriyoruz; fakat onlar ancak bilenler düünüp anlayabilir.
29|44|Allah, gِkleri ve yeri hak olarak (yerli yerince) yaratt. قüphesiz bunda, iman edenler için (Allah'n varlk ve kudretine) bir niâne bulunmaktadr.
29|45|(Resûlüm!) Sana vahyedilen Kitab' oku ve namaz kl. Muhakkak ki, namaz, hayâszlktan ve kِtülükten alkoyar. Allah' anmak elbette (ibadetlerin) en büyüًüdür. Allah yaptklarnz bilir.
29|46|فçlerinden zulmedenleri bir yana, ehl-i kitapla ancak en güzel yoldan mücadele edin ve deyin ki: Bize indirilene de, size indirilene de iman ettik. Bizim Tanrmz da sizin Tanrnz da birdir ve biz O'na teslim olmuuzdur.
29|47|(Resûlüm!) فte bِylece sana (ِnceki kitaplar tasdik eden) bu Kitab' indirdik. Onun için, kendilerine kitap verdiklerimiz ona iman ediyorlar. قunlardan (Araplardan) da ona iman eden nice kimseler vardr. آyetlerimizi, ancak kâfirler (inatlar yüzünden) bile bile inkâr eder.
29|48|Sen bundan ِnce ne bir yaz okur, ne de elinle onu yazardn. ضyle olsayd, bâtla uyanlar kuku duyarlard.
29|49|Hayr, o (Kur'an), kendilerine ilim verilenlerin sînelerinde (yer eden) apaçk âyetlerdir. آyetlerimizi, ancak zalimler bile bile inkâr eder.
29|50|"Ona Rabbinden (bakaca) mucizeler indirilmeli deًil miydi?" derler. De ki: Mucizeler ancak Allah'n katndadr. Ben ise sadece apaçk bir uyarcym.
29|51|Kendilerine okunmakta olan Kitab' sana indirmemiz onlara yetmemi mi? Elbette iman eden bir kavim için onda rahmet ve ibret vardr.
29|52|De ki: Benimle sizin aranzda ahit olarak Allah yeter. O, gِklerde ve yerde ne varsa bilir. Bâtla inanp Allah' inkâr edenler (var ya), ite ziyana uًrayacaklar onlardr.
29|53|Senden, azab çarçabuk (getirmeni) istiyorlar. Eًer ِnceden tayin edilmi bir vade olmasayd, azap elbette onlara gelip çatmt. Fakat onlar farknda deًilken, o anszn kendilerine geliverecektir.
29|54|(Evet) senden azab çarçabuk (getirmeni) istiyorlar. Hiç üpheleri olmasn, cehennem kâfirleri çepeçevre kuatacaktr.
29|55|O günde azap, onlar hem üstlerinden hem ayaklarnn altndan saracak ve Allah (onlara): "Yaptklarnz (cezasn) tadn!" diyecektir.
29|56|Ey iman eden kullarm! قüphesiz, benim arzm genitir. O halde (nerede güven içinde olacaksanz orada) yalnz bana kulluk edin.
29|57|Her can ِlümü tadacaktr. Sonunda bize dِndürüleceksiniz.
29|58|فman edip güzel iler yapanlar, (evet) muhakkak ki onlar, içinde ebedî kalmak üzere altlarndan rmaklar akan cennet kِklerine yerletireceًiz. (Bِyle iyi) iler yapanlarn mükâfat ne güzeldir!
29|59|Onlar, sabreden kimselerdir ve yalnz Rablerine güvenip dayanmaktadrlar.
29|60|Nice canl var ki, rzkn (yannda) tamyor. Onlara da size de rzk veren Allah'tr. O, her eyi iitir ve bilir.
29|61|Andolsun ki onlara: "Gِkleri ve yeri yaratan, günei ve ay buyruًu altnda tutan kimdir?" diye sorsan, mutlaka, "Allah" derler. O halde nasl (haktan) çevrilip dِndürülüyorlar?
29|62|Allah rzk kullarndan dilediًine bol bol verir, dilediًine de ksar. قüphesiz Allah her eyi hakkyla bilendir.
29|63|Andolsun ki onlara: "Gِkten su indirip onunla ِlümünün ardndan yeryüzünü canlandran kimdir?" diye sorsan, mutlaka, "Allah" derler. De ki: (ضyleyse) hamd da Allah'a mahsustur. Fakat onlarn çoًu (sِyledikleri üzerinde) düünmezler.
29|64|Bu dünya hayat sadece bir eًlenceden, bir oyundan ibarettir. Ahiret yurduna (oradaki hayata) gelince, ite asl yaama odur. Keke bilmi olsalard!
29|65|Gemiye bindikleri zaman, dini yalnz O'na has klarak (ihlâsla) Allah'a yalvarrlar. Fakat onlar sâlimen karaya çkarnca, bir bakarsn ki, (Allah'a) ortak komaktadrlar.
29|66|Kendilerine verdiklerimize kar nankِrlük etsinler ve sefa sürsünler bakalm! Ama yaknda bilecekler!
29|67|اevrelerinde insanlar kaplp gِtürülürken, bizim (Mekke'yi) güven içinde kudsî bir yer yaptًmz gِrmediler mi? Hâla bâtla inanp Allah'n nimetine nankِrlük mü ediyorlar?
29|68|Allah'a kar yalan uyduran yahut kendisine hak gelmiken onu yalan sayandan daha zalimi kimdir? Cehennemde kâfirlere yer mi yok!
29|69|Ama bizim uًrumuzda cihad edenleri elbette kendi yollarmza eritir.
30|1|Elif. Lâm. Mîm.
30|2|Rumlar, yenildi.
30|3|Araplarn bulunduًu bِlgeye en yakn bir yerde onlar, Halbuki onlar, bu yenilgilerinden sonra birkaç yl içinde galip geleceklerdir.
30|4|Onlarn bu yenilgilerinden ِnce de sonra da emir Allah'ndr. O gün müminler de Allah'n yardmyla sevineceklerdir.
30|5|Allah, dilediًine yardm eder,galip klar. O, mutlak güç sahibidir, çok esirgeyicidir.
30|6|(Bu) Allah'n vâdettiًidir. Allah vâdinden caymaz; fakat insanlarn çoًu bilmezler.
30|7|Onlar, dünya hayatnn gِrünen yüzünü bilirler. Ahiretten ise, onlar tamamen gafildirler.
30|8|Kendi kendilerine, Allah'n, gِkleri, yeri ve ikisinin arasnda bulunanlar ancak hak olarak ve muayyen bir süre için yarattًn hiç düünmediler mi? فnsanlarn birçoًu, Rablerine kavumay gerçekten inkâr, etmektedirler.
30|9|Onlar, yeryüzünde gezip de kendilerinden ِncekilerin âkbetlerinin nice olduًuna bakmadlar m? Ki onlar, kendilerinden daha güçlü idiler; yeryüzünü kazp altüst etmiler, onu bunlarn imar ettiklerinden daha çok imar etmilerdi. Peygamberleri, onlara da nice açk deliller getirmilerdi. Zaten Allah onlara zulmedecek deًildi; fakat onlar kendi kendilerine zulmetmekteydiler.
30|10|Sonunda, Allah'n âyetlerini yalan sayarak ve onlar alaya alarak kِtülük yapanlarn âkbetleri pek fena oldu.
30|11|Allah, ilkin mahlûkunu yaratr, (ِlümden) sonra da bunu (yaratmay), tekrarlar. Sonunda hep O'na dِndürüleceksiniz.
30|12|Kyametin kopacaً gün, günahkârlar (ümitsizlik içinde) susacaklardr.
30|13|(Allah'a kotuklar) ortaklarndan kendilerine hiçbir efaatç çkmayacaktr. Zaten onlar, ortaklarn da inkâr edeceklerdir.
30|14|Kyamet kopacaً gün, ite o gün (müminlerle inkârclar) birbirlerinden ayrlacaklardr.
30|15|فman edip iyi iler yapanlara gelince, onlar, cennette nimetlere ve sevince mazhar olacaklardr.
30|16|فnkâr edenler, âyetlerimizi ve ahiret bulumasn yalan sayanlar ise, ite onlar azapla yüzyüze braklacaklardr.
30|17|Haydi siz, akama ulatًnzda (akam ve yats vaktinde) sabaha kavutuًunuzda, gündüzün sonunda ve ًِle vaktine eritiًinizde Allah' tesbih edin (namaz kln), ki gِklerde ve yerde hamd O'na mahsustur.
30|18|Haydi siz, akama ulatًnzda (akam ve yats vaktinde) sabaha kavutuًunuzda, gündüzün sonunda ve ًِle vaktine eritiًinizde Allah' tesbih edin (namaz kln), ki gِklerde ve yerde hamd O'na mahsustur.
30|19|ضlüden diriyi, diriden de ِlüyü O çkaryor; yeryüzünü ِlümünün ardndan O canlandryor. فte siz de (kabirlerinizden) bِyle çkarlacaksnz.
30|20|Sizi topraktan yaratmas, O'nun (varlًnn) delillerindendir. Sonra siz, (her tarafa) yaylan insanlar oluverdiniz.
30|21|Kaynamanz için size kendi (cinsi)nizden eler yaratp aranzda sevgi ve merhamet peydâ etmesi de O'nun (varlًnn) delillerindendir. Doًrusu bunda, iyi düünen bir kavim için ibretler vardr.
30|22|O'nun delillerinden biri de, gِkleri ve yeri yaratmas, lisanlarnzn ve renklerinizin deًiik olmasdr. قüphesiz bunda bilenler için (alnacak) dersler vardr.
30|23|Gece olsun gündüz olsun, uyumanz ve Allah'n lütfundan (nasibinizi) aramanz da O'nun (varlًnn) delillerindendir. Gerçekten bunda, iiten bir kavim için ibretler vardr.
30|24|Yine O'nun delillerindendir ki, size korku ve ümit vermek üzere imeًi gِsteriyor, gِkten su indirip ِlümünün ardndan arz onunla diriltiyor. Doًrusu bunda, akln kullanan bir kavim için (alnacak) dersler vardr.
30|25|Gًِün ve yerin O'nun buyruًu ile durmas da O'nun (varlًnn) delillerindendir. Sonra sizi topraktan bir çaًrd m hemen (kabirlerinizden) çkverirsiniz.
30|26|Gِklerde ve yerde olanlar hep O'nundur. Hepsi O'na boyun eًmitir.
30|27|فlkin mahlûkunu yaratp (ِlümden) sonra bunu (yaratmay) tekrarlayan O'dur, ki bu, O'nun için pek kolaydr. Gِklerde ve yerde (tecelli eden) en yüce sfat O'nundur. O, mutlak güç ve hikmet sahibidir.
30|28|Allah size kendinizden bir temsil getirmektedir: Mülkiyetiniz altnda bulunan kِleler içinde, size verdiًimiz rzklarda -birbirinizden çekindiًiniz gibi kendilerinden çekineceًiniz derecede sizinle eit (haklara sahip)- ortaklarnz var m? فte biz âyetlerimizi, akln kullanacak bir kavim için bِylece açklyoruz.
30|29|Gel gِr ki hakszlk edenler, bilgisizce kِtü arzularna uydular. Allah'n saptrdًn kim doًru yola eritirebilir? Onlar için herhangi bir yardmc yoktur.
30|30|(Resûlüm!) Sen yüzünü hanîf olarak dine, Allah insanlar hangi ftrat üzere yaratm ise ona çevir. Allah'n yaratnda deًime yoktur. فte dosdoًru din budur; fakat insanlarn çoًu bilmezler.
30|31|Hepiniz O'na yِnelerek O'na kar gelmekten saknn, namaz kln; müriklerden olmayn.
30|32|Dinlerini parçalayan ve bِlük bِlük olanlardan (olmayn. Bunlardan) her frka, kendilerinde olan ile bِbürlenmektedir.
30|33|فnsanlarn bana bir sknt gelince, Rablerine yِnelerek O'na yalvarrlar. Sonra Allah, katndan onlara bir rahmet (nimet ve bolluk) tattrnca, bakarsnz ki onlardan bir gurup yine Rablerine ortak kouyorlar.
30|34|Kendilerine verdiklerimize nankِrlük etsinler bakalm! Haydi sefa sürün; ama yaknda bileceksiniz!
30|35|Yoksa onlara bir kesin delil indirdik de, o delil, mürik olmalarn m sِylüyor?
30|36|فnsanlara bir rahmet tattrdًmzda ona sevinirler. قayet yaptklarndan ِtürü balarna bir fenalk gelse hemen ümitsizlige düüverirler.
30|37|Gِrmediler mi ki Allah, rzk dilediًine bol bol vermekte, dilediًininkini de daraltmaktadr. قüphesiz imanl bir kavim için bunda ibretler vardr.
30|38|O halde sen, akrabaya, yoksula, yolda kalma hakkn ver. Allah'n rzasn isteyenler için bu, en iyisidir. فte onlar kurtulua erenlerdir.
30|39|فnsanlarn mallarnda art olsun diye verdiًiniz herhangi bir faiz, Allah katnda artmaz. Allah'n rzasn isteyerek verdiًiniz zekâta gelince, ite zekât veren o kimseler, evet onlar (sevaplarn ve mallarn) kat kat arttranlardr.
30|40|Allah, (o yüce varlktr) ki sizi yaratm, sonra rzklandrmtr; sonra O, hayatnz sona erdirecek, daha sonra da sizi (tekrar) diriltecektir. Peki sizin (Allah'a e tuttuًunuz) ortaklarnz içinde bunlardan birini yapabilecek var m? Allah onlarn ortak kotuklarndan münezzehtir ve yücedir.
30|41|فnsanlarn bizzat kendi iledikleri yüzünden karada ve denizde düzen bozuldu, ki Allah yaptklarnn bir ksmn onlara tattrsn; belki de (tuttuklar kِtü yoldan) dِnerler.
30|42|(Resûlüm!) De ki: Yeryüzünde gezip dolan da, daha ِncekilerin âkbetleri nice oldu, gِrün. Onlarn çoًu mürik idi.
30|43|Allah katndan, dِnüü olmayan bir gün (kyamet günü) gelmeden ِnce yِnünü o gerçek dine çevir! O gün (insanlar) bِlük bِlük ayrlacaklardr.
30|44|Kim inkâr ederse, inkâr kendi aleyhine olur. فyi iler yapanlara gelince, onlar da kendileri için (cennetteki yerlerini) hazrlam olurlar.
30|45|Zira Allah, iman edip iyi iler yapanlara kendi lütfundan karlk verecektir. قüphesiz O, kâfirleri sevmez.
30|46|Size rahmetinden tattrsn, emriyle gemiler yüzsün, fazlndan (nasibinizi) arayasnz ve ükredesiniz diye (hayat ve bereket) müjdecileri olarak rüzgârlar gِndermesi de Allah'n (varlk ve kudretinin) delillerindendir.
30|47|Andolsun ki, biz senden ِnce kendi kavimlerine nice peygamberler gِnderdik de onlara açk deliller getirdiler. (Onlar dinlemeyip) günaha dalanlarn ise cezalarn hakkyla vermiizdir. Müminlere yardm etmek de bize düer.
30|48|Allah O'dur ki, rüzgârlar gِnderir, bunlar da bulutu kaldrr. Derken, Allah onu gِkte dilediًi gibi yayar ve parça parça eder; nihayet arasndan yaًmurun çktًn gِrürsün. Allah dilediًi kullarna yaًmuru nasip edince, onlar seviniverirler.
30|49|0ysa onlar, daha ِnce, üzerlerine yaًmur yaًdrlmasndan iyice ümitlerini kesmilerdi.
30|50|Allah'n rahmetinin eserlerine bir bak: Arz, ِlümünün ardndan nasl diriltiyor! قüphesiz O, ِlüleri de mutlaka diriltecektir. O, her eye kadirdir.
30|51|Andolsun ki, bir rüzgâr gِndersek de onu (ekini) sararm gِrseler, ardndan muhakkak nankِrlüًe balarlar.
30|52|(Resûlüm!) Elbette sen ِlülere duyuramazsn; arkalarn dِnüp giderlerken saًrlara o daveti iittiremezsin.
30|53|Kِrleri de sapklklarndan (vazgeçirip) doًru yola iletemezsin. Ancak teslimiyet gِstererek âyetlerimize iman edenlere duyurabilirsin.
30|54|Sizi güçsüz yaratan, sonra güçsüzlügün ardndan kuvvet veren ve sonra kuvvetin ardndan güçsüzlük ve ihtiyarlk veren, Allah'tr. O, dilediًini yaratr. O, hakkyla bilendir, üstün kudret sahibidir.
30|55|Kyamet koptuًu gün, günahkârlar, (dünyada) ancak pek ksa bir süre kaldklarna yemin ederler. فte onlar, (dünyada da haktan) bِyle dِndürülüyorlard.
30|56|Kendilerine ilim ve iman verilenler ِyle derler: Andolsun ki siz, Allah'n yazsnda (hükmedildiًi gibi) yeniden dirilme gününe kadar kaldnz. فte bugün yeniden dirilme günüdür; fakat siz onu tanmyordunuz.
30|57|Artk o gün, zulmedenlerin (beyan edecekleri) mazeretleri fayda vermeyeceًi gibi, onlardan Allah' honut etmeye çalmalar da istenmez.
30|58|Andolsun ki biz, bu Kur'an'da insanlar için her çeit misale yer vermiizdir. قayet onlara bir mucize getirsen inkârclar kesinlikle ِyle diyeceklerdir: Siz ancak bâtl eyler ortaya atmaktasnz.
30|59|فte bilmeyenlerin (hakk tanmayanlarn) kalplerini Allah bِylece mühürler.
30|60|(Resûlüm!) Sen imdi sabret. Bil ki Allah'n vâdi gerçektir. (Buna) iyice inanmam olanlar, sakn seni gevekliًe sevketmesin!
31|1|Elif. Lâm. Mîm.
31|2|فte bu âyetler, hikmet dolu Kitab'n âyetleridir.
31|3|Güzel davrananlar için bir hidayet rehberi ve rahmet olmak üzere (indirilmitir).
31|4|O kimseler, namaz klarlar, zekât verirler; onlar ahirete de kesin olarak iman ederler.
31|5|فte onlar, Rableri tarafndan gِsterilmi doًru yol üzeredirler ve onlar kurtulua erenlerdir.
31|6|فnsanlardan ِylesi var ki, herhangi bir ilmî delile dayanmadan Allah yolundan saptrmak ve sonra da onunla alay etmek için bo laf satn alr. فte onlara rüsvay edici bir azap vardr.
31|7|Ona âyetlerimiz okunduًu zaman, sanki bunlar iitmemi, sanki kulaklarnda aًrlk varrm gibi büyüklük taslayarak yüz çevirir. Sen de ona ackl bir azabn müjdesini ver!
31|8|قüphesiz, iman edip de güzel davranlarda bulunanlar için, nimetleri bol cennetler vardr.
31|9|Orada ebedi kalacaklardr. Bu, Allah'n verdiًi gerçek sِzdür. O, mutlak güç ve hikmet sahibidir.
31|10|O, gِkleri gِrebildiًiniz bir direk olmakszn yaratt, sizi sarsmasn diye yere de ulu daًlar koydu ve orada her çeit canly yayd. Biz gِkyüzünden su indirip, orada her faydal nebattan çift çift bitirdik.
31|11|فte bunlar Allah'n yarattklardr. قimdi (ey kâfirler!) O'ndan bakasnn ne yarattًn bana gِsterin! Hayr (gِsteremezler)! Zalimler açk bir sapklk içindedirler.
31|12|Andolsun biz Lokman'a: Allah'a ükret! diyerek hikmet verdik. قükreden ancak kendisi için ükretmi olur. Nankِrlük eden de bilsin ki, Allah hiçbir eye muhtaç deًildir, her türlü ِvgüye lâyktr.
31|13|Lokman, oًluna ًِüt vererek: Yavrucuًum! Allah'a ortak koma! Doًrusu irk, büyük bir zulümdür, demiti.
31|14|Biz insana, ana-babasna iyi davranmasn tavsiye etmiizdir. اünkü anas onu nice skntlara katlanarak tamtr. Sütten ayrlmas da iki yl içinde olur. (فte bunun için) ِnce bana, sonra da ana-babana ükret diye tavsiyede bulunmuuzdur. Dِnü ancak banadr.
31|15|Eًer onlar seni, hakknda bilgin olmayan bir eyi (kِrü kِrüne) bana ortak koman için zorlarlarsa, onlara itaat etme. Onlarla dünyada iyi geçin. Bana yِnelenlerin yoluna uy. Sonunda dِnüünüz ancak banadr. O zaman size, yapm olduklarnz haber veririm.
31|16|(Lokman, ًِütlerine devamla ِyle demiti:) Yavrucuًum! Yaptًn i (iyilik veya kِtülük), bir hardal tanesi aًrlًnda bile olsa ve bu, bir kayann içinde veya gِklerde yahut yerin derinliklerinde bulunsa, yine de Allah onu (senin karna) getirir. Doًrusu Allah, en ince ileri gِrüp bilmektedir ve her eyden haberdardr.
31|17|Yavrucuًum! Namaz kl, iyiliًi emret, kِtülükten vazgeçirmeye çal, bana gelenlere sabret. Doًrusu bunlar, azmedilmeye deًer ilerdir.
31|18|Küçümseyerek insanlardan yüz çevirme ve yeryüzünde bِbürlenerek yürüme. Zira Allah, kendini beًenmi ِvünüp duran kimseleri asla sevmez.
31|19|Yürüyüünde tabiî ol, sesini alçalt. Unutma ki, seslerin en çirkini merkeplerin sesidir.
31|20|Allah'n, gِklerde ve yerdeki (nice varlk ve imkânlar) sizin emrinize verdiًini, nimetlerini açk ve gizli olarak size bolca ihsan ettiًini gِrmediniz mi? Yine de, insanlar içinde, -bilgisi, rehberi ve aydnlatc bir kitab yokken- Allah hakknda tartan kimseler vardr.
31|21|Onlara "Allah'n indirdiًine uyun" dendiًinde: Hayr, biz babalarmz üzerinde bulduًumuz yola uyarz, derler. Ya eytan; onlar alevli atein azabna çaًryor idiyse!
31|22|فyi davranlar içinde kendini bütünüyle Allah'a veren kimse, gerçekten en saًlam kulpa yapmtr. Zaten bütün ilerin sonu Allah'a varr.
31|23|(Resûlüm!) فnkâr edenin inkâr seni üzmesin. Onlarn dِnüü ancak bizedir. فte o zaman yaptklarn kendilerine haber veririz. Allah kalplerde olan üphesiz çok iyi bilir.
31|24|Onlar biraz faydalandrr, sonra kendilerini aًr bir azaba sürükleriz.
31|25|Andolsun ki onlara, "Gِkleri ve yeri kim yaratt?" diye sorsan, mutlaka "Allah..." derler. De ki: (ضyleyse) ِvgü de yalnz Allah'a mahsustur, ama onlarn çoًu bilmezler.
31|26|Gِklerde ve yerde ne varsa, hepsi Allah'ndr. Bilinmeli ki, asl ganî ve ِvülmeye lâyk olan Allah'tr.
31|27|قayet yeryüzündeki aًaçlar kalem, deniz de arkasndan yedi deniz katlarak (mürekkep olsa) yine Allah'n sِzleri (yazmakla) tükenmez. قüphe yok ki Allah mutlak galip ve hikmet sahibidir.
31|28|(فnsanlar!) Sizin yaratlmanz ve diriltilmeniz, ancak tek bir kiinin yaratlmas ve diriltilmesi gibidir. Unutulmasn ki, Allah her eyi bilen ve gِrendir.
31|29|Bilmez misin ki Allah, geceyi gündüze ve gündüzü geceye katmaktadr. Günei ve ay da buyruًu altna almtr. Bunlarn her biri belli bir vâdeye kadar hareketine devam eder. Ve Allah, yaptklarnzdan tamamen haberdardr.
31|30|اünkü Allah, hakkn ta kendisidir; O'ndan baka taptklar ise hiç üphesiz bâtldr. Gerçekten Allah çok yüce, çok uludur.
31|31|Size varlًnn delillerini gِstermesi için, Allah'n lütfuyla gemilerin denizde yüzdüًünü gِrrmedin mi? قüphesiz bunda, çok sabreden, çok ükreden herkes için ibretler vardr.
31|32|Daًlar gibi dalgalar onlar kuattً zaman, dini tamamen Allah'a has klarak (ihlâsla) O'na yalvarrlar. Allah onlar karaya çkararak kurtardً vakit içlerinden bir ksm orta yolu tutar. Zaten bizim âyetlerimizi, ancak nankِr hâinler bilerek inkâr eder.
31|33|Ey فnsanlar! Rabbinize kar gelmekten saknn. Ne babann evlâd, ne evlâdn babas nâmna bir ey ِdeyemeyeceًi günden çekinin. Bilin ki, Allah'n verdiًi sِz gerçektir. Sakn dünya hayat sizi aldatmasn ve eytan, Allah'n affna güvendirerek sizi kandrmasn.
31|34|Kyamet vakti hakkndaki bilgi, ancak Allah'n katndadr. Yaًmuru O yaًdrr, rahimlerde olan O bilir. Hiç kimse yarn ne kazanacaًn bilemez. Yine hiç kimse nerede ِleceًini bilemez. قüphesiz Allah, her eyi bilendir, her eyden haberdardr.
32|1|Elif. Lâm. Mîm.
32|2|Bu Kitab'n, âlemlerin Rabbi tarafndan indirilmi olduًunda asla üphe yoktur.
32|3|"Onu Peygamber kendisi uydurdu" diyorlar ِyle mi? Hayr! O, senden ِnce kendilerine hiçbir uyarc (peygamber) gelmemi bir kavmi uyarman için -doًru yolu bulalar diye- Rabbinden gِnderilen hak (Kitap) tr.
32|4|Gِkleri, yeri ve bunlarn arasndakileri alt günde (devirde) yaratan, sonra ara istivâ eden Allah'tr. O'ndan baka ne bir dost ne de bir efaatçnz vardr. Artk düünüp ًِüt almaz msnz?
32|5|Allah, gِkten yere kadar her ii düzenleyip yِnetir. Sonra (bütün bu iler) sizin sayageldiklerinize gِre bin yl tutan bir günde O'nun nezdine çkar.
32|6|فte, gِrülmeyeni de gِrüleni de bilen, mutlak galip ve merhamet sahibi O'dur.
32|7|O (Allah) ki, yarattً her eyi güzel yapm ve ilk bata insan çamurdan yaratmtr.
32|8|Sonra onun zürryetini, dayanksz bir suyun ِzünden üretmitir.
32|9|Sonra onu tamamlayp ekillendirmi, ona kendi ruhundan üflemitir. Ve sizin için kulaklar, gِzler, kalpler yaratmtr. Ne kadar az ükrediyorsunuz!
32|10|"Topraًn içinde kaybolduًumuz zaman, gerçekten (o vakit) biz mi yeniden yaratlacaًz?" derler. Doًrusu onlar Rablerine kavumay inkâr etmektedirler.
32|11|De ki: Size vekil klnan (bu konuda gِrevlendirilen) ِlüm meleًi cannz alacak, sonra Rabbinize dِndürüleceksiniz.
32|12|O günahkârlarn, Rableri huzurunda balarn ِne eًecekleri, "Rabbimiz! Gِrdük duyduk, imdi bizi (dünyaya) geri gِnder de, iyi iler yapalm, artk kesin olarak inandk" diyecekleri zaman bir gِrsen!
32|13|Biz dilesek, elbette herkese hidayetini verirdik. Fakat, "Cehennemi hem cinlerden hem insanlardan bir ksmyla dolduracaًm" diye benden kesin sِz çkmtr.
32|14|(O gün onlara ِyle diyeceًiz:) Bu güne kavumay unutmanzn cezasn imdi tadn bakalm! Doًrusu biz de sizi unuttuk; yaptklarnzdan ِtürü ebedî azab tadn!
32|15|Bizim âyetlerimize ancak o kimseler inanrlar ki, bunlarla kendilerine ًِüt verildiًinde, büyüklük taslamadan secdeye kapanrlar ve Rablerini hamd ile tesbih ederler.
32|16|Korkuyla ve umutla Rablerine yalvarmak üzere (ibadet ettikleri için), vücutlar yataklardan uzak kalr ve kendilerine verdiًimiz rzktan Allah yolunda harcarlar.
32|17|Yaptklarna karlk olarak, onlar için ne mutluluklar saklandًn hiç kimse bilemez.
32|18|ضyle ya, mümin olan, yoldan çkm kimse gibi midir? Bunlar elbette bir olamazlar.
32|19|فman edip de, iyi iler yapanlara gelince, onlar için yaptklarna karlk olarak varp kalacaklar cennet konaklar vardr.
32|20|Yoldan çkanlar ise, onlarn varacaklar yer atetir. Oradan her çkmak istediklerinde geri çevrilirler ve kendilerine: Yalandr deyip durduًunuz cehennem azabn tadn! denir.
32|21|En büyük azaptan ِnce, onlara mutlaka en yakn azaptan tattracaًz; olur ki (imana) dِnerler.
32|22|Kendisine Rabbinin âyetleri hatrlatldktan sonra onlardan yüz çevirenden daha zalim kim olabilir! Muhakkak ki biz, günahkârlara, lâyk olduklar cezay veririz.
32|23|Andolsun biz Musa'ya Kitap verdik, -(Resûlüm!) sen ona kavuacaًndan üphe etme- ve onu فsrailoًullarna hidayet rehberi kldk.
32|24|Sabrettikleri ve âyetlerimize kesinlikle inandklar zaman, onlarn içinden, buyruًumuzla doًru yola ileten rehberler tayin etmitik.
32|25|Muhakkak ki Rabbin, ihtilâf etmekte olduklar eyler hakknda kyamet günü onlarn aralarnda hükmedecektir.
32|26|Halen yurtlarnda gezip dolatklar kendilerinden ِnceki nice nesilleri helâk ediimiz onlar doًru yola sevketmedi mi? Bunlarda elbette ibretler vardr. Hâla kulak vermezler mi?
32|27|Kupkuru yerlere suyu ulatrdًmz, onunla gerek hayvanlarnn gerekse kendilerinin yiyegeldikleri ekini çkarmakta olduًumuzu da gِrmediler mi? Hâla da gِremeyecekler mi?
32|28|Eًer doًru sِylüyorsanz, bu fetih (ve hüküm) günü hani ne zaman? derler.
32|29|De ki: Fetih (ve hüküm) gününde inkârclara (o gün ettikleri) imanlar fayda vermeyecek ve kendilerine mühlet de tannmayacaktr!
32|30|Artk sen onlar brak ve bekle. Zaten onlar da beklemektedirler.
33|1|Ey Peygamber! Allah'tan kork, kâfirlere ve münafklara boyun eًme. Elbette Allah her eyi bilmekte ve yerli yerince yapmaktadr.
33|2|Rabbinden sana vahyedilene uy. قüphesiz Allah, bütün yaptklarnzdan haberdardr.
33|3|Allah'a güven. Vekîl olarak Allah yeter.
33|4|Allah, bir adamn içinde iki kalp yaratmadً gibi, "zhâr" yaptًnz elerinizi de analarnz yerinde tutmad ve evlâtlklarnz da ِz oًullarnz olarak tanmad. Bunlar sizin aًzlarnza geliveren sِzlerden ibarettir. Allah ise gerçeًi sِyler ve doًru yola O eritirir.
33|5|Onlar (evlât edindiklerinizi) babalarna nisbet ederek çaًrn. Allah yannda en doًrusu budur. Eًer babalarnn kim olduًunu bilmiyorsanz, bu takdirde onlar din kardeleriniz ve gِrüp gِzettiًiniz kimseler olarak kabul edin. Yanlarak yaptklarnzda size vebal yok; fakat kalplerinizin bile bile yِneldiًinde günah vardr. Allah baًlayandr, esirgeyendir.
33|6|Peygamber, müminlere kendi canlarndan daha yakndr. Eleri, onlarn analardr. Akraba olanlar, Allah'n Kitabna gِre, (mirasçlk bakmndan) birbirlerine diًer müminlerden ve muhacirlerden daha yakndrlar; ancak, dostlarnza uygun bir vasiyet yapmanz müstesnadr. Bunlar Kitap'ta yazl bulunmaktadr.
33|7|Hani biz peygamberlerden sِz almtk; senden, Nuh'tan, فbrahim'den, Musa'dan ve Meryem oًlu فsa'dan da. (Evet) biz onlardan pek saًlam bir sِz aldk.
33|8|Allah bu sِzü doًrular doًruluklaryla sorumlu klmak için ald. Kâfirler için de çok ackl bir azap hazrlad.
33|9|Ey iman edenler! Allah'n size olan nimetini hatrlayn; hani size ordular saldrmt da, biz onlara kar bir rüzgâr ve sizin gِrmediًiniz ordular gِndermitik. Allah ne yaptًnz çok iyi gِrmekteydi.
33|10|Onlar hem yukarnzdan hem aaً tarafnzdan (vâdinin üstünden ve alt yanndan) üzerinize yürüdükleri zaman; gِzler yldً, yürekler grtlaًa geldiًi ve siz Allah hakknda türlü türlü eyler düündüًünüz zaman;
33|11|فte orada iman sahipleri imtihandan geçirilmi ve iddetli bir sarsntya uًratlmlard.
33|12|Ve o zaman, münafklar ile kalplerinde hastalk (iman zayflً) bulunanlar: Meًer Allah ve Resûlü bize sadece kuru vaadlerde bulunmular! diyorlard.
33|13|Onlardan bir gurup da demiti ki: Ey Yesribliler (Medineliler)! Artk sizin için durmann sras deًil, haydi dِnün! فçlerinden bir ksm ise: Gerçekten evlerimiz emniyette deًil, diyerek Peygamber'den izin istiyordu; oysa evleri tehlikede deًildi, sadece kaçmay arzuluyorlard.
33|14|Medine'nin her yanndan üzerlerine saldrlsayd da, o zaman savamalar istenseydi, üphesiz hemen savaa katlrlar ve evlerinde pek eًlenmezlerdi.
33|15|Andolsun ki daha ِnce onlar, srt çevirip kaçmayacaklarna dair Allah'a sِz vermilerdi. Allah'a verilen sِz mesuliyeti gerektirir!
33|16|(Resûlüm!) De ki: Eًer ِlümden veya ِldürülmekten kaçyorsanz, kaçmann size asla faydas olmaz! (Eceliniz gelmemi ise) o takdirde de, yaatlacaًnz süre çok deًildir.
33|17|De ki: Allah size bir kِtülük dilerse, O'na kar sizi kim korur; ya da size rahmet dilerse (size kim zarar verebilir)? Onlar, kendilerine Allah'tan baka ne bir dost bulurlar ne de bir yardmc.
33|18|Allah, içinizden (savatan) alkoyanlar ve yandalarna: "Bize katln" diyenleri gerçekten biliyor. Zaten bunlarn pek az savaa gelir.
33|19|(Gelseler de) size kar pek hasistirler. Hele korku gelip çatt m, üzerine ِlüm baygnlً çِkmü gibi gِzleri dِnerek sana baktklarn gِrürsün. Korku gidince ise, mala dükünlük gِstererek sizi sivri dilleri ile incitirler. Onlar iman etmi deًillerdir; bunun için Allah onlarn yaptklarn boa çkarmtr. Bu, Allah'a gِre kolaydr.
33|20|Bunlar, düman birliklerinin bozulup gitmedikleri evham içindedirler. Müttefikler ordusu yine gelecek olsa, isterler ki, çِlde gِçebe Araplar içinde bulunsunlar da, sizin haberlerinizi (uzaktan) sorsunlar. Zaten içinizde bulunsalard dahi pek savaacak deًillerdi.
33|21|Andolsun ki, Resulullah, sizin için, Allah'a ve ahiret gününe kavumay umanlar ve Allah' çok zikredenler için güzel bir ِrnektir.
33|22|Müminler ise, düman birliklerini gِrdüklerinde: فte Allah ve Resûlü'nün bize vâdettiًi! Allah ve Resûlü doًru sِylemitir, dediler. Bu (ordularn gelii), onlarn ancak imanlarn ve Allah'a baًllklarn arttrd.
33|23|Müminler içinde Allah'a verdikleri sِzde duran nice erler var. فte onlardan kimi, sِzünü yerine getirip o yolda cann vermitir; kimi de (ehitliًi) beklemektedir. Onlar hiçbir ekilde (sِzlerini) deًitirmemilerdir.
33|24|اünkü Allah sadâkat gِsterenleri sadâkatlar sebebiyle mükâfatlandracak, münafklara -dilerse- azap edecek yahut da (tevbe ederlerse) tevbelerini kabul edecektir. قüphesiz Allah, baًlayandr, esirgeyendir.
33|25|Allah, o inkâr edenleri hiçbir fayda elde edemeden ِfkeleri ile geri çevirdi. Allah (n yardm) savata müminlere yetti. Allah güçlüdür, mutlak galiptir.
33|26|Allah, ehl-i kitaptan, onlara (mürik ordularna) yardm edenleri kalelerinden indirdi ve kalplerine korku düürdü; bir ksmn ِldürüyor, bir ksmn da esir alyordunuz.
33|27|Allah, onlarn yerlerine, yurtlarna, mallarna ve ayak basmadًnz topraklara sizi mirasç yapt. Allah'n her eye gücü yeter.
33|28|Ey Peygamber! Elerine ِyle sِyle: Eًer dünya dirliًini ve süsünü (refahn) istiyorsanz, gelin size boanma bedellerinizi vereyim de, sizi güzellikle salvereyim.
33|29|Eًer Allah', Peygamberini ve ahiret yurdunu diliyorsanz, bilin ki, Allah, içinizden güzel davrananlar için büyük bir mükâfat hazrlamtr.
33|30|Ey peygamber hanmlar! Sizden kim açk bir hayâszlk yaparsa, onun azab iki katna çkarlr. Bu, Allah'a gِre kolaydr.
33|31|Sizden kim, Allah'a ve Resûlüne itaat eder ve yararl i yaparsa ona mükâfatn iki kat veririz. Ve ona (cennette) bol rzk hazrlamzdr.
33|32|Ey Peygamber hanmlar! Siz, kadnlardan herhangi biri gibi deًilsiniz. Eًer (Allah'tan) korkuyorsanz, (yabanc erkeklere kar) çekici bir eda ile konumayn; sonra kalbinde hastalk bulunan kimse ümide kaplr. Güzel sِz sِyleyin.
33|33|Evlerinizde oturun, eski cahiliye âdetinde olduًu gibi açlp saçlmayn. Namaz kln, zekât verin, Allah'a ve Resûlüne itaat edin. Ey Ehl-i Beyt! Allah sizden, sadece günah gidermek ve sizi tertemiz yapmak istiyor.
33|34|Evlerinizde okunan Allah'n âyetlerini ve hikmeti hatrlayn. قüphesiz Allah, her eyin iç yüzünü bilendir ve her eyden haberi olandr.
33|35|Müslüman erkekler ve müslüman kadnlar, mümin erkekler ve mümin kadnlar, taata devam eden erkekler ve taata devam eden kadnlar, doًru erkekler ve doًru kadnlar, sabreden erkekler ve sabreden kadnlar, mütevazi erkekler ve mütevazi kadnlar, sadaka veren erkekler ve sadaka veren kadnlar, oruç tutan erkekler ve oruç tutan kadnlar, rzlarn koruyan erkekler ve (rzlarn) koruyan kadnlar, Allah' çok zikreden erkekler ve zikreden kadnlar var ya; ite Allah, bunlar için bir maًfiret ve büyük bir mükâfat hazrlamtr.
33|36|Allah ve Resûlü bir ie hüküm verdiًi zaman, inanm bir erkek ve kadna o ii kendi isteklerine gِre seçme hakk yoktur. Her kim Allah ve Resûlüne kar gelirse, apaçk bir sapklًa dümü olur.
33|37|(Resûlüm!) Hani Allah'n nimet verdiًi, senin de kendisine iyilik ettiًin kimseye: Eini yannda tut, Allah'tan kork! diyordun. Allah'n açًa vuracaً eyi, insanlardan çekinerek içinde gizliyordun. Oysa asl korkmana lâyk olan Allah'tr. Zeyd, o kadndan iliiًini kesince biz onu sana nikâhladk ki evlâtlklar, karlaryla ilikilerini kestiklerinde (o kadnlarla evlenmek isterlerse) müminlere bir güçlük olmasn. Allah'n emri yerine getirilmitir.
33|38|Allah'n, kendisine helâl kldً eyde Peygamber'e herhangi bir vebâl yoktur. ضnce gelip geçenler arasnda da Allah'n âdeti bِyle idi. Allah'n emri mutlaka yerine gelecek, yazlm bir kaderdir.
33|39|O peygamberler ki Allah'n gِnderdiًi emirleri duyururlar, Allah'tan korkarlar ve O'ndan baka kimseden korkmazlar. Hesap gِrücü olarak Allah (herkese) yeter.
33|40|Muhammed, sizin erkeklerinizden hiçbirinin babas deًildir. Fakat o, Allah'n Resûlü ve peygamberlerin sonuncusudur. Allah her eyi hakkyla bilendir.
33|41|Ey inananlar! Allah' çokça zikredin.
33|42|Ve O'nu sabah-akam tesbih edin.
33|43|Sizi karanlklardan aydnlًa çkarmak için üzerinize rahmetini gِnderen O'dur. Melekleri de size istiًfar eder. Allah, müminlere kar çok merhametlidir.
33|44|Kendisine kavutuklar gün, Allah'n onlara iltifat, "selâm" dr. Allah onlara çok deًerli mükâfat hazrlamtr.
33|45|Ey Peygamber! Biz seni hakikaten bir ahit, bir müjdeleyici ve bir uyarc olarak gِnderdik.
33|46|Allah'n izniyle, bir davetçi ve nûr saçan bir kandil olarak (gِnderdik).
33|47|Allah'tan büyük bir lütfa ereceklerini müminlere müjdele.
33|48|Kâfirlere ve münafklara boyun eًme. Onlarn eziyetlerine aldrma. Allah'a güvenip dayan, vekîl ve destek olarak Allah yeter.
33|49|Ey iman edenler! Mümin kadnlar nikâhlayp da, henüz zifafa girmeden onlar boarsanz, onlar sayacaًnz bir iddet süresince bekletme hakknz yoktur. O halde onlar (bir baًla) memnun edin ve onlar güzel bir ekilde serbest brakn.
33|50|Ey Peygamber! Mehirlerini verdiًin hanmlarn, Allah'n sana ganimet olarak verdiًi ve elinin altnda bulunan cariyeleri, amcann, halann, daynn ve teyzenin seninle beraber gِç eden kzlarn sana helâl kldk. Bir de Peygamber kendisiyle evlenmek istediًi takdirde, kendisini peygambere hibe eden mümin kadn, diًer müminlere deًil, srf sana mahsus olmak üzere (helâl kldk). Kukusuz biz, hanmlar ve ellerinin altnda bulunan cariyeleri hakknda müminlere neyi farz kldًmz biliriz. (Bu hususta ne yapmalar lâzm geldiًini onlara açkladk) ki, sana bir zorluk olmasn. Allah baًlayandr, merhamet edendir.
33|51|Onlardan dilediًini geriye brakr, dilediًini de yanna alrsn. Boadًn hanmlarndan arzu ettiًini tekrar yanna almanda, senin üzerine bir günah yoktur. Bِyle yapman onlarn mutlu olmalarna, üzülmemelerine ve hepsinin, senin verdiklerine raz olmalarna daha uygundur. Allah, kalplerinizde olan bilir. Allah hakkyle bilendir, halîmdir.
33|52|Bundan sonra artk baka kadnlarla evlenmen, elinin altnda bulunan cariyeler hariç, güzellikleri houna gitse bile, bunlarn yerine baka hanmlar alman sana helâl deًildir. Allah her eyi gِzetler.
33|53|Ey iman edenler! Siz zamann gِzetlemeksizin, bir yemeًe davet edilmedikçe, Peygamber'in evlerine girmeyin. Ancak davet edildiًiniz vakit girin. Yemeًi yediًinizde hemen daًln, sohbete dalmayn. اünkü bu hareketiniz Peygamber'i üzmekte, fakat o (size bunu sِylemekten) utanmaktadr. Ama Allah, hakk sِylemekten çekinmez. Peygamber'in hanmlarndan bir ey istediًiniz zaman perde arkasndan isteyin. Bu, hem sizin kalpleriniz, hem de onlarn kalpleri için daha temiz bir davrantr. Sizin Allah'n Resûlünü üzmeniz ve kendisinden sonra onun hanmlarn nikâhlamanz asla caiz olamaz. اünkü bu, Allah katnda büyük (bir günah) tr.
33|54|Bir eyi açًa vursanz da, gizleseniz de üphe yok ki Allah, her eyi gayet iyi bilmektedir.
33|55|Onlara (Peygamber'in hanmlarna), babalar, oًullar, kardeleri, kardelerinin oًullar, kz kardelerinin oًullar, kadnlar (mümin kadnlar) ve ellerinin altnda bulunan câriyelerinden dolay bir günah yoktur. (Ey Peygamber hanmlar!) Allah'tan korkun; üphesiz Allah, her eye ahittir.
33|56|Allah ve melekleri, Peygamber'e çok salevât getirirler. Ey müminler! Siz de ona salevât getirin ve tam bir teslimiyetle selam verin.
33|57|Allah ve Resûlünü incitenlere Allah, dünyada ve ahirette lânet etmi ve onlar için horlayc bir azap hazrlamtr.
33|58|Mümin erkeklere ve mümin kadnlara, yapmadklar bir eyden dolay eziyet edenler, üphesiz bir iftira ve apaçk bir günah yüklenmilerdir.
33|59|Ey Peygamber! Hanmlarna, kzlarna ve müminlerin kadnlarna (bir ihtiyaç için dar çktklar zaman) d ِrtülerini üstlerine almalarn sِyle. Onlarn tannmas ve incitilmemesi için en elverili olan budur. Allah baًlayandr, esirgeyendir.
33|60|Andolsun, iki yüzlüler, kalplerinde hastalk bulunanlar (fuhu düüncesi tayanlar), ehirde kِtü haber yayanlar (bu hallerinden) vazgeçmezlerse, seni onlara musallat ederiz (onlarla savaman ve onlar ehirden sürüp çkarman sana emrederiz); sonra orada, senin yannda ancak az bir zaman kalabilirler.
33|61|Hepsi de lânetlenmi olarak nerede ele geçirilirlerse, yakalanr ve mutlaka ِldürülürler.
33|62|Allah'n ِnceden geçenler hakkndaki kanunu budur. Allah'n kanununda asla bir deًiiklik bulamazsn.
33|63|فnsanlar sana kyametin zamann soruyorlar. De ki: Onun bilgisi Allah katndadr. Ne bilirsin, belki de zaman yakndr.
33|64|قu muhakkak ki, Allah kâfirleri rahmetinden kovmu ve onlara çlgn bir ate hazrlamtr.
33|65|(Onlar) orada ebedî olarak kalacaklar, (kendilerini koruyacak) ne bir dost ne de bir yardmc bulacaklardr.
33|66|Yüzleri atete evrilip çevrildiًi gün: Eyvah bize! Keke Allah'a itaat etseydik, Peygamber'e de itaat etseydik! derler.
33|67|Ey Rabbimiz! Biz reislerimize ve büyüklerimize uyduk da onlar bizi yolda saptrdlar, derler.
33|68|Rabbimiz! Onlara iki kat azap ver ve onlar büyük bir lânetle rahmetinden kov.
33|69|Ey iman edenler! Siz de Musa'ya eziyet edenler gibi olmayn. Nihayet Allah onu, dedikleri eyden temize çkard. O, Allah yannda erefli idi.
33|70|Ey iman edenler! Allah'tan korkun ve doًru sِz sِyleyin.
33|71|(Bِyle davranrsanz) Allah ilerinizi düzeltir ve günahlarnz baًlar. Kim Allah ve Resûlüne itaat ederse büyük bir kurtulua ermi olur.
33|72|Biz emaneti, gِklere, yere ve daًlara teklif ettik de onlar bunu yüklenmekten çekindiler, (sorumluluًundan) korktular. Onu insan yüklendi. Doًrusu o çok zalim, çok cahildir.
33|73|(Allah bu emaneti insana vermek sûretiyle), münafk erkeklere ve münafk kadnlara, mürik erkeklere ve mürik kadnlara azap edecek, inanan erkeklerin ve inanan kadnlarn da tevbesini kabul buyuracaktr. Allah baًlayandr, merhamet edendir.
34|1|Hamd, gِklerde ve yerde bulunanlarn hepsinin sahibi olan Allah'a mahsustur. Ahirette de hamd O'na mahsustur. O, hikmet sahibidir, (her eyden) haberi olandr.
34|2|Yerin içine gireni ve ondan çkan; gِkten ineni, oraya çkan bilir. O, esirgeyendir, baًlayandr.
34|3|فnkârclar: Kyamet bize gelmeyecek, dediler. De ki: Hayr! Gayb bilen Rabbim hakk için o, mutlaka size gelecektir. Gِklerde ve yerde zerre miktar bir ey bile O'ndan gizli kalmaz. Bundan daha küçük ve daha büyüًü de üphesiz, apaçk kitaptadr (yazldr).
34|4|Allah, inanp iyi iler yapanlar mükâfatlandrmak için (her eyi açk bir kitapta tesbit etmitir). Onlar için büyük bir maًfiret ve güzel bir rzk vardr.
34|5|آyetlerimizi hükümsüz brakmak için yarrcasna uًraanlar için de, en kِtüsünden, elem verici bir azap vardr.
34|6|Kendilerine bilgi verilenler, Rabbinden sana indirilenin (Kur'an'n) gerçek olduًunu bilir; onun, mutlak galip ve ِvgüye lâyk olan (Allah'n) yoluna ilettiًini gِrürler.
34|7|Kâfir olanlar (kendi aralarnda) ِyle dediler: اürüyüp paramparça olduًunuz vakit yeniden dirileceًinizi sِyleyerek haber veren kiiyi gِsterelim mi?
34|8|"Acaba o, yalan yere Allah'a iftira m etmitir? Yoksa onda delilik mi var?" (dediler). Hayr! Ahirete inanmayanlar azaptadrlar ve derin bir sapklk içindedirler.
34|9|Onlar, gِkte ve yerde ِnlerine ve arkalarna bakmyorlar m? Dilesek onlar yere batrrz, ya da üzerlerine gِkten parçalar düürürüz. قüphesiz bunda (Rabbine) yِnelen her kul için bir ibret vardr.
34|10|Andolsun, Davud'a tarafmzdan bir üstünlük verdik. "Ey daًlar ve kular! Onunla beraber tesbih edin" dedik. Ona demiri yumuattk.
34|11|Geni zrhlar imal et, dokumasn ِlçülü yap. (Ey Davud hanedan!) فyi iler yapn. Kukusuz ben, yaptklarnz gِrmekteyim, diye (vahyettik).
34|12|Sabah gidii bir aylk mesafe, akam dِnüü yine bir aylk mesafe olan rüzgâr da Süleyman'a (onun emrine) verdik ve onun için erimi bakr kaynaًndan sel gibi akttk. Rabbinin izniyle cinlerden bir ksm, onun ِnünde çalrd. Onlardan kim emrimizden sapsa, ona alevli azab tattrrdk.
34|13|Onlar Süleyman'a kalelerden, heykellerden, havuzlar kadar (geni) leًenlerden, sabit kazanlardan ne dilerse yaparlard. Ey Davud ailesi! قükredin. Kullarmdan ükreden azdr!
34|14|Süleyman'n ِlümüne hükmettiًimiz zaman, onun ِldüًünü, ancak deًneًini yiyen bir aًaç kurdu gِsterdi. (Sonunda yere) yklnca anlald ki cinler gayb bilselerdi, o küçük düürücü azap içinde kalmazlard.
34|15|Andolsun, Sebe' kavmi için oturduًu yerlerde büyük bir ibret vardr. Biri saًda, diًeri solda iki bahçeleri vard. (Onlara:) Rabbinizin rzkndan yeyin ve O'na ükredin. فte güzel bir memleket ve çok baًlayan bir Rab!
34|16|Ama onlar yüz çevirdiler. Bu yüzden üzerlerine Arim selini gِnderdik. Onlarn iki bahçesini, buruk yemili, ac lgnl ve içinde biraz da sedir aًac bulunan iki (harap) bahçeye çevirdik.
34|17|Nankِrlük ettikleri için onlar bِyle cezalandrdk. Biz nankِrden bakasn cezalandrr myz!
34|18|Onlarn yurdu ile, içlerini bereketlendirdiًimiz memleketler arasnda, kolayca gِrünen nice kasabalar var ettik ve bunlar arasnda yürümeyi konaklara ayrdk. Oralarda geceleri, gündüzleri korkusuzca gezin dolan, dedik.
34|19|Bunun üzerine: Ey Rabbimiz! Aralarnda yolculuk yaptًmz ehirlerin arasn uzaklatr, dediler ve kendilerine yazk ettiler. Biz de onlar, ibret kssalar haline getirdik ve onlar büsbütün parçaladk. قüphesiz bunda, çok sabreden ve çok ükreden herkes için ibretler vardr.
34|20|Andolsun فblis, onlar hakkndaki tahminini doًruya çkard. فnanan bir zümrenin dnda hepsi ona uydular.
34|21|Halbuki eytann onlar üzerinde hiçbir nüfuzu yoktu. Ancak ahirete inanan, üphe içinde kalandan ayrdedip bilelim diye (ona bu frsat verdik). Rabbin gerçekten her eyi koruyandr.
34|22|(Müriklere) de ki: Allah'tan baka tanr saydًnz eyleri çaًrn! Onlar ne gِklerde ne de yerde zerre aًrlًnca bir eye sahiptirler. Onlarn buralarda hiçbir ortaklً yoktur, Allah'n onlardan bir yardmcs da yoktu.
34|23|Allah'n huzurunda, kendisinin izin verdiًi kimselerden bakasnn efâati fayda vermez. Nihayet onlarn yüreklerinden korku giderilince: Rabbiniz ne buyurdu? derler. Onlar da: Hak olan buyurdu, derler. O, yücedir, büyüktür.
34|24|(Resûlüm!) De ki: Gِklerden ve yerden size rzk veren kimdir? De ki: Allah! O halde biz veya siz, ikimizden biri, ya doًru yol üzerinde veya açk bir sapklk içindedir.
34|25|De ki: Bizim ilediًimiz suçtan siz sorumlu deًilsiniz; biz de sizin ilediًinizden sorulacak deًiliz.
34|26|De ki: Rabbimiz hepimizi bir araya toplayacak, sonra aramzda hak ile hükmedecektir. O, en âdil hüküm veren, (her eyi) hakkyla bilendir.
34|27|De ki: O'na (Allah'a) kattًnz ortaklarnz bana gِsterin. Hayr! Bilakis, yegâne galip ve her eyi hikmetle idare eden ancak Allah'tr.
34|28|Biz seni bütün insanlara ancak müjdeleyici ve uyarc olarak gِnderdik; fakat insanlarn çoًu bunu bilmezler.
34|29|Eًer sِzünüzde doًru iseniz bu vâdettiًiniz (kyamet) ne zaman kopacak? derler.
34|30|De ki: Size ِyle bir gün vâdedilmitir ki, ondan ne bir saat geri kalabilirsiniz, ne de ileri geçebilirsiniz.
34|31|Kâfir olanlar dediler ki: Biz hiçbir zaman bu Kur'an'a ve bundan ِnce gelen kitaplara inanmayacaًz. Sen o zalimleri, Rablerinin huzurunda tutuklanm, birbirlerine sِz atarlarken bir gِrsen! Zayf saylanlar, büyüklük taslayanlara: Siz olmasaydnz, elbette biz inanan insanlar olurduk, derler.
34|32|Büyüklük taslayanlar, zayf saylanlara (kyamet gününde): Size hidayet geldikten sonra sizi ondan biz mi çevirdik? Bilakis siz suç iliyordunuz, derler.
34|33|Zayf saylanlar da büyüklük taslayanlara: Hayr! Gece gündüz (iiniz) tuzak kurmakt. اünkü siz daima Allah' inkâr etmemizi, O'na ortaklar komamz bize emrederdiniz, derler. Artk azab gِrdüklerinde, için için yanarlar; biz de o inkâr edenlerin boyunlarna demir halkalar takarz. Onlar ancak yapmakta olduklar günahlar yüzünden cezalandrlrlar.
34|34|Biz hangi ülkeye bir uyarc gِndermisek mutlaka orann varlkl ve mark kiileri: Biz, size gِnderilmi olan eyi inkâr ediyoruz, demilerdir.
34|35|Ve dediler ki: Biz malca ve evlâtça daha çoًuz, biz azaba uًratlacak da deًiliz.
34|36|De ki: Rabbim, dilediًine bol rzk verir ve (dilediًinden) ksar; fakat insanlarn çoًu bilmezler.
34|37|Sizi huzurumuza yaklatracak olan ne mallarnzdr ne de evlâtlarnz. فman edip iyi amelde bulunanlar müstesna; onlara yaptklarnn kat kat fazlas mükâfat vardr. Onlar (cennet) odalarnda güven içindedirler.
34|38|Ayetlerimizi boa çkarmaya çalanlara gelince, onlar da azapla yüz yüze braklacaklardr.
34|39|De ki: Rabbim, kullarndan dilediًine bol rzk verir ve (dilediًinden de) ksar. Siz hayra ne harcarsanz, Allah onun yerine bakasn verir. O, rzk verenlerin en hayrlsdr.
34|40|O gün Allah, onlarn hepsini toplayacak; sonra meleklere: Size tapanlar bunlar myd? diyecek.
34|41|(Melekler de:) Sen yücesi, bizim dostumuz onlar deًil, sensin. Belki onlar cinlere tapyorlard. اoًu onlara inanmt; diyecekler.
34|42|Bugün birbirinize ne fayda, ne de zarar vermeye gücünüz yeter. Biz zalim olanlara, yalanlamakta olduًunuz ate azabn tadn! diyeceًiz.
34|43|Onlara apaçk âyetlerimiz okunduًu zaman demilerdi ki: Bu, sizi babalarnzn taptً (putlardan) çevirmek isteyen bir adamdan bakas deًildir. Ve yine bu (Kur'an) da uydurulmu bir yalandan baka bir ey deًildir, dediler. Hak kendilerine geldiًinde onu inkâr edenler de: Bu, apaçk bir büyüden baka bir ey deًildir, dediler.
34|44|Halbuki biz onlara okuyacaklar kitaplar vermediًimiz gibi senden ِnce onlara bir uyarc (peygamber) de gِndermemitik.
34|45|Onlardan ِncekiler de (peygamberlerini) inkâr etmilerdi. Bunlar, ِncekilere verdiklerimizin onda birine erimemilerdi. (Bِyle iken), peygamberimi yalanladlar; ama benim karlk olarak verdiًim nasl olmutu!
34|46|(Resûlüm! Onlara) de ki: Size bir tek ًِüt vereceًim: Allah için ikier ikier ve teker teker ayaًa kalkn, sonra da düünün! Arkadanzda (peygamberde) hiçbir delilik yoktur! O ancak iddetli bir azap gelip çatmadan evvel sizi uyaran bir peygamberdir.
34|47|De ki: Ben sizden bir ücret istemisem, o sizin olsun. ـcretim yalnz Allah'a aittir. O, her eye ahittir.
34|48|De ki: Kukusuz, Rabbim gerçeًi ortaya koyar. اünkü O, gayb çok iyi bilendir.
34|49|De ki: Hak geldi; artk bâtl ne bir eyi ortaya çkarabilir ne de geri getirebilir.
34|50|De ki: Eًer (haktan) saparsam, kendi aleyhime sapm olurum. Eًer doًru yolu bulursam, bu da Rabbimin bana vahyettiًi (Kur'an) sayesindedir. قüphesiz O, iitendir, yakndr.
34|51|(Resûlüm!) Telaa dütükleri zaman, bir gِrsen! Artk kurtulu yoktur, yakn bir yerden yakalanmlardr.
34|52|(ف iten geçtikten sonra:) "Ona inandk" demilerdir, ama uzak yerden (dünya hayat gelip geçtikten sonra) imana kavumak onlar için nasl mümkün olur?
34|53|Halbuki daha ِnce onu (hakk) inkâr etmilerdi. Uzak bir yerden gayb hakknda atp tutuyorlard.
34|54|Artk, bundan ِnce benzerlerine yapldً gibi, kendileriyle arzu ettikleri ey arasna perde çekilmitir. قüphesiz onlar, kendilerini endieye düüren bir korku içindeydiler.
35|1|Gِkleri ve yeri yaratan, melekleri ikier, üçer, dِrder kanatl elçiler yapan Allah'a hamdolsun. O, yaratmada dilediًi arttrmay yapar. قüphesiz Allah, her eye gücü yetendir.
35|2|Allah'n insanlara açacaً herhangi bir rahmeti tutup hapseden olamaz. O'nun tuttuًunu O'ndan sonra salverecek de yoktur. O, üstündür, hikmet sahibidir.
35|3|Ey insanlar! Allah'n size olan nimetini hatrlayn; Allah'tan baka size gِkten ve yerden rzk verecek bir yaratc var m? O'ndan baka tanr yoktur. Nasl oluyor da (tevhidden küfre) çevriliyorsunuz!
35|4|Eًer seni yalanlyorlarsa (üzülme); senden ِnceki peygamberler de yalanlanmtr. Bütün iler yalnzca Allah'a dِndürülecektir.
35|5|Ey insanlar! Allah'n vâdi gerçektir, sakn dünya hayat sizi aldatmasn ve o aldatc (eytan) da Allah hakknda sizi kandrmasn!
35|6|اünkü eytan, sizin dümannzdr, siz de onu düman sayn. O, kendi taraftarlarn ancak ate ehlinden olmaya çaًrr.
35|7|فnkâr edenler için üphesiz çetin bir azap var, iman edip iyi iler yapanlara da maًfiret ve büyük bir mükâfat vardr.
35|8|Kِtü ii kendisine güzel gِsterilip de onu güzel gِren kimse (kِtülüًü hiç istemeyen kimseye benzer) mi? Allah dilediًini sapklًa yِneltir, dilediًini doًru yola iletir. O halde onlar için üzülerek kendini helak etme. Allah onlarn ne yaptklarn biliyor.
35|9|Rüzgârlar gِnderip de bulutu harekete geçiren Allah'tr. Biz onu ِlü bir bِlgeye gِndeririz de ِlümünden sonra topraًa onunla hayat veririz. ضlülerin yeniden dirilmesi de bِyle olacaktr.
35|10|Kim izzet ve eref istiyor idiyse, bilsin ki, izzet ve erefin hepsi Allah'ndr. O'na ancak güzel sِzler yükselir (ular). Onlar da Allah'a amel-i sâlih ulatrr. Kِtülüklerle tuzak kuranlara gelince, onlar için çetin bir azap vardr ve onlarn tuzaً bozulur.
35|11|Allah sizi (ِnce) topraktan, sonra meniden yaratt. Sonra sizi çiftler (erkek-dii) kld. O'nun bilgisi olmadan hiç bir dii ne gebe kalr ne de doًurur. Bir canlya ِmür verilmesi de, onun ِmründen azaltlmas da mutlaka bir kitaptadr. قüphesiz bunlar, Allah'a kolaydr.
35|12|فki deniz birbirine eit olmaz. Bu tatldr, susuzluًu keser, içilmesi kolaydr. قu da tuzludur, acdr (boًaz yakar). Hepsinden de taze et (balk) yersiniz ve giyeceًiniz süs eyas çkarrsnz. Allah'n lütfundan (nasibinizi) arayp da ükretmeniz için gemilerin, denizi yarp gittiًini gِrürsün.
35|13|Allah, geceyi gündüzün içine sokar, gündüzü de gecenin içine sokar; güne ve ay emri altna almtr. Her biri belirtilmi bir süreye kadar akp gider. فte (bütün bunlar yapan) Rabbiniz Allah'tr. Mülk O'nundur. O'nu brakp da kendilerine taptklarnz ise, bir çekirdek kabuًuna bile sahip deًillerdir.
35|14|Eًer onlar (putlar) çaًrrsanz, sizin çaًrmanz iitmezler. Faraza iitseler bile, size cevap veremezler. Kyamet günü de sizin ortak komanz reddederler. (Bu gerçeًi) sana, her eyden haberi olan (Allah) gibi hiç kimse haber veremez.
35|15|Ey insanlar! Allah'a muhtaç olan sizsiniz. Zengin ve ِvülmeye lâyk olan ancak O'dur.
35|16|Allah dilerse sizi yok eder ve yerinize yeni bir halk getirir.
35|17|Bu da Allah'a güç bir ey deًildir.
35|18|Hiçbir günahkâr bakasnn günahn yüklenmez. Yükü (günah) aًr gelen kimse onu tamak için (bakasn) çaًrsa, bu çaًrdً akrabas da olsa, onun yükünden bir ey yüklenmez. Sen ancak gِrmeden Rablerinden korkanlar ve namaz klanlar uyarabilirsin. Kim temizlenirse o, kendi menfaatine temizlenmi olur. Dِnü Allah'adr.
35|19|Kِrle, gِren bir olmaz.
35|20|Karanlkla aydnlk da bir olmaz.
35|21|Gِlge ile scak da bir olmaz.
35|22|Dirilerle ِlüler de bir olmaz. قüphesiz Allah, dilediًine iittirir. Sen kabirlerdekilere iittiremezsin!
35|23|Sen sadece bir uyarcsn.
35|24|Biz seni müjdeleyici ve uyarc olarak hak ile gِnderdik. Her millet için mutlaka bir uyarc (peygamber) bulunmutur.
35|25|Eًer seni yalanlyorlarsa (üzülme), onlardan ِncekiler de yalanlamlard. (Oysa ki) peygamberleri onlara açk âyetler (mucizeler), sahifeler ve aydnlatc kitap getirmilerdi.
35|26|Sonra ben, o inkâr edenleri yakaladm. (Bak ki) cezam nasl oldu!
35|27|Gِrmedin mi Allah gِkten su indirdi. Onunla renkleri çeit çeit meyveler çkardk. Daًlardan (geçen) beyaz, krmz, degiik renklerde ve simsiyah yollar (yaptk).
35|28|فnsanlardan, hayvanlardan ve davarlardan da yine bِyle türlü renkte olanlar var. Kullar içinden ancak âlimler, Allah'tan (gereًince) korkar. قüphesiz Allah, daima üstündür, çok baًlayandr.
35|29|Allah'n kitabn okuyanlar, namaz klanlar ve kendilerine verdiًimiz rzktan (Allah için) gizli ve açk sarfedenler, asla zarara uًramayacak bir kazanç umabilirler.
35|30|اünkü Allah, onlarn mükâfatlarn tam ِder ve lütfundan onlara fazlasn da verir. قüphesiz O, çok baًlayan, ükrün karlًn bol bol verendir.
35|31|Sana vahyettiًimiz kitap, kendinden ِncekini (semavi kitaplar) doًrulayc olarak gelen gerçektir. Allah, kullarnn (her halinden) haberdardr, gِrendir.
35|32|Sonra Kitab', kullarmz arasndan seçtiklerimize verdik. Onlardan (insanlardan) kimi kendisine zulmeder, kimi ortadadr, kimi de Allah'n izniyle hayrlarda ِne geçmek için yarr. فte büyük fazilet budur.
35|33|(Onlarn mükâfat), içine girecekleri Adn cennetleridir. Orada altn bilezikler ve incilerle süslenirler. Orada giyecekleri elbiseleri de ipektir.
35|34|(Cennette ِyle) derler: Bizden tasay gideren Allah'a hamdolsun. Doًrusu Rabbimiz çok baًlayan, çok nimet verendir.
35|35|O (Rab) ki lütfuyla bizi asl oturulacak yurda (cennete) yerletirdi. Artk orada bize ne bir yorgunluk dokunacak ne de orada bize bir usanç gelecektir.
35|36|فnkâr edenlere de cehennem atei vardr. ضldürülmezler ki ِlsünler, cehennem azab da onlara biraz olsun hafifletilmez. فte biz, küfürde ileri giden her nankِrü bِyle cezalandrrz.
35|37|Onlar orada: Rabbimiz! Bizi çkar, (ِnce) yaptًmzn yerine iyi iler yapalm! diye feryad ederler. Size düünecek kimsenin düünebileceًi kadar bir ِmür vermedik mi? Size uyarc da gelmedi mi? (Niçin inanmadnz?) قimdi tadn (azab)! Zalimlerin yardmcs yoktur.
35|38|Allah, gِklerin ve yerin gaybn bilir. O, kalplerin içinde ne varsa onu da hakkyla bilendir.
35|39|Sizi yeryüzünde halifeler yapan O'dur. Onun için kim inkâr ederse, inkâr kendi zararnadr. Kâfirlerin küfrü, Rableri katnda kendileri için ancak gazab arttrr. Kâfirlerin küfrü, kendilerine ziyandan baka bir ey getirmez.
35|40|De ki: Allah' brakp da taptًnz, ortaklarnz gِrdünüz mü? Gِsterin bana! Onlar yerdeki hangi eyi yarattlar! Yoksa onlarn gِklerde mi bir ortaklklar var! Yahut biz onlara, (bu hususta) bir kitap m verdik de onlar, o kitaptaki bir delile dayanyorlar? Hayr! O zalimler birbirlerine, aldatmadan baka bir ey vâdetmiyorlar.
35|41|قüphesiz Allah gِkleri ve yeri, nizamlar bozulmasn diye tutuyor. Andolsun ki onlarn nizam eًer bir bozulursa, kendisinden baka hiç kimse onlar tutamaz. قüphesiz O, halîmdir, çok baًlaycdr.
35|42|Kendilerine bir uyarc (peygamber) gelirse, herhangi bir milletten daha çok doًru yolda olacaklarna dair bütün güçleriyle Allah'a yemin etmilerdi. Fakat onlara uyarc (Muhammed) gelince, bu, onlarn haktan uzaklamalarndan baka bir eyi arttrmad.
35|43|اünkü onlar yeryüzünde büyüklük taslyor ve kِtü tuzaklar kuruyorlard. Halbuki kii kazdً kuyuya kendi düer. Onlar ِncekilerin kanunundan (onlara uygulanandan) bakasn m bekliyorlar? Allah'n kanununda asla bir deًime bulamazsn, Allah'n kanununda kesinlikle bir sapma da bulamazsn.
35|44|Bunlar yeryüzünde gezip de kendilerinden ِncekilerin sonunun nasl olduًunu gِrmediler mi? Halbuki onlar, bunlardan daha güçlü idiler. Ne gِklerde ne de yerde Allah' âciz brakacak bir güç vardr. O, bilendir, güçlüdür.
35|45|Eًer Allah, yaptklar yüzünden insanlar (hemen) cezalandrsayd, yeryüzünde hiçbir canl yaratk brakmazd. Fakat Allah, onlar belirtilmi bir süreye kadar erteliyor. Vakitleri gelince (gerekeni yapar). Kukusuz Allah, kullarn gِrrmektedir.
36|1|Yâsîn,
36|2|Hikmet dolu Kur'an hakk için,
36|3|Sen üphesiz peygamberlerdensin.
36|4|Doًru yol üzerindesin.
36|5|(Bu Kur'an) üstün ve çok merhametli Allah tarafndan indirilmitir.
36|6|Atalar uyarlmam, bu yüzden kendileri de gaflet içinde kalm bir toplumu uyarman için indirilmitir.
36|7|Andolsun ki onlarn çoًu gafletlerinin cezasn hak etmilerdir. اünkü onlar iman etmiyorlar.
36|8|Biz, onlarn boyunlarna halkalar geçirdik. O halkalar çenelere kadar dayanmaktadr. Bu yüzden kafalar yukar kalkktr.
36|9|ضnlerinden bir set ve arkalarndan bir set çektik de onlar kapattk, artk gِremezler.
36|10|Onlar uyarsan da uyarmasan da onlar için birdir, inanmazlar.
36|11|Sen ancak zikre (Kur'an'a) uyan ve gِrmeden Rahmân'dan korkan kimseyi uyarabilirsin. فte bِylesini, bir maًfiret ve güzel bir mükâfatla müjdele.
36|12|قüphesiz ِlüleri ancak biz diriltiriz. Onlarn yaptklar her ii, braktklar her izi yazarz. Biz, her eyi apaçk bir kitapta (levh-i mahfuz'da) sayp yazmzdr.
36|13|Onlara, u ehir halkn misal getir: Hani onlara elçiler gelmiti.
36|14|فte o zaman biz, onlara iki elçi gِndermitik. Onlar yalanladlar. Bunun üzerine üçüncü bir elçi gِnderdik. Onlar: Biz size gِnderilmi Allah elçileriyiz! dediler.
36|15|Elçilere dediler ki: Siz de ancak bizim gibi birer insansnz. Rahmân, herhangi bir ey indirmedi. Siz ancak yalan sِylüyorsunuz.
36|16|(Elçiler) dediler ki: Rabbimiz biliyor; biz gerçekten size gِnderilmi elçileriz.
36|17|"Bizim vazifemiz, açk bir ekilde Allah'n buyruklarn size tebliً etmekten baka bir ey deًildir" dediler.
36|18|(Bunun üzerine onlar:) Doًrusu siz bize uًursuz geldiniz. Eًer bu iten vazgeçmezseniz, andolsun sizi talarz. Ve bizden size mutlaka fena bir kِtülük dokunur, dediler.
36|19|Elçiler ِyle cevap verdi: Sizin uًursuzluًunuz sizinle beraberdir. Size nasihat ediliyorsa bu uًursuzluk mudur? Bilakis, siz ar giden bir milletsiniz.
36|20|Derken ehrin ِbür ucundan bir adam koarak geldi. "Ey kavmim! dedi, bu elçilere uyunuz!"
36|21|"Sizden herhangi bir ücret istemeyen bu kimselere tâbi olun, çünkü onlar hidayete ermi kimselerdir."
36|22|"Bana ne olmu ki, beni yaratana ibadet etmeyecekmiim! Halbuki, hepiniz O'na dِndürüleceksiniz."
36|23|"O'ndan baka tanrlar m edineyim? O çok esirgeyici Allah, eًer bana bir zarar dilerse onlarn (putlarn) efâati bana hiçbir fayda vermez, beni kurtaramazlar."
36|24|"فte o zaman ben apaçk bir sapklًn içine gِmülmü olurum."
36|25|"قüphesiz ben, Rabbinize inandm, beni dinleyin."
36|26|Ona: Cennete gir" denilince. "Keke, dedi, kavmim bilseydi!"
36|27|"Rabbimin beni baًladًn ve beni ikrama mazhar olanlardan kldًn !"
36|28|Biz ondan sonra, onun milletini helâk etmek için üzerlerine gِkten herhangi bir ordu indirmedik ve indirecek de deًildik.
36|29|(Onlar helâk eden) korkunç sesten baka bir ey deًildi. Birdenbire sِnüverdiler.
36|30|Ne yazk u kullara! Onlara bir peygamber gelmeyegِrsün, ille de onunla alay etmeye kalkrlar.
36|31|Mürikler gِrmüyorlar m ki, onlardan ِnce nice kavimler helâk ettik. Onlar tekrar dِnüp de bunlara gelmezler.
36|32|Elbette onlarn hepsi (kyamet gününde) karmzda hazr bulunacaklar.
36|33|(Bu hususta) ِlü toprak onlar için mühim bir delildir. Biz ona yaًmurla hayat verdik ve ondan dane çkardk. فte onlar bundan yerler.
36|34|Biz, yeryüzünde nice nice hurma bahçeleri, üzüm baًlar yarattk ve oralarda birçok pnarlar fkrttk.
36|35|Ta ki, onlarn meyvelerinden ve elleriyle bunlardan imal ettiklerinden yesinler. Hâla ükretmeyecekler mi?
36|36|Yerin bitirdiklerinden, insanlarn kendilerinden ve henüz mahiyetini bilmedikleri eylerden bütün çiftleri yaratan Allah' tesbih ve takdis ederim.
36|37|Gece de onlar için bir ibret alâmetidir. Biz ondan gündüzü syrp çekeriz de onlar karanlklara gِmülürler.
36|38|Güne, kendisi için belirlenen yerde akar (dِner). فte bu, azîz ve alîm olan Allah'n takdiridir.
36|39|Ay için de birtakm menziller (yِrüngeler) tayin ettik. Nihayet o, eًri hurma dal gibi (hilâl) olur da geri dِner.
36|40|Ne güne aya yetiebilir, ne de gece gündüzü geçebilir. Her biri bir yِrüngede yüzerler.
36|41|Onlarn zürriyetlerini dopdolu bir gemide tamamz da onlar için büyük bir ibrettir.
36|42|Onlar için, bunun gibi binecekleri baka eyler de yarattk.
36|43|Dilesek onlar suda boًarz. O zaman ne onlarn imdadna koan olur, ne de onlar kurtarlrlar.
36|44|Ancak bizim tarafmzdan bir rahmet ve belli bir zamana kadar dünyadan faydalandrmamz müstesnadr.
36|45|Onlara yapmakta olduًunuz ve yapp arkada braktًnz ilerde Allah'tan korkun; umulur ki size merhamet olunur denildiًinde (aldrmazlar).
36|46|Onlara Rablerinin âyetlerinden bir âyet gelmeyedursun, ille de ondan yüz çevirmilerdir.
36|47|Allah'n size rzk olarak verdiklerinden hayra sarfediniz, denildiًinde, kâfirler müminlere dediler ki: Allah'n dilediًi takdirde doyuracaً kimseleri biz mi doyuracaًz? Siz gerçekten apaçk bir sapklk içindesiniz.
36|48|Onlar: Eًer gerçekten doًru sِylüyorsanz, bu tehdit ne zaman gerçekleecektir? derler.
36|49|Onlar, birbirleriyle çekiip dururken kendilerini anszn yakalayacak korkunç bir sesi bekliyorlar.
36|50|فte o anda onlar ne bir vasiyyette bulunabilirler, ne de ailelerine dِnebilirler.
36|51|Nihayet Sûr'a üfürülecek. Bir de bakarsn ki onlar kabirlerinden kalkp koarak Rablerine giderler.
36|52|(فte o zaman:) Eyvah, eyvah! Bizi kabrimizden kim kaldrd? Bu, Rahmân'n vâdettiًidir. Peygamberler gerçekten doًru sِylemiler! derler.
36|53|Olan müthi bir sesten ibarettir. Bunun üzerine onlarn hepsi hemen huzurumuzda hazr bulunurlar.
36|54|O gün hiçbir kimse en ufak bir hakszlًa uًramaz. Siz orada ancak yaptklarnzn karlًn alrsnz.
36|55|O gün cennetlikler, gerçekten nimetler içinde safa sürerler.
36|56|Onlar ve eleri gِlgeler altnda tahtlara kurulurlar.
36|57|Orada onlar için her çeit meyve vardr. Bütün arzular yerine getirilir.
36|58|Onlara merhametli Rabb'in sِylediًi selam vardr.
36|59|"Ayrln bir tarafa bugün, ey günahkârlar!"
36|60|"Ey Adem oًullar! Size eytana tapmayn, çünkü o sizin apaçk bir dümannzdr" demedim mi?
36|61|"Ve bana kulluk ediniz, doًru yol budur" demedim mi?
36|62|قeytan sizden pek çok milleti kandrp saptrd. Hâla akl erdiremiyor musunuz?
36|63|فte, bu size vâdedilen cehennemdir.
36|64|فnkârnz sebebiyle bugün oraya girin!
36|65|O gün onlarn aًzlarn mühürleriz; yaptklarn bize elleri anlatr, ayaklar da ahitlik eder.
36|66|Dilesek onlarn gِzlerini büsbütün kِr ederdik. O zaman doًru yolu bulmaya kouurlar, ama nasl gِreceklerdi?
36|67|Eًer dilesek olduklar yerde onlarn ekillerini deًitirirdik de ne ileriye gitmeye güçleri yeterdi ne de geri gelmeye!
36|68|Kime uzun ِmür verirsek biz onun gelimesini tersine çeviririz. Hiç düünmüyorlar m?
36|69|Biz ona (Peygamber'e) iir ًِretmedik. Zaten ona yaramazd da. Onun sِyledikleri, ancak Allah'tan gelmi bir ًِüt ve apaçk bir Kur'an'dr.
36|70|Diri olanlar uyarsn ve kâfirler cezay hak etsinler diye.
36|71|Gِrmüyorlar m ki, biz kudretimizin eseri olmak üzere onlar için birçok hayvan yarattk. Bu sayede onlar bunlara sahip olmulardr.
36|72|Bu hayvanlar onlarn emrine verdik. Onlarn bazsn binek olarak kullanrlar, bazsn besin olarak yerler.
36|73|Bu hayvanlarda onlar için nice faydalar ve içilecek sütler vardr. Hâla ükretmezler mi?
36|74|Onlar, yardm gِreceklerini umarak Allah'tan baka ilâhlar edindiler.
36|75|Halbuki ilâhlarn onlara yardm etmeye güçleri yetmez. Aksine kendileri bunlar için yardma hazr askerlerdir.
36|76|(Resûlüm!) O halde onlarn sِzleri sakn seni üzmesin. Kukusuz biz, onlarn gizlemekte olduklarn da, açًa vurduklarn da biliyoruz.
36|77|فnsan gِrmez mi ki, biz onu meniden yarattk. Bir de bakyorsun ki, apaçk düman kesilmi.
36|78|Kendi yaratln unutarak bize kar misal getirmeye kalkyor ve: "قu çürümü kemikleri kim diriltecek?" diyor.
36|79|De ki: Onlar ilk defa yaratm olan diriltecek. اünkü O, her türlü yaratmay gayet iyi bilir.
36|80|Yeil aًaçtan sizin için ate çkaran O'dur. فte siz atei ondan yakyorsunuz.
36|81|Gِkleri ve yeri yaratan, onlarn benzerlerini yaratmaya kadir deًil midir? Evet! Elbette kadirdir. O, her eyi hakkyla bilen yaratcdr.
36|82|Bir ey yaratmak istediًi zaman Onun yaptً "Ol" demekten ibarettir. Hemen oluverir.
36|83|Her eyin mülkü kendi elinde olan Allah'n an ne kadar yücedir! Siz de O'na dِneceksiniz.
37|1|Saf saf dizilenlere,
37|2|O haykrp sürenlere,
37|3|Ve o zikir okuyanlara,
37|4|Yemin ederim ki, ilâhnz birdir.
37|5|O, hem gِklerin, yerin ve ikisi arasndakilerin Rabbi, hem de doًularn Rabbidir.
37|6|Biz yakn gًِü, bir süsle, yldzlarla süsledik.
37|7|Ve (gِkyüzünü) itaat dna çkan her eytandan koruduk.
37|8|Onlar, artk mele-i a'lâ'ya (yüce topluluًa) kulak veremezler. Her taraftan talanrlar.
37|9|Kovulup atlrlar. Ve onlar için sürekli bir azap vardr.
37|10|Ancak (meleklerin konumalarndan) bir sِz kapan olursa, onu da delip geçen bir parlak k takip eder.
37|11|قimdi sor onlara! Yaratma bakmndan onlar m daha zor, yoksa bizim yarattًmz (insanlar) m? قüphesiz biz kendilerini yapkan bir çamurdan yarattk.
37|12|Hayr, sen ayorsun. Halbuki onlar alay ediyorlar.
37|13|Kendilerine ًِüt verildiًi vakit ًِüt almazlar.
37|14|Bir mucize gِrseler alay ederler.
37|15|Bu ancak açk bir büyüdür, derler.
37|16|"Gerçekten biz ِldüًümüz, toprak ve kemik olduًumuz zaman m, diriltileceًiz?"
37|17|"فlk atalarmzda m (diriltilecek)?"
37|18|De ki: Evet, hem de hor ve hakir olarak (diriltileceksiniz).
37|19|O (diriltme) korkunç. bir sesten ibaret olacak, o anda hemen onlarn gِzleri açlp etrafa bakacaklar.
37|20|(Durumu gِren kâfirler:) Eyvah bize! Bu ceza günüdür, derler.
37|21|فte bu; yalanlam olduًunuz hüküm günüdür.
37|22|(Allah, meleklerine emreder:) ''Zalimleri, onlarn ayn yoldaki arkadalarn ve tapm olduklarn toplayn''.
37|23|''Allah'tan baka . Onlara cehennemin yolunu gِsterin''.
37|24|''Onlar tutuklayn, çünkü onlar sorguya çekilecekler!
37|25|Size ne oldu ki birbirinize yardm etmiyorsunuz?
37|26|Evet, onlar o gün zilletle boyun eًeceklerdir.
37|27|(فte bu duruma dütükleri vakit) onlardan bir ksm, diًerlerine yِnelir, birbirlerini sorumlu tutmaya çalrlar.
37|28|(Uyanlar, uyduklar adamlara:) Siz bize saًdan gelirdiniz (sûreti haktan gِrünürdünüz) derler.
37|29|(ضtekiler de:) "Bilâkis, derler, siz inanan kimseler deًildiniz".
37|30|"Bizim sizi zorlayacak bir gücümüz yoktu. Fakat siz kendiniz azgn bir toplum idiniz."
37|31|"Onun için Rabbimizin hükmü bize hak oldu. Biz (hak ettiًimiz cezay) mutlaka tadacaًz."
37|32|"Biz sizi azdrdk. اünkü kendimiz de azmtk."
37|33|قüphesiz o gün onlar azapta ortaktrlar.
37|34|فte biz, suçlulara bِyle yaparz.
37|35|اünkü onlara: Allah'tan baka tanr yoktur, denildiًi zaman kibirle direnirlerdi.
37|36|"Mecnun bir air için biz tanrlarmz brakacak myz?" derlerdi.
37|37|Hayr! O, gerçeًi getirdi ve peygamberleri de doًrulad.
37|38|Kukusuz siz ac azab tadacaksnz.
37|39|اekeceًiniz ceza yapmakta olduًunuzdan baka bir eyin cezas deًildir.
37|40|(Bu azaptan) Ancak Allah'n hâlis kullar istisnâ edilecek.
37|41|Bunlar için bilinen bir rzk vardr.
37|42|(Türlü türlü) meyveler vardr. Ve onlar aًrlanrlar.
37|43|Naîm cennetlerinde .
37|44|Tahtlar üzerinde karlkl otururlar.
37|45|Onlara pnardan (doldurulmu) kadehler dolatrlr.
37|46|Berraktr, içenlere lezzet verir.
37|47|O içkide ne sersemletme vardr ne de onunla sarho olurlar.
37|48|Yanlarnda güzel baklarn yalnz onlara tahsis etmi, iri gِzlü eler vardr.
37|49|Onlar, gün yüzü gِrmemi yumurta gibi bembeyazdr.
37|50|فte o zaman, birbirlerine dِnerek (dünyadaki hallerini) soracaklar.
37|51|فçlerinden biri: "Benim, bir arkadam vard" der.
37|52|Derdi ki: Sen de (dirilmeye) inananlardan msn?
37|53|Biz ِlüp kemik, sonra da toprak haline geldiًimiz zaman (diriltilip) cezalanacak myz?
37|54|(O zât, dünyâda geçmi olan hâdiseyi bu ekilde anlattktan sonra Allah Teâlâ orada bulunanlara:) Siz iin gerçeًine vâkf msnz? dedi.
37|55|( فte o zaman konuan bakt, arkadan cehennemin ortasnda gِrdü.
37|56|"Yemin ederim ki, sen az daha beni de helâk edecektin.
37|57|Rabbimin nimeti olmasayd, imdi ben de (cehenneme) getirilenlerden olurdum" dedi.
37|58|Birinci ِlümümüz hariç, bir daha biz ِlmeyecek miyiz?
37|59|Yalnz ilk ِlümümüz, baka ِlüm yok ve biz azâba da uًratlmayacaًz ha?!"
37|60|قüphesiz bu, büyük kurtulutur.
37|61|اalanlar, bِylesi bir kurtulu için çalsnlar.
37|62|قimdi ziyafet olarak, cennet ehli için anlan bu nimetler mi daha hayrl, yoksa zakkum aًac m?.
37|63|Biz onu (zakkumu) zalimler için bir fitne (imtihan) kldk.
37|64|Zira o, cehennemin dibinde bitip yetien bir aًaçtr.
37|65|Tomurcuklar sanki eytanlarn balar gibidir.
37|66|(Cehennemdekiler) ondan yerler ve karnlarn ondan doldururlar.
37|67|Sonra zakkum yemeًinin üzerine onlar için, kaynar su kartrlm bir içki vardr.
37|68|Sonra kesinlikle onlarn dِnüü, çlgn atee olacaktr.
37|69|Kukusuz onlar atalarn dalâlette buldular .
37|70|قimdi de kendileri onlarn pelerinden koturuyorlar.
37|71|Andolsun ki, onlardan ِnce eski milletlerin çoًu dalâlete dütü.
37|72|Kukusuz, biz onlara uyarclar gِndermitik.
37|73|Uyarlanlarn âkbetinin ne olduًuna bir bak!
37|74|Allah'n ihlâsl kullar müstesna.
37|75|Andolsun, Nuh bize yalvarp yakard. Biz de duay ne güzel kabul ederiz!
37|76|Kendisini ve ailesini büyük felâketten kurtardk.
37|77|Biz yalnz Nuh'un soyunu kalc kldk.
37|78|Sonradan gelenler içinde ona iyi bir nam braktk
37|79|Bütün âlemlerden Nuh'a selam olsun!
37|80|فte biz iyileri bِyle mükâfatlandrrz.
37|81|Zira o, bizim inanm kullarmzdan idi.
37|82|Nihayet ِtekileri (inanmayanlar) suda boًduk.
37|83|قüphesiz فbrahim de onun (Nuh'un) milletinden idi.
37|84|اünkü Rabbine kalb-i selîm ile geldi.
37|85|Hani o, babasna ve kavmine: Siz kime kulluk ediyorsunuz? demiti.
37|86|"Allah'tan baka bir takm uydurma ilâhlar m istiyorsunuz?"
37|87|"O halde âlemlerin Rabbi hakkndaki gِrüünüz nedir?"
37|88|Bunun üzerine فbrahim yldzlara ِyle bir bakt.
37|89|Ben hastaym, dedi.
37|90|Ona arkalarn dِnüp gittiler.
37|91|Yavaça putlarnn yanna vard. (Oraya konmu yemekleri gِrünce:) Yemiyor musunuz?
37|92|Neden konumuyorsunuz? dedi.
37|93|Bunun üzerine, yanlarna gelip saً eliyle vurdu (krp geçirdi.)
37|94|(Putperestler) koarak فbrahim'e geldiler.
37|95|فbrahim: Yonttuًunuz eylere mi ibadet edersiniz!
37|96|Oysa ki sizi ve yapmakta olduklarnz Allah yaratt, dedi.
37|97|Onun için bir bina yapn ve derhal onu atee atn! dediler.
37|98|Bِylece ona bir tuzak kurmay istediler. Fakat biz onlar alçaklardan kldk.
37|99|(Oradan kurtulan فbrahim:) "Ben Rabbime gidiyorum. O bana doًru yolu gِsterecek".
37|100|O : "Rabbim! Bana sâlihlerden olacak bir evlat ver", dedi.
37|101|فte o zaman biz onu uslu bir oًul ile müjdeledik.
37|102|Babasyla beraber yürüyüp gezecek çaًa eriince: Yavrucuًum! Rüyada seni boًazladًm gِrüyorum; bir düün, ne dersin? dedi. O da cevaben: Babacًm! Emrolunduًun eyi yap. فnallah beni sabredenlerden bulursun, dedi.
37|103|Her ikisi de teslim olup, onu aln üzerine yatrnca:
37|104|Biz ona: " Ey فbrahim!" diye seslendik.
37|105|Rüyay gerçekletirdin.Biz iyileri bِyle mükâfatlandrrz.
37|106|Bu, gerçekten, çok açk bir imtihandr.
37|107|Biz, oًluna bedel ona büyük bir kurban verdik.
37|108|Geriden gelecekler arasnda ona (iyi birnam) braktk:
37|109|فbrahim'e selam! dedik.
37|110|Biz iyileri bِyle mükâfatlandrrz.
37|111|اünkü o, bizim mümin kullarmzdandr.
37|112|Sâlihlerden bir peygamber olarak O'na (فbrahim'e) فshak' müjdeledik.
37|113|Kendisini ve فshak' mübarek (kutlu ve bereketli) eyledik. Lâkin her ikisinin neslinden iyi kimseler olacaً gibi, kendine açktan açًa kِtülük edenler de olacak.
37|114|Andolsun biz Musa'ya da Harun'a da nimetler verdik.
37|115|Onlar ve kavimlerini o büyük skntdan kurtardk.
37|116|Kendilerine yardm ettik de galip gelen onlar oldu.
37|117|Her ikisine de apaçk anlalan bir kitab (Tevrat') verdik.
37|118|Her ikisini de doًru yola ilettik.
37|119|Sonra gelenler içinde, namlarna unu braktk.
37|120|Musa ve Harun'a selam olsun.
37|121|Doًrusu biz, iyileri bِylece mükâfatlandrrz.
37|122|قüphesiz, ikisi de mümin kullarmzdand.
37|123|فlyas da üphe yok ki, peygamberlerdendi.
37|124|(فlyas) milletine: (Allah'a kar gelmekten) saknmaz msnz?
37|125|Yaratanlarn en iyisini brakp da Ba'l'e mi taparsnz? demiti.
37|126|"Sizin de Rabbiniz, sizden ِnce gelen atalarnzn da Rabbi olan Allah'?"
37|127|Bunun üzerine فlyas' yalanladlar. Onun için onlarn hepsi (cehenneme) gِtürüleceklerdir.
37|128|Ancak Allah'n ihlâsl kullar müstesna.
37|129|Sonra gelenler içinde, kendisine bir ün braktk,
37|130|"فlyas'a selâm!" dedik.
37|131|قüphesiz biz, iyileri ite bِyle mükâfatlandrrz.
37|132|اünkü o, bizim mümin kullarmzdand.
37|133|Lût da elbette peygamberlerdendi.
37|134|Hani biz Lût'u ve ailesinin hepsini kurtardk.
37|135|Ancak geridekiler arasnda kalan yal bir kadn dnda,
37|136|Sonra diًerlerini yok ettik.
37|137|(Ey insanlar!) Siz onlarn yanlarndan geçip gidiyorsunuz:sabahleyin
37|138|Ve geceleyin. Hâla akllanmayacak msnz?
37|139|Doًrusu Yunus da gِnderilen peygamberlerdendi.
37|140|Hani o, dolu bir gemiye binip kaçmt.
37|141|Gemide olanlarla karlkl kur'a çektiler de kaybedenlerden oldu.
37|142|Yunus kendini knayp dururken onu bir balk yuttu.
37|143|Eًer Allah' tesbih edenlerden olmasayd,
37|144|Tekrar diriltilecekleri güne kadar onun karnnda kalrd.
37|145|Halsiz bir vaziyette kendisini dar çkardk.
37|146|Ve üstüne (gِlge yapmas için) kabak türünden geni yaprakl bir nebat bitirdik.
37|147|Onu, yüz bin veya daha çok kiiye peygamber olarak gِnderdik.
37|148|Sonunda ona iman ettiler, bunun üzerine biz de onlar bir süreye kadar yaattk.
37|149|Putperestlere sor: Kzlar Rabbinin de erkekler onlarn m?
37|150|Yoksa biz melekleri onlarn gِzü ِnünde kz olarak m yarattk?
37|151|Dikkat edin, kesinlikle yalan uydurup sِylüyorlar ki;
37|152|"Allah doًurdu" diyorlar. Onlar üphesiz yalancdrlar.
37|153|Allah, kzlar oًullara tercih mi etmi!
37|154|Ne oluyor size? Nasl hükmediyorsunuz?
37|155|Hiç düünmüyor musunuz?
37|156|Yoksa sizin açk bir deliliniz mi var?
37|157|Doًru sِzlülerden iseniz, kitabnz getirin!
37|158|Allah ile cinler arasnda da bir soy birliًi uydurdular. Andolsun, cinler de kendilerinin hesap yerine gِtürüleceklerini bilirler.
37|159|Allah, onlarn isnat edegeldiklerinden yücedir, münezzehtir.
37|160|Allah'n ihlâsa erdirilmi kullar müstesnadr (onlar azap gِrmeyeceklerdir).
37|161|Sizler ve taptًnz eyler!
37|162|Hiçbiriniz, Allah'a kar azdrp saptramazsnz.
37|163|Cehenneme girecek kimseden bakasn.
37|164|"(Melekler ِyle derler:) Bizim her birimiz için, bilinen bir makam vardr."
37|165|" قüphesiz biz,orada sra sra dururuz."
37|166|"Ve üphesiz Allah' tesbih ederiz."
37|167|"Putperestler ِyle diyorlard".
37|168|"Eًer ِncekilere verilenlerden bizde de bir kitap olsayd",
37|169|"Mutlaka Allah'n ihlâsl kullar olurduk!" .
37|170|فte imdi onu inkâr ettiler. Ama ileride bileceklerdir!
37|171|Andolsun ki, peygamber kullarmza sِz vermiizdir:
37|172|Onlar mutlaka zafere ulaacaklardr.
37|173|Bizim ordumuz üphesiz üstün gelecektir.
37|174|Onun için sen bir süreye kadar onlara aldrma.
37|175|Onlarn halini gِr, onlar da gِrecekler.
37|176|Azabmz acele mi istiyorlar?
37|177|Azap yurtlarna indiًinde, uyarlanlarn (fakat yola gelmeyenlerin) sabah ne kِtü olur!
37|178|Sen bir zamana kadar onlara aldrma.
37|179|Onlarn halini gِr, onlar da gِreceklerdir.
37|180|Senin izzet sahibi Rabbin, onlarn isnat etmekte olduklar vasflardan yücedir, münezzehtir.
37|181|Gِnderilen bütün peygamberlere selam olsun!
37|182|Alemlerin Rabbi olan Allah'a da hamd olsun!
38|1|Sâd. ضًüt veren Kur'an'a yemin ederim ki,
38|2|Küfredenler, (iddia ettiklerinin) aksine, birgurur ve tefrika içindedirler.
38|3|Onlardan ِnce nice nesilleri helâk ettik. O zaman feryat ettiler. Halbuki artk kurtulma zaman deًildi.
38|4|Aralarndan kendilerine bir uyarcnn gelmesine atlar ve kâfirler: Bu pek yalanc bir sihirbazdr!
38|5|Tanrlar, tek tanr m yapt? Doًrusu bu tuhaf bir eydir! dediler.
38|6|Onlardan ileri gelenler: Yürüyün, tanrlarnza baًllkta direnin, sizden istenen üphesiz budur.
38|7|Son dinde de bunu iitmedik. Bu, ancak bir uydurmadr.
38|8|Kur'an aramzdan Muhammed'e mi indirildi? diyerek kalkp yürüdüler. Belki, bunlar Kur'an'm hakknda üphe içine dütüler. Hayr! Azabm henüz tatmadlar.
38|9|Yoksa azîz ve lütufkâr olan Rabbinin rahmet hazineleri onlarn yannda mdr!
38|10|Yahut gِklerin, yerin ve ikisi arasnda bulunanlarn hükümranlً onlarn elinde midir? ضyleyse (gِklerin) yollarnda yükselsinler (gِrelim)!
38|11|Onlar, çeitli guruplardan olumu bir ordudur; ite urada bozguna uًratlacaklardr.
38|12|Onlardan ِnce Nuh kavmi, آd kavmi, kazklar sahibi Firavun da, yalanladlar.
38|13|Semûd, Lût kavmi ve Eyke halk da (peygamberleri) yalanladlar. فte bunlar da (peygamberlere kar) birleen topluluklardr.
38|14|Onlarn her biri gِnderilen peygamberleri yalanladlar da bu yüzden (kendilerine) azabm hak oldu.
38|15|Bunlar da ancak, bir an gecikmesi olmayan korkunç bir ses beklemektedirler.
38|16|Rabbimiz! Bizim paymz hesap gününden ِnce ver, dediler.
38|17|(Resûlüm!) Onlarn sِylediklerine sabret, kulumuz Davud'u, o kuvvet sahibi zat hatrla. O, hep Allah'a yِnelirdi.
38|18|Biz, daًlar onun emrine vermitik.Akam sabah onunla beraber tesbih ederlerdi.
38|19|Kular da toplu halde onun emri altna vermitik. Hepsi de ona uyarak zikir ve tesbih ederlerdi.
38|20|Onun hükümranlًn kuvvetlendirmi; ona hikmet ve güzel konuma vermitik.
38|21|(Ey Muhammed!), Sana davaclarn haberi ulat m? Mâbedin duvarna trmanmlard.
38|22|Davud'un yanna girmilerdi de Dâvud onlardan korkmutu. "Korkma! Biz birbirine hasm iki davacyz, aramzda adaletle hükmet, hakszlk etme; bize doًru yolu gِster" dediler.
38|23|(Onlardan biri ِyle dedi:) Bu, kardeimdir. Onun doksan dokuz koyunu var. Benimse bir tek koyunum var. Bِyle iken "Onu da bana ver" dedi ve tartmada beni yendi.
38|24|Davud: Andolsun ki, senin koyununu kendi koyunlarna katmak istemekle sana hakszlkta bulunmutur. Doًrusu ortakçlarn çoًu, birbirlerinin haklarna tecâvüz ederler. Yalnz iman edip de iyi iler yapanlar müstesna. Bunlar da ne kadar az! dedi. Davud, kendisini denediًimizi sand ve Rabbinden maًfiret dileyerek eًilip secdeye kapand, tevbe edip Allah'a yِneldi.
38|25|Sonra bu tutumundan dolay onu baًladk. Kukusuz yanmzda onun yüksek bir makam ve güzel bir geleceًi vardr.
38|26|Ey Davud! Biz seni yeryüzünde halife yaptk. O halde insanlar arasnda adaletle hükmet. Hevâ ve hevese uyma, sonra bu seni Allah'n yolundan saptrr. Doًrusu Allah'n yolundan sapanlara, hesap gününü unutmalarna karlk çetin bir azap vardr.
38|27|Gًِü, yeri ve ikisi arasndakileri biz bo yere yaratmadk. Bu, inkâr edenlerin zanndr. Vay o inkâr edenlerin ateteki haline!
38|28|Yoksa biz, iman edip de iyi iler yapanlar, yeryüzünde bozgunculuk yapanlar gibi mi tutacaًz? Veya (Allah'tan) korkanlar yoldan çkanlar gibi mi sayacaًz?
38|29|(Resûlüm!) Sana bu mübarek Kitab', âyetlerini düünsünler ve akl olanlar ًِüt alsnlar diye indirdik.
38|30|Biz Davud'a Süleyman' verdik. Süleyman ne güzel bir kuldu! Doًrusu o, daima Allah'a yِnelirdi.
38|31|Akama doًru kendisine, üç ayaًnn üzerine durup bir ayaًn trnaًnn üzerine diken çalml ve safkan kou atlar sunulmutu.
38|32|Süleyman: Gerçekten ben mal sevgisini, Rabbimi anmak için istedim, dedi. Nihayet güne batt. (O zaman:) Onlar (atlar) tekrar bana getirin, dedi. Bacaklarn ve boyunlarn svazlamaya balad.
38|33|Süleyman: Gerçekten ben mal sevgisini, Rabbimi anmak için istedim, dedi. Nihayet güne batt. (O zaman:) Onlar (atlar) tekrar bana getirin, dedi. Bacaklarn ve boyunlarn svazlamaya balad.
38|34|Andolsun biz Süleyman' imtihan ettik. Tahtnn üstüne bir ceset brakverdik, sonra o, yine eski haline dِndü.
38|35|Süleyman: Rabbim! Beni baًla; bana, benden sonra kimsenin ulaamayacaً bir hükümranlk ver. قüphesiz sen, daima baًta bulunansn, dedi.
38|36|Bunun üzerine biz rüzgar onun emrine verdik.Onun emriyle istediًi yere yumuack akard.
38|37|Dalgç ve yap ustas eytanlar da.
38|38|Ve daha diًerlerini de zincirlerde baًl olarak (Onun emrine verdik.)
38|39|"فte bu bizim baًmzdr. فster ver, ister (elinde) tut; hesapszdr" dedik.
38|40|Doًrusu onun, bizim katmzda büyük bir deًeri ve güzel bir yeri vardr.
38|41|(Resûlüm!) Kulumuz Eyyub'u da an. O, Rabbine: Doًrusu eytan bana bir yorgunluk ve eziyet verdi, diye seslenmiti.
38|42|Ayaًn yere vur! فte ykanacak ve içilecek soًuk bir su (dedik).
38|43|Bizden bir rahmet ve olgun akl sahipleri için de bir ibret olmak üzere ona hem ailesini hem de onlarla beraber bir mislini baًladk.
38|44|Eline bir demet sap al da onunla vur, yeminini bِyle yerine getir. Gerçekten biz Eyyub'u sabrl (bir kul) bulmutuk. O, ne iyi kuldu! Daima Allah'a yِnelirdi.
38|45|(Ey Muhammed!), Kuvvetli ve basiretli kullarmz فbrahim, فshak ve Ya'kub'u da an.
38|46|Biz onlar ِzellikle ahiret yurdunu düünen ihlâsl kimseler kldk.
38|47|Doًrusu onlar bizim katmzda seçkin iyi kimselerdendir.
38|48|فsmail'i, Elyesa'y, Zülkifl'i de an. Hepsi de iyilerdendir.
38|49|فte bu, bir hatrlatmadr. Doًrusu Allah'a kar gelmekten saknanlara güzel bir gelecek vardr.
38|50|Kaplar yalnzca kendilerine açlm Adn cennetleri vardr.
38|51|Onlar koltuklara yaslanp kurularak orada bir çok meyveler ve içecekler isterler.
38|52|Yanlarnda, elerinden bakasna bakmayan, kendilerine yat güzeller vardr.
38|53|فte, hesap günü için size vâdolunan eyler bunlardr.
38|54|قüphesiz bu, bizim verdiًimiz rzktr. Ona bitmek ve tükenmek yoktur.
38|55|Bu bِyle; ama azgnlara kِtü bir gelecek vardr.
38|56|Onlar cehenneme girecekler. Oras ne kِtü bir kalma yeridir.
38|57|فte bu; kaynar su ve irindir. Onu tatsnlar
38|58|Buna benzer daha türlü türlü bakalar da vardr.
38|59|(فnkârclarn liderlerine:) فte bu sizinle beraber cehenneme girecek topluluktur (denildiًin de, liderler:) Onlar rahat yüzü gِrmesin (derler) Onlar mutlaka atee gireceklerdir.
38|60|(Liderlere uyanlar ise:) Hayr, asl siz rahat yüzü gِrmeyin! Onu bize siz sundunuz! Ne kِtü bir yerdir! derler.
38|61|Yine onlar: Rabbimiz! Bunu bizim ِnümüze kim getirdiyse onun ateteki azabn iki kat artr! derler.
38|62|(فnkârclar) derler ki: Kendilerini dünyada iken kِtülerden saydًmz kimseleri burada niçin gِrmüyoruz?
38|63|Alaya aldًmz onlar deًil miydi? Yoksa (buradalar da) onlar gِzden mi kaçrdk?
38|64|فte bu, cehennem ehlinin tartmas, üphesiz bir gerçektir.
38|65|(Resûlüm!) De ki: Ben sadece bir uyarcym. Tek ve kahhâr olan Allah'tan baka bir tanr yoktur.
38|66|Gِklerin, yerin ve ikisi arasnda bulunanlarn Rabbi (olan Allah) üstündür, çok baًlaycdr.
38|67|De ki: "Bu büyük bir haberdir."
38|68|"Ama siz ondan yüz çeviriyorsunuz."
38|69|Onlar orada tartrken benim mele-i a'lâ hakknda hiçbir bilgim yoktu.
38|70|Ben ancak apaçk bir uyarc olduًum için bana vahyolunuyor.
38|71|Rabbin meleklere demiti ki: Ben muhakkak çamurdan bir insan yaratacaًm.
38|72|Onu tamamlayp, içine de ruhumdan üfürdüًüm zaman, derhal ona secdeye kapann!
38|73|Bütün melekler toptan secde ettiler.
38|74|Yalnz فblis secde etmedi. O büyüklük taslad ve kâfirlerden oldu.
38|75|Allah! Ey فblis! فki elimle yarattًma secde etmekten seni meneden nedir? Bِbürlendin mi, yoksa yücelerden misin? dedi.
38|76|فblis: Ben ondan hayrlym! Beni ateten yarattn, onu çamurdan yarattn, dedi.
38|77|Allah: اk oradan (cennetten)! Sen artk kovulmu birisin.
38|78|Ve ceza gününe kadar lânetim senin üzerindedir! buyurdu.
38|79|فblis: Ey Rabbim! O halde tekrar diriltilecekleri güne kadar bana mühlet ver, dedi.
38|80|Allah: "Haydi, sen mühlet verilenlerdensin.''
38|81|"O bilinen güne kadar" buyurdu.
38|82|فblis: Senin mutlak kudretine andolsun ki, onlarn hepsini mutlaka azdracaًm."
38|83|"Ancak onlardan ihlâsl kullarn hariç" dedi.
38|84|Allah buyurdu ki, "O doًru ben hep doًruyu sِylerim."
38|85|"Mutlaka sen ve sana uyanlarn hepsiyle cehennemi dolduracaًm!."
38|86|(Resûlüm!) De ki: Buna karlk ben sizden bir ücret istemiyorum. Ve ben olduًundan baka türlü gِrünenlerden de deًilim.
38|87|Bu Kur'an, ancak âlemler için bir ًِüttür.
38|88|Onun verdiًi haberin doًruluًunu bir zaman sonra çok iyi ًِreneceksiniz.
39|1|Bu Kitap izzet ve hikmet sahibi Allah katndan indirilmitir.
39|2|(Resûlüm!) قüphesiz ki Kitab' sana hak olarak indirdik. O halde sen de dini Allah'a has klarak (ihlâs ile) kulluk et.
39|3|Dikkat et, hâlis din yalnz Allah'ndr. O'nu brakp kendilerine bir takm dostlar edinenler: Onlara, bizi sadece Allah'a yaklatrsnlar diye kulluk ediyoruz, derler. Doًrusu Allah, ayrlًa dütükleri eylerde aralarnda hüküm verecektir. قüphesiz Allah, yalanc ve inkârc kimseyi doًru yola iletmez.
39|4|Eًer Allah bir evlât edinmek isteseydi, elbette yarattklarndan dilediًini seçerdi. O yücedir. O, tek ve kahhâr olan Allah'tr.
39|5|Allah, gِkleri ve yeri hak ile yaratt. Geceyi gündüzün üzerine ِrtüyor, gündüzü de gecenin üzerine saryor. Günei ve ay emri altna almtr. Her biri belli bir süreye kadar akp gider. Dikkat et! O, azîzdir, ve çok baًlayandr.
39|6|Allah sizi bir tek nefisten (آdem'den) yaratt, sonra ondan da eini yaratt. Sizin için hayvanlardan sekiz e meydana getirdi. Sizi de annelerinizin karnlarnda üç katl karanlk içinde çeitli safhalardan geçirerek yaratyor. فte bu yaratc, Rabbiniz Allah'tr. Mülk O'nundur. O'ndan baka tanr yoktur. ضyleyken nasl oluyor da (O'na kulluktan) çevriliyorsunuz?
39|7|Eًer inkâr ederseniz, üphesiz Allah, size muhtaç deًildir. Bununla beraber O, kullarnn küfrüne raz olmaz. Eًer ükrederseniz sizden bunu kabul eder. Hiçbir günahkâr diًerinin günahn çekmez. Nihayet hepinizin dِnüp gidii, Rabbinizedir. Yaptklarnz O size haber verir. اünkü O, kalplerde olan hereyi hakkyla bilendir.
39|8|فnsann bana bir sknt gelince, Rabbine yِnelerek O'na yalvarr. Sonra Allah kendisinden ona bir nimet verince, ِnceden yalvarm olduًunu unutur. Allah'n yolundan saptrmak için O'na eler koar. (Ey Muhammed!) De ki: Küfrünle biraz eًlenedur; çünkü sen, muhakkak cehennem ehlindensin!
39|9|Yoksa geceleyin secde ederek ve kyamda durarak ibadet eden, ahiretten çekinen ve Rabbinin rahmetini dileyen kimse (o inkarc gibi) midir? (Resûlüm!) De ki: Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu? Doًrusu ancak akl sahipleri bunlar hakkyla düünür.
39|10|(Resûlüm!) Sِyle: Ey inanan kullarm! Rabbinize kar gelmekten saknn. Bu dünyada iyilik yapanlara iyilik vardr. Allah'n (yarattً) yeryüzü genitir. Yalnz sabredenlere, mükâfatlar hesapsz ِdenecektir.
39|11|De ki: Bana, dini Allah'a hâlis klarak O'na kulluk etmem emrolundu.
39|12|Bana müslümanlarn ilki olmam emrolundu.
39|13|De ki: Rabbime kar gelirsem, doًrusu büyük günün azabndan korkarm.
39|14|De ki: Ben dinimde ihlâs ile ancak Allah'a ibadet ederim.
39|15|(Ey Allah'a e koanlar!): Siz de O'ndan baka dilediًinize tapn! De ki: Gerçekten hüsrana uًrayanlar, kyamet günü hem kendilerini, hem de ailelerini ziyana sokanlardr. Bilesiniz ki, bu apaçk hüsrandr.
39|16|Onlarn üstlerinde ateten tabakalar, altlarnda da (ِyle) tabakalar var. فte Allah kullarn bununla korkutuyor. Ey kullarm! Yalnzca benden korkun.
39|17|Tâًut'a kulluk etmekten kaçnp, Allah'a yِnelenlere müjde vardr. Kullarm müjdele:
39|18|O kullarm ki, onlar sِzü dinlerler,sonra da en güzeline uyarlar. فte onlar, Allah'n doًru yola ilettiًi kimselerdir. Gerçek akl sahipleri de onlardr.
39|19|(Resûlüm!) Hakknda azap hükmü gerçeklemi kimseyi ve atete olan sen mi kurtaracaksn!
39|20|Fakat Rablerinden saknanlara, üstüste yaplm, altlarndan rmaklar akan kِkler vardr. Bu, Allah'n verdiًi sِzdür. Allah, verdiًi sِzden caymaz.
39|21|Gِrmedin mi? Allah gِkten bir su indirdi, onu yerdeki kaynaklara yerletirdi, sonra onunla türlü türlü renklerde ekinler yetitiriyor. Sonra onlar kurur da sapsar olduklarn gِrürsün. Sonra da onu kuru bir krnt yapar. قüphesiz bunlarda akl sahipleri için bir ًِüt vardr.
39|22|Allah kimin gِnlünü فslâm'a açmsa o, Rabbinden bir nûr üzerinde deًil midir? Allah' anmak hususunda kalpleri katlam olanlara yazklar olsun! فte bunlar apaçk bir sapklk içindedirler.
39|23|Allah sِzün en güzelini, birbiriyle uyumlu ve bklmadan tekrar tekrar okunan bir kitap olarak indirdi. Rablerinden korkanlarn, bu Kitab'n etkisinden tüyleri ürperir, derken hem bedenleri ve hem de gِnülleri Allah'n zikrine snp yumuar. فte bu Kitap, Allah'n, dilediًini kendisiyle doًru yola ilettiًi hidayet rehberidir. Allah kimi de saptrrsa artk ona yol gِsteren olmaz.
39|24|Kyamet gününde yüzünü azabn iddetinden korumaya çalan kimse (kendini ondan emin klan gibi) midir? Zalimlere "Kazandًnz tadn!" denilir.
39|25|Onlardan ِncekiler (peygamberleri) yalanladlar da farkna varmadklar bir yerden onlara azap çatt.
39|26|Bu suretle Allah, dünya hayatnda onlara rezilliًi tattrd. Ahiret azab daha büyüktür. Keke bunu bilselerdi!
39|27|Andolsun ki biz, ًِüt alsnlar diye, bu Kur'an'da insanlara. her türlü misali verdik.
39|28|Korunsunlar diye, pürüzsüz Arapça bir Kur'an indirdik.
39|29|Allah, çekiip duran birçok ortaklarn sahip olduًu bir adam (kِle) ile yalnz bir kiiye baًl olan bir adam misal olarak verir. Bu ikisi eit midir? Hamd Allah'a mahsustur. Fakat onlarn çoًu bilmezler.
39|30|Muhakkak sen de ِleceksin, onlar da ِlecekler.
39|31|Sonra üphesiz, siz de kyamet günü, Rabbinizin huzurunda davalaacaksnz.
39|32|Allah'a kar yalan uyduran, kendisine gelen gerçeًi (Kur'an') yalan sayandan daha zalim kimdir? Kâfirlerin yeri cehennemde deًil mi?
39|33|Doًruyu getiren ve onu tasdik edenler var ya, ite kِtülükten saknanlar onlardr.
39|34|Onlar için Rableri yannda diledikleri her ey vardr. فte bu, iyilik edenlerin mükâfatdr.
39|35|Bِylece Allah, onlarn geçmite yaptklar en kِtü hareketleri bile ِrtecek ve yaptklarnn en güzeline denk olarak mükâfatlarn verecektir.
39|36|Allah kuluna kâfi deًil midir? Seni O'ndan bakalaryla korkutuyorlar. Allah, kimi saptrrsa artk onun yolunu doًrultacak biri yoktur.
39|37|Allah kime de hidayet ederse, artk onu saptracak yoktur. Allah, mutlak güç sahibi ve intikam alc deًil midir?
39|38|Andolsun ki onlara: Gِkleri ve yeri kim yaratt? diye sorsan, elbette "Allah'tr" derler. De ki: ضyleyse bana sِyler misiniz? Allah bana bir zarar vermek isterse, Allah' brakp da taptklarnz, O'nun verdiًi zarar giderebilir mi? Yahut Allah, bana bir rahmet dilerse, onlar O'nun bu rahmetini ِnleyebilirler mi? De ki: Bana Allah yeter. Tevekkül edenler, ancak O'na güvenip dayanrlar.
39|39|De ki: "Ey kavmim! Elinizden geleni yapn; doًrusu ben de yapacaًm! Artk yaknda bileceksiniz!".
39|40|"Kendisini rezil edecek azap kime geleceًini, ve sürekli bir azabn kimin üzerine konacan."
39|41|(Resûlüm)! قüphesiz biz bu Kitab' sana, insanlar için hak olarak indirdik. Artk kim doًru yolu seçerse kendi lehinedir; kim de saparsa ancak kendi aleyhine sapm olur. Sen onlarn üzerinde vekil deًilsin.
39|42|Allah, ِlenin ِlüm zaman gelince, ِlmeyenin de uykusunda iken canlarn alr da ِlümüne hükmettiًi can alr, ِtekini muayyen bir vakte kadar brakr. قüphe yok ki, bunda iyi düünecek bir kavim için ibretler vardr.
39|43|Yoksa onlar Allah'tan bakasn efaatçlar m edindiler? De ki: Onlar hiçbir eye güç yetiremezler ve akl erdiremezlerse de mi (قefaatç edineceksiniz)?
39|44|De ki: Bütün efâat Allah'ndr. Gِklerin ve yerin hükümranlً O'nundur. Sonra O'na dِndürüleceksiniz.
39|45|Allah, tek olarak anldً zaman, ahirete inanmayanlarn içlerine sknt basar. Ama Allah'tan bakas anldً zaman hemen yüzleri güler.
39|46|De ki: Ey gِkleri ve yeri yaratan, gizliyi de aikâr da bilen Allah! Kullarnn arasnda, ayrlًa dütükleri eyin hükmünü ancak sen vereceksin.
39|47|Eًer yerde ne varsa hepsi ve onunla birlikte bir misli daha o zulmedenlerin olsayd, kyamet gününde azabn fenalًndan (kurtulmak için) elbette bunlar fedâ ederlerdi. Halbuki (o gün) onlar için, آllah tarafndan, hiç hesaba katmadklar eyler ortaya çkmtr.
39|48|Onlarn kazandklar kِtülükler (o gün) açًa çkm, alaya aldklar ey, kendilerini sarmtr.
39|49|فnsana bir zarar dokunduًu zaman bize yalvarr. Sonra, kendisine tarafmzdan bir nimet verdiًimiz vakit, "Bu bana ancak bilgimden dolay verilmitir" der. Hayr o, bir imtihandr, fakat çoklar bilmezler.
39|50|Bunu onlardan ِncekiler de sِylemiti; ama kazandklar eyler onlara fayda vermedi.
39|51|Bunun için yaptklar kِtülüklerin vebali onlar yakalad. Bunlardan da zulmedenlerin iledikleri kِtülükler, balarna gelecektir. Bu hususta Allah' âciz brakamazlar.
39|52|Bilmiyorlar m ki Allah, rzk dilediًine bol bol verir, dilediًinden de ksar. قüphesiz bunda inanan bir kavim için ibretler vardr.
39|53|De ki: Ey kendi nefisleri aleyhine haddi aan kullarm! Allah'n rahmetinden ümit kesmeyin! اünkü Allah bütün günahlar baًlar. قüphesiz ki O, çok baًlayan, çok esirgeyendir.
39|54|Size azap gelip çatmadan ِnce Rabbinize dِnün, O'na teslim olun, sonra size yardm edilmez.
39|55|Siz farknda olmadan, anszn banza azap gelmezden ِnce, Rabbinizden size indirilenin en güzeline (Kur'an'a) tâbi olun.
39|56|Kiinin: Allah'a kar ar gitmemden dolay bana yazklar olsun! Gerçekten ben alay edenlerdendim (diyeceًi günden saknn)!
39|57|Yahut ِyle diyecektir:" Allah bana hidayet verseydi, elbette saknanlardan olurdum".
39|58|Veya azab gِrdüًünde: Keke benim için bir kez (dِnmeye) imkân bulunsa da iyilerden olsam!" demesinden.
39|59|Hayr (dِnemeyeceksin)! آyetlerim sana gelmiti de sen onlar yalanlam, büyüklük taslam ve inkârclardan olmutun.
39|60|Kyamet gününde Allah hakknda yalan sِyleyenlerin yüzlerinin kapkara olduًunu gِrürsün. Kibirlenenlerin kalacaً yer cehennemde deًil midir?
39|61|Allah, takvâ sahiplerini kurtulua erdirir. Onlara hiçbir fenalk dokunmaz. Onlar mahzun da olmazlar.
39|62|Allah her eyin yaratcsdr. O, her eye vekîldir.
39|63|Gِklerin ve yerin anahtarlar (mutlak hükümranlً) O'nundur. Allah'n âyetlerini inkâr edenler var ya, ite onlar hüsrana uًrayanlardr.
39|64|De ki: Ey cahiller! Bana Allah'tan bakasna kulluk etmemi mi emrediyorsunuz?
39|65|(Resûlüm!) قüphesiz sana da senden ِncekilere de ِyle vahyolunmutur ki: Andolsun (bilfarz) Allah'a ortak koarsan, ilerin mutlaka boa gider ve hüsranda kalanlardan olursun!
39|66|Hayr! Yalnz Allah'a kulluk et ve ükredenlerden ol.
39|67|Onlar Allah' hakkyla tanyp bilemediler. Kyamet günü bütün yeryüzü O'nun tasarrufundadr. Gِkler O'nun kudret eliyle dürülmü olacaktr. O, müriklerin ortak komalarndan yüce ve münezzehtir.
39|68|Sûr'a üflenince, Allah'n diledikleri müstesna olmak üzere gِklerde ve yerde ne varsa hepsi ِlecektir. Sonra ona bir daha üflenince, bir de ne gِresin, onlar ayaًa kalkm bakyorlar!
39|69|Yeryüzü, Rabbinin nûru ile aydnlanr, kitap konulur, peygamberler ve ahitler getirilir ve aralarnda hakkaniyetle hüküm verilir. Onlara asla zulmedilmez.
39|70|Herkes ne yaptysa, karlً tastamam verilir. Allah, onlarn yaptklarn en iyi bilendir.
39|71|O küfredenler, bِlük halinde cehenneme sürülür. Nihayet oraya geldikleri zaman kaplar açlr, bekçileri onlara: Size, içinizden Rabbinizin âyetlerini okuyan ve bugüne kavuacaًnz ihtar eden peygamberler gelmedi mi? derler. "Evet geldi" derler ama, azap sِzü kâfirlerin üzerine hak olmutur.
39|72|Onlara: فçinde ebedî kalacaًnz cehennemin kaplarndan girin; kibirlenenlerin yeri ne kِtü! denilir.
39|73|Rablerine kar gelmekten saknanlar ise, bِlük bِlük cennete sevk edilir, oraya varp da kaplar açldًnda bekçileri onlara: Selam size! Tertemiz geldiniz. Artk ebedî kalmak üzere girin buraya, derler.
39|74|Onlar: Bize verdiًi sِzde sadk olan ve bizi, dilediًimiz yerinde oturacaًmz bu cennet yurduna vâris klan Allah'a hamdolsun. فyi amelde bulunanlarn mükâfat ne güzelmi! derler.
39|75|Melekleri gِrürsün ki, Rablerine hamd ile tesbih ederek Ar'n etrafn kuatmlardr. Artk aralarnda adaletle hükmolunmu ve "alemlerin Rabbi olan Allah'a hamdolsun" denilmitir.
40|1|Hâ. Mîm.
40|2|Bu Kitap mutlak galip, hakkyla bilen, lütuf sahibi Allah tarafndan indirilmitir.
40|3|O, günah baًlayan, tevbeyi kabul eden, azab çetin,lütuf sahibi Allah'tandr ki. O'ndan baka hiçbir ilâh yoktur, dِnü ancak O'nadr.
40|4|فnkâr edenler müstesna, hiç kimse Allah'n âyetleri hakknda tartmaz. Onlarn ehirlerde (rahatlkla) gezip dolamas seni aldatmasn.
40|5|Onlardan ِnce Nuh kavmi ve bunlardan sonraki topluluklar da (peygamberlerini) engellemeye, her ümmet kendi peygamberini yakalamaya azmetmiti. Bâtl hakkn yerine koymak için mücadele etmilerdi. Bunun üzerine ben onlar kskvrak yakaladm. فte, cezalandrmamn nasl olduًunu gِr!
40|6|فnkâr edenlerin cehennem ehli olduklarna dair Rabbinin sِzü bِylece gerçekleti.
40|7|Ar' yüklenen ve bir de onun çevresinde bulunanlar (melekler), Rablerini hamd ile tesbih ederler, O'na iman ederler. Müminlerin de baًlanmasn isterler: Ey Rabbimiz! Senin rahmet ve ilmin her eyi kuatmtr. O halde tevbe eden ve senin yoluna gidenleri baًla, onlar cehennem azabndan koru! (derler).
40|8|Rabbimiz! Onlar da, onlarn atalarndan, zevcelerinden, nesillerinden iyi olanlar da kendilerine vâdettiًin Adn cennetlerine koy. قüphesiz azîz ve hakîm olan sensin!
40|9|Bir de onlar, her türlü kِtülüklerden koru. O gün sen kimi kِtülüklerden korursan muhakkak ki onu rahmetine mazhar etmi olursun. Bu en büyük kurtulutur.
40|10|فnkâr edenlere ِyle seslenilir: Allah'n gazab, sizin kendinize olan kِtülüًünüzden elbette daha büyüktür. Zira siz imana davet ediliyorsunuz, fakat inkâr ediyorsunuz.
40|11|Onlar: Rabbimiz, bizi iki defa ِldürdün, iki defa dirilttin. Biz de günahlarmz itiraf ettik. Bir daha (bu ateten) çkmaya yol var mdr? derler.
40|12|(Onlara denir ki:) فte bunun sebebi udur: Tek Allah'a ibadete çaًrldً zaman inkâr edersiniz. O'na ortak koulunca (bunu) tasdik edersiniz. Artk hüküm, yücelerin yücesi Allah'ndr.
40|13|Size âyetlerini gِsteren, sizin için gِkten rzk indiren O'dur. Allah'a yِnelenden bakas ibret almaz.
40|14|Haydi, kâfirlerin houna gitmese de Allah'a, Allah için dindar ve ihlâsl olarak dua edin!
40|15|Dereceleri yükselten, Ar'n sahibi Allah, kavuma günüyle korkutmak için kullarndan dilediًine iradesiyle ilgili vahyi indirir.
40|16|O gün onlar (kabirlerinden) meydana çkarlar. Onlarn hiçbir eyi Allah'a gizli kalmaz. Bugün hükümranlk kimindir? Kahhâr olan tek Allah'ndr.
40|17|Bugün herkese kazandًnn karlً verilir. Bugün hakszlk yoktur. قüphesiz Allah, hesab çarçabuk gِrendir.
40|18|Yaklaan gün hususunda onlar uyar! اünkü o onda dehet içinde yutkunurken yürekleri aًzlarna gelmitir. Zalimlerin ne dostu ne de sِzü dinlenir efaatçs vardr.
40|19|Allah, gِzlerin hain bakn ve kalplerin gizlediًini bilir.
40|20|Allah, adaletle hükmeder. O'nu brakp taptklar ise, hiçbir eye hükmedemezler. قüphesiz Allah, hakkyla iiten ve gِrendir.
40|21|Onlar, yeryüzünde gezip dolamadlar m ki, kendilerinden ِncekilerin âkbetinin nasl olduًunu gِrsünler! Onlar, kuvvet ve yeryüzündeki eserleri yِnünden bunlardan daha da üstündüler. Bِyleyken Allah onlar günahlar yüzünden yakalad. Onlar Allah'n gazabndan koruyan da olmad.
40|22|Bunun sebebi, peygamberleri kendilerine apaçk mucizeler getirdikleri halde, inkâr etmeleri idi. Allah da kendilerini tutup yakalayverdi. Doًrusu O, kuvvetlidir; azab da pek çetindir.
40|23|Andolsun ki biz Musa'y mucizelerimiz ve apaçk hüccetle, gِnderdik.
40|24|Firavun'a,Hâmân'a ve Karun'a da onlar: "Bu, çok yalanc bir sihirbazdr! "dediler.
40|25|فte o (Musa), tarafmzdan kendilerine hakk getirince: Onunla beraber iman edenlerin oًullarn ِldürün, kadnlar saً brakn! dediler. Ama kâfirlerin tuzaً elbette boa çkar.
40|26|Firavun: Brakn beni, dedi. Musa'y ِldüreyim; (Kurtarabilirse) Rabbine yalvarsn! اünkü ben onun, dininizi deًitireceًinden, yahut yeryüzünde fesat çkaracaًndan korkuyorum.
40|27|Musa da: Ben, hesap gününe inanmayan her kibirliden, benim de Rabbim, sizin de Rabbinize sًndm, dedi.
40|28|Firavun ailesinden olup, imann gizleyen bir mümin adam ِyle dedi: Siz bir adam "Rabbim Allah'tr" diyor diye ِldürecek misiniz? Halbuki o, size Rabbinizden apaçk mucizeler getirmitir. Eًer o yalanc ise yalan kendisinedir. Eًer doًru sِylüyorsa sizi tehdit ettiًinin (azâbn), bir ksm olsun gelip size çatar. قüphesiz Allah, haddi aan, yalanc kimseyi doًru yola eritirmez.
40|29|Ey kavmim! Bugün, yeryüzüne hakim kimseler olarak hükümranlk sizindir. Ama Allah'n azab bize gelip çatarsa, kim bize yardm eder? Firavun: Ben size kendi gِrüümü sِylüyorum ve yine size ancak doًru yolu gِsteriyorum dedi.
40|30|فman etmi olan dedi ki : "Ey kavmim! Doًrusu ben ben üzerinize ِnceki topluluklarn günü gibi, bir günün gelmesinden korkuyorum."
40|31|"Nuh kavminin, آd, Semud ve onlardan sonra gelenlerin durumu gibi, Allah, kullarna bir zulüm dileyecek deًildir."
40|32|"Ey kavmim! Gerçekten sizin için o baًrp çaًrma gününden, korkuyorum.
40|33|"O gün arkanza dِnüp kaçacaksnz.Fakat sizi Allah'tan (O'nun azabndan) kurtaracak kimse yoktur. Allah kimi saptrrsa, artk onu doًru yola iletecek de yoktur."
40|34|Andolsun ki, (Musa'dan) ِnce Yusuf da size açk deliller getirmiti ve onun size getirdiًi eyler hakknda üphe edip durmutunuz. Nihayet o vefat edince "Allah ondan sonra peygamber gِndermez" dediniz. فte Allah o ar giden üphecileri bِyle saptrr.
40|35|Kendilerine gelmi hiçbir delil olmadً halde Allah'n âyetleri hakknda mücadele edenler gerek Allah yannda, gerekse iman edenler yannda büyük bir nefretle karlanr. Allah, büyüklük taslayan her zorbann kalbini ite bِyle mühürler.
40|36|Firavun:" Ey Hâmân, bana yüksek bir kule yap; belki yollara eriirim."
40|37|"Gِklerin yollarna eriirim de Musa'nn Tanrs'n gِrürüm! Doًrusu ben onu, yalanc sanyorum, dedi. Bِylece Firavun'a, yaptً kِtü i süslü gِsterildi ve yoldan saptrld. Firavun'un tuzaً tamamen boa çkt.
40|38|O iman eden kimse: Ey kavmim! dedi, siz bana uyun, sizi doًru yola gِtüreceًim.
40|39|Ey kavmim! قüphesiz bu dünya hayat, geçici bir eًlencedir. Ama ahiret, gerçekten kalnacak yurttur.
40|40|Kim bir kِtülük ilerse, onun kadar ceza gِrür. Kim de kadn veya erkek, mümin olarak faydal bir i yaparsa ite onlar, cennete girecekler, orada onlara hesapsz rzk verilecektir.
40|41|Ey kavmim! Nedir bu hal? Ben sizi kurtulua çaًryorum, siz beni atee çaًryorsunuz.
40|42|Siz beni, Allah' inkâr etmeye ve hiç tanmadًm nesneleri O'na ortak komaya çaًryorsunuz. Ben ise sizi, azîz ve çok baًlayan Allah'a davet ediyorum.
40|43|Gerçek u ki, sizin beni davet ettiًiniz eyin dünyada da ahirette de davete deًer bir taraf yoktur. Dِnüümüz Allah'adr, ar gidenler de ate ehlinin kendileridir.
40|44|Size sِylediklerimi yaknda hatrlayacaksnz. Ben iimi Allah'a havale ediyorum. قüphesiz Allah, kullarn çok iyi gِrendir.
40|45|Nihayet Allah, onlarn kurduklar tuzaklarn kِtülüklerinden bu zat korudu, Firavun'un kavmini ise kِtü azap kuatverdi.
40|46|Onlar sabah akam o atee sokulurlar. Kyametin kopacaً gün de: Firavun ailesini azabn en çetinine sokun (denilecek)!
40|47|(Kâfirler) atein içinde birbirleriyle çekiirlerken zayf olanlar, o büyüklük taslayanlara: Biz size uymutuk. قimdi atein birazn bizden savabilir misiniz? derler.
40|48|O büyüklük taslayanlar ise: Doًrusu hepimiz bunun içindeyiz. قüphe yok ki Allah kullar arasnda vereceًi hükmü verdi, derler.
40|49|Atete bulunanlar cehennem bekçilerine: Rabbinize dua edin, bizden, bir gün olsun azab hafifletsin! diyecekler.
40|50|(Bekçiler:) Size peygamberleriniz açk açk deliller getirmediler mi? derler. Onlar da: Getirdiler, cevabn verirler. (Bekçiler ise): O halde kendiniz yalvarn, derler. Halbuki kâfirlerin yalvarmas bounadr.
40|51|قüphesiz peygamberlerimize ve iman edenlere, hem dünya hayatnda, hem ahitlerin ahitlik edecekleri günde yardm ederiz.
40|52|O gün zalimlere, ِzür dilemeleri hiçbir fayda saًlamaz. Artk lânet de onlarndr, kِtü yurt da onlarndr!
40|53|Andolsun ki biz Musa'ya hidayeti verdik ve فsrailoًullarna, o Kitab' miras braktk.
40|54|O, akl sahipleri için bir ًِüt ve doًruluk rehberidir.
40|55|(Resûlüm!) قimdi sen sabret. اünkü Allah'n vâdi gerçektir. Günahnn baًlanmasn iste. Akam-sabah Rabbini hamd ile tesbîh et.
40|56|Kendilerine gelmi kesin bir delil olmakszn, Allah'n âyetleri hakknda münakaa edenler var ya, hiç üphe yok ki, onlarn kalplerinde, asla yetiemeyecekleri bir büyüklük hevesinden baka bir ey yoktur. Sen Allah'a sًn. Kukusuz O, iiten ve gِrendir.
40|57|Elbette gِklerin ve yerin yaratlmas, insanlarn yaratlmasndan daha büyük bir eydir. Fakat insanlarn çoًu bilmezler.
40|58|Kِrle gِren, inanp iyi amellerde bulunanla kِtülük yapan bir olmaz. Ne kadar az düünüyorsunuz!
40|59|Kyamet günü mutlaka gelecektir, bunda hiç üphe yoktur. Fakat insanlarn çoًu buna inanmazlar.
40|60|Rabbiniz ِyle buyurdu: Bana dua edin, kabul edeyim. اünkü bana ibadeti brakp büyüklük taslayanlar aaًlanarak cehenneme gireceklerdir.
40|61|فçinde dinlenesiniz diye geceyi, gِrmeniz için de gündüzü yaratan Allah'tr. قüphesiz Allah, insanlara kar lütufkârdr. Fakat insanlarn çoًu ükretmezler.
40|62|فte O, her eyin yaratcs olan Rabbiniz Allah'dr. O'ndan baka tanr yoktur. O halde nasl olup da dِndürülüyorsunuz!
40|63|Allah'n âyetlerini inatla inkâr edenler ite (haktan) bِyle dِndürülür.
40|64|Yeri sizin için yerleim alan, gًِü de bir bina klan, size ekil verip de eklinizi güzel yapan ve sizi temiz besinlerle rzklandran Allah'tr. فte Allah, sizin Rabbinizdir. Alemlerin Rabbi Allah, yücelerden yücedir.
40|65|O daima diridir; O'ndan baka hiçbir tanr yoktur. O halde dinde ihlâsl ve samimi kiiler olarak O'na dua edin. Her türlü ِvgü âlemlerin Rabbi Allah'a mahsustur.
40|66|(Resûlüm)! De ki: Bana Rabbimden apaçk deliller gelince, sizin Allah' brakp o taptklarnza kulluk etmem bana yasakland ve bana âlemlerin Rabbine teslim olmam emredildi.
40|67|Sizi topraktan, sonra meniden, sonra alakadan (alanm yumurtadan) yaratan sonra bebek olarak çkaran, sonra sizi güçlü kuvvetli bir çaًa erimeniz, sonra da ihtiyarlamanz -ki içinizden daha ِnce vefat edenler de vardr- ve belli bir vakte ulamanz için sizi yaatan O'dur. Umulur ki düünürsünüz.
40|68|O, hem dirilten hem de ِldürendir. O, herhangi bir iin olmasn dilediًi zaman yalnz "Ol!" der, o da oluverir.
40|69|Allah'n âyetleri hakknda tartanlara bakmadn m? Nasl dِndürülüyorlar (onu tasdike yanamyorlar)!
40|70|Onlar, Kitab' ve peygamberlerimize gِnderdiklerimizi yalanlayanlardr. Onlar yaknda (gerçeًi) anlayacaklar!
40|71|O zaman boyunlarnda demir halkalar ve zincirler olduًu halde, sürüklenecekler,
40|72|Kaynar suda,sonra da atete yaklacaklardr.
40|73|Sonra onlara: Allah' brakp da kotuًunuz ortaklar nerededir? denilecek.
40|74|O Allah'tan baka (taptklarnz). Onlar da:"Bizden uzaklatlar, zaten biz ِnceleri hiçbir eye tapmyorduk", diyecekler.فte Allah kâfirleri bِyle artr.
40|75|Bu, sizin yeryüzünde haksz olarak marmanzdan ve ar derecede sevinip bِbürlenmenizden ِtürüdür.
40|76|فçinde ebedî kalmak üzere cehennemin kaplarndan girin! Kibirlenenlerin dِnüp gidecekleri yer ne çirkindir!
40|77|Onun için (Resûlüm), sen sabret! قüphesiz Allah'n vâdi gerçektir. Onlara sِz verdiًimiz azabn bir ksmn ya sana gِsteririz, yahut seni daha ِnce vefat ettiririz. Nasl olsa onlar bize dِneceklerdir.
40|78|Andolsun, senden ِnce de peygamberler gِnderdik. Onlardan sana kssalarn anlattًmz kimseler de var, durumlarn sana bildirmediًimiz kimseler de var. Hiçbir peygamber Allah'n izni olmakszn herhangi bir âyeti kendiliًinden getiremez. Allah'n emri gelince de hak uygulanr ve o zaman bâtl seçenler hüsrana uًrayacaklardr.
40|79|Allah, kimine binesiniz, kimini yiyesiniz diye sizin için hayvanlar yaratandr.
40|80|Onlarda sizin için daha nice faydalar vardr. Gِnüllerinizdeki bir arzuya, onlara binerek ularsnz. Onlarn ve gemilerin üstünde tanrsnz.
40|81|Allah size âyetlerini gِsteriyor. قimdi, Allah'n âyetlerinden hangisini inkâr edersiniz?
40|82|Onlar yeryüzünde gezip dolamadlar m ki, kendilerinden ِncekilerin sonu nasl olmutur, gِrsünler! ضncekiler bunlardan daha çoktu, kuvvetçe ve yeryüzündeki eserleri bakmndan da daha saًlam idiler. Fakat kazandklar eyler onlara asla fayda vermemitir.
40|83|Peygamberleri onlara apaçk bilgiler getirince, onlar kendilerinde bulunan (beeri) bilgiye güvendiler (onu alaya aldlar). Alaya aldklar ey kendilerini boًuverdi.
40|84|Artk o çetin azabmz gِrdükleri zaman: Allah'a inandk ve O'na ortak kotuًumuz eyleri inkâr ettik, derler.
40|85|Fakat azabmz gِrdükleri zaman imanlar kendilerine bir fayda vermeyecektir. Allah'n kullar hakknda süregelen âdeti budur. فte o zaman kâfirler hüsrana uًrayacaklardr.
41|1|Hâ. Mîm.
41|2|(Kur'an) rahmân ve rahîm olan Allah katndan indirilmitir.
41|3|(Bu,) bilen bir kavim için, âyetleri Arapça okunarak açklanm bir kitaptr.
41|4|Bu kitap müjdeleyici ve uyarcdr. Fakat onlarn çoًu yüz çevirdi. Artk dinlemezler.
41|5|Ve dediler ki: Bizi çaًrdًn eye kar kalplerimiz kapaldr. Kulaklarmzda da bir aًrlk vardr. Bizimle senin aranda bir perde bulunmaktadr. Onun için sen (istediًini) yap, biz de yapmaktayz!
41|6|De ki: Ben de ancak sizin gibi bir insanm. Bana ilâhnzn bir tek فlâh olduًu vahy olunuyor. Artk O'na yِnelin, O'ndan maًfiret dileyin. Ortak koanlarn vay haline!
41|7|Onlar zekât vermezler; ahireti inkâr edenler de onlardr.
41|8|قüphesiz iman edip iyi i yapanlar için tükenmeyen bir mükâfat vardr.
41|9|De ki: Gerçekten siz, yeri iki günde yaratan inkâr edip O'na ortaklar m kouyorsunuz? O, âlemlerin Rabbidir.
41|10|O, yeryüzüne sabit daًlar yerletirdi. Orada bereketler yaratt ve orada tam dِrt günde isteyenler için fark gِzetmeden gdalar takdir etti.
41|11|Sonra duman halinde olan gًِe yِneldi, ona ve yerküreye: فsteyerek veya istemeyerek, gelin! dedi. فkisi de "فsteyerek geldik" dediler.
41|12|Bِylece onlar, iki günde yedi gِk olarak yaratt ve her gًِe gِrevini vahyetti. Ve biz, yakn semây kandillerle donattk, bozulmaktan da koruduk. فte bu, azîz, alîm Allah'n takdiridir.
41|13|Eًer onlar yüz çevirirlerse de ki: فte sizi Ad ve Semûd'un bana gelen kasrgaya benzer bir kasrgaya kar uyaryorum!
41|14|Peygamberler onlara: ضnlerinden ve arkalarndan gelerek Allah'tan bakasna kulluk etmeyin, dedikleri zaman, "Rabbimiz dileseydi elbette melekler indirirdi. Onun için biz sizinle gِnderilen eyleri inkâr ediyoruz" demilerdi.
41|15|Ad kavmine gelince, yeryüzünde haksz yere büyüklük tasladlar ve: Bizden daha kuvvetli kim var? dediler. Onlar kendilerini yaratan Allah'n, onlardan daha kuvvetli olduًunu gِrmediler mi? Onlar bizim âyetlerimizi (mucizelerimizi) inkâr ediyorlard.
41|16|Bundan dolay biz de onlara dünya hayatnda zillet azâbn tattrmak için o uًursuz günlerde soًuk bir rüzgâr gِnderdik. Ahiret azab elbette daha çok rüsvay edicidir. Onlara yardm da edilmez.
41|17|Semûd'a gelince onlara doًru yolu gِsterdik, ama onlar kِrlüًü doًru yola tercih ettiler. Bِylece yapmakta olduklar kِtülükler yüzünden alçaltc azabn yldrm onlar çarpt.
41|18|فnananlar kurtardk. Onlar (Allah'tan) korkuyorlard.
41|19|Allah'n dümanlar, atee sürülmek üzere toplandklar gün, hepsi bir araya getirilirler.
41|20|Nihayet oraya geldikleri zaman kulaklar, gِzleri ve derileri, iledikleri eye kar onlarn aleyhine ahitlik edecektir.
41|21|Derilerine: Niçin aleyhimize ahitlik ettiniz? derler. Onlar da: Her eyi konuturan Allah, bizi de konuturdu. فlk defa sizi o yaratmtr. Yine O'na dِndürülüyorsunuz, derler.
41|22|Siz ne kulaklarnzn, ne gِzlerinizin, ne de derilerinizin aleyhinize ahitlik etmesinden saknmyordunuz, yaptklarnzdan çoًunu Allah'n bilmeyeceًini sanyordunuz.
41|23|Rabbiniz hakknda beslediًiniz zan var ya, ite sizi o mahvetti ve ziyana uًrayanlardan oldunuz.
41|24|قimdi eًer dayanabilirlerse, onlarn yeri atetir. Ve eًer (tekrar dünyaya dِnüp Allah') honut etmek isterlerse, memnun edilecek deًillerdir.
41|25|Biz onlara birtakm arkadalar musallat ettik de onlar ِnlerinde ve arkalarnda ne varsa hepsini bunlara süslü gِsterdiler. Kendilerinden ِnce gelip geçmi olan cinler ve insanlar için (uygulanan) azap onlara da gerekli olmutur. Kukusuz onlar hüsrana düenlerdi.
41|26|فnkâr edenler: Bu Kur'an' dinlemeyin, okunurken gürültü yapn. Umulur ki bastrrsnz, dediler.
41|27|O inkâr edenlere iddetli bir azab tattracaًz ve onlar yaptklarnn en kِtüsüyle cezalandracaًz.
41|28|فte bu, Allah dümanlarnn cezas, atetir. Ayetlerimizi inkâr etmelerinden dolay, orada onlara ceza olarak ebedî kalacaklar yurt (cehennem) vardr.
41|29|Kâfirler cehennemde: Rabbimiz! Cinlerden ve insanlardan bizi saptranlar bize gِster de aaًlanmlardan olsunlar diye onlar ayaklarmzn altna alalm! diyecekler.
41|30|قüphesiz, Rabbimiz Allah'tr deyip, sonra dosdoًru yolda yürüyenlerin üzerine melekler iner. Onlara: Korkmayn, üzülmeyin, size vâdolunan cennetle sevinin! derler.
41|31|Biz dünya hayatnda da, ahirette de sizin dostlarnzz.Orada sizin için canlarnzn çektiًi her ey var ve istediًiniz her ey orada sizin için hazrdr.
41|32|Gafûr ve rahîm olan Allah'n ikram olarak.
41|33|(فnsanlar) Allah'a çaًran, iyi i yapan ve "Ben müslümanlardanm" diyenden kimin sِzü daha güzeldir?
41|34|فyilikle kِtülük bir olmaz, Sen (kِtülüًü) en güzel bir ekilde ِnle. O zaman seninle arasnda dümanlk bulunan kimse, sanki candan bir dost olur.
41|35|Buna (bu güzel davrana) ancak sabredenler kavuturulur; buna ancak (hayrdan) büyük nasibi olan kimse kavuturulur.
41|36|Eًer eytandan gelen kِtü bir düünce seni dürtecek olursa, hemen Allah'a sًn. اünkü O, iiten, bilendir.
41|37|Gece ve gündüz, güne ve ay O'nun âyetlerindendir. Eًer Allah'a ibadet etmek istiyorsanz, günee de aya da secde etmeyin. Onlar yaratan Allah'a secde edin!
41|38|Eًer insanlar büyüklük taslarlarsa (bilsinler ki) Rabbinin yannda bulunan (melekler) hiç usanmadan, gece gündüz O'nu tesbih ederler.
41|39|Senin yeryüzünü kupkuru gِrmen de Allah'n âyetlerindendir. Biz onun üzerine suyu indirdiًimiz zaman, harekete geçip kabarr. Ona can veren, elbette ِlüleri de diriltir. O, her eye kadirdir.
41|40|إyetlerimiz hakknda doًruluktan ayrlp eًriliًe sapanlar bize gizli kalmaz. O halde, atein içine atlan m daha iyidir, yoksa kyamet günü güvenle gelen mi? Dilediًinizi yapn! Kukusuz O, yaptklarnz gِrmektedir.
41|41|Kendilerine Kitap geldiًinde onu inkâr edenler (üphesiz bunun sonucuna katlanacaklardr). Halbuki o, esiz bir kitaptr.
41|42|Ona ِnünden de ardndan da bâtl gelemez. O, hikmet sahibi, çok ِvülen Allah'tan indirilmitir.
41|43|(Resûlüm!) Sana sِylenen, senden ِnceki peygamberlere sِylenmi olandan baka bir ey deًildir. Elbette ki senin Rabbin, hem maًfiret sahibi hem de ac bir azap sahibidir.
41|44|Eًer biz onu, yabanc dilden bir Kur'an klsaydk, diyeceklerdi ki: Ayetleri tafsilatl ekilde açklanmal deًil miydi? Arab'a yabanc dilden (kitap) olur mu? De ki: O, inananlar için doًru yolu gِsteren bir klavuzdur ve ifadr. فnanmayanlara gelince, onlarn kulaklarnda bir aًrlk vardr ve Kur'an onlara kapaldr. (Sanki) onlara uzak bir yerden baًrlyor (da Kur'an'da ne sِylendiًini anlamyorlar.)
41|45|Andolsun biz Musa'ya Kitab' verdik, onda da ayrlًa düüldü. Eًer Rabbinden bir sِz geçmi olmasayd, aralarnda derhal hükmedilirdi (ileri bitirilirdi). Onlar Kur'an hakknda derin bir üphe içindedirler.
41|46|Kim iyi bir i yaparsa, bu kendi lehinedir. Kim de kِtülük yaparsa aleyhinedir. Rabbin kullara zulmedici deًildir.
41|47|Kyamet gününün bilgisi, O'na havale edilir. O'nun bilgisi dnda hiçbir meyve (çekirdeًi) kabuًunu yarp çkamaz, hiçbir dii gebe kalmaz ve doًurmaz. Allah onlara: Ortaklarm nerede! diye seslendiًi gün: Buna dair bizden hiçbir ahit olmadًn sana arzederiz, derler.
41|48|Bِylece ِnceden yalvarp durduklar onlardan uzaklamtr. Kendilerinin kaçacak yerleri olmadًn anlamlardr.
41|49|فnsan hayr istemekten usanmaz. Fakat kendisine bir kِtülük dokunursa hemen ümitsizliًe düer, üzülüverir.
41|50|Andolsun ki, kendisine dokunan bir zarardan sonra biz ona bir rahmet tattrrsak: Bu, benim hakkmdr, kyametin kopacaًn sanmyorum, Rabbime dِndürülmü olsam bile muhakkak O'nun katnda benim için daha güzel eyler vardr, der. Biz, inkâr edenlere yaptklarn mutlaka haber vereceًiz ve muhakkak onlara aًr azaptan tattracaًz.
41|51|فnsana bir nimet verdiًimiz zaman (bizden) yüz çevirir ve yan çizer. Fakat ona bir er dokunduًu zaman da yalvarp durur.
41|52|De ki: Ne dersiniz, eًer o (Kur'an), Allah tarafndan ise siz de onu inkâr etmiseniz o zaman (haktan) uzak bir aynlًa düenden daha sapk kim vardr?
41|53|فnsanlara ufuklarda ve kendi nefislerinde âyetlerimizi gِstereceًiz ki onun (Kur'an'n) gerçek olduًu, onlara iyice belli olsun. Rabbinin her eye ahit olmas, yetmez mi?
41|54|Dikkat edin; onlar, Rablerine kavuma konusunda üphe içindedirler. Bilesiniz ki O, her eyi (ilmiyle) kuatmtr.
42|1|Hâ. Mîm.
42|2|Ayn. Sîn. Kaf.
42|3|Azîz ve hakîm olan Allah, sana ve senden ِncekilere ite bِyle vahyeder.
42|4|Gِklerde ve yerde ne varsa hepsi O'nundur. O yücedir, uludur.
42|5|Neredeyse yukarlarndan gِkler çatlayacak! Melekler de Rablerini hamd ile tesbih ediyorlar ve yerdekiler için maًfiret diliyorlar. فyi bilin ki Allah çok baًlayan, çok esirgeyendir.
42|6|Allah'tan baka dostlar edinenleri Allah daima gِzetlemektedir. Sen onlara vekil deًilsin.
42|7|قehirlerin anas (olan Mekke'de) ve onun çevresinde bulunanlar uyarman ve asla üphe olmayan toplanma günüyle onlar korkutman için, sana bِyle Arapça bir Kur'an vahyettik. (فnsanlarn) bir bِlümü cennette, bir bِlümü de çlgn alevli cehennemdedir.
42|8|Allah dileseydi onlar bir tek millet yapard. Fakat O, dilediًini rahmetine kavuturur; zalimlerin ise hiçbir dostu ve yardmcs yoktur.
42|9|Yoksa onlar Allah'tan baka dostlar m edindiler? Halbuki dost yalnz Allah'tr. O ِlüleri diriltir, her eye kadirdir.
42|10|Ayrlًa dütüًünüz herhangi bir eyde hüküm vermek, Allah'a mahsustur. فte, bu Allah, benim Rabbimdir. O'na dayandm ve O'na yِnelirim.
42|11|O, gِkleri ve yeri yoktan yaratandr. Size kendinizden eler, hayvanlardan da (kendilerine) eler yaratmtr. Bu suretle çoًalmanz saًlamtr. O'nun benzeri hiçbir ey yoktur. O iitendir, gِrendir.
42|12|Gِklerin ve yerin anahtarlar O'nundur. Dilediًine rzk bol verir, dilediًinden de ksar. O, her eyi bilendir.
42|13|"Dini ayakta tutun ve onda ayrlًa dümeyin" diye Nuh'a tavsiye ettiًini, sana vahyettiًimizi, فbrahim'e, Musa'ya ve فsa'ya tavsiye ettiًimizi Allah size de din kld. Fakat kendilerini çaًrdًn bu (din), Allah'a ortak koanlara aًr geldi. Allah dilediًini kendisine (peygamber) seçer ve kendisine yِneleni de doًru yola iletir.
42|14|Onlar kendilerine ilim geldikten sonra, sadece aralarndaki çekememezlik yüzünden ayrlًa dütüler. Eًer belli bir süreye kadar Rabbinden bir (erteleme) sِzü geçmi olmasayd, aralarnda hemen hüküm verilirdi. Onlardan sonra kitaba vâris klnanlar da onun hakknda derin bir üphe içindedirler.
42|15|فte onun için sen (tevhide) dâvet et ve emrolunduًun gibi dosdoًru ol. Onlarn heveslerine uyma ve de ki: Ben Allah'n indirdiًi Kitab'a inandm ve aranzda adaleti gerçekletirmekle emrolundum. Allah bizim de Rabbimiz, sizin de Rabbinizdir. Bizim ilediklerimiz bize, sizin iledikleriniz de sizedir. Aramzda tartlabilecek bir konu yoktur. Allah hepimizi bir araya toplar, dِnü de O'nadr. (آyette Hz. Peygamber in insanlar davet edeceًi prensipler açklanrken, uyacaً esaslar da beyan edilmitir. Buna gِre davete devam edilecek, inanma yanlarn teklifve srarlar dinlenmeyecektir.)
42|16|Daveti kabul edildikten sonra, Allah hakknda tartmaya girenlerin delilleri, Rableri katnda botur. Onlar için bir gazap, yine onlar için çetin bir azap vardr.
42|17|Kitab' ve mizan hak olarak indiren Allah'tr. Ne biliyorsun, belki de kyamet saati yakndr!
42|18|Ona inanmayanlar, onun çabuk kopmasn isterler. فnananlar ise ondan korkarlar ve onun gerçek olduًunu bilirler. فyi bilin ki, kyamet günü hakknda tartanlar derin bir sapklk içindedirler.
42|19|Allah kullarna lütufkârdr, dilediًini rzklandrr. O kuvvetlidir, güçlüdür.
42|20|Kim ahiret kazancn istiyorsa, onun kazancn arttrrz. Kim de dünya kârn istiyorsa ona da dünyadan bir eyler veririz. Fakat onun ahirette bir nasibi olmaz.
42|21|Yoksa onlarn, Allah'n izin vermediًi bir dini getiren ortaklar m var? Eًer erteleme sِzü olmasayd, derhal aralarnda hüküm verilirdi. قüphesiz zalimlere can yakc bir azap vardr.
42|22|Yaptklar eyler balarna gelirken zalimlerin, korkudan titrediklerini gِreceksin. فman edip iyi iler yapanlar da cennet bahçelerindedirler. Rablerinin yannda onlara diledikleri her ey vardr. فte büyük lütuf budur.
42|23|فte Allah'n, iman eden ve iyi iler yapan kullarna müjdelediًi nimet budur. Deki: Ben buna karlk sizden akrabalk sevgisinden baka bir ücret istemiyorum. Kim bir iyilik ilerse onun sevabn fazlasyla veririz. قüphesiz Allah baًlayan, ükrün karlًn verendir.
42|24|Yoksa onlar, (senin için) Allah'a kar yalan uydurdu mu derler? Allah dilerse senin kalbini de mühürler. Ve Allah bâtl yok eder; sِzleriyle hakk ortaya koyar. قüphesiz O, kalplerde olanlar bilendir.
42|25|O, kullarnn tevbesini kabul eden, kِtülükleri baًlayan ve yaptklarnz bilendir.
42|26|Allah, iman edip iyi iler yapanlarn tevbesini kabul eder, lütfundan onlara, fazlasn verir. Kâfirlere gelince, onlara da çetin bir azap vardr.
42|27|Allah kullarna rzk bol bol verseydi, yeryüzünde azarlard. Fakat O, (rzk) dilediًi ِlçüde indirir. اünkü O, kullarnn haberini alandr, onlar gِrendir.
42|28|O, (insanlar) umutlarn kestikten sonra, yaًmuru indiren, rahmetini her tarafa yayandr. O, hakiki dosttur, ِvülmeye lâyk olandr.
42|29|Gِkleri, yeri ve bunlarn içine yayp ürettiًi canllar yaratmas da O'nun delillerindendir. O dilediًi zaman bunlar biraraya toplamaya da kadirdir.
42|30|Banza gelen herhangi bir musibet, kendi ellerinizle iledikleriniz yüzündendir. (Bununla beraber) Allah çoًunu affeder.
42|31|Yeryüzünde (O'nu) âciz brakamazsnz. Allah'tan baka bir dostunuz ve bir yardmcnz da yoktur.
42|32|Denizde daًlar gibi akp gidenler (gemiler) de O'nun (varlًnn) delillerindendir.
42|33|Dilerse O, rüzgâr durdurur,da onun (denizin) üstünde kalakalrlar. Elbette bunda çok sabreden, çok ükreden herkes için ibretler vardr.
42|34|Yahut yaptklar yüzünden onlar helâk eder. Birçoًunu da affeder (kurtarr).
42|35|Bِylece âyetlerimiz üzerinde tartanlar, kendilerine kaçacak bir yer olmadًn bilsinler.
42|36|Size verilen ey, yalnzca dünya hayatnn geçimliًidir. Allah'n yannda bulunanlar ise daha iyi ve daha süreklidir. Bu mükâfat iman edenler ve Rablerine dayanp güvenenler içindir.
42|37|Onlar, büyük günahlardan ve hayaszlktan kaçnrlar; kzdklar zaman da kusurlar baًlarlar.
42|38|Yine onlar, Rablerinin davetine icabet ederler ve namaz klarlar. Onlarn ileri, aralarnda danma iledir. Kendilerine verdiًimiz rzktan da harcarlar.
42|39|Bir hakszlًa uًradklar zaman, yardmlarlar.
42|40|Bir kِtülüًün cezas, ona denk bir kِtülüktür. Kim baًlar ve bar saًlarsa, onun mükâfat Allah'a aittir. Doًrusu O, zalimleri sevmez.
42|41|Kim zulme uًradktan sonra hakkn alrsa, artk onlara yaplacak bir ey yoktur.
42|42|Ancak insanlara zulmedenlere ve yeryüzünde haksz yere taknlk edenlere ceza vardr. فte ackl azap bunlaradr.
42|43|Kim sabreder ve affederse üphesiz bu hareketi, yaplmaya deًer ilerdendir.
42|44|Allah kimi saptrrsa, bundan sonra artk onun hiçbir dostu yoktur. Azab gِrdüklerinde zalimlerin: Dِnecek bir yol var m? dediklerini gِrürsün.
42|45|Atee arz olunurlarken onlarn, zilletten balarn ِne eًerek gِz ucuyla gizli gizli baktklarn gِreceksin. فnananlar da: فte asl ziyana uًrayanlar, kyamet günü kendilerini ve ailelerini ziyana sokanlardr, diyecekler. Kesinlikle biliniz ki, zalimler, sürekli bir azap içindedirler.
42|46|Onlarn Allah'tan baka kendilerine yardm edecek hiçbir dostlar yoktur. Allah kimi saptrrsa artk onun kurtulua çkan bir yolu yoktur.
42|47|Allah'tan, geri çevrilmesi imkânsz bir gün gelmezden ِnce, Rabbinize uyun. اünkü o gün, hiçbiriniz sًnacak yer bulamazsnz, itiraz da edemezsiniz.
42|48|Eًer yüz çevirirlerse, bilesin ki biz seni onlarn üzerine bekçi gِndermedik. Sana düen sadece duyurmaktr. Biz insana katmzdan bir rahmet tattrdًmz zaman ona sevinir. Ama elleriyle yaptklar yüzünden balarna bir kِtülük gelirse, ite o zaman insan pek nankِrdür!
42|49|Gِklerin ve yerin mülkü Allah'ndr. Dilediًini yaratr; dilediًine kz çocuklar, dilediًine de erkek çocuklar baheder.
42|50|Yahut onlar, hem erkek hem de kz çocuklar olmak üzere çift verir. Dilediًini de ksr klar. O, her eyi bilendir, her eye gücü yetendir.
42|51|Allah bir insanla ancak vahiy yoluyla veya perde arkasndan konuur, yahut bir elçi gِnderip izniyle ona dilediًini vahyeder. O yücedir, hakîmdir.
42|52|فte bِylece sana da emrimizle Kur'an' vahyettik. Sen, kitap nedir, iman nedir bilmezdin. Fakat biz onu kullarmzdan dilediًimizi kendisiyle doًru yola eritirdiًimiz bir nur kldk. قüphesiz ki sen doًru bir yolu gِstermektesin.
42|53|(O yol) gِklerin ve yerin sahibi olan Allah'n yoludur. Dikkat edin, bütün iler sonunda Allah'a dِner.
43|1|Hâ. Mîm.
43|2|Apaçk Kitab'a andolsun ki ,
43|3|Biz, anlayp düünmeniz için onu Arapça bir Kur'an kldk.
43|4|O, katmzda bulunan Ana Kitap'ta (levh-i mahfuzda) mevcut, yüce ve hikmetle dolu bir kitaptr.
43|5|Siz, haddi aan kimseler oldunuz diye, sizi Kur'an'la uyarmaktan vaz m geçelim?
43|6|Daha ِnceki milletlere nice peygamberler gِndermitik.
43|7|Onlar, kendilerine gelen her peygamberi mutlaka alaya alrlard.
43|8|Biz bunlardan daha zorba olanlar da helâk ettik. Nitekim ِncekilerde ِrneًi geçmitir.
43|9|Andolsun ki, onlara gِkleri ve yeri kim yaratt? diye sorsan; "Onlar üphesiz güçlü olan, her eyi bilen Allah yaratt" derler.
43|10|O, size yeri beik klm ve doًru gidesiniz diye yeryüzünde size yollar yaratmtr.
43|11|Gِkten bir ِlçüye gِre suyu indiren O'dur. Biz onunla (kupkuru), ِlü memlekete hayat veririz. فte siz de bِylece (mezarlarnzdan) çkarlacaksnz.
43|12|Bütün çiftleri O yaratmtr. Ve size bineceًiniz gemiler ve hayvanlar vâr etti.
43|13|Ki,bِylece onlarn srtna binip üzerlerine yerleince, Rabbinizin ni'metini anarak: Bunu bizim hizmetimize vereni tesbih ve takdis ederiz, yoksa biz bunlara güç yetiremezdik, diyesiniz.
43|14|Biz üphesiz Rabbimize dِneceًiz (demelisiniz).
43|15|Ama onlar, kullarndan bir ksmn, O'nun bir cüzü kldlar. Gerçekten insan apaçk bir nankِrdür.
43|16|Yoksa Allah, yarattklarndan kzlar kendisine ald da oًullar size mi ayrd?!
43|17|Onlardan biri, Rahmân'a isnat ettiًi kz çocuًuyla müjdelenince, hiddetlenerek yüzü simsiyah kesilir.
43|18|Süs içinde yetitirilip sava edemeyecek olan m istemiyorlar? (Onlar Allah'n parças m sayyorlar?)
43|19|Onlar, Rahmân'n kullar olan melekleri de dii saydlar. Acaba meleklerin yaratllarn m gِrmüler? Onlarn bu ahitlikleri yazlacak ve sorguya çekileceklerdir.
43|20|Ve dediler ki: Rahmân dileseydi biz onlara tapmazdk. Onlarn bu hususta bir bilgileri yoktur. Onlar sadece yalan sِylüyorlar.
43|21|Yoksa bundan ِnce onlara bir kitap verdik de ona m tutunuyorlar?
43|22|Hayr! "Sadece, biz babalarmz bir din üzerinde bulduk, biz de onlarn izinde gidiyoruz" derler.
43|23|Senden ِnce de hangi memlekete uyarc gِndermisek mutlaka orann varlkllar: Babalarmz bir din üzerinde bulduk, biz de onlarn izlerine uyarz, derlerdi.
43|24|Ben size, babalarnz üzerinde bulduًunuz (din)den daha doًrusunu getirmisem (yine mi bana uymazsnz)? deyince, dediler ki: Doًrusu biz sizinle gِnderilen eyi inkâr ediyoruz.
43|25|Biz de onlardan intikam aldk. Bak, yalanlayanlarn sonu nasl oldu?
43|26|Bir zaman فbrahim, babasna ve kavmine demiti ki: Ben sizin taptklarnzdan uzaًm.
43|27|Ben yalnz beni yaratana taparm. اünkü O, beni doًru yola iletecektir.
43|28|Bu sِzü, ardndan geleceklere devaml kalacak bir miras olarak brakt ki, insanlar (onun dinine) dِnsünler.
43|29|Doًrusu bunlar da atalarn da kendilerine hak ve onu açklayan bir peygamber gelinceye kadar geçindirdim.
43|30|Fakat kendilerine hak gelince: Bu bir büyüdür, biz onu tanmyoruz, dediler.
43|31|Ve dediler ki: Bu Kur'an iki ehirden bir büyük adama indirilse olmaz myd?
43|32|Rabbinin rahmetini onlar m paylatryorlar? Dünya hayatnda onlarn geçimliklerini aralarnda biz paylatrdk. Birbirlerine i gِrdürmeleri için kimini ِtekine derecelerle üstün kldk. Rabbinin rahmeti onlarn biriktirdikleri eylerden daha hayrldr.
43|33|قayet insanlarn küfürde birlemi bir tek ümmet olmas (tehlikesi) bulunmasayd, Rahmân' inkâr edenlerin evlerinin tavanlarn ve çkacaklar merdivenleri gümüten yapardk.
43|34|Evlerinin kaplarn ve üzerine yaslanacaklar koltuklar da (hep gümüten yapardk).
43|35|Ve onlar zinetlere boًardk. Bütün bunlar sadece dünya hayatnn geçimliًidir. Ahiret ise, Rabbinin katnda, Allah'n azabndan saknp rahmetine sًnanlara mahsustur.
43|36|Kim Rahmân' zikretmekten gafil olursa, yanndan ayrlmayan bir eytan ona musallat ederiz.
43|37|قüphesiz bu eytanlar onlar doًru yoldan alkoyarlar da onlar, kendilerinin doًru yolda olduklarn sanrlar.
43|38|O eytan dostu kimse, en sonunda bize gelince arkadana: Keke benimle senin aranda doًu ile bat aras kadar uzaklk olsayd, ne kِtü arkadamsn! der.
43|39|Zulmettiًiniz için bugün (nedâmet) size hiçbir fayda vermeyecektir. اünkü siz, azapta ortaksnz.
43|40|(Resûlüm!) Saًrlara sen mi iittireceksin; yahut kِrleri ve apaçk sapklkta olanlar doًru yola sen mi ileteceksin?
43|41|Biz seni onlardan alp gِtürsek de yine onlardan intikam alrz.
43|42|Yahut onlara vâdettiًimiz azab, sana gِsteririz. اünkü bizim onlara gücümüz yeter.
43|43|Sen, sana vahyedilene smsk sarl. قüphesiz sen, dosdoًru yoldasn.
43|44|Doًrusu Kur'an, sana ve kavmine bir ًِüttür. فleride ondan sorumlu tutulacaksnz.
43|45|Senden ِnce gِnderdiًimiz elçilerimize (ümmetlerine) sor! Rahmân'dan baka taplacak tanrlar (edinin diye) emretmi miyiz?
43|46|Andolsun biz Musa'y âyetlerimizle Firavun'a ve onun ileri gelen adamlarna gِndermitik de Musa: Ben âlemlerin Rabbinin elçisiyim, demiti.
43|47|Onlara âyetlerimizi getirince, bunlara gülüvermilerdi.
43|48|Onlara gِsterdiًimiz her bir âyet (mucize) diًerinden daha büyüktü. Doًru yola dِnsünler diye onlar azaba uًrattk.
43|49|Bunun üzerine dediler ki: Ey büyücü! Sana verdiًi ahde gِre bizim için Rabbine dua et; çünkü biz artk doًru yola gireceًiz.
43|50|Fakat biz onlardan azab kaldrnca, sِzlerinden dِnüverdiler.
43|51|Firavun kavmine seslendi ve ِyle dedi: "Ey kavmim! Msr mülkü ve altmdan akp giden u rmaklar benim deًil mi? Hâla gِrmüyor musunuz?"
43|52|"Yoksa ben, kendisi zayf ve neredeyse sِz anlatamayacak durumda bulunan u adamdan daha hayrl deًil miyim?"
43|53|"Ona altn bilezikler verilmeli veya yannda ona yardmc melekler gelmeli deًil miydi?"
43|54|Firavun kavmini aldatt; onlar da kendisine boyun eًdiler. Onlar yoldan çkm bir kavimdir.
43|55|Bِylece bizi ِfkelendirince onlardan intikam aldk, hepsini suda boًduk.
43|56|Onlar, sonradan gelenlerin geçmii ve bir ibret ِrneًi kldk.
43|57|Meryem oًlu فsa, bir misal olarak anlatlnca senin kavmin hemen baًrmaya baladlar.
43|58|Bizim tanrlarmz m hayrl, yoksa o mu? dediler. Bunu sana ancak tartmak için sِylediler. Doًrusu onlar kavgac bir toplumdur.
43|59|O, sadece kendisine nimet verdiًimiz ve فsrailoًullarna ِrnek kldًmz bir kuldur.
43|60|Eًer dileseydik, içinizden, yeryüzünde yerinize geçecek melekler yaratrdk.
43|61|قüphesiz ki o (فsa), kyametin (ne zaman kopacaًnn) bilgisidir. Ondan hiç üphe etmeyin ve bana uyun; çünkü bu, dosdoًru yoldur.
43|62|Sakn eytan sizi yoldan çevirmesin. اünkü o, sizin için apaçk bir dümandr.
43|63|فsa, açk delillerle geldiًi zaman demiti ki: Ben size hikmet getirdim ve ayrlًa dütüًünüz eylerden bir ksmn size açklamak için geldim. ضyleyse Allah'tan korkun ve bana itaat edin.
43|64|اünkü Allah, benim de Rabbim, sizin de Rabbinizdir. O'na ibadet edin. فte bu, doًru yoldur.
43|65|Ama aralarndan çkan guruplar, bir ihtilâfa dütüler. Ac bir günün azab karsnda vay o zulmedenlerin haline!
43|66|Onlar farknda deًillerken kyamet gününün kendilerine anszn gelmesinden baka bir ey mi bekliyorlar?
43|67|O gün, Allah'a kar gelmekten saknanlar dnda, dost olanlar (bile) birbirlerine düman kesilirler.
43|68|Ey kullarm! Bugün size korku yoktur. Sizler üzülmeyeceksiniz de.
43|69|Onlar âyetlerimize inanan ve müslüman olan (kullarm)idiler.
43|70|Siz ve eleriniz, aًrlanm olarak cennete giriniz!
43|71|Onlara altn tepsiler ve kadehler dolatrlr. Orada canlarnn istediًi, gِzlerinin holandً her ey vardr. Ve siz, orada ebedî kalacaksnz.
43|72|"فte yaptklarnza karlk size miras verilen cennet budur."
43|73|" Orada sizin için bol bol meyveler vardr, onlardan yersiniz" denilir.
43|74|قüphesiz suçlular cehennem azabnda devaml kalacaklar.
43|75|Azaplar hafifletilmeyecektir. Onlar azap içinde kurtulutan ümit kesmilerdir.
43|76|Biz onlara zulmetmedik, fakat onlar kendileri zalim kimselerdir.
43|77|Ey Mâlik! Rabbin bizim iimizi bitirsin! diye seslenirler. Mâlik de: Siz bِyle kalacaksnz! der.
43|78|Andolsun biz size hakk getirdik, fakat çoًunuz haktan holanmyorsunuz.
43|79|Yoksa (mürikler) bir ie kesin karar m verdiler? Doًrusu biz de kararlyz!
43|80|Yoksa onlar, bizim kendilerinin srlarn ve gizli konumalarn iitmediًimizi mi sanyorlar? Hayr, ِyle deًil; yanlarndaki elçilerimiz (hafaza melekleri de) yazmaktadrlar.
43|81|De ki : Eًer Rahmân'n bir çocuًu olsayd, elbette ben (ona) kulluk edenlerin ilki olurdum!
43|82|Gِklerin ve yerin Rabbi, Ar'n da Rabbi olan Allah onlarn vasflandrmalarndan yücedir, münezzehtir.
43|83|Sen brak onlar, kendilerine sِz verilen günlerine kavuuncaya kadar bâtla dalsnlar, oynaya dursunlar.
43|84|Gِkteki فlâh da, yerdeki فlâh da O'dur. O, hakîmdir, her eyi bilendir.
43|85|Gِklerin, yerin ve ikisi arasnda bulunan her eyin mülkü kendisine ait olan Allah ne yücedir! Kyamet saatini bilmek de O'na mahsustur. Siz O'na dِndürüleceksiniz.
43|86|Allah' brakp da taptklar putlar, efâat edemezler. Ancak bilerek hakka ahitlik edenler bunun dndadr.
43|87|Andolsun onlara kendilerini kimin yarattًn sorsan elbette "Allah" derler. O halde nasl (Allah'a kulluktan) çeviriliyorlar?
43|88|(Resûlullah'n:) "Yâ Rabbi! Bunlar, iman etmeyen bir kavimdir" demesini de( Allah biliyor)
43|89|قimdilik sen onlardan yüz çevir ve size selam olsun de. Yaknda bilecekler! buyurdu.
44|1|Hâ. Mîm.
44|2|Apaçk olan Kitab'a andolsun ki,
44|3|Biz onu (Kur'an') mübarek bir gecede indirdik. Kukusuz biz uyarcyzdr.
44|4|Her hikmetli ie o gecede hükmedilir.
44|5|(Yani)katmzdan (verilen her) emir. اünkü biz, peygamberler gِndermekteyiz.
44|6|Senin Rabb'inin acmas gereًi olarak (gِnderdiyimiz elçilere o gece emirlerimizi bir bir açklar,vahiylerimizi bildiririz) .Doًrusu o iitendir ,bilendir.
44|7|Eًer kesin olarak inanyorsanz (bilin ki Allah), gِklerin, yerin ve ikisi arasnda bulunanlarn Rabbidir.
44|8|O'ndan baka ilâh yoktur. (Her eyi O) diriltir ve ِldürür. Sizin de Rabbiniz, ِnceki atalarnzn da Rabbidir.
44|9|Fakat onlar, üphe içinde eًlenip duruyorlar.
44|10|قimdi sen, gًِün, açk bir duman çkaracaً günü gِzetle.
44|11|Duman insanlar bürüyecektir. Bu, elem verici bir azaptr.
44|12|(فte o zaman insanlar:) Rabbimiz! Bizden azab kaldr. Doًrusu biz artk inanyoruz (derler).
44|13|Nerede onlarda ًِüt almak? Oysa kendilerine gerçeًi açklayan bir elçi gelmiti.
44|14|Sonra ondan yüz çevirdiler ve: Bu, ًِretilmi bir deli! dediler.
44|15|Biz azab birazck kaldracaًz, ama siz yine (eski halinize) dِneceksiniz.
44|16|Fakat biz büyük bir iddetle yakalayacaًmz gün, kesinlikle intikammz alrz.
44|17|Andolsun, kendilerinden ِnce biz, Firavun'un kavmini de imtihan etmitik. Onlara erefli bir elçi geldi.(قِyle diyerek)
44|18|"Allah'n kullar! Bana gelin! اünkü ben size (gِnderilmi) güvenilir bir resûlüm"
44|19|Allah'a kar ululuk taslamayn. اünkü ben size apaçk bir delil getiriyorum.
44|20|Ben, beni talamanzdan, benim ve sizin Rabbiniz olan Allah'a sًndm.
44|21|Eًer bana inanmazsanz, hiç deًilse yanmdan uzaklan.
44|22|Bunun üzerine Musa: Bunlar suç ileyen bir toplumdur, diye Rabbine arzetti.
44|23|Allah, O halde kullarm geceleyin yola çkar. اünkü takip edileceksiniz, buyurdu.
44|24|Denizi açk halde brak. اünkü onlar boًulacak bir ordudur.
44|25|Onlar geride nice eyler braktlar; bahçeler,çeimeler,
44|26|Ekinler, güzel konaklar,
44|27|Ve zevkü sefa sürdükleri nice nimetler!
44|28|فte bِylece biz de onlar baka bir topluma miras braktk.
44|29|Gِk ve yer onlarn ardndan aًlamad; onlara mühlet de verilmedi.
44|30|Andolsun biz, فsrailoًullarn o alçaltc azaptan kurtardk.
44|31|Yani Firavun'dan. اünkü o bir zorba idi, ar gidenlerdendi.
44|32|Andolsun biz فsrailoًullarna, bilerek, (kendi zamanlarnda) âlemlerin üstünde bir imtiyaz verdik.
44|33|Onlara, içinde açk bir imtihan bulunan iaretler verdik.
44|34|Onlar (mürikler) diyorlar ki:
44|35|"فlk ِlümümüzden sonra bir ey yoktur. Biz diriltilecek deًiliz."
44|36|" Doًru sِylüyorsanz, atalarmz getirin."
44|37|Bunlar m daha hayrl, yoksa Tübba' kavmi ile onlardan ِncekiler mi? Onlar yok ettik, çünkü onlar suçlu idiler.
44|38|Biz gِkleri, yeri ve bunlar arasnda bulunanlar, oyun ve eًlence olsun diye yaratmadk.
44|39|Onlar sadece gerçek bir sebeple yarattk. Fakat onlarn çoًu bilmiyorlar.
44|40|قüphesiz (hakk bâtldan ayran) hüküm günü, hepsinin bir arada buluacaً gündür.
44|41|O gün, dostun dosta hiçbir faydas olmaz, kendilerine yardm da edilmez.
44|42|Ancak Allah'n merhamet ettiًi kimseler bِyle deًildir. قüphesiz O, üstündür, merhametlidir.
44|43|قüphesiz zakkum aًac,
44|44|Günahkârlarn yemeًidir.
44|45|O, karnlarda maden eriyiًi kaynar.
44|46|Scak suyun kaynamas gibi .
44|47|(Allah zebânilere emreder): Tutun onu! Cehennemin ortasna sürükleyin!
44|48|Sonra bana azap olarak kaynar su dِkün!
44|49|(Ve deyin ki:) Tat bakalm. Hani sen kendince üstündün, erefliydin!
44|50|فte bu, üphelenip durduًunuz eydir.
44|51|Müttakîler ise hakikaten güvenilir bir makamdadrlar.
44|52|Bahçelerde ve pnar balarndadrlar.
44|53|فnce ipekten ve parlak atlastan giyerek karlkl otururlar.
44|54|فte bِyle. Bunun yansra biz onlar, iri gِzlü hûrilerle evlendiririz.
44|55|Orada, güven içinde (canlarnn çektiًi) her meyveyi isterler.
44|56|فlk tattklar ِlüm dnda, orada artk ِlüm tatmazlar. Ve Allah onlar cehennem azabndan korumutur (sürekli hayata kavumulardr).
44|57|(Bunlar) Rabbinden bir lütuf olarak (verilmitir). فte büyük kurtulu budur.
44|58|Biz onu (Kur'an'), ًِüt alalar diye senin dilinde indirerek kolayca anlalmasn saًladk.
44|59|(Yine de inanmayanlarn balarna gelecekleri) bekle; onlar da beklemektedirler.
45|1|Hâ. Mîm.
45|2|Kitap, azîz ve hakîm olan Allah tarafndan indirilmitir.
45|3|قüphesiz gِklerde ve yerde inananlar için birçok âyetler vardr.
45|4|Sizin yaratlnzda ve (Allah'n) yeryüzünde yaydً canllarda, kesin olarak inanan bir toplum için ibret verici iaretler vardr.
45|5|Gecenin ve gündüzün deًimesinde, Allah'n gِkten indirmi olduًu rzkta (yaًmurda) ve ِlümünden sonra yeri onunla diriltmesinde, rüzgârlar deًiik yِnlerden estirmesinde, akln kullanan toplum için dersler vardr.
45|6|فte sana gerçek olarak okuduًumuz bunlar Allah'n âyetleridir. Artk Allah'tan ve O'nun âyetlerinden sonra hangi sِze inanacaklar?
45|7|Vay haline, her yalanc ve günahkâr kiinin!
45|8|O, Allah'n kendisine okunan âyetlerini iitir de sonra büyüklük taslayarak sanki hiç onlar duymam gibi (küfründe) direnir. فte onu ac bir azap ile müjdele!
45|9|(O) âyetlerimizden bir ey ًِrendiًi zaman onlarla alay eder. Onlar için alçaltc bir azap vardr!
45|10|ضtelerinde de cehennem vardr. Kazandklar eyler de, Allah' brakp edindikleri dostlar da onlara hiçbir fayda vermez. Büyük azap onlaradr.
45|11|فte bu Kur'an bir hidayettir. Rablerinin âyetlerini inkâr edenlere gelince, onlara en kِtüsünden, elem verici bir azap vardr.
45|12|Allah o (yüce) varlktr ki, emri gereًince içinde gemilerin yüzmesi ve lütfedip verdiًi rzk aramanz için ve de ükredesiniz diye denizi size hazr hale getirmitir.
45|13|O, gِklerde ve yerde ne varsa hepsini, kendi katndan (bir lütfu olmak üzere) size boyun eًdirmitir. Elbette bunda düünen bir toplum için ibretler vardr.
45|14|فman edenlere sِyle: Allah'n (ceza) günlerinin geleceًini ummayanlar baًlasnlar. اünkü Allah her toplumu, yaptًna gِre cezalandracaktr.
45|15|Kim iyi i yaparsa faydas kendinedir, kim de kِtülük yaparsa zarar yine kendinedir. Sonra Rabbinize dِndürüleceksiniz.
45|16|Andolsun ki biz, فsrailoًullarna Kitap, hüküm ve peygamberlik verdik. Onlar güzel rzklarla besledik ve onlar dünyalara üstün kldk.
45|17|Din konusunda onlara açk deliller verdik. Ama onlar kendilerine ilim geldikten sonra, aralarndaki çekememezlik yüzünden ayrlًa dütüler. قüphesiz Rabbin, ayrlًa dütükleri eyler hakknda kyamet günü aralarnda hüküm verecektir.
45|18|Sonra da seni din konusunda bir eriat sahibi kldk. Sen ona uy; bilmeyenlerin isteklerine uyma.
45|19|اünkü onlar, Allah'a kar sana hiçbir fayda vermezler. Doًrusu zalimler birbirlerinin dostlardr; Allah da takvâ sahiplerinin dostudur.
45|20|Bu (Kur'an), insanlar için basiret nurlar, kesin olarak inanan bir toplum için hidayet ve rahmettir.
45|21|Yoksa kِtülük ileyenler ِlümlerinde ve saًlklarnda kendilerini, inanp iyi ameller ileyen kimseler ile bir mi tutacaًmz sandlar? Ne kِtü hüküm veriyorlar!
45|22|Allah, gِkleri ve yeri yerli yerince yaratmtr. Bِylece herkes kazancna gِre karlk gِrür. Onlara hakszlk edilmez.
45|23|Hevâ ve hevesini tanr edinen ve Allah'n (kendi katndaki) bir bilgiye gِre saptrdً, kulaًn ve kalbini mühürlediًi, gِzünün üstüne de perde çektiًi kimseyi gِrdün mü? قimdi onu Allah'tan baka kim doًru yola eritirebilir? Hâla ibret almayacak msnz?
45|24|Dediler ki: Hayat ancak bu dünyada yaadًmzdr. ضlürüz ve yaarz. Bizi ancak zaman helâk eder. Bu hususta onlarn hiçbir bilgisi de yoktur. Onlar sadece zanna gِre hüküm veriyorlar.
45|25|Onlara açkça âyetlerimiz okunduًu zaman: Doًru sِzlü iseniz atalarmz getirin, demelerinden baka delilleri yoktur.
45|26|De ki: Allah sizi diriltir, sonra ِldürür. Sonra sizi üphe gِtürmeyen kyamet gününde biraraya toplar. Fakat insanlarn çoًu bilmezler.
45|27|Gِklerin ve yerin mülkü Allah'ndr. Kyametin kopacaً gün var ya, ite o gün bâtla sapanlar hüsrana uًrayacaklardr.
45|28|O gün her ümmeti, diz çِkmü gِrürsün. Her ümmet kendi kitabna çaًrlr, (onlara ِyle denilir:) "Bu gün, yaptklarnzla cezalandrlacaksnz!"
45|29|"Bu, yüzünüze kar gerçeًi sِyleyen kitabmzdr. اünkü biz, yaptklarnz kaydediyorduk."
45|30|فnanp iyi iler yapanlara gelince, Rableri onlar rahmetine kabul eder. فte apaçk kurtulu budur.
45|31|Ama inkâr edenlere gelince onlara: آyetlerim size okunmu, siz de büyüklenip suçlu bir toplum olmutunuz, deًil mi? denilir.
45|32|"Allah'n vâdi gerçektir, kyamet gününde üphe yoktur" dendiًi zaman: Kyametin ne olduًunu bilmiyoruz onun bir tahminden ibaret olduًunu sanyoruz, (onun hakknda) kesin bir bilgi elde etmi deًiliz, demitiniz.
45|33|Yaptklarnn kِtülükleri onlara gِrünmü, alay edip durduklar ey onlar kuatmtr.
45|34|Denilir ki: Bu güne kavuacaًnz unuttuًunuz gibi biz de bugün sizi unuturuz. Yeriniz atetir, yardmclarnz da yoktur!
45|35|Bunun bِyle olmasnn sebebi udur: Siz Allah'n âyetlerini alaya aldnz, dünya hayat sizi aldatt. Artk bugün ateten çkarlmayacaklardr ve onlarn (Allah') honut etmeleri de istenmeyecektir.
45|36|Hamd, gِklerin Rabbi, yerin Rabbi bütün âlemlerin Rabbi olan Allah'a mahsustur.
45|37|Gِklerde ve yerde azamet yalnz O'nundur. O, azîzdir, hakîmdir.
46|1|Ha. Mîm.
46|2|Bu Kitap aziz ve hakîm olan Allah tarafndan indirilmitir.
46|3|Gِkleri, yeri ve ikisi arasnda bulunanlar biz, üphesiz yerli yerince ve belli bir süre için yarattk. فnkâr edenler, uyarldklar eylerden yüz çevirmektedirler.
46|4|De ki: Sِylesenize! Allah' brakp taptًnz eyler yeryüzünde ne yaratmlar; gِstersenize bana! Yoksa onlarn gِklere ortaklklar m vardr? Eًer doًru sِyleyenlerden iseniz, bundan evvel (size indirilmi) bir kitap yahut bir bilgi kalnts varsa onu bana getirin.
46|5|Allah' brakp da kyamet gününe kadar kendisine cevap veremeyecek eylere tapandan daha sapk kim olabilir? (Oysa) onlar, bunlarn tapmalarndan habersizdirler.
46|6|فnsanlar bir araya toplandklar zaman (mürikler) onlara (tapndklarna) düman kesilirler ve onlara kulluk ettiklerini inkâr ederler.
46|7|Ayetlerimiz onlara açkça okunduًu zaman hakikat kendilerine geldiًinde onu inkâr edenler: "Bu, apaçk bir büyüdür" dediler.
46|8|Yoksa "Onu uydurdu" mu diyorlar? De ki: Eًer ben onu uydurmusam, Allah tarafndan bana gelecek eyi savmaya gücünüz yetmez. O, sizin Kur'an hakknda yaptًnz taknlklar çok daha iyi bilir. Benimle sizin aranzda ahit olarak O yeter. O, baًlayan, esirgeyendir.
46|9|De ki: Ben peygamberlerin ilki deًilim. Bana ve size ne yaplacaًn da bilmem. Ben sadece bana vahyedilene uyarm. Ben sadece apaçk bir uyarcym.
46|10|De ki: Hiç düündünüz mü; ayet bu, Allah katndan ise ve siz onu inkâr etmiseniz, فsrailoًullarndan bir ahit de bunun benzerini gِrüp inandً halde siz yine de büyüklük taslamsanz (hakszlk etmi olmaz msnz)? قüphesiz Allah, zalimler topluluًunu doًru yola iletmez.
46|11|فnkâr edenler, iman edenler hakknda dediler ki: "Bu i bir hayr olsayd, onlar bizi geçemezlerdi." Fakat onlar bununla doًru yola girmek arzusunda olmadklar için "Bu eski bir yalandr" diyecekler.
46|12|Ondan ِnce de bir rahmet ve rehber olarak Musa'nn kitab vardr. Bu (Kur'an) da, zulmedenleri uyarmak ve iyilik yapanlara müjde olmak üzere Arap lisanyla indirilmi, doًrulayc bir kitaptr.
46|13|"Rabbimiz Allah'tr" deyip sonra da dosdoًru yaayanlara korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir.
46|14|Onlar cennet ehlidirler. Yapmakta olduklarna karlk orada ebedî kalacaklardr.
46|15|Biz insana, ana-babasna iyilik etmesini tavsiye ettik. Annesi onu zahmetle tad ve zahmetle doًurdu. Tanmas ile sütten kesilmesi, otuz ay sürer. Nihayet insan, güçlü çaًna erip krk yana varnca der ki: Rabbim! Bana ve ana-babama verdiًin nimete ükretmemi ve raz olacaًn yararl i yapmam temin et. Benim için de zürriyetim için de iyiliًi devam ettir. Ben sana dِndüm. Ve elbette ki ben müslümanlardanm.
46|16|فte, yaptklarnn iyisini kabul edeceًimiz ve günahlarn baًlayacaًmz bu kimseler cennetlikler arasndadrlar. Bu, kendilerine verilen doًru bir sِzdür.
46|17|Ana ve babasna: ضf be size! Benden ِnce nice nesiller gelip geçmiken, beni mi tekrar dirilmekle tehdit ediyorsunuz? diyen kimseye, ana ve babas Allah'n yardmna sًnarak: Yazklar olsun sana! فman et. Allah'n vâdi gerçektir, dedikleri halde o: Bu, eskilerin masallarndan baka bir ey deًildir, der.
46|18|فte onlar, kendilerinden ِnce cinlerden ve insanlardan gelip geçmi topluluklar içinde, haklarnda azabn gerçekletiًi kimselerdir. Gerçekten onlar ziyana uًrayanlardr.
46|19|Herkesin yaptklarna gِre dereceleri vardr. Allah, onlara yaptklarnn karlًn verir, asla kendilerine hakszlk yaplmaz.
46|20|فnkâr edenler atee arzolunacaklar gün (onlara ِyle denir): Dünyadaki hayatnzda bütün güzel eylerinizi harcadnz, onlarn zevkini sürdünüz. Bugün ise yeryüzünde haksz yere büyüklük taslamanzdan ve yoldan çkmanzdan dolay alçaltc bir azap gِreceksiniz!
46|21|Ad kavminin kardeini (Hûd'u) an. Zira o, kendinden ِnce ve sonra uyarclarn da gelip geçtiًi Ahkaf bِlgesindeki kavmine: Allah'tan bakasna kulluk etmeyin. Ben sizin büyük bir günün azabna uًramanzdan korkuyorum, demiti.
46|22|"Sen bizi tanrlarmzdan çevirmek için mi bize geldin? Hadi, doًru sِyleyenlerden isen, bizi tehdit ettiًin eyi bamza getir" dediler.
46|23|Hûd da! Bilgi ancak Allah'n katndadr. Ben size, bana gِnderilen eyi duyuruyorum. Fakat sizin cahil bir kavim olduًunuzu gِrüyorum, dedi.
46|24|Nihayet onu, vâdilerine doًru yaylan bir bulut eklinde gِrünce: Bu bize yaًmur yaًdracak yaygn bir buluttur, dediler. Hayr! O, sizin acele gelmesini istediًiniz eydir. فçinde ac azap bulunan bir rüzgârdr!
46|25|O (rüzgâr), Rabbinin emriyle her eyi ykar, mahveder. Nitekim (o kasrga gelince) onlarn evlerinden baka bir ey gِrülmez oldu. فte biz suç ileyen toplumu bِyle cezalandrrz.
46|26|Andolsun ki, onlara da size vermediًimiz kudret ve serveti vermitik. Kendilerine kulaklar, gِzler ve kalpler vermitik. Fakat kulaklar, gِzleri ve kalpleri kendilerine bir fayda saًlamad. Zira bile bile Allah'n âyetlerini inkâr ediyorlard. Alay edip durduklar ey, kendilerini kuatverdi.
46|27|Andolsun biz, çevrenizdeki memleketleri de yok ettik. Belki doًru yola dِnerler diye âyetleri tekrar tekrar açkladk.
46|28|Allah'tan baka kendilerine yaknlk saًlamak için tanr edindikleri eyler, kendilerine yardm etselerdi ya! Hayr, onlar brakp gittiler. Bu onlarn yalan ve uydurup durduklar eydir.
46|29|Hani cinlerden bir gurubu, Kur'an' dinlemeleri için sana yِneltmitik. Kur'an' dinlemeye hazr olunca (birbirlerine) "Susun" demiler, Kur'an'n okunmas bitince uyarclar olarak kavimlerine dِnmülerdi.
46|30|Ey kavmimiz! dediler, doًrusu biz Musa'dan sonra indirilen, kendinden ِncekini doًrulayan, hakka ve doًru yola ileten bir kitap dinledik.
46|31|Ey kavmimiz! Allah'n davetçisine uyun. Ona iman edin ki Allah da sizin günahlarnz ksmen baًlasn ve sizi ac bir azaptan korusun..
46|32|Allah'n dâvetçisine uymayan kimse yeryüzünde Allah' âciz brakacak deًildir. Kendisi için Allah'tan baka dostlar da bulunmaz. فte onlar, apaçk bir sapklk içindedirler.
46|33|Gِkleri ve yeri yaratan, bunlar yaratmakla yorulmayan Allah'n, ِlüleri diriltmeye de gücünün yeteceًini düünmezler mi? Evet O, her eye kadirdir.
46|34|فnkâr edenlere, atee sunulacaklar gün: Nasl, bu gerçek deًil miymi? denildiًinde: Evet, Rabbimize andolsun ki gerçekmi, derler. Allah: ضyleyse inkâr etmenizden dolay azab tadn! der.
46|35|O halde (Resûlum), peygamberlerden azim sahibi olanlarn sabrettiًi gibi sen de sabret. Onlar hakknda acele etme, onlar vâdedildikleri azab gِrdükleri gün sanki dünyada sadece gündüzün bir saati kadar kaldklarn sanrlar. Bu, bir tebliًdir. Yoldan çkm topluluklardan bakas helâk edilir mi hiç!
47|1|فnkâr edenlerin ve Allah yolundan alkoyanlarn ilerini Allah boa çkarmtr.
47|2|فman edip yararl iler yapanlarn, Rableri tarafndan hak olarak Muhammed'e indirilene inananlarn günahlarn Allah ِrtmü ve hallerini düzeltmitir.
47|3|Bunun sebebi, inkâr edenlerin bâtla uymalar, inananlarn da Rablerinden gelen hakka uymu olmalardr. فte bِylece Allah, insanlara kendilerinden misallerini anlatr.
47|4|(Savata) inkâr edenlerle karlatًnz zaman boyunlarn vurun. Nihayet onlara iyice vurup sindirince baً skca baًlayn (esir aln). Sava sona erince de artk ya karlksz veya fidye karlً salverin. Durum u ki, Allah dileseydi, onlardan intikam alrd. Fakat sizi birbirinizle denemek ister. Allah yolunda ِldürülenlere gelince, Allah onlarn yaptklarn boa çkarmaz.
47|5|Allah onlar muratlarna erdirecek, gِnüllerini âdedecek .
47|6|Onlar, kendilerine tanttً cennete sokacaktr.
47|7|Ey iman edenler! Eًer siz Allah'a (Allah'n dinine) yardm ederseniz O da size yardm eder, ayaklarnz kaydrmaz.
47|8|فnkâr edenlere gelince, onlarn hakk ykmdr. Allah onlarn yaptklarn boa çkarmtr.
47|9|Bunun sebebi, Allah'n indirdiًini beًenmemeleridir. Allah da onlarn amellerini boa çkarmtr.
47|10|Yeryüzünde dolap kendilerinden ِncekilerin sonlarnn nasl olduًunu gِrmezler mi? Allah onlar yere batrmtr. Kâfirlere de onlarn benzeri vardr.
47|11|Bu, Allah'n, inananlarn yardmcs olmasndan dolaydr. Kâfirlere gelince, onlarn yardmclar yoktur.
47|12|Muhakkak ki Allah, inanp iyi iler yapanlar, altlarndan rmaklar akan cennetlere koyar; inkâr edenler ise (dünyadan) faydalanrlar, hayvanlarn yediًi gibi yerler. Onlarn yeri atetir.
47|13|Senin ehrinden -ki ora (halk) seni çkard daha kuvvetli nice ehirleri yok ettik; onlara bir yardm eden de çkmad.
47|14|Rabbinden apaçk bir delil üzerinde bulunan kimse, kِtü ii kendisine güzel gِrünen ve heveslerine uyan kimse gibi olur mu?
47|15|Müttakîlere vâdolunan cennetin durumu ِyledir: فçinde bozulmayan sudan rmaklar, tad deًimeyen sütten rmaklar, içenlere lezzet veren araptan rmaklar ve süzme baldan rmaklar vardr. Orada meyvelerin her çeidi onlarndr. Rablerinden de baًlama vardr. Hiç bu, atete ebedî kalan ve baًrsaklarn parça parça edecek kaynar su içirilen kimselerin durumu gibi olur mu?
47|16|Onlarn arasnda, seni dinleyenler vardr. Fakat senin yanndan çknca kendilerine bilgi verilmi olanlara "Az ِnce ne demiti?" diye sorarlar. Bunlar, Allah'n kalplerini mühürlediًi, hevâ ve heveslerine uyan kimselerdir.
47|17|Doًru yolu bulanlara gelince, Allah onlarn hidayetlerini arttrr ve saknmalarn saًlar.
47|18|Onlar, kyamet gününün anszn gelip çatmasn m bekliyorlar? قüphesiz onun alâmetleri belirmitir. Kendilerine gelip çatnca ibret almalar neye yarar!
47|19|Bil ki, Allah'tan baka ilâh yoktur. (Habibim!) Hem kendinin hem de mümin erkeklerin ve mümin kadnlarn günahlarnn baًlanmasn dile! Allah, gezip dolatًnz yeri de duracaًnz yeri de bilir.
47|20|فman etmi olanlar: Keke cihad hakknda bir sûre indirilmi olsayd! derler. Ama hükmü açk bir sûre indirilip de onda savatan sِz edilince, kalplerinde hastalk olanlarn, ِlüm baygnlً geçiren kimsenin bak gibi sana baktklarn gِrürsün. Onlara yakan da budur!
47|21|(Onlarn vazifesi) itaat ve güzel sِzdür. ف ciddiye bindiًi zaman Allah'a sadakat gِsterselerdi, elbette kendileri için daha hayrl olurdu.
47|22|Geri dِnerseniz, yeryüzünde bozgunculuk yapmaya ve akrabalk baًlarn kesmeye dِnmü olmaz msnz?
47|23|فte bunlar, Allah'n kendilerini lânetlediًi, saًr kldً ve gِzlerini kِr ettiًi kimselerdir.
47|24|Onlar Kur'an' düünmüyorlar m? Yoksa kalpleri kilitli mi?
47|25|قüphesiz ki, kendilerine doًru yol belli olduktan sonra, arkalarna dِnenleri, eytan sürüklemi ve kendilerine ümit vermitir.
47|26|Bunun sebebi; onlarn, Allah'n indirdiًinden holanmayanlara: Baz hususlarda size itaat edeceًiz, demeleridir. Oysa Allah, onlarn gizlediklerini biliyor.
47|27|Ya melekler onlarn yüzlerine ve srtlarna vurarak canlarn alrken durumlar nasl olacak!
47|28|Bunun sebebi, onlarn Allah' gazaplandran eylerin ardnca gitmeleri ve O'nu raz edecek eylerden holanmamalardr. Bu yüzden Allah onlarn ilerini boa çkarmtr.
47|29|Kalplerinde hastalk olanlar, yoksa Allah'n, kinlerini ortaya çkarmayacaًn m sandlar?
47|30|Biz dileseydik onlar sana gِsterirdik de, sen onlar yüzlerinden tanrdn. Andolsun ki sen onlar konuma tarzlarndan tanrsn. Allah ilediklerinizi bilir.
47|31|Andolsun ki içinizden cihad edenlerle sabredenleri belirleyinceye ve haberlerinizi açklayncaya kadar sizi imtihan edeceًiz.
47|32|فnkâr edenler, Allah yolundan alkoyanlar ve kendilerine doًru yol belli olduktan sonra Peygamber'e kar gelenler, Allah'a hiçbir zarar veremezler. Allah onlarn yaptklarn boa çkaracaktr.
47|33|Ey iman edenler! Allah'a itaat edin, Peygambere itaat edin. فlerinizi boa çkarmayn.
47|34|فnkâr edip Allah yolundan alkoyanlar ve sonra da kâfir olarak ِlenleri Allah asla baًlamaz.
47|35|ـstün durumda iken geveyip bara çaًrmayn. Allah sizinle beraberdir. O amellerinizi asla eksiltmeyecektir.
47|36|Doًrusu dünya hayat ancak bir oyun ve eًlencedir. Eًer iman eder ve saknrsanz Allah size mükâfatnz verir. Ve sizden mallarnz (tamamen sarfetmenizi) istemez.
47|37|Eًer onlar (tamamn) isteseydi ve sizi zorlasayd, cimrilik ederdiniz ve bu da sizin kinlerinizi ortaya çkarrd.
47|38|فte sizler, Allah yolunda harcamaya çaًrlyorsunuz. فçinizden kiminiz cimrilik ediyor. Ama kim cimrilik ederse, ancak kendisine cimrilik etmi olur. Allah zengindir, siz ise fakirsiniz. Eًer O'ndan yüz çevirirseniz, yerinize sizden baka bir toplum getirir, artk onlar sizin gibi de olmazlar.
48|1|Biz sana doًrusu apaçk bir fetih ihsan ettik.
48|2|Bِylece Allah, senin geçmi ve gelecek günahn baًlar. Sana olan nimetini tamamlar ve seni doًru bir yola iletir.
48|3|Ve sana anl bir zaferle yardm eder.
48|4|فmanlarn bir kat daha arttrsnlar diye müminlerin kalplerine güven indiren O'dur. Gِklerin ve yerin ordular Allah'ndr. Allah bilendir, her eyi hikmetle yapandr.
48|5|(Bütün bu lütuflar) mümin erkeklerle mümin kadnlar, içinde ebedî kalacaklar, zemininden rmaklar akan cennetlere koymas, onlarn günahlarn ِrtmesi içindir. فte bu, Allah katnda büyük bir kurtulutur.
48|6|(Bir de bunlar) Allah hakknda kِtü zanda bulunan münafk erkeklere ve münafk kadnlara, Allah'a ortak koan erkeklere ve ortak koan kadnlara azap etmesi içindir. Müslümanlar için bekledikleri kِtülük çemberi balarna gelsin! Allah onlara gazap etmi, lânetlemi ve cehennemi kendilerine hazrlamtr. Oras ne kِtü bir yerdir!
48|7|Gِklerin ve yerin ordular Allah'ndr. Allah azîzdir, hakîmdir.
48|8|قüphesiz biz seni, ahit, müjdeleyici ve uyarc olarak gِnderdik.
48|9|Ta ki (ey müminler!) Allah'a ve Resûlüne iman edesiniz, Resûlüne yardm edesiniz, O'na sayg gِsteresiniz ve sabah akam Allah' tesbih edesiniz.
48|10|Muhakkak ki sana biat edenler ancak Allah'a biat etmektedirler. Allah'n eli onlarn ellerinin üzerindedir. Kim ahdini bozarsa, ancak kendi aleyhine bozmu olur. Kim de Allah ile olan ahdine vefa gِsterirse Allah ona büyük bir mükâfat verecektir.
48|11|Bedevîlerden geri kalm olanlar, sana diyecekler ki: "Mallarmz ve ailelerimiz bizi alkoydu. Allah'tan bizim baًlanmamz dile." Onlar kalplerinde olmayan dilleriyle sِylerler. De ki: Allah size bir zarar gelmesini dilerse veya bir fayda elde etmenizi isterse O'na kar kimin bir eye gücü yetebilir? Kald ki, Allah yaptklarnzdan haberdardr.
48|12|Aslnda siz Peygamberin ve müminlerin ailelerine bir daha dِnmeyeceklerini sanmtnz. Bu sizin gِnüllerinize güzel gِründü de kِtü zanda bulundunuz ve helâki hak etmi bir topluluk oldunuz.
48|13|Kim Allah'a ve Resûlüne iman etmezse bilsin ki biz, kâfirler için çlgn bir ate hazrlamzdr.
48|14|Gِklerin ve yerin mülkü Allah'ndr. O, dilediًini baًlar, dilediًine ceza verir. Allah çok baًlayan, çok merhamet edendir.
48|15|Siz ganimetleri almak için gittiًinizde seferden geri kalanlar: Brakn, biz de arkanza düelim, diyeceklerdir. Onlar, Allah'n sِzünü deًitirmek isterler. De ki: "Siz asla bizim peimize dümeyeceksiniz! Allah daha ِnce sizin için bِyle buyurmutur." Onlar size: Hayr, bizi kskanyorsunuz, diyeceklerdir. Bilâkis onlar, pek az anlayan kimselerdir.
48|16|Bedevîlerden (seferden) geri kalm olanlara de ki: Siz yaknda çok kuvvetli bir kavme kar savamaya çaًrlacaksnz. Onlarla, teslim oluncaya kadar savaacaksnz. Eًer emre itaat ederseniz, Allah size güzel bir mükâfat verir. Ama ِnceden dِndüًünüz gibi yine dِnecek olursanz sizi ackl bir azaba uًratr.
48|17|Kِre vebal yoktur, topala da vebal yoktur, hastaya da vebal yoktur. (Bunlar savaa katlmak zorunda deًildirler.) Kim Allah'a ve Peygamberine itaat ederse, Allah onu altndan rmaklar akan cennetlere sokar. Kim de geri kalrsa, onu ac bir azaba uًratr.
48|18|Andolsun ki o aًacn altnda sana biat ederlerken Allah, o müminlerden raz olmutur. Kalplerinde olan bilmi, onlara güven duygusu vermi ve onlar pek yakn bir fetihle ِdüllendirmitir.
48|19|Yine onlar elde edecekleri birçok ganimetlerle de mükâfalandrd. Allah üstündür, hikmet sahibidir.
48|20|Allah size, elde edeceًiniz birçok ganimet vâdetmitir. (Bu ganimetlerden) ite unlar hemen vermi ve insanlarn ellerini sizden çekmitir ki bu, müminlere bir iaret olsun ve sizi dosdoًru yola iletsin.
48|21|Henüz elde edemediًiniz baka ganimetler de vardr ki, onlar Allah'n bilgi ve kudreti dahilindedir. Allah, her eye kadirdir.
48|22|Eًer kâfirler sizinle savasalard, arkalarna dِnüp kaçarlard. Sonra bir dost ve yardmc da bulamazlard.
48|23|Allah'n, ِtedenberi süregelen kanunu budur. Allah'n kanununda asla bir deًiiklik bulamazsn.
48|24|O sizi onlara kar muzaffer kldktan sonra, Mekke'nin içinde onlarn ellerini sizden, sizin ellerinizi de onlardan çekendir. Allah, yaptklarnz gِrendir.
48|25|Onlar, inkâr eden ve sizin Mescid-i Haram' ziyaretinizi ve bekletilen kurbanlarn yerlerine ulamasn menedenlerdir. Eًer (Mekke'de) kendilerini henüz tanmadًnz mümin erkeklerle mümin kadnlar bilmeyerek çiًnemeniz sebebiyle üzüntüye kaplmanz ihtimali olmasayd (Allah sava ِnlemezdi). Dilediklerine rahmet etmek için Allah bِyle yapmtr. Eًer onlar birbirinden ayrlm olsalard elbette onlardan inkâr edenleri elemli bir azaba çarptrrdk.
48|26|O zaman inkâr edenler, kalplerine taassubu, cahiliye taassubunu yerletirmilerdi. Allah da elçisine ve müminlere sükûnet ve güvenini indirdi, onlarn takvâ sِzünü tutmalarn saًlad. Zaten onlar buna lâyk ve ehil kimselerdi. Allah her eyi bilendir.
48|27|Andolsun ki Allah, elçisinin rüyasn doًru çkard. Allah dilerse siz güven içinde balarnz tra etmi ve ksaltm olarak, korkmadan Mescid-i Haram'a gireceksiniz. Allah sizin bilmediًinizi bilir. فte bundan ِnce size yakn bir fetih verdi.
48|28|Bütün dinlerden üstün klmak üzere, Peygamberini hidayet ve hak din ile gِnderen O'dur. قahit olarak Allah yeter.
48|29|Muhammed Allah'n elçisidir. Beraberinde bulunanlar da kâfirlere kar çetin, kendi aralarnda merhametlidirler. Onlar rükûya varrken, secde ederken gِrürsün. Allah'tan lütuf ve rza isterler. Onlarn nianlar yüzlerindeki secde izidir. Bu, onlarn Tevrat'taki vasflardr. فncil'deki vasflar da ِyledir: Onlar filizini yarp çkarm, gittikçe onu kuvvetlendirerek kalnlam, gِvdesi üzerine dikilmi bir ekine benzerler ki bu, ekicilerin de houna gider. Allah bِylece onlar çoًaltp kuvvetlendirmekle kâfirleri ِfkelendirir. Allah onlardan inanp iyi iler yapanlara maًfiret ve büyük mükâfat vâdetmitir.
49|1|Ey iman edenler! Allah'n ve Resûlünün ِnüne geçmeyin. Allah'tan korkun. قüphesiz Allah iitendir, bilendir.
49|2|Ey iman edenler! Seslerinizi Peygamber'in sesinin üstüne yükseltmeyin. Birbirinize baًrdًnz gibi, Peygamber'e yüksek sesle baًrmayn; yoksa siz farkna varmadan amelleriniz boa gidiverir.
49|3|Allah'n elçisinin huzurunda seslerini ksanlar, üphesiz Allah'n kalplerini takvâ ile imtihan ettiًi kimselerdir. Onlara maًfiret ve büyük bir mükâfat vardr.
49|4|(Resûlüm!) Sana odalarn arka tarafndan baًranlarn çoًu akl ermez kimselerdir.
49|5|Eًer onlar, sen yanlarna çkncaya kadar sabretselerdi, elbette kendileri için daha iyi olurdu. Allah çok baًlayan, çok esirgeyendir.
49|6|Ey iman edenler! Eًer bir fâsk size bir haber getirirse onun doًruluًunu aratrn. Yoksa bilmeden bir topluluًa kِtülük edersiniz de sonra yaptًnza piman olursunuz.
49|7|Hem bilin ki, içinizde Allah'n elçisi vardr. قayet o, birçok ilerde size uysayd, skntya düerdiniz. Fakat Allah size iman sevdirmi ve onu gِnüllerinize sindirmitir. Küfrü, fsk ve isyan da size çirkin gِstermitir. فte doًru yolda olanlar bunlardr.
49|8|Bu, Allah'tan bir lütuf ve nimettir. Allah alîmdir, hakîmdir.
49|9|Eًer müminlerden iki gurup birbirleriyle vuruurlarsa aralarn düzeltin. قayet biri ِtekine saldrrsa, Allah'n buyruًuna dِnünceye kadar saldran tarafla savan. Eًer dِnerse artk aralarn adaletle düzeltin ve (her ite) adaletli davrann. قüphesiz ki Allah, âdil davrananlar sever.
49|10|Müminler ancak kardetirler. ضyleyse kardelerinizin arasn düzeltin ve Allah'tan korkun ki esirgenesiniz.
49|11|Ey müminler! Bir topluluk diًer bir topluluًu alaya almasn. Belki de onlar, kendilerinden daha iyidirler. Kadnlar da kadnlar alaya almasnlar. Belki onlar kendilerinden daha iyidirler. Kendi kendinizi ayplamayn, birbirinizi kِtü lakaplarla çaًrmayn. فmandan sonra fâsklk ne kِtü bir isimdir! Kim de tevbe etmezse ite onlar zalimlerdir.
49|12|Ey iman edenler! Zannn çoًundan kaçnn. اünkü zannn bir ksm günahtr. Birbirinizin kusurunu aratrmayn. Biriniz diًerinizi arkasndan çekitirmesin. Biriniz, ِlmü kardeinin etini yemekten holanr m? فte bundan tiksindiniz. O halde Allah'tan korkun. قüphesiz Allah, tevbeyi çok kabul edendir, çok esirgeyicidir.
49|13|Ey insanlar! Doًrusu biz sizi bir erkekle bir diiden yarattk. Ve birbirinizle tanmanz için sizi kavimlere ve kabilelere ayrdk. Muhakkak ki Allah yannda en deًerli olannz, O'ndan en çok korkannzdr. قüphesiz Allah bilendir, her eyden haberdardr.
49|14|Bedevîler "فnandk" dediler. De ki: Siz iman etmediniz, ama "Boyun eًdik" deyin. Henüz iman kalplerinize yerlemedi. Eًer Allah'a ve elçisine itaat ederseniz, Allah ilerinizden hiçbir eyi eksiltmez. اünkü Allah çok baًlayan, çok esirgeyendir.
49|15|Müminler ancak Allah'a ve Resûlüne iman eden, ondan sonra asla üpheye dümeyen, Allah yolunda mallaryla ve canlaryla savaanlardr. فte doًrular ancak onlardr.
49|16|De ki: Siz dininizi Allah'a m ًِretiyorsunuz? Oysa Allah gِklerde olanlar da bilir, yerde olanlar da. Allah her eyi hakkyla bilendir.
49|17|Onlar فslâm'a girdikleri için seni minnet altna sokuyorlar. De ki: Müslümanlًnz benim bama kakmayn. Eًer doًru kimselerseniz bilesiniz ki, sizi imana erdirdiًi için asl Allah size lütufta bulunmutur.
49|18|قüphesiz Allah, gِklerin ve yerin gizliliklerini bilir. Allah yaptklarnz gِrendir.
50|1|Kaf. قerefli Kur'an'a andolsun.
50|2|Aralarndan bir uyarcnn gelmesine atlar da, kâfirler ِyle dediler: "Bu alacak bir eydir."
50|3|"Biz ِldüًümüz ve toprak olduًumuz zaman m (dirileceًiz)? Bu, akla uzak bir dِnütür."
50|4|Biz, topraًn onlardan neleri eksilttiًini kesinlikle bilmekteyiz. Yanmzda o bilgileri koruyan bir kitap vardr.
50|5|Bilakis onlar, hak kendilerine gelince yalanladlar. قimdi onlar arm bir haldedirler.
50|6|ـstlerindeki gًِe bakmazlar m ki, onu nasl bina etmi ve nasl donatmz! Onda hiçbir çatlak da yok.
50|7|Yeryüzünü de dِedik ve ona sabit daًlar koyduk. Orada gِnül açan her türden (bitkiler) yetitirdik.
50|8|Allah'a yِnelen her kula gِnül gِzünü açmak ve ibret vermek için (bütün bunlar yaptk).
50|9|Gِkten bereketli bir su indirdik, onunla bahçeler ve biçilecek daneler bitirdik.
50|10|Birbirine girmi, kat kat tomurcuklar olan uzun boylu hurma aًaçlar yetitirdik.
50|11|Kullara rzk olmas için.Ve o su ile, ِlü topraًa can verdik. فte hayata yeniden çk da bِyledir.
50|12|Onlardan ِnce Nuh kavmi, Res halk ve Semûd da yalanlamt.
50|13|Ad ve Firavun ile Lût'un kardeleri de (yalanladlar).
50|14|Eyke halk ve Tübba' kavmi de. Bütün bunlar peygamberleri yalanladlar da tehdidim gerçekleti!
50|15|فlk yaratmada âcizlik mi gِsterdik? Hayr, onlar yeni bir yaratma hususunda üphe içindedirler.
50|16|Andolsun, insan biz yarattk ve nefsinin kendisine fsldadklarn biliriz ve biz ona ah damarndan daha yaknz.
50|17|فki melek (insann) saًnda ve solunda oturarak yaptklarn yazmaktadrlar.
50|18|فnsan hiçbir sِz sِylemez ki, yannda gِzetleyen yazmaya hazr bir melek bulunmasn.
50|19|ضlüm sarholuًu gerçekten gelir de: فte (ey insan) bu, senin ِteden beri kaçtًn eydir, denir.
50|20|Sûr'a üfürülür; ite bu, geleceًi vâdedilen gündür.
50|21|Herkes, yannda bir sürücü ve bir de ahitle beraber gelir.
50|22|Andolsun sen bundan gaflette idin; derhal biz senin perdeni kaldrdk. Bugün artk gِzün keskindir (denir).
50|23|Yanndaki arkada: "فte yanmdaki hazr" dedi.
50|24|(فki meleًe u emir verilir:) "Haydi ikiniz her inatç kâfiri, cehenneme atn!"
50|25|"Hayra bütün gücüyle engel olan, azgn üpheciyi"
50|26|"O ki Allah ile beraber baka ilâh edindi,bundan dolay onu iddetli azaba birlikte atn!"
50|27|Mürikin arkada (eytan) der ki: Rabbimiz! Ben onu azdrmadm. Fakat kendisi derin bir sapklk içindeydi.
50|28|O esnada (Allah) buyurur: Huzurumda çekimeyin! Ben size daha ِnce uyar gِndermitim!
50|29|Benim huzurumda sِz deًitirilmez ve ben kullara asla zulmedici deًilim.
50|30|O gün cehenneme "Doldun mu?" deriz. O da "Daha var m?" der.
50|31|Cennet de takvâ sahiplerine yaklatrlr; (onlardan) uzakta olmayacaktr.
50|32|فte size vâdedilen cennet! Ki o, daima Allah'a yِnelen,(O'nun buyruklarn)koruyan,
50|33|Gِrmeden Rahmân'a sayg gِsteren ve(Allah'a) dِnük bir kalp getiren herkesin (mükâfat budur).
50|34|Oraya selâmetle girin. فte bu, ebedî yaamann baladً gündür
50|35|Orada kendileri için diledikleri her ey vardr. Katmzda dahas da vardr.
50|36|Biz, onlardan ِnce kendilerinden daha güçlü olan, diyar diyar dolaan nice nesilleri helâk etmiizdir. Kurtulu var m!
50|37|قüphesiz ki bunda akl olan veya hazr bulunup kulak veren kimseler için bir ًِüt vardr.
50|38|Andolsun biz, gِkleri, yeri ve ikisi arasnda bulunanlar alt günde yarattk. Bize hiçbir yorgunluk çِkmedi.
50|39|(Resûlüm!) Onlarn dediklerine sabret. Günein doًuundan ِnce de, batndan ِnce de Rabbini hamd ile tesbih et.
50|40|Gecenin bir bِlümünde ve secdelerin ardndan da O'nu tesbih et.
50|41|Seslenenin yakn bir yerden sesleneceًi güne kulak ver.
50|42|O gün insanlar bu sesi gerçekten iiteceklerdir. فte bu, çk günüdür.
50|43|قüphesiz biz diriltir ve ِldürürüz. Dِnü de ancak bizedir.
50|44|O gün yer yarlr, onlarn üzerinden süratle yarlp açlr. Bu, bize gِre kolay olan bir hairdir.
50|45|Biz onlarn dediklerini çok iyi biliriz. Sen onlarn üzerinde bir zorlayc deًilsin. Tehdidimden korkanlara Kur'an'la ًِüt ver.
51|1|Tozdurup savuranlara,
51|2|Yükünü yüklenenlere,
51|3|Kolayca süzülenlere,
51|4|فleri ayranlara andolsun ki,
51|5|Size vâdedilen, kesinlikle doًrudur.
51|6|Ve ceza mutlaka vuku bulacaktr.
51|7|فçinde yِrüngeleri olan gًِe andolsun ki,
51|8|Siz çelikili sِzler sِylüyorsunuz.
51|9|Ondan (Kur'an'dan veya imandan) dِnen dِndürülür (engellenmez).
51|10|Kahrolsun o koyu yalanclar!
51|11|Onlar koyu bir cehalet içerisinde kalm gafillerdir.
51|12|Ceza gününün ne zaman olduًunu sorarlar.
51|13|O gün onlar atee sokulacaklardr.
51|14|Azabnz tadn! Acele gelmesini beklediًiniz ey budur ite! (denir.)
51|15|قüphesiz ki Allah'a isyandan saknanlar, cennetlerde ve pnar balarnda bulunacaklar.
51|16|Rablerinin kendilerine verdiًini alarak . Kukusuz onlar, bundan ِnce dünyada güzel davrananlard.
51|17|Geceleri pek az uyurlard.
51|18|Seher vakitlerinde de istiًfar ederlerdi.
51|19|Mallarnda, muhtaç ve yoksullar için bir hak vard.
51|20|Kesin olarak inananlar için yeryüzünde âyetler vardr.
51|21|Kendi nefislerinizde de ِyle. Gِrmüyor musunuz?
51|22|Semada da rzknz ve size vâdedilen baka eyler vardr.
51|23|Gًِün ve yerin Rabbine andolsun ki bu vaad, sizin konumanz gibi kesin ve gerçektir.
51|24|فbrahim'in aًrlanan misafirlerinin haberi sana geldi mi? (Bunlar meleklerdi.)
51|25|Onlar فbrahim'in yanna girmiler, selam vermilerdi. فbrahim de selam alm, içinden, "Bunlar, yabanclar" demiti.
51|26|Hemen ailesinin yanna giderek semiz bir dana (kebabn) getirmi,
51|27|Onlarn ِnüne koyup "Yemez misiniz?" demiti.
51|28|Derken onlardan korkmaya balad. "Korkma" dediler ve ona bilgin bir oًlan çocuًu müjdelediler.
51|29|Kars çًlk atarak geldi. Elini yüzüne çarparak: "Ben ksr bir kocakarym!" dedi.
51|30|Onlar: "Bu bِyledir. Rabbin sِylemitir. O, hikmet sahibidir, bilendir" dediler.
51|31|(فbrahim:) O halde iiniz nedir, ey elçiler? dedi.
51|32|"Biz, dediler, suçlu bir kavme gِnderildik."
51|33|"ـzerlerine çamurdan ta yaًdrmaya (geldik)."
51|34|(Bu talar,) ar gidenler için Rabbinin katnda iaretlenmi (talardr).
51|35|Bunun üzerine orada bulunan müminleri çkardk.
51|36|Zaten orada müslümanlardan, bir ev halkndan baka kimse bulmadk.
51|37|Ac azaptan korkanlar için orada bir iaret braktk.
51|38|Musa'da da (ibretler vardr). Onu apaçk bir delil ile Firavun'a gِndermitik.
51|39|Firavun ordusuyla birlikte yüz çevirmi: "O, bir büyücüdür veya bir delidir" demiti.
51|40|Nihayet onu da ordularn da yakalayp denize attk, bu srada kendini knayp duruyordu.
51|41|Ad kavminde de (ibretler vardr). Onlara kasp kavuran rüzgâr gِndermitik.
51|42|ـzerinden geçtiًi eyi canl brakmyor, onu kül edip savuruyordu.
51|43|Semûd kavminde de (ibretler vardr). Onlara: Bir süreye kadar faydalann, denmiti.
51|44|Rablerinin emrine kar geldiler. Bu yüzden, bakp dururlarken onlar yldrm çarpverdi.
51|45|Ayaًa kalkacak güçleri kalmam, yardm edenleri de olmamt.
51|46|Bunlardan ِnce de Nuh kavmini helâk etmitik. اünkü onlar yoldan çkm bir toplum idiler.
51|47|Gًِü kendi ellerimizle biz kurduk ve biz (onu) elbette genileticiyiz.
51|48|Yeri de dِedik. (Bak) ne güzel dِeyiciyiz!
51|49|Her eyden de çift çift yarattk ki, düünüp ًِüt alasnz.
51|50|O halde Allah'a koun. اünkü ben, size O'nun katndan (gelmi) açk bir uyarcym.
51|51|Allah ile beraber baka bir tanr edinmeyin. Zira ben size O'nun tarafndan (gelmi) açk bir uyarcym.
51|52|فte bِylece, onlardan ِncekilere her hangi bir peygamber geldiًinde hemen: O, bir büyücüdür veya delidir, dediler.
51|53|Bunu (nesilden nesile) birbirlerine vasiyet mi ettiler? Doًrusu onlar azgn bir topluluktur.
51|54|Artk onlara aldrma. (Davete uymamalarndan dolay) sen knanacak deًilsin.
51|55|Sen yine de ًِüt ver. اünkü ًِüt müminlere fayda verir.
51|56|Ben cinleri ve insanlar, ancak bana kulluk etsinler diye yarattm.
51|57|Ben onlardan rzk istemiyorum. Beni doyurmalarn da istemiyorum.
51|58|قüphesiz rzk veren, güç ve kuvvet sahibi olan ancak Allah'tr.
51|59|Muhakkak ki bu zulmedenlerin de, geçmilerinin pay gibi (azaptan) bir paylar vardr! O halde acele etmesinler!
51|60|Balarna gelecek (ac) günlerinden dolay vay o kâfirlerin haline!
52|1|Tûr'a, andolsun ki,
52|2|Satr satr yazlm Kitab'a,
52|3|Yaylm ince deri üzerine,
52|4|Beyt-i Ma'mûr'a,
52|5|Yükseltilmi tavana(gًِe),
52|6|Kaynatlm denize (bunlara andolsun ki),
52|7|Rabbinin azab mutlaka vuku bulacaktr.
52|8|Ona engel olacak hiçbir ey yoktur.
52|9|O gün gِk sallanp çalkalanr.
52|10|Daًlar yürüdükçe yürür.
52|11|Yalanlayanlarn vay haline o gün!
52|12|Ki onlar daldklar bâtl içinde oyalanp duranlardr.
52|13|O gün cehennem ateine itilip atlrlar :
52|14|"فte yalanlayp durduًunuz ate budur!" denilir.
52|15|Bir büyü müdür bu, yoksa gِrmüyor musunuz?
52|16|Girin oraya, sabretseniz de sabretmeseniz de artk sizin için birdir. Siz ancak yaptklarnzn karlًna çarptrlacaksnz.
52|17|قüphesiz (kِtülüklerden) korunanlar cennetlerde ve nimet içindedirler.
52|18|Rablerinin kendilerine verdikleriyle sefâ sürerler, (Zira) Rableri onlar, cehennem azabndan korumutur.
52|19|Onlara: Yaptklarnza karlk âfiyetle yeyin,için (denilir).
52|20|" Sra sra dizilmi koltuklara yaslanarak"Onlar,ceylan gِzlü hûrilerle evlendirmiizdir:
52|21|فman eden ve soylarndan gelenlerde, imanda kendilerine tâbi olanlar (var ya)! فte biz, onlarn nesillerini de kendilerine kattk. Onlarn amellerinden de bir ey eksiltmedik. Herkes kazandklarna kar bir rehindir.
52|22|Onlara canlarnn istediًi meyve ve etten bol bol verdik.
52|23|Orada karlkl kadeh tokutururlar, ama burada (içki yüzünden) ne saçmalama vardr ne de günaha girme.
52|24|Hizmetlerine verilmi, (kabuًunda) sakl inci gibi gençler etraflarnda dِnüp dolarlar.
52|25|Cennettekiler birbirlerine dِnüp sorarlar:
52|26|Derler ki: "Daha ِnce biz, aile çevremiz içinde bile (ilâhî azaptan) korkardk."
52|27|"Allah bize lütfetti de bizi vücudun içine ileyen azaptan korudu."
52|28|"Gerçekten biz bundan ِnce O'na yalvaryorduk. اünkü iyilik eden, esirgeyen ancak O'dur."
52|29|(Resûlüm!) Sen ًِüt ver. Rabbinin lütfuyla sen ne bir kâhinsin, ne de bir deli.
52|30|Yoksa onlar: (O,) bir airdir; onun, zamann felâketlerine uًramasn bekliyoruz mu diyorlar?
52|31|De ki: Bekleyin. Ben de sizinle beraber bekleyenlerdenim.
52|32|Onlara akllar m bunu emreder, yoksa onlar, azgn bir topluluk mudur?
52|33|Yahut "Onu kendisi uydurdu!" mu diyorlar? Hayr, onlar iman etmezler.
52|34|Eًer doًru iseler onun benzeri bir sِz getirsinler.
52|35|Acaba onlar herhangi bir yaratc olmadan m yaratldlar? Yoksa kendileri mi yaratcdrlar?
52|36|Yoksa gِkleri ve yeri onlar m yarattlar? Hayr! Onlar bir türlü anlayp inanmazlar.
52|37|Yahut Rabbinin hazineleri onlarn yannda mdr? Ya da her eye hakim olan kendileri midir?
52|38|Yoksa onlarn, üzerine çkp gizli srlar dinledikleri bir merdivenleri mi var? ضyleyse dinleyenleri, açk bir delil getirsinler.
52|39|Yoksa kzlar O'nun, oًullar da sizin mi?
52|40|Yoksa sen kendilerinden bir ücret istiyorsun da, bu yüzden onlar aًr bir borç altnda eziliyorlar m?
52|41|Yoksa gayba ait bilgiler kendi yanlarnda da, onlar m yazyorlar?
52|42|Yahut bir tuzak m kurmak istiyorlar? Asl tuzaًa düecek olanlar, inkâr edenlerdir.
52|43|Veya onlarn Allah'tan baka bir tanrs m var? Allah, onlarn ortak kotuklar eylerden uzaktr.
52|44|Gِkten düen bir kütle gِrseler "ـst üste yًlm bulutlardr" derler.
52|45|Artk çarplacaklar günlerine kavuuncaya kadar onlar kendi hallerine brak.
52|46|O gün planlar kendilerine hiçbir fayda vermez ve yardm da gِrmezler.
52|47|قüphesiz zulmedenlere, ondan baka da azap vardr. Fakat çoklar bilmezler.
52|48|Rabbinin hükmüne sabret. اünkü sen gِzlerimizin ِnündesin. Kalktًn zaman da Rabbini hamd ile tesbih et.
52|49|Gecenin bir ksmnda ve yldzlarn batndan sonra da O'nu tesbih et.
53|1|Battً zaman yldza andolsun ki;
53|2|Arkadanz (Muhammed) sapmad ve bâtla inanmad.
53|3|O,arzusuna gِre de konumaz.
53|4|O (bildirdikleri) vahyedilenden bakas deًildir.
53|5|اünkü onu güçlü kuvvetli biri (Cebrail) ًِretti.
53|6|Ve üstün yaratll(melek), doًruldu:
53|7|Kendisi en yüksek ufukta iken.
53|8|Sonra (Muhammed'e) yaklat,(yere doًru)sarkt.
53|9|O kadar ki (birletirilmi) iki yay aras kadar, hatta daha da yakn oldu.
53|10|Bunun üzerine Allah, kuluna vahyini bildirdi.
53|11|(Gِzleriyle) gِrdüًünü kalbi yalanlamad.
53|12|Onun gِrdükleri hakknda imdi kendisi ile tartacak msnz?
53|13|Andolsun onu, ِnceden bir defa daha gِrmütü,
53|14|Sidretü'l-Müntehâ'nn yannda .
53|15|Cennetü'l-Me'vâ da onun yanndadr.
53|16|Sidre'yi kaplayan kaplamt.
53|17|Gِzü kaymad ve snr amad.
53|18|Andolsun o, Rabbinin en büyük âyetlerinden bir ksmn gِrdü.
53|19|Gِrdünüz mü o Lât ve Uzzâ'y?
53|20|Ve üçüncüleri olan ِtekini, Menât'.
53|21|Demek erkek size, dii O'na ِyle mi?
53|22|O zaman bu, insafszca bir taksim!
53|23|Bunlar (putlar), sizin ve atalarnzn taktً isimlerden baka bir ey deًildir. Allah onlar hakknda hiçbir delil indirmemitir. Onlar ancak zanna ve nefislerinin arzusuna uyuyorlar. Halbuki kendilerine Rableri tarafndan yol gِsterici gelmitir.
53|24|Yoksa insan, her arzu ettiًi eye sahip mi olacaktr?
53|25|Ahiret de dünya da Allah'ndr.
53|26|Gِklerde nice melek var ki onlarn efaatleri, dilediًi ve honut olduًu kimse için Allah'n izin vermesi dnda, bir ie yaramaz.
53|27|Ahirete inanmayanlar, meleklere diilerin adlarn takyorlar.
53|28|Halbuki onlarn bu hususta hiç bilgileri yoktur. Sadece zanna uyuyorlar. Zan ise hiç üphesiz hakikat bakmndan bir ey ifade etmez.
53|29|Onun için sen bizi anmaktan yüz çeviren ve dünya hayatndan baka bir ey istemeyen kimselere yüz verme.
53|30|فte onlarn eriebilecekleri bilgi budur. قüphesiz ki senin Rabbin, evet O, yolundan sapan daha iyi bilir; O, hidayette olan da çok iyi bilir.
53|31|Gِklerde ve yerde bulunanlar hep Allah'ndr. Bu, Allah'n, kِtülük edenleri yaptklaryla cezalandrmas, güzel davrananlar da daha güzeliyle mükâfatlandrmas içindir.
53|32|Ufak tefek kusurlar dnda, büyük günahlardan ve edepsizliklerden kaçnanlara gelince, bil ki Rabbin, aff bol olandr. O, sizi daha topraktan yarattً zaman ve siz annelerinizin karnlarnda bulunduًunuz srada (bile), sizi en iyi bilendir. Bunun için kendinizi temize çkarmayn. اünkü O, kِtülükten saknan daha iyi bilir.
53|33|Gِrdün mü arkasn dِneni?
53|34|Azck verip sonra vermemekte direneni?
53|35|Acaba gaybn bilgisi kendi yanndadr da o gِrüyor mu?
53|36|Yoksa kendisine haber verilmedi mi? Musa'nn sahifelerinde bulunan,
53|37|Ve ahdine vefa gِsteren فbrahim'in( sahifelerinde bulunan u gerçekler):
53|38|Gerçekten hiçbir günahkâr, bakasnn günah yükünü yüklenemez.
53|39|Bilsin ki insan için kendi çalmasndan baka bir ey yoktur.
53|40|Ve çalmas da ileride gِrülecektir.
53|41|Sonra ona karlً tastamam verilecektir.
53|42|Ve üphesiz en son var Rabbinedir.
53|43|Doًrusu güldüren de aًlatan da O'dur.
53|44|ضldüren de dirilten de O'dur.
53|45|قuras muhakkak ki erkek ve diiden ibaret olan iki çifti O yaratt.
53|46|(Rahime) atldً zaman nutfeden.
53|47|قüphesiz tekrar diriltmek de O'na aittir.
53|48|Zengin eden de yoksul klan da O'dur.
53|49|Doًrusu قi'râ yldznn Rabbi de O'dur.
53|50|Ve üphesiz ki ِnceki آd kavmini O helâk etti.
53|51|Semûd'u da (O helâk etti) ve geriye hiçbir ey brakmad.
53|52|Daha ِnce de çok zalim ve pek azgn, olan Nuh kavmini (helâk etmiti).
53|53|Altüst olan ehirleri de o bِyle yapt.
53|54|Onlarn bana getireceًini getirdi!
53|55|قimdi Rabbinin nimetlerinin hangisinde üpheye düersin.
53|56|فte bu ilk uyarclardan bir uyarcdr.
53|57|Yaklaan yaklat.
53|58|Onu (vaktini) Allah'tan baka açًa çkaracak yoktur.
53|59|قimdi siz bu sِze (Kur'an'a) m ayorsunuz?
53|60|Gülüyorsunuz da aًlamyorsunuz!
53|61|Ve siz gaflet içinde oyalanmaktasnz!
53|62|Haydi Allah'a secde edip O'na kulluk edin!
54|1|Kyamet yaklat ve ay yarld.
54|2|Onlar bir mucize gِrürlerse hemen yüz çevirirler ve: Eskiden beri devam edegelen bir büyüdür, derler.
54|3|Yalanladlar ve kendi heveslerine uydular. Halbuki her iin ulaacaً yeri vardr.
54|4|Andolsun onlara, kِtülükten ِnleyecek nice ِnemli haberler gelmitir.
54|5|Bu büyük bir hikmettir. Fakat (yüz çevirene) uyarlar ne fayda verir!
54|6|اaًrann gِrülmemi bir eye çaًrdً gün, sen de onlardan yüz çevir.
54|7|Sanki etrafa yaylm çekirge sürüsü gibi baklar perian (utançtan yere bakar) bir halde kabirlerden çkarlar.
54|8|Dâvetçiye koarlarken o esnada kâfirler: Bu, çok çetin bir gündür! derler.
54|9|Onlardan ِnce Nuh'un kavmi de yalanlad, hem de kulumuzun yalanc olduًunda srar ederek: O, delirdi, dediler. Ve (Nuh, davetten vazgeçmeye) zorland.
54|10|Bunun üzerine, Rabbine: Ben yenik dütüm, bana yardm et! diyerek yalvard.
54|11|Biz de derhal nehir gibi devaml akan bir su ile gًِün kaplarn açtk.
54|12|Yeryüzünde kaynaklar fkrttk. (Her iki) su, takdir edilmi bir iin olmas için birlemiti.
54|13|Nuh'u da tahtalardan yaplm, çivilerle çaklm gemiye bindirdik.
54|14|فnkâr edilmi olana (Nuh'a) bir mükâfat olmak üzere gemi, gِzlerimizin ِnünde akp gidiyordu.
54|15|Andolsun ki onu bir ibret olarak braktk, ibret alan yok mudur?
54|16|Benim azabm ve uyarlarm naslm!
54|17|Andolsun biz Kur'an' ًِüt alnsn diye kolaylatrdk. (Ondan) ًِüt alan yok mu?
54|18|Ad kavmi (Peygamberleri Hûd'u) yalanlad da azabm ve tehdidim naslm (gِrdüler).
54|19|Biz onlarn üstüne, uًursuzluًu devaml bir günde dondurucu bir rüzgâr gِnderdik.
54|20|O rüzgâr, insanlar, sِkülmü hurma kütükleri gibi yere seriyordu.
54|21|Naslm benim azabm ve uyarlarm!
54|22|Andolsun biz Kur'an' düünüp ًِüt alnsn diye kolaylatrdk. ضًüt alan yok mu?
54|23|Semûd kavmi de uyarclar yalanlad.
54|24|"Aramzdan bir beere mi uyacaًz? O takdirde biz apaçk bir sapklk ve çlgnlk etmi oluruz" dediler.
54|25|"Vahiy, aramzda ona m verildi? Hayr o, yalanc ve marًn biridir" (dediler.)
54|26|Yarn onlar, yalanc ve marًn kim olduًunu bileceklerdir.
54|27|Gerçekten onlar imtihan etmek için dii deveyi gِnderen biziz. Sen onlar gِzetle ve sabret.
54|28|Onlara, suyun aralarnda paylatrldًn haber ver. Her biri kendi içme srasnda gelsin.
54|29|Arkadalarn çaًrdlar, o da (bundan cür'et alarak) klcn kapt ve deveyi kesti.
54|30|(Bu azgnlara) azabm ve uyarlarm nasl oldu!
54|31|Biz onlarn üzerlerine korkunç bir ses gِnderdik. Hemen hayvan aًlna konan kuru ot gibi oluverdiler.
54|32|Andolsun biz Kur'an', anlalp ًِüt alnmas için kolaylatrdk. O halde düünüp ًِüt alan yok mu?
54|33|Lût'un kavmi de uyarc peygamberleri yalanlad.
54|34|Biz de üstlerine ta (yaًdran bir frtna) gِnderdik. Ancak Lût ailesini seher vakti kurtardk.
54|35|Katmzdan bir nimet olarak. Biz ükredeni ite bِyle mükâfatlandrrz.
54|36|Andolsun ki, Lût onlar bizim iddetli azabmzla uyard. Fakat onlar bu tehditleri kukuyla karladlar.
54|37|Onlar Lût'un misafirlerine kar kِtülük yapmay planlamlard. Hemen biz onlarn gِzlerini silme kِr ettik. "Haydi azabm ve uyarlarm tadn!" (dedik).
54|38|Bir sabah kendilerine, yakalarn bir daha brakmayacak olan bir azap gelip çatt.
54|39|فte azabm ve uyanlarm tadn! (denildi).
54|40|Andolsun biz Kur'an', ًِüt almak için kolaylatrdk. O halde düünüp ibret alan yok mu?
54|41|قüphesiz Firavun'un kavmine de uyarclar gelmiti.
54|42|Lâkin onlar bütün âyetlerimizi yalanladlar. Biz de onlar güç ve kudretimize lâyk bir ekilde yakaladk.
54|43|قimdi sizin kâfirleriniz, onlardan daha m iyidirler? Yoksa kitaplarda sizin için bir berât m var?
54|44|Yoksa "Biz, intikam almaًa gücü yeten bir topluluًuz" mu diyorlar?
54|45|O topluluk yaknda bozulacak ve onlar arkalarn dِnüp kaçacaklardr.
54|46|Bilakis kyamet onlara vâdedilen asl saattir ve o saat daha belâl ve daha acdr.
54|47|قüphesiz suçlular sapklk ve çlgnlk içindedirler.
54|48|O gün yüzüstü atee sürüklendiklerinde "Cehennemin elemini tadn!" denir.
54|49|Biz, her eyi bir ِlçüye gِre yarattk.
54|50|Bizim buyruًumuz, bir anlk bak gibi, bir tek sِzden baka bir ey deًildir.
54|51|Andolsun biz, sizin benzerlerinizi hep helâk ettik. Düünüp ibret alan yok mu?
54|52|Yaptklar her ey kitaplarda (amel defterlerinde) mevcuttur.
54|53|Küçük büyük her ey satr satr yazlmtr.
54|54|Takvâ sahipleri cennetlerde ve rmaklarn kenarlarndadr.
54|55|Güçlü ve Yüce Allah'n huzurunda hak meclisindedirler.
55|1|اok merhametli(Allah)
55|2|Kur'an' ًِretti.
55|3|فnsan yaratt.
55|4|Ona açklamay ًِretti.
55|5|Güne ve ay bir hesaba gِre (hareket etmekte) dir.
55|6|Bitkiler ve aًaçlar secde ederler.
55|7|Gًِü Allah yükseltti ve mîzan (dengeyi) O koydu.
55|8|Sakn dengeyi bozmayn.
55|9|ضlçüyü adaletle tutun ve eksik tartmayn.
55|10|Allah, yeri canllar için yaratmtr.
55|11|Orada meyveler ve salkml hurma aًaçlar vardr.
55|12|Yaprakl daneler ve ho kokulu bitkiler vardr.
55|13|O halde Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlayabilirsiniz?
55|14|Allah insan, pimi çamura benzeyen bir balçktan yaratt.
55|15|Cinleri ِz ateten yaratt.
55|16|O halde, Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlayabilirsiniz?
55|17|(O,) iki doًunun ve iki batnn Rabbidir.
55|18|ضyleyse Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?
55|19|فki denizi birbirine kavumak üzere salvermitir.
55|20|Aralarnda bir engel vardr, birbirine geçip karmazlar.
55|21|O halde Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlayabilirsiniz?
55|22|فkisinden de inci ve mercan çkar.
55|23|قimdi Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlayabilirsiniz?
55|24|Denizde yüce daًlar gibi yükselen gemiler de O'nundur.
55|25|ضyleyken Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlayabilirsiniz?
55|26|Yer yüzünde bulunan her canl yok olacak.
55|27|Ancak azamet ve ikram sahibi Rabbinin zât bâki kalacak.
55|28|ضyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?
55|29|Gِklerde ve yerde bulunan herkes, O'ndan ister. O, her an yaratma halindedir.
55|30|O halde Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?
55|31|Ey insan ve cin! Sizin de hesabnz ele alacaًz.
55|32|Hal bu iken Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlayabilirsiniz?
55|33|Ey cin ve insan topluluklar! Gِklerin ve yerin çerçevesinden çkp gitmeye gücünüz yetiyorsa geçin. Ancak büyük bir güçle çkp gidebilirsiniz.
55|34|ضyleyse Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?
55|35|ـzerinize ateten alev ve duman gِnderilir de birbirinizi kurtaramaz ve yardmlaamazsnz.
55|36|ضyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?
55|37|Gِk yarlp da kzarm yaً renginde gül gibi olduًu zaman,
55|38|Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?
55|39|فte o gün insana da cine de günah sorulmaz.
55|40|O halde Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlayabilirsiniz?
55|41|Suçlular, simalarndan tannr, perçemlerinden ve ayaklarndan yakalanrlar.
55|42|ضyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?
55|43|فte bu, suçlularn yalanladklar cehennemdir.
55|44|Onlar, cehennemle kaynar su arasnda dolar dururlar.
55|45|قimdi Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlayabilirsiniz?
55|46|Rabbinin huzurunda durmaktan korkan kimselere iki cennet vardr.
55|47|ضyleyken Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlayabilirsiniz?
55|48|فki cennet de çeit çeit aًaçlarla doludur.
55|49|ضyleyse Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?
55|50|فkisinde de akp giden iki kaynak vardr.
55|51|ضyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?
55|52|فkisinde de her türlü meyveden çift çift vardr.
55|53|ضyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?
55|54|Hepsi de ِrtüleri atlastan minderlere yaslanrlar. فki cennetin de meyvesinin devirilmesi yakndr.
55|55|ضyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?
55|56|Oralarda gِzlerini yalnz elerine çevirmi güzeller var ki, bunlardan ِnce onlara ne insan ne de cin dokunmutur.
55|57|ضyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?
55|58|Sanki onlar yakut ve mercandrlar.
55|59|ضyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?
55|60|فyiliًin karlً iyilikten baka bir ey midir?
55|61|ضyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?
55|62|Bu ikisinden baka iki cennet daha vardr.
55|63|ضyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?
55|64|Bu cennetler koyu yeildirler.
55|65|ضyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?
55|66|فkisinde de durmadan fkran iki kaynak vardr.
55|67|ضyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?
55|68|فkisinde de her türlü meyveler, hurma ve nar vardr.
55|69|ضyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?
55|70|فçlerinde huyu güzel yüzü güzel kadnlar vardr.
55|71|ضyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?
55|72|Otaًlar içinde sahiplerine tahsis edilmi hûriler vardr.
55|73|ضyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?
55|74|Bunlara onlardan ِnce ne bir insan ne bir cin dokunmutur.
55|75|ضyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?
55|76|Yeil yastklara ve hârikulâde güzel dِemelere yaslanrlar.
55|77|ضyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?
55|78|Büyüklük ve ikram sahibi Rabbinin ad yücelerden yücedir.
56|1|Kyamet koptuًu zaman,
56|2|Ki onun oluunu yalanlayacak hiçbir kimse yoktur;
56|3|O, alçaltc, yükselticidir.
56|4|Yer iddetle sarsldً,
56|5|Daًlar parçalandً,
56|6|Daًlp toz duman haline geldiًi,
56|7|Ve sizler de üç snf olduًunuz zaman,
56|8|Saًdakiler, ne mutlu o saًdakilere!
56|9|Soldakiler, ne bahtszdrlar onlar!
56|10|(Hayrda) ِnde olanlar, (ecirde de) ِndedirler.
56|11|فte bunlar, (Allah'a) en yakn olanlardr,
56|12|Naîm cennetlerinde .
56|13|(Onlarn) çoًu ِnceki ümmetlerden,
56|14|Biraz da sonrakilerdendir.
56|15|Cevherlerle ilenmi tahtlar üzerindedirler,
56|16|Onlarn üzerlerinde karlkl olarak oturup yaslanrlar.
56|17|اevrelerinde, (hizmet için) ِlümsüz gençler dolar;
56|18|Maîn çemesinden doldurulmu testiler, ibrikler ve kadehlerle.
56|19|Bu araptan ne balar aًrtlr, ne de akllar giderilir.
56|20|(Onlara) beًendikleri meyveler,
56|21|Canlarnn çektiًi ku etleri,
56|22|فri gِzlü hûriler,
56|23|Sakl inciler gibi.
56|24|Yaptklarna karlk olarak (verilir).
56|25|Orada bo bir sِz ve günaha sokan bir laf iitmezler.
56|26|Sِylenen, yalnzca "selâm, selâm" dr.
56|27|Saًdakiler, ne mutlu o saًdakilere!
56|28|Düzgün kiraz aًac,
56|29|Meyveleri salkm salkm dizili muz aًaçlar,
56|30|Uzam gِlgeler,
56|31|اaًlayarak akan sular,
56|32|Saysz meyveler içindedirler;
56|33|Tükenmeyen ve yasaklanmayan.
56|34|Ve kabartlm dِekler üstündedirler.
56|35|Gerçekten biz hûrileri apayr biçimde yeni yarattk.
56|36|Onlar, bâkireler kldk.
56|37|Elerine dükün ve yat.
56|38|Bütün bunlar saًdakiler içindir..
56|39|Bunlarn birçoًu ِnceki ümmetlerdendir.
56|40|Birçoًu da sonrakilerdendir.
56|41|Soldakiler; ne yazk o soldakilere!
56|42|فçlerine ileyen bir ate ve kaynar su içinde,
56|43|Kapkara dumandan bir gِlge altndadrlar;
56|44|Serin ve ho olmayan.
56|45|اünkü onlar bundan ِnce varlk içinde sefahete dalmlard.
56|46|Büyük günah ilemekte direnir dururlard.
56|47|Ve diyorlard ki: Biz ِldükten, toprak ve kemik yًn haline geldikten sonra, biz mi bir daha diriltileceًiz?
56|48|ضnceki atalarmz da m?
56|49|De ki: Hem ِncekiler hem de sonrakiler,
56|50|Belli bir günün belli vaktinde mutlaka toplanacaklardr!
56|51|Sonra siz ey sapklar, yalanclar!
56|52|Elbette bir aًaçtan, zakkum aًacndan yiyeceksiniz.
56|53|Karnlarnz ondan dolduracaksnz.
56|54|ـstüne de kaynar sudan içeceksiniz.
56|55|Susam develerin suya saldr gibi içeceksiniz.
56|56|فte ceza gününde onlara sunulacak ziyafet budur!
56|57|Sizi biz yarattk. Tasdik etmeniz gerekmez mi?
56|58|Sِyleyin ِyleyse, (rahimlere) dِktüًünüz meni nedir?
56|59|Onu siz mi yaratyorsunuz yoksa yaratan biz miyiz?
56|60|Aranzda ِlümü takdir eden biziz. Ve biz, ِnüne geçilebileceklerden deًiliz.
56|61|Bِylece sizin yerinize benzerlerinizi getirelim ve sizi bilmediًiniz bir âlemde tekrar var edelim diye (ِlümü takdir ettik).
56|62|Andolsun, ilk yaratl bildiniz. Düünüp ibret almanz gerekmez mi?
56|63|قimdi bana, ektiًinizi haber verin.
56|64|Onu siz mi bitiriyorsunuz, yoksa bitiren biz miyiz?
56|65|Dileseydik onu kuru bir çِp yapardk da aar kalrdnz.
56|66|"Doًrusu borç altna girdik.
56|67|Daha doًrusu, biz yoksul kaldk" (derdiniz).
56|68|Ya içtiًiniz suya ne dersiniz?
56|69|Buluttan onu siz mi indirdiniz, yoksa indiren biz miyiz?
56|70|Dileseydik onu tuzlu yapardk. قükretmeniz gerekmez mi?
56|71|Sِyleyin imdi bana, tututurmakta olduًunuz atei,
56|72|Onun aًacn siz mi yarattnz, yoksa yaratan biz miyiz?
56|73|Biz onu bir ibret ve çِlden gelip geçenlerin istifadesi için yarattk.
56|74|ضyleyse ulu Rabbinin adn tesbih et.
56|75|Hayr! Yldzlarn yerlerine yemin ederim ki,
56|76|Bilirseniz, gerçekten bu, büyük bir yemindir.
56|77|قüphesiz bu, deًerli bir Kur'an'dr,
56|78|Korunmu bir kitaptr.
56|79|Ona ancak temizlenenler dokunabilir.
56|80|O, âlemlerin Rabbinden indirilmitir.
56|81|قimdi siz, bu sِzü mü küçümsüyorsunuz?
56|82|Allah'n verdiًi rzka kar ükrü, onu yalanlamakla m yerine getiriyorsunuz?
56|83|Hele can boًaza dayandً zaman,
56|84|O vakit siz bakar durursunuz.
56|85|(O anda) biz ona sizden daha yaknz, ama gِremezsiniz.
56|86|Madem ki ceza gِrmeyecekmisiniz,
56|87|Onu (can) geri çevirsenize, ayet iddianzda doًru iseniz!
56|88|Fakat (ِlen kii Allah'a) yakn olanlardan ise,
56|89|Ona rahatlk, güzel rzk ve Naîm cenneti vardr.
56|90|Eًer o saًdakilerden ise,
56|91|"Ey saًdaki! Sana selam olsun!"
56|92|Ama yalanlayc sapklardan ise,
56|93|فte ona da kaynar sudan bir ziyafet vardr!
56|94|Ve (onun sonu) cehenneme atlmaktr.
56|95|قüphesiz ki bu, kesin gerçektir.
56|96|ضyleyse ulu Rabbinin adn tenzih ile an.
57|1|Gِklerde ve yerde bulunan her ey Allah' tesbih etmektedir. O, azîzdir, hakîmdir.
57|2|Gِklerin ve yerin mülkü O'nundur. O, diriltir, ِldürür. O, her eye gücü yetendir.
57|3|O ilktir, sondur, zahirdir, batndr. O, her eyi bilendir.
57|4|O, gِkleri ve yeri alt günde yaratan, sonra Ar'n üzerine istivâ edendir. Yere gireni ve ondan çkan, gِkten ineni ve oraya yükseleni bilir. Nerede olsanz, O sizinle beraberdir. Allah yaptklarnz gِrür.
57|5|Gِklerin ve yerin mülkü O'nundur. Bütün iler ancak O'na dِndürülür.
57|6|Geceyi gündüze katar, gündüzü de geceye katar. O, kalplerde olan bilir.
57|7|Allah'a ve Resûlü'ne iman edin. Sizi, üzerinde tasarrufa yetkili kldً eylerden harcayn. Sizden iman edip de (Allah rzas için) harcayan kimselere büyük mükâfat vardr.
57|8|Peygamber sizi, Rabbinize iman etmeye çaًrdً halde niçin Allah'a inanmyorsunuz? Halbuki O, sizden kesin sِz de almt. Eًer inanrsanz.
57|9|Sizi karanlklardan aydnlًa çkarmak için kuluna apaçk âyetler indiren O'dur. قüphesiz Allah, size kar çok efkatli, çok merhametlidir.
57|10|Ne oluyor size ki, Allah yolunda harcamyorsunuz? Halbuki gِklerin ve yerin miras Allah'ndr. Elbette içinizden, fetihten ِnce harcayan ve savaanlar, daha sonra harcayp savaanlara eit deًildir. Onlarn derecesi, sonradan infak eden ve savaanlardan daha yüksektir. Bununla beraber Allah hepsine de en güzel olan vâdetmitir. Allah'n yaptklarnzdan haberi vardr.
57|11|Kim Allah'a güzel bir ِdünç verecek olursa, Allah da onun karlًn kat kat verir ve ayrca onun çok deًerli bir mükâfat da vardr.
57|12|Mümin erkeklerle mümin kadnlar, ِnlerinden ve saًlarndan, (amellerinin) nurlar aydnlatp giderken gِrdüًün günde, (onlara): Bugün müjdeniz, zemininden rmaklar akan ve içlerinde ebedî kalacaًnz cennetlerdir, denilir. فte büyük kurtulu budur.
57|13|Münafk erkeklerle münafk kadnlarn, müminlere: Bizi bekleyin, nurunuzdan bir parça k alalm, diyeceًi günde kendilerine: Arkanza dِnün de bir k arayn! denilir. Nihayet onlarn arasna, içinde rahmet, dnda azap bulunan kapl bir sur çekilir.
57|14|Münafklar onlara: Biz sizinle beraber deًil miydik? diye seslenirler. (Müminler de) derler ki: Evet ama, siz kendi banz belaya soktunuz; frsat beklediniz; üpheye dütünüz ve kuruntular sizi aldatt. O çok aldatan (eytan) sizi, Allah hakknda bile aldatt. Nihayet Allah'n emri gelip çatt!
57|15|Bugün artk ne sizden ne de inkâr edenlerden bedel kabul edilir, varacaًnz yer atetir. Size yaraan odur. Ne kِtü bir dِnü yeridir!
57|16|فman edenlerin Allah' anma ve O'ndan inen Kur'an sebebiyle kalplerinin ürpermesi zaman daha gelmedi mi? Onlar daha ِnce kendilerine kitap verilenler gibi olmasnlar. Onlarn üzerinden uzun zaman geçti de kalpleri katlat. Onlardan bir çoًu yoldan çkm kimselerdir.
57|17|Bilin ki Allah, ِlümünden sonra yeryüzünü canlandryor. Düünesiniz diye gerçekten, size âyetleri açkladk.
57|18|Sadaka veren erkeklere ve sadaka veren kadnlara ve Allah'a güzel bir ِdünç verenlere, verdiklerinin karlً kat kat ِdenir ve onlara deًerli bir mükâfat vardr.
57|19|Allah'a ve peygamberlerine iman edenler, (evet) ite onlar, Rableri yannda sِzü ِzü doًru olanlar ve ehitlik mertebesine erenlerdir. Onlarn mükâfatlar ve nûrlar vardr. فnkâr edip de âyetlerimizi yalanlayanlara gelince, onlar da cehennemin adamlardr.
57|20|Bilin ki dünya hayat ancak bir oyun, eًlence, bir süs, aranzda bir ِvünme ve daha çok mal ve evlât sahibi olma isteًinden ibarettir. Tpk bir yaًmur gibidir ki, bitirdiًi ziraatçilerin houna gider. Sonra kurur da sen onun sapsar olduًunu gِrürsün; sonra da çer çِp olur. Ahirette ise çetin bir azap vardr. Yine orada Allah'n maًfireti ve rzas vardr. Dünya hayat aldatc bir geçimlikten baka bir ey deًildir.
57|21|Rabbinizden bir maًfirete; Allah'a ve peygamberlerine inananlar için hazrlanm olup geniliًi gِkle yerin geniliًi kadar olan cennete kouun. فte bu, Allah'n lütfudur ki onu dilediًine verir. Allah büyük lütuf sahibidir.
57|22|Yeryüzünde vuku bulan ve sizin banza gelen herhangi bir musibet yoktur ki, biz onu yaratmadan ِnce, bir kitapta yazlm olmasn. قüphesiz bu, Allah'a gِre kolaydr.
57|23|(Allah bunu) elinizden çkana üzülmeyesiniz ve Allah'n size verdiًi nimetlerle marmayasnz diye açklamaktadr. اünkü Allah, kendini beًenip bِbürlenen kimseleri sevmez.
57|24|Onlar cimrilik edip insanlara da cimriliًi emrederler. Kim yüz çevirirse üphesiz ki Allah zengindir, hamde lâyktr.
57|25|Andolsun biz peygamberlerimizi açk delillerle gِnderdik ve insanlarn adaleti yerine getirmeleri için beraberlerinde kitab ve mizan indirdik. Biz demiri de indirdik ki onda büyük bir kuvvet ve insanlar için faydalar vardr. Bu, Allah'n, dinine ve peygamberlerine gayba inanarak yardm edenleri belirlemesi içindir. قüphesiz Allah kuvvetlidir, daima üstündür.
57|26|Andolsun ki biz, Nuh'u ve فbrahim'i gِnderdik, peygamberliًi de kitab da onlarn soyuna verdik. Onlardan (insanlardan) kimi doًru yoldadr; içlerinden birçoًu da yoldan çkmlardr.
57|27|Sonra bunlarn izinden ardarda peygamberlerimizi gِnderdik. Meryem oًlu فsa'y da arkalarndan gِnderdik, ona فncil'i verdik; ona uyanlarn kalplerine efkat ve merhamet vermitik. Uydurduklar ruhbanlًa gelince, onu biz yazmadk. Fakat kendileri Allah rzasn kazanmak için yaptlar. Ama buna da gereًi gibi uymadlar. Biz de onlardan iman edenlere mükâfatlarn verdik. فçlerinden çoًu da yoldan çkmlardr.
57|28|Ey iman edenler! Allah'tan korkun ve Peygamberine inann ki O, size rahmetinden iki kat versin ve size ًnda yürüyeceًiniz bir nûr lütfetsin; sizi baًlasn. Allah, çok baًlayan, çok esirgeyendir.
57|29|Bِylece kitap ehli, Allah'n lütfundan hiçbir ey elde edemeyeceklerini bilsinler. Lütuf bütünüyle Allah'n elindedir, onu dilediًine baheder. Allah, büyük lütuf sahibidir.
58|1|Kocas hakknda seninle tartan ve Allah'a ikâyette bulunan kadnn sِzünü Allah iitmitir. Allah, sizin konumanz iitir. اünkü Allah iitendir, bilendir.
58|2|فçinizden zhâr yapanlarn kadnlar, onlarn analar deًildir. Onlarn analar ancak kendilerini doًuran kadnlardr. قüphesiz onlar çirkin bir laf ve yalan sِylüyorlar. Kukusuz Allah, affedicidir, baًlaycdr.
58|3|Kadnlardan zhâr ile ayrlmak isteyip de sonra sِylediklerinden dِnenlerin karlaryla temas etmeden ِnce bir kِleyi hürriyete kavuturmalar gerekir. Size ًِütlenen budur. Allah, yaptklarnzdan haberi olandr.
58|4|(Buna imkân) bulamayan kimse, hanmyla temas etmeden ِnce ardarda iki ay oruç tutar. Buna da gücü yetmeyen, altm fakiri doyurur. Bu (hafifletme), Allah'a ve Resûlüne inanmanzdan dolaydr. Bunlar Allah'n hükümleridir. Kâfirler için ac bir azap vardr.
58|5|Allah'a ve Resûlüne kar gelenler, kendilerinden ِncekilerin alçaltldً gibi alçaltlacaklardr. Biz apaçk âyetler indirmiizdir. Kâfirler için küçük düürücü bir azap vardr.
58|6|O gün Allah onlarn hepsini diriltecek ve yaptklarn kendilerine haber verecektir. Allah onlar bir bir saymtr. Onlar ise unutmulardr. Allah her eye ahittir.
58|7|Gِklerde ve yerde olanlar Allah'n bildiًini gِrmüyor musun? ـç kiinin gizli konutuًu yerde dِrdüncüsü mutlaka O'dur. Be kiinin gizli konutuًu yerde altncs mutlaka O'dur. Bunlardan az veya çok olsunlar ve nerede bulunurlarsa bulunsunlar mutlaka O, onlarla beraberdir. Sonra kyamet günü onlara yaptklarn haber verecektir. Doًrusu Allah, her eyi bilendir.
58|8|Gizli konumaktan menedildikten sonra yine o yasaklanan yapmaya kalkarak günah, dümanlk ve Peygamber'e kar gelmek hususunda gizlice konuanlar gِrmedin mi? Onlar sana geldikleri zaman seni, Allah'n selamlamadً bir ekilde selamlyorlar. Kendi içlerinden de: Bu sِylediklerimiz yüzünden Allah'n bize azap etmesi gerekmez miydi? derler. Cehennem onlara yeter. Oraya gireceklerdir. Ne kِtü dِnü yeridir oras!
58|9|Ey iman edenler! Aranzda gizli konuacaًnz zaman günah, dümanlً ve Peygamber'e kar gelmeyi fsldamayn. فyilik ve takvây konuun. Huzuruna toplanacaًnz Allah'tan korkun.
58|10|Gizli konumalar eytandandr. Bu, iman edenleri üzmek içindir. Oysa eytan, Allah'n izni olmadkça, müminlere hiçbir zarar veremez. Müminler Allah'a dayanp güvensinler.
58|11|Ey iman edenler! Size "Meclislerde yer açn" denilince yer açn ki Allah da size genilik versin. Size "Kalkn" denilince de kalkn ki Allah sizden inananlar ve kendilerine ilim verilenleri derecelerle yükseltsin. Allah yaptklarnzdan haberdardr.
58|12|Ey iman edenler! Peygamber ile gizli bir ey konuacaًnz zaman bu konumanzdan ِnce bir sadaka veriniz. Bu sizin için daha hayrl ve daha temizdir. قayet bir ey bulamazsanz, bilin ki Allah baًlayandr, esirgeyendir.
58|13|Gizli bir ey konumanzdan ِnce sadakalar vermekten çekindiniz mi? Bunu yapmadًnza ve Allah da sizi affettiًine gِre artk namaz kln, zekât verin Allah'a ve Resûlüne itaat edin. Allah yaptklarnzdan haberdardr.
58|14|Allah'n kendilerine gazap ettiًi bir topluluًu dost edinenleri gِrmedin mi? Onlar ne sizdendirler ne de onlardan. Bilerek yalan yere yemin ediyorlar.
58|15|Allah onlara çetin bir azap hazrlamtr. Gerçekten onlarn yaptklar ey çok kِtüdür!
58|16|Onlar yeminlerini kalkan yapp Allah'n yolundan alkoydular. Bu yüzden onlara küçük düürücü bir azap vardr.
58|17|Onlarn mallar da oًullar da Allah'a kar kendilerine bir fayda vermez. Onlar cehennem ehlidirler. Orada ebedî kalacaklardr.
58|18|O gün Allah onlarn hepsini yeniden diriltecek, onlar da dünyada size yemin ettikleri gibi, O'na yemin edeceklerdir. Kendilerinin bir ey (hakikat) üzerinde olduklarn sanrlar. فyi bilin ki onlar gerçekten yalancdrlar.
58|19|قeytan onlar etkisi altna ald da kendilerine Allah' anmay unutturdu. فte onlar eytann yandalardr. فyi bilin ki eytann yandalar hep kayptadrlar.
58|20|Allah'a ve Peygamberine düman olanlar, ite onlar en aaًlarn arasndadrlar.
58|21|Allah: Elbette ben ve elçilerim galip geleceًiz, diye yazmtr. قüphesiz Allah güçlüdür, galiptir.
58|22|Allah'a ve ahiret gününe inanan bir toplumun -babalar, oًullar, kardeleri, yahut akrabalar da olsa- Allah'a ve Resûlüne düman olanlarla dostluk ettiًini gِremezsin. فte onlarn kalbine Allah, iman yazm ve katndan bir ruh ile onlar desteklemitir. Onlar içlerinden rmaklar akan cennetlere sokacak, orada ebedî kalacaklardr. Allah onlardan raz olmu, onlar da Allah'tan honut olmulardr. فte onlar, Allah'n tarafnda olanlardr. فyi bilin ki, kurtulua erecekler de sadece Allah'n tarafnda olanlardr.
59|1|Gِklerde ve yerde olanlarn hepsi Allah' tesbih etmektedir. O, üstündür, hikmet sahibidir.
59|2|Ehl-i kitaptan inkâr edenleri, ilk sürgünde yurtlarndan çkaran O'dur. Siz onlarn çkacaklarn sanmamtnz. Onlar da kalelerinin, kendilerini Allah'tan koruyacaًn sanmlard. Ama Allah (O'nun azab), onlara beklemedikleri yerden geliverdi. O, yüreklerine korku düürdü; ِyle ki evlerini hem kendi elleriyle, hem de müminlerin elleriyle harap ediyorlard. Ey akl sahipleri! فbret aln.
59|3|Eًer Allah onlara sürgünü yazmam olsayd, elbette onlar dünyada (baka ekilde) cezalandracakt. Ahirette de onlar için cehennem azab vardr.
59|4|Bu, onlarn Allah'a ve Peygamberine kar gelmelerinden dolaydr. Kim Allah'a kar gelirse bilsin ki Allah'n cezalandrmas çetindir.
59|5|Hurma aًaçlarndan, herhangi birini kesmeniz veya olduًu gibi brakmanz hep Allah'n izniyledir ve O'nun yoldan çkanlar rezil etmesi içindir.
59|6|Allah'n, onlardan (mallarndan) Peygamberine verdiًi ganimetler için siz at ve deve koturmu deًilsiniz. Fakat Allah, peygamberlerini dilediًi kimselere kar üstün klar. Allah her eye kadirdir.
59|7|Allah'n, (fethedilen) ülkeler halkndan Peygamberine verdiًi ganimetler, Allah, Peygamber, yaknlar, yetimler, yoksullar ve yolda kalmlar içindir. Bِylece o mallar, içinizden yalnz zenginler arasnda dolaan bir devlet olmaz. Peygamber size ne verdiyse onu aln, size ne yasakladysa ondan da saknn. Allah'tan korkun. اünkü Allah'n azab çetindir.
59|8|(Allah'n verdiًi bu ganimet mallar,) yurtlarndan ve mallarndan uzaklatrlm olan, Allah'tan bir lütuf ve rza dileyen, Allah'n dinine ve Peygamberine yardm eden fakir muhacirlerindir. فte doًru olanlar bunlardr.
59|9|Daha ِnceden Medine'yi yurt edinmi ve gِnüllerine iman yerletirmi olan kimseler, kendilerine gِç edip gelenleri severler ve onlara verilenlerden dolay içlerinde bir rahatszlk hissetmezler. Kendileri zaruret içinde bulunsalar bile onlar kendilerine tercih ederler. Kim nefsinin cimriliًinden korunursa, ite onlar kurtulua erenlerdir.
59|10|Bunlarn arkasndan gelenler ِyle derler: Rabbimiz! Bizi ve bizden ِnce gelip geçmi imanl kardelerimizi baًla; kalplerimizde, iman edenlere kar hiçbir kin brakma! Rabbimiz! قüphesiz ki sen çok efkatli, çok merhametlisin!
59|11|Münafklarn, kitap ehlinden inkâr eden dostlarna: Eًer siz yurdunuzdan çkarlrsanz, mutlaka biz de sizinle beraber çkarz; sizin aleyhinizde kimseye asla uymayz. Eًer savaa tutuursanz, mutlaka yardm ederiz, dediklerini gِrmedin mi? Allah, onlarn yalanc olduklarna ahitlik eder.
59|12|Andolsun, eًer onlar çkarlsalar, onlarla beraber çkmazlar; savaa tutumu olsalar, onlara yardm etmezler; yardm etseler bile arkalarn dِnüp kaçarlar, sonra kendilerine de yardm edilmez.
59|13|Onlarn içlerinde size kar duyduklar korku, Allah'a olan korkularndan daha iddetlidir. Bِyledir, çünkü onlar anlamayan bir topluluktur.
59|14|Onlar müstahkem ehirlerde veya siperler arkasnda bulunmakszn sizinle toplu halde savaamazlar. Kendi aralarndaki savalar ise çetindir. Sen onlar derli toplu sanrsn, halbuki kalpleri darmadaًnktr. Bِyledir, çünkü onlar akln kullanmayan bir topluluktur.
59|15|(Onlarn durumu) kendilerinden az ِnce geçmi ve yaptklarnn cezasn tatm olanlarn durumu gibidir. Onlara ackl bir azap vardr.
59|16|Münafklarn durumu tpk eytann durumu gibidir. اünkü eytan insana "فnkâr et" der. فnsan inkâr edince de: Ben senden uzaًm, çünkü ben âlemlerin Rabbi olan Allah'tan korkarm, der.
59|17|Nihayet ikisinin de sonu, içinde ebedî kalacaklar ate olacaktr. فte bu, zalimlerin cezasdr.
59|18|Ey iman edenler! Allah'tan korkun ve herkes, yarna ne hazrladًna baksn. Allah'tan korkun, çünkü Allah, yaptklarnzdan haberdardr.
59|19|Allah' unutan ve bu yüzden Allah'n da onlara kendilerini unutturduًu kimseler gibi olmayn. Onlar yoldan çkan kimselerdir.
59|20|Cehennem ehliyle cennet ehli bir olmaz. Cennet ehli, isteklerine erienlerdir.
59|21|Eًer biz bu Kur'an' bir daًa indirseydik, muhakkak ki onu, Allah korkusundan ba eًerek, parça parça olmu gِrürdün. Bu misalleri insanlara düünsünler diye veriyoruz.
59|22|O, ِyle Allah'tr ki, O'ndan baka tanr yoktur. Gِrülmeyeni ve gِrüleni bilendir. O, esirgeyendir, baًlayandr.
59|23|O, ِyle Allah'tr ki, kendisinden baka hiçbir tanr yoktur. O, mülkün sahibidir, eksiklikten münezzehtir, selâmet verendir, emniyete kavuturandr, gِzetip koruyandr, üstündür, istediًini zorla yaptran, büyüklükte ei olmayandr. Allah, müriklerin ortak kotuklar eylerden münezzehtir.
59|24|O, yaratan, var eden, ekil veren Allah'tr. En güzel isimler O'nundur. Gِklerde ve yerde olanlar O'nun ânn yüceltmektedirler. O, galiptir, hikmet sahibidir.
60|1|Ey iman edenler! Eًer benim yolumda savamak ve rzam kazanmak için çkmsanz, benim de dümanm, sizin de dümannz olanlara sevgi gِstererek, gizli muhabbet besleyerek onlar dost edinmeyin. Oysa onlar, size gelen gerçeًi inkâr etmilerdir. Rabbiniz Allah'a inandًnzdan dolay Peygamber'i de sizi de yurdunuzdan çkaryorlar. Ben, sizin sakl tuttuًunuzu da, açًa vurduًunuzu da en iyi bilenim. Sizden kim bunu yaparsa (onlar dost edinirse) doًru yoldan sapm olur.
60|2|قayet onlar sizi ele geçirirlerse, size düman kesilecekler, size ellerini ve dillerini kِtülükle uzatacaklardr. Zaten inkâr edivermenizi istemektedirler.
60|3|Kyamet günü yaknlarnz ve çocuklarnz size fayda vermezler. اünkü Allah aranz ayrr. Allah, yaptklarnz gِrendir.
60|4|فbrahim'de ve onunla beraber olanlarda, sizin için gerçekten güzel bir ِrnek vardr. Onlar kavimlerine demilerdi ki: "Biz sizden ve Allah' brakp taptklarnzdan uzaًz. Sizi tanmyoruz. Siz bir tek Allah'a inanncaya kadar, sizinle bizim aramzda sürekli bir dümanlk ve ِfke belirmitir." قu kadar var ki, فbrahim babasna: "Andolsun senin için maًfiret dileyeceًim. Fakat Allah'tan sana gelecek herhangi bir eyi ِnlemeye gücüm yetmez" demiti. (O müminler ِyle dediler:) Rabbimiz! Ancak sana dayandk, sana yِneldik. Dِnü de ancak sanadr.
60|5|Rabbimiz! Bizi, inkâr edenler için deneme konusu klma, bizi baًla! Ey Rabbimiz! Yegâne galip ve hikmet sahibi, ancak sensin.
60|6|Andolsun, onlar sizin için, Allah' ve ahiret gününü arzu edenler için güzel bir ِrnektir. Kim yüz çevirirse üphesiz Allah, zengindir, hamde lâyk olandr.
60|7|Olur ki Allah sizinle düman olduklarnz arasnda yaknda bir dostluk meydana getirir. Allah gücü yetendir. Allah çok baًlayan, çok esirgeyendir.
60|8|Allah, sizinle din uًrunda savamayan ve sizi yurtlarnzdan çkarmayanlara iyilik yapmanz ve onlara âdil davranmanz yasaklamaz. اünkü Allah, adaletli olanlar sever.
60|9|Allah, yalnz sizinle din uًrunda savaanlar, sizi yurtlarnzdan çkaranlar ve çkarlmanz için onlara yardm edenleri dost edinmenizi yasaklar. Kim onlarla dost olursa ite zalimler onlardr.
60|10|Ey iman edenler! Mümin kadnlar hicret ederek size geldiًi zaman, onlar, imtihan edin. Allah onlarn imanlarn daha iyi bilir. Eًer siz de onlarn inanm kadnlar olduklarn ًِrenirseniz onlar kâfirlere geri gِndermeyin. Bunlar onlara helâl deًildir. Onlar da bunlara helâl olmazlar. Onlarn (kocalarnn) sarfettiklerini (mehirleri) geri verin. Mehirlerini kendilerine verdiًiniz zaman onlarla evlenmenizde size bir günah yoktur. Kâfir kadnlar nikâhnzda tutmayn, sarfettiًinizi isteyin. Onlar da sarfettiklerini istesinler. Allah'n hükmü budur. Aranzda O hükmeder. Allah bilendir, hikmet sahibidir.
60|11|Eًer elerinizden biri, sizi brakp kâfirlere kaçar, siz de (onlarla savap) galip gelirseniz, eleri gitmi olanlara (ganimetten), harcadklar kadar verin. فnandًnz Allah'a kar gelmekten saknn.
60|12|Ey Peygamber! فnanm kadnlar, Allah'a hiçbir eyi ortak komamak, hrszlk yapmamak, zina etmemek, çocuklarn ِldürmemek, elleriyle ayaklar arasnda bir iftira uydurup getirmemek, iyi ii ilemekte sana kar gelmemek hususunda sana biat etmeye geldikleri zaman, biatlarn kabul et ve onlar için Allah'tan maًfiret dile. قüphesiz Allah, çok baًlayandr, çok esirgeyendir.
60|13|Ey iman edenler! Kendilerine Allah'n gazap ettiًi bir kavmi dost edinmeyin. Zira onlar, kâfirlerin kabirlerdekilerden (onlarn dirilmesinden) ümit kestikleri gibi ahiretten ümit kesmilerdir.
61|1|Gِklerde ve yerdekilerin hepsi Allah' tesbih eder. O, üstündür, hikmet sahibidir.
61|2|Ey iman edenler! Yapmayacaًnz eyleri niçin sِylüyorsunuz?
61|3|Yapmayacaًnz eyleri sِylemeniz, Allah katnda büyük bir nefretle karlanr.
61|4|Allah, kendi yolunda kenetlenmi bir yap gibi saf baًlayarak savaanlar sever.
61|5|Bir zaman Musa kavmine: Ey kavmim! Benim, Allah'n size gِnderdiًi elçisi olduًumu bildiًiniz halde niçin beni incitiyorsunuz? demiti. Onlar yoldan sapnca, Allah da kalplerini saptrmt. Allah, fâsklar topluluًunu doًru yola iletmez.
61|6|Hatrla ki, Meryem oًlu فsa: Ey فsrailoًullar! Ben size Allah'n elçisiyim, benden ِnce gelen Tevrat' doًrulayc ve benden sonra gelecek Ahmed adnda bir peygamberi de müjdeleyici olarak geldim, demiti. Fakat o, kendilerine açk deliller getirince: Bu apaçk bir büyüdür, dediler.
61|7|فslâm'a çaًrldً halde Allah'a kar yalan uydurandan daha zalim kim olabilir! Allah, zalimler topluluًunu doًru yola erdirmez.
61|8|Onlar aًzlaryla Allah'n nûrunu sِndürmek istiyorlar. Halbuki kâfirler istemeseler de Allah nûrunu tamamlayacaktr.
61|9|Mürikler istemeseler de dinini bütün dinlere üstün klmak için Peygamberini hidayet ve hak ile gِnderen O'dur.
61|10|Ey iman edenler! Sizi ac bir azaptan kurtaracak ticareti size gِstereyim mi?
61|11|Allah'a ve Resûlüne inanr, mallarnzla ve canlarnzla Allah yolunda cihad edersiniz. Eًer bilirseniz, bu sizin için daha hayrldr.
61|12|فte bu takdirde O, sizin günahlarnz baًlar, sizi zemininden rmaklar akan cennetlere, Adn cennetlerindeki güzel meskenlere koyar. فte en büyük kurtulu budur.
61|13|Seveceًiniz baka bir ey daha var: Allah'tan yardm ve yakn bir fetih. Müminleri (bunlarla) müjdele.
61|14|Ey iman edenler! Allah'n yardmclar olun. Nitekim Meryem oًlu فsa havârîlere: Allah'a (giden yolda) benim yardmclarm kimdir? demiti. Havârîler de: Allah (yolunun) yardmclar biziz, demilerdi. فsrailoًullarndan bir zümre inanm, bir zümre de inkâr etmiti. Nihayet biz inananlar, dümanlarna kar destekledik. Bِylece üstün geldiler.
62|1|Gِklerde ve yerde olanlarn hepsi, mülkün sahibi, eksiklikten münezzeh, azîz ve hakîm olan Allah' tesbih eder.
62|2|اünkü ümmîlere içlerinden, kendilerine âyetlerini okuyan, onlar temizleyen, onlara Kitab' ve hikmeti ًِreten bir peygamber gِnderen O'dur. Kukusuz onlar ِnceden apaçk bir sapklk içindeydiler.
62|3|(Peygamberi) müminlerden henüz kendilerine katlmam bulunan diًer insanlara da gِndermitir. O, azîzdir, hakîmdir.
62|4|Bu, Allah'n lütfudur. Onu dilediًine verir. Allah büyük lütuf sahibidir.
62|5|Tevrat'la yükümlü tutulup da onunla amel etmeyenlerin durumu, ciltlerce kitap tayan merkebin durumu gibidir. Allah'n âyetlerini yalanlam olan kavmin durumu ne kِtüdür! Allah, zalimler topluluًunu doًru yola iletmez.
62|6|De ki: Ey yahudiler! Bütün insanlar deًil de, yalnz, kendinizin Allah'n dostlar olduًunuzu iddia ediyorsanz, bunda da samimi iseniz, haydi ِlümü temenni edin (bakalm)!
62|7|Ama onlar, ِnceden yaptklarndan dolay ِlümü asla temenni etmezler. Allah, zalimleri çok iyi bilir.
62|8|De ki: Sizin kendisinden kaçtًnz ِlüm, muhakkak sizi bulacaktr. Sonra da gِrüleni ve gِrülmeyeni bilen Allah'a dِndürüleceksiniz de O size bütün yaptklarnz haber verecektir.
62|9|Ey iman edenler! Cuma günü namaza çaًrldً (ezan okunduًu) zaman, hemen Allah' anmaya koun ve al verii brakn. Eًer bilmi olsanz, elbette bu, sizin için daha hayrldr.
62|10|Namaz klnnca artk yeryüzüne daًln ve Allah'n lütfundan isteyin. Allah' çok zikredin; umulur ki kurtulua erersiniz.
62|11|Onlar bir ticaret ve eًlence gِrdükleri zaman hemen daًlp ona giderler ve seni ayakta brakrlar. De ki: Allah'n yannda bulunan, eًlenceden ve ticaretten daha yararldr. Allah, rzk verenlerin en hayrlsdr.
63|1|Münafklar sana geldiklerinde: قahitlik ederiz ki sen Allah'n Peygamberisin, derler. Allah da bilir ki sen elbette, O'nun Peygamberisin. Allah, münafklarn kesinlikle yalanc olduklarn bilmektedir.
63|2|Yeminlerini kalkan yapp Allah yolundan yan çizdiler. Gerçekten onlarn yaptklar ne kِtüdür!
63|3|Bunun sebebi, onlarn ِnce iman edip sonra inkâr etmeleridir. Bu yüzden kalpleri mühürlenmitir. Artk onlar hiç anlamazlar.
63|4|Onlar gِrdüًün zaman kalplar houna gider, konuurlarsa sِzlerini dinlersin. Onlar sanki duvara dayanm kütükler gibidir. Her gürültüyü kendi aleyhlerine sanrlar. Düman onlardr. Onlardan sakn. Allah onlarn canlarn alsn. Nasl bu hale geliyorlar?
63|5|Onlara: Gelin, Allah'n Peygamberi sizin için maًfiret dilesin, denildiًi zaman balarn çevirirler ve sen onlarn, büyüklük taslayarak uzaklatklarn gِrürsün.
63|6|Onlara maًfiret dilesen de, dilemesen de birdir. Allah onlar kesinlikle baًlamayacaktr. اünkü Allah, yoldan çkm topluluًu doًru yola iletmez.
63|7|Onlar: Allah'n elçisinin yannda bulunanlar için hiçbir ey harcamayn ki daًlp gitsinler, diyenlerdir. Oysa gِklerin ve yerin hazineleri Allah'ndr. Fakat münafklar bunu anlamazlar.
63|8|Onlar: Andolsun, eًer Medine'ye dِnersek, üstün olan, zayf olan oradan mutlaka çkaracaktr, diyorlard. Halbuki asl üstünlük, ancak Allah'n, Peygamberinin ve müminlerindir. Fakat münafklar bunu bilmezler.
63|9|Ey iman edenler! Mallarnz ve çocuklarnz sizi Allah' anmaktan alkoymasn. Kim bunu yaparsa ite onlar ziyana uًrayanlardr.
63|10|Herhangi birinize ِlüm gelip de: Rabbim! Beni yakn bir süreye kadar geciktirsen de sadaka verip iyilerden olsam! demesinden ِnce, size verdiًimiz rzktan harcayn.
63|11|Allah, eceli geldiًinde hiç kimseyi (ِlümünü) ertelemez. Allah, yaptklarnzdan haberdardr.
64|1|Gِklerde ve yerde ne varsa hepsi Allah' tesbih eder. Mülk O'nundur, hamd O'nadr. O her eye kadirdir.
64|2|Sizi yaratan O'dur. Bِyle iken kiminiz kâfir, kiminiz mümindir. Allah yaptklarnz gِrendir.
64|3|Gِkleri ve yeri yerli yerince yaratt. Sizi ekillendirdi ve ekillerinizi de güzel yapt. Dِnü ancak O'nadr.
64|4|Gِklerde ve yerde olanlar bilir. Gizlediklerinizi ve açًa vurduklarnz da bilir. Allah kalplerde olan bilendir.
64|5|Daha ِnce inkâr edenlerin haberi size ulamad m? فte onlar (dünyada) yaptklarnn cezasn tattlar. Onlar için ac bir azap da vardr.
64|6|(O azabn sebebi) u ki, onlara peygamberleri apaçk deliller getirmilerdi, fakat onlar: Bir beer mi bizi doًru yola gِtürecekmi? dediler, inkâr ettiler ve yüz çevirdiler. Allah da hiçbir eye muhtaç olmadًn gِsterdi. Allah zengindir, hamde lâyktr.
64|7|فnkâr edenler, kesinlikle diriltilmeyeceklerini ileri sürdüler. De ki: Hayr! Rabbime andolsun ki mutlaka diriltileceksiniz, sonra yaptklarnz size haber verilecektir. Bu, Allah'a gِre kolaydr.
64|8|Onun için Allah'a, Peygamberine ve indirdiًimiz o nûra (Kur'an'a) inann. Allah yaptklarnzdan haberdardr.
64|9|Maher vaktinde sizi toplayacaً gün, ite o zarar günüdür. (Ancak) kim Allah'a inanr ve yararl i yaparsa, Allah onun kِtülüklerini ِrter, onu (ve benzerlerini), içinde ebedî kalacaklar, altlarndan rmaklar akan cennetlere sokar. فte büyük kurtulu budur.
64|10|فnkâr eden ve âyetlerimizi yalanlayanlara gelince, ite onlar cehennem ehlidirler. Orada ebedî kalacaklardr. Ne kِtü gidilecek yerdir oras!
64|11|Allah'n izni olmakszn hiçbir musibet isabet etmez. Kim Allah'a inanrsa, Allah onun kalbini doًruya gِtürür. Allah her eyi bilendir.
64|12|Allah'a itaat edin, Peygamber'e de itaat edin. Yüz çevirirseniz bilin ki, elçimize düen apaçk bir duyurmadr.
64|13|Allah; O'ndan baka hiçbir ilâh yoktur. Müminler yalnz Allah'a dayanp güvensinler.
64|14|Ey iman edenler! Elerinizden ve çocuklarnzdan size düman olanlar da vardr. Onlardan saknn. Ama affeder, kusurlarn balarna kakmaz, kusurlarn ِrterseniz, bilin ki, Allah çok baًlayan, çok esirgeyendir.
64|15|Doًrusu mallarnz ve çocuklarnz sizin için bir imtihandr: Büyük mükâfat ise Allah'n yanndadr.
64|16|O halde gücünüz yettiًince Allah'a isyandan kaçnn. Dinleyin, itaat edin, kendi iyiliًinize olarak harcayn. Kim nefsinin cimriliًinden korunursa ite onlar kurtulua erenlerdir.
64|17|Eًer Allah'a (rzas uًruna) ِdünç verirseniz, Allah onu sizin için kat kat arttrr ve sizi baًlar. Allah çok mükâfat verendir, ceza vermekte acele etmeyendir.
64|18|Gِrülmeyeni ve gِrüleni bilendir. ـstündür, hikmet sahibidir.
65|1|Ey Peygamber! Kadnlar boayacaًnzda, onlar iddetlerini gِzeterek boayn ve iddeti de sayn. Rabbiniz Allah'tan korkun. Apaçk bir hayaszlk yapmalar hali bir yana, onlar evlerinden çkarmayn, kendileri de çkmasnlar. Bunlar Allah'n snrlardr. Kim Allah'n snrlarn aarsa, üphesiz kendine zulmetmi olur. Bilemezsin, olur ki Allah, bundan sonra bir durum ortaya çkarverir.
65|2|فddet müddetlerini doldurduklarnda onlar ya meru ِlçüler içerisinde (nikâhnz altnda) tutun veya onlardan meru ِlçülere gِre ayrln. فçinizden adalet sahibi iki kiiyi de ahit tutun. قahitliًi Allah için yapn. فte bu, Allah'a ve ahiret gününe inananlara verilen ًِüttür. Kim Allah'tan korkarsa, Allah ona bir çk yolu ihsan eder.
65|3|Ve ona beklemediًi yerden rzk verir. Kim Allah'a güvenirse O, ona yeter. قüphesiz Allah, emrini yerine getirendir. Allah her ey için bir ِlçü koymutur.
65|4|Kadnlarnz içinden âdetten kesilmi olanlarla, âdet gِrmeyenler hususunda tereddüt ederseniz, onlarn bekleme süresi üç aydr. Gebe olanlarn bekleme süresi ise, yüklerini brakmalar (doًum yapmalar)dr. Kim Allah'tan korkarsa, Allah ona iinde bir kolaylk verir.
65|5|فte bu, Allah'n size indirdiًi buyruًudur. Kim Allah'tan korkarsa Allah onun kِtülüklerini ِrter ve onun mükâfatn arttrr.
65|6|Onlar gücünüz ِlçüsünde oturduًunuz yerin bir bِlümünde oturtun, onlar sktrp (gitmelerini saًlamak için) kendilerine zarar vermeye kalkmayn. Eًer hâmile iseler, doًum yapncaya kadar nafakalarn verin. Sizin için çocuًu emzirirlerse onlara ücretlerini verin, aranzda uygun bir ekilde anlan. Eًer anlaamazsanz çocuًu, baka bir kadn emzirecektir.
65|7|فmkân geni olan, nafakay imkânlarna gِre versin; rzk daralm bulunan da Allah'n kendisine verdiًi kadarndan nafaka ِdesin. Allah hiç kimseyi verdiًi imkândan fazlasyla yükümlü klmaz. Allah, bir güçlükten sonra bir kolaylk yaratacaktr.
65|8|Rabbinin ve O'nun elçilerinin emrinden uzaklap azm nice memleketler vardr ki, biz onlar (ahalisini) çetin bir hesaba çekmi ve onlar gِrülmemi azaba çarptrmzdr.
65|9|Bِylece onlar da yaptklarnn karlًn tatmlar ve ilerinin sonu tam bir hüsran olmutur.
65|10|Allah onlara iddetli bir azap hazrlamtr. Ey inanan akl sahipleri! Allah'tan korkun. Allah size gerçekten bir uyarc (kitap) indirmitir.
65|11|فman edip sâlih amel ileyenleri, karanlklardan aydnlًa çkarmak için size Allah'n apaçk âyetlerini okuyan bir Peygamber gِndermitir. Kim Allah'a inanr ve faydal i yaparsa Allah onu, altlarndan rmaklar akan, içinde ebedî kalacaklar cennetlere sokar. Allah o kimse için gerçekten güzel bir rzk vermitir.
65|12|Allah, yedi kat gًِü ve yerden bir o kadarn yaratandr. Ferman bunlar arasndan inip durmaktadr ki, bِylece Allah'n her eye kadir olduًunu ve her eyi ilmiyle kuattًn bilesiniz.
66|1|Ey Peygamber! Elerinin rzasn gِzeterek Allah'n sana helâl kldً eyi niçin kendine haram ediyorsun? Allah çok baًlayan, çok esirgeyendir.
66|2|Allah, (gerektiًinde) yeminlerinizi bozmanz size meru klmtr. Sizin yardmcnz Allah'tr. O, bilendir, hikmet sahibidir.
66|3|Peygamber, elerinden birine gizlice bir sِz sِylemiti. Fakat ei, o sِzü bakalarna haber verip Allah da bunu Peygamber'e açklaynca, Peygamber bir ksmn bildirmi, bir ksmndan da vazgeçmiti. Peygamber bunu ona haber verince ei: Bunu sana kim bildirdi? dedi. Peygamber: Bilen, her eyden haberdar olan Allah bana haber verdi, dedi.
66|4|Eًer ikiniz de Allah'a tevbe ederseniz, (yerinde olur). اünkü kalpleriniz sapmt. Ve eًer Peygamber'e kar birbirinize arka verirseniz bilesiniz ki onun dostu ve yardmcs Allah, Cebrail ve müminlerin iyileridir. Bunlarn ardndan melekler de (ona) yardmcdr.
66|5|Eًer o sizi boarsa Rabbi ona, sizden daha iyi kendini Allah a veren, inanan, sebatla itaat eden, tevbe eden, ibadef eden, oruç tutan, dul ve bâkire eler verebilir.
66|6|Ey inananlar! Kendinizi ve ailenizi, yakt insanlar ve talar olan ateten koruyun. Onun banda, acmasz, güçlü, Allah'n kendilerine buyurduًuna kar gelmeyen ve emredildiklerini yapan melekler vardr.
66|7|Ey kâfirler! Bugün ِzür dilemeyin! Siz ancak ilediklerinizin cezasn çekeceksiniz, (denilir).
66|8|Ey iman edenler! Samimi bir tevbe ile Allah'a dِnün. Umulur ki Rabbiniz sizin kِtülüklerinizi ِrter. Peygamberi ve Onunla birlikte iman edenleri utandrmayacaً günde Allah sizi, içlerinden rmaklar akan cennetlere sokar. Onlarn ِnlerinden ve saًlarndan (amellerinin) nûrlar aydnlatp gider de, "Ey Rabbimiz! Nûrumuzu bizim için tamamla, bizi baًla; çünkü sen her eye kadirsin" derler.
66|9|Ey Peygamber! Kâfirlere ve münafklara kar cihad et, onlara kar sert davran. Onlarn varacaً yer cehennemdir. O gidilecek yer ne de kِtüdür!
66|10|Allah, inkâr edenlere, Nuh'un kars ile Lût'un karsn misal verdi. Bu ikisi, kullarmzdan iki sâlih kiinin nikâhlar altnda iken onlara hainlik ettiler. Kocalar Allah'tan gelen hiçbir eyi onlardan savamad. Onlara: Haydi, atee girenlerle beraber siz de girin! denildi.
66|11|Allah, inananlara da Firavun'un karsn misal gِsterdi. O: Rabbim! Bana katnda, cennette bir ev yap; beni Firavun'dan ve onun (kِtü) iinden koru ve beni zalimler topluluًundan kurtar! demiti.
66|12|فffetini korumu olan, فmran kz Meryem'i de (Allah ِrnek gِsterdi). Biz, ona ruhumuzdan üfledik ve Rabbinin sِzlerini ve kitaplarn tasdik etti. O gِnülden itaat edenlerdendi.
67|1|Mutlak hükümranlk elinde olan Allah, yüceler yücesidir ve O'nun her eye gücü yeter.
67|2|O ki, hanginizin daha güzel davranacaًn snamak için ِlümü ve hayat yaratmtr. O, mutlak galiptir, çok baًlaycdr.
67|3|O ki, birbiri ile âhenktar yedi gًِü yaratmtr. Rahmân olan Allah'n yaratnda hiçbir uygunsuzluk gِremezsin. Gِzünü çevir de bir bak, bir bozukluk gِrebiliyor musun?
67|4|Sonra gِzünü, tekrar tekrar çevir bak; gِz (aradً bozukluًu bulmaktan) âciz ve bitkin halde sana dِnecektir.
67|5|Andolsun ki biz, (dünyaya) en yakn olan gًِü kandillerle donattk. Bunlar eytanlara at taneleri yaptk ve onlara alevli ate azabn hazrladk.
67|6|Rablerini inkâr edenler için cehennem azab vardr. O, ne kِtü dِnütür!
67|7|Oraya atldklarnda, onun kaynarken çkardً uًultuyu iitirler.
67|8|Neredeyse cehennem ِfkesinden çatlayacak! Her ne zaman oraya bir topluluk atlsa, onun bekçileri onlara: Size, (bu azap ile) korkutucu bir peygamber gelmemi miydi? diye sorarlar.
67|9|Onlar ِyle cevap verirler: Evet, doًrusu bize, (bu azap ile) korkutan bir peygamber gelmiti; fakat biz (onu) yalan saym ve: Allah'n bir ey gِnderdiًi yok; siz olsa olsa büyük bir sapklk içindesiniz! demitik.
67|10|Ve: قayet kulak vermi veya aklmz kullanm olsaydk, (imdi) u alevli cehennemin mahkûmlar arasnda olmazdk! diye ilâve ederler.
67|11|Bِylece günahlarn itiraf ederler. Artk (Allah'n rahmetinden) uzak olsun, o alevli cehennemin mahkûmlar!
67|12|Fakat daha gِrmeden Rablerinden (azabndan) korkanlara gelince, onlar için gerçekten hem baًlanma hem de büyük mükâfat vardr.
67|13|Sِzünüzü ister gizleyin, ister açًa vurun; bilin ki O, kalplerin içindekini bilmektedir.
67|14|Hiç yaratan bilmez mi? O, en ince ileri gِrüp bilmektedir ve her eyden haberdardr.
67|15|Yeryüzünü size boyun eًdiren O'dur. قu halde yerin omuzlarnda (üzerinde) dolan ve Allah'n rzkndan yeyin. Dِnü ancak O'nadr.
67|16|Gِkte olann, sizi yere batrvermeyeceًinden emin misiniz? O zaman yer sarsldkça sarslr.
67|17|Yahut gِkte olann üzerinize ta yaًdran (bir frtna) gِndermeyeceًinden emin misiniz? فte (bu) tehdidimin ne demek olduًunu yaknda bileceksiniz!
67|18|Andolsun ki, onlardan ِncekiler de (bunu) yalan saymlard; ama benim karlk olarak verdiًim azap nasl olmutu!
67|19|ـstlerinde kanatlarn aça-kapata uçan kular (hiç) gِrmediler mi? Onlar (havada) rahmân olan Allah'tan bakas tutmuyor. قüphesiz O her eyi gِrmektedir.
67|20|Rahmân olan Allah'a kar u size yardm edecek askerleriniz hani kimlerdir? فnkârclar ancak derin bir gaflet içinde bulunmaktadrlar.
67|21|Allah size verdiًi rzk kesiverse, size rzk verebilecek olan kimdir? Hayr, onlar azgnlk ve nefrette direnip durmaktadrlar.
67|22|قimdi (düünün bakalm), yüz üstü kapanarak yürüyen mi (varlacak) yere daha iyi eriir, yoksa doًru yolda düzgün yürüyen mi?
67|23|(Resûlüm!) De ki: Sizi yaratan, size iitme duyusu, gِzler ve kalpler veren O'dur. Ne az ükrediyorsunuz!
67|24|De ki: Sizi yeryüzünde çoًaltp yayan O'dur; ancak O'nun huzuruna gelip toplanacaksnz.
67|25|"Doًru sِzlü iseniz (sِyleyin), bu tehdit hani ne zaman (gerçekleecek)?" derler.
67|26|De ki: O bilgi, ancak Allah'a mahsustur. Ben ise sadece apaçk bir uyarcym.
67|27|Ama onu (azab) yakndan gِrdükleri zaman, inkâr edenlerin yüzleri kararacak ve (kendilerine): فte sizin isteyip durduًunuz budur! denecektir.
67|28|De ki: Allah beni ve beraberimdekileri (sizin istediًiniz üzere) yok etse veya (ِyle olmayp da) bizi esirgese, (sِyleyin bakalm) inkârclar yakc azaptan kurtaracak kimdir?
67|29|De ki: (Sizi imana davet ettiًimiz) O (Allah) çok esirgeyicidir; biz O'na iman etmi ve srf O'na güvenip dayanmzdr. Siz kimin apaçk bir sapklk içinde olduًunu yaknda ًِreneceksiniz!
67|30|De ki: Suyunuz çekiliverse, sِyleyin bakalm, size kim bir akar su getirebilir?
68|1|Nûn. Kaleme ve (kalem tutanlarn) yazdklarna andolsun ki,
68|2|Sen -Rabbinin nimeti sayesinde- mecnun deًilsin.
68|3|Hiç üphesiz senin için bitip tükenmeyen bir mükâfat vardr.
68|4|Ve sen elbette yüce bir ahlâk üzeresin.
68|5|(Sen de) gِreceksin, onlar da gِrecekler,
68|6|Hanginizde delilik olduًunu yaknda .
68|7|Doًrusu Rabbin, kendi yolundan sapan kiiyi en iyi bilendir, hidayete erenleri de en iyi bilen O'dur.
68|8|O halde, (hakikati) yalan sayanlara boyun eًme!
68|9|Onlar isterler ki, sen yumuak davranasn da onlar da sana yumuak davransnlar.
68|10|قunlarn hiçbirine itâat etme :yemin edip duran,aaًlk,
68|11|(Herkesi) kِtüleًen,sِz gِtürüp getiren,
68|12|Hayra engel olan, mütecâviz ve saldrgan günahkar,
68|13|Kaba ve kِtülükle damgal,
68|14|Mal ve oًullar sahibi olmu diye (bِyle yolunu arm)
68|15|Ona âyetlerimiz okunduًu zaman o, "ضncekilerin masallar!" der.
68|16|Biz yaknda onun burnuna damga vuracaًz (kibirini krp rezil edeceًiz).
68|17|Biz, vaktiyle "bahçe sahipleri" ne belâ verdiًimiz gibi, onlara da belâ verdik. Hani onlar (bahçe sahipleri), sabah olurken (kimse gِrmeden) onu (mahsullerini) devireceklerine yemin etmilerdi.
68|18|Onlar istisna da etmiyorlard.
68|19|Fakat onlar daha uykudayken Rabbinin katndan (gِnderilen) kuatc bir âfet (ate) bahçeyi sarverdi de,
68|20|Bahçe kapkara kesildi.
68|21|Sabah olurken birbirlerine seslendiler.
68|22|"Madem devireceksiniz, hadi erkenden mahsülünüzün bana gidin!" diye.
68|23|Derken yürüyorlard; fsldayorlard.
68|24|"Sakn bugün hiçbir yoksul bahçeye girip yannza sokulmasn"diye.
68|25|(Evet yoksullara yardma) güçleri yettiًi halde, onlar yardmdan mahrum etmek niyet ve azmi ile erkenden yola dütüler.
68|26|Fakat bahçeyi gِrdüklerinde: Mutlaka yolumuzu arm olmalyz! dediler.
68|27|Yok yok, doًrusu biz mahrum braklmz!
68|28|فçlerinden en makul olan ِyle dedi: Ben size "Rabbinizi tesbih etsenize" dememi miydim?
68|29|Rabbimizi tesbih ederiz; doًrusu biz (kendi kendimize) yazk etmiiz, dediler.
68|30|Ardndan, kabahati birbirlerine yüklemeye baladlar.
68|31|(Nihayet) ِyle dediler: Yazklar olsun bize! Gerçekten biz azgn kiilermiiz.
68|32|Belki Rabbimiz bize bunun yerine daha iyisini verir. اünkü biz (artk) Rabbimizi(O'nun honutluًunu) arzuluyoruz.
68|33|فte azap bِyledir. Ahiret azab ise elbette daha büyüktür. Keke bilselerdi!
68|34|قu da muhakkak ki, takvâ sahipleri için Rableri katnda nimetleri bol cennetler vardr.
68|35|ضyle ya, (Allah'a) teslimiyet gِsterenleri, (o) günahkârlar gibi tutar myz hiç?
68|36|Size ne oluyor? Ne biçim hüküm veriyorsunuz?
68|37|Yoksa size ait bir kitap var da, (bu bâtl inanlar) onda m okuyorsunuz?
68|38|Onda, beًendiًiniz her ey sizin için mutlaka vardr (diye mi yazl)?
68|39|Yoksa, "Ne hükmederseniz mutlaka sizindir" diye sizin lehinize olarak tarafmzdan verilmi, kyamet gününe kadar geçerli kesin sِzler mi var?
68|40|Sor onlara: Bu iddiay onlarn hangisi savunacak?
68|41|Yoksa ortaklar m var onlarn? Sِzlerinde doًru iseler, hadi getirsinler ortaklarn!
68|42|O gün incikten açlr ve secdeye davet edilirler; fakat güç getiremezler.
68|43|Gِzleri horluktan aaً dümü bir halde kendilerini zillet bürür. Halbuki onlar, sapasaًlam iken de secdeye davet ediliyorlard (fakat yine secde etmiyorlard).
68|44|(Resûlüm!) Sen bu sِzü (Kur'an') yalan sayan bana brak (kendini üzme). Biz onlar, bilmedikleri bir yِnden yava yava azaba yaklatryoruz.
68|45|Onlara mühlet veriyorum. Doًrusu benim fendim çok saًlamdr!
68|46|Yoksa sen onlardan bir ücret istiyorsun da bu yüzden onlar aًr bir borç altnda m kalyorlar?
68|47|Yahut gaybn bilgisi onlarn nezdinde de, onlar m (istedikleri gibi) yazyorlar?
68|48|Sen Rabbinin hükmünü sabrla bekle. Balk sahibi (Yunus) gibi olma. Hani o, dertli dertli Rabbine niyaz etmiti.
68|49|قayet Rabbinden ona bir nimet yetimemi olsayd o, mutlaka, knanacak bir halde ssz bir diyara atlacakt.
68|50|Fakat ardndan, Rabbi onu seçti (vahiy verdi) ve onu sâlihlerden kld.
68|51|O inkâr edenler Zikr'i (Kur'an') iittikleri zaman, neredeyse seni gِzleriyle devirivereceklerdi. Hâla da (kin ve hasetlerinden:) "Hiç üphe yok o bir delidir" derler.
68|52|Oysa o (Kur'an), âlemler için ancak bir ًِüttür.
69|1|Gerçekleecek olan;
69|2|(Evet) nedir o gerçekleecek olan?
69|3|Gerçekleecek olann (kyametin) ne olduًunu sen nereden bileceksin?
69|4|Semûd ve Ad kavimleri, kaplarn çalacak felâketi (kyameti) yalan saymlard.
69|5|Semûd'a gelince: Onlar pek zorlu (bir sarsnt) ile helâk edildiler.
69|6|Ad kavmi ise, uًultulu, kasp kavuran bir frtna ile mahvedildiler.
69|7|Allah onu, ardarda yedi gece, sekiz gün onlarn üzerine musallat etti. ضyle ki (eًer orada olsaydn), o kavmi, içi bo hurma kütükleri gibi orackta yere serilmi halde gِrürdün.
69|8|قimdi onlardan arda kalan bir ey gِrüyor musun?
69|9|Firavun, ondan ِncekiler ve alt üstüne getirilen beldeler halk (Lût kavmi) hep o günah (irki) ilediler.
69|10|Bِylece Rablerinin peygamberlerine kar geldiler, O da onlar pek iddetli bir ekilde yakalayverdi.
69|11|قüphesiz, su bastً vakit sizi gemide biz tadk;
69|12|Onu sizin için bir ibret ve ًِüt yapalm ve belleyici kulaklar onu bellesin diye.
69|13|Artk Sûr'a bir tek defa üflendiًi,
69|14|Yeryüzü ve daًlar kaldrlp birbirine tek çarpla çarplp darmadaًn edildiًi zaman,
69|15|ite o gün olacak olur (kyamet kopar).
69|16|Gِk de yarlr ve artk o gün o, çِkmeye yüz tutar.
69|17|Melekler onun (gًِün) etrafndadr. O gün Rabbinin arn, bunlarn da üstünde sekiz (melek) yüklenir.
69|18|(Ey insanlar! ) O gün (hesap için) huzura alnrsnz; size ait hiçbir sr gizli kalmaz.
69|19|Kitab saً tarafndan verilen:" Aln, kitabm okuyun" der.
69|20|" Doًrusu ben, hesabmla karlaacaًm zaten biliyordum."
69|21|Artk o, honut kalacaً bir hayat içindedir,
69|22|Yüce bir cennette,
69|23|Meyveleri sarkm halde.
69|24|(Onlara denir ki:) Geçmi günlerde ilediklerinize (iyi amellerinize) karlk, âfiyetle yeyin, için.
69|25|Kitab sol tarafndan verilene gelince,der ki:" Keke, bana kitabm verilmeseydi!"
69|26|"قu hesabmn ne olduًunu bilmeseydim!"
69|27|Keke onunla (ِlümümle) her i olup bitseydi!
69|28|Malm bana hiç fayda saًlamad;
69|29|Saltanatm da benden (koptu), yok olup gitti.
69|30|Onu yakalayn da, (ellerini boynuna) baًlayn;
69|31|Sonra alevli atee atn onu!
69|32|Sonra da onu yetmi arn uzunluًunda bir zincir içinde oraya sokun!
69|33|اünkü o, ulu Allah'a iman etmezdi,
69|34|Yoksulu doyurmaya tevik etmezdi.
69|35|Bu sebeple, bugün burada onun candan bir dostu yoktur.
69|36|فrinden baka yiyecek de yoktur.
69|37|Onu (bile bile )hata ileyenlerden bakas yemez.
69|38|Gِrebildikleriniz üzerine yemin ederim,
69|39|Ve gِremediklerinize ki,
69|40|Hiç üphesiz o (Kur'an), çok erefli bir elçinin sِzüdür.
69|41|Ve o, bir air sِzü deًildir. Ne de az iman ediyorsunuz!
69|42|Bir kâhin sِzü de deًildir (o). Ne de az düünüyorsunuz!
69|43|(O), âlemlerin Rabbi tarafndan indirilmitir.
69|44|Eًer (Peygamber) bize atfen baz sِzler uydurmu olsayd,
69|45|Elbette onu kskvrak yakalardk.
69|46|Sonra onun can damarn koparrdk (onu yaatmazdk).
69|47|Hiçbiriniz buna mâni de olamazdnz.
69|48|Doًrusu o (Kur'an), takvâ sahipleri için bir ًِüttür.
69|49|فçinizde (onu) yalan sayanlar bulunduًunu üphesiz bilmekteyiz.
69|50|Muhakkak o, kâfirler için bir iç yarasdr.
69|51|Ve o, gerçekten kat'î bilginin ta kendisidir.
69|52|O halde, ulu Rabbinin adn yüceltip noksanlklardan tenzih et.
70|1|Bir soran inecek azab sordu:
70|2|فnkârclar için; ki onu savacak yoktur,
70|3|Yükselme derecelerinin sahibi olan Allah katndan.
70|4|Melekler ve Rûh (Cebrail), oraya, miktar (dünya senesi ile) ellibin yl olan bir günde yükselip çkar.
70|5|(Resûlüm!) قimdi sen güzelce sabret.
70|6|Doًrusu onlar, o azab (ihtimalden) uzak gِrüyorlar.
70|7|Biz ise onu yakn gِrmekteyiz.
70|8|O gün gِkyüzü, erimi maden gibi olur.
70|9|Daًlar da atlm yüne dِner.
70|10|Dost, dostu sormaz.
70|11|Birbirlerine gِsterilirler (fakat herkes kendi derdindedir). Günahkâr kimse ister ki, o günün azabndan (kurtulu için), oًullarn,
70|12|Karsn ve kardeini,
70|13|Kendisini koruyup barndran tüm ailesini
70|14|Ve yeryüzünde kim varsa hepsini fidye olarak versin de, tek kendini kurtarsn.
70|15|Fakat ne mümkün! Bilinmeli ki, o (cehennem) alevlenen bir atetir.
70|16|Derileri kavurup soyar.
70|17|Yüz çevirip geri dِneni, (kendine) çaًrr!
70|18|(Servet) toplayp yًan kimseyi!.
70|19|Gerçekten insan, pek hrsl (ve sabrsz) yaratlmtr.
70|20|Kendisine fenalk dokunduًunda szlanr, feryat eder.
70|21|Ona imkân verildiًinde ise pinti kesilir.
70|22|Ancak unlar ِyle deًildir: Namaz klanlar,
70|23|Ki, onlar namazlarnda devamldrlar (ihmal gِstermezler;).
70|24|Mallarnda, belli bir hak vardr,
70|25|Sâile ve mahrûma(vermek için).
70|26|Ceza (ve hesap) gününün doًruluًuna inananlar;
70|27|Rab'lerinin azabndan korkanlar,
70|28|Ki Rab'lerinin azab(na kar) emin olunamaz;
70|29|Irzlarn koruyanlar
70|30|Ancak elerine ve cariyelerine kar müstesna; çünkü onlar knanmaz;
70|31|Bundan ِteye (geçmek) isteyenler ise, onlar taknlarn ta kendileridir,
70|32|Emanetlerine ve ahitlerine riayet edenler;
70|33|قahitliklerini (dosdoًru) yapanlar;
70|34|Namazlarn koruyanlar;
70|35|فte bunlar, cennetlerde aًrlanrlar.
70|36|(Resûlüm!) O kâfirlere ne oluyor ki, sana doًru kouyorlar?
70|37|Bِlük bِlük saًndan ve solundan(gelip etrafn saryorlar)
70|38|Onlardan her biri nimet cennetine sokulacaًn m umuyor?
70|39|Hayr (hiç ummasnlar!) قüphesiz biz onlar, kendilerinin de bildikleri eyden yarattk (fakat ibret almadlar, imana gelmediler).
70|40|Doًularn ve batlarn Rabbine yemin ederim ki, bizim gücümüz yeter:
70|41|قüphesiz onlarn yerine daha iyilerini getirmeye bizim gücümüz yeter ve kimse bizim ِnümüze geçemez.
70|42|Ama sen onlar (imdilik) brak da, tehdit edildikleri günlerine kavuuncaya dek dalsnlar, oynayadursunlar.
70|43|O gün onlar, sanki dikili bir eye kouyorlar gibi, kabirlerinden frlaya frlaya çkarlar.
70|44|Gِzleri horluktan aaً dümü ve kendileri zillete bürünmü bir halde.فte bu, onlarn tehdit edilegeldikleri gündür!
71|1|Kendilerine yakc bir azap gelmeden ِnce kavmini uyar, diye Nuh'u kendi kavmine gِnderdik.
71|2|"Ey kavmim dedi,ben sizin için açk bir uyarcym"
71|3|"Allah'a kulluk edin; O'na kar gelmekten saknn ve bana itaat edin."
71|4|"Ki Allah bir ksm günahlarnz baًlasn ve sizi belli bir vâdeye kadar tehir etsin (muahaze etmeden yaatsn)" Bilinmeli ki Allah'n tayin ettiًi vâde gelince, artk o ertelenmez. Keke bilseydiniz!"
71|5|(Sonra Nuh:) Rabbim! dedi, doًrusu ben kavmimi gece gündüz (imana) davet ettim;
71|6|Fakat benim davetim, ancak kaçmalarn arttrd.
71|7|Gerçekten de, (imana gelmeleri ve bِylece) günahlarn baًlaman için onlar ne zaman davet ettiysem, parmaklarn kulaklarna tkadlar, (beni gِrmemek için) elbiselerine büründüler, ayak dirediler, kibirlendikçe kibirlendiler.
71|8|Sonra, ben kendilerine haykrarak davette bulundum.
71|9|Sonra, onlarla hem açktan açًa hem de gizli gizli konutum.
71|10|Dedim ki : Rabbinizden maًfiret dileyin; çünkü O çok baًlaycdr.
71|11|(Maًfiret dileyin ki,) üzerinize gِkten bol bol yaًmur indirsin,
71|12|Mallarnz ve oًullarnz çoًaltsn, size bahçeler ihsan etsin, sizin için rmaklar aktsn.
71|13|Size ne oluyor ki, Allah'a büyüklüًü yaktramyorsunuz?
71|14|Oysa, sizi türlü merhalelerden geçirerek O yaratmtr.
71|15|Gِrmediniz mi, Allah yedi gًِü birbiriyle ahenktar olarak nasl yaratm!
71|16|Onlarn içinde ay bir nûr klm, günei de bir çeraً yapmtr.
71|17|Allah, sizi de yerden ot (bitirir) gibi bitirmitir.
71|18|Sonra sizi yine oraya dِndürecek ve sizi yeniden çkaracaktr.
71|19|"Allah,yeryüzünü sizin için bir sergi yapmtr."
71|20|"Ki, onda geni yollar edinip dolaabilesiniz.(diye).
71|21|(ضًütlerinin fayda vermemesi üzerine) Nuh: Rabbim! dedi, doًrusu bunlar bana kar geldiler de, mal ve çocuًu kendi ziyann arttrmaktan baka ie yaramayan kimseye uydular.
71|22|Bunlar da, büyük hileler, büyük desiseler kurdular!
71|23|Ve dediler ki: Sakn ilâhlarnz brakmayn; hele Ved'den, Suvâ'dan, Yeًûs'tan, Ye'ûk'tan ve Nesr'den asla vazgeçmeyin!
71|24|(Bِylece) onlar gerçekten birçoklarn saptrdlar. (Rabbim!) Sen de bu zalimlerin ancak aknlklarn arttr!
71|25|Bunlar, günahlar yüzünden suda boًuldular, ardndan da atee sokuldular ve o zaman Allah'a kar yardmclar da bulamadlar.
71|26|Nuh: "Rabbim! dedi, yeryüzünde kâfirlerden hiç kimseyi brakma!"
71|27|"اünkü sen onlar brakrsan kullarn saptrrlar; yalnz ahlâksz, nankِr (insanlar) doًururlar (yetitirirler)."
71|28|"Rabbim! Beni, ana-babam, iman etmi olarak evime girenleri, iman eden erkekleri ve iman eden kadnlar baًla, zalimlerin de ancak helâkini arttr."
72|1|(Resûlüm!) De ki: Cinlerden bir topluluًun (benim okuduًum Kur'an') dinleyip de ِyle sِyledikleri bana vahyolunmutur: Gerçekten biz, hârikulâde güzel bir Kur'an dinledik .
72|2|Doًru yola iletiyor, ona iman ettik. (Artk) kimseyi Rabbimize asla ortak komayacaًz.
72|3|Hakikat u ki, Rabbimizin ân çok yücedir. O, ne e ne de çocuk edinmitir.
72|4|Doًrusu bizim beyinsiz olanmz (iblis veya azgn cinler), Allah hakknda pekar yalanlar uyduruyormu.
72|5|Halbuki biz, gerek insanlar gerekse cinler Allah hakknda asla yalan sِylemezler, sanmtk.
72|6|قu da gerçek ki, insanlardan baz kimseler, cinlerden baz kimselere sًnrlard da, onlarn taknlklarn arttrrlard.
72|7|Onlar da sizin sandًnz gibi, Allah'n hiç kimseyi tekrar diriltmeyeceًini sanmlard.
72|8|Doًrusu biz (cinler), gًِü yokladk, fakat onu sert bekçilerle, alev huzmeleriyle doldurulmu bulduk.
72|9|Halbuki, (daha ِnce) biz onun baz ksmlarnda (haber) dinlemek için oturacak yerler (bulup) oturuyorduk; fakat imdi kim dinlemek isterse, kendisini gِzetleyen bir alev huzmesi buluyor.
72|10|Bilmiyoruz, yeryüzündekilere kِtülük mü murat edildi, yoksa Rableri onlara bir hayr m diledi?
72|11|Gerçekten biz, -kimimiz sâlih kiiler, kimimiz ise bunlardan aaًda olmak üzere- türlü türlü yollar tutmutuk.
72|12|(Artk) u gerçeًi üphesiz anladk ki, biz yeryüzünde bulunsak da Allah' âciz brakamayacaًz, baka yere kaçmakla da elinden kurtulamayacaًz.
72|13|Doًrusu biz, o hidayeti (Kur'an') iitince ona iman ettik. Kim Rabbine iman ederse, artk ne bir (ecrinin) eksikliًe uًratlmasndan ne de hakszlk edilmesinden korkar.
72|14|فçimizde, (Allah'a) teslimiyet gِsterenler de var, hak yoldan sapanlar da var. Teslimiyet gِsteren kimseler, doًru yolu arayanlardr.
72|15|Hak yoldan sapanlara gelince, onlar cehenneme odun olmulardr.
72|16|قayet doًru yolda gitselerdi,onlara bol su verirdik.
72|17|Bu hususta kendilerini denememiz için , Kim Rabbinin zikrinden yüz çevirirse, (Rabbin) onu gitgide artan çetin bir azaba uًratr.
72|18|Mescidler üphesiz Allah'ndr. O halde, Allah ile birlikte kimseye yalvarmayn (ve kulluk etmeyin).
72|19|Allah'n kulu, O'na yalvarmaya (namaza) kalknca, neredeyse onun etrafnda keçe gibi birbirlerine geçeceklerdi.
72|20|(Resûlüm!) De ki: Ben ancak Rabbime yalvarrm ve O'na kimseyi ortak komam.
72|21|De ki: Doًrusu ben (kendi bama) size ne zarar verme ne de fayda saًlama gücüne sahibim.
72|22|De ki: Gerçekten (bana bir kِtülük dilerse) Allah'a kar beni kimse himaye edemez, O'ndan baka sًnacak kimse de bulamam.
72|23|(Benim yaptًm) ancak Allah katndan olan, O'nun gِnderdiklerini tebliًdir. Artk kim Allah ve Resûlüne kar gelirse, bilsin ki ona, (kendi gibilerle birlikte) içinde ebedî kalacaklar cehennem atei vardr.
72|24|Sonunda, tehdit edilip durduklarn (azab, kyameti) gِrdükleri zaman, kim yardmc olma bakmndan daha güçsüz ve sayca daha az imi, bileceklerdir.
72|25|De ki: Tehdit edilegeldiًiniz (azap), yakn mdr, yoksa Rabbim onun için uzun bir süre mi koyar, ben bilmem.
72|26|O bütün gِrülmeyenleri bilir. Srlarna kimseyi muttali klmaz;
72|27|Ancak, (bildirmeyi) dilediًi peygamber bunun dndadr. اünkü O, bunun ِnünden ve ardndan gِzcüler salar,
72|28|Ki bِylece onlarn (peygamberlerin), Rablerinin gِnderdiklerini hakkyla tebliً ettiklerini bilsin. (Allah) onlarn nezdinde olup bitenleri çepeçevre kuatm ve her eyi bir bir saymtr (kaydetmitir).
73|1|Ey ِrtünüp bürünen (Resûlüm)!
73|2|Biraz hariç, geceleri kalk namaz kl.
73|3|(Gecenin) yarsn (kl). Yahut bunu biraz azalt.
73|4|Ya da bunu çoًalt ve Kur'an' tane tane oku.
73|5|Doًrusu biz sana (tamas) aًr bir sِz vahyedeceًiz.
73|6|قüphesiz gece kalk, (kalp ve uzuvlar arasnda) tam bir uyuma ve saًlam bir kraata daha elverilidir.
73|7|Zira gündüz vakti, sana uzun bir meguliyet var.
73|8|Rabbinin adn an. Bütün varlًnla O'na yِnel.
73|9|O, doًunun da batnn da Rabbidir. O'ndan baka ilâh yoktur. ضyleyse yalnz O'nun himayesine sًn.
73|10|Onlarn (müriklerin) sِylediklerine katlan ve onlardan güzellikle ayrl.
73|11|Nimet içinde yüzen o yalanclar bana brak ve onlara biraz mühlet ver.
73|12|Hiç üphesiz bizim nezdimizde (onlar için hazrlanm) boyunduruklar, yakc bir ate, var.
73|13|Boًazdan geçmez bir yiyecek ve elem verici bir azap var.
73|14|O gün (kyamet günü) yeryüzü ve daًlar sarslr; daًlar çِküntü ile akp giden kum yًnna dِner.
73|15|Nasl Firavun'a bir elçi gِndermi idiysek doًrusu size de, hakknzda ahitlik edecek bir peygamber gِnderdik.
73|16|Ama Firavun o peygambere kar gelmi, biz de onu aًr ve çetin bir ekilde muaheze etmitik.
73|17|Peki inkâr ederseniz, çocuklar ak saçl ihtiyarlara çevirecek o günden kendinizi nasl koruyabileceksiniz?
73|18|Gِkyüzü bile onunla (o günün dehetiyle) yarlacaktr. Allah'n vâdi mutlaka yerine gelir.
73|19|فte bu (anlatlanlar), üphesiz bir ًِüttür. Artk kim dilerse Rabbine (varan) bir yol tutar.
73|20|(Resûlüm!) Senin, gecenin üçte ikisine yakn ksmn, (bazen) yarsn, (bazen de) üçte birini yatmadan (ibadetle) geçirdiًini ve beraberinde bulunanlardan bir topluluًun da (bِyle yaptًn) Rabbin elbette biliyor. Gece ve gündüzü (içinde olup bitenleri iyiden iyiye) ِlçüp biçen ancak Allah'tr. O sizin, bunu sayamayacaًnz bildiًi için, sizi baًlad. Artk, Kur'an'dan kolaynza geleni okuyun. Allah bilmektedir ki, içinizde hastalar bulunacak, bir ksmnz Allah'n lütfundan (rzk) aramak üzere yeryüzünde yol tepecekler, diًer bir ksmnz da Allah yolunda çarpacaklardr. O halde Kur'an'dan kolaynza geleni okuyun. Namaz kln, zekât verin, Allah'a gِnül holuًuyla ِdünç verin. Kendiniz için ِnden (dünyada iken) ne iyilik hazrlarsanz Allah katnda onu bulursunuz; hem de daha üstün ve mükâfatça daha büyük olmak üzere. Allah'tan maًfiret dileyin, üphesiz Allah çok baًlayc, çok esirgeyicidir.
74|1|Ey bürünüp sarnan (Resûlüm)!
74|2|Kalk, ve (insanlar) uyar.
74|3|Sadece Rabbini büyük tan.
74|4|Elbiseni tertemiz tut.
74|5|Kِtü eyleri terket.
74|6|Yaptًn iyiliًi çok gِrerek baa kakma.
74|7|Rabbinin rzasna ermek için sabret.
74|8|O Sûr'a üfürüldüًü zaman var ya,
74|9|فte o gün zorlu bir gündür.
74|10|Kâfirler için (hiç de) kolay deًildir.
74|11|Tek olarak yarattًm, kimseyi bana brak,
74|12|Kendisine geni servet verdim,
74|13|Gِz ِnünde duran oًullar (verdim),
74|14|Kendisine bir dِeyi dِedim.
74|15|ـstelik o (nimetlerimi) daha da arttrmam umuyor.
74|16|Asla (ummasn)! اünkü o, bizim âyetlerimize kar alabildiًine inatçdr.
74|17|Ben onu sarp bir yokua sardracaًm!
74|18|Zira o, düündü tand, ِlçtü biçti.
74|19|Can çkasca, ne biçim ِlçtü biçti!
74|20|Sonra, can çkasca tekrar (ِlçtü biçti); nasl ِlçtü biçtiyse!
74|21|Sonra bakt.
74|22|Sonra kalarn çatt, suratn ast.
74|23|En sonunda, kibirini yenemeyip srt çevirdi.
74|24|"Bu (Kur'an) dedi, olsa olsa (sihirbazlardan ًِrenilip) nakledilen bir sihirdir."
74|25|Bu, insan sِzünden baka bir ey deًil."
74|26|Ben onu sekara (cehenneme) sokacaًm.
74|27|Sen biliyor musun sekar nedir?
74|28|Hem (bütün bedeni helâk eder, hiçbir ey) brakmaz, hem (eski hale getirip tekrar azap etmekten) vazgeçmez o.
74|29|فnsann derisini kavurur.
74|30|ـzerinde ondokuz (muhafz melek) vardr.
74|31|Biz cehennemin ilerine bakmakla ancak melekleri gِrevlendirmiizdir. Onlarn saysn da inkârclar için sadece bir imtihan (vesilesi) yaptk ki, bِylelikle, kendilerine kitap verilenler iyiden iyiye ًِrensin, iman edenlerin imann atrttrsn; hem kendilerine kitap verilenler hem müminler üpheye dümesinler, kalplerinde hastalk bulunanlar ve kâfirler de: "Allah bu misalle ne demek istemitir ki?" desinler. فte Allah bِylece, dilediًini sapklkta brakr, dilediًini doًru yola eritirir. Rabbinin ordularn, kendisinden bakas bilmez. Bu ise, insanlk için ancak bir ًِüttür.
74|32|Hayr hayr (ًِüt almazlar). Aya andolsun ki,
74|33|Dِnüp gitmekte olan geceye,
74|34|Aًarmakta olan sabaha andolsun ki,
74|35|O (cehennem), büyük musibetlerden biridir.
74|36|فnsanlk için, uyarcdr.
74|37|Sizden ileri gitmek ya da geri kalmak isteyen kimseler için (uyarcdr) .
74|38|Her nefis, kazandًna karlk bir rehindir;
74|39|Ancak saًdakiler baka.
74|40|Onlar cennetler içinde sorarlar.
74|41|Günahkârlarn durumunu:
74|42|"Sizi u yakc atee sokan nedir?" diye
74|43|Onlar ِyle cevap verirler: Biz namaz klanlardan deًildik,
74|44|Yoksulu doyurmuyorduk,
74|45|(Bâtla) dalanlarla birlikte dalyorduk,
74|46|Ceza gününü de yalan sayyorduk,
74|47|Sonunda bize ِlüm geldi çatt.
74|48|Artk efaatçilerin efaati onlara fayda vermez.
74|49|Bِyle iken onlara ne oluyor ki, ًِütten yüz çeviriyorlar?
74|50|Kaçan yaban eekleri gibi,
74|51|آdeta arslandan ürkmü.
74|52|Daha doًrusu onlardan her biri, kendisine, (ِnünde) açlm sahifeler (ilâhî vahiy) verilmesini istiyor.
74|53|Hayr! Aslnda onlar ahiretten korkmuyorlar.
74|54|Asla (düündükleri gibi deًil)! Bilsinler ki bu, gerçekten bir ikazdr!
74|55|Dileyen ondan (düünüp) ًِüt alr.
74|56|Bununla beraber, Allah dilemeksizin onlar ًِüt alamazlar. Saknlmaya lâyk olan da O'dur, maًfiret sahibi de O'dur.
75|1|Kyamet gününe yemin ederim.
75|2|Kendini knayan (pimanlk duyan) nefse yemin ederim (diriltilip hesaba çekileceksiniz).
75|3|فnsan, kendisinin kemiklerini biraraya toplayamayacaًmz m sanr?
75|4|Evet, bizim, onun parmak uçlarn bile aynen eski haline getirmeye gücümüz yeter.
75|5|Fakat insan ِnündekini (kyameti) yalanlamak ister.
75|6|"Kyamet günü ne zamanm?" diye sorar.
75|7|فte, gِz kamatً,
75|8|Ay tutulduًu,
75|9|Günele ay biraraya getirildiًi zaman!
75|10|O gün insan, "Kaçacak yer neresi!" diyecektir.
75|11|Hayr, hayr! (Kaçp) sًnacak yer yoktur!
75|12|O gün varp durulacak yer, sadece Rabbinin huzurudur.
75|13|O gün insana, ileri gِtürdüًü ve geri braktً ne varsa bildirilir.
75|14|Artk insan, kendi kendinin ahididir.
75|15|فsterse ِzürlerini sayp dِksün.
75|16|(Resûlüm!) onu (vahyi) çarçabuk almak için dilini kmldatma.
75|17|قüphesiz onu, toplamak (senin kalbine yerletirmek) ve onu okutmak bize aittir.
75|18|O halde, biz onu okuduًumuz zaman, sen onun okunuunu takip et.
75|19|Sonra üphen olmasnki, onu açklamak da bize aittir.
75|20|Hayr! Doًrusu siz, çarçabuk geçeni (dünya hayatn ve nimetlerini) seviyorsunuz da,
75|21|Ahireti brakyorsunuz.
75|22|Yüzler vardr ki, o gün l l parldayacaktr.
75|23|Rablerine bakacaklardr (O'nu gِreceklerdir).
75|24|Yüzler de vardr ki, o gün buruacaktr;
75|25|Kendilerinin, bel kemiklerini kran bir felâkete uًratlacaًn sezeceklerdir.
75|26|Artk gِzünüzü açn! Ne zaman ki can kِprücük kemiًine dayanr,
75|27|"Tedavi edebilecek kimdir?" denir.
75|28|(Can çekien) bunun gerçek bir ayrl olduًunu anlar.
75|29|Ve bacak bacaًa dolar.
75|30|فte o gün sevkedilecek yer, sadece Rabbinin huzurudur.
75|31|فte o, (Peygamber'in getirdiًini) doًru kabul etmemi, namaz da klmamt.
75|32|Aksine yalan saym ve yüz çevirmiti.
75|33|Sonra da çalm sata sata yürüyerek kendi ehline (taraftarlarna) gitmiti.
75|34|Lâyktr (o azap) sana, lâyk!
75|35|Evet, lâyktr sana (o azap) lâyk!
75|36|فnsan, kendisinin babo braklacaًn m sanr!
75|37|O, (dِl yataًna) aktlan meninin içinden bir nutfe (sperm) deًil miydi?
75|38|Sonra bu, alaka (alanm yumurta) olmu, derken Allah onu (insan biçiminde) yaratp ekillendirmiti.
75|39|Ondan da iki ei, yani erkek ve diiyi var etmiti.
75|40|Peki (bunlar yapan) Allah'n, ِlüleri tekrar diriltmeye gücü yetmez mi?
76|1|فnsann üzerinden, henüz kendisinin anlan bir ey olmadً uzun bir süre geçmedi mi?
76|2|Gerçek u ki, biz insan katk bir nutfeden (erkek ve kadnn dِlünden) yarattk; onu imtihan edelim diye, kendisini iitir ve gِrür kldk.
76|3|قüphesiz biz ona (doًru) yolu gِsterdik. فster ükredici olsun ister nankِr.
76|4|Doًrusu biz, kâfirler için zincirler; demir halkalar ve alevli bir ate hazrladk.
76|5|فyiler ise, kâfûr katlm bir kadehten (cennet arab) içerler.
76|6|(Bu,) Allah'n has kullarnn içtikleri ve akttkça akttklar bir pnardr.
76|7|O kullar, iddeti her yere yaylm olan bir günden korkarak verdikleri sِzü yerine getirirler.
76|8|Onlar, kendi canlar çekmesine raًmen yemeًi yoksula, yetime ve esire yedirirler.
76|9|"Biz sizi Allah rzas için doyuruyoruz; sizden ne bir karlk ne de bir teekkür bekliyoruz."
76|10|"Biz, çetin ve belâl bir günde Rabbimizden (O'nun azabna uًramaktan) korkarz" (derler).
76|11|فte bu yüzden Allah onlar o günün fenalًndan esirger; (yüzlerine) parlaklk, (gِnüllerine) sevinç verir.
76|12|Sabretmelerine karlk onlara cenneti ve (cennetteki) ipekleri lütfeder.
76|13|Orada koltuklara kurulmu olarak bulunurlar; ne yakc scak gِrülür orada, ne de dondurucu soًuk.
76|14|(Cennet aًaçlarnn) gِlgeleri, üzerlerine sarkar; kolayca koparlabilen meyveleri istifadelerine sunulur.
76|15|Yanlarnda gümüten kaplar ve billûr kupalar dolatrlr.
76|16|Gümüten ِyle kadehler ki onlar istedikleri ِlçüde tayin ve takdir etmilerdir.
76|17|Onlara orada bir kâseden içirilir ki (bu arabn) karmnda zencefil vardr.
76|18|(Bu arap) orada bir pnardandr ki adna Selsebîl denir.
76|19|O insanlarn etrafnda ِyle ِlümsüz genç nedîmler dolar ki, onlar gِrdüًünde, etrafa saçlp daًlm inciler sanrsn.
76|20|Ne yana bakarsan bak, (yًnla) nimet ve ulu bir saltanat gِrürsün.
76|21|ـzerlerinde yeil ipekten ince ve kaln elbiseler vardr; gümü bilezikler taknmlardr. Rableri onlara tertemiz bir içki içirir.
76|22|(Onlara ِyle denir:) Bu, sizin için bir mükâfattr. Sizin gayretiniz karlًn bulmutur.
76|23|(Resûlüm!) Kur'an' sana biz, evet biz indirdik.
76|24|Artk Rabbinin hükmüne (boyun eًip) sabret; onlardan hiçbir günahkâra, yahut hiçbir nankِre boyun eًme.
76|25|Sabah akam Rabbinin ismini yâdet.
76|26|Gecenin bir ksmnda O'na secde et; gecenin uzun bir bِlümünde de O'nu tesbih et.
76|27|قu insanlar, çarçabuk geçen dünyay seviyorlar da ِnlerindeki çetin bir günü (ahireti) ihmal ediyorlar.
76|28|Onlar biz yarattk; onlarn yaratln sapasaًlam yaptk. Dilediًimizde (kendilerini yok eder) yerlerine benzerlerni getiririz.
76|29|قüphesiz ki bu bir ًِüttür. Artk dileyen Rabbine bir yol tutar.
76|30|Sizler ancak Rabbinizin dilemesi (izin vermesi) sayesinde (bir eyi) dileyebilirsiniz. قüphesiz Allah her eyi bilendir, hikmet sahibidir.
76|31|O, dilediًini rahmetine dahil eder. Zalimlere gelince, onlar için elem verici bir azap hazrlamtr.
77|1|Yemin olsun, (iyiliklerle) birbiri peinden gِnderilenlere;
77|2|قiddetle eserek (zararllar) savurup atanlara;
77|3|(Hakikat ve hayrlar) yaydkça yayanlara;
77|4|(Hak ile batl) birbirinden iyice ayranlara;
77|5|ضًüt telkin edenlere;
77|6|(Allah'a yِnelenleri) artmak, (kِtüleri) sakndrmak için.
77|7|Bilin ki size vadolunan ey gerçekleecek!
77|8|Yldzlarn ً sِndürüldüًü zaman,
77|9|Gِkkubbe yarldً zaman,
77|10|Daًlar ufalanp savrulduًu zaman ,
77|11|Peygamberlerin (ümmetleri hakknda ahitlik) vakti tayin edildiًi zaman (artk kyamet kopmutur).
77|12|(Bu alâmetler) hangi vakte ertelenmitir?
77|13|Ayrm gününe.
77|14|(Resûlüm!) Ayrm gününün ne olduًunu sen nereden bileceksin!
77|15|O gün (Peygamber'i ve ahireti) yalan sayanlarn vay haline!
77|16|Biz, (bunlar gibi inkârc olan) ِncekileri helâk etmedik mi?
77|17|Sonra arkadakileri de onlarn ardna takacaًz.
77|18|فte biz suçlulara bِyle yaparz!
77|19|O gün, (hakikatleri) yalan sayanlarn vay haline!
77|20|(Ey insanlar!) Biz sizi dayanksz bir sudan yaratmadk m?
77|21|فte o suyu, saًlam bir yere yerletirdik.
77|22|Belli bir süreye kadar.
77|23|Biz buna güç yetirmiizdir. Ve bizim gücümüz ne büyüktür!
77|24|O gün (hakikatleri) yalan sayanlarn vayhaline!
77|25|Biz, yeryüzünü toplanma yeri yapmadk m?
77|26|Dirilere ve ِlülere .
77|27|Yeryüzünde hametli daًlar yarattk, sizlere tatl sular içirdik..
77|28|O gün, (hakikatleri) yalan sayanlarn vay haline!
77|29|(فnkârclara o gün ِyle denilir:) yalan sayageldiًiniz azaba doًru gidin!
77|30|ـç kola ayrlm,bir gِlgeًe gidin.
77|31|Ki ne gِlgelendiren ne de alevden koruyandr.
77|32|O, saray gibi kocaman kvlcm saçar.
77|33|Her bir kvlcm, sanki birer sar deve gibidir.
77|34|O gün, (hakikatleri) yalan sayanlarn vay haline!
77|35|Bu, (kâfirlerin) konuamayacaً bir gündür.
77|36|Onlara izin de verilmez ki (sِzde) mazeretlerini beyan etsinler.
77|37|O gün, (hakikatleri) yalan sayanlarn vay haline!
77|38|(O zaman ِyle denir:) Bu, ayrm günüdür. Sizi ve sizden ِncekileri bir araya getirdik.
77|39|(Azaptan kurtulmanz için) bir hileniz varsa, gِsterin bana hilenizi!
77|40|O gün, (hakikatleri) yalan sayanlarn vay haline!
77|41|قüphesiz (o gün) takvâ sahipleri, gِlgeliklerde ve pnar balarnda,
77|42|Canlarnn çektiًi çeit çeit meyveler arasndadrlar.
77|43|(Kendilerine:) "فlediklerinizin karlً olarak imdi âfiyetle yeyin için" (denir).
77|44|فte, biz iyilik yapanlar bِyle mükâfatlandrrz.
77|45|O gün, (hakikatleri) yalan sayanlarn vay haline!
77|46|(Ey inkârclar!) Yeyiniz, (dünyadan) faydalannz biraz! Gerçek u ki, sizler suçlusunuz!
77|47|O gün, (hakikatleri) yalan sayanlarn vay haline!
77|48|Onlar, kendilerine: "Allah'n huzurunda eًilin!" denildiًi vakit eًilmezler:
77|49|O gün, (hakikatleri) yalan sayanlarn vay haline!
77|50|Onlar artk bundan (Kur'an'dan) sonra hangi sِze inanacaklar.
78|1|Birbirlerine neyi soruyorlar?
78|2|O büyük haberden mi?
78|3|(فnanp inanmamakta) ayrlًa dümektedirler.
78|4|Hayr! Anlayacaklar!
78|5|Yine hayr! Onlar anlayacaklar!
78|6|Biz yeryüzünü bir dِek, yapmadk m?
78|7|Daًlar da birer kazk .
78|8|Sizi çifter çifter yarattk.
78|9|Uykunuzu bir dinlenme kldk.
78|10|Geceyi bir ِrtü yaptk.
78|11|Gündüzü de çalp kazanma zaman kldk.
78|12|ـstünüzde yedi kat saًlam gًِü bina ettik.
78|13|(Orada) alev alev yanan bir kandil yarattk.
78|14|Skan bulutlardan arl arl akan sular indirdik.
78|15|Size tohumlar, bitkiler,yetitirmek için
78|16|Ve aًaçlar(birbirine) sarma dola bahçeler.
78|17|قüphesiz hüküm günü vakit olarak belirlenmitir.
78|18|Sûr'a üflendiًi gün, bِlük bِlük Allah'a gelirsiniz.
78|19|Gِkyüzü açlr ve orada pek çok kaplar oluur;
78|20|Daًlar yürütülür, serap haline gelir.
78|21|قüphesiz, cehennem pusuda beklemektedir.
78|22|Azgnlarn barnacaً yerdir (cehennem).
78|23|(Azgnlar) orada çaًlar boyu kalacaklar ,
78|24|Orada bir serinlik ya da (susuzluk gideren) bir içecek tatmazlar,
78|25|Kaynar su ve irin (tadarlar).
78|26|Ancak (dünyada yaptklarna) uygun karlk olarak.
78|27|اünkü onlar hesap gününü (geleceًini) ummazlard.
78|28|Bizim âyetlerimizi yalanladkça yalanlamlard.
78|29|Biz ise her eyi bir kitapta sayp yazmzdr.
78|30|Tadn! Bundan sonra yalnzca azabnz arttracaًz.
78|31|قüphesiz takvâ sahipleri için de baar ِdülü vardr.
78|32|Bahçeler,baًlar,
78|33|Gًِüsleri tomurcuk gibi kabarm yat kzlar,
78|34|Ve içki dolu kâse(ler) .
78|35|Onlar orada ne bo bir lâkrd ne de yalan iitirler.
78|36|Bunlar Rabbinin yeterli bir baً, mükâfatdr.
78|37|O, gِklerin, yerin ve ikisi arasnda bulunanlarn Rabbidir. O, rahmândr. O gün insanlar O'na kar konumaya yetkili deًillerdir.
78|38|Ruh (Cebrail) ve melekler saf saf olup durduًu gün, Rahmân'n izin verdiklerinden bakalar konumazlar; konuan da doًruyu sِyler.
78|39|فte o, kesin olarak gelecek gündür. O halde dileyen Rabbine varan bir yol tutsun.
78|40|Biz, yakn bir azap ile sizi uyardk. O gün kii ِnceden yaptklarna bakacak ve inkârc kii: "Keke toprak olsaydm!" diyecektir.
79|1|Sِküp çkaranlara, andolsun;
79|2|Yavaça çekenlere,
79|3|Yüzdükçe yüzenlere,
79|4|Yartkça yaranlara,
79|5|Derken i düzenleyenlere .
79|6|Birinci üflemenin (kâinat) sarstً,
79|7|Onu ikinci üflemenin takip ettiًi gün,
79|8|فte o gün yürekler kaygdan oynar,
79|9|Gِzler yorgun düer.
79|10|Diyorlar ki, "ضldükten sonra biz, (dünyadaki) ilk halimize mi dِndürüleceًiz,
79|11|(Hem de) çürümü kemikler olduktan sonra ha?"
79|12|"O zaman bu, ziyanl bir dِnü olur" dediler.
79|13|Bu dِnü, sadece bir seslenmeye bakar.
79|14|Birdenbire kendilerini maherde buluverirler.
79|15|(Habibim!) Sana Musa'nn haberi geldi mi?
79|16|Kutsal vâdi Tuvâ'da Rabbi ona ِyle seslenmiti:
79|17|Firavun'a git! اünkü o çok azd.
79|18|De ki:Nasl arnmaًa gِnlün var m?
79|19|Seni Rabbimin yoluna iletmemi ister misin? Bِylece ondan korkarsn.
79|20|Ve ona en büyük mucizeyi gِsterdi.
79|21|(O ise) hemen yalanlad ve isyan etti.
79|22|Sonra (inkâr için) olanca çabasn gِstererek srtn dِndü.
79|23|Derhal (adamlarn) toplad ve (onlara) baًrd:
79|24|Ben, sizin en yüce Rabbinizim! dedi.
79|25|Allah onu, (herkese ibret olarak) dünya ve ahiret azabyla cezalandrd.
79|26|Elbette bunda, korkan kimseler için büyük bir ibret vardr.
79|27|Sizi yaratmak m daha güç, yoksa gِkyüzünü yaratmak m, ki onu Allah bina etti,
79|28|Onu yükseltti, düzene koydu ,
79|29|Gecesini karartt, gündüzünü aًartt.
79|30|Ondan sonra da yerküreyi dِedi,
79|31|Yerden suyunu ve otlaًn çkard,
79|32|Daًlar saًlam bir ekilde yerletirdi.
79|33|Kendiniz ve hayvanlarnz için bir faydalanma olmak üzere.
79|34|Her eyi alt üst eden o büyük felâket geldiًi vakit,
79|35|فnsann yapp ettiklerini hatrlayacaً gün,
79|36|Ve gِrene cehennem açk bir ekilde gِsterilmitir.
79|37|Artk kim azmsa ,
79|38|Ve dünya hayatn ahirete tercih etmise,
79|39|قüphesiz cehennem(onun için) tek barnaktr.
79|40|Rabbinin makamndan korkan ve nefsini kِtü arzulardan uzaklatrm kimse için,
79|41|قüphesiz cennet(onun) yegâne barnaًdr.
79|42|Sana kyameti sorarlar: Gelip çatmas ne zamandr? (derler.)
79|43|Sen onu nereden bilip bildireceksin!
79|44|Onun nihaî ilmi yalnz Rabbine aittir.
79|45|Sen ancak ondan korkanlar uyarrsn.
79|46|Kyamet gününü gِrdüklerinde (dünyada) sadece bir akam vakti ya da kuluk zaman kadar kaldklarn sanrlar.
80|1|(Peygamber), yüzünü ekitti ve geri dِndü.
80|2|آmânn kendisine gelmesinden ِtürü
80|3|Belki o temizlenecek,
80|4|Yahut ًِüt alacak da o ًِüt ona fayda verecek.
80|5|Kendini (sana) muhtaç gِrmeyene gelince,
80|6|Sen ona yِneliyorsun,
80|7|Oysa ki onun temizlenip arnmasndan sen sorumlu deًilsin.
80|8|Fakat koarak sana gelen ,
80|9|Ve (Allah'tan) korkarak gelenle ,
80|10|Sen onunla ilgilenmiyorsun.
80|11|Hayr! قüphesiz bunlar bir ًِüttür,
80|12|Dileyen ondan (Kur'an'dan) ًِüt alr,
80|13|O, deًerli sahifelerdir,
80|14|Tertemiz klnm, yüce makamlara kaldrlm mukaddes sahifelerde,
80|15|Kâtiplerin ellerindedir ,
80|16|Deًerli ve güvenilir katiplerin.
80|17|Kahrolas insan! Ne inkârcdr!
80|18|Allah onu neden yaratt?
80|19|Bir nutfeden (spermadan) yaratt da ona ekil verdi.
80|20|Sonra ona yolu kolaylatrd.
80|21|Sonra onun cann ald ve kabre soktu.
80|22|Sonra dilediًi bir vakitte onu yeniden diriltir.
80|23|Hayr! (فnsan) Allah'n emrettiًini yapmad.
80|24|فnsan, yediًine bir baksn!
80|25|Yaًmurlar yaًdrdk,
80|26|Sonra topraً gِz gِz yardk,
80|27|Bu suretle orada ekinler bitirdik,
80|28|ـzümler ,yoncalar ,
80|29|Zeytinlikler, hurmalklar ,
80|30|فri ve sk aًaçl bahçeler,
80|31|Meyveler ve çayrlar bitirdik.
80|32|(Bütün bunlar) sizi ve hayvanlarnz yararlandrmak içindir.
80|33|Kulaklar saًr eden o ses geldiًinde,
80|34|فte o gün kii kardeinden, kaçar.
80|35|Annesinden, babasndan,
80|36|Einden ve çocuklarndan .
80|37|O gün, herkesin kendine yetip artacak bir derdi vardr.
80|38|O gün bir takm yüzler parl parl,
80|39|Güler ve sevinir.
80|40|Yine o gün birtakm yüzleri de keder bürümü,
80|41|Hüzünden kapkara kesilmitir.
80|42|فte bunlar kâfirlerdir, günahkârlardr.
81|1|Güne katlanp dürüldüًünde,
81|2|Yldzlar (kararp) dِküldüًünde,
81|3|Daًlar (sallanp) yürütüldüًünde,
81|4|Gebe develer salverildiًinde,
81|5|Vahî hayvanlar toplanp bir araya getirildiًinde,
81|6|Denizler kaynatldًnda,
81|7|Ruhlar (bedenlerle) birletirildiًinde,
81|8|Diri diri topraًa gِmülen kza, sorulduًunda,
81|9|"Hangi günah sebebiyle ِldürüldü?diye.
81|10|(Amellerin yazl olduًu) defterler açldًnda,
81|11|Gِkyüzü syrlp alndًnda,
81|12|Cehennem tututurulduًunda,
81|13|Ve cennet yaklatrldًnda,
81|14|Kii neler getirdiًini ًِrenmi olacaktr.
81|15|قimdi yemin ederim o sinenlere ,
81|16|O akp akp yuvasna gidenlere,
81|17|Kararmaya yüz tuttuًunda geceye andolsun,
81|18|Aًarmaya baladًnda sabaha andolsun ki,
81|19|O (Kur'an), üphesiz deًerli,bir elçinin (Cebrail'in) getirdiًi sِzdür.
81|20|O elçi güçlü, Ar'n sahibi (Allah'n) katnda çok itibarldr.
81|21|O orada saylan, güvenilen (bir elçi) dir.
81|22|Arkadanz (Muhammed) de mecnun deًildir.
81|23|Andolsun ki, onu (Cebrail'i) apaçk ufukta gِrmütür.
81|24|O, gaybn bilgilerini (sizden) esirgemez.
81|25|O lânetlenmi eytann sِzü de deًildir.
81|26|Hal bِyle iken nereye gidiyorsunuz?
81|27|O, herkes için, bir ًِüttür,
81|28|Sizden doًru yolda gitmek isteyenler için de.
81|29|Alemlerin Rabbi Allah dilemedikçe siz dileyemezsiniz.
82|1|Gِkyüzü yarldً zaman,
82|2|Yldzlar dِküldüًü zaman,
82|3|Denizler birbirine katldً zaman,
82|4|Kabirlerin içindekiler dar çkarldً zaman,
82|5|فnsanoًlu (yapp) gِnderdiklerini ve (yapamayp) geride braktklarn bir bir anlar.
82|6|Ey insan! فhsan bol Rabbine kar seni aldatan nedir?
82|7|O Allah ki seni yaratt, seni düzgün ve dengeli klp,ِlçülü bir biçim verdi.
82|8|Seni istediًi her hangi bir ekilde parçalardan oluturdu.
82|9|Hayr! Siz yine de dini yalanlyorsunuz.
82|10|قunu iyi bilin ki üzerinizde bekçiler var,
82|11|Deًerli yazclar var,
82|12|Onlar, yapmakta olduklarnz bilirler.
82|13|فyiler muhakkak cennettedirler,
82|14|Kِtüler de cehennemdedirler.
82|15|Ceza gününde oraya girerler.
82|16|Onlar (kâfirler) oradan bir daha da ayrlmazlar.
82|17|Ceza günü nedir bilir misin?
82|18|Evet, bilir misin? Nedir acaba o ceza günü?
82|19|O gün hiçbir kimse bakas için bir ey yapamaz. O gün i Allah'a kalmtr.
83|1|Eksik ِlçüp noksan yapan hilekârlara yazklar olsun!
83|2|Onlar insanlardan alrken ِlçüp tarttklarnda tam,
83|3|Onlara vermek için ِlçüp tarttklarnda ise eksik ِlçer ve tartarlar.
83|4|Onlar düünmezler mi ki, tekrar diriltilecekler!
83|5|Büyük bir günde
83|6|ضyle bir gün ki, insanlar o günde âlemlerin Rabbinin huzurunda divan duracaklardr.
83|7|Doًrusu günahkârlarn yazs, muhakkak Siccîn'de olmaktr.
83|8|Siccîn nedir, bilir misin?
83|9|(O günahkârlarn yazs) Amellerin saylp yazldً bir kitaptr.
83|10|O gün vay haline yalanclarn!
83|11|Ki onlar, ceza gününü yalan sayarlar.
83|12|Onu ancak hükümleri çiًneyen ve günaha dalan kimseler yalanlar.
83|13|Bِyle birine âyetlerimiz okununca "Eskilerin masallar" derdi.
83|14|Hayr! Bilakis onlarn ilemekte olduklar (kِtülükler) kalplerini kirletmitir.
83|15|Hayr! Onlar üphesiz o gün Rablerinden (O'nu gِrmekten) mahrum kalmlardr.
83|16|Sonra onlar cehenneme girerler.
83|17|Sonra onlara: "فte yalanlam olduًunuz (cehennem) budur" denilir.
83|18|Hayr! Andolsun iyilerin kitab فlliyyûn'dadr.
83|19|فlliyyûn nedir, bilir misin?
83|20|(O فlliyyûn'daki kitap) فçinde ameller kaydedilmi bir kitaptr.
83|21|O kitab, Allah'a yakn olanlar gِrür.
83|22|فyiler kesinkes cennettedir.
83|23|Onlar orada koltuklar üzerinde etrafa bakarlar.
83|24|Onlarn yüzünde nimetlerin sevincini gِrürsün.
83|25|Kendilerine mühürlü hâlis bir içki sunulur.
83|26|Onun içiminin sonunda misk kokusu vardr. فte yaranlar ancak onda yarsnlar.
83|27|Karm Tesnîm'dendir.
83|28|(O Tesnîm Allah'a) Yakn olanlarn içecekleri bir kaynaktr.
83|29|قüphesiz günahkârlar, (dünyada) iman edenlere gülerlerdi.
83|30|Onlarla karlatklarnda ka gِz hareketiyle alay ederlerdi.
83|31|Ailelerine dِndüklerinde, (alaylarndan dolay) keyiflenerek dِnerlerdi.
83|32|Müminleri gِrdüklerinde: "قüphesiz bunlar saptm" derlerdi.
83|33|Halbuki onlar, müminleri denetleyici olarak gِnderilmediler.
83|34|فte o gün (ahirette) de iman edenler kâfirlere gülerler.
83|35|Koltuklar üzerinde etrafa bakarlar.
83|36|Kâfirler yaptklarnn cezasn bulduar m! (Elbette buldular.)
84|1|Gِk yarldً,
84|2|Rabbine kulak verip boyun eًecek hale getirildiًi zaman,
84|3|Yer dümdüz edildiًi,
84|4|فçinde bulunanlar atp boaldً ,
84|5|Ve Rabb'ini dinleyip O'na hakkyla itaata mecbur klndً vakit (insanoًlu yaptklar ile karlar).
84|6|Ey insan! قüphe yok ki sen Rabbine kar çaba üstüne çaba gِstermektesin; sonunda O'na varacaksn.
84|7|Kimin kitab saًndan verilirse,
84|8|Kolay bir hesapla hesaba çekilecek;
84|9|Ve sevinçli olarak ailesine dِnecektir.
84|10|Kimin de kitab arkasndan verilirse,
84|11|Derhal yok olmay isteyecek,
84|12|Ve alevli atee girecektir.
84|13|Zira o, (dünyada) ailesi içinde (mal-mülk sebebiyle) marmt.
84|14|O hiçbir zaman Rabbine dِnmeyeceًini sand.
84|15|Oysa gerçekten Rabbi onu gِrüyordu.
84|16|Hayr! قafaًa, yemin ederim ki ,
84|17|Geceye ve onda basan karanlًa,
84|18|Dolunay olmu aya ,
84|19|Ki,siz elbette halden hale geçeceksiniz.
84|20|Bِyleyken onlar acaba neden iman etmezler?
84|21|Onlar kendilerine Kur'an okununca secde de etmezler.
84|22|Aksine, kâfirler yalanlyorlar.
84|23|Halbuki Allah onlarn gizlediًi eyleri çok iyi bilir.
84|24|(Resûlüm!) Onlara ac azab müjdele!
84|25|فman edip sâlih amel ileyenler bakadr; onlar için arkas kesilmeyen bir mükâfat vardr.
85|1|Burçlara sahip gِkyüzüne,
85|2|Geleceًi bildirilmi olan güne,
85|3|(O günde) tanklk edene ve edilene andolsun ki,
85|4|Kahroldu o hendeًin sahipleri,
85|5|O çral atein ,
85|6|Onlar (yakanlar) da balarna oturmular,
85|7|Müminlere yapmakta olduklar ikenceyi seyrediyorlard.
85|8|Onlardan, srf, azîz ve hamîd olan Allah'a iman ettikleri için intikam aldlar.
85|9|O Allah ki, gِklerin ve yerin mülkü kendisine aittir, ve Allah her eye ahittir .
85|10|قüphesiz inanm erkeklerle inanm kadnlara ikence edip sonra tevbe de etmeyenlere cehennem azab ve (orada) yanma cezas vardr.
85|11|فman edip sâlih ameller ileyenlere ise, zemininden rmaklar akan cennetler vardr. فte büyük kurtulu budur.
85|12|قüphesiz Rabbinin yakalamas çok iddetlidir.
85|13|Bilin ki O, (kâinat yokken) ilk olarak yaratan, (ِlümden sonra tekrar hayat) geri getirendir.
85|14|O, çok baًlayan ve çok sevendir.
85|15|قerefli Ar'n sahibidir.
85|16|Dilediًi eyleri mutlaka yapandr.
85|17|Ordularn, haberi sana geldi mi?
85|18|Yani Firavun ve Semûd'un
85|19|Doًrusu inkârclar (gerçeًi) yalanlayp dururlar.
85|20|Allah onlar arkalarndan kuatmtr.
85|21|Hayr o erefli bir Kur'an'dr.
85|22|Levh-i Mahfuz'dadr.
86|1|Gِkyüzüne ve târka (sabah yldzna) yemin ederim.
86|2|Târkn ne olduًunu nereden bileceksin?
86|3|(O, karanlً) delen yldzdr.
86|4|Hiç kimse yoktur ki üzerinde bir koruyucu, bir denetleyici bulunmasn.
86|5|فnsan neden yaratldًna bir baksn!
86|6|Atlan bir sudan yaratld.
86|7|(O su) srt ile gًِüs kafesi arasndan çkar.
86|8|فte Allah (balangçta bu ekilde yarattً) insan tekrar yaratmaya da kadirdir.
86|9|Gizlenenlerin ortaya dِküldüًü gün
86|10|O gün insan için ne bir güç ne de bir yardmc vardr.
86|11|Dِnü sahibi olan (yaًmur yaًdran) gًِe, yemin ederim ki,
86|12|(Nebat ile) yarlan yere ,
86|13|قüphesiz Kur'an, (hak ile bâtl) ayran bir sِzdür.
86|14|O, asla bir aka deًildir.
86|15|Onlar bir tuzak kurarlar,
86|16|Ben de bir tuzak kurarm.
86|17|Onun için Kâfirlere mühlet ver, onlar biraz kendi hallerine brak (pek yaknda desteًimiz sana gelecek).
87|1|Yüce Rabbinin adn,
87|2|Yaratp düzene koyan,
87|3|Takdir edip yol gِsteren,
87|4|(Topraktan) yeil otu çkaran,
87|5|Sonra da onu kapkara bir sel artًna çeviren yüce Rabbinin adn tesbih (ve takdis) et.
87|6|Sana (Kur an') okutacaًz; sen hiç unutmayacaksn.
87|7|Artk Allah'n dilediًi hariç, قüphesiz Allah, açً ve gizleneni bilir.
87|8|Seni en kolaya muvaffak klacaًz.
87|9|O halde eًer ًِüt fayda verirse ًِüt ver.
87|10|(Allah'tan) korkan ًِütten yararlanacak.
87|11|Kِtü kimse ise ًِütten kaçnacaktr.
87|12|O ki,en büyük atee girecektir.
87|13|Sonra o, atete ne ِlür ne de yaar.
87|14|Doًrusu feraha ermitir temizlenen,
87|15|Rabbinin adn anp O'na kulluk eden.
87|16|Fakat siz (ey insanlar! ) dünya hayatn tercih ediyorsunuz.
87|17|Oysa ahiret daha hayrl daha devamldr.
87|18|قüphesiz bu (anlatlanlar), ِnceki kitaplarda, vardr.
87|19|فbrahim ve Musa'nn kitaplarnda.
88|1|(Resûlüm!) Deheti her eyi kaplayan kyametin haberi sana geldi mi?
88|2|O gün bir takm yüzler zelildir,
88|3|Durmadan çalr, (fakat bouna) yorulur,
88|4|Kzgn atee girer.
88|5|Onlara kaynar su pnarndan içirilir.
88|6|Onlar için kuru dikenden baka yemek yoktur,
88|7|O ise ne besler ne de açlً giderir.
88|8|O gün bir takm yüzler de vardr ki, mutludurlar,
88|9|(dünyadaki) çabalarndan honut olmulardr,
88|10|Yüce bir cennettedirler.
88|11|Orada bo bir sِz iitmezler.
88|12|Orada (cennette) devaml akan bir pnar,
88|13|Yükseltilmi tahtlar,
88|14|Konulmu kadehler,
88|15|Sra sra dizilmi yastklar,
88|16|Serilmi hallar vardr.
88|17|(فnsanlar) devenin nasl yaratldًna, bakmazlar m?
88|18|Gًِe bakmyorlar m nasl yükseltilmi?
88|19|Daًlarn nasl dikildiًine, bakmazlar m?
88|20|Yeryüzünün nasl yayldًna bir bakmazlar m?
88|21|O halde (Resûlüm), ًِüt ver. اünkü sen ancak ًِüt vericisin.
88|22|Onlarn üzerinde bir zorba deًilsin.
88|23|Ancak yüz çevirir inkâr ederse,
88|24|فte ِylesini Allah en büyük azap ile cezalandrr.
88|25|قüphesiz onlarn dِnüü sadece bizedir.
88|26|Sonra onlarn sorguya çekilmesi de sadece bize aittir.
89|1|Andolsun Fecre ,
89|2|On geceye ,
89|3|اifte ve teke,
89|4|(her eyi karanlً ile) ِrttüًü an geceye
89|5|Bunlarda akl sahibi için elbette birer yemin (deًeri) vardr.
89|6|Gِrmedin mi, Rabbin ne yapt آd kavmine?
89|7|Direkleri (yüksek binalar) olan, فrem ehrine?
89|8|Ki ülkeler içinde onun benzeri yaratlmamt ,
89|9|O vadide kayalar yontan Semûd kavmine?
89|10|Kazklar (çadrlar, ordular) sahibi Firavun'a?
89|11|Ki onlarn hepsi ülkelerinde azgnlk ettiler.
89|12|Oralarda kِtülüًü çoًalttlar.
89|13|Bu yüzden Rabbin onlarn üstüne azap kamçs yaًdrd.
89|14|اünkü Rabbin (her an) gِzetlemededir.
89|15|فnsan var ya, Rabbi kendisini imtihan edip de ikramda bulunduًunda ve bol nimet verdiًinde "Rabbim bana ikram etti" der.
89|16|Onu imtihan edip rzkn daralttًnda ise "Rabbim beni ِnemsemedi" der.
89|17|Hayr! Doًrusu siz yetime ikram etmiyorsunuz,
89|18|Yoksulu yedirmeye birbirinizi tevik etmiyorsunuz,
89|19|Haram helâl demeden miras yiyorsunuz.
89|20|Mal ar biçimde seviyorsunuz.
89|21|Ama yeryüzü parça parça dِküldüًü,
89|22|Rabbin(in emri) geldiًi ve melekler saf saf dizildiًi zaman (her ey ortaya çkacaktr).
89|23|O gün cehennem getirilir, insan yaptklarn birer birer hatrlar. Fakat bu hatrlamann ne faydas var!
89|24|(فte o zaman insan:) "Keke bu hayatm için bir eyler yapp gِnderseydim!" der.
89|25|Artk o gün, Allah'n edeceًi azab kimse edemez.
89|26|0'nun vuracaً baً kimse vuramaz.
89|27|Ey huzura kavumu insan!
89|28|Sen O'ndan honut, O da senden honut olarak Rabbine dِn.
89|29|(Seçkin) kullarm arasna katl,
89|30|Ve cennetime gir!
90|1|Andolsun bu beldeye ,
90|2|Ki sen bu beldedesin ,
90|3|Ve andolsun babaya ve ondan meydana gelen çocuًa,
90|4|Biz, insan (yüzyüze geleceًi nice) zorluklar içinde yarattk.
90|5|فnsan, hiç kimsenin kendisine güç yetiremeyeceًini mi sanyor?
90|6|"Pek çok mal harcadm" diyor.
90|7|Kimse onu gِrmedi mi sanyor?
90|8|Biz ona iki gِz vermedik mi?
90|9|Bir dil ve iki dudak ,
90|10|Ona iki yolu (doًru ve eًriyi) gِsterdik .
90|11|Fakat o, sarp yokuu aamad.
90|12|O sarp yoku nedir bilir misin?
90|13|Kِle azat etmek,
90|14|Veya açlk gününde yemek yedirmektir,
90|15|Yaknlً olan bir yetime
90|16|Veya hiçbir eyi olmayan yoksula.
90|17|Sonra iman edenlerden, birbirlerine sabr tavsiye edenlerden ve birbirlerine acmay ًِütleyenlerden olmaktr.
90|18|فte bunlar saًdakilerdir.
90|19|Ayetlerimizi inkâr edenler ise ite onlar soldakilerdir,
90|20|Cezalar, kaplar üzerlerine smsk kapatlm bir atetir.
91|1|Günee ve kuluk vaktindeki aydnlًna
91|2|Günei takip ettiًinde Ay'a,
91|3|Onu açًa çkarttًnda gündüze,
91|4|Onu ِrttüًünde geceye,
91|5|Gِkyüzüne ve onu bina edene,
91|6|Yere ve onu yapp dِeyene,
91|7|Nefse ve ona birtakm kabiliyetler verene,
91|8|Sonra da ona iyilik ve kِtülükleri ilham edene yemin ederim ki,
91|9|Nefsini kِtülüklerden arndran kurtulua ermitir,
91|10|Onu kِtülüklere gِmen de ziyan etmitir.
91|11|Semud kavmi azgnlً yüzünden (Allah'n elçisini) yalanlad.
91|12|Onlarn en bedbaht (deveyi kesmek için) atldًnda,
91|13|Allah'n Resûlü onlara: "Allah'n devesine ve onun su hakkna dokunmayn!" dedi.
91|14|Ama onlar, onu yalanladlar ve deveyi kestiler. Bunun üzerine Rableri günahlar sebebiyle onlara büyük bir felâket gِnderdi de hepsini helâk etti.
91|15|(Allah, bu ekilde azap etmenin) âkbetinden korkacak deًil ya!
92|1|(Karanlً ile etraf) bürüyüp ِrttüًü zaman geceye,
92|2|Açlp aًardً vakit gündüze,
92|3|Erkeًi ve diiyi yaratana yemin ederim ki,
92|4|Sizin ileriniz baka bakadr.
92|5|Artk kim verir ve saknrsa,
92|6|Ve en güzeli de tasdik ederse,
92|7|Biz de onu en kolaya hazrlarz (onda baarl klarz).
92|8|Kim cimrilik eder, kendini müstaًni sayar,
92|9|Ve en güzeli de yalanlarsa,
92|10|Biz de onu en zora hazrlarz.
92|11|Dütüًü zaman da mal kendisine hiç fayda vermez.
92|12|Doًru yolu gِstermek bize aittir.
92|13|قüphesiz ahiret de dünya da bizimdir.
92|14|(Ey insanlar! ) Alev alev yanan bir atele sizi uyardm.
92|15|O atee, ancak kِtü olan girer.
92|16|ضyle kِtü ki, yalanlayp ve yüz çevirmitir.
92|17|En çok korunan ise ondan (ateten) uzak tutulur.
92|18|O ki ,Allah yolunda maln verir, temizlenir.
92|19|Onun nezdinde hiçbir kimseye ait ükranla karlanacak bir nimet yoktur.
92|20|O ancak Yüce Rabbinin rzasn aramak için verir.
92|21|Ve o (buna kavuarak) honut olacaktr.
93|1|Andolsun kuluk vaktine
93|2|Ve sükûna erdiًinde geceye ki,
93|3|Rabbin seni brakmad ve sana darlmad.
93|4|Gerçekten senin için ahiret dünyadan daha hayrldr.
93|5|Pek yaknda Rabbin sana verecek de honut olacaksn.
93|6|O, seni yetim bulup barndrmad m?
93|7|قarm bulup da yol gِstermedi mi?
93|8|Seni fakir bulup zengin etmedi mi?
93|9|ضyleyse yetimi sakn ezme.
93|10|El açp isteyeni de sakn azarlama.
93|11|Ve Rabbinin nimetini minnet ve ükranla an.
94|1|Biz senin gًِsünü açp geniletmedik mi?
94|2|Yükünü senden alp atmadk m?
94|3|O senin belini büken yükü .
94|4|Senin ânn ve ününü yüceltmedik mi?
94|5|Elbette zorluًun yannda bir kolaylk vardr.
94|6|Gerçekten, zorlukla beraber bir kolaylk daha vardr.
94|7|Bo kaldn m hemen (baka) ie koyul,
94|8|Yalnz Rabbine yِnel.
95|1|فncire, zeytine,
95|2|Sina daًna ,
95|3|Ve u emîn beldeye yemin ederim ki,
95|4|Biz insan en güzel biçimde yarattk.
95|5|Sonra da çevirdik aaًlarn aaًsna attk.
95|6|Fakat iman edip sâlih amel ileyenler için eksilmeyen devaml bir ecir vardr.
95|7|Artk bundan sonra, ceza günü konusunda seni kim yalanlayabilir?
95|8|Allah, hüküm verenlerin en üstünü deًil midir?
96|1|Yaratan Rabbinin adyla oku!
96|2|O, insan bir alanm yumurtadan yaratt.
96|3|Oku! Rabbin, en büyük kerem sahibidir.
96|4|O Rab ki kalemle (yazmay) ًِretti.
96|5|فnsana bilmedikleri eyi ًِretti.
96|6|Gerçek u ki, insan azar.
96|7|Kendini kendine yeterli gِrdüًü için.
96|8|Kukusuz dِnü Rabbinedir.
96|9|Gِrdün mü u men edeni,
96|10|Namaz klarken bir kulu (Peygamber'i namazdan)?
96|11|Gِrdün mü, ya o (Peygamber) doًru yolda olur,
96|12|Yahut takvây emrediyorsa?
96|13|Ne dersin o (meneden, Peygamber'i) yalanlyor ve doًru yoldan yüz çeviriyorsa!
96|14|(Bu adam) Allah'n, (yaptklarn) gِrdüًünü bilmez mi!
96|15|Hayr, hayr! Eًer vazgeçmezse, derhal onu alnndan (perçeminden), yakalarz (cehenneme atarz).
96|16|O yalanc, günahkâr alndan (perçemden),
96|17|O, hemen gidip meclisini (kendi taraftarlarn) çaًrsn.
96|18|Biz de zebânîleri çaًracaًz.
96|19|Hayr! Ona uyma! Allah'a secde et ve (yalnzca O'na) yakla!
97|1|Biz onu (Kur'an') Kadir gecesinde indirdik.
97|2|Kadir gecesinin ne olduًunu sen bilir misin?
97|3|Kadir gecesi, bin aydan hayrldr.
97|4|O gecede, Rablerinin izniyle melekler ve Ruh (Cebrail), her i için iner dururlar.
97|5|O gece, esenlik doludur. Ta fecrin doًuuna kadar.
98|1|Apaçk delil kendilerine gelinceye kadar ehl-i kitaptan ve müriklerden inkârclar (küfürden) ayrlacak deًillerdi.
98|2|(فte o apaçk delil,) Allah tarafndan gِnderilen ve tertemiz sahifeleri okuyan bir elçidir.
98|3|En doًru hükümler vardr u sahifelerde.
98|4|Kendilerine kitap verilenler ancak o açk delil (Peygamber) kendilerine geldikten sonra ayrlًa dütüler.
98|5|Halbuki onlara ancak, dini yalnz O'na has klarak ve hanifler olarak Allah'a kulluk etmeleri, namaz klmalar ve zekât vermeleri emrolunmutu. Saًlam din de budur.
98|6|Ehl-i kitap ve müriklerden olan inkârclar, içinde ebedî olarak kalacaklar cehennem ateindedirler. فte halkn en erlileri onlardr.
98|7|فman edip sâlih ameller ileyenlere gelince, halkn en hayrls da onlardr.
98|8|Onlarn Rableri katndaki mükâfatlar, zemininden rmaklar akan, içinde devaml olarak kalacaklar Adn cennetleridir. Allah kendilerinden honut olmu, onlar da Allah'tan honut olmulardr. Bu sِylenenler hep Rabbinden korkan (O'na sayg gِsterenler) içindir.
99|1|Yerküre kendine has sarsntsyla sallandً,
99|2|Toprak aًrlklarn dar çkardً,
99|3|Ve insan "Ne oluyor buna!" dediًi vakit,
99|4|فte o gün (yer) haberlerini anlatr,
99|5|Rabbinin ona bildirmesiyle.
99|6|O gün insanlar amellerini gِrmeleri (karlًn almalar) için darmadaًnk geri dِnüp gelirler.
99|7|Kim zerre miktar hayr yapmsa onu gِrür.
99|8|Kim de zerre miktar er ilemise onu gِrür.
100|1|Harl harl koanlara,
100|2|(Nallaryla) çakarak kvlcm saçanlara,
100|3|(Anszn) sabah baskn yapanlara,
100|4|Orada tozu dumana katanlara,
100|5|Derken orada bir topluluًun ta ortasna girenlere yemin ederim ki ,
100|6|قüphesiz insan, Rabbine kar pek nankِrdür.
100|7|قüphesiz buna kendisi de ahittir ,
100|8|Ve o, mal sevgisine de ar derecede dükündür.
100|9|Kabirlerde bulunanlarn diriltilip dar atldًn düünmez mi?
100|10|Ve kalplerde gizlenenler ortaya konduًu zaman ,
100|11|قüphesiz Rableri o gün onlardan tamamyle haberdardr.
101|1|Kap çalan!
101|2|Nedir o kap çalan?
101|3|O kap çalann ne olduًunu bilir misin?
101|4|فnsanlarn, atein etrafn sarm pervaneler gibi olur,
101|5|Daًlarn da atlm renkli yüne dِnütüًü gündür (o Kâria!)
101|6|O gün kimin tartlan ameli aًr gelirse.
101|7|فte o, honut edici bir yaay içinde olur.
101|8|Ameli yeًni olana gelince.
101|9|فte onun anas (yeri, yurdu) Hâviye'dir.
101|10|Nedir o (Hâviye) bilir misin?
101|11|Kzgn ate!
102|1|اokluk kuruntusu sizi o derece oyalad ki,
102|2|Nihayet kabirleri ziyaret ettiniz.
102|3|Hayr! Yaknda bileceksiniz!
102|4|Elbette yaknda bileceksiniz!
102|5|Gerçek ِyle deًil! Kesin bilgi ile bilmi olsaydnz,
102|6|Mutlaka cehennem ateini gِrürdünüz.
102|7|Sonra ahirette onu çplak gِzle gِreceksiniz.
102|8|Nihayet o gün (dünyada yararlandًnz) nimetlerden elbette ve elbette hesaba çekileceksiniz.
103|1|Asra yemin ederim ki
103|2|فnsan gerçekten ziyan içindedir.
103|3|Bundan ancak iman edip iyi ameller ileyenler, birbirlerine hakk tavsiye edenler ve sabr tavsiye edenler müstesnadr.
104|1|Arkadan çekitirmeyi, yüze kar eًlenmeyi âdet edinen herkesin vay haline!
104|2|O ki, toplam ve onu sayp durmutur.
104|3|(O), malnn kendisini ebedî klacaًn zanneder.
104|4|Hayr! Andolsun ki o, Hutame'ye atlacaktr.
104|5|Hutame'nin ne olduًunu bilir misin?
104|6|Allah'n, tututurulmu ateidir.
104|7|(Yandkça) trmanp kalplerin ta üstüne çkar.
104|8|O ,onlarn üzerine kapatlp kilitlenecektir.
104|9|(Bu atein içinde) uzatlm sütunlara baًlanmtr.
105|1|Rabbin fil sahiplerine neler etti, gِrmedin mi?
105|2|Onlarn kِtü planlarn boa çkarmad m?
105|3|Onlarn üstüne ebâbil kularn gِnderdi.
105|4|O kular, onlarn üzerlerine pikin tuًladan yaplm talar atyordu.
105|5|Bِylece Allah onlar yenilip çiًnenmi ekine çevirdi.
106|1|Kurey'e kolaylatrldً,
106|2|Evet, k ve yaz seyahatleri onlara kolaylatrldً için ,
106|3|Onlar, u evin Rabbine kulluk etsinler,ki,
106|4|Kendilerini açlktan doyuran ve her çeit korkudan emin kld.
107|1|Dini yalanlayan gِrdün mü?
107|2|فte o, yetimi itip kakar;
107|3|Yoksulu doyurmaya tevik etmez;
107|4|Yazklar olsun o namaz klanlara ki,
107|5|Onlar namazlarn ciddiye almazlar.
107|6|Onlar gِsteri yapanlardr,
107|7|Ve hayra da mâni olurlar.
108|1|(Resûlum!) Kukusuz biz sana Kevser'i verdik.
108|2|قimdi sen Rabbine kulluk et ve kurban kes.
108|3|Asl sonu kesik olan, üphesiz sana hnç besleyendir.
109|1|(Resûlüm!) De ki: Ey kâfirler!
109|2|Ben sizin tapmakta olduklarnza tapmam.
109|3|Siz de benim taptًma tapmyorsunuz.
109|4|Ben de sizin taptklarnza asla tapacak deًilim.
109|5|Evet, siz de benim taptًma tapyor deًilsiniz.
109|6|Sizin dininiz size, benim dinim de banadr.
110|1|Allah'n yardm ve zaferi geldiًi,
110|2|Ve insanlarn bِlük bِlük Allah'n dinine girmekte olduklarn gِrdüًün vakit ,
110|3|Rabbine hamdederek O'nu tesbih et ve O'ndan maًfiret dile. اünkü O, tevbeleri çok kabul edendir.
111|1|Ebu Leheb'in iki eli kurusun! Kurudu da.
111|2|Mal ve kazandklar ona fayda vermedi.
111|3|O, alevli bir atete yanacak.
111|4|Odun tayc olarak kars da (atee girecek).
111|5|Ve boynunda hurma lifinden bükülmü bir ip olduًu halde.
112|1|De ki: O, Allah birdir.
112|2|Allah sameddir.
112|3|O, doًurmam ve doًmamtr.
112|4|Onun hiçbir dengi yoktur.
113|1|De ki:"Ben aًaran sabahn Rabbine sًnrm,
113|2|Yarattً eylerin errinden,
113|3|Karanlً çِktüًü zaman gecenin errinden,
113|4|Ve düًümlere üfürüp büyü yapan üfürükçülerin errinden ,
113|5|Ve kskandً vakit kskanç kiinin errinden sabahn Rabbine sًnrm!
114|1|De ki: Sًnrm ben insanlarn Rabbine,
114|2|فnsanlarn Melikine (mutlak sahip ve hakimine),
114|3|فnsanlarn فlâhna.
114|4|O sinsi vesvesenin errinden,
114|5|O ki insanlarn gًِüslerine (kِtü düünceler)fsldar.
114|6|Gerek cinlerden,gerek insanlardan(olan bütün vesvesecilerin errinden Allah'a sًnrm!